AKP misyonerliği yasallaştırma peşinde

emrah1607

Banned
Katılım
21 Tem 2007
Mesajlar
1,436
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ATALARIMIN İZİNDEN
AKP misyonerliği yasallaştırma peşinde


MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen'in "gençliği tehlikelerden koruma" çalışmasının tehlikelerine dikkat çekerek, 'Yapılmak istenen çocuklarımızı ortaöğretimde tamamen kiliselerin oluştuğu bir ortam içerisinde yetişmelerini sağlamak. Misyonerliği de bu yolla yasal bir zemine oturtmuş olmaktır'' açıklaması yaptı.

''Daha önce de cami yerine ibadethane açmak suretiyle merdiven altında kiliselerin oluşmasını sağlamışlardı. Kiliseler çoğaldı. Aynı şeyi şimdi okullara kadar sokmak istiyorlar'' diyen Vural,'' Bu gençlerimizin kalbini yok etme, beynini yok etme operasyonudur. Bu tamamen Türk milletini milli kimliğinden uzaklaştırma çabasıdır. Adeta İslamiyet'i birkaç dinden birini seçme dinine dönüştürerek, kendi mecrasından çıkarmak isteyen bir anlayışın tezahürüdür'' dedi.

Gazeteniz ORTADOĞU'ya önemli açıklamalar yapan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen'in "gençliği tehlikelerden koruma" çalışmasının tehlikelerine dikkat çekerek, ''Asıl amaç ortaya çıkmıştır. Bunun bir genel başkan yardımcısı tarafından kamuoyuna açıklanmış olması AKP'nin hangi misyonu üstlendiğini de ortaya koyuyor'' dedi.

ASIL NİYETLERİ ORTAYA ÇIKTI

''Yapılmak istenen çocuklarımızı ortaöğretimde tamamen kiliselerin oluştuğu bir ortam içerisinde yetişmelerini sağlamak. Misyonerliği de bu yolla yasal bir zemine oturtmuş olacaklar. Asıl niyetleri bu ve açıklamaları ile bu ortaya çıktı'' diyen Vural, ''Böyle bir ihtiyaç nereden ortaya çıkıyor? Diyor ki "çok dinlilik esas" Ne demek şimdi bu? Müslümanlığı çok dinlilikte bir tercih haline mi dönüştürmek istiyor çocuklarımız için. Bizim kültür ve medeniyet kaynaklarımız belli.

Böyle bir yaklaşım tarzı ilkokullarda ve ortaöğretimde yerleştirilmesi doğru değildir. Bu tamamı ile ilkokul ve ortaöğretimde kiliselerin önünü açmaktır. Böylelikle bir bakıma misyonerlik faaliyetlerinin içine kadar sokmuş olacaklar'' açıklaması yaptı.
GENÇLERİMİZİ VE MİLLİ KİMLİĞİMİZİ YOK ETME OPERASYONU

''Kendisine muhafazakâr diyen bir partinin Türkiye'de açıkçası milli ve manevi değerleri aşındırmak için gücünü nasıl kullandığı ortaya çıkıyor'' diyen Vural şunları söyledi: '' Daha önce de cami yerine ibadethane açmak suretiyle merdiven altında kiliselerin oluşmasını sağlamışlardı. Kiliseler çoğaldı. Aynı şeyi şimdi okullara kadar sokmak istiyorlar.

Bu tamamen Türk milletini milli kimliğinden uzaklaştırma çabasıdır. Adeta İslamiyet'i birkaç dinden birini seçme dinine dönüştürerek, kendi mecrasından çıkarmak isteyen bir anlayışın tezahürüdür.

Bu bizim kendi tarih ve kültür bilincimizden gençlerimizi uzaklaştırmak demektir. Bunun gençleri korumayla bir alakasının olmadığı açıktır.

Bu gençlerimizi tamamen kültür emperyalizmine açık bir hale getirmek demektir. Bu gençliğimizi yok etme operasyonudur.

Kalbini yok etme, beynini yok etme operasyonudur.

Asıl amaç ortaya çıkmıştır. Bunun bir genelbaşkan yardımcısı tarafından kamuoyuna açıklanmış olması AKP'nin hangi misyonu üstlendiğini de ortaya koyuyor.''




ÜLKÜCÜ HABER
 
akp nin kirli yüzü daha yavaş yavaş çıkar ortaya.

Vural,'' Bu gençlerimizin kalbini yok etme, beynini yok etme operasyonudur. Bu tamamen Türk milletini milli kimliğinden uzaklaştırma çabasıdır.

ülkeye ve insanlarına zarar vermek için her zaman operasyondalar.
 
iyi de neden böyle bişey yapsınlar ki.cami deseniz anlarım adamların istediği bu zatende.kilise ne alaka yani:saskin
 
RTE ( Recep Tayyip Erdoğan) ‘nın künyesi:


Tayip Erdoğan’ın anne tarafı Rize ili Güneysu( Potamya- Rumca) ilçesine, Gürcistan’ın başkenti Batum’dan gelmiştir..Hatırlarsınız bir zamanların meşhur ismi Ümraniye müftüsü Hasan Mezarcı’nın da ailesi Batum’dan gelmiştir. Erbakan’ın karşı çıkmasına rağmen, .Erdoğan’nın büyük uğraşları sayesinde Hasan Mezarcı İstanbul’dan liste başına getirilerek millet vekili seçiliyor. Bu zat yaptığı tüm konuşmalarında Atatürk hakkında ağza alınmayacak iftiralarda bulunuyor.ve Atamızın Türk olmadığını ilan eden söylemleri ile tanınıyor..Tayyip’ de bu iftiraların yapıldığı dönemlerde Mezarcı’ya adeta destek olmaktaydı.Yine aynı yıllarda Erdoğan’ın yakın arkadaşlarından Rize millet vekili Şevki Yılmaz’da (Hepinizin malumu- Türk’lüğü aşağılayan Tayyip’in en yakın destekcisi ) Türk’lüğü tahrik adına ağza alınmayacak laflar sarf edebiliyordu…Erdoğan’ın çocukları, akranları Türban kavgası verirken , Türbanla okuyamadıklarını bahane ederek ( Bilal kız mı??).Amerika’larda okuyor, Hollywood yıldızlarıyla (Robert De Niro vb.) mum ışığında yemekler yiyorlardı….




Başbakan Tayip, memleketi Rize’ye gittiğinde hemşehrileri kendisini ‘Potamya’ya hoş geldin ,Potamya’nın gururusun’ pankartları ile karşılıyordu..Güneysu beldesinin Rumca ismi Potamya demekti.. Bu ahalinin bir kısmı sonradan Müslüman olmuş (!!)Rum’du..Hala neden Rumca ismi kullanıyorlar dersiniz???Tayyip bu pankartlardan şikayetçi olmadığına göre değerli dostlarım olayı acaba nasıl yorumlamak gerekir??



Başbakan olduğunda ilk ziyaretini Yunanistan’a yapan Erdoğan, Ramazan ayında olmamıza rağmen acaba neden oruç tutmamıştı dersiniz..? Simitis’le iki saati aşkın baş başa görüşme yapan Erdoğan İngilizce bilmediğine , Simitis’te Türkçe bilmediğine göre acaba hangi dilde görüştüler dersiniz(!!!!)? Uçakta seyahat ettiğinde alkollü içki servisinin yapılmasına izin veren yapısını da siz dostlarımın takdirlerine sunarım..


Eski Yunanca’da Tayip Erdoğan’ın nüfus kütüğünde yazılan Havuli, Fatuli, isimleri Fatma,Havva anlamına gelmektedir.. Sona eklenen (Lİ) hecesi Gürcü’lerce kullanılmaktadır. Zira Ahmet ve Yunus ..Erdoğan’ın ana adı olan ve aynı zamanda Adem Peygamberin eşinin ismi de olan Havva’ya Havuli .,.. Hazreti Muhammet’in kızı olan Fatma’ya Fatuli, yakıştırılmasına tepki göstermiyordu.!!! 2004 yılında Gürcistan’a yaptığı gezide Gürcistan Devlet Başkan’ının yanında “ Bende Gürcüyüm. Ailemiz Batum’dan Rize’ye göç etmiş bir Gürcü ailesidir” diyebilmiştir.


Bundan da anlaşılıyor ki,Tayyip Erdoğan Türk kökenli olmamaktadır. Zaten Türklük şuuru da taşımıyordu . Zorunlu olmadıkça Türk sözünü kullanmıyordu..Türklüğü ve Türk milliyetçiliğini ayrımcılık olarak değerlendirdiğini her vesileyle belirtiyordu.. Başbakan Erdoğan’ın sözcüsü Akif Beki, yazmış olduğu “Erdoğan’ın Harfleri” adlı kitabının 14 ‘cü sayfasında Erdoğan’ın Musa peygamberin soyundan geldiği , Musa’nın İsrailoğlu olduğu vurgulamasını yapabiliyor ve Erdoğan ise buna da karşı çıkmayarak İsrail oğluna gelen peygamberle kendini özleştirip, birde onun soyundan geldiğini açıklattırması, soyunda Yahudilik olduğunun en açık kanıtıdır..Kısacası Erdoğan’ın ,anne tarafından Musa’nın yani Yahudiliğin soyundan geldiği anlaşılıyordu..




Gelelim Türk oluşuna :


CIA Ortadoğu ve Türkiye Masası Şefi, eski Ankara Büyük Elçi’si Mason , Yahudi Morton Abramowitz, RTE (R.Tayyip Erdoğan) ’yi daha İstanbul Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkan’ı iken keşfediyordu..Ve o günden bu yana , İstanbul Belediye Başkanı olmasıyla, AKP’yi kurmasıyla, Başbakan’lık koltuğuna oturmasıyla ilgili yapılan bütün planlamalar gerçekleşiyordu.. Hatta Dünya Devinin desteğiyle Devlet Başkanlığı makamını ele geçirme planıyla da Türk insanı, parçalanmış, Emperyal güçlerce paylaşılmış, karanlık bir Türkiye’de yaşamaya mahkum ediliyordu..Nedenini siz ileriyi gören dostlarıma açıklamaya gerek olmadığını düşünüyorum…Ancak Türkiye’mizin yok edilmesi adına yapılan böylesine tehlikeli girişimlerde , adı öne sürülen ve desteklenen kahramanın (!!!!) Türklüğünü masaya yatırmak ve üzerinde iyi düşünmek gerektiğine inanıyorum..



Gelelim tekrar anılanın Türk olup olmadığına..


Bakın Erdoğan bir konuşmasında ne diyor: “Türkiye’de otuzu aşkın etnik gurup var. Biz bu etnik guruplardan bir mozaik oluşturacağız.”

“Sen ne mutlu Türküm diyene dersen Öbürü de ne diyecek Ne mutlu Kürdüm diyene diyecektir”.. İşte bu tarz tehlikeli ifadeler , gizli güçlerin iştahını kabartmış ve emellerine ulaşacakları gizli plan için lider belirlemede, pek sıkıntı çekmemişlerdir....Erdoğan, Musevi örgütlerin temsilcileri ile sık sık bir araya geliyor ve bakın neleri dile getiriyor. “Devlet işlerinde Liberal Laik olduğunu, Devlet işleri ile devletler arası ilişkilerde ancak Laik’lik temeli üzerinden bir araya gelinebileceğini, İslamcı oldukları şeklindeki söylemlerin doğru olmadığını” ifade ediyordu…Söylemlerine devamla:“Şu anda Türk İsrail ilişkilerini yeterli bulmuyorum, Biz bu ilişkilerin çok daha ileri gitmesini istiyoruz.. Bizim iktidarımızda bu ilişkilerin daha ileri gittiğini göreceksiniz..”

Diyor ve ekliyordu:

“Biz Yahudi’lerden çok şey öğrendik, beni İstanbul’daki dostlarınızdan sorabilirsiniz”.. Yine bir ifadesinde :


“Biz Türkiye’yi önemsiyoruz ve Türkiyeliler olarak buna mecburuz…Günümüz Türkiyelileri…Biz Türkiyelilere diyoruz ki”..Dikkat ediniz ,söylemlerinde “Türk yok Türkiyeli var”…..Başka bir açıklama yapmaya gerek olmadığı kanısındayım..



************************************************** *






Birde kısaca Emine Gülbaran Erdoğan’a bakalım.



.Dedesinin adı Üzeyir , nenesinin adı ise Nili’dir..İsterseniz bu ailede verilen isimleri kısaca değerlendirelim..

“NİLİ”: Bu isim, genel olarak İsrail’de içimizdeki hainleri kullanan Yahudi İstihbarat Örgütüne verilen addır..Emine’nin dedesi olan Hamdi Ali’nin annesinin adı Nili idi..


Çanakkale savaşları döneminde NİLİ, Osmanlı Ordusu’nun içinden bilgi toplama güçlüğü çeken İngiliz- Yahudi ittifakının kurduğu ve içlerinde fahişe kadınların görev aldığı bir istihbarat örgütüydü. NİLİ, Sarah Aaronson adında bir genç Yahudi kadın casus tarafından işletiliyordu ve bazı kaynaklara göre örgütün 400 adet fahişesi vardı. Bunlar Osmanlı Ordusu’nda görevli bazı karaktersiz askerleri ve bazı direnişçi Arap milislerini baştan çıkararak, bunlardan bilgi sızdırıyorlardı.



Nili’nin anne adı Narsa, baba adı ise İsmail’di..Emine hanımın erkek kardeşi olan Eyüp Gülbaran’ın çocuklarının adı ise Şuayb (İsrail oğullarının peygamberi.) ve Şeyma’dır. Diğer kardeşi Hüseyin Gülbaran’ın oğlunun adı ise LUT’dur..( İbrani peygamber) …Genelde Narsa ismi Mezopotamya’da yaşamış olan Süryaniler(Hıristiyan) tarafından .kullanılan bir isimdi.



Erdoğan, eşinin israrla Arap olduğunu söylemesine karşı , özet haline getirmeye gayret ettiğim bu kitap, maalesef tespit edilen ana ilkelerle Emine hanımın kökeninin Yahudi olduğunu tescil ediyor..





Tayip ve Gül ABD. vatandaşı mı??



Yabanci uyruklu bir kimse A.B.D. vatandasi oldugu zaman, vatandaslilik haklarinin tümüne sahip olur: Oy verme hakki, siyasete atilma hakki, uzay bilimleriyle ilgili iselerde görev hakki, savunma ve federal hükümette görev hakki bunlarin arasindadir. Bununla beraber A.B.D.'den uzun süreyle ayrilma ve esler. Çocuklar ve birinci derecede akrabalara Daimi ikamet basvuru haklari da mevcutur. En önemlisi. A.B.D. vatandasligindan ayrilmak hemen hemen imkansizdir.

A.B.D. vatandasliginin gerektirdigi özellikler:

Adayin, Amerikan tarihi ve hükümeti hakkinda istenilen bilgilere sahip olmasi ve ingilizce okuyup yazmasi ve konusmasbilmesi gerekmektedir. (Standart testi geçmesi yeterli sayilmaktadir.). Fakat ingilizce sarti sakatlik ya da yaslilik gibi özel durumlarda esneklik saglanabilir.

Adayin temiz ve iyi bir geçmise sahip olmasi gerekiyor. INS, kanun suçlari , kanun disi yesilkart edinmeleri ve isteyerek aile fertlerinin bakiminda basansizlik faktörlerini göz önünde bulundurur.

Adayin, A:B.'ye sadakat yemini ve diğer ülkenin bagliligindan ayrilma yemini etmesi gerekmektedir

Genel olarak A.B.D.’in vatandaş olarak alacağı kişilerde aradığı şartlardan dikkati çekenler yukarıda belirtilmiştir..



Gelin şimdi Gül, Recep Tayyip Erdoğan ve ABD. vatandaşlık meselesine:




10 Mayıs 2000 tarihli, Elazığ’da yayınlanan ve Erbakan’a yakınlığı ile bilinen El- Aziz Gazete’sinden Vahit Şekerci; “Gül Amerikan vatandaşı olduğunu neden gizliyor” başlığı altında ABDullah Gül’ünde , Tayip Erdoğan’ın da ABD. vatandaşı olduğunu yazıyordu...

“1997’nin başlarında önce Tayip Erdoğan Amerikan rüyasını gerçekleştirdi ve ABD. vatandaşlığına geçti.Erdoğan’ı daha sonra ABDullah Gül izledi ve böylece Gül için ABD. serüveni başlamış oldu”….



08.07.2005 tarihinde Başbakanlık basın merkezinin verdiği bilgilerden öğrendiğimize göre,Erdoğan ABD’de yaşayan Türklerin ABD vatandaşlığına geçmelerini istiyordu….. Konuyla ilgili haber şu şekildeydi:


Başbakan RTE. ABD’de yaşayan Türklerin ABD vatandaşlığını almalarını ve Amerikan siyasi hayatına daha çok katılmalarını isteyerek, “Bu doğrultudaki gelişmeler burada yaşayan vatandaşlarımızın haklarının korunmasına yardımcı olacak, ayrıca iki ülke ilişkilerine de katkıda bulunacaktır.”dedi Amerikan vatandaşlığı meselesi de yukarıda arz edildiği şekilde belirlenmektedir..

Zor günlerden geçen Türkiye’mizde Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığını ve Türk aydınlanmasını asıl sekteye uğratanların sivil politikacılar olduğu ortaya çıkmaktadır.. Sık sık dile getirilen askeri müdahaleler sivil politikacıların yarattığı elverişli ortamlarda meydana getirilip bir şekilde Yıpratılmış bir Türk Silahlı Kuvvetleri yaratılarak , ülkemizin bölünüp parçalanması ve Emperyalist güçlerin ekmeğine yağ sürülmesi hedeflenmektedir..

Değerli dostlarım “Musa’nın Çocukları” adlı kitabı bitirdikten sonra, sunumuma son veriyorum..

kaynak :http://www.albayrakforum.com/smf/rte_recep_tayyip_erdogan_kunyesi-t25767.0.html
 
iyi de neden böyle bişey yapsınlar ki.cami deseniz anlarım adamların istediği bu zatende.kilise ne alaka yani:saskin

kardeş bunlar dinler arası diyalog yalanı ile bütün kiliseleri onardı .antakyada ve bir kaç yerde sözde dinler bahçesi kepazeliği altında cami - kilise -havralar yapıldı senin benim paramla .

dinimiz derki allah katında hak din islamdır .diğerleri batıldır .değişmişlerdir .artık onlar din olmaktan çıkmış papazların hahamların gelenekleri olmuşlardır .bizim dinimizde diğer bu geleneklere din demek de doğru değildir zaten .çünkü din olmaktan çıktılar ve hükümleri yoktur .

bu hükümet dinimiz bunu derken sırf avrupa ve abd ye şirin görünmek adına onların emirlerini uyguluyor .eğer dinimize göre hareket etmiş olsalar ülke borç içinde kıvranırken tutupta oralara bizim paramızı harcamazlar ki zaten dinimizde böyle bir şeyi kabul etmiyor


sonuç olarak akp nin istediği cami falan değildir .çünkü akp islam süsü verilmiş hristiyan kontrolünde bir partidir .burda hristiyan bir parti kursalar oy alamazlar .o zaman ne olcak söylemleri islamcı olacak ama aslında hristiyanlara çalışacak bu parti .işte bu partide malesef akp dir
 
valla ben artık susuyorum.ne akp yi anlayabildim ne de yaptıklarını.diğer konularada bakıyorum ne yapmaya çalışıolar onuda anlamıyorum.garip garip insanları müdür yapıolar milletvekili seçtiriolar.islam deyip kiliseyle uğraşıyorlar.ben anlamadım valla.anlayamadım:vur
 
Geri
Üst