İngilizcede en çok karıştırdıklarımız.(Top 10)

altayagan

New member
ingilizcede bazı kelimelerin Türkçeye çavrilirken aynı anlamda çevrildiklerini biliyoruz. (örn: say/tell). Fakat ingilizce konuşur ya da yazarken bu kelimeler farklı kullanımlara saiptir. Bu yüzden genelde kullanımda sorunlar yaşarız. Bunun için bir kaç kafa karıştıran kelimeyi ayırt etmek adına sizinle paylaşmak istediklerim:

1. Tell or Say?
Say: Bir şey söylemek anlamındadır ve genelde bir noun clouse tarafından takip edilir.
Örn: He says that he is right
Tell: BİRİNE bir şey söylemek anlamındadır ve genllikle arkasından object noun ya da pronoun gelir.
Örn: Can you tel me the way to the station?

2. Make or Do?
Make: bir şey yaratmak, (inşa etmek gibi) anlamındadır, ve genelde el kullanılır.
Örn:We make birdhouses every winter.
Do:ismi ile hitap etmediğimiz eylemler için kullanılır, genelde zihinsel aktivitelere dayalıdır.
Örn: They're doing homework.

3. See, visit, attend or go to?
See: birisini ve ya bir şeyi görmek ya da gidilip görülmesi
Örn:Come and see us tomorrow.
Visit: birini ve ya birşeyi gidip görmek, görmeye gitmek genelde daha resmi kullanımdır.
Örn:Lots of tourists visit the Tower every day.
Attend: Bir yere sürekli olarak gitmek
Örn: I attend a university.
Go to: bir yere gitmek
Örn:I go to university.

4. Hear or Listen (to) ?
Hear: kulağınıza gelen sesten haberdar olmak, farketmek
Örn:I can hear music in Peter's room.
Listen (to): Duyduğunuz bir şeye ya da kişiye dikkat kesilmek, duyulan ile ilgili olmak.
Örn:peter often listens to music when he's at home.

5. Look, See or Watch?
Look: ilgiliyle izlemek, bakmak (sözlükten kelime bakmak gibi), görünmek
Örn:Look at the board, please.
See: göze gelen görsel yansımaları farketmek, anlamak
Örn:Can you see the the blue car over there?
Watch: bir şeye, yere bir süre boyunca bakmak
Örn:He watches TV in the evenings.

6. Because, for or as?
Because: cümlede sebep daha önemli bir konumdadır ve bu kelime ikinci clause'dan hemen önce gelir.
Örn:I read this book because I like it.
For: sebep cümlenin sonunda verilir.
Örn:We went to a small restaurant - for we were hungry.
As: sebep zaten biliniyordur, asıl söylemek istenen sebeb bağlı olarak ne yapıldığıdır.
Örn:As we read, we learn.

7. When or If? (in relative cl)
When: olacak olandan eminsinizdir.
Örn:When I'm in Paris, I'll visit you.(It sure, that I'm going to Paris.)
If: olacak olandan emin değilsinizdir.
Örn:If I'm in Paris, I'll visit you.(It not sure, that I'm going to Paris.)

8. Life, live, lives?
Life: yaşama durumudur. hayat.
Örn:I read a book about the life of Mark Twain.
Live: yaşamak (fiil) canlı (kaydedilmemiş)
Örn:I live in France.
We watched the live coverage of the Formula I.
Lives: yaşama durumu, hayat anlamındaki LIFE kelimesinin çoğul hali, hayatlar
Örn: Many people lost their lives in the war.

9. Bring or Take?
Bring: bir şeyi getirmek,
Örn:Can you bring me the Coke, please?
Take: bir şeyi bir yere götürmek yada bir yere doğru hareket ettirmek, taşımak
Örn:Can you take the book to the library?

10. Which or What? (tercihlerleri sorarken)
Which: sınırlı seçenek vardır.
Örn:Which lemonade do you like - green or pink?
What: seçenekler sınırsızdır
Örn: What lemonade do you like?

Not: English-hilfen'de yapılan bir anketin sonucu olarak en çok karıştırılan 10 maddeyi sizinle paylaştım. Özgün halleri ingilizce olduğundan açık hale getirmek adına türkçeye çevirdim. Eğer isteyen arkadaş olursa özgün notları da verebilirim.
 

HTML

Üst