Bulgaristan

нешет

ву.иєѕєт
Tarihi

Bulgaristan'ın ilk sakinleri Hint-Avrupa kökenli bir kavim olan Traklardır. Milatla birlikte ülke önce Roma İmparatorluğu, sonraysa Bizans İmparatorluğu egemenliğine girer. M.S. 6. yüzyılda Slavlar ile birlikte Türk kökenli bir kavim olan On Ogurlar bu alana yerleşir.Aristokratik tabakayı oluşturan Bulgarları bir süre sonra Slavlaşarak dillerini, 10. yüzyıldan itibaren de Ortodoksluğu kabul edip dinlerini bırakarak asimile olmuşlardır.
Bizans İmparatorluğu yıkılıncaya değin Bizans ile savaşıp hakimiyet alanlarını genişleten Bulgarlar, bir ara 1018-1186 yılları arasında yeniden Bizans İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiştir. 14. yüzyılda Türklerin Rumeli'ye çıkmasından sonra bağımsızlıklarını yitirerek Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğine gir mişlerdir.
Osmanlı Devleti'nin gerilemeye başlaması ve Çarlık Rusyası'nın da desteğiyle, Balkanların tümünde olduğu gibi Bulgaristan'da da ulusal kurtuluş hareketi alevlenmiş, 93 Harbi'nden yenilgiyle çıkan Osmanlı Devleti, Bulgaristan'ı 1878 yılında içişlerinde bağımsız prenslik olarak, 1908 senesinde ise tam bağımsız çarlık olarak tanımıştır.
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlılarla aynı cephede savaşa katılan Bulgaristan, İkinci Dünya Savaşı'na da Almanya saflarında katılarak her iki savaştan da yenilgiyle çıkmıştır.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Balkanlar'da ilerleyen Sovyet ordusunun da yardımıyla Georgi Dimitrov önderliğinde sosyalist rejime geçen ülke, soğuk savaş yıllarında Varşova Paktı'nın üyesi olarak kalmış, geçen yüzyılın 80'li yıllarından itibaren ise topraklarındaki Türk azınlığa uyguladığı zorla bulgarlaştırma politikalarıyla dünyanın tepkisini çekmiş ve bunun faturasını 1989'da bulgar ekonomisine ağır bir darbe vuran Bulgaristan'dan Türkiye'ye yarım milyona yakın insanın göçüyle ödemiştir.
Doğu Bloku'nun çözülmesiyle 1990 yılında sosyalist rejimin yıkıldığı Bulgaristan, Türk azınlığa yönelik asimilasyon politikalarını da terk ederek komşusu Türkiye ile olan ilişkilerini oldukça olumlu bir temele oturtmuştur. Ülke 1 ocak 2007 yılında Avrupa Birliği'ne katılmıştır.


Coğrafya

Balkan Dağları (Stara Planina) Bulgaristan'ı kuzeyde Tuna platosu, güneyde ise Trakya platosu olarak kabaca iki coğrafi bölgeye ayırır. Oldukça dağlık bir coğrafyaya sahip olan güney Bulgaristan'da Rodop ve Rila sıradağları yer alır. Ülkenin ve Balkanların en yüksek dağı olan 2925 metre rakımlı Musala Dağı da burada bulunmaktadır.
Ülkenin en önemli ırmağı olan Tuna Nehri, aynı zamanda Romanya-Bulgaristan sınırını oluşturur. Bulgaristan sınırları içerisinde doğup, Yunanistan-Türkiye sınırını oluşturarak Ege Denizi'ne dökülen Meriç (Maritsa) Bulgaristan'ın bir diğer önemli akarsuyudur.

İlleri

1. Yukarı Cuma (Blagoyevgrad)
2. Burgaz (Burgas)
3. Hacıoğlu Pazarcık (Dobrich)
4. Gabrova
5. Hasköy (Haskovo)
6. Kırcaali (Kardzhali)
7. Köstendil (Kyustendil)
8. Lofça (Lovech)
9. Montana
10. Pazarcık (Pazardzhik)
11. Pernik
12. Plevne (Pleven)
13. Filibe (Plovdiv)
14. Razgrad
15. