Vtnsvr
New member
Av.A.Erdem Akyüz
Hukukun Egemenliği Derneği
Genel Başkanı
TRT Kanunu ile Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanun gene değiştirildi. Bir süredenberi değiştirilen her kanun gibi derhal onaydan geçti ve 26 Haziran tarihinde Resmi Gazete yayınlandı.
Yapılan değişiklik ile Yönetim Kurulunun oluşumu, süresi değiştirildi. Kurum tarafından yapılacak olan sınavla sözleşmeli personel alınmasının kapısı açıldı. Sözleşmeli personele , Devlet Memurları Kanunu’na göre benzer şekilde göreve alınanlara ödenen ücretin dört mislinin ödenmesine olanak getirildi.
Yani bu suretle “TRT’nin Fethi” tamamlanıyor.
Açıköğretim yayınları ve “öğretim amaçlı” diğer yayınlarda kararlaştırılacak ücretin alınacağı ancak “TBMM.nin yayınlarından” ücret alınmayacağı hususu kayıtlara geçti. Yani Türk Milletinin ve Türk Gençliğinin eğitim ve öğretimi ile ilgili yayınlarda TRT para alacak, istenen para ödenmezse eğitim yayını yapılmayacak ama Meclis yayınlarından para alınmayacak.
Bunların yanında “yerel ve bölgesel TV ve radyolarla sözleşme yapma olanağı” getirildi.
Bunun anlamı nedir ?
Değişik dil ve lehçelerde yayın yapmak isteyen ancak yeterli destek bulamayan bir takım yerel ve bölgesel yayın kuruluşlarının desteklenmesini sağlamaktır. Yani “davul” Türk Milletinin sırtında, “tokmak” yereselcilerin elinde olacak.
Okuyucusu, dinleyicisi, programı bulunmayan, yerel lehçelerle yayın yapmaktan başka marifeti olmayan yayın organlarına destek sağlanabilecek.
Yetmedi, yeni getirilen bir madde ile “Türkçe dışında farklı dil ve lehçelerde yayın yapılabilir” diye bir cümle eklendi.
Türkçe dışında, geçerli ve uluslararası dillerde yani İngilizce, Fransızca ve benzeri dillerde esasen yayın yapılabiliyor.
Şimdi öngörülen husus “Türkçe dışında farklı dil ve lehçelerde” yayın yapılması. Yani bunlar “yabancı dil” değil ama “Türkçe” de değil.
Adeta bir “bilmece gibi” . İşte size üç soru. Bilenlere ödül verilse yeridir :
- Türkçe dışında olan ama yabancı dil olmayan, bu dil nasıl bir dildir ?
- Olmayan bu dilin yayınını yapan kuruluş kimdir ?
Diyelim ki bu iki sorunun cevabını bildiniz. Buyurun üçüncü soruya.
- Bu yayının amacı nedir ?
Devletin bir kuruluşu olan ve isminin başında “Türkiye” ibaresini taşıyan Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nun görevi, Türkçeyi bütün ülkede öğretmek ve egemen kılmaktır. TRT bu görevini bırakmış; yanlış söylemden kaynaklanan, hatalı dil kullanımından başka kaynağı olmayan yerel söylemlerle yayın yapmaya kalkıyor.
Bu uygulamanın sağlayacağı sonuç “yerel” söylemleri, “genel” bir dil yapmaktan başka bir şey olmayacaktır.
Farklı söylemlerin arkasında yatan ve taraftarlarının istedikleri sonuç ta budur.
Bize düşen görev ise, her ortam ve platformda bu sakat düzenlemeyi duyurmak ve uygulanmasının önüne geçmektir. Bunu önlemek için “iptal davası” dahil bütün yasal yollar denenmelidir.
Elbet bir gün gelecek bu ve benzeri yanlışlıklar önlenecek ve bu yanlışı yapanlardan yasal yollarla hesap sorulacaktır.
Hukukun Egemenliği Derneği
Genel Başkanı
TRT Kanunu ile Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanun gene değiştirildi. Bir süredenberi değiştirilen her kanun gibi derhal onaydan geçti ve 26 Haziran tarihinde Resmi Gazete yayınlandı.
Yapılan değişiklik ile Yönetim Kurulunun oluşumu, süresi değiştirildi. Kurum tarafından yapılacak olan sınavla sözleşmeli personel alınmasının kapısı açıldı. Sözleşmeli personele , Devlet Memurları Kanunu’na göre benzer şekilde göreve alınanlara ödenen ücretin dört mislinin ödenmesine olanak getirildi.
Yani bu suretle “TRT’nin Fethi” tamamlanıyor.
Açıköğretim yayınları ve “öğretim amaçlı” diğer yayınlarda kararlaştırılacak ücretin alınacağı ancak “TBMM.nin yayınlarından” ücret alınmayacağı hususu kayıtlara geçti. Yani Türk Milletinin ve Türk Gençliğinin eğitim ve öğretimi ile ilgili yayınlarda TRT para alacak, istenen para ödenmezse eğitim yayını yapılmayacak ama Meclis yayınlarından para alınmayacak.
Bunların yanında “yerel ve bölgesel TV ve radyolarla sözleşme yapma olanağı” getirildi.
Bunun anlamı nedir ?
Değişik dil ve lehçelerde yayın yapmak isteyen ancak yeterli destek bulamayan bir takım yerel ve bölgesel yayın kuruluşlarının desteklenmesini sağlamaktır. Yani “davul” Türk Milletinin sırtında, “tokmak” yereselcilerin elinde olacak.
Okuyucusu, dinleyicisi, programı bulunmayan, yerel lehçelerle yayın yapmaktan başka marifeti olmayan yayın organlarına destek sağlanabilecek.
Yetmedi, yeni getirilen bir madde ile “Türkçe dışında farklı dil ve lehçelerde yayın yapılabilir” diye bir cümle eklendi.
Türkçe dışında, geçerli ve uluslararası dillerde yani İngilizce, Fransızca ve benzeri dillerde esasen yayın yapılabiliyor.
Şimdi öngörülen husus “Türkçe dışında farklı dil ve lehçelerde” yayın yapılması. Yani bunlar “yabancı dil” değil ama “Türkçe” de değil.
Adeta bir “bilmece gibi” . İşte size üç soru. Bilenlere ödül verilse yeridir :
- Türkçe dışında olan ama yabancı dil olmayan, bu dil nasıl bir dildir ?
- Olmayan bu dilin yayınını yapan kuruluş kimdir ?
Diyelim ki bu iki sorunun cevabını bildiniz. Buyurun üçüncü soruya.
- Bu yayının amacı nedir ?
Devletin bir kuruluşu olan ve isminin başında “Türkiye” ibaresini taşıyan Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nun görevi, Türkçeyi bütün ülkede öğretmek ve egemen kılmaktır. TRT bu görevini bırakmış; yanlış söylemden kaynaklanan, hatalı dil kullanımından başka kaynağı olmayan yerel söylemlerle yayın yapmaya kalkıyor.
Bu uygulamanın sağlayacağı sonuç “yerel” söylemleri, “genel” bir dil yapmaktan başka bir şey olmayacaktır.
Farklı söylemlerin arkasında yatan ve taraftarlarının istedikleri sonuç ta budur.
Bize düşen görev ise, her ortam ve platformda bu sakat düzenlemeyi duyurmak ve uygulanmasının önüne geçmektir. Bunu önlemek için “iptal davası” dahil bütün yasal yollar denenmelidir.
Elbet bir gün gelecek bu ve benzeri yanlışlıklar önlenecek ve bu yanlışı yapanlardan yasal yollarla hesap sorulacaktır.