İslam'da Reform": Olur mu?

ramo46

New member
HH Üyesi
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
1,913
Reaction score
0
Puanları
0
Gül: İslamda reform gerekli

Abdullah Gül; İslamda reformdan bahsetmiş..
Birçoğumuz, Türkiyedeki İslamcı çevrelerin,
dinde reform diye birşeyi kabul etmediklerini
biliyoruz.
Eşinin başının örtülü olmasıyla da AKPlilerin
genelinden fazlaca bir farklılık barındırmayan
Abdullah Gül'ün bu açıklaması, bizi şaşırttı
diyebilirim..

http://www.hafif.org/yazi/islam-da-reform-olur-mu


Sizce İslam'da reform olur mu?
Abbasilerin bir reform yaptığını da eklersek..
Yenisi lazım mı?

"Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, İslam Konferansı
Örgütü'nün (İKÖ), İslam dünyasının karşı karşıya olduğu
“İslamofobi” ve benzeri sorunlar nedeniyle detaylı reform
çabalarına ihtiyaç duyduğunu belirterek, ”İçinde bulunulan
çağın gereği reformun artık bir tercih değil, bir gereklilik
olduğunu hepimiz kabul ediyoruz. Reformlar konusunda
daha ileriye gidebilmek için gerçek adımlar atılmasının
zamanıdır” dedi. "
 
Bunlar Islamı Hersey Yapar Valla Bunlardan Beklenir Bide Dindarlarmıs Peeeh

Papa Da Alimdi Ozaman
 
kaynak linki eklermisin kuralları okumadan konu açmayınız
 
İslamı şeriattan ibaret gösterilmemesi bir reform sa evet olabilir. İslamın çağa uydurulması gerekir. Ama islamın şartları vardır ve değiştirilemez. İslamın ılımlısı serti olamaz. Çünkü kurallarla belirlenmiştir.

Bu arada basiclife müftümüsün ilah mı nedir sendeki bu herkesin imanını eleştirmek anlamadım.
 
Bunlar ılımlı Islamcı Artık Ne Anlıolarsa Bu Kelimeden Yaptıklarına Bakılırsa
 
İslamı şeriattan ibaret gösterilmemesi bir reform sa evet olabilir. İslamın çağa uydurulması gerekir. Ama islamın şartları vardır ve değiştirilemez. İslamın ılımlısı serti olamaz. Çünkü kurallarla belirlenmiştir.

Bu arada basiclife müftümüsün ilah mı nedir sendeki bu herkesin imanını eleştirmek anlamadım.

Çağa uydurulması biraz yanlış gibi ,uyarlanması demek daha doğru
olur gibime geliyor.Aslında dünyadaki tüm Müslümanları ilgilrndiriyor
yani Türkiyeye has olamaz değil mi?
Madem böyle bir şek söylemiş Cumhurbaşkanımız bildiği bir şeyler
var demekki...
 
Çağa uydurulması biraz yanlış gibi ,uyarlanması demek daha doğru
olur gibime geliyor.Aslında dünyadaki tüm Müslümanları ilgilrndiriyor
yani Türkiyeye has olamaz değil mi?
Madem böyle bir şek söylemiş Cumhurbaşkanımız bildiği bir şeyler
var demekki...

Yani zekatın fitrenin hala eskideki gibi hesaplanmaması gerekiyor diye düşünüyorum.
 
evet olur kelimei şehadette peygamberimizin ALLAHIN RESULÜ OLDUĞU KISIM söylenmeyebilir .

-Türban islamın altıncı şartı olsun ayrıca imanın da şartı olup olmadığı hakkında ulemaya danışılsın.

-tarikat cemaat ve benzeri islami eğitim odakları devletçe desteklensin müritleri askere gitmesin vergi vermesin fatura ödemesin bağış toplayabilsin.

-zinanın tanımı yeniden yapılsın .mesela prezervatif ,ilaç yada benzeri bir koruyucu kullanılmışsa zina sayılmasın.

-kız çocukları 12 yaşında reşit sayılmalı ,sandalyeye oturduklarında ayakları yere değiyorsa reşit sayılmalı.
 
İslamın çağa uydurulması gerekir. Ama islamın şartları vardır ve değiştirilemez. bence islam ve kuran bütün çağlara hitap edebilmektedir . senin de dediğin değiştirilemez şartlar ışığında islamın mensupları yani müslümanlar çağa uydurmalı . yani bilim kültür ve değişik alanlarda islam değil islamcılar kendilerini o değişmez kurallar kapsamında çağa uymalı . böle dersek daha doğru olur .

İslamın ılımlısı serti olamaz. Çünkü kurallarla belirlenmiştir.

Bu arada basiclife müftümüsün ilah mı nedir sendeki bu herkesin imanını eleştirmek anlamadım.

islamın ılımlısı serti olmaz diyorsun ama ılımlı islamcı fethullahı bilerek destekleyen insanlarında ne olduğu az çok çıkar ortaya . ABDullah gülde ılımlı islamcılarla sarmaş dolaş olduğuna göre onunda ne durumda olduğu ortadadır .müftü veya ilah olmaya gerek yok bu durumu görmek için . bu durumu görmek için sadece ve sadece kör olmamak yeterli bence .
 
Doru Dion Abi ABDullah GÜL HA KOPTUM VALLA :):):)
 
Zenginler hac ve zekatı, fakirler namaz ve orucu kaldırmış. Müslümanların çoğunda, sadece sorulunca söyledikleri dillerinde yarım yamalak bir "kelime-i şehadet" kalmış. Sünnetin en önemli maddesi güzel ahlak ise bitkisel hayatta. Evet, şiddetle reforma ihtiyaç var ama dinde değil. Din bozulmamış ki, ilk günkü gibi duruyor. Bozulan ne? Sen ve ben. Başını alacaksın iki elinin arasına "ben nereden geldim, ne için geldim, nereye gidiyorum" diye şöyle bir düşüneceksin. Bir tartalım bakalım bizi yaradana ne kadar yakın ya da uzakız, şimdi ölsek nerenin adamıyız?
 
Mesela 2000 yıl sonra da dünya üzerindeki herhangi bir dinin bugünkü haliyle kalacağını düşünmüyorum. Hangi konuda yeni düzenlemeler getirilir bilemem ama insan hayatında son derece önemli değişiklikler olacak zaman geçtikçe. Bu değişimleri kimse önleyemez. Bu bir gerçek.
 
islamın ılımlısı serti olmaz diyorsun ama ılımlı islamcı fethullahı bilerek destekleyen insanlarında ne olduğu az çok çıkar ortaya . ABDullah gülde ılımlı islamcılarla sarmaş dolaş olduğuna göre onunda ne durumda olduğu ortadadır .müftü veya ilah olmaya gerek yok bu durumu görmek için . bu durumu görmek için sadece ve sadece kör olmamak yeterli bence .


Siyaset diye birşey var bilmem biliyomusunuz. Ahmedinejatlada sarmaş dolaş sence odamı ılımlı islamcı. Ülkeler arası dostluklar yada düşmanlıklar sadece ülkelerin çıkarı içindir.

abd ülkeyi ele geçirmeye çalışıyor iran şeriatçı israil filistini vuruyo ermenistan sorkırım dio o zaman kimseyle görüşmeyeleim biz demi.
 
Siyaset diye birşey var bilmem biliyomusunuz. Ahmedinejatlada sarmaş dolaş sence odamı ılımlı islamcı. Ülkeler arası dostluklar yada düşmanlıklar sadece ülkelerin çıkarı içindir.

abd ülkeyi ele geçirmeye çalışıyor iran şeriatçı israil filistini vuruyo ermenistan sorkırım dio o zaman kimseyle görüşmeyeleim biz demi.

EWT AKP NİNDE ÜLKELER ARASI İLİŞKİLERDEN ANLADIĞI ÜLKEYİ BASKA ÜLKELERE SATMAKTIR

E Hadi Cevap Versene Banada

Neden Cevap Yazmıon Azına Lafı Tıkıcam Die Mi?
 
Yani zekatın fitrenin hala eskideki gibi hesaplanmaması gerekiyor diye düşünüyorum.

:D:D:D:D iyide islamiyette hesap altın ve gümüş üzerinedir. Yani eskiden ki gibi demekle neyi kastettin. Ayriyetten zekatın gayet basit bi açıklaması var: malının kırkta biri. Fitre diyorsan oda bir insanın doyacağı kadar yemek fiyatıdır. Eskiden insanlar 4 mideli filan değildi eskiden neyse şimdide o.
 
Benden sonra ekLenen her yeniLik bidat.. Her bidatte sapkınLıktır diyor Hz. Peygamber (s.a.v.)

İslamın reforma yeniLiğe inkıLaba ihtiyacı yoktur
Her devre ışık tutmuş ve kıyamete kadar da tutacaktır
KurtuLuş huzur sadece O´ndadır..
 
Siyaset diye birşey var bilmem biliyomusunuz. Ahmedinejatlada sarmaş dolaş sence odamı ılımlı islamcı. Ülkeler arası dostluklar yada düşmanlıklar sadece ülkelerin çıkarı içindir.

abd ülkeyi ele geçirmeye çalışıyor iran şeriatçı israil filistini vuruyo ermenistan sorkırım dio o zaman kimseyle görüşmeyeleim biz demi.

ABDullah gül yazınca amerikayı kastettiğimi düşündü galiba .

arkadaşım ben ılımlı islam derken fethullahcıları kastediyorum.abd de var bu planın içinde ama ben fetoyu kastettim .

ahmedinejadla benim mahallenin muhtarı sıfatı ile görüşmüyor ki . malesef c.başkanı sıfatıyla görüşüyor .şuanda biz bunun da lafını yapmıyoz . ne konuşuyo ne ediyo günahı boynuna artık . fetoyla bu herif cumhur olunca görüşmeye başlamadı ki . beraber yürüdüler o yollarda (hay onların yolunu ) .

sen benim demek istediğimi anlamamışın . basiclife da güzel bi cevap vermiş ama sen beni anlamamışsın
 
Benden sonra ekLenen her yeniLik bidat.. Her bidatte sapkınLıktır diyor Hz. Peygamber (s.a.v.)

İslamın reforma yeniLiğe inkıLaba ihtiyacı yoktur
Her devre ışık tutmuş ve kıyamete kadar da tutacaktır
KurtuLuş huzur sadece O´ndadır..

Haklısın sana katılıyorum.
Bu konuyu daha iyi anlayabilmek için Dr. Edip Yuksel in
bir yazısını ekliyorum...

Muhammed Peygamberin vefatından kısa sure sonra cahiliyye devrinin kabileciliğini ve putperestliğini hortlatan munafıklar, birçok muslümanı oldürmüşler ve Emevi'lerin başlattığı şeytani halifelikle birlikte islam'ın mesajını tahrif etmek ve onu ortacağ Arap kültürüne dönüştürmek icin maaşlı dinadamlarını seferber etmişlerdir.

Islam dininin biricik kaynagi olan Kuran'in anlasilmaz, detaysiz ve yetersiz oldugunu ileri suren musrik dinadamlari, yalniz Allah'a ozgulenmesi gereken dini Allah + Peygamber + sahabe + tabiin + mezhep imamlari + mezhepte muctehitler + eski alimler ve seyhler + daha sonra gelen alimcikler ve seyhciklerden olusan bir anonim sirketin ortaya koydugu bir beserî din corbasi haline donusturduler. (Lutfen su sure ve ayetlere bakiniz: 7:29; 9:31; 16:52; 39:2,11,14; 40:14,65; 42:21; 98:5).

Zamanimiza kadar etkileri suren bu felaketli donemde Kuran'in yeterli olmadigi inanci yayginlasmis ve ciltlerle hadis ve fikih kitaplari uydurulmustur. Bu "misna"lari kabul etmeyenler sapik ve murted (dinden donenler) olarak damgalanmislar ve hatta iskenceler altinda katledilmislerdir. Ebu Hanife, hadis uydurukcularinin gazabina ugrayan ve Emevi ve Abbasi zalimlerinin iskencehanelerinde cile ceken mazlumlardan sadece birisidir. Oldukca siddetli bir devlet terorunun estigi o gunlerde Kuran'a ragmen bambaska dinler olusturulmustur. Kurandaki kavramlarin anlamini kaydirmak icin seferber olunmustur. Peygamberin okuma yazma bilmedigi yalanindan, onun insanlarin gozlerini kizgin civilerle oyup colde olume terkettigi iftirasina kadar... Tasla oldurme iftiralarindan, Kuran'da nasih-mensuh ayetler bulundugu seklindeki melanete kadar... Ac bir kecinin yiyerek Kuran'dan cikardigi taslama ayetinden, halktan korktugu icin onu Kuran'a sokamiyan hazrete kadar... Mezhepciligin kutsanmasindan, sefaat mitolojilerine kadar... Hacerul esved denilen isaret tasinin putlastirilmasindan, peygamber mezarinin ziyaretinin faziletlerine kadar... Peygamberin 30 erkegin cinsel gucune sahip olusundan, sahabenin kadinlarina kosarken orgazm oluslarina kadar... Aise anamizin 53 yasindaki Peygamberle evlenirken 9 yasinda oldugu yalanindan, Peygamberin bir gecede 9 kadinla cinsel iliskide bulunusuna kadar... Peygamberin Medine'de bir Yahudi tarafindan buyulendikten sonra haftalarca saskin saskin dolasmasindan, acliktan oturu zirhini bir yahudinin yanina bir kac kilo arpa karsiliginda rehin birakmis olarak olmesine kadar... "Alim"lerin icmasinin dini kaynak olusundan, "sevadul azam" yani "buyuk karalti" masallarina kadar... Miracta Allah ile namaz pazarligindan, ayin mucizevi bir bicimde yarilip bir parcasinin Ali'nin bahcesine dusmesine kadar... Dinden donenin oldurulmesinden, namaz kilmayanin dovulmesi veya oldurulmesi gerektigine kadar... Erkeklerin kadinlardan ustun olusundan, hayizli kadinlarin camiye girmemeleri ve Kurana el surmemelerine kadar... kadinlari esekler ve kopeklerle ayni kategoride degerlendirmekten, cehennemi kadinlarla doldurmaya kadar... haremlik ve selamlik yoluyla kadinlari hayattan soyutlamaktan, kadinlari pece ve carsafla ortup kimliklerinden soymalarina kadar... Erkeklere altin ve ipegin haram kilinisindan, muzigin resmin ve satrancin haram edilisine kadar... Bosama haklarini gasbederek kadinlari kolelestirmekten, erkegin agzindan kazara cikan bir kac sozle aileleri dagitmaya kadar... Zekati senede bir kereye indirmekten, Hacci birkac gune sikistirmaya kadar... Namazi uc vakitten bese cikarmaktan; sunnet, nafile ve teravih namazlari uydurmaya kadar... Hayvanlarla ilgili yuzlerce haramlar uydurmaktan, Kureys'in agiz zevkinin bu konuda dini olcu kabul edilmesine kadar... Hilafetin Kureys'in hakki olusundan, "la ilahe illallah" demedikce insanlari oldurmenin gerekliligine kadar... Sakal birakmanin ve sarik sarmanin faziletinden, kabak sevmemenin peygambere hakaret sayilmasina kadar... Peygambere uymanin hadis kitaplarina uymakla es anlamli olusundan, hadislerin ayetleri iptal edebilecegi kustahligina kadar...

Profesyonel din adamlari, insanlari Kuran'dan uzaklastirmak icin Kuran'in zor, anlasilmaz ve mucmel oldugu yalanini yuzyillarca empoze ettiler. Kuran'in anlasilmasi icin yuzlerce ciltlik rivayet kitaplarinin didik didik edilmesi gerektigine kananlar, Kuran'i ogrenmeye vakit bulamadilar. Vakit bulanlar ise kafalarini binlerce hurafeyle doldurduklarindan ve ustelik Kuran'i bunlara muhtac kabul ettiginden onu anlama sansini bastan kaybettiler. Nitekim, Allah'in korunmus Kelamini korunmamis kul sozlerine muhtac gorenler, Kuran'in anlasilmasinin zor oldugunu iddia edip durdular.

Seneler once Ilahiyat fakultesinin bazi ogretim gorevlilerinin katildigi bir acik oturuma dinleyici olarak katilmistim. Oturumun konusu "Kuran'in Anlasilmasi" uzerine idi.

Oturuma katilan fikih hocasi, "fikih ve fikih usulu bilinmedikce Kuran anlasilamaz," dedi. Islam tarihi hocasi ise "Islam tarihi bilinmeden Kuran anlasilamaz," dedi. Tasavvufcuya gore "Tasavvuf kavranmadikca Kuran anlasilamaz" di. Hadis hocasina gore de "Hadis ve hadis usulu bilinmeden Kuran anlasilamaz" di.
Acikoturuma katilan dort ogretim gorevlisi Kuran'in anlasilmazliginda ittifak ve hatta "icma" etmislerdi. Fikhi, hadisleri, tasavvufu, ve Islam tarihini anlamak ve dogrulari yanlislardan ayirmak icin Kuran'in, her seyden once Kuran'in bilinmesi gerektigini soyleyeceklerine; tam tersi bir yolla Kuran'in onune yuzlerce ciltlik kulliyati ve celiski dolu uydurmalari koyuyorlardi.

Muhammed peygamberin biricik sikayetinin "halkinin Kuran'dan uzaklasmasi" hakkinda olmasi cok ilginc (25:30). Buna ragmen, son peygamberin halki, daha hicri 1. yuzyilda hadis uretim fabrikalari kurmaya basladi. Bu felaketli davranisin sonucunda Kuran'i anlamaya verilen mesai alabildigine azaldi, bunun yerine binlerce celiskiyi iceren ilkel rivayetler uzerinde ihtisaslasma bas gosterdi. Rivayet kitaplarini degerlendirmede ortaya cikan ihtilaflari kurumlastirici usul ve mezhep calismalariyla bu seytani tuzak guclendirilerek orijinal evrensel mesaj Arap, Yahudi ve Hristiyan kulturlerinin karmasi bir din haline donusturuldu.

Peygambere yakistirilan yalanlarin Hadis ve Sunnet adiyla anilacagini onceden bilen Tanri, Hadis (soz) kelimesini ayetlerden baska bir soz icin kullandiginda genellikle kotu bir anlamda kullanir (12:111; 31:6; 33:53; 45:6; 52:34; 66:3). Sunnet (yasa) kelimesi de surekli "Tanri'nin sunneti" olarak tanimlanir (33:38,62; 35:43; 40:85; 48:23). Dahasi, Hadis ve Sunnet'in yaninda uydurulan ucuncu ogreti olan Icma (toplu karar) kelimesi de Allah haric kimin icin kullanilmissa olumsuz bir anlamla mahkum edilir (20:60; 70:18; 104:2; 3:173; 3:157; 10:58; 43:32; 26:38; 12:15; 10:71; 20:64; 17:88; 22:73; 54:45; 28:78; 7:48; 26:39; 26:56; 54:44...).

Kuran'i yeterli gormeyen inkarcilar, Tanri tarafindan Kuran'i anlamaktan menedilmislerdir (17:45; 18:57). Cok ilginctir ki, Kuran'i kaynak olarak yeterli gormeyenler Kuran'in anlasilmasi ile ilgili ayetlerin bizzat kendilerini anlamamislardir. Nitekim, 7:3; 17:46; 41:44; 56:79 ayetleri, "hem-tez-hem-kanit" olan ozgun bir dille kaniti tezin icine gomen birer sanat eseridir.

Hemen hemen tum Kuran ciltlerinin arka kapaginda Arapca uc ayet yer alir. Elinizdeki Kuran'a bakarsaniz buyuk olasilikla 56:77-79 ayetlerinin yazildigini goreceksiniz. Butun Kuran'in icinden neden bu ayetler icma ile seciliyor merak ettiniz mi? Neden, ellinin uzerindeki isim-sifati arasindan sadece bir kez burada gecen "Kerim" (Serefli/Yuce) seciliyor? Neden Kuran icin sikca kullanilan Zikr (Mesaj), Hakim (Hikmetli), Mubin (Apacik), Nur (Isik) gibi kelimeler degil de bu ayette gecen Kerim? Neden bu ayet? Neden ornegin, Kuran'in anlasilir bir kitap oldugunu ustuste dort kez vurgulayan ayet degil (54:17,22,32,40)? Veya neden 12:111; 15:1; 17:9; 17:88; 17:89; 30:58; 41:3; 55:2 . . . ayetlerinden biri degil? Mesajin "dirileri" uyarmak icin gonderildigini bildiren biricik ayeti iceren YaSin suresini, inadina olulere hasredenlerin niyetlerinden kuskulanmaya hakkimiz var (36:70).

Kuran'in bilgisine sahip olanlariniz bu sorunun cevabini iyi bilirler: Musrik din adamlari, bu uc ayeti (56:77-79) icma ile anlamamislar ve anlamadiklari bicimiyle onlarin halkin buyuk cogunlugunu Kuran'dan uzaklastirabilecegini dusunmuslerdir. Nitekim onlar bu ayetlerin anlamini, aptessiz olanlarin Kuran'a DOKUNMAMAlari olarak carpitirlar. Hayizli kadinlari "pis" olarak degerlendirdiklerini de dusunursek, anlami icma ile carpitilmis bir ayeti en populer ayet ve o ayette gecen Kerim kelimesini en populer sifat haline getirmelerinin seytani bir melanetin urunu oldugu anlasilir. Kuran'in bir cep kitabi, bir basucu kitabi olmasini engellemek, Kuran'i rafa kaldirmak ve duvara civilemek amacini guden plan ne yazik ki buyuk oranda basariya ulasmistir. Kuran, bir tren gibi, yuksek voltajli bir trafo veya cin gibi carpacak tehlikeli bir nesneye cevrilmistir. Kuran, anlasilmasi cok zor, dokunulmasi tehlikeli, ve ulasilmasi imkansiz "yuce" bir kitap olunca, hosgelsin hadisler, sunnetler, mezhepler ve din ticareti yapan parazitler.

Gunumuz "Muslumanlarinin" bildigi ve uygulamaya calistigi Islam, yuzyillar boyu, din adamlarinin uydurduklari kurallarla oylesine bozulmustur ki Muhammed'in bildirdigi islam diniyle ilgisi kalmamistir. "Ulema" gecinen din adamlari, o kadar cok seriatlar, haramlar, carsaflar, peceler, gidasal yasaklar, sakallar, sariklar, istincalar, istibralar, misvaklar, sag ayaklar, sol ayaklar, hadisler, sunnetler, sefaatler, hazretler, efendiler, kerametler, melanetler, evliyalar, serifler, seyyitler, hirka-i serifler, kil-i serifler, takiyyeler, takkeler, tespihler, tekkeler, mezhepler, tarikatlar, satahatlar, muskalar, istihareler, hulleler, hileler, turbeler, nafileler, mekruhlar, menduplar, sevaplar, mustehaplar, fetvalar ve palavralar uydurmuslardir ki Islam dinini Allah'in dogadaki ayetleriyle celisen, karmasik ve yasanmaz bir dine cevirmislerdir. Musluman halklarin dunyanin bu kadar gerisinde kalmalarinin en onemli sorumlulari bu musrik dinadamlari ve onlari kullanan politikacilardir. Tanri bu durumu duzeltmek ve mesajini hurafe ve bidatlerden arindirmak icin "buyuklerden biri" diye niteledigi mesaji gonderdi bize (74:30-35).

Maalesef, bugun muslumanlik iddiasinda olanlarin buyuk cogunlugu, Muhammed peygamberin teblig ettigi din yerine onun bas dusmanlari olan Ebu Cehil'in ve Ebu Leheb'in savundugu sirk ve cehalet dinini izlemektedirler. Ne var ki Allah'in verdigi soz gelmis ve yuzyillardir anlasilmaz ve yetersiz diye damgalanarak koseye atilan Kuran'in mesaji karanliklari dagitmaya baslatmistir.

Ordukleri orumcek aglarinin ve cehalet duvarlariyla olusturduklari karanliklarinin dagilacagini hisseden profesyonel dinadamlari ve onlarin kor izleyicileri buyuk gorultuler koparabilir. Bu cevirinin halka ulasmamasi icin ellerindeki tum imkanlari kullanabilirler; hakaret, iftira ve yaygaralar ile gercegin isitilmesini engellemek isteyebilirler.

Cirpinislari bosunadir. Zira, mesaj tum aydinligiyla artik dunyayi aydinlatiyor. Ne ulkelerin sinirlari bunu engelleyebilir, ne despot yonetimlerin yargiclari ve yasalari, ne de engizisyon mantalitesine sahip olanlarin fetvalari. Islam'da reform gerceklesecek ve din sadece Allah'a has kilinacaktir. Allah'a Hamdolsun.

Kuran, tum Kuran, baska sey degil sadece Kuran.

http://www.yuksel.org/t/
 
bana göre islamda reform diye birsey olamaz.reformlar hurafeleri yok etmekse bu din acısından bence mükemmel bişey.ama islam dini zaten Kurandakı halıyle en mükemmel haliyle bize gönderilmiştir...
 
Hey gidi rahmetli Metin Yüksel hey !
Aklım başımda biraz ağırlık oluşturmaya başladığı zamanlarda Fatih' li Metin Yüksel diye bir genç duymuştum. Molla Sadrettin Yüksel' in oğlu, deli fişek Metin, samimiyet adamı Metin. Kıraathanelere girip, televizyon seyreden halka, televizyonu kapatıp "beyler!" diye başlayıp tatlı sert nasihatler eden Metin. Çok hoşlanmıştım bu çocuktan. Yaşıtları, zamparalık, havailik peşindeyken, o Allah' ın dinine karşı bu vurdumduymazlık nedir diye kriz geçiriyordu. Metin Yüksel' i, gidip onu tanıyanları bizzat arayıp bulup onlardan dinlemiştim gençlik hikayesini. Metin Yüksel sadece genç oldu, ihtiyarlığını göremedi. Çünkü, inandığı davası uğrunda Fatih Camii' nin avlusunda, Fatih Sultan Mehmed Han' ın kabrinin karşısında karşıt görüşlülerce vurularak öldürülmüştü. Ona dayanamamışlardı. İşini iyi yapıyordu. İnsanlara sadece hak yolu anlatıyordu. Engellenmeliydi, öyle de oldu. Birden bu genç zihnimde idol oluvermişti. Kimileri James Dean, kimileri Kurt Cobain akıntılarında seyrederken, ben farkında olmadan bu adama bağlanıvermiştim. "Kişi sevdiği ile beraberdir" denmiş ne de olsa.
Şimdi bir tarafta böyle bir Metin Yüksel, diğer tarafta onun ağabeyisi Edip Yüksel. Aman Allah' ım aradaki farka bak. Çok şükür benim başıma böyle bir imtihan gelmedi. Ben beş vakit namaz kılarken, birisi "namaz 5 değil 3 vakittir ey kandırılmış zevat" diye bağırırken bu kişinin abim ya da kardeşim olduğunu öğrenseydim acaba halim ne olurdu? Biri diyor "Allah' a gelin", öbürü diyor "bu yolda şüpheler var, uzak durun" Edip Yüksel kendine yazık etmiştir. Tarih; ayetlere, hadislere, sünnetlere, alimlere, Allah için hizmet edenlere sevgi besleyenleri el üstünde tutup, yaşarken onların da çok sevilmelerini sağlamış ve ölünce de onbinlerce insan huzurunda yolcu edilmelerine sahne olmuştur. Yaşarken onları seven onbin yüzbinler, öldükten sonra da unutmamışlardır, hiç unutmayacaklardır. Mehmet Akif Ersoy' un bile vefat haberi gizlenmiş, Beyazıt Cami' sinden sessizce kaldırılması planlanmıştı bazı çevrelerce. Kısa bir alıntı;

Mehmet Akif’in cenazesi İstanbul Beyazıt’tan kalkacaktı. Cenaze vakti yaklaşmasına rağmen ortalıkta kimse görünmüyordu. Biraz sonra, ortalıkta birkaç kişi ve çıplak bir tabut göründü. Bir fukara cenazesi olmalı diye düşünüyordu herkes. Biraz sonra biri elinde bayrakla cenazeye koştu. Bir anda yüzlerce genç ortaya çıktı. Bunlar üniversitelilerdi. Mehmet Akif’in cenazesinin buradan kalktığını öğrenmişler ve onu son yolculuğunda yalnız bırakmamak için koşarak gelmişlerdi.
Çıplak tabut üniversitenin al sancağına ve siyah Kâbe örtüsüne sarıldı. Eller üstüne yükseldi. Gençlerin elleri üzerinde mezarlığa kadar geldi. Onu taşıması gereken cenaze arabası boş olarak; ancak topluluğun en arkasında yer bulabilmişti kendine.
Bu gençleri kimse çağırmamıştı. Bu töreni biri organize etmemişti. Ama milletinin gönlüne taht kuran şaire yakışır biçimde uğurlamıştı milletimizin gençleri büyük şairi.
“İstiklâl Marşı’yla gömdüler. Fetihten beri şehrin toprağına kendi eseriyle gömülen ilk ölüydü o.”

İşte, saygı ve sevgiyi hak eden insanlar muhakkak karşılığını bulacaklar. Edip Yüksel gibiler de, beş on kişi eşliğinde bir gün gömülüp unutulup giderler.
 
Geri
Üst