Kim ister ki parti kapatılsın?

Vtnsvr

New member
Bana Katılır Mısınız?

Mustafa Kutsi TÜMER


Bilmem katılırmısınız.
Yinede yazmak paylaşmak istiyorum
Sn. Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman CAN, AKP nin kapanmaması İsteği ile raporunu verdi. Demokratik laik TÜRKİYE CUMHURİYETİ’nde, parti kapatılması,darbe ve veya girişimlerini kim onaylar ki?

Kim ister ki parti kapatılsın?
Yeter ki DEMOKRATİK LAİK CUMHURİYETTEN sapmasın

Kim ister ki parti kapatılsın?
Yeter ki halkın kemerinde ki son deliği de kullanması.



Kim ister ki parti kapatılsın?
Yeter ki halkını inanışlarını pazarlamasın.

Kim ister ki parti kapatılsın?
Yeter ki yurdumu parsel , parsel satmasın.

Kim ister ki parti kapatılsın?
Yeter ki kendi çıkarları için halkını kullanmasın.

Kim ister ki parti kapatılsın?
Kapanan başların içinin demokrat ve aydınlığa açık olmasını sağlasın.

Kim ister ki parti kapansın?
Yeter ki EMPERYALİST GÜÇLERİN isteklerine alet olmasın.

Kim ister ki parti kapatılsın?
Yeter ki o oturduğu koltuğu var eden ve oturmasını sağlayanlara saygılı olsun.

Kim ister ki parti kapatılsın?
Yeter ki ATATÜR TÜRKİYESİ üzerine kara planlar yapmasın.

Beni bu düşüncelere boğanlara yazıklar olsun.
NE YAPARLARSA YAPSINLAR NE BİZİ,NE DE ATATÜRK TÜRKİYESİNİ ASLA YOK EDEMEZLER.
Biz buralara gelene kadar çok başlar verdik. Gerekirse yine veririz ama bağımsızlığımızdan, laik ve demokrat kişiliğimizden asla ödün vermeyiz.
 

єℓ_мαяια¢нι

кємαℓιѕ&#1
Türkiye Cumhuriyetine Karşı Bir Tehlike Varsa Herşey Mübahtır....Zaten Şu Yıllarda akp Bu Ülkenin En Büyük Tehlikesi
 

Vtnsvr

New member
Raportörün Önceden Hazırlanmış Raporları...


N.Filiz ATALAY

Haberi okurken kafama takıldı...
’Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can kapatma davasıyla ilgili olarak, Akp’ nin kapatılmaması yönünde görüş içeren raporunu başkanlığa sundu...
Osman Can daha önce de türbanla ilgili rapor hazırlamış ve türbanın” toplumsal bir talebin karşılanmasından ibaret” olduğunu savunmuştu...’
Bir an düşündüm, Anayasa Mahkemesi'nin bir tek raportörü olamaz herhalde.
Özellikle seçilmiş gibi görünüyor.
Biraz araştırınca, aşağıdaki yazıya rastladım... Her şey aydınlandı... (Yayınlanma tarihine dikkat edin)
Fatih Altaylı Raportör kapatma davası raporunu da yazdı... 22.05.2008 02:09

Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can, geçtiğimiz günlerde üniversitelerde türbana geçit verdiği öne sürülen ve Anayasa Mahkemesi’ne götürülen Anayasa değişikliği ile ilgili raporunu Yüce Mahkeme üyelerine sundu.
Ancak Osman Can, bu konu ile ilgili raporunu Anayasa Mahkemesi üyelerine vermeden yaklaşık 1 yıl önce yazmıştı.
Diyeceksiniz ki, “Fatih delirdin mi, Anayasa değişikliği yapılalı 1 yıl olmadı. Değişiklik mahkemeye götürüleli bir kaç ay oldu. Raportör Osman Can nasıl olur da raporunu 1 yıl önce yazmış olabilir?”

Ben de size diyeceğim ki, “Yazdı. Tam 1 yıl önce yazdı ve yayınladı”
İnanmıyorsanız, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin yayınladığı SBF dergisinin 2007 Haziran-Temmuz sayısından bir tane bulun ve görün.

Osman Can, bu dava ile ilgili olarak vereceği raporu, o dergide aynen yazmış.
1 yıl öncesinden.
Osman Can, dergide yayınlanan makalesinde Anayasa Mahkemesi’nin kendisine getirilen Anayasa değişiklikleri ile ilgili davalara sadece teknik açıdan bakabileceğini, içeriğinde Anayasa'ya uygunluk gibi bir inceleme yapamayacağını 1 yıl önce yazıyor.
Ve diyor ki, “Aksi takdirde Anayasa Mahkemesi yasama yetkisini kullanmış ve kısıtlamış olur...”
Yani Osman Can’ın mantığına göre Anayasa’nın ilk dört maddesine dokunulmadığı sürece her şey yapılabilir.
Yani ilk dört maddeye dokunulmamak kaydıyla 5. maddede hilafet bile getirilebilir veya şeriat devleti kurulabilir.
Çünkü Anayasa Mahkemesi Anayasal değişiklikleri Anayasa’ya uygunluk açısından denetleyemez.

Bu varan 1.

Gelelim varan 2’ye.

Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can’ın kendisine verilen bir diğer önemli dava ile ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi üyelerine hazırlayacağı rapor da şu an benim elimde.

Siz yine diyeceksiniz ki, “Fatih, rapor daha Anayasa Mahkemesi üyelerine bile verilmedi. Nasıl senin elinde olabilir?”
Olur olur, bal gibi olur.

Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can’ın kapatma ile ilgili olarak yazacağı rapor çoktan yazıldı.
Hem de daha dava açılmadan.
Osman Can bu raporu da 2 yıl önce 2006 yılında yazdı. Yazmakla kalmadı yayınladı.
'Anayasa Yargısı İncelemeleri 1' adlı kitabın 451. sayfasından başlayan 14b bölümünde raportör Osman Can “Siyasal patilerin kapatılmasında anayasal ölçütler” başlığı ile önümüzdeki günlerde Anayasa Mahkemesi’ne vereceği raporu yazıp yayınlamış.

Osman Can buradaki yazısında parti kapatmanın hakların kullanımını engelleyen bir ceza olduğunu ve uygulanmasının demokratik açıdan sakıncalar doğurduğunu belirtiyor.

Odak olmanın, muallak bir kavram olduğu için ceza hukukunda yer alamayacağını belirtiyor.
Laikliğin farklı şekillerde algılanabileceğini ve bu algılardaki farklılıkların laiklik karşıtı olmak anlamına gelmeyeceğini anlatıyor.
Dahası cezayı da belirliyor ve “Devlet yardımından yararlandırmama”nın yeterli bir ceza olduğunu söylüyor.
Yaklaşık 73 sayfalık, hayli hukuki anlatımın özeti bu.

2006’da parti kapatmayla ilgili olarak bunları yazan Osman Can’ın Anayasa Mahkemesi’ne vereceği raporun bundan farklı olması mümkün olmadığı için ve Osman Can’ın geçmişte kendisi tarafından kaleme alınan doktrinleri bugün de aynen tekrarladığı Anayasa değişikliği ile raporunda gördüğümüz için beklemeye gerek yok.

Anayasa Mahkemesi üyeleri Anayasa Mahkemesi kütüphanesinde bulunan Anayasa Yargısı İncelemeleri’nin 1. cildini alıp Osman Can’ın raporunu buradan okuyabilirler.
Bu arada ilginç olan bir durumu tekrar yazmakta yarar var.
Anayasa Mahkemesi’nde açılan iki kritik davanın ikisinde de raporu hazırlama görevi onca raportör arasından aynı raportöre, Osman Can’a veriliyor.
Ve bakın şu raslantıya ki, Osman Can bu konudaki fikirlerini daha önce yazıp yayınlamış.
Tesadüfün bu kadarı!

Not: Değerli okurlar, Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can’ın yazdığı bütün makaleleri ve kitapları çıkarıp hepsini incelemekten helak oldum. Bu detaylara da ancak bu sayede ulaşabildim. İsterdim ki, muhalefet partileri tembellik edeceğine bu konuları onlar bulup çıkarsaydı.

Not2: Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Raportör Osman Can’ı okudukça gerçekten çok önemli bir hukukçu olduğunu görüyorum. Kimi fikirlerine ve yaklaşımlarına katılmakla birlikte bu iki davada tarafsız bir raportörlük yapamayacağını düşünüyorum.
 

bbxvv

New member
parti kapatılsın..
yeter ki türkiye yi nişantaşı ve çankayadan ibaret olduğunu düşünenler başımızda kalsın.

parti kapatılsın.
yeter ki her yaptıkları işin sonunda Atatürk ün arkasına sığınanlar sürekli başımızda kalsın.

parti kapatılsın.
yeter ki başımızda hep masonlar olsun müzlüman türkleri islamın ne olduğunu bilmeyenler yönetsin.

parti kapatılsın.
yeter ki devleti halkın iradasi dışında yönetecek mafya dan bozma oluşumlar olsun.

parti kapatılsın.
yeter ki meyve veren ağaç taşlansın.

parti kapatılsın.
yeter ki Atatürk ü babasının oğlu sadece onlar için gelmiş mesih zannedenler başımızdan eksik olmasın.

Asırlardır her türlü düşünceyi içinde barındıran türk milletini bu hallere sokanlara yazıklar olsun.
 

jet84

New member
parti kapatılsın.
yeter ki başımızda hep masonlar olsun müzlüman türkleri islamın ne olduğunu bilmeyenler yönetsin.
İslamın ne olduğunu akpden mi öğrenecek millet ? hem kimin ne kadar dindar olduğunu göstermenin yeri mi meclis ? Burası şeriatla yönetilmiyor beyefendi aklınızı başınıza toplayın.
 

bbxvv

New member
İslamın ne olduğunu akpden mi öğrenecek millet ? hem kimin ne kadar dindar olduğunu göstermenin yeri mi meclis ? Burası şeriatla yönetilmiyor beyefendi aklınızı başınıza toplayın.

akp den kimsenin birşey öğrenmeye ihtiyacı yok. ama hala ilkokulu bitirmeyen çocuklar kuran kurslarına gidemiyor. ve hergün tv de çıkan bi reklam vardı 7 çok geç olabilir diye.

şeriat nedir bi söylesene. yani şeriatı ne zannediyosunuz.
 
çocuklara dini öğretmek çok tehlikeliymiş her defasında kur'an ın içeriğini öğrenin diyen atatürkçüler nedense kur'an kurslarını ve imamhatipleri kapatıyorlar sen bunları kapatırsan kim dini nasıl öğrenecek doğru düzgün daha sonra bez parçası diye savsata savsata konuşursunuz
 

jet84

New member
akp den kimsenin birşey öğrenmeye ihtiyacı yok. ama hala ilkokulu bitirmeyen çocuklar kuran kurslarına gidemiyor. ve hergün tv de çıkan bi reklam vardı 7 çok geç olabilir diye.

şeriat nedir bi söylesene. yani şeriatı ne zannediyosunuz.
Madem bu kadar dinden bahsediyorsun çocuğuna sen öğretsene Kuran okumayı.Çocuğuna ayıracak vakti bulamıyor musun ? ( Tabi küçükken yıkayacaksınız beynini dimi ağaç yaşken eğilir hesabı. Kuranı yalan yanlış öğreteceksiniz.Sonra Türkiye Cumhuriyeti'ne başkaldırtacaksınız.Sizler de öyle büyüdünüz.Atatürk ve devrimlerinin karşıtı olarak. )
 

Vtnsvr

New member
İslamın ne olduğunu akpden mi öğrenecek millet ? hem kimin ne kadar dindar olduğunu göstermenin yeri mi meclis ? Burası şeriatla yönetilmiyor beyefendi aklınızı başınıza toplayın.
Ah bir görebilse bu iktidarın arekasındaki nakşibendiliği masonların oluşturduğunu,ama nerden bilsin tarikatları bunları söylemiyor tabi sadece çamurları beyinlerine kazıyorlar.Neden bahsetmiyorsunuz? Din sömürüsü yapılıp,Ülkemize ve Atatürk'e düşman edildiğinden.
 

abarabuba

New member
Madem bu kadar dinden bahsediyorsun çocuğuna sen öğretsene Kuran okumayı.Çocuğuna ayıracak vakti bulamıyor musun ? ( Tabi küçükken yıkayacaksınız beynini dimi ağaç yaşken eğilir hesabı. Kuranı yalan yanlış öğreteceksiniz.Sonra Türkiye Cumhuriyeti'ne başkaldırtacaksınız.Sizler de öyle büyüdünüz.Atatürk ve devrimlerinin karşıtı olarak. )
Ona kim öğretecek peki? İlk inen ayet "oku" demiş, hem ili hem bilim oku demiş, sen okumamışsın. Şarzlı pil gibisiniz, doldurup doldurup meydanlara gönderiyorlar.
 

reisselo

New member
akp den kimsenin birşey öğrenmeye ihtiyacı yok. ama hala ilkokulu bitirmeyen çocuklar kuran kurslarına gidemiyor. ve hergün tv de çıkan bi reklam vardı 7 çok geç olabilir diye.

şeriat nedir bi söylesene. yani şeriatı ne zannediyosunuz.
İSLAMI BİLEN AKP YE BAK:

Cuma hutbelerinde söylenen;
“Allah katında yegane din islamdır” ayeti kaldırıldı.
1-) Her hafta Cuma günü Türkçe metinden sonra Hutbelerde okunmakta olan “İnned dine indallahil islam” yani “Allah katında din islamdır” ayetinin okunmasını istemediler, bunun üzerine müftülüklere Diyanet İşleri Başkanlığınca gönderilen ve Cuma Hutbesinde okunacak dua ve ayetlere ilişkin tavsiyede söz konusu ayet yer almadı.

Okul kitaplarından Peygamberimizin adını çıkarttılar
2-) İlköğretim 5. sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında kelime-i tevhit çocuklara öğretilirken La İlahe İllallah Muhammedün Rasulullah yerine bir bölümü çıkarılarak La ilahe İllallah şeklinde öğretiliyor. Bu ayetin anlamı Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed O’nun peygamberidir. AB Peygamberimizi kabul etmediği için bunu istiyor. (Bizimkilerde yapıyor) İlk defa ders kitaplarına Peygamber Efendimizin minyatürlerini de koyarak ruhunu incittiler.

Fatiha Suresini tahrif ettiler
3-) Yine çocuklarımıza ders kitaplarında Fatiha suresinin sonunda hepinizin bildiği gibi “gayril mağdubi aleyhim veleddallin” deriz. Biz burada “Allahım bizi gazaba uğrayanların ve azıtıp sapıtanların yoluna (durumuna) düşürme (uğratma)” deriz. Çocuklara bu anlam öğretilirken bu ifadeler tamamen çıkartılmış durumda. Çünkü bu ifadelerden Avrupa rahatsız oluyor. Alimler diyor ki; Gazaba uğrayanlardan maksat Yahudiler, azıp sapıtanlar ise Hıristiyanlardır.

Bakara Suresinide tahrif ettiler!
4-) Yine Bakara suresinin “amener resulü” diye başlayan ayetlerin son bölümünde olan ve bir dua cümlesi olarak okunan “ente Mevlana fensurna alel kavmil kafirin” ayetinin anlamı ders kitaplarında yazılmamıştır. Bu ayet-i kerimede “Sen bizim Mevlamızsın” ifadesinden sonra gelen “kafirler topluluğuna karşı” ifaderi çıkarılmıştır. Söz konusu ayetin tam anlamı; “Sen bizim mevlamızsın kafirler topluluğuna karşı bize yardım et.” Şeklindedir. Çocuk kafirler topluluğunun kim olduğunu merak edip sormasın diye anlamı öğretilmek istenmemektedir.

Ruhban okulunu açmaya kalktılar!
5-) Rum Ortodoks Papazı Bartelemos’un Ekümenik iddialarına sessiz kalındı. Ruhban okulu taleplerine karşı Milli Eğitim Bakanı “Ruhban Okulunu bir gecede açarız” diyerek destek verdi.

Nüfus Cüzdanlarının “DİN” hanesini kaldırdılar.
6-) 5490 sayılı nüfus hareketleri kanununda nüfus cüzdanlarından –dini islamdır- yazısı kaldırıldı.

Yüce Dinimizi ILIMLI-ILIMSIZ diye tahrif ettiler
7-) Ilımlı İslam söylemlerin ile inanç değerlerimiz sulandırıldı. Ilımlı İslam dan kastedilen gerçekte içi boşaltılmış Müslüman demektir. Bu tür Müslüman Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmek isteyen Müslüman türüdür. Halbuki bizim dinimizde Yahudi ve Hıristiyanlar dost edilmezler. Ancak onlara husumette edilmez. Müslüman’ın ılımlısı ılımsızı, normali anormali, olamaz. Bizim dinimizde en iyi Müslüman; Allah’a kullukta en iyi olandır. Batılılar, radikal Müslüman derken Müslümanlığı terörizmle bağdaştırarak böyle söylüyorlar. Ilımlı’yı ise bunun karşıtı olarak gösteriyorlar. Ilımlı Müslümanlığı kabul edenler gerçekte İslami terörün varlığını kabul edenlerdir.

Misyonerliğin önünü açtılar!
8- ) Dinler arası diyalogu ve dinler bahçesi adı altında haham ve kilise açılışları yapıldı. Dinler arası diyalog Hıristiyan misyonerliğinin yeni ismidir. Papalık 20. Yüzyılın son çeyreğinde dinler arası diyalog adı ile yeniden misyonerliğe başladı. Dinler arası diyalogun asıl amacı yeryüzündeki bütün insanların Hıristiyanlaştırılması projesidir. Bu projenin karşısındaki en büyük direnç; Türk Milletidir. Şimdi yeni bir oyunla “Medeniyetler İttifakı” projesi dayatılıyor. Bizim inandığımız yüce İslam dini zaten Müslüman’ın bir Hıristiyan la veya bir Yahudi ile konuşmasına yasak getirmiyor ki. Ama dinler nasıl diyalog kuracak? Yukarıda anlatılan ayetleri nereye koyacağız? Allah, Kuran-ı Kerim’de buyuruyor; “Allah katında yegane din islamdır.”

Kiliseler iyileştiriliyor.
9-) Atalarımızdan kalan binlerce tarihi eser kaderiyle baş başa bırakırken ermeni Akdamar Kilisesi “Hani” kalıntıları için trilyonlar harcanıyor. Bu hükümet döneminde 742 kilise, 69 manastır, 63 şapel, 24 havra, 18 sinagog kalıntısı koruma altına alındı.
28 Mayıs 2007- Posta Gazetesi

Camiler İbadethaneye çevrilerek kilise evlerinin açılması sağlandı!
10-) 3194 sayılı İmar Kanunu ile; Camiler yerine ibadethaneler şeklinde düzenleme yapılarak kilise ve kilise evlerin açılmasını yol verdiler.

“Zina” Meşrulaştı!
11-)5337 sayılı Türk Ceza Kanunu ile zina suç olmaktan çıkarılmıştır.

Yeni bir dini bayramımız oldu “PASKALYA YORTUSU”
12-)MEB’in 4. sınıf sosyal bilgiler öğretmen Kılavuzunda kitabın 179. sayfasında bayram ve özel günler şöyle sıralanmıştır. “Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı ve Paskalya Yortusu”

Meyhaneler cami ve okullara yaklaştırıldı.
13-) Çıkarılan bir yasayla cami ve okullara 200 m. Mesafede içkili lokanta, meyhane, birahane (vs.) açılamazken bu mesafe yeni düzenleme ile 100 m. ye indirilmiştir.

Artık “DİNLER BAHÇEMİZ”de var!
14-) Hatay, Şanlıurfa ve Antalya’da aynı avluya bakan kilise, sinagog ve cami inşa edilerek DİNLER BAHÇESİ oluşturuldu. Böylece Hıristiyanlık ve Yahudilik sayelerinde hak dinmiş gibi topluma empoze edildi. Hiçbir batı ülkesinde böyle bir kepazelik yoktur.


15-)Dincilik kırmızı çizgidir.(R.T.Erdoğan Haber :Hürriyet)

16-)"Türban Türkiyede % 1.5 lik kesimin sorunu" Mehmet Ali Şahin (24 mayıs 2006)

17-)"...ABD'nin Irakta savaşan kahraman bay ve bayan askerlerin en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa sürede dönmeleri temennisi ile duacıyız." (31 Mart 2003) NOT: Irakta bir milyona varan müslüman kadın.erkek.çocuk,yaşlı demeden şehit eden ABD askerlerine dua eden müslüman ! Başbakan...
 

bbxvv

New member
Madem bu kadar dinden bahsediyorsun çocuğuna sen öğretsene Kuran okumayı.Çocuğuna ayıracak vakti bulamıyor musun ? ( Tabi küçükken yıkayacaksınız beynini dimi ağaç yaşken eğilir hesabı. Kuranı yalan yanlış öğreteceksiniz.Sonra Türkiye Cumhuriyeti'ne başkaldırtacaksınız.Sizler de öyle büyüdünüz.Atatürk ve devrimlerinin karşıtı olarak. )
kardeşim o zaman çocuklarımızı okulada göndermeyelim ben üniversite mezunuyum. herşeyi bildiğime göre çocuğuma evde öğretebilirim. Bu nasıl bir düşünce. o zaman kapatalım bütün ilahiyat fakültelerini herkez kendi kendine öğrensin böyle saçmalık mı olur?

Ülkenin her köşesindeki kurtuluş savaşında cephede kuran okuyan şehitlerimiz kanları kurumadı daha. Bu cumhuriyeti kuran sadece Atatürk değil.

Cumhuriyet ve Atatürk babanızın malıymış gibi davranmaktan ve dindar insanları vatan haini sunmaktan vazgeçin.


Çünkü sadece kendinizi avutuyorsunuz...

İSLAMI BİLEN AKP YE BAK:

Cuma hutbelerinde söylenen;
“Allah katında yegane din islamdır” ayeti kaldırıldı.
1-) Her hafta Cuma günü Türkçe metinden sonra Hutbelerde okunmakta olan “İnned dine indallahil islam” yani “Allah katında din islamdır” ayetinin okunmasını istemediler, bunun üzerine müftülüklere Diyanet İşleri Başkanlığınca gönderilen ve Cuma Hutbesinde okunacak dua ve ayetlere ilişkin tavsiyede söz konusu ayet yer almadı.

Okul kitaplarından Peygamberimizin adını çıkarttılar
2-) İlköğretim 5. sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında kelime-i tevhit çocuklara öğretilirken La İlahe İllallah Muhammedün Rasulullah yerine bir bölümü çıkarılarak La ilahe İllallah şeklinde öğretiliyor. Bu ayetin anlamı Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed O’nun peygamberidir. AB Peygamberimizi kabul etmediği için bunu istiyor. (Bizimkilerde yapıyor) İlk defa ders kitaplarına Peygamber Efendimizin minyatürlerini de koyarak ruhunu incittiler.

Fatiha Suresini tahrif ettiler
3-) Yine çocuklarımıza ders kitaplarında Fatiha suresinin sonunda hepinizin bildiği gibi “gayril mağdubi aleyhim veleddallin” deriz. Biz burada “Allahım bizi gazaba uğrayanların ve azıtıp sapıtanların yoluna (durumuna) düşürme (uğratma)” deriz. Çocuklara bu anlam öğretilirken bu ifadeler tamamen çıkartılmış durumda. Çünkü bu ifadelerden Avrupa rahatsız oluyor. Alimler diyor ki; Gazaba uğrayanlardan maksat Yahudiler, azıp sapıtanlar ise Hıristiyanlardır.

Bakara Suresinide tahrif ettiler!
4-) Yine Bakara suresinin “amener resulü” diye başlayan ayetlerin son bölümünde olan ve bir dua cümlesi olarak okunan “ente Mevlana fensurna alel kavmil kafirin” ayetinin anlamı ders kitaplarında yazılmamıştır. Bu ayet-i kerimede “Sen bizim Mevlamızsın” ifadesinden sonra gelen “kafirler topluluğuna karşı” ifaderi çıkarılmıştır. Söz konusu ayetin tam anlamı; “Sen bizim mevlamızsın kafirler topluluğuna karşı bize yardım et.” Şeklindedir. Çocuk kafirler topluluğunun kim olduğunu merak edip sormasın diye anlamı öğretilmek istenmemektedir.

Ruhban okulunu açmaya kalktılar!
5-) Rum Ortodoks Papazı Bartelemos’un Ekümenik iddialarına sessiz kalındı. Ruhban okulu taleplerine karşı Milli Eğitim Bakanı “Ruhban Okulunu bir gecede açarız” diyerek destek verdi.

Nüfus Cüzdanlarının “DİN” hanesini kaldırdılar.
6-) 5490 sayılı nüfus hareketleri kanununda nüfus cüzdanlarından –dini islamdır- yazısı kaldırıldı.

Yüce Dinimizi ILIMLI-ILIMSIZ diye tahrif ettiler
7-) Ilımlı İslam söylemlerin ile inanç değerlerimiz sulandırıldı. Ilımlı İslam dan kastedilen gerçekte içi boşaltılmış Müslüman demektir. Bu tür Müslüman Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmek isteyen Müslüman türüdür. Halbuki bizim dinimizde Yahudi ve Hıristiyanlar dost edilmezler. Ancak onlara husumette edilmez. Müslüman’ın ılımlısı ılımsızı, normali anormali, olamaz. Bizim dinimizde en iyi Müslüman; Allah’a kullukta en iyi olandır. Batılılar, radikal Müslüman derken Müslümanlığı terörizmle bağdaştırarak böyle söylüyorlar. Ilımlı’yı ise bunun karşıtı olarak gösteriyorlar. Ilımlı Müslümanlığı kabul edenler gerçekte İslami terörün varlığını kabul edenlerdir.

Misyonerliğin önünü açtılar!
8- ) Dinler arası diyalogu ve dinler bahçesi adı altında haham ve kilise açılışları yapıldı. Dinler arası diyalog Hıristiyan misyonerliğinin yeni ismidir. Papalık 20. Yüzyılın son çeyreğinde dinler arası diyalog adı ile yeniden misyonerliğe başladı. Dinler arası diyalogun asıl amacı yeryüzündeki bütün insanların Hıristiyanlaştırılması projesidir. Bu projenin karşısındaki en büyük direnç; Türk Milletidir. Şimdi yeni bir oyunla “Medeniyetler İttifakı” projesi dayatılıyor. Bizim inandığımız yüce İslam dini zaten Müslüman’ın bir Hıristiyan la veya bir Yahudi ile konuşmasına yasak getirmiyor ki. Ama dinler nasıl diyalog kuracak? Yukarıda anlatılan ayetleri nereye koyacağız? Allah, Kuran-ı Kerim’de buyuruyor; “Allah katında yegane din islamdır.”

Kiliseler iyileştiriliyor.
9-) Atalarımızdan kalan binlerce tarihi eser kaderiyle baş başa bırakırken ermeni Akdamar Kilisesi “Hani” kalıntıları için trilyonlar harcanıyor. Bu hükümet döneminde 742 kilise, 69 manastır, 63 şapel, 24 havra, 18 sinagog kalıntısı koruma altına alındı.
28 Mayıs 2007- Posta Gazetesi

Camiler İbadethaneye çevrilerek kilise evlerinin açılması sağlandı!
10-) 3194 sayılı İmar Kanunu ile; Camiler yerine ibadethaneler şeklinde düzenleme yapılarak kilise ve kilise evlerin açılmasını yol verdiler.

“Zina” Meşrulaştı!
11-)5337 sayılı Türk Ceza Kanunu ile zina suç olmaktan çıkarılmıştır.

Yeni bir dini bayramımız oldu “PASKALYA YORTUSU”
12-)MEB’in 4. sınıf sosyal bilgiler öğretmen Kılavuzunda kitabın 179. sayfasında bayram ve özel günler şöyle sıralanmıştır. “Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı ve Paskalya Yortusu”

Meyhaneler cami ve okullara yaklaştırıldı.
13-) Çıkarılan bir yasayla cami ve okullara 200 m. Mesafede içkili lokanta, meyhane, birahane (vs.) açılamazken bu mesafe yeni düzenleme ile 100 m. ye indirilmiştir.

Artık “DİNLER BAHÇEMİZ”de var!
14-) Hatay, Şanlıurfa ve Antalya’da aynı avluya bakan kilise, sinagog ve cami inşa edilerek DİNLER BAHÇESİ oluşturuldu. Böylece Hıristiyanlık ve Yahudilik sayelerinde hak dinmiş gibi topluma empoze edildi. Hiçbir batı ülkesinde böyle bir kepazelik yoktur.


15-)Dincilik kırmızı çizgidir.(R.T.Erdoğan Haber :Hürriyet)

16-)"Türban Türkiyede % 1.5 lik kesimin sorunu" Mehmet Ali Şahin (24 mayıs 2006)

17-)"...ABD'nin Irakta savaşan kahraman bay ve bayan askerlerin en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa sürede dönmeleri temennisi ile duacıyız." (31 Mart 2003) NOT: Irakta bir milyona varan müslüman kadın.erkek.çocuk,yaşlı demeden şehit eden ABD askerlerine dua eden müslüman ! Başbakan...

düşün bakalım bunlar neden yapıldı. ben söyleyim adamlar zorunlu din dersini kaldırdılar zorla. yetmedi sabahın 5 inde ezan bizi rahatsız ediyor diyenler çıktı. rahatlığın sonu yok. bizde ki dinsizlerde şansını zorluyor.
 

Heart_Lover

Golden Rose
€rd@ls10;3222328' Alıntı:
demokrasilerde siyasi partiler seçimle gelir seçimle gider.
kapatılır veya kapatılmaz orasını bilemem ancak yukarıdaki düşünceye aynen katılıyorum
demokrasinin tarafındayım diyorsan halkın seçtiğine rıza göstereceksin geçmiş içinde bugün içinde gelecek içinde... Halk seçmesini bilmez mantığı tamamen yanlış çünkü Halkın bugüne kadar seçmediği parti azdan az hepsine bu şansı verdi.Bu şansı iyi kullananlar tekrar seçilir kullanamayanlara bay bay...


Demokrasi seçimle güzel..
Bugün sahip çıkmadıklarından yarın sana sahip çıkmalarını bekleyemezsin bu hayatın kuralıdır.
 

hocca

New member
AKP yi sevmeye bilirsiniz. İslam'ı da sevmeye bilirsiniz. Müslümanları da sevmeye bilirsiniz. Atatürk'ü de sevmeyebilirsiniz. Laikliği de sevmeyebilirsiniz. Ancaaaak... Hiç birine hakaret etmeden eleştirilerinizi yazmalısınız. Aslında bu değerler hepimizin. Demokrasi de bizim için olduğuna göre bıraksınlar AKP yi bizler (Sandıkta) kapatalım.
 

єℓ_мαяια¢нι

кємαℓιѕ&#1
Arkadaş Demişki Madem Kuranın İçerini Öğretin Diyosunuz Neden İmamhatipleri Kapatıyorsunuz Demiş....Şimdi Bak Her Yıl TBMM Başkanlık Koltuğuna Bir Öğrenci Oturuyor Ne Tesadüftürki Akp Başa Geldiğinden Beri İmamhatipli Öğrenciler O Koltuğa Oturtuluyor Hee Diyorsun İmamhatipleri Kapatıyorz Akp Zamanında İmamhatiplerin Sayısı Git Gide Artmıştır...Dinin Tüm Kollarını Kötüye Kullandığınız İçin Kurana Başvurun
 

HTML

Üst