Vtnsvr
New member
ORTAK Akıl Hareketi adıyla ortaya çıkanların ortaklıklarını ortaya çıkarmayı sürdürüyoruz.
RTE'nin bu yollarda kimlerle beraber yürüdüğünün kitabını yazan gazeteci arkadaşımız Tuncay Mollaveisoğlu anlatıyor:
"Ortak Akıl Hareketi'ni destekleyenlerden Birlik Vakfı'nın kurucuları İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden şaibeli ihale kapatan firmaların sahipleri olarak karşımıza çıkıyor. Bu derneklere, vakıflara üye olan işadamları onlarca trilyonluk ihale alıp bu ihaleleri taşeronlara devrediyor ve alınlarından bir damla ter akmadan milyonlarca doları komisyoncu gibi cebe indiriyor. Örneğin Minik Dilara'nın ölümüne neden olan İSKİ çukuru skandalı böylesi bir yolsuzluk bataklığının sonucuydu.
Yine bu oluşuma destek veren ASKON, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği üyeleri TOKİ'nin en ballı ihalelerini alanlardan oluşuyor. Bu sözde sivil toplum kuruluşlarının destekleyicileri arasında "ünlü" isimler de var. Örneğin Başbakan RTE'nin kefil olduğu küresel teröre destek vermekle suçlanan Yasin El Kadı. Örneğin terörist Usame bin Ladin'in Türkiye'deki ortağı Wael Hamza Juleidan. Bunlar "Matruşka bebekleri" gibi birbirinin içinden çıkan örgütler.
Hemen hepsinin birbiri ile organik ilişkisi var. Tek merkezden koordine ediliyorlar. Üzüm salkımı örgütlenmesi şeklinde iç içeler. ABD'nin küresel çıkarlarını korumak için George Soros nasıl sivil toplum kuruluşları oluşturuyorsa, Yasin el Kadı da Müslüman coğrafyalarda Suudi rejimini ihraç etmek için sivil toplum kuruluşları vakıflar ve dernekler oluşturdu. Ortak akılcılara destek veren örgütlere baktığımızda Soros'un ve El Kadı'nın izini bulmak hatta açık desteğini belgelemek mümkün. Soros ve El Kadı'nın nihai hedefte ABD'ye hizmet ettiğini söylememe gerek yok sanıyorum."
Ortak akılcıların "darbeye hayır" diyerek Bursa'da düzenlediği toplantıyı da Bursa'daki arkadaşımız Levent Gencelli'den dinleyelim:
"Özel otobüslerle 12 kentten geldiler. Bursalı iki AKP milletvekili organizasyonun içindeydi. AKP'li yerel belediyeler ve örgütler de tam kadro görev başındaydı. Anayasa Mahkemesi üyelerini ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını yuhaladılar, Ergenekon savcılarını alkışladılar, Bursa Valisine teşekkür ettiler."
Sokrates ve kendilerini bir şey sananlar!
KAPATMA davasında AKP "Sokrates Savunması" yapmıştı.
Kemal Öncü de Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar öncesi Sokrates'in "vasiyet"ini anımsatıyor:
Sokrates, "Atinalılar, çocuklarım büyüdükleri zaman, erdemden çok zenginliğe ya da başka şeylere düşkünlük gösterecek olurlarsa, ben sizinle nasıl uğraşmış isem siz de onlarla uğraşınız. Onları uyarınız. Kendilerine, kendilerinde olmayan bir değeri verir, önem vermeleri gereken şeye önem vermez, bir hiç oldukları halde kendilerini bir şey sanırlarsa, ben sizi nasıl azarlamışsam, siz de onları öyle azarlayınız" demişti.
Bugüne gelirsek.
"Erdemden çok başka şeylere düşkünlük gösterenler, kendilerine kendilerinde olmayan bir değer veren, bir hiç oldukları halde kendilerini bir şey sananlar" hakkında AB-D küstahlarının ve iliştirilmiş medyanın telkinleri doğrultusunda verilecek siyasal nitelikli bir kararın mı yoksa hukuk gözetilerek verilecek bir kararın mı daha doğru olacağını umarım yargıçlar herkesten çok daha iyi biliyordur."
Deniz SOM ANKARA, 27 Temmuz 2008 Pazar
RTE'nin bu yollarda kimlerle beraber yürüdüğünün kitabını yazan gazeteci arkadaşımız Tuncay Mollaveisoğlu anlatıyor:
"Ortak Akıl Hareketi'ni destekleyenlerden Birlik Vakfı'nın kurucuları İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden şaibeli ihale kapatan firmaların sahipleri olarak karşımıza çıkıyor. Bu derneklere, vakıflara üye olan işadamları onlarca trilyonluk ihale alıp bu ihaleleri taşeronlara devrediyor ve alınlarından bir damla ter akmadan milyonlarca doları komisyoncu gibi cebe indiriyor. Örneğin Minik Dilara'nın ölümüne neden olan İSKİ çukuru skandalı böylesi bir yolsuzluk bataklığının sonucuydu.
Yine bu oluşuma destek veren ASKON, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği üyeleri TOKİ'nin en ballı ihalelerini alanlardan oluşuyor. Bu sözde sivil toplum kuruluşlarının destekleyicileri arasında "ünlü" isimler de var. Örneğin Başbakan RTE'nin kefil olduğu küresel teröre destek vermekle suçlanan Yasin El Kadı. Örneğin terörist Usame bin Ladin'in Türkiye'deki ortağı Wael Hamza Juleidan. Bunlar "Matruşka bebekleri" gibi birbirinin içinden çıkan örgütler.
Hemen hepsinin birbiri ile organik ilişkisi var. Tek merkezden koordine ediliyorlar. Üzüm salkımı örgütlenmesi şeklinde iç içeler. ABD'nin küresel çıkarlarını korumak için George Soros nasıl sivil toplum kuruluşları oluşturuyorsa, Yasin el Kadı da Müslüman coğrafyalarda Suudi rejimini ihraç etmek için sivil toplum kuruluşları vakıflar ve dernekler oluşturdu. Ortak akılcılara destek veren örgütlere baktığımızda Soros'un ve El Kadı'nın izini bulmak hatta açık desteğini belgelemek mümkün. Soros ve El Kadı'nın nihai hedefte ABD'ye hizmet ettiğini söylememe gerek yok sanıyorum."
Ortak akılcıların "darbeye hayır" diyerek Bursa'da düzenlediği toplantıyı da Bursa'daki arkadaşımız Levent Gencelli'den dinleyelim:
"Özel otobüslerle 12 kentten geldiler. Bursalı iki AKP milletvekili organizasyonun içindeydi. AKP'li yerel belediyeler ve örgütler de tam kadro görev başındaydı. Anayasa Mahkemesi üyelerini ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını yuhaladılar, Ergenekon savcılarını alkışladılar, Bursa Valisine teşekkür ettiler."
Sokrates ve kendilerini bir şey sananlar!
KAPATMA davasında AKP "Sokrates Savunması" yapmıştı.
Kemal Öncü de Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar öncesi Sokrates'in "vasiyet"ini anımsatıyor:
Sokrates, "Atinalılar, çocuklarım büyüdükleri zaman, erdemden çok zenginliğe ya da başka şeylere düşkünlük gösterecek olurlarsa, ben sizinle nasıl uğraşmış isem siz de onlarla uğraşınız. Onları uyarınız. Kendilerine, kendilerinde olmayan bir değeri verir, önem vermeleri gereken şeye önem vermez, bir hiç oldukları halde kendilerini bir şey sanırlarsa, ben sizi nasıl azarlamışsam, siz de onları öyle azarlayınız" demişti.
Bugüne gelirsek.
"Erdemden çok başka şeylere düşkünlük gösterenler, kendilerine kendilerinde olmayan bir değer veren, bir hiç oldukları halde kendilerini bir şey sananlar" hakkında AB-D küstahlarının ve iliştirilmiş medyanın telkinleri doğrultusunda verilecek siyasal nitelikli bir kararın mı yoksa hukuk gözetilerek verilecek bir kararın mı daha doğru olacağını umarım yargıçlar herkesten çok daha iyi biliyordur."
Deniz SOM ANKARA, 27 Temmuz 2008 Pazar