Ak Parti'nin başını yakan 3 irtica gösterisi!

ezel_1907

New member
Diyorlar ki: "Ergenekon gözaltıları, Ak Parti hakkındaki kapatma davasında Başsavcının sözlü savunma yaptığı güne özellikle denk getirildi.. Böylece Başsavcının iddiaları gündemden düşürülmek istendi.."

Bu iddianın ne kadar boş bir iddia olduğunun kanıtı şudur:

Hükümet tam tersine, bu gözaltılar nedeniyle Başsavcının bazı sözlü iddialarının gölgede kalmasından hiç mi hiç mutlu olmamıştır.

Olmamıştır; çünkü Başsavcının sözlü iddialarından bazıları bırakınız gündeme gelmeyi gündemden hiç düşmeyecek denli büyük bir vahamet arz etmektedir.

Gündemde pek yer bulamayan sözlü iddialardan biri şu: (Ama önce lütfen arkanıza yaslanın, sonra derin bir nefes alın..)

Diyor ki Başsavcı: "Ak Parti döneminde içki satışları düştü.. Bu durum, irticanın varlığının kanıtıdır.."

Demek ki neymiş? "İçki satışı düştükçe, irtica trendi yükselmiş oluyor"muş.

Yani dindarlık olgusu yükseldikçe içki satışlarının düşeceğini anlarım da, içki satışının düşmesi halinde irticanın otomatik olarak yükseldiğini niye anlayamıyorum, bilmiyorum; anlayanın da "beri gelmesini" hassaten rica ediyorum!

Merak ediyorum, içkiye benzine telefona ÖTV konulduğunda, bu vergilerin "sosyal devlet" ilkesini ihlal ettiği iddiasıyla neden kapatma davası açılmadı?!

Anayasa'nın değiştirilemez ilkesi sadece laiklik ilkesi midir? Sosyal devlet ilkesi diye bir ilke yok mudur?

Olmaz olur mu? Başsavcı bunu hiç bilmez mi? Bilir ve bu sosyal devlet ilkesine bakınız nasıl bakar..

Ama lütfen dikkat ediniz; Başsavcı, Ak Parti'nin sosyal devlet ilkesini göz ardı ettiğini iddia etmiyor..

Tam tersine Ak Parti'nin sosyal devlet ilkesini de göz önünde bulundurmak istemesinden şikayet ediyor!

Peki bunu nasıl "başarıyor"?

Allem edip kallem edip kapattıracak ya; din "allamesi" gibi kelam edip şöyle buyuruyor:

"AKP, zekat müessesini teşvik etmek için harekete geçti.."

Peki zekat nedir? İşçilerden para toplayıp Aydın Doğan'a para vermek midir?

Ya da zekat, orduevlerinde bir bardak çayın 5 kuruşa satılması için özel gayret göstermek midir?

Benim bildiğim zekat, zenginlerin yoksullara "gönüllü" olarak, tekrar yazıyorum, gönüllü olarak verdiği para demektir..

Zekat kavramına sırf İslami bir terim olduğu için karşı çıkılıyorsa "şehit" sözcüğüne şimdi biz ne diyeceğiz?

Şehitlik mertebesi nirvanaya ulaşmak isteyen bir Budizm felsefesinden mi sadırdır?

Yoksulları düşünen bir felsefeyi teşvik etmek ne zamandan beri irtica oldu?

İrtica bu kadar basit bir olgu mudur?

İrtica, kadınlara seçme hakkı dahi tanımamak değil midir?

İrtica, daha geçenlerde Suudi Arabistan'da bir belediyenin tertip ettiği toplu nikah töreninde beşyüz damadın yanında sırf kadın oldukları için gelinlerin bulunamaması değil midir?

İrtica, bu memlekette demokratik bir şekilde seçilmiş meşru bir hükümeti şapkadan tavşan çıkararak alaşağı etmek demek değil midir?

İrtica, genelkurmay savcısının Taraf gazetesine bir faks göndererek "Evrakı gönder, yoksa ben gelirim haa.." demek değil midir?

İrtica, reşit çağdaki bir erkeği üniversiteye sokup, aynı rüştü ispatlamış olan bir genç kızı üniversiteye sokmamak için zulüm yapmak değil midir?

İrtica bu kadar boş bir kavram mıdır? Ya da irticanın içini boşaltmak bu kadar kolay mıdır?

Aynı Başsavcı, aynı sözlü savunmasında bir "irticai" gelişmeye daha "barnak basiy" ki, o basılan parmak keşke "Ben ne yapıyorum?" diyerek başı kaşımak için kullanılmış olsaydı?

Aha o "irticai terakki".. ve aha insanı okuduğunda "dinden imandan çıkaran o menfur ve mel'un "mürtecilik dalgası":

"Dini bayramlar, bu hükümet döneminde ulusal bayramların önüne geçti.."

Hayır; dalga geçmiyorum, dalga dalga yayılan "gericilik" işte buymuş!

Hani, Başsavcı içki satışlarının düşüşünün irticanın ne kadar arttığına kanıt olduğunu dillendiriyordu ya..

Bu mantığa göre demek ki, dini bayramlarda akide şekeri, baklavalık un, limon kolonyası gibi tehlikeli madde içeren "irticai metaların" satışının artması da irticanın ne kadar vahim boyutlara geldiğinin delili oluyor!

Hele hele kurban bayramı döneminde dağda bayırda kırda ovada "davar" kalmaması, Türkiye'yi otomatik olarak İranlaştırmaktadır!

O yüzden Kurban bayramlarında inek ve koyun satışının artmasına "dikkat çekilmiştir".

O yüzden çekilmekle kalınmamış; milli iradeyi kurban etmek suretiyle millet koyun yerine konulmuş ve böylece buzağısı sütten kesilmiş olan "Sarıkız" namında bir darbe planlanmıştır!

FİKRİ AKYÜZ/YENİ ŞAFAK
 

Kara Kartal

Banned
fikri akyüz bunlar senin paronoyandır yok böyle bişiii sen travma yaşıyorsun halaa

fikri akyüz bi dinlen ,bi nefes, alll bi su içç ,bi tatile çık korkacak bişi yok sen rahat ol..
 

ezel_1907

New member
fikri akyüz bunlar senin paronoyandır yok böyle bişiii sen travma yaşıyorsun halaa

fikri akyüz bi dinlen ,bi nefes, alll bi su içç ,bi tatile çık korkacak bişi yok sen rahat ol..
Korkanlar şuan en çok sesi çıkanlar. Hani şu sıkıştığında Atatürk'ü sevdiğim için içeri alındım diyen ve onun peşinden gidenler.
 

Zagor270

New member
Bende Fikri Akyüz'ün yorumları yanlış. İddianamenin tamamını gözalmadan bir kısmına konuduruyor. Yazarın baktığı açıdan doğru ama olayın aslı öyle değil.
İçki satışı neden azalıyor ? Çünkü satışı zorlaştırılıyor. 2 yolla. Birinci yöntem yüksek wergi alarak. İşin ekonomik boyutunu tartışmayacağım. O apayrı bir konu. Genel olarak bu kadar yüksek wergi konması sadece wergi toplamaya yönelik değil insanları içkiden uzak tutmak. İkinci yöntem ise işyerlerine alkol ruhsatı werilmeyerek dolaylı yoldan içki tüketimi azaltılmaya çalışılıyor. Alkol tüketimini azaltmaya dönelik bu tutum gözardı edilemez. Yazar bunu tamamen göz ardı etmiş.
Yazarın anladığı fakat anlamamazlıktan geldiği diğer konuda dini bayramlar hususu. Aynı şeyleri chp, mhp hatta dtp weya başka bir parti yapsaydı kimse iyi niyetinde şüphe etmezdi ama bu partinin kapatılması hakkında tam 163 (Yüzaltmışüç) tane delil sunulmuş durumda. Ayrıca delil aşamasına gelemeyen fakat herkesin birleştiği ortak fikirde akp'nin din konusunu her zaman ön plana çıkarttığı. Kendi özel hayatlarındaki din hususunu her zaman ortak yaşamımıza taşımasıdır. Bu genel kanıyı göz ardı eden yazar kelimenin tam anlamıyla "tetikçilik" yapmaktadır. Yeni Şafak gazetesininde muteber olmadığı zaten açıktır. Sawunulacak tarafı olmayan yanlı yayın yapan bir gazetedir.
Yazar Cumhuriyet başsawcısını açık açık itham ediyor. Hatta suçluyor. Tarafsızlığına inanmıyormuş. Bir söz wardır "insan karşısındakini kendinden bilirmiş". Kendisi taraflı olduğu için, ilkesiz dawrandığı için, hedefine gitmek için her yol mübah olduğu için, gizli emeller we gayeler taşıdığı için Cumhuriyet Başsawcısını da öyle zannediyor.
Ciddiye bile alınmayacak bir yazı ama bu yazı gösteriyor ki ülkemizde en büyük sorun cehalet. İnsanlarımızı eğitemiyoruz. Ancak tetikçilik yapacak kadar cahil we sefil oluyorlar.
 

HTML

Üst