Fetullah Gülen’in Atatürk Düşmanlığı

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Öncü inancına saygı diye onca laf dökmüşsün iyi güzel de
allahı görürsen söyle de beni ıslah etsin
demişsin burda ki saygı nerde Bu bizim inancımız ama burda bi dalga havası var kendi görüşünü kendin bozdun biraz mantıklı olalım
 
Sözlerim senin gibilere değil sen bu toplumun içinde yok denecek kadar az bir azınlığın üyesisin senin gibi hiç birşeye inanmadığına inananlar hep vardı hep de var olacak senin benim kutsallarıma küfür etmen benim inandığım şeyler uğruna tebliğimi ve inandığım şeyleri aşağılamaz ancak seni aşağılar.BUrası bir forum sen fikirlerini yazmakta özgürsün ama bende fikirlerimi yazmakta özgürüm...Ben sana nasıl saygıyla anlatıyorsam sende bana saygıyla anlatmalısın küfür ancak acizlerin işidir etsende şaşırmam ama senin adına üzülürüm çünkü cehenneme girecek her kul için üzülürüz biz,ama sen ve senin gibiler orada yalnız kalmamak için hep yandaş toplama telaşı içinde olursunuz.


İşte sizinle bizim aramız da da böyle bir fark var.........

Kardes birak sunu bunun gibilerle ugrasipta canini sıkmaya degmez.Bunları birakacaksin kendi kumlarinda kendileri gibi acizlerle oynayacaklar.Bunlara laf anlatamazsin onun icin bosver.
 
tabiki orhun bey kardeşim bunlar benim babamın oğlu değil.3 günlük dünya.hak verir veya vermezsin.benim görüşüm bu.ben dini eğitimle büyümüşüm.hala hayatımı dinim üzerine kurulu.yani dinimi yaşamaya çalışıyorum.ben ne fetullahçıyım ne de bir tarikat.ha benim ve çevremin insanları dindar ve kadınları tesettürlü.ha benim derdim bu laikçilere ve laikliği kullanan insanlara.inan ki ben köylü çocuğuyum.ben askerken ailem beni ziyaret ettiğinde annem ve kız kardeşimi türbanlı olmaları sebebiyle nizamiyeye almadılar.biz hiç böyle şeyler görmedik kardeşim.bu bizim zorumuza gitti.neymiş laiklikmiş.gerçekten çok zorumuza gitti ya.inan ki o gece ağladım sabaha kadar.bizim rejimle mejimle işimiz yok kardeş.ha doğrudur.Atatürke karşı düşüncelerimiz negatif olsa bile bunu alenen ve de şiddetli bir şekilde dile getirmezdik.çünkü netice de o bizim atamızdı.ama bu türban davasıydı.kuran kursların kapatımı,imam hatiplerin puan kırımı olsun beni biraz daha size karşı antipatikleştirdi.o yüzden kardeş siz sizsiniz biz biziz AMA HEPİMİZ BU ÜLKENİZ EVLADIYIZ.

Siz? Ben hala biz demeyi tercih ederim. Ancak senin söylediğin şey benim açımdan bir örnek vermek gerekirse pireye kızıp yorganı yakmaya benziyor Yani ben Devlet Bahçeliyi sevmediğim için Atalarıma, Ceddime düşman olamam. Evet belki paralel düşünüyoruz ancak kendisi olaylardaki durağanlığı sebebi ile benim (şahsi olarak söylüyorum) sevmediğim bir insandır. Dinî olarak tutucu veya kurallara sıkı sıkıya bağlı bir aileden gelmiş olabilirsin elbetteki bu senin seçimindir. Ancak dini kullanarak milyonlarca USD ($) bağış toplayan, bu bağışların bir kısmı ile belli yerlerde okullar açan ancak geri kalan kısmını cukka eden, önce Vatikan bir yılandır fetvasını çıkarıp ardından PAPA'nın eteğini öpen demek istediğim benim atalarımın uğruna çekirge kavurması ve at dışkısından topladığı darıyı yiyerek savunduğu milletimin dinini kullanan bu şahsı savunmayı dini savunmak zannetmendir.. Açık yüreklilikle söylemek gerekirse Tanrı'ya inanıyorum. O yüzden beni Ateist zannetme. Saygı duyarım ama tanrı tanımazlık bana göre değil.
 
Kardes birak sunu bunun gibilerle ugrasipta canini sıkmaya degmez.Bunları birakacaksin kendi kumlarinda kendileri gibi acizlerle oynayacaklar.Bunlara laf anlatamazsin onun icin bosver.

Kardeşim amacım uğraşak değil zaten bunlar hiç bir şeye inanmadıklarına inanarak biz inançsızız diye milyarlarca inanana ve Allah'a saldırmayı huy edinmişler benim müslüman olarak görevim bir kereye mahsus tebliğ etmek hemde hiç bir faydası olmayacağını bildiğim halde niye dersen Rabbim onlara ezelde kulum deseydi şimdi onlarda Rabbim diyebilirlerdi ama çıkmamış candan ümit kesilmez hesabı tebliğimizi yapalım dedim.Hepsi bu ben yatmaya gidiyorum kalın sağlıcakla............
 
ataturk bır lıderdı lıderın her zaman dusmanı olur tam hatırlamıyorum yavuz sultan selım olması lazım bırdaha sıze savas acmıyacaz dıyen yavuza yenılmıs lıdere tekrar gelın bana yenı zaferler ve sohret kazandırırsınız demıstı ben ataturk dusmanlarına laf etmemde ataturkcuyum dıyen cahıller varya onlar adamı kahredıyo ıste
 
arkadaşlar herkesin düşüncelerine saygılıyım fakat insan şüpheci bakmayıda bilmeli, fettullah güleni savunan arkadaşlar neden hiç diyemiyorki ; acaba bu söylenenler, bu videolar, doğru olabilirmi?. "fettullah gülen ne derse doğrudur, o iyi bir insandır ve bunun daha ötesi yoktur" diyerek çerçevesini bu kadar daraltan bir insanın 1940 lardan daha geride olduğunu düşünmek elde değil. Kesin yargılara kapılmak değil biraz araştırmacı olmak gerektiği kanaatindeyim
 
arkadaşlar herkesin düşüncelerine saygılıyım fakat insan şüpheci bakmayıda bilmeli, fettullah güleni savunan arkadaşlar neden hiç diyemiyorki ; acaba bu söylenenler, bu videolar, doğru olabilirmi?. "fettullah gülen ne derse doğrudur, o iyi bir insandır ve bunun daha ötesi yoktur" diyerek çerçevesini bu kadar daraltan bir insanın 1940 lardan daha geride olduğunu düşünmek elde değil. Kesin yargılara kapılmak değil biraz araştırmacı olmak gerektiği kanaatindeyim

Arkadaşım amaç onu bunu savunmak değil konu Fethullah Gülen'i de savunmak değil benim savunduğum şu islam dini kişi ve kurumlardan bağımsızdır,onun kendi mantığı ve kuralları vardır kimsenin mantığına uymak zorunda değildir çünkü herkes potansiyel mantık problemli olabilir onun için islamiyet kimsnin mantığına göre değil Allah'ın mantığına görederir.

Hal böyle iken ben müslümanım diyen herhangi bir ferdin yaptığı yapacağı veya yapmakta olduğu hata veya kusurlardan dolayı ki bu kim olursa olsun islamiyet sorumlu değildir bunlar islamiyeti ve Allah'ı bağlamaz...

Ama bizim toplumumuzda bu küçücük mantık çerçevesi göz ardı edilerek yok şu hacı şöyle yaptı islamiyet suçlu,öbür hoca şöyle yaptı islamiyet suçlu,filan alim şu kusuru işledi
islamiyet suçlu vb.karalama kampanyaları ile islamiyet ve Allah suçlanır oldu.
Hiç kimse elini vicdanına koyup müslüman bu kusuru işlediyse islamiyetin ne suçu var demiyor....

Ama demezler çünki işlerine gelmez neden mi ?

Hemen söyleyeyim;bu adamların beynini yıkayıp ortalığa salanlar bunu istemezler çünkü
istemezler ;helal haram demeden çılgın entrikalarla elde ettikleri sonsuz servetlerine veda etmek istemezler,o saltanat ve şaşanın sona ermesini istemezler.Bu gibi zavallılarda inananların genelde garip olduklarını ataistlerin ise sonsuz varlık içinde olduğunu görüp bir gün o sistemin parçası olarak o serveti elde etmeyi umdukları için imansızlığı tercih ederler,elde ederlerde böylece bu cehalet tohumları etrafa saçılmaya devam eder ...eeeeeeee bu kadar getirinin birde bedeli vardır o da islama,ona inananlara ve Allah'a her fırsatta saldırmak.Bunlar bunun için eğitilir ve şu güzelim forumumuza gelir her şeyin özgürce tartışıldığnı görür ve bunu fırsat bilir başlarlar saldırmaya...

Ben kime veya hangi kuruma saldırdıklarına değil o kişi ve kurumları dümen yapıp Allah'a ve dinine saldırmalarına karşıyım,biz her fırsatta bir ataistin açıklarından dolayı saldırıya geçmiyoruz geçmeyiz zira onlarla aramızda bu kadar büyük farklar var işte.

Umarım analatabilmişimdir........

