Din Hırsızları Devlet Düşmanları!

Vtnsvr

New member
Hatice BAHTİYAR





"Bizi yanlış yola sevk eden soysuzlar, bilirsiniz ki çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep din kuralları sözleriyle aidata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz. Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülüklerden gelmiştir."
Mustafa Kemal ATATÜRK

Laiklik; Türk milletini ümmet kavramından ulus kavramına geçiren bir düşünce yoludur. Bu düşünce yolu "ahlakın din içinde değil, dinin ahlak içinde" olduğunun göstergesidir. Bu yol, "iki yüzlülükten uzak, saf ve temiz bir inanca ulaşmanın en kestirme yoludur."

Cumhuriyetin, saray kültürü "halifelik" sistemi ile yaşatılmayacağını gören Ulu Önder Atatürk, tüm çabasıyla laik ve çağdaş bir Türkiye'yi amaçlamıştır. Türk milletinin mutluluğu ve geleceği için birçok devrim ve ilkeler bulup çıkartmıştır. Atatürk'ün amacı çağdaş uygarlık yolunda milletinin huzur ve mutluluğu için sağlam temeller atmıştır. Günümüzün bazı siyasetçileri gibi, çağdaşlıktan uzaklaşırken, çağ atladığımızı söyleyen düzenbaz politikacılar gibi halkını uyuşturarak sadakaya muhtaç bir toplum yaratmamıştır.

Maalesef Atatürk'ten sonra gelen politikacılar, Atatürk'ün çizdiği ahlaklı yoldan yürümemişlerdir. Sürekli Atatürk'e ihanet içinde bulunmuşlardır. Bu ihanet 1940'lı yıllarda başlamış ve günümüze kadar da devam etmiştir. Önce Türkçe ezan Arapçaya dönüştürülerek "Siz isterseniz, hilafeti bile getirebilirsiniz" dönemi yaşatılmış, "Millete mal olmuş devrimler, millete mal olmamış devrimler" ayrımı yaratılmıştır. Kendi anlayışlarına göre millete mal olmadığı gerekçesiyle Atatürk'ün devrimlerinin bir çoğu yok edilmiştir.

Gereğinden fazla açılan İmam Hatip Okulları, izinli veya izinsiz Kuran kurslarıyla birlikte medrese eğitimi başlatılarak Osmanlı imparatorluğu'nu batıran eğitim sistemi geri getirilmiş bu okullarda ve yurtların tümünde çağdaşlıktan uzak eğitim politikaları uygulanmıştır. Yani Atatürk'ün devrimleri yolundan saptırılarak ülkemizde laik toplum yapısı dinamitlenmiştir

Laik toplumun yaratılmasında ve yaşatılmasında önemli rol oynayan başta Halkevleri. Halkodaları ve Köy Enstitüleri olmak üzere, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu olmak üzere Atatürk'ün kurduğu enstitüler teker teker kapatılıp, yıkılarak bilinçli, eğitimli laik toplum oluşturulmasının önüne geçilmiştir.

Türk-İslam sentezi adı altında Arap milliyetçiliğini ortaya atarak Atatürk milliyetçiliğini yok etmek isteyen çağdışı düşünce devletin resmi ideolojisi haline getirilmek istenmektedir.

Nakşibendîlerin, Nurcuların, Süleymancıların yurdumuzun dört köşesinde cirit atmalarına göz yumulduğu için laiklik değil ama laiklik düşmanları yaratılmasında büyük başarı sağlanmıştır.

Atatürk'ü dinsiz göstererek dini kullanan, dinden uzak riyakar ve işbirlikçi siyasetçilerin tutumları yüzünden laik toplum yok edilme aşamasına getirilmiştir.

Çağdaşlığa ve uygarlığa aykırı olan İlim Yayma Cemiyeti, Aydınlar Ocağı ve Türk Ocakları'nın devlet desteğine kavuşturulması nedeniyle laik topluma düşman yobazlar yetiştirilmiştir.

Demokrasinin ilkeleri, laikliğin ilkeleridir. Fakat bazı siyasal partilerimiz, uzun süredir "devlet laik olur, insan laik olmaz" söylemlerinde bulunmuşlar ve "Müslümanlıkla laikliğin birleşemeyeceği"ni günümüze getirerek milletinde kafasını karıştırmışlardır. Bu kendini bilmez siyasetçiler laikliğin ne olduğunu bilmeyen din sömürücüleri ve din devletini özleyen zavallı işbirlikçi oy avcılarıdır.

Bu zavallılar bilmiyorlar ki laiklik, özgürlük ve hoşgörü demektir, eşitlik demektir, çağdaşlık, insanlık demektir. Laik toplumu yaratamazsanız, demokrasiyi gerçekleştiremezsiniz. Bu da ancak toplumun büyük çoğunluğunun laikliği benimsemesine, özümsemesine bağlıdır. Ve laiklik sorunu, her şeyden önce bir eğitim sorunudur. Demokrasi adı altına gömülen siyasetçiler; bilmelidirler ki demokrasi özgür insanların rejimidir. Gerici bir eğitim sistemiyle ve dış güçlerin emirlerini yerine getirerek demokrasiye ulaşılamaz.

Günümüzün en önemli sorunu, Türkiye'nin çağdaşlığa mı yöneleceği, yoksa Ortaçağ karanlığına mı sürükleneceği sorunudur.
Dünya büyük bir hızla ilerlerken, ülkemizin geriye götürülmesine göz yummak, izin vermek, ihanetten başka bir şey değildir. Anlayacağımız odur ki Ulu Önder Atatürk'ün devrimlerini gündeme getirmez ve derhal uygulamazsak ülkemizi çağdaş toplumlar düzeyine çıkartamaz, ilericilik gericilik, laiklik şeriatçılık, uygarlık bağnazlık arasında boğuşup dururuz.
Gericiler ve yobazların gücü bizi Atatürk'ün yolundan döndürmeye yetmez, belki sadece bizi biraz yavaşlatır. Ama bu yavaşlamanın içinde de öğrendiğimiz ve gözlemlediğimiz birçok ihaneti görüp not edeceğiz.
Her yanlıştan bir doğruyu çıkartmasını bilip Türk milletine ihanet sayılan o yanlışları tekrar yaptırmayacağız. Biz Atatürk'ün çocuklarıyız ve onun izini asla kaybetmeyecek ve kaybettirmeyeceğiz.
Yazımı büyük ve tek önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ün millet ve devlet düşmanı tarifini sizlerle paylaşarak sonlandırmak istiyorum.
Lütfen Atatürk'ün bu düşman tarifini her fırsatta okuyun ve çevrenizdekilere dağıtın.
Türk milleti düşmanını iyi tanısın ki soysuzların oyunlarına gelmeyelim.

“Yobazların bir tehlike teşkil ettiği hayaldir. Bu tür insanların din ve imanla hiçbir samimi alakaları yoktur. Dini taassup onlar için bir nüfuz ve menfaat aletidir. Bu sayede bir yandan halkı, öte yandan hükümeti aldatarak kendileri hesabına nüfuzlu bir mevki yaratırlar ve bu suretle çıkar elde ederler. Bunlar hükümete sokulup halk bizim her sözümüzü dinler, bizim dediğimiz yerine gelmelidir diye şantaj yaparlar. Sonra halka dönüp, hükümet bizim avucumuzun içindedir, sakın bizim sözümüzden çıkmaya kalkışmayın diye tehditte bulunurlar. Yani bizzat halk arasında hiçbir nüfuz ve kuvvete sahip olmadıkları halde simsarlığını yaparlar. Devletten yüz bulamadıkları dakikada kandillerinin yağı tükenir. Çünkü milletimiz hiçbir surette taassuptan hoşlanmaz.

Bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasında sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacılara talih ve hayatlarını emanet eden insanlardan mürekkep bir kitleye, medeni bir millet nazarıyla bakılabilir mi?
Milletimizin hakiki mahiyetini, yanlış manada gösterebilen ve asırlarca göstermiş olan bu gibi unsurlar ve müesseseler Türkiye Devleti'nde, Türkiye Cumhuriyeti'nde sürdürmeli miydi?
Buna önem vermemek, ilerleme ve yenileşme namına en büyük telafisi imkânsız hata olmaz mıydı?

İşte biz, "takrir-i Sükûn Kanunu'nun mer'iyetinden yararlandıksa bu tarihi hataya düşmemek için, milletimizin alnını olduğu gibi açık ve pak göstermek için, milletimizin mutaassıp ve ortaçağlık zihniyetinde olmadığını ispat etmek için yararlandık. Onun için biz her vasıtadan yalnız ve ancak bir bakımdan istifade ederiz. O da şudur: Türk milletini medeni cihanda layık olduğu mevkie çıkarmak ve Türk Cumhuriyeti’ni sarsılmaz temelleri üzerinde her gün daha ziyade takviye etmek…”
Mustafa Kemal ATATÜRK
 

Kara Kartal

Banned
''Gereğinden fazla açılan İmam Hatip Okulları, izinli veya izinsiz Kuran kurslarıyla birlikte medrese eğitimi başlatılarak Osmanlı imparatorluğu'nu batıran eğitim sistemi geri getirilmiş bu okullarda ve yurtların tümünde çağdaşlıktan uzak eğitim politikaları uygulanmıştır. Yani Atatürk'ün devrimleri yolundan saptırılarak ülkemizde laik toplum yapısı dinamitlenmiştir''

-çoğu zarar azı karar.
-eğitim sisteminin kangerene dönüşen açmazı. bu açmaz kesilip atılmazsa Cumhuriyetimiz kangrene dönüşecektir .

-milli eğitimin iflas edeceğinin sinyallerini şimdiden uyarı verdiği malumdur.

-Milli Eğitim MİLLİ OLMALIDIR Başka çözüm sadece aspirin etkisi yapar ağrı kesici etki yapar
 

türk ocağı

serdengeçti
Çok güzel bir yazı lakin okuması gerekenler okumamış.
Gerek yok okunmasına yıllardır aynı terane yedi yaşında başlıyor, üniversite son sınıfa kadar okutuluyor, askerlikte de tazeleniyor.

Bütün bu aşılamaya rağmen bazı bünyelerde virüs temizlenemiyor, ecdaddan, osmanlıdan, şanlı türk-islam tarihinden, alemlere rahmet gaye insan - ufuk peygamberden kopamıyor bazı bünyeler, geçmişte okudum, şimdide okuyorum ama tesir etmiyor. Teşekkürler yazı için.

Hiçbir kelimesine katılmıyorum.:goz:
 

zebani5

New member
Mustafa Kemal Atatürk ulusal bir kahramandır. Türk tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ve dünya tarihinde ulusal kahraman, devrimci olarak hak ettiği yeri almıştır. Atatürk, birisi kötü söz söyledi diye ne küçülür, ne de değerini korumak için özel kanunlara ihtiyaç duyar. Atatürk’ün hilafetçiler, şeriatçılar, bölücüler tarafından istenmediği, sevilmediği bir gerçektir. Sevmek ya da sevmemek bir gönül işidir, yani yürektedir. Eğer şüpheliler Atatürk’ü sevmiyorlarsa, Atatürk değerinden hiçbir şey kaybetmez.”
 

Albayrak

Can Feda
Gerek yok okunmasına yıllardır aynı terane yedi yaşında başlıyor, üniversite son sınıfa kadar okutuluyor, askerlikte de tazeleniyor.

Bütün bu aşılamaya rağmen bazı bünyelerde virüs temizlenemiyor, ecdaddan, osmanlıdan, şanlı türk-islam tarihinden, alemlere rahmet gaye insan - ufuk peygamberden kopamıyor bazı bünyeler, geçmişte okudum, şimdide okuyorum ama tesir etmiyor. Teşekkürler yazı için.

Hiçbir kelimesine katılmıyorum.:goz:
Gaye kötü, hedef yok etmekse anlaşılmaması mümkündür. Değerlerin uzun yıllar anlaşılmamış olması çok acı verici. Anlaşılmamanın asıl nedenine gelince hesabını bitirememiş düşman kişilikler.

İstersen sen Osmanlı dan, ben de Göktürklerden dem vurayım. Türkiye Cumhuriyeti konuşulmasın, yaşanmasın.
:goz:
 

türk ocağı

serdengeçti
Gaye kötü, hedef yok etmekse anlaşılmaması mümkündür. Değerlerin uzun yıllar anlaşılmamış olması çok acı verici. Anlaşılmanın asıl nedenine gelince hesabını bitirememiş düşman kişilikler.

İstersen sen Osmanlı dan, ben de Göktürklerden dem vurayım. Türkiye Cumhuriyeti konuşulmasın, yaşanmasın.
:goz:
Aksine Cumhuriyet konuşulsun ve yaşansın, ancak cumhuriyetçilik ve kemalizm adı altında milletin değerleriyle çatışılmasın bu maya tutmaz bunu demek istiyorum.
Sen laiklik adına İmam hatip lisesine, başörtüsüne düşman kesilirsen bu milletten bu laikliği savunmasını bekleyemezsin değil mi?
Varmı bunun izah tarzı? Uzun yıllar anlaşılamayan nedir? Ne yapsın bu millet uzun yıllardır müslüman, terk mi etsin? Kitabınımı değiştirsin, itikadınımı değiştirsin, Peygamberin sünnetinden çıkıp, kafasına göre İslam modelimi oluştursun ne yapsın?
 

Albayrak

Can Feda
Aksine Cumhuriyet konuşulsun ve yaşansın, ancak cumhuriyetçilik ve kemalizm adı altında milletin değerleriyle çatışılmasın bu maya tutmaz bunu demek istiyorum.
Sen laiklik adına İmam hatip lisesine, başörtüsüne düşman kesilirsen bu milletten bu laikliği savunmasını bekleyemezsin değil mi?
Varmı bunun izah tarzı? Uzun yıllar anlaşılamayan nedir? Ne yapsın bu millet uzun yıllardır müslüman, terk mi etsin? Kitabınımı değiştirsin, itikadınımı değiştirsin, Peygamberin sünnetinden çıkıp, kafasına göre İslam modelimi oluştursun ne yapsın?
Cumhuriyet konuşulsun yaşansın ne güzel...

İmam hatip,

Okuyanları gördük, konuşuyorum. Cumhuriyet düşmanı, bunların bizim bildiğimizden farklı tarihleri var. Bilirsin ilk kuşunu atanı bile imam bilirler.

Türban,

Tekrar tekrar konuşulmasından bıktığımız bir konu. Siyasi simge, Din simsarlarının oyuncağı. Devlet dairelerine girmesi ulusal bir sorun haline getirildi. Kuranın yorumu bana düşmez. Ama şu kesin konuşanlara da düşmez. Kuran da türban olarak bir kelimenin geçmemesi dolayısıyla tartışmalar devam ediyor. Çıkıp açıklama yapabilen yok.

Siz türbanı İslamın şartlarından üstün tutarsanız tartışma hiç bitmez sürer.
 

degazor35

TÜRK oğlu TÜRK
Yazdıklarını yaşatacak gücünüz ve isteğiniz olduktan sonra doğruların yanında yer alma k her insanın boynunun borcudur.Ancak ve lakin;
işine gelmeyenlerin sayfayı okumaması gibi çocukca bir fikir ile siyaseti gütmek,dipsiz kuyunun içine bodoslama dalmaktır.Siyaset çocuk oyuncağı değildir ama ne yazık ki güzel ülkemiz yıllardır bu çocuk siyaseti ile yönetilmekte.
Açım diye ağlayana;azıcık kuru ekmek
Üşüyorum diye ağlayaa; üç torba kömür
İşsizim diye ağlayana;fak-fuk-fon dan üç kuruş
Hastayım diye ağlayana;ne olduğu bilinmeyen ama her zenginde bulunan yeşil kartı dağıtıyorsan senin Cumhuriyetinde bir sorun var demektir.
Yazdığın doğruları uygulayamamak en kötü handikaptır.
Çamur atmak ise en kolayıdır.

Lütfen işin zoruna gidin.Dediklerinizi hak ve adalet içinde hakikaten gerçekleştirirseniz bende bir evlat var size kurban olsun.

Ama gün gelirde doğruları göstererek girdiğiniz yol çıkılmaz pislik deryası olacaksa(yıllardır yaşıyoruz) işte o zaman değil ÜÇ HİLALİ,

gökte ne kadar yıldız varsa pisliğin üzerine dikmek boynumuzun borcu olsun.

Dediğine inanacaksın,inandığını yapacaksın,doğruyu görecek ve göstereceksin.İşine gelmeyeni kıvırtmadan...

Saygılar bizden olsun...
 

tribute

New member
Cumhuriyet konuşulsun yaşansın ne güzel...

İmam hatip,

Okuyanları gördük, konuşuyorum. Cumhuriyet düşmanı, bunların bizim bildiğimizden farklı tarihleri var. Bilirsin ilk kuşunu atanı bile imam bilirler.

Türban,

Tekrar tekrar konuşulmasından bıktığımız bir konu. Siyasi simge, Din simsarlarının oyuncağı. Devlet dairelerine girmesi ulusal bir sorun haline getirildi. Kuranın yorumu bana düşmez. Ama şu kesin konuşanlara da düşmez. Kuran da türban olarak bir kelimenin geçmemesi dolayısıyla tartışmalar devam ediyor. Çıkıp açıklama yapabilen yok.

Siz türbanı İslamın şartlarından üstün tutarsanız tartışma hiç bitmez sürer.
Bilader sen ne diyorsun yaa.. Bir çok imam hatip mezunu arkadaşım var sen Cumhuriyet düşmanı demişsin. Sözlerine dikkat et. İftira atma. Birçok yerde de başörtüsünün açıklaması yazıyor. Sen tabi ki işine geleni okuyor. İşine gelene de iftira atıyorsun..
 

Albayrak

Can Feda
Bilader sen ne diyorsun yaa.. Bir çok imam hatip mezunu arkadaşım var sen Cumhuriyet düşmanı demişsin. Sözlerine dikkat et. İftira atma. Birçok yerde de başörtüsünün açıklaması yazıyor. Sen tabi ki işine geleni okuyor. İşine gelene de iftira atıyorsun..
Genelleme yapmak bana göre değil, bunda haklısın. Birçoğu demeliydim. Sözlerime dikkat ederim ben. Sadece sen mi işine geleni alıp, herkesi zan altında bırakabilirsin. Bu sana yüklenmiş bir misyon mu?

Peki sen ne diyorsun? Neyi kime savunuyorsun?

Din hırsızlarını mı? Devlet düşmanlarını mı?
 

HTML

Üst