Biz AKP’yi Müslüman Bilirdik…

_.MUHO._

Banned
Katılım
15 Eyl 2008
Mesajlar
11
Reaction score
0
Puanları
0
Biz AKP’yi Müslüman Bilirdik…

Biz AKP’yi Müslüman Bilirdik…

Yazan: vatanhainleri Ağustos 15, 2007

Değerli okuyucular,

Siteye yönelik suçlamaların başında gelen “siz din düşmanısınız”, “siz müslüman değilsiniz” “bu kişileri müslüman oldukları için çekemiyorsunuz, sevmiyorsunuz” gibi yorumları üzerine, aslında her şeyi din üzerinden götüren kişileri anlayabiliyorum, ancak saf müslümanlığı neticesinde bu düzenbaz kişilerin oyunlarıyla hala AKP’nin müslüman olduğunu savlayan kişileri anlayamıyorum doğrusu…

AKP her konuda(!) olduğu gibi bir ilke daha imza attı!!!

Eet çıkın da bunu biz yaptık diyin sayın AKP’liler ve yandaşları:

“AB mevzuatına uydurulmuş Türk Gıda Kodeksi yayınlandı. Gıda Kodeksi’yle ilgili dün yayınlanan tebliğlere göre, AB’ye uyum çerçevesinde, at da kasaplık hayvanlar listesine girdi.”

Evet böyle bir haber çıktı Hürriyet gazetesinde, 9 Temmuz 2006′da. Haber de domuz etinin de kesiminin serbest olduğu yazıyor.

Domuz eti ve at eti yasak değil mi müslümanlıkta? Eeee peki siz nasıl müslümansınız kardeşim?

Devamını siz bu linkten okursunuz; http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/4716801_p.asp

Gıda Kodeksi AB’ye uydu at, kasaplık hayvan oldu

Resmi Gazete’de yayınlanan, haber de bahsi geçen gazeteyi de buradan okuyabilirsiniz:

Resmi Gazete http://rega.basbakanlik.gov.tr/main...sbakanlik.gov.tr/eskiler/2006/07/20060707.htm

Hala utanmadan müslümanlık yapanlara iyi ce bir ders olsun bunlar, çünkü artk “din düşmanısınız” yorumları anlamsız ve akla uygun değil!!!

http://vatanhainleri.wordpress.com/2007/08/15/biz-akpyi-musluman-bilirdik/

Gıda Kodeksi AB’ye uydu at, kasaplık hayvan oldu
1827056.jpg


AB mevzuatına uydurulmuş Türk Gıda Kodeksi yayınlandı. Gıda Kodeksi’yle ilgili dün yayınlanan tebliğlere göre, AB’ye uyum çerçevesinde, at da kasaplık hayvanlar listesine girdi. Tebliğ, ambalajsız kıyma satışını yasaklıyor, yağ oranını da en fazla yüzde 20-25’le sınırlıyor.

KIRMIZI et ve kanatlı etinin tekniğine uygun ve hijyenik olarak üretilip işlenmesine ilişkin mevzuat, AB mevzuatına uygun olarak yenilendi. Avrupa Birliği (AB) mevzuatına uygun olarak; at ve yaban domuzu da kasaplık hayvan olarak tanımlandı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın hazırladığı, "Türk Gıda Kodeksi - Çiğ Kırmızı Et ve Hazırlanmış Kırmızı Et Karışımları Tebliği" ile "Çiğ Kanatlı Eti ve Hazırlanmış Kanatlı Eti Karışımları Tebliği", Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Halen bu sektörde faaliyet gösteren, söz konusu ürünleri üreten ve satan işyerlerine, tebliğ hükümlerine uyum için 6 ay süre verildi.

YABAN DOMUZU DA VAR: Kırmızı et tebliğinde, kasaplık büyükbaş hayvanlar "sığır, manda ve deve", kasaplık küçükbaş hayvanlar "koyun ve keçi", diğer kasaplık hayvanlar da "domuz, yaban domuzu, at ve tavşan" olarak sayıldı. Tebliğe göre, ürünler kendine has tat, koku, görünüş ve yapıda olacak ve ürünlere bozulmayı baskılayacak herhangi bir işlem veya madde uygulanmayacak. Ürünlere, "Türk Gıda Kodeksi Hızlı Dondurulmuş Gıda Maddeleri Tebliği"ne uygun olarak hızlı dondurma işlemi yapılabilecek. Dondurulmuş ürünler, raf ömrü 12 ayı geçmeyecek şekilde tüketime sunulacak.

DÖKME KIYMA YASAK: Kıymanın hazırlanmasında sadece bağ doku dahil iskelet kaslarından elde edilen çiğ kırmızı et kullanılacak. Gıda değeri taşımayan sinir, tendon gibi kısımlardan, mekanik olarak ayrılmış etlerden, kemik parçası veya deri içeren etlerden, baş etlerinden, linea albanın kas olmayan parçalarından, karpal ve tarsal bölgelerden elde edilen etlerden, kemik sıyrıntılarından ve diyafram kasından kıyma hazırlanamayacak. Kıymadaki yağ oranı, dana kıymada yüzde 20’nin, yağsız kıymada yüzde 7’nin, diğer tür hayvan etlerinden elde edilen kıymada yüzde 25’in, domuz kıymada yüzde 30’un altında olacak. Doğrudan tüketime sunulacak olan kıyma ve hazırlanmış kırmızı et karışımları, üretimlerini takiben hijyenik olarak ambalajlanacak ve ambalaj bütünlüğü bozulmadan satışa sunulacak. Sadece çiğ kırmızı etler asgari hijyenik şartlar göz önünde bulundurularak, gıda ile temas eden madde ve malzemeler içinde, olası sağlık riski yaratacak her türlü bulaşmayı önleyecek şekilde, ön ambalajlanmış olarak dökme olarak satışa sunulabilecek. Buna göre, ambalajsız, dökme kıyma satışı yapılmaması gerekiyor.

Hindi kıyması sadece dondurulmuş satılacak

ÇİĞ Kanatlı Eti ve Hazırlanmış Kanatlı Eti Karışımları Tebliği ise aves sınıfında bulunan ve eti gıda olarak tüketilen tavuk, hindi, kaz, ördek, bıldırcın, devekuşu ve benzeri evcil kanatlı hayvanlardan et üretimini düzenliyor. Tebliğe göre, hindi kıyması üretilebilecek. Hindi kıyma üretiminde diğer kanatlı hayvanlara ait etler kullanılamayacak ve sadece dondurulmuş olarak satışa sunulacak. Ürünlerin etiketinde, ürünün ait olduğu kanatlı hayvan türü ürünün ismi ile birlikte etikette belirtilecek. Etiketinde "Pişirme sırasında merkezi sıcaklık en az 72 dereceye ulaşmalı" ifadesi yer alacak.

Gıda Kodeksi’ne uymayan şarap ve biraya yasak

AB mevzuatına uyum amacıyla, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan Türk Gıda Kodeksi-Aromatize Şarap, Aromatize Şarap Bazlı İçki ve Aromatize Şarap Kokteyli Tebliği ile Bira Tebliği, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğler kapsamında yer alan ürünleri üreten ve satan işyerlerine, tebliğ hükümlerine uyum için 1 yıl süre verildi. Gerekli düzenlemeleri yapmayanlara üretim izni verilmeyecek. Aromatize Şarap, Aromatize Şarap Bazlı İçki ve Aromatize Şarap Kokteyli Tebliği’ne göre, aromatize şarapların, hacmen gerçek alkol miktarı en az yüzde 14.5 olmak üzere yüzde 22’ye kadar, hacmen toplam alkol miktarı yüzde 17.5 veya daha fazla olacak. Sek olarak satışa sunulan aromatize şarapların hacmen toplam alkol miktarı en az yüzde 16 olacak.

Köpüren şarapta en az oran yüzde 95

TEBLİĞE göre, aromatize şarap bazlı içkilerin etiketinde "Doğal köpüren" ifadesi kullanılabilmesi için, kullanılan doğal köpüren şarap oranı en az yüzde 95 olacak. Tebliğ hükümlerine uymayan ürünler, satış tanımlarında "benzer", "gibi", "sitil", "aromalı" şeklinde ifadelerle insan tüketimine sunulamayacak.

Alkolsüz biranın alkolü binde 5’i geçemeyecek

BİRA, alkolsüz ve aromalı olarak da üretilebilecek. Bira, hacmen alkol miktarlarına göre dörde ayrıldı. Genel olarak 20 derecede birada alkol oranı yüzde 3-6 arasında, yüksek alkollü birada yüzde 6-10 arasında olacak. Alkol oranı binde 5-yüzde 3 arasında olan bira "düşük alkollu bira" olarak sunulurken, alkolsüz biradaki alkol oranı binde 5’in altında olacak. Avrupa Biracılık Komitesi tarafından yayınlanan biranın renginin değerlendirilmesinde kullanılan ölçü birimi EBC’ye göre, biralar, "açık renkli bira, koyu renkli bira ve siyah bira" olmak üzere üçe ayrıldı. Birada karbondioksit miktarı en az ağırlıkça yüzde 0,3, biranın pH değeri 3,8 -4,8, aromalı biralarda pH değeri 2- 4,8 arasında, ürünlerde hammadde olarak kullanılan malt en az yüzde 60 olacak.

Tarımsal etil alkol hammaddeleri belirlendi

DİSTİLE Alkollü İçkiler Tebliği’nde yapılan değişiklik ile de tarımsal etil alkol hammaddeleri belirlendi. Buna göre, "yenilebilen meyveler, meyve kısımları, yenilebilen sebzeler, sebze kısımları, tahıllar, değirmencilik ürünleri, malt, nişasta, inulin, şeker pancarı, şeker kamışı, diğer şekerler, şeker şurupları, karamel, bal, melaslar (rengi giderilmiş veya giderilmemiş), aromalandırılmış veya renklendirilmiş şekerler, şuruplar, melaslar (şeker içeren meyve suları hariç), üzüm şırası (fermantasyonu devam eden veya fermantasyonu alkol ilavesiyle durdurulmuş), taze üzüm şarabı ve diğer fermente içkiler" tarımsal etil alkol hammaddeleri olarak kullanılabile cek. Türk Gıda Kodeksi-Kriterler Tebliği’nde yapılan değişiklik ile de "Tahıl Unları ve Tahıl Bazlı Ürünlerine Ait Mikrobiyolojik Değerler" yeniden belirlendi. Tebliğde, tahıl unları, kahvaltılık işlenmiş tahıl ürünlerinde "salmonella spp." kriteri kaldırıldı. Yani bu ürünlerde "salmonella spp." olmayacak.

Probiyotik ve prebiyotik tanımları kodekse eklendi

OMEGA3, prebiyotik ve soya proteini gibi sağlığa etkili gıdaların etiket bilgileri de farklı olacak. Söz konusu maddeleri içeren gıdaların etiketlerinde, bu içeriklerin sağlık üzerindeki etkisi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın belirlediği şekilde beyan edilecek. Gıda etiketlerinde, tüketiciyi yanıltıcı, abartılı bilgilerin yer almasının önlenmesi hedefleniyor. Sözkonusu üreten ve satanlara bir yıl uyum süresi verildi. Türk Gıda Kodeksi’ndeki değişiklik ile gıda etiketleme tebliğine "Probiyotik bakteri", "Prebiyotik", "Probiyotik gıda", "Prebiyotik gıda" ve "Sağlık beyanı" tanımları eklendi. Besinlerle alınan ve belirli miktarda alındığında bağırsak florasını dengeleyip konakçının sağlığını olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalar "probiyotik bakteri" olarak tanımlandı. Prebiyotik ise "Bağırsaklarda bir tür veya sınırlı sayıda birkaç tür mikroorganizmanın çoğalma ve/veya aktivitesini seçici olarak teşvik eden, konakçının sağlığını olumlu yönde etkileyebilen ve sindirilemeyen besin bileşenlerini" ifade ediyor. İçerisinde raf ömrü sonuna kadar yeterli miktarda canlı probiyotik mikroorganizma (1.0x106 kob/g) bulunduran ve bu canlılığı muhafaza eden ürün "probiyotik gıda", içerisinde prebiyotik bileşen içeren ürünler de "prebiyotik gıda" olarak kabul edilecek.

Sağlık beyanının içeriğine sınırlama

HERHANGİ bir gıda grubunun, gıdanın veya gıda bileşeninin sağlığı korumaya yardımcı etkisini belirtmek amacıyla, gıda ambalajı üzerinde yer alan "Sağlık Beyanı" içeriği de tebliğ ile yeniden belirlendi. "Günlük diyetin bir parçası olarak tüketilen ve/veya takviye edici gıda olarak alınabilen, beyan edilen etkiyi diyette normal olarak tüketilmesi beklenen miktarlarda gösteren, bileşimindeki alkol miktarı hacmen yüzde 1,2’yi geçmeyen" gıdaların etiketinde, bileşenleri ile ilgili olarak, tebliğ ile belirlenen "sağlık beyanları" bulundurulabilecek.

Etikette bulunabilecek sağlık beyanları neler

TEBLİĞ ile gıda etiketlerinde, gıda bileşenleri ile ilgili kullanılabilecek sağlık beyanları belirlendi. Kolesterol, yağ, doymuş yağ için "Bu gıda düşük kolesterol/ düşük yağ/düşük doymuş yağ içerir. Düşük kolesterol/düşük yağ/düşük doymuş yağ kalp ve damar sağlığının korunmasına yardımcı olur" şeklinde sağlık beyanına yer verilecek. Sodyum içeren ürünlerin sağlık beyanında "Bu gıda düşük sodyum içerir. Düşük sodyum yüksek kan basıncı riskinin azalmasına, kalp ve damar sağlığının korunmasına yardımcı olur" ifadesi yer alacak. En az 1.0x106 kob/g canlı probiyotik bakteri içeren gıdada, "Bu gıda, probiyotik bakteri içerir" ifadesi kullanılacak.

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/4716801_p.asp

7 Temmuz 2006 CUMA


Resmî Gazete


Sayı : 26221

TEBLİĞ

Tarım ve Köyişleri Bakanlığından:

TÜRK GIDA KODEKSİ ÇİĞ KIRMIZI ET VE HAZIRLANMIŞ KIRMIZI ET KARIŞIMLARI TEBLİĞİ

(TEBLİĞ NO: 2006/31)

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, çiğ kırmızı et ve hazırlanmış kırmızı et karışımlarının tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretilmesi, hazırlanması ve işlenmesi ile ambalajlama, muhafaza, depolama, taşıma ve pazarlamasını sağlamak üzere özelliklerini belirlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ çiğ kırmızı et ve hazırlanmış kırmızı et karışımları ile et ürünleri üretiminde kullanılacak olan kırmızı et ve hazırlanmış kırmızı et karışımlarını kapsar. Bu Tebliğ mekanik olarak sıyrılmış etleri kapsamaz.

Hukuki dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğ 16/11/1997 tarihli ve 23172 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’ne göre hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Tebliğ’ de geçen;

a) Kasaplık hayvan: Büyükbaş, küçükbaş hayvanlar ve diğer kasaplık hayvanları,

b) Büyükbaş hayvan: Sığır, manda ve deveyi,

c) Küçükbaş hayvan: Koyun ve keçiyi,

ç) Diğer kasaplık hayvanlar: Domuz, yaban domuzu, at ve tavşanı,

hurt.pork2000.jpeg



d) Karkas: Kasaplık hayvanların tekniğine uygun olarak kesilip, kanı akıtılarak yüzülüp, iç organları boşaltılıp, böbrek ve kavram yağı çıkarılıp, baş ve ayaklarından ayrıldıktan sonra elde edilen gövdesini,

e) Kırmızı et: Kasaplık hayvanların karkaslarından elde edilen insan tüketimi için uygun tüm parçaları,

f) Çiğ kırmızı et: Modifiye atmosfer yöntemi veya vakum ile ambalajlanmış kırmızı etler de dahil olmak üzere soğutma, dondurma veya hızlı dondurma dışında herhangi bir koruyucu işlem görmemiş, parçalanmış veya parçalanmamış taze kırmızı eti,

g) Hazırlanmış kırmızı et karışımları: Çiğ kırmızı ete taklit ve tağşiş amaçlı olmaması şartı ile diğer gıda maddeleri, lezzet vericiler ve/veya gıda katkı maddeleri ilave edilerek veya hücre içi yapısını değiştirmeyen ancak çiğ etin karakteristik özelliklerinin görülmesine engel olacak şekilde mekanik veya manuel olarak bir işleme tabi tutulan ürünleri,

h) Kıyma: Kasaplık hayvanların kemiklerinden ayrılmış çiğ kırmızı etinin kıyma makinesinden geçirilmesiyle veya manuel olarak bıçak veya satırla kıyılmasıyla elde edilen kırmızı eti,

ı) Dondurulmuş kırmızı et: Merkez sıcaklığı -18°C veya daha düşük derecedeki sıcaklığa düşürülmüş olan kırmızı eti,

i) Sakatat: Kasaplık hayvanlardan elde edilen ve insan tüketimine uygun karaciğer, böbrek, dalak, testis, yürek, dil, yemek borusu dış kırmızı kası eti, diyafram kası, işkembe, barsak, paça, dil, kelle ve küçükbaşta beyin gibi organ ve organ parçalarını,

j) Kasaplık hayvanların yenilemeyen kısımları: Kasaplık hayvanlardan elde edilen deri, guddeler, testisler hariç üreme organları, göz ve göz kapağı, böbrek hariç üriner organlar, larinks kıkırdağı, soluk borusu, kornea dokusu, omurilik, kulak, tırnak, boynuz, büyükbaşta beyin ve küçükbaşta ileum gibi organ ve organ parçalarını,

k) Lezzet vericiler: İnsan tüketimine uygun tuz, hardal, baharat, baharat özütleri, aromatik bitkiler ve aromatik bitki özütlerini ifade eder.



http://rega.basbakanlik.gov.tr/main...sbakanlik.gov.tr/eskiler/2006/07/20060707.htm
 
:):):)ilk Yorumun Benden Olsun Hayırlı Olsun:):):)
 
Yamin Ediyorum Birtek Kelimesini Anlamadım
 
bizde öle bilirdik ama :) :)


bu akp nin sevmediği ve bir çoğunun gavur düzeni dediği bu laik cumhuriyet düzeni bile domuzu serbest hale getirmedi . gıda kodeksine uygundur diyemedi .

ama bunlar müslüman .bunlar yaptımı sorun değil . bunlara herşey serbest . yarın kiliseye ayine gitseler gitsinler canım müslüman bunlar derler . yaw harbiden ülkeme yazık

bu yasayı mhp çıkarsa al işte bunların dinle alakaları yok faşist bunlar derdiler
bu yasayı chp çıkarsa bu chp liler zaten dinsiz imansız bunlardan herşey beklenir derler
bu yasayı akp çıkarınca bunlar müslüman canım bunlardan zarar gelmez deniyor .

bu milletimizin düştüğü gafletin ve yanılgının en son noktası...


şimdi kimse ab uyum yasası ile oldu .adamların suçu ne demesin .

95 te meclisin kürsüsünden eski akp liler o zamanki refahcılar o dönemin hükümetine sırf muhalefet olabilmek için " ne işimiz var bizim hristiyan klübünde .almıyorlar işte neden ısrar ediyorsunuz " diyorlardı . şimdi ne değişti de siz şimdi kendiniz hristiyan klübüne girmek istiyorsunuz . yoksa hristiyan klübü ile bir anlaşmanızmı var . yoksa sizi buralara onlarmı getirdi . sahi tayyiip akp yi kurmadan bushla görüşmüştü . orda verdiği sözlerimi tutuyor şimdi .
 
kaynak eleştireceksen dinci medyaya bak bütün haberlerinin asılsız yalan yanlış çarpıtılmış olduğunu göreceksin .hatta bunu itiraf bile ettiler ,zatın biri ''ben iftira ederim çünkü müslüman kardeşimi savunuyorum'' anlamında kelimeler etti yargıtay başsavcısıda ergenekon sürecinde çıkan haberlerin yalan olduğunu söyledi bu haberleri yapan dinci basında asılsız haber iftira yalan her ne ararsan var.

konu resmi gazete ile desteklenmişken asılsız çıkabilir demen ahlaki değil eğer şüphen varsa araştırma özgürlüğünde var....
 
kardeşim sizde dinle Siyaseti karıştırmayın diyorsunuz karıştırılmayıncada neden karıştırmıyorlar diyorsunuz

Anlayan Anladı...


isteyen yeer isteyen yemez...
 
Bu tesettürlü kızların gözlerine bakacaksın... Hepsi sana bakarken seninle birlikte oluyor. Önemli olan saçı örtmek değil .. Saçla zina olsaydı yaratan bayanları saçsız yaratırdı .. tesettüre girmeyenler zina yapsaydı tesettürlü yaratırdı yaratan. Nasıl ki bütün erkekler sünnetsiz doğuyor bayanlarda tesettürle ve saçsız yaratırdı...

Gözlerinide çıkaralım bayanların tam olsun :) Bu tesettürlüler bakıyorlarda hehe.

Devam etsin Akp bu zihniyet ile Türkiye nerelere gidiyor göreceğiz hepimiz.

Saygılar.
 
offff yakında su haber cıkarsa şaşırmayın.

Şok Şok Şok....
Tayyıp ogle yemegınde domuz eti yerken yakalandı.
 
tamam diyelim ki gazete yanlı.....
bi akp battal gazisi şu soruma cevap versin :
Ev apartman vs girişlerine mescid yapılabilir maddesi uyum sürecinde Ev apartman girişlerine İBADETHANE yapılabilir olarak değiştirildi.....
ibadethane de deyince işin içine sinegog manastır klise herşey giriyo ve şu an yaşadığım ilde 2006 yılında toplam klise sayısı 17ydi sonra arttı mı bilmiyorum ki yaşadığım yer muhafazakar biyer...

Bunu nasıl açıklıcaklar...
biri gelipte islam dini hoşgörü dinidir diye kıvırmaya çalışmasın çok pis cevabım var ona da bile bile pişti olmayınn...
 
Akp Domuz Yediriyor

AKP DOMUZ YEDİRİYOR
Tarih: 9.02.2008 Saat: 00:44 Yayınlayan: Metehan

Türkiye AKP marifetiyle domuz kesiminde yüksek oranda artış var. Domuzlu yiyeceklerin piyasaya sürülmesindeki artışın, özellikle dindar görülen AKP iktidarına rastlaması kafa karıştırıyor.

* * * HABER * * *

Kesilen domuz miktarı sığırla aynı!

Tüketiciler Birliği Kemal Özer açıklamasında Türkiye'de resmi yollarla kesilen domuz miktarı ile sığır miktarının neredeyse aynı olduğunu açıkladı.

Tüketiciler Birliği Genel Başkan Vekili Kemal Özer konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi.

"Hemen her ürünün etiketinde ‘Ürünlerimizin hiçbir çeşidinde domuz mamulleri yoktur' gibi ibareler yazılmaktadır. Ülkemizde kesilen domuz miktarı yenilebilir büyük baş hayvanlarla yarışır hale gelmiş durumdadır. Öte yandan ülkemizde domuz ve mamullerinden oluşan ürünleri üretim ve satışı ise yasak değil. Bir an etiketlerde yazan bilgilerin doğru olduğunu düşünerek hiçbir üründe domuz mamulü kullanılmadığını düşünsek, bu kadar domuz eti ve yağı ne yapılmaktadır?

Sorun "Türk Gıda Kodeksi Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliği"nde ve bu tebliği hazırlayan zihniyettedir.

Uluslararası anlaşmalara ve tüketicini kanuna aykırı olmasına rağmen adı geçen etiketleme tebliğindeki bazı sinsi tuzaklar, üretim sırasında sağlık açısından tehlikeli ve dinen yasak ürünlerin bir gıda maddesine katılması haline etikete yazılması zorunluluğunu bile ortadan kaldırmaktadır. Bu durum Tüketicilerin tükettikleri ürünlerin içeriğini bilme hakkının engellemesidir ve suçtur.

İşte tuzak maddelerden birkaçı:

5/b "Mevzuatla tanımlanan ve son üründe %2'den az olan bileşik bileşenlerinin, gıdanın bileşenlerinden taşınan ve son üründe teknolojik fonksiyonu bulunmayan gıda katkı maddelerinin, işlem yardımcılarının, içindekiler listesinde belirtilmesi zorunlu değildir."

6/i ve 7/i "Hacmen %1,2 den fazla alkol içeren içeceklerde alkol miktarı:"

7/b "Gıda katkı maddeleri bu yönetmelikte yer alan sınıflamaya göre fonksiyonları ile birlikte adı veya EC kod numarası ile verilmelidir.", "...hesaplanan su ve uçucu maddelerin miktarı son üründe % 5 i aşmıyorsa, içindekiler listesinde belirtilmesi zorunlu değildir."

Sorun bunlarla da sınırlı değildir. Ülkemizde gıda katkı maddelerinin bitkisel mi hayvansal mı oldukları, hayvansal ise Domuz, Bufalo vb gibi yenmesi haram hayvanlardan mı yoksa diğer hayvanlardan mı elde edildikleri meçhuldür. Sığır yazması da bir anlam ifade etmemektedir. Sığır olsa bile, o hayvanın İslami kurallara göre beslenip bu kurallara göre kesilip kesilmediğinin bilinmemesi ve tespit edilememesi belirtilmesi ve yazılması da zaten zorunlu değildir.

Bir katkı maddesi için bitkisel yahut hayvansal yazmak Türk Bürokrasisi'ne göre yeterlidir. Bu içeriklerin İslam, Musevilik, Hıristiyanlık yahut başkaca bir din için uygun olup olmamasını hiçbir önemi yoktur. Hatta mevcut mevzuat aksin uygulamaya destek bile vermektedir. Son günlerde tarafımıza bazı güvenilir kaynaklardan ulaşan bilgilere göre birçok hazır yağa kıvam artırıcı olarak domuz iç yağı katıldığı, birçok üreticinin üretimlerinde ucuz olması nedeniyle domuz yağlarını bilerek tercih ettiği, bazılarının bilmeden kullandığı bilgileri gelmiştir. Bu insanın kanını dondurucu bilgiler kuşkusuz bakanlıklarda da mevcuttur. Ancak ilgili bakanlıklar ya mevzuatı, ya donanım eksikliği ya da başkaca mazeretler ileri sürerek ülke inanın sağlığını ve inanç değerlerini tehdit etmeyi sürdürmektedir. Türkiye'nin hali her gün gıdasını bilerek zehirleyen adamdan farksız." (SEKİZSUTUN)

http://anayurt.org/modules.php?name=News&file=article&sid=5354
 
tamam diyelim ki gazete yanlı.....
bi akp battal gazisi şu soruma cevap versin :
Ev apartman vs girişlerine mescid yapılabilir maddesi uyum sürecinde Ev apartman girişlerine İBADETHANE yapılabilir olarak değiştirildi.....
ibadethane de deyince işin içine sinegog manastır klise herşey giriyo ve şu an yaşadığım ilde 2006 yılında toplam klise sayısı 17ydi sonra arttı mı bilmiyorum ki yaşadığım yer muhafazakar biyer...

Bunu nasıl açıklıcaklar...
biri gelipte islam dini hoşgörü dinidir diye kıvırmaya çalışmasın çok pis cevabım var ona da bile bile pişti olmayınn...

Arkadasım sorunu anlayamadım,daha acık bır dılde sorabılırmısın,cevap verebılırsem vermeye calısırım
 
Türkiye'de Domuz Çiftlikleri

Türkiye'de Domuz Çiftlikleri

Gönderen:administrator Tarih: 8.07.2003 Saat: 19:10

Türkiye’de Domuz Çiftlikleri, Kesimhaneleri ve Kullanma Yerleri

Haç’a ve domuza karşı cihad şuuru ile bin yıl dünya hakimiyetini elinde tutan şanlı bir ceddin torunları olarak, her zerresi şehit kanları ile satın alınmış bu topraklarda, domuz çiftliklerinden bahsetmekten utanç duyuyorum. Ancak, suratlarımıza bir şamar etkisi yapabilir ümidi ile gerçekleri yazmayı bir vazife addediyorum.

Gerçi Reşit Haylamaz isimli kardeşimiz uzun, titiz ve gayretli çalışmaları sonucunda “Türkiye’de Domuz Gerçeği” ismi ile 260 sayfalık bir kitap hazırlamış ve konu ile ilgili gerçekleri en çarpıcı bir şekilde dile getirmiş. 1996 yılında da yayınlayarak çok önemli bir hizmeti ifa etmiştir. Esasında mükellef, bütün din kardeşlerimin bu kitabı okuyup okutmasında çok büyük faydalar mülahaza ediyorum.


Bugün ülkemizde ne acıdır ki 80’nin üzerinde domuz çiftliği faaliyet göstermektedir. Ülke coğrafyasında dağılımı ise şöyle: Eskişehir, Çorum, Kastamonu, Manisa, Isparta, Kayseri, Mersin, Bilecik, Erzincan, Adana, Denizli, Bursa (Karacabey,Ertuğrul köy, Hançerli Köy, Çınarlı Köy) Burdur, Gökçeada, ızmir (Menemen, Kısıklı Köyü) Balıkesir, Afyon(Emirdağ), Kütahya, ıstanbul (Arnavutköy, Ayazağa, Acımaşlı köyü, Habibler, Kemerburgaz, Beykoz, Terkos, Cendere, Halkalı, Polonezköy, Zeytinburnu, Çorlu) vs.

Bu çiftliklerin sahiplerinin ve çalışanlarının çoğu ne yazık ki kendisini müslüman olarak kabul etmektedir.

Bu çiftliklerde yılda 1 milyonun üzerinde (yanlış duymadınız) domuz, kesimhanelere gitmektedir. Kesimhanelere gelince,bir çoğu sucuk,salam, sosis imalat hanelerinin bünyesinde bulunmakta bir kısmı kaçak kesimhanelerde, çok azı da Belediyelerin kontrolunda olan kesimhanelerde kesiliyor. ıstanbul’da Sütlüce Belediyesinin kesim hanesi en meşhurlarındandır.

Kesimhanelerde kesilen domuzlar daha sonra nerelere gidiyor? Etler ve yağlar sucuk, salam, sosis fabrikalarına,otellere, tatil köylerine, büyük, küçük marketlere, büfelere, iç yağları sabun fabrikalarına, ilaç fabrikalarına, kozmetik imalatına, bazı margarincilere; kıllar fırça imalatçılarına; işkembe, bağırsak, ciğer gibi sakadatları kozmetik ve ilaç sanayiine, göz ve bazı iç organları hastahanelere; bazı artıklar yem sanayiine; deriler dericilere dağıtılmaktadır.

İşte böyle yılda 1 milyondan fazla kesimi yapılan domuzun her eczası hayatımızın çeşitli kademesinde farkına varmadan, bilgimizin dışında karşımıza çıkabilecek durumdadır. Ve bunu kontrol edecek, müslüman halka bildierecek hiçbir resmi ve sivil merci bulunmamaktadır. Sucuk, salam, sosis ürünlerinde etiketlerinde kullanılan katkı ve yardımcı maddelerin hangi hayvan cinsine ait olduğu yazılması kanuni bir zorunluluk olmasına rağmen, etiketleride bu bilgileri bulmak mümkün olmamakta. Hatta sosisler etiketsiz bile satılabilmektedir.

Sosis, salam, sucuk imalathanelerine gelince; bunu kontrol etmek hemen hemen hiç mümkün değildir. Çünkü bunu aleni yapan çok az firma var. Çoğu bu işi bile bile ve gizli yapıyor.

Yukarıda bahsettiğim kitabda; ıstanbul içinde bazı imalathaneleri kardeşimiz tesbit etmiş, çoğuna gitmiş ve gözlemlerini yazmış. Buradan bazı alıntılar yapmak istiyorum.

1. şişli’de Foti-Onur-Fomar
2. Ayazağa’da Çerkezo-Sifko imalathaneleri
3. Ayazağa’da Adela
4. Çatalcada Trakya Et ve Süt A.ş.
5. Gourmet
6. Arnavutköy yakınlarında Karlıbayır mevkiinde Marmara salam imalathanesi
7. Pepço,şütte,Artem,ıdeal,Özarzum imalathaneleri

Bu imalathaneler gibi ülkemizde 100’ün üzerinde imalathane var. Bu imalathanelerde markalı, markasız, etiketli, etiketsiz, domuz eti ve yağı katılmış çeşitli salam, sosis, sucuk ve jambon üretilmekte ve maalesef bunlar müslüman halka yedirilmektedir. Sadece ıstanbul’a günlük giren domuz eti miktar 30-40 ton civarındadır. Bu etlerden yapılan ürünleri gayri müslümler değil, bilerek veya bilmeyerek müslüman inancına sahip vatandaşlar tüketmektedir.

Kitabın yazarının bir imalathanede karşılaştığı şişli Belediyesine mensub görevlilerle yaptığı bir söyleşiyi aktarmak istiyorum:

Yazar -Nasıl buldunuz?

Görevli-Sağlık açısından gerekli şartları yerine getirmişler.

Yazar -Üretimde domuz kullanılmasına ne diyorsunuz?

Görevli-O mesele bizi ilgilendirmiyor. Görevimizin dışında.

Hayır efendim, müslüman tebanın reyleri ile işbaşına gelen belediyelerin ve onların görevlilerinin domuz katılmış sucuk, salam, sosis, jambon üretimi yaparak, etiketinde dahi belirtmeye lüzüm görmeden, müslüman tabaaya haberi olamadan yedirmeye kalkma olayı, mutlaka görevinin içinde olmalıdır. Bütün dünyada böyledir. ınsanları alenen ve sürekli olarak aldatma ne zamandan beri görev dışı kabul ediliyor?

Müslüman olarak biz demeliyiz ki “ Arkadaş ! Yiyen yesin, besleyen beslesin, satan satsın, ama ben yemek istemiyorum. ırademin dışında, bilgimin dışında, beni aldatarak kimse bana dinimde haram kılınan gıda maddesini yedirme hakkına sahip değildir.”

Reylerimizle ve vergilerimizle iktidarlarını sürdüren, dolgun maaşlarla geçimlerini sağlıyan resmi görevlilerin, bu en tabbi hakkımızı korumaya ve bize sağlamaya mecburdurlar. Hak verilmez, alınır. Almasını bilmek esastır. Tüketiciler olarak bu hakkımızı almak istiyorsak, önce “bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” kavlince bilgimizi ve şuurumuzu artırmak zorundayız. Alışveriş yaptığımız, market, bakkal ve büfe sahiplarini ikaz edeceğiz. Bir yandan bilmediğimiz, tanımadığımız gıda maddelerini satın almaya paydos diyeceğiz. Ambalajların üzerindeki etiketleri dikkatlice okuyacağız. Bu aldatmaların olduğu bir ortamda etiketleri okumak da yeterli olmayacaktır. En iyisi imalatçılar, irili ufaklı marketçiler, bakkallar, büfeciler, lokantacılar ve resmi görevliler ikaz oluncaya kadar bu tür ürünleri boykot etmek en tesirli silahımız olacaktır.

Yazımızı, bir Hadis-i şerif’le noktalayalım:

Ebu Hureyre (r.a.) rivayet ettiğine göre; Resul-û Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Allah yolunda sefer yapmış, üstü başı tozlanmış bir adam ellerini göklere uzatarak “Ya Rabb, ya Rabb!” diye yalvarıyor. Halbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, gıdası haramdır. Böylesinin duası nasıl makbul olur?( Müslim)

Bizler de çevremizde faaliyet gösteren marketleri, lokantaları, pastaneleri uyarmalıyız.
GIDA RAPORU NOTU: Bugün, 13 Şubat 2007 tarihi itibari ile Trakya Et A.Ş. adına Gürsu Akkaş tarafından sitemiz editörüne bir mail gönderilmiştir. Mailde: sayın G. Akkaş “ imalatı eski sahiplerinden devraldığımdan beri üretimde sadece dana eti, tavuk eti ve hindi eti kullanılmaktadır. Bu etleri Türkiye'nin önde gelen et tedarikçilerinden temin etmekteyiz. Dana etini Adapazarı firması Kayarlar Et'den, Bilecik firması Erşan Et'den, Elazığ firması Elet'den İslami usullere göre kesilmiş karkas et olarak alıyoruz. Tavuk ve hindi etini Banvit, Alp Hindi, Köy-Tür, Bolca Hindi'den alıyoruz.

Ürünlerimizde ve fabrikamızda kesinlikle domuz eti kullanılmamaktadır. Arzu ettiğinizde ne zaman isterseniz fabrikama gelmenizi ve istediğiniz yere bakmakta serbest olduğunuzu belirtmek isterim.” diyerek bu açıklamasının sitemiz okuyucularına iletilmesini istemiştir. Tarafsız yayın ilkelerimiz gereğince bu açıklamayı bilginize sunuyor ve firma adına Gürsu Akkaş’a teşekkür ediyoruz. Umarız geçmişteki hatalara bundan böyle de düşülmeden üretimlerine devam ederler.

http://www.gidaraporu.com/turkiye-domuz-ciftlikleri_g.htm
 
Isımıze gelınce dini ayeti ne guzel kullanıyoruz.
Ben bu forumda elımden geldıgınce hep ayetlerle cvp vermeye calısırım ama,
Ben ayet yazdıgım zaman sıyasete dın karıstırmak oluyo.Sıze bedava :)
Pes dogrusu valla pes.
 
Türkiye'de Domuz üretimi Ve Satımı!

TÜRKİYE'DE DOMUZ ÜRETİMİ VE SATIMI!

Gaziosmanpaşa Hacımaşlı köyü domuz çiftliği'nin suları ve katı atıkları 300 metre mesafedeki Sazlıdere Barajı'na akıyor. Baraj on milyon kişinin su ihtiyacını karşılıyor. Çiftlikte 5 bin domuz var. Türkiye'deki domuz çiftliklerinde yıllık 3 milyon kg. civarında et üretiliyor. Bu rakam neredeyse kırmızı et üretiminin yarısı. Üretilen domuzlar otellere, yemek fabrikalarına ve marketlere 'kıyma' şeklinde satılıyor. Domuz etini Salam, sosis olarak da piyasaya sürmek en sık kullanılan yöntem. Peki neden domuz?

Ömer Kızılırmak - Bilgenur.blogcu.com

Gaziosmanpaşa Hacımaşlı köyü domuz çiftliği'nin suları ve katı atıkları 300 metre mesafedeki Sazlıdere Barajı'na akıyor. Baraj on milyon kişinin su ihtiyacını karşılıyor. Çiftlikte 5 bin domuz var.

Türkiye'deki domuz çiftliklerinde yıllık 3 milyon kg. civarında et üretiliyor.

Bu rakam neredeyse kırmızı et üretiminin yarısı.

Üretilen domuzlar otellere, yemek fabrikalarına ve marketlere 'kıyma' şeklinde satılıyor. Domuz etini Salam, sosis olarak da piyasaya sürmek en sık kullanılan yöntem.

Peki neden domuz?

'Dinen yasak olmasına, Türk yemek kültürüne aykırı bulunmasına rağmen neden domuz cazip bir konu?'

Çünkü domuz yetiştiriciliği kârlı bir iş.

Domuz üretken bir hayvan. Cinslerine ve yaşına göre yılda bir, iki, bazen de üç kez ve her batında 15-20'ye kadar varan yavru dünyaya getirebiliyor. Bir domuz yılda iki kez doğum yapsa, her batından 10 yavru yaşasa, 20 sene yaşayan bir domuzun 400 yavrusu oluyor.

Ve dahası yeni doğmuş bir domuz 4-5 ayda 100 kiloya kadar çıkabiliyor.

Normal Şartlarda evcil bir domuzun yüzde 30'u yağ olarak ayrılabilmekte iken bu rakam bazen yüzde 50'yi bulabiliyor.

Yani 150 kg'lık bir domuzdan 75 kiloluk yağ elde edilebiliyor. Bu da dana yada koyuna göre tercih edilmesinde önemli bir etken.

Beslenmesi kolay, cam dışında -leş dahil- her şeyi yiyebiliyor. Her domuz da ortalama 80-100 kiloya ulaştığı zaman kesiliyor. Kaba bir hesapla sadece bu çiftlikten yılda yaklaşık 1 milyon kg. et çıkıyor.

Bu etlerin hangi kanalla, nerelere satıldığı meçhul. Diğer çiftlikler de göz önüne alındığında Türkiye'de yaklaşık 3 milyon kg domuz etinin piyasaya değişik yollarla sürüldüğü ortaya çıkıyor.

Türkiye'deki toplam kırmızı et tüketiminin de 6 milyon kg. olduğu göz önüne alınırsa tablonun vahameti daha da netleşiyor. Kilosu 1 ile 3.5 milyon lira arasında satılan bu domuz etlerinin ağırlıklı olarak kıyma, sucuk, salam ve sosis olarak satıldığı dile getiriliyor.

Çiftlik çalışanlarından İsmail Türk'ün verdiği bilgiye göre kesilen etler toplu olarak büyük otellere, yemek fabrikalarına kıyma ve sosis gibi ürünler olarak satılıyor.

Bu ve benzeri çiftliklerden resmi olarak beş firma domuz satın alıyor:

Çerkezo, Polonez, Nuta, Namet ve Şütte ...

1. Çerkezo aldığı ürünleri Salam Sosis olarak piyasaya sürerken aynı zamanda Teşvikiye'deki Şarküterisinden de nihai tüketiciye ulaşıyor. (ki bu firmanın bir de TADET adı altında otellere ürün sattığı bir markası daha bulunuyor...) Aynı zamanda butik mağazalarda ve ulusal zincir mağazalarda satılan BONUS markalı ürünlerin üreticisi de ÇERKEZO...

2- Ayazağa'daki Çerkezo'nun hemen yanında üretim yapan ŞÜTTE firması da salam, sosis ve jambonlarını markasıyla satıyor. Ancak bilinen bu firmalar ürünleri çeşitli zamanlarda farklı isimlerde piyasaya sürüyor. Daha önce Şütte olarak piyasaya sürülen domuz mamulleri son dönemde PIGGY adıyla satılıyor. Üstelik ünlü Amerikan fast food zincirlerinden Little Caesar's Pizza tam 10 yılı aşkın süreden beri et mamullerini ŞÜTTE firmasından temin edip bizlere bir güzel yediriyor.

3- POLONEZ 5 yıl öncesine kadar resmi olarak domuz ürünleri imal edip MİGROS'larda açık açık ürünlerini satarken, son yıllarda %100 dana etinden ürünler imal ettiğini iddia ediyor.

'Peki ya bunları göz göre göre mağazalarında sattıran satın alma müdürleri aldıkları rüşvetin yanı sıra bu milletin vebalini aldıklarını da biliyorlar mı sizce?'

POLONEZ'in ciddi anlamda piyasaya yayılmasındaki en büyük faktör MIGROS' tur .

O dönem Migros'un et mamulleri satın almasında olan (Şu an oyuncak reyonunda satın almacılık yapan) kişinin büyük paralar karşılığında POLONEZ'le işbirliği içerisinde olduğunu ve bizzat domuzları bizlere yediren kişi olduğunu biliyor muydunuz?

Peki ya Migros'ta çalışan tüm tezgahtarların eksiksiz olarak her ay sonunda POLONEZ 'in sahibinden (veya satış müdürü sıfatı ile çalışan ALI ÖZYAVAŞ'tan) maaşlarını ve primlerini (bizlere sattıkları et mamulleri üzerinden ) aldıklarını biliyor muydunuz?

Peki METRO GROS MARKETLER'in (Şu anki değil bir önceki) satın almacılığını yapan kişinin Şu an BAĞDAT CADDESINDE bulunan Polonez - Barbekü restoranları'nın sahibi olduğunu biliyor muydunuz?

Peki İzmir'in kalesi olarak görülen KiPA Marketler' in satın almacılığını yapan bayanın Polonez' in resmi hissedarı olduğunu biliyor muydunuz?

PEKİ AMERİKAN FAST FOOD ZINCIRI DOMINO'S PIZZA ve ALMAN EKOLÜ DR.OETKER PİZZALARIN İÇERİSİNDE POLONEZ ET MAMULLERİNİN KULLANILDIĞINI BİLİYOR MUYDUNUZ?

PEKİ GİMA MARKALI VE PİYASALARDA SATILAN OPİ MARKALI ÜRÜNLERİ POLONEZ'İN ÜRETTİĞİNİ VE BUNUN KARŞILIĞINDA NE KADAR PARA YEDİRDİĞİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

'Peki, sizce Türkiye'de domuz eti yemeyen insan kalmış mıdır?'

4- NUTA öncelikle 7 TEPE markası ile tanınmakla beraber Güneydeki - Her şey dahil - tatil köylerinin bir numaralı tedarikçisi, e tabi yabancı turistlerin yanında yerli turistlerde güme gidiyor. Bu firmalar özellikle büyük alışveriş merkezlerinde ayrı bir stant açıyorlar. Ancak küçük Şarküterilerde karışık olarak duruyor ve birçok tüketici farkına varmadan domuz ürünlerini satın alabiliyor .

Üstelik işin ilginç tarafı bu firma Şimdi de firma tanıtım cd si hazırlamış Carrefour gibi büyük hipermarketlerde ne kadar hijyenik üretim yaptığını anlatıyor. Ama 7 TEPE SOSIS hafta sonları marketlerde KDV dahil 2.900 YTL ye satılıyor.

Çünkü maalesef bu adamlar sosislerin içerisinde hayvan küspesi gibi lafını bile etmek istemediğimiz katkılar kullanıyorlar . Domuz hammaddeli salam ve sosislerin kesiminin yapılıp piyasa sürüldüğü bir başka yer de NUTA'nın üretimini yapan kişinin işlettiği Dolapdere'deki imalathane. ( İDEAL markalı salam sosis imalatçısı )

5- NAMET ünlü EMINÖNÜ HASIRCILAR ÇARSIŞININ IÇINDE yıllardır tanınan NAMLI PASTIRMACI'nın modern hali !!!

Şu an modern(!) üretim tesisleri BAYRAMPAŞA MEGACENTER (GIDA HALİ) içinde derme çatma bir imalathaneden öteye geçemeyecek konumda olan ve üretim kapasiteleri aylık -günün 24 saati çalıştıklarını düşünürseniz- 70 tonu geçemeyecek olan bu imalathanede NAMET ayda 270 ton et mamulü üretiyor ve satıyor.

Bu aradaki 200 tonluk kapasite açığını ise İSTANBUL DIŞINDA ne idüğü belirsiz imalathanelerde, merdiven altı firmalarda üretim yaptırıp üzerine ' %100 NAMET KALITESI' bastıktan sonra (üretim yeri olarak BAYRAMPAŞA'daki adreslerini gösteriyorlar) bizlere afiyetle yediriyorlar.

Carrefour ve diğer tüm zincir mağazalarda POLONEZ'in uyguladığı benzer taktikleri uygulayan NAMET bugün kapasitesinin 3 kat üzerinde üretim yaparak gururla ülkemizi temsil ediyor.

Peki, Cem Yılmaz'ın dediği gibi janjanlı ambalaja sahip NAMLI pastırmaları'nın sahipleri olan Engin ve Esen Mepa kardeşlerin aynı zamanda Çorlu'daki domuz çiftliklerinin yarı hissesine sahip olduklarını da biliyor muydunuz?

2000 yılında patlak vermiş olan kaçak buffalo etlerinin de NAMLI pastırmaları'nın sahipleri olan Engin ve Esen Mepa kardeşler tarafından getirildiğini hatta Bayrampaşa'daki imalathanelerinin gazetecilerin ve kameraların gözü önünde basıldığını, Engin Mepa'nın Show TV'ye, o dönemin 1 trilyon lirayı kendi elleriyle hediye ettiğini, sonra da Milliyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerine verdikleri dev ilanlarla tüm olanları ve baskınları yalanladıklarını biliyor muydunuz?

NAMLI Pastırmalarının hem % 5 hissesine sahip olan, hem de imalat müdürlüğünü yapan Muzaffer adındaki şahsın aynı dönemde kardeşi ile Bağcılar semtinde açmış olduğu imalathanede at ve eşek etinden yaptığı pastırmaları dilimleyerek zincir marketlere sattıklarını biliyor muydunuz?

2004 yılında da Uğur Dündar ekibi tarafından basılarak ekranlarda gösterildiğini hatırlayabildiniz mi?

Domuz konusunda herkes topu başkasına atıyor. Bu noktada tüketicinin yapması gereken şeyi Çevre Sağlık İl Müdürlüğü Gıda ve Çevre Kontrol Şubesi Müdürü İrfan Yılmaz özetliyor;

'- Piyasadaki etleri denetlemek mümkün olmuyor.'

'Kısacası ne yediğinize dikkat edin. Çok emin olmadığınız bilmediğiniz markaların ambalaj güzelliğine kanmayın.'

Ömer KIZILIRMAK

TÜBITAK-SAGE Planlamalar ve Kalibrasyon Birim Amiri

bilgenur.blogcu.com http://www.haber10.com/haber/96520/

Isımıze gelınce dini ayeti ne guzel kullanıyoruz.
Ben bu forumda elımden geldıgınce hep ayetlerle cvp vermeye calısırım ama,
Ben ayet yazdıgım zaman sıyasete dın karıstırmak oluyo.Sıze bedava :)
Pes dogrusu valla pes.

burda kullanılan ayetlerde siyasi çıkar olduğunu düşünüyorsan art niyetli yaklaşıyorsun çünkü burdaki ayetler ne chp ye nede mhp ye nede bir başka parti propagandası için kullanılmıyor?bunu kanıtlıyamazsında zaten.
 
kardes bu solenen firmalarin kac yilinda kurulduklarinida bir soyleyiver bakalim, internetten arastirinca hepsinin altinda nedense ya acilmayan bir sayfaya, ya da 1986 yilinda kurulan polonez adli bir firmaninin yan sitesi olan trakya et ve sut as. sitesi karsimiza cikiyor,
ayrica bu firmanin birkac tanede peynir uretimi yapan tesisleri de var bunlarida yazmamiz lazimdi degil mi???
mesela polonezkoy gibi, daha opnceden baska bir isim adi altinda uretim yapiyorlardi

ornek a:D
11sjd5h.jpg

bir kisim satis yaptiklari marketleride gorebilirsiniz

bilen bilir bu polonez firmasinin eskiden beri domuz eti kesimi ve satisi yaptigini, hatta doksanlarin basinda uretimlerindeki bir yetersizlik nedeni(temizlik gibi bir nedeni vardi) ile uretimini durdurmuslardi,

sonuc olarak; ilk once topu bu firmayi kurduranlara ve destekleyip buyutenlere atmak lazim:D
------------------
edit: tabi serbest piyasa ekonomisi diyerek normallestirecekler cikacatir...
------------------
birde bu isin ticari kismina bakmak lazim bu urunler turkiye' de satildigi gibi ihracta ediliyor,

ayrica elimi vicdanima koyunca bende istemiyorum gul gibi ulkemizde bu tip meseleler olmasini
 
Arkadaşlar Atların Sağ Tarafları Yenilebilir Ama Koyun Inek Deve Varken De O Yenmez Tabi

Bu Haberin Kaynağı Hürriyet Gazetesi

şu Ara Aydın Doğan Ve Tayip Erdoğan Arasındaki Olaylardan Kaynaklanabilir

Ve Bu Haberde Asılsız çıkabilir

Resmi gazete de yazmış yani kaynak resmi gazete.Sen şimdi bu haberi pornodergisinekoy yayınla haber özünü kaybedermi.
 
yapmayın arkadaşlar şeriat yolunda yapılan herşey mübahtırrrrrrrrrrr !!!!!
 
offff yakında su haber cıkarsa şaşırmayın.

Şok Şok Şok....
Tayyıp ogle yemegınde domuz eti yerken yakalandı.

Sana göre şok şok şok domuz eti mi yemesi.yetim hakkımı yemesi.
Ayrıca Şu saatten sonra tayyipin ne yediği beni ilgilendirmez
ancak haram parayla başka ne yiyebilirki
 
bu haberleri apan arkadaşlar erdoğanı şeriatı getirmeye çalışmakla suçlamıyorlarmıydı.şimdi de müslüman değil diyorlar karar versinler artık bu adam şeriatcı değilmi ve ona göre haber yapsınlar yalanda bir düzeyde gitsin haberleri
 
Geri
Üst