Selamla.......
 
saçma kaynak yok birisi hakkında iftira atmak kolay mesala yoldan geçen kıza şöyle böyleymiş diye söylesem hemen herkes inanır sizde inanmak istediklerinize inanıyorsunuz
 
birde benim anlamdığım niçin Fethullah Gülen"i konuşuyoruz.Niçin bu forumda kimse Sinan Aygün yada Veli Küçüğü konuşmuyor da Fethullah Güleni konuşuyor. Hani Sinan Aygün Atatürk"ü sevdiği için tutuklandı ya(!) ondan mı konuşmuyoruz. Ortalığı karıştırmanın bi anlamı yok
GERÇEKLERİ GÖRÜN ARTIK
 
konuyla ve verilenlerle ilgili tartışın
anaokulunda da çocuklar birbirlerine yönelik laf edebiliyorlar
onlardan farkınız olsun
 
dediğin doğru olabilir.ama şunu soyliym.
ATATÜRKÜN BUGÜNKÜ EN BÜYÜK DÜŞMANLARI ONUN İZİNDEN GİTTİKLERİNİ SANAN CHPLİLERDİR.
 
Tamam o zamancmtsysn CHP'lilerin Atatürk düşmanlığı hakkında konu açarsın. Gelir yorumumuzu yazarız biz burada FETTULLAH'tan bahsediyoruz...
 
boynuz kulağı geçer

Eski kuşak karşısındakine bağlılığını vurgulamak için ne derdi:
- Bendeniz...
"Kulunuz, köleniz, hâk-i payiniz" anlamına gelen bir deyişti bu...
"Nakşibend" sözcüğünün sonundaki "bend" bağlılıktan kökenleniyor...
"Nakşî" nakışçı demek...
Nakşibendilik, Orta Asya'da 14'üncü yüzyılda ortaya çıkmış bir tarikattır; ama, Osmanlı'ya nakşedildiği zaman gözünü siyasal iktidara dikti...
İkinci Mahmut döneminde tehlikeli sayılıp dışlandı...
Cumhuriyet döneminde ise amacına ulaşıp iktidarı ele geçirdi...
Ne var ki kolay olmadı bu iş...
1923'te Cumhuriyet ilan edildi, 1924'te hilafet kaldırıldı...
1925'te Şeyh Sait isyanı yaşandı...
Şeyh Sait , Nakşibendi idi...
1930'da Menemen isyanı patlak verdi... Başkaldırının başındaki Derviş Mehmet , Nakşibendi idi...
31 Mart'ta adı ortaya çıkan Said-i Nursi de Nakşibendi idi...


Said-i Nursi'den sonra Nakşî bayrağını Şeyh Mehmet Zahid Kotku eline aldı; Erbakan 'ı ve Özal kardeşleri yetiştirdi...

Erbakan'ın Recep Tayyip, Abdullah Gül vb. üzerinde emeği çok büyük...

Ya Fethullah Gülen?..

Bildiğiniz gibi boynuz kulağı geçer, Nakşî Fethullah'a diyecek yoktur...
Amerika'da yaşayan Nakşi Fethullah Gülen, Said-i Nursi okulunun gazetesi Zaman'da 22 Temmuz seçiminden sonra tam sayfa reklamla AKP'nin zaferini kutladı...
*

22 Temmuz seçimleri için tarihçi Murat Bardakçı ne diyordu:
"Osmanlı'nın yanı sıra Cumhuriyet döneminde de devletle çatışmaya giren dini grupların hemen tamamı Nakşi doktrinden kaynaklanan görüşlere mensuptu.
22 Temmuz, Türkiye'de imparatorluk döneminden başlayarak son iki yüzyıldan bu yana iktidar mücadelesi sürdüren bir hareketin, Nakşibendiliğin, bu mücadeleyi kazanarak devlete -ordu dışında- resmen hâkim olmasıdır." (Cumhuriyet, 31.8.2007)
*
Türkiye'de Nakşî oligarşi iktidarı ele geçirdi, AKP kisvesi altında hükümetini kurdu, Çankaya'ya tırmandı, medyayı kuşattı, Amerika'nın ve Arap şeriatçılarının desteğiyle ekonomiyi denetimine aldı, şimdi yeni çıkarılan yasayla binlerce Nakşî savcı ve yargıç adayını kadrolara yerleştirmeye hazırlanıyor...
Ya toplum ne âlemde?..
Devleti ele geçiren Nakşibendinin karşısında iki büklüm olanların ağzındaki laf:
- Bendeniz...
Nakşibendi olmadan "bendeniz" olana söylenecek laf yok...

İlhan Selçuk
 
soruyorum atatürkü seviyorum diyosunuz nutuğu okumuyorsunuz f.gülen i seviyorsunuz kitabını okumuyorsunuz ikisinde türk milletine yaptığı iyilikler ortada. biz daha birbirimizi kemirelim başka düşman ne hacet yok birine derler amerikan ajanı atatürk farmason herkes sallıyo
 
keşke 571 yılında yasasaydım da GÜL KOKULU MUHAMMED'in yanına gidebilmek için çileler azaplar cekseydim, çekseydim de milletimin su halini görmeseydim...

bende keske1930 , 1940'larda yasasam...ay yuzlu atamı gorsem....

evet ne yazık ki sizin gibiler bizimde içimizi karatıyor inşallah sizi o 40'lı yıllardan kurtarcaz..

Senın bundan kastın ne ?? anlamadım 40'lı yıllardan kurtarcaz demıssın ne vardı 40'lı yıllarda...bizi en laik en demokratik yıllarımıZDAN ALIP =)

İran'daki Humeyni Nejad....Kral Abdullah Falan Fistan Bunların yatpıgı gibi

Rejim altında filan mı yasamamızı istiyorsan

Eğer aybüke boyle 1 sey istiyorsan

İran En Fazla 500 KM uzaklıkta sana PASAPORT SORMAZLAR

dersin Fetho nun adamıyım....
 
ne güzel birbirinizi kırıp döküyosunuz :)
devam edin ben iran'a gidiyorum orda en azından böyle birbirlerine girmezler :)
 
Fethullahçı Ihaneti

FETHULLAHÇI İHANETİ

TURK DUNYASINI TEHDIT EDEN DIS ODAKLI GUC:

Dr. Necip Hablemitoglu

Turkiye'nin icinde bulundugu toplumsal-siyasal sorunlarin en buyugu, ust kultur kimliginin tam anlamiyla olusmamasi. Bir baska ifadeyle, toplumun "ulus", vatandasin da "birey" olma surecinin henuz tamamlanamamasi. Turk toplumunun gelismis Batili ulkelerde oldugu gibi "ulus" asamasina gelememesinin onunde - ki sosyolojik acidan toplumlarin gelisim surecindeki en son ve kacinilmaz asamadir, ulus olmak - birtakim tarihsel engeller bulunuyor. Bunlarin basinda, "ulus" yerine "ummet", "birey" esasi yerine "kul" anlayisini devlete egemen kilmaya çalisan dinsel cemaatler, bir baska ifadeyle tarikatlar geliyor. Dis odakli bir baska engel de, enternasyonalizm esasina dayali ideolojiler. Ornegin, "butun dunya halklarinin bir bayrak altinda toplanmasi" hayalini hayata gecirmeye çalisan, yakin geçmise kadar Ruscu, Maocu, Enver Hocaci, Kastrocu olarak farkli platformlarda devlete karsi silahli eylem koyan orgutler -ki kalintilari gunumuzde de varligini surduruyor- bu kesim içinde yer aliyor. Bir uçuncu tarihsel engel de yine dis odakli olarak toplumumuzu tehdit etmeye, uluslasmamizi önlemeye çalisan alt kultur fasizmi. Bir baska ifadeyle, boluculuk. Toplumumuzda bunlari mebzul miktarda görüyoruz: Kurtçuluk, cerkezcilik, lazcilik, pomakcilik, bosnakcilik, gurcuculuk v.s. Hatta, etnik acidan ozbe oz Kipcak Turku olan Kirim kokenli Turkler arasinda -nadir de olsa- rastlaniyor tatarciliga. Hepsi de devletin ulkesi ve milletiyle bolunmezligine, Turkluk bilincine, uluslasmamizi saglayacak tek yol olan laik hukuk sisteminin isletilmesine karsilar. Bir baska deyisle, din, ideoloji ve etnik köken farkliliklarina ragmen bu üç dis odakli tehdit grubunda yer alanlarin tamami, Turkiye ve Ataturk dusmanliginda ayni çizgiye geliyor, uzlasiyor...Bu calismanin konusu, dusmanlarimiza taseronluk yapan tehdit gruplarindan sadece biri: Fethullahcilar!..

Fethullahcilar hakkinda bilimsel bir yargiya varabilmek için once sorunun ozune gitmek gerekiyor:

1. DINSEL ACIDAN FETHULLAHCILAR

Once, cevaplandirilmasi gereken temel soru su: Islamiyette Allah ile kul arasinda aracilik yapan bir ruhban sinifi, hatta "din adami" denilen ilahi guc ve yetkilerle donatilmis bir kesim var mi?!. Cevabi gayet net ve acik: Hayir!.. En son ve en gelismis, akla, mantiga ve bilime en fazla onem veren din olan Islamiyette, musevilikte ve hristiyanlikta oldugu gibi bir araci somurusune, inanc suistimaline dayali sapkinliklara asla geçit verilmemis... Mevcut tek Tanrili dinlerin içinde kutsal kitabi tahrifata ugramamis tek dinin mensuplari olarak su sorunun da cevabini aramaliyiz: Kur'an-i Kerim'de, mezhepler ve tarikatlara yer verilmis mi?!. Cevabi, tartisma goturmeyecek kadar acik: Asla!.. Mezhepler ve tarikatlar sozkonusu olmadigi gibi müslümanlari bolecek firkalasmalar da memnu kilinmis... Bu tur sapkinliklar, Hz. Peygamberimizin vefatindan sonra baslamis, gunumuze kadar varligini -giderek artan biçimde- sürdürebilmis...Fethullan Gulen, bir tarikat ya da cemaat seyhi (son imaj degisikligi ile cemaat lideri) olarak Kur'an-i Kerim'de olmayan hangi hususlari ongoruyor?!. Cevabi çok açik. Nur Cemaatinden geldigini soyluyor. Bir baska ifadeyle, Nur mektebinde yetismis. Bir baska ifadeyle Seyh Said-i Nursi'nin (Kurdi) talebesi. Said-i Nursi ise Turkiye Cumhuriyeti yasalarina ihanetten defalarca mahkum olmus, son mahkumiyetinde bir agacin ustuna tirmanip tuneyerek unlu "nur risalelerini" yazan kisi, bir meczup. Hocasi boyle olan kisinin Islamiyete ve dine hizmeti ne olabilir, once bunun ortaya konulmasi gerekir. Islamiyette, Allah, kullarina "sahdamari kadar yakin"ken, araya sekreterlik iddiasinda bulunan birtakim sapkinlari koymanin dinle ne olcude bagdastiginin cevabinin da verilmesi zorunludur. Dinin esas kaynagi olan Kur'an-i Kerim dururken, kaynagi sozde anlasilir bir bicimde yorumlamak iddiasiyla ve bozuk, hatta igrenclestirilmis bir dille ehliyetsiz bir sapkin tarafindan bir agac tepesinde calakalem yazilmis risalelerin (brosurlerin) ne degeri olabilir ki? Fethullah Gulen, iste bu mektepte, yuzbinlerce kandirilmis Turk insani arasina dahil olarak, omrunun en guzel yillarini heba etmis; taraftarlarinin deyimiyle "kisisel zevklerinden arinmis ve bu ugurda evlenmemistir" bile. Sonra da kendi cemaatini kurdugunu biliyoruz. Ve soylemi ne kadar "hosgorulu" olsa ve "kalplere ilik ilik aksa" da, kokeni bu!.. Sonuçta bir tanim koymak gerekirse, Fethullah Gulen bir tarikat ya da cemaat lideri olarak nasil tanimlanabilir? Tek cumleyle O, Allah ile kullari arasina girmeye calisan bir araci!... O'nun Allah'ini gerçekten sevmesi, gerçekten hosgorulu olmasi, bayragina, milletine devletine baglilikta gercekten samimi olmasi bu sonucu degistirmiyor...

2. TOPLUMSAL VE SIYASAL ACIDAN FETHULLAHCILAR

Demokrasinin ve dolayisiyla siyasal bir rejim olarak Cumhuriyetin ongordugu "ulus" modeli ile cemaatlerin ongordugu "ummet" modeli birbiri ile celisir mi? Gelismis Batili Devletler için bu sorunun cevabi hayir, Turkiye icinse evet!.. Nedenine gelince, ornegin A.B.D.'de -kucukleri hariç- 5000 civarinda tarikat faaliyet gosteriyor. Cesitli Avrupa ulkelerinde ise Kilisenin kendi finans kuruluslari, okullari, hatta Hollanda'da oldugu gibi universiteleri bulunuyor. Ama hiçbir tarikatin siyasal sistemi elegecirmek, kadrolasmak ve rejimi degistirmek gibi bir amaci ya da politikasi yok!... Hristiyanlik Dunyasi, yuzyillar oncesinde kendi icinde gerceklestirdigi kanli egemenlik savasindan sonra dinsel-toplumsal-siyasal uzlasmayi saglamis. Bugun artik boyle sorunlari yok. Ama Turkiye oyle mi? Dinsel yapi, farkli mezhepler hukukunun uygulanir olmasi, yuzyillar boyunca bir ulus-devlet olmamiza engel olmus. Birakin, bu yuzden devlet ve toplum olarak geri kalmamizi, stratejik açidan "yumusak karin bolgemizi" yani en zayif oldugumuz zaaf tarafimizi olusturmus.
Turkiye'de Osmanli Imparatorlugu'ndan bu yana suregelen -gerçek Islamiyet degil- siyasal Islam tehlikesi hicbir zaman da ortadan kalkmamis, her zaman tehdit teskil etmis...Iste, Ataturk'un ilke ve devrimleri, Turk Toplumunu boylesine kisir bir döngünün içinden cikarmayi amaclamis. Cagdas Turk insani, inanc ayrimi ve sorgulamasi yapmaksizin, "ummet" den ulusa, "kul"dan da bireye gecisi hedef almis. Tarihin akisini geriye dondurmenin olanaksizligini bilenler için bu asamadan sonra "cemaat" duzenine donmek, ya da bu duzeni mazur göstermeye calismak, hic suphesiz murtecilikten baska bir sey degil. Konunun bir baska boyutunda ise, basta Ingiltere olmak uzere bazi buyuk devletlerin istihbarat orgutleri, yuzyillar boyu Turkleri hep bu zaaf noktasindan vurabilecek uzman elemanlar yetistirmisler. I. Dunya Savasi ve Milli Mücadele doneminde bize en büyük zarari, Lawrance, Frew, Nowel gibi Islamiyeti çok iyi bilen istihbaratcilar verirler. Ornegin, asil ogrenimi papazlik uzerine olan Mr. Frew, Anadolu'da çok sayida ic ayaklanmanin cikmasina neden olmakla bilinir. Onbinlerce insanimiz, bir Ingiliz istihbaratci-papazi tarafindan kullanildiklarini anlamadan, B.M.M. otoritesine karsi ayaklanarak kendi askerlerini acimadan kursunlarlar, hem de Yunan saldirilari ile esgudumlu olarak. Carlik Rusyasi'nda da Turklerin ezilmesi, somurulmesi ve cahil birakilmasi için din adamlarini kullanan Rus hukumetleri, rejim degistikten, komunizmle birlikte ateizmi-dinsizligi esas aldiktan sonra bile Islamiyeti kullanmaya devam ederler. Nitekim, Serif Manatof, Ziynetullah Nevsirvanof gibi Komintern ajanlari, Eskisehir'de "Yesilordu" orgutunu kurduktan sonra, ilk bildirilerinde, Hz. Omer'in musluman olduktan sonra tum malini fakirlere dagittigi gerekçesiyle ilk buyuk komunist oldugu dogrultusunda deli zirvasi propagandalara girisirler. Asr-i Saadet donemi yani Hz. Peygamberimizin yasadigi doneme donusun ancak komunist olmaktan geçtigini onesuren bu ajan-provakatorlere en buyuk destek de B.M.M. Diyarbakir Milletvekili ve Naksibendi Seyhi olan Seyh Servet Efendiden ve müritlerinden gelir.Kisaca Türk toplumunun büyük çogunlugunu olusturan saf, temiz ama cahil kesim, yuzyillar boyu kendilerini Allah'a yakinlastirdiklarina inandiklari guzel soylemlere inanmislar; ardinda kimlerin oldugunu arastirmadan bu tur kiskirtmalara kapilmislardi. Mezhep ve tarikat farkliliklari ugruna kendi soydas ve dindaslarini bogazlayabilmisler, kendi devletine karsi silah cekebilmislerdi. Maalesef 21. Yuzyila girerken, Turkiye'de ilkokuldan itibaren devlete karsi kosullandirilmis, militanlastirilmis çok sayida universite ögrencisi, esnafi, sanayicisi, politikacisi ve burokrati ile bir kesim, toplumu ortaçag karanliklarina goturmenin, kendi devletini gucsuz dusurmenin hatta yikmanin kavgasini verebiliyor. Arkalarindaki guc, Ingiltere mi, A.B.D. mi, Rusya mi, Suudi Arabistan mi, Libya mi, Iran mi?!. Hiçbiri bunu arastirma geregini bile duymuyor...Türkiye'deki tarikat gruplari ve radikal Islamci gruplarla, onlara destek veren dis baglantilarini birlikte degerlendirmek, dolayisiyla Fethullahcilari da bu baglamda degerlendirmek gerekiyor.

(NECIP HABLEMITOGLU'NU SAYGI VE RAHMETLE ANIYORUZ)
 
el ezher üniversitesinden bir öğrenci sorar.müslümanlar savaşı kaybetti allah(c.c) neden müslümanlara yardım etmedi.hocasının verdiği cevap manidardır.melekler elbet o savaşda da gelir fakat hangilerinin müslüman olduklarını bilemedikleri için geri döndüler.malesef biz dinimize yeterince sahip çıkamıyoruz anlatamıyoruz
 
Fethullahçı Ihaneti

FETHULLAHÇI İHANETİ

3. A.B.D. AÇISINDAN FETHULLAHÇILAR

A.B.D.'nin siyasal Islamci gruplara ilgisi ve destegi yeni bir olay degil. Bu ulke, dispolitikasinin esaslarini duzenlerken, çagdas jeopolitik teorileri hiçbir zaman gozardi etmiyor: Spykman'in "Kenar Kusak Teorisi", Mackinder'in "Kara Egemenligi Teorisi", Mahan'in "Deniz Hakimiyeti Teorisi", "Hava Hakimiyetine" iliskin farkli teoriler ve "Yesil Kusak Teorisi"... "Yesil Kusak Teorisi", Rusya'nin ideolojik ve askeri gucu birlikte kullanarak sicak denizlere inmesini yani guneye dogru genislemesini onleme esasina dayaniyor. II. Dünya Savasinin hemen sonrasinda baslayan "Soguk Savas" sirasinda ortaya atilmis ve oldukca da ilgi gormus bir teori bu. Turkiye, Iran, Afganistan, Pakistan gibi ulkelerde siyasal Islamciligin guclendirilmesini oneriyor.

Komunizmin ateist-dinsiz propagandasina karsi panzehir olarak siyasal Islamciligi goruyor. Turkiye'de 1946 sonrasi baslayan ve cig gibi gelisen Imam-Hatip Okullarinin acilmasi, egitim ve ogretim birliginden tavizler verilmesi, tarikatlarin tekrar suyuzune cikmasi, hep bu teorinin hayata gecirilmesinin sonuclari. Karsiliginda ise kosullu yardimlar ve kullanilmis askeri yardimlar geliyor.

Ayni senaryo, Rusya'nin guneyinde yeralan diger musluman ulkeler için de sahneleniyor. Bu teori, sadece Iran'da iflas ediyor, A.B.D.'nin silahi tersine tepiyor. Ancak, komunist rejimin cokmesinden ve Sovyetler Birligi'nin dagilmasindan sonra "Yesil Kusak Teorisi" yeniden guncellik kazaniyor. Bu defa, Rusya'nin tekrar Orta Asya, Kafkasya ve Azerbaycan gibi çok zengin petrol yataklarina ve stratejik maden sahalarina sahip bolgelere inmesini onleme endisesi, bu teoriyi daha da onemli kiliyor.Ve iste bu noktada Fethullahcilar onem kazaniyor. Rusya'nin olasi tehditlerine karsi bu genc bagimsiz Turk devletlerinde yasayan Turklerin dini ve milli açidan egitilmesi, bu yolda gelecegin kadrolarinin yetistirilmesi ve bu genç devletlerin bir daha Rusya'ya kaptirilmamasi, bolgedeki cikarlarini sonsuza kadar korumak isteyen A.B.D.'yi birinci derecede ilgilendiriyor. Diyebilirsiniz ki bunda ne var? Elbette Turkiye'de asagi yukari ayni seyleri istiyor. Su an bölgedeki A.B.D. ve Turkiye'nin cikarlari arasinda bir çelisme degil aksine örtüsme var. Bu da Fethullahcilari mazur kiliyor. Ancak, Turkiye sadece bugunu degil, orta ve uzun vadedeki cikarlarini da dikkate almak zorunda. Iste bu noktada Fethullahcilarin surekli olarak izlenmesi ve kontrol altinda tutulmasi gerekiyor. Fethullahcilarin yurtdisinda faaliyet gösteren 300'e yakin okulu bulunuyor. Bunlarin onemli bir bolumu, Rusya Federasyonu, CIS ulkeleri ve Azerbaycan, Ozbekistan, Tacikistan, Turkmenistan ve Kazakistan'da. Yaptiklari hizmet, kendi deyimleriyle adeta misyonerlik. Olaganustu bir fedakarlik ve caba içinde kesintisiz ve kaliteli bir egitim hizmeti vermeye calisiyorlar. Her ne kadar okullar arasinda bir egitim standardi olmasa da, egitime yapilan bu yatirim ve bunca emek ister istemez herkeste takdir duygulari uyandiriyor. Ustelik, bu okullarda, Birlesmis Milletler'in bir projesinde (UNDP) gorev yaptigim 8 aylik suredeki kisisel izlenimim, aleni dinsel bir propaganda, bir tarikat kadrolasmasi -en azindan simdilik- gorulmuyor. Kisaca, Turkiye Cumhuriyeti'nin yapmasi gerekeni, yine Turkiye'nin kaynaklarini kullanan Fethullahcilar yapiyor. Ne var ki, saptanmasi hiç de zor olmayan bir baska gercege de isaret etmek gerekiyor: K.G.B. ve Mafya'ya ragmen ozellikle Rusya Federasyonu'nda adim atmak mumkun olmadigi halde, bunca okulun egitim faaliyetinin ardinda tam bir guvence veren tek super guc hatira geliyor... Sonra, rahmetli Turgut Ozal'la yolu acilan A.B.D.'de uzun sureli tedavi gorme gelenegini surduren Fethullah Gulen ile New York'un en görkemli ve en pahali binalarindan biri sayilan unlu "Empire State Building" binasinin 43. Katinda hizmet veren "Zaman" gazetesinin A.B.D.'deki misyonu ve fonksiyonu hafizalari zorluyor... Sonra da Turkiye'de istasyon sefligi yapmis ya da Radio Liberty gibi isletmelerde çalismis bazi eski C.I.A. görevlilerinin Fethullahcilara destek veren yaklasimlari dikkati cekiyor... Ve deneyimli bir akademisyen olarak, "sadece bir rastlanti, bir kuruntu" diyerek gecip gidemiyorsunuz...

4. TURKIYE'YE BIR TEHDIT UNSURU OLARAK FETHULLAHCILAR

Turkiye'nin mevcut rejimini tehdit eden en onemli tehlike, hic suphesiz seriatcilik, ya da bir baska ifadeyle siyasal Islamcilik!.. Seriati ongoren tarikat ve radikal Islami gruplarin en tehlikelisi ise tartismasiz Fethullahcilar. Bu tehlikenin boyutlarini ve gerekcelerini çok iyi saptamak gerekiyor. Cunku, Fethullahcilar, Turkiye'de siyasal iktidari elegecirme yolunda adim adim mevzi kazanan, kadrolasan ve seriatin degil demokrasinin kurallari ile oynayan ve en iyi takiyye yapan tek cemaat. Iki yil oncesinde, "Bolge Imamlari" toplantisinda Fethullah Gulen'in "demokrasiye en az onbes yil daha tahammul etmek zorundayiz" mealindeki sozlerinin vaki olmadigini varsaysak bile, mevcut egitim kurumlari, emniyet ve devlet burokrasisi içindeki kadrolasma ve Harb Okullarina, Askeri Liselere sizma girisimleri, bu yoldaki kuskulari guclendiriyor. Iste Fethullahci tehlikenin diger tarikat ve seriatçi gruplarindan farklari:
4.1. Egitim Faktoru: Mevcut tarikatlar ve cemaatler icinde sisteme en iyi adapte olan, caga en iyi ayak uyduran, teknolojiden ve egitimden en çok yararlanan tek cemaat, Fethullahcilar. Ozde, Fethullahcilarla Suleymancilarin, Kadirilerin, Naksibendilerin ve hatta Aczimendilerin siyasal amac açisindan hiçbir farki bulunmamasina karsin, gelisim yelpazesine bakildiginda Fethullahcilar arayi surekli aciyor. Diger tarikatlarin kaynagini, genelde hiçbir egitim almamis yoksul bir kesimle, çocuk yasta ailelerinden koparilarak ozel pansiyonlarinda Kur'an ogretimi adi altinda beyni yikanan insanlarimiz olusturuyor. Teknolojinin ve refahin ilerlemesine paralel olarak bu cehalet ve yoksulluk batakligi kurutuldugu olcude, sozkonusu tarikatlar da surekli kuculmeye mahkum olacak. Ama sadece Fethullahcilar disinda.En akilci yatirimin insan kapitaline yapilan yatirim oldugunu farkeden Fethullahcilar, siyasal iktidarlarin bunca odunlerinden de yararlanarak tüm yatirimlarini yillardir -sabirla- egitime yapiyorlar. Milli Egitim Bakanligi'ndaki kadrolarinin da yardimiyla, her yil yapilan Fen Lisesi, Anadolu Lisesi, Devlet Parasiz Yatili Okullari v.s. sinavlarinda basarili olan IQ'su yuksek ama ekonomik açidan yetersiz ogrencileri, herkesten ve diger ozel okullardan once ilani geciktirilmis listelerden saptayip birebir gorusmeyle -ailelerini de ikna ederek- kendi okullarina ve kurslarina yatili olarak aliyorlar. Alinan sembolik ucretlerle sadece kamuoyunun gozunu boyadiktan sonra, bunlarin en iyi universiteleri ve bolumleri kazanmalarini sagliyorlar.
"Isik Evleri"nde adeta beyinleri yikanan bu ogrencilerin universite egitimleri de -surekli gozaltinda tutularak- desteklendikten sonra, bu genclere uygun is ve es bulunmasi ile cemaat ruhunu ve dayanismasini -cikar iliskisi icinde- surekli canli tutuyorlar.
Cemaate sadakatle kosullandirilan bu genclerin kisilik gelisimleri, "birey"likten "kul"luga dogru oluyor, yani Fethullahcilar suyun akisini tersine cevirmeyi basariyorlar.Fethullahcilar, Turkiye icindeki ve disindaki bilgisayar ve yuksek teknoloji destekli okullari ve kurslari ile bugun adeta bir egitimci ordusuna sahipler. "Aksiyon" basta olmak uzere, bilim teknikten edebiyata ve felsefeye uzanan çizgide pekcok dergi cikariyorlar. "Zaman" basta olmak uzere gazeteleri, "Samanyolu" basta olmak uzere yurdun pekcok yerinde yerel televizyon ve radyo istasyonlari var. Daha onemlisi, devlete laik oldugu gerekcesiyle vergi vermekten kacinan ama kendilerine adeta para akitan esnaf, tüccar ve sanayicilere malikler. Kendilerine para akitanlari da devlet içindeki bürokratlari vasitasiyla devlet olanaklarini kullandirmakta, tesvik saglamakta oldukça deneyimliler. Okullardan sonra simdi sahip olduklari kitle iletisim araçlari ile de Turk Cumhuriyetleri basta olmak üzere okullarinin bulundugu tüm ulkelere giriyorlar.

(NECIP HABLEMITOGLU'NU SAYGI VE RAHMETLE ANIYORUZ)
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst