Nasıl bir Genelkurmay Başkanı istersiniz?

Vtnsvr

New member
Sabahattin Önkibar
Yeni Çağ
http://www.8sutun.com/koseyazisi?id=825


--------------------------------------------------------------------------------
Besleme medyanın gazeteci ambalajlı AKP görevlileri dün koro halinde Kandıra’ya yapılan TSK ziyaretini tel’in etti.
O güruhtan Nazlı Ilıcak’ın Genekurmay Başkanımız Orgeneral İlker Başbuğ Paşa’ya tavsiyesi şuydu:
- Evren’e benzeme, Özkök’e benze!
Evet Nazlı hanımın Başbuğ Paşa’ya model diye sunduğu Hilmi Paşa doğru yanlış bilemem...
Tam bu noktada ortaya çıkan soru, “Nasıl bir Genelkurmay Başkanı istersiniz” sorusudur.
Tamam Evren’e de belki itiraz ederim, ama ben şahsen Özkök Paşa gibi birini hiç istemem.
Peki benim Genelkurmay Başkanım nasıl mı olmalıdır?
1) Türklerin tarihinde devletin, bin yıldır önce asker demek olduğu olgusunu hafızasından hiç mi hiç çıkarmamalı ve ona göre davranmalıdır.
2) Çokuluslu bir imparatorluk yapısından Türk kimliği temelinde milli bir devlet ve ulus yaratmanın ancak TSK ve onun şanlı komutanı Mustafa Kemal tarafından başarılabildiğini unutmamalıdır.
3) Laiklik ilkesinin bu ülkenin birlik çimentosu olduğu ve de bu kavramın bütünlüğün yanı sıra inançlarımızın da teminatı olduğunun idrakinde olmalı ve onun muhafaza edilmesi için gerekeni anında yapmalıdır.
4) İnanç ve değerlerimize saygılı olmalı, ama bunların siyasallaştırılmasına ise başkaldırmalıdır.
5) Türk askerinin başına çuval geçirildiğinde susmamalıdır.
6) Kıbrıs’ın peşkeş çekilmesine ve Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti dayatmasına boyun eğmemeli, anahtar ve stratejik şehir Kerkük’ün Kürtlere devrine tavır almalıdır.
7) Güneydoğu’da başlatılan ve adım adım bir hedefe kilitlendirilen malum süreci önceden sezmeli ve ona göre tutum almalıdır.
8) TSK’ya karşı başlatılan psikolojik operasyonlara dikilmeli ve TSK’nın çete ya da suç örgütü olarak sunulmasına başkaldırmalıdır.
9) Teröre karşı kahramanca mücadeleler veren TSK personelinin soyut iddialarla yargının kesin hükmü olmaksızın psikolojik operasyonlara malzeme yapılmasına set olmalı, Güneydoğu kahramanlarının teröristbaşı Öcalan eşkıyası ile bir tutulması ve o şekilde sunulmasına dur demelidir.
10) Benim Genelkurmay Başkanım özde antiemperyalist olmalı, ama hâkim realiteler ışığında hareket etmelidir.
11) Benim için ideal olan Genelkurmay Başkanı komutanlığını yaptığı kutlu kuruma izafe edilen darbe iddialarına karşı, “Var da diyemem, yok da diyemem” gibi komutanlık özellikleri ile çelişen cevaplar vermemeli, gerektiği gibi davranmalıdır.
12) Benim Genelkurmay Başkanıma hiç kimse kameralar önünde “Hocam” diye hitap edememelidir.
13) Benim Genelkurmay Başkanım yayımladığı bildiri ya da muhtıranın takipçisi olmalı, seçim öncesinde o tür bildirileri yayımlayıp iktidar partisine artı 15 puan kazandırmamalı ve dolayısıyla da ülke birliğinin tartışmasız tek kurumu olan TSK’nın caydırıcılığını aşındırmamalıdır.
14) Benim Genelkurmay Başkanım göreve nasıl başladıysa öyle bitirmeli, kapalı kapılar ardında yapılan bir görüşmeden sonra kendini inkâr eden tutumlar sergilememelidir.
15) Benim Gnelkurmay Başkanım, “Ulus devlet, üniter devlet, laik devlet” demelidir.
16) Benim Genelkurmay Başkanım şu ana kadarki seyri itibarıyla Orgeneral Sayın İlker Başbuğ gibi olmalıdır
 

raul_evs

Banned
Abd nin kuklası olmayacak bir genel kurmay başkanı isterim.

Bütün sorunların çözümü oradan geçiyor çünkü...:goz:
 

shamur_80

New member
bence rüyamızda bile göremeyiz adamlar ne yapar ederler onu bile tattirmazlar bize. tam iyi biri çıkıcak deriz onu da intihar süsüyle ortadan kaldırırlar olur biter
 

emrah1607

Banned
osman pamukoğlu gibi bi adam ...

demokrasi memokrasi edebiyatı yapmıcak .gerektiği an ermen toroğlunun tabiriyle kodumu oturttcak birisi .

ermen hoca bile özkökmüdür özkekmidir nedir beğenmediğini söledi .ilk defa bi genelkurmay başkanı nasıl olmalı diye tartışmalar başladı özkök döneminde . onun döneminde çuval yedik kafaya . sağdan soldan tırsan adamdan genelkurmay başkanı olmaz .ben öyle adama değil ülkeyi kümesimi emanet etmem ..

allah ilker paşayı utandırmasın ve inşallah o onun gibi olmaz .ne diyelim hayırlısı
 

ahmetcan

New member
Genelkurmay Başkanı dediğimiz kişi zaten olacağını olmuştur. Taşıması gereken bütün vasıfları taşımasaydı orada olamazdı. Önce nasıl birey olunmalı onu araştırıp yerine getirelim sonra çok gerekirse İlker Başbuğ'a nasıl asker olması gerektiğini söylemeye çalışırız. Her şey bitti, Genelkurmay Başkanı'nında olması gerekenler kaldı. Boşverin arkadaşlar...

Bu arada başlık da ayrı bir alem :) Kahvenizi nasıl istersiniz gibi olmuş...
 

mr.boom

New member
şuanda görevde olan Genelkurmay Başkanımız Orgeneral İlker Başbuğ bence gereken herşeyi yapacaktır izleyin ve görün...
 

caharkale

New member
yıllarca ışıkçıların yanında yazan yazarımız profil çıkartarak uluscu bir genelkurmay arzusunu dile getirmiş,


ben söyliim millet nasıl ordu başkanı ister; hz.halid gibi komutan, amr ibnul as gibi siyeset dehası bir yüksek zeka, alparslan gibi bir yürek,fatih gibi atik ve zeka parıltılı genç ,yavuz gibi şedid,abdülhamit han gibi siyasi dahi,m.kemal gibi bir komutan,karabekir paşa gibi gönül eri bir ordu başkanı diler,,,
çeteye bulaşacak bizansa dolaşacak ayak oyunlarıyla bulanacak dışarıya yumuşak içeriye sert değil,,dinine hoş bakan,vatanına bağlı,miletle kavgasız,medeniyet aşığı bir yüksek adam bekler.. inanmasanız çıkın sorun sokağa... bunların hepsini sayın ,hayır diyen kaç kişi çıkar ?
 

Vtnsvr

New member
Bir Gün Bir Genelkurmay Başkanı... Türkiye’de bir gün bir genelkurmay başkanının, diyelim ki görevini devralışı sırasında şöyle bir konuşma yaptığını varsayalım:

“Ulus devletler dönemi sona ermiştir.
Yaşamakta olduğumuz küreselleşme çağında ulus devletten söz etmek gericiliktir.
Ekonomide, kültürde, bütün toplumsal alanlarda, ulus devlet kavramının daraltıcı sınırlarından kendimizi kurtarmalı, küreselleşme çağının gereklerini yerine getirmeliyiz.
Bazı büyük devletlerin hâlâ ulusal nitelik taşıdıkları ileri sürülebilirse de, bu onların gelişimlerini tamamlamış olmamalarının sonucudur…
Bizim gibi henüz gelişmekte olan ülkelerin ulusallık iddiasında bulunmaları ise, gelişimlerinin önünde engel oluşturur…
Bu nedenlerle ulusal sanayi, ulusal tarım, ulusal kültür vb. türünden her türlü kavramı artık geride bırakmalı, küreselleşmenin engin ufuklarına açılmalıyız…”
Vb…
***
Aynı genelkurmay başkanının, konuşmasını şu sözlerle sürdürdüğünü varsayalım:
“İçinde bulunduğumuz küreselleşme ve post-modernleşme çağında üniter devlet kavramının savunuculuğunu yapmak da bir başka gericiliktir.
Günümüzde devlet kavramını şirket kavramından ayrı düşünmemeliyiz.
En büyük özgürlük bireysel özgürlük olduğuna göre, bir araya gelen bireyler herhangi bir ortak özellikleri bağlamında istedikleri toplumsal birliği oluşturabilirler…
Böyle oluşumların ulusal devlet kavramıyla da herhangi bir çelişkisi söz konusu değildir…
Devleti, küçük küçük şirketlerin oluşturduğu büyük bir şirket olarak düşünün…
Bu şirketler topluluğunda bütün etnik kimlikler, bu arada Türk kimliği, alt kimliklerdir.
Bu nedenle de günün birinde Türkiye adının değiştirilmesi de kaçınılmaz olarak gündeme gelecektir.
Buna şimdiden hazır olmalı ve üniter devlet safsatasından bir an önce vazgeçmeliyiz…”
Vb...
***
Bu genelkurmay başkanının hızını alamayarak şu sözlerle devam ettiğini düşünelim:
“Atatürk ilkelerini ve bu ilkelerin temelini oluşturduğu ileri sürülen laiklik kavramını tabulaştırmamalıyız.
Bugün başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere bütün dünyada aydınlanma olgusunun kendisi sorgulanmakta, Fransız jakobenlerinin ortaya attığı radikal laiklik kavramı demokratik laiklikle yer değiştirmektedir.
Atatürk devrimleri dediğimiz şey bu jakoben anlayışın Türkiye’de uygulanmasıdır ve bugün artık çağını tamamlamış olduğu kabul edilmelidir.
Çocuklarımız elbette dinlerini öğrenmek için gerekli kurslardan geçirilecek, okullarımızda evrimleşme kuramının yanı sıra yaradılış kuramı da öğretilecektir.
Bütün okullarda ve bu arada askeri okullarda, çocuklarımızın ve gençlerimizin rahatça ibadet edebilmeleri için mescitler açılmalı, ders saatleri bu gereksinimlere göre düzenlenmeli, örneğin kutsal Cuma günleri belki de tatil günü olarak kabul edilmelidir…”
Vb…
***
Söz konusu genelkurmay başkanının, var saydığımız konuşmasındaki son sözler de şunlar olsun:
“Devlet yönetiminde güçler ayrılığı ilkesi de çağını tamamlamış sayılmalıdır.
Halk iradesinin temsil edildiği tek ve biricik kurum parlamentodur.
Hükümet parlamentoyu temsil ettiğine ve hükümeti de başbakan yönettiğine göre, başbakanın ağzından çıkacak her söz yasa hükmündedir.
Ordu, halkının hizmetinde olduğuna göre, bu halkın seçtiği parlamentonun, onun adına ülkeyi yöneten hükümetin ve sonuçta da bu hükümetin tepesindeki başbakanın kayıtsız koşulsuz emrindedir…”
Vb…
***
Özellikle şu son sözler bana yakın geçmişimizdeki bir şeyleri anımsatmakla birlikte, günün birinde bir genelkurmay başkanı (ya da bir başka komutan) böyle bir konuşma yapar mı, bilemem…
Fakat eğer yapacak olursa, günümüz genelkurmay başkanı ya da ordu komutanlarının konuşmalarını demokrasiye aykırı bulan kişiler ve çevreler, bu türden konuşma yapan bir komutanı hiç kuşkum yok ki büyük bir demokrasi kahramanı olarak alkışlayacaklardır…
Ataol Behramoğlu
http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php?news=2987
 

LOOPUSED

Altın Üye
Vatandaş olarak bize soruluyorsa soru, cevabını sanırım caharkale dostumuz vermiş:)) ama sanırım bize sorulmaz...siz seçin biz boyun eğeriz:))
 

HTML

Üst