- Katılım
- 25 Haz 2005
- Mesajlar
- 9,652
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
"Faşizmin ayak sesleri"
Fatih Altaylı: "Bunların hepsi gözdağıdır"
"İddianameden bahsedildi az önce. Bana gelen bilgi iddianamenin hazırlandığı yönünde yani iddianamede son aşamaya gelinmiş, iddianame hazır. Bugün sabah saatlerinde yapılan gözaltının temel sebebi iddianamede adı geçen şahısların olması ve kaçma ihtimallerine karşılık gözaltına alındıkları yani bu gözaltılar sona ermeden büyük ihtimalle ortaya çıkacağı yönünde bir bilgi geldi. Ne kadar doğrudur bilemem. Türkiye'de hiçbirşeye güvenmek mümkün olmadığı ve herşeyin zıvanadan çıktığı için.. İddianame hazır. Söz konusu olan kişiler iddianamede adı geçenler ve kaçma kaybolma olasılığına karşı gözaltına alındılar bilgisi var.
Geçen sene bu masada sizin yerinizde Özlem Gürses oturuyordu ve ben de konuktum. Seçim anketlerini yorumluyorduk. "Türkiye'de faşizim tehlikesi var" dedim ve ilk defa Türkiye'de bir faşizm tehlikesi olduğu o gün dile getirildi. Özlem Gürses dedi ki: "Hitler de oy çoğunluğuyla iktidara geldi" Bugün Türkiye'de benzer bir süreç yaşanıyor. Almanya'nın 65 yıl önce yaşadığı bir süreci yaşıyor Türkiye'de.
Hukuk kurallarının ayaklar altına alınarak yapılan bu gözaltılarda faşizmin ayak seslerini duyuyoruz. Bunlar gözdağı vermek için yapılmış gözaltılar. Türkiye'de toplumsal muhalefeti yapanlar, laik düşünceye sahip çıkılması gerektiğini savunan insanların tamamı gözaltına alınıyor daha da alınacaktır. Türkiye'de Orgeneraller gözaltına alınıyor ortada ne olduğu belli olmayan bir kuşku bulutunun arkasında. Bu mevcut komuta kademesine de bir gözdağıdır. Mesela yarın 31 Ağustos'ra Yaşar Büyükanıt'ı da gözaltına alabilirler. Diyebilirler ki "siz 27 Nisan 2007 tarihinde yayınladığınız muhtırayla demokrasiye karşı bir hareket yapmıştınız, siz darbecilerle işbirliği içindeydiniz" diyerek Büyükanıt'ı emekli olduğunun ertesi günü gözaltına alabilirler
Bu ciddi bir tehdittir. Özden Örnek'in günlüklerini delil olarak alıp birçok üst düzey askeri yetkiliyi, medya patronunu da gözaltına alabilirler. Sonuçta birşey çıkar çıkmaz önemli değil, bunlar bir yıpratmadır. Bunların hepsi gözdağıdır. Yarın, Özden Örnek'in günlüklerinden yola çıkarak "siz darbecilerle işbirliği yaptınız" iddiasıyla gözaltına alındınız derler.
İnsanlar artık restorana gidemez oldular. Orada birisiyle karşılaşırım diye. Korkuyorlar. Cumhurşiyet bu kadar zayıf mı? Cumhuriyet bu kadar zayıf değil diyemeyiz. Bakın şimdi Almanya'da Hitler iktidara geldiğinde sosyal demokratların bir milyon sivil muhafızları vardı. Yok oldular. Ordu Hitler'e karşıydı. Kötü adam diye göerüyorlardı. Bir anda sistem değişti. Yarın öbür gün Türkiyeİ'de ne olacağının garantisi yok. Cumhuriyeti savunan kitlelerin arasında bir organizasyon yok. Bugün de bu ortaya çıktı.
Bugün Ergenekon Operasyonu nedense enteresan günlerde oluyor. Bugün de Yargıtay Başsavcısı Abdurrrahman Yalçınkaya'nın sözlü mütalaasını vereceği savcının son sözlerini söyleyeceği gün yapılıyor. Normalde kameralarımızın Anayasa Mahkemesi'nde olması gerekirken biz başka şeyleri konuşuyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin nasıl bir baskı içinde olduğunu bilemiyoruz şu anda. Herkes tedirgin. Bugün Türkiye'nin en büyük medya patronu da siz de ben de herkes söylediklerimizden dolayı Zekeriya Öz diye bir savcı çıkıp: "Bunlar darbeci" diyebilir.
Veli Küçük'le çok fazla uğraşan gazeteci benim. Yarın beni de gözaltına alabilirler. Veli Küçük'le işbirliği yaptınız diyerek."
Gözaltı değil gözdağı
Yine bir operasyon.
Yine kritik bir gün.
Başsavcı Yalçınkaya'nın Anayasa Mhkemesi'ne iddianamesini anlatacağı günün sabahı, Savcı Zekeriya Öz Ergenekon soruturması kapsamında popüler bir oda başkanı ve iki orgeneralin de aralarında bulunduğu 24 kişiyi gözaltına alıyor.
Gözaltından daha çok gözdağı.
Kime mi!
Herkese.
Mesela.
Mevcut komutanlara "Bir gün siz de emekli olacakınız" diyorlar.
Yaşar Büyükanatı'ın 31 Ağustos 2008 sabahı, 27 Nisan e muhtırası nedeniyle gözaltına alınmayacağının garantisi yok.
Yarın öbürgün, emekli paşa Özden Örnek'in günleklerinin delil kabul edilerek Türkiye'nin en büyük medya patronunun da gözaltına alınmayacağının da.
AKP'ye karşı çıkan sivil toplum örgütlerinin başkanları da şu veya bu gerekçeyle aynı akıbete uğrayabilirler.
Aynı durum gazeteciler için de geçerli.
Üstelik gazeteciler, görevleri nedeniyle heresey her zaman diyalog içindedirler.
Onların riski herkesten fazla.
Muhalif yazarar, sadece habir kaynakları ile ilişkileri nedeniyle dahi okkanın altına her an gidebilirler.
Bunun adı faşizmdir.
Bu açıkça bir baskı rejimidir.
Türkiye'de bir illegal örgütlenme varsa bunun üzerine gidelmesi gerektiğini, bugün bu operasyonları yapanlar kısa pantalonla dolaşırken, bu operasyonlara yol verenler illegal kilemisini telfauz dahi edezken yazdık söyledik.
Ama bugün yapılanların bir illegal örgütlenmeyi çökertme operasyonu değil, muhali ssleri susturma operasyonu olduğu açıkça ortada.
Hukuk ayaklar altında.
İnsan hakları ayaklar altında.
Sözde Türkiye/nin en önemli hukuk operasyonu yürütülüyor, bu operasyon 30 yaşında tecrübesiz bir savcıya emanet.
Bu operasyon bu kadar önemliyse, niye işin içinde tecrübeli savcılardan kurulu bir soruşturma grubu yok.
Yok çünkü olay hukuk olayı değil.
Soruşturma hukuk soruşturması değil.
Amaç bir çeteyi bulup çökertmek değil.
Varolduğu iddia edilen bir çete kullanılarak gözdağı vermek.
Türkiye bilinçsiz ellerde bilerek veya bilmeyerez çok tehlikeli bir yere doğru itiliyor.
Cumhuriyet arayışı içinde buna destek verenler, yarın bir cumhuriyetsiz kalabileceklerini artık görmek zorunda.
( 1 Temmuz 2008 - Fatih Altaylı )
Kürt & Arap - İslam sentesini uygulayan kürt & arap faşisti akp'nin Yaptıkları , Yapacaklarının Garantisidir !
Fatih Altaylı: "Bunların hepsi gözdağıdır"
"İddianameden bahsedildi az önce. Bana gelen bilgi iddianamenin hazırlandığı yönünde yani iddianamede son aşamaya gelinmiş, iddianame hazır. Bugün sabah saatlerinde yapılan gözaltının temel sebebi iddianamede adı geçen şahısların olması ve kaçma ihtimallerine karşılık gözaltına alındıkları yani bu gözaltılar sona ermeden büyük ihtimalle ortaya çıkacağı yönünde bir bilgi geldi. Ne kadar doğrudur bilemem. Türkiye'de hiçbirşeye güvenmek mümkün olmadığı ve herşeyin zıvanadan çıktığı için.. İddianame hazır. Söz konusu olan kişiler iddianamede adı geçenler ve kaçma kaybolma olasılığına karşı gözaltına alındılar bilgisi var.
Geçen sene bu masada sizin yerinizde Özlem Gürses oturuyordu ve ben de konuktum. Seçim anketlerini yorumluyorduk. "Türkiye'de faşizim tehlikesi var" dedim ve ilk defa Türkiye'de bir faşizm tehlikesi olduğu o gün dile getirildi. Özlem Gürses dedi ki: "Hitler de oy çoğunluğuyla iktidara geldi" Bugün Türkiye'de benzer bir süreç yaşanıyor. Almanya'nın 65 yıl önce yaşadığı bir süreci yaşıyor Türkiye'de.
Hukuk kurallarının ayaklar altına alınarak yapılan bu gözaltılarda faşizmin ayak seslerini duyuyoruz. Bunlar gözdağı vermek için yapılmış gözaltılar. Türkiye'de toplumsal muhalefeti yapanlar, laik düşünceye sahip çıkılması gerektiğini savunan insanların tamamı gözaltına alınıyor daha da alınacaktır. Türkiye'de Orgeneraller gözaltına alınıyor ortada ne olduğu belli olmayan bir kuşku bulutunun arkasında. Bu mevcut komuta kademesine de bir gözdağıdır. Mesela yarın 31 Ağustos'ra Yaşar Büyükanıt'ı da gözaltına alabilirler. Diyebilirler ki "siz 27 Nisan 2007 tarihinde yayınladığınız muhtırayla demokrasiye karşı bir hareket yapmıştınız, siz darbecilerle işbirliği içindeydiniz" diyerek Büyükanıt'ı emekli olduğunun ertesi günü gözaltına alabilirler
Bu ciddi bir tehdittir. Özden Örnek'in günlüklerini delil olarak alıp birçok üst düzey askeri yetkiliyi, medya patronunu da gözaltına alabilirler. Sonuçta birşey çıkar çıkmaz önemli değil, bunlar bir yıpratmadır. Bunların hepsi gözdağıdır. Yarın, Özden Örnek'in günlüklerinden yola çıkarak "siz darbecilerle işbirliği yaptınız" iddiasıyla gözaltına alındınız derler.
İnsanlar artık restorana gidemez oldular. Orada birisiyle karşılaşırım diye. Korkuyorlar. Cumhurşiyet bu kadar zayıf mı? Cumhuriyet bu kadar zayıf değil diyemeyiz. Bakın şimdi Almanya'da Hitler iktidara geldiğinde sosyal demokratların bir milyon sivil muhafızları vardı. Yok oldular. Ordu Hitler'e karşıydı. Kötü adam diye göerüyorlardı. Bir anda sistem değişti. Yarın öbür gün Türkiyeİ'de ne olacağının garantisi yok. Cumhuriyeti savunan kitlelerin arasında bir organizasyon yok. Bugün de bu ortaya çıktı.
Bugün Ergenekon Operasyonu nedense enteresan günlerde oluyor. Bugün de Yargıtay Başsavcısı Abdurrrahman Yalçınkaya'nın sözlü mütalaasını vereceği savcının son sözlerini söyleyeceği gün yapılıyor. Normalde kameralarımızın Anayasa Mahkemesi'nde olması gerekirken biz başka şeyleri konuşuyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin nasıl bir baskı içinde olduğunu bilemiyoruz şu anda. Herkes tedirgin. Bugün Türkiye'nin en büyük medya patronu da siz de ben de herkes söylediklerimizden dolayı Zekeriya Öz diye bir savcı çıkıp: "Bunlar darbeci" diyebilir.
Veli Küçük'le çok fazla uğraşan gazeteci benim. Yarın beni de gözaltına alabilirler. Veli Küçük'le işbirliği yaptınız diyerek."
Gözaltı değil gözdağı
Yine bir operasyon.
Yine kritik bir gün.
Başsavcı Yalçınkaya'nın Anayasa Mhkemesi'ne iddianamesini anlatacağı günün sabahı, Savcı Zekeriya Öz Ergenekon soruturması kapsamında popüler bir oda başkanı ve iki orgeneralin de aralarında bulunduğu 24 kişiyi gözaltına alıyor.
Gözaltından daha çok gözdağı.
Kime mi!
Herkese.
Mesela.
Mevcut komutanlara "Bir gün siz de emekli olacakınız" diyorlar.
Yaşar Büyükanatı'ın 31 Ağustos 2008 sabahı, 27 Nisan e muhtırası nedeniyle gözaltına alınmayacağının garantisi yok.
Yarın öbürgün, emekli paşa Özden Örnek'in günleklerinin delil kabul edilerek Türkiye'nin en büyük medya patronunun da gözaltına alınmayacağının da.
AKP'ye karşı çıkan sivil toplum örgütlerinin başkanları da şu veya bu gerekçeyle aynı akıbete uğrayabilirler.
Aynı durum gazeteciler için de geçerli.
Üstelik gazeteciler, görevleri nedeniyle heresey her zaman diyalog içindedirler.
Onların riski herkesten fazla.
Muhalif yazarar, sadece habir kaynakları ile ilişkileri nedeniyle dahi okkanın altına her an gidebilirler.
Bunun adı faşizmdir.
Bu açıkça bir baskı rejimidir.
Türkiye'de bir illegal örgütlenme varsa bunun üzerine gidelmesi gerektiğini, bugün bu operasyonları yapanlar kısa pantalonla dolaşırken, bu operasyonlara yol verenler illegal kilemisini telfauz dahi edezken yazdık söyledik.
Ama bugün yapılanların bir illegal örgütlenmeyi çökertme operasyonu değil, muhali ssleri susturma operasyonu olduğu açıkça ortada.
Hukuk ayaklar altında.
İnsan hakları ayaklar altında.
Sözde Türkiye/nin en önemli hukuk operasyonu yürütülüyor, bu operasyon 30 yaşında tecrübesiz bir savcıya emanet.
Bu operasyon bu kadar önemliyse, niye işin içinde tecrübeli savcılardan kurulu bir soruşturma grubu yok.
Yok çünkü olay hukuk olayı değil.
Soruşturma hukuk soruşturması değil.
Amaç bir çeteyi bulup çökertmek değil.
Varolduğu iddia edilen bir çete kullanılarak gözdağı vermek.
Türkiye bilinçsiz ellerde bilerek veya bilmeyerez çok tehlikeli bir yere doğru itiliyor.
Cumhuriyet arayışı içinde buna destek verenler, yarın bir cumhuriyetsiz kalabileceklerini artık görmek zorunda.
( 1 Temmuz 2008 - Fatih Altaylı )
Kürt & Arap - İslam sentesini uygulayan kürt & arap faşisti akp'nin Yaptıkları , Yapacaklarının Garantisidir !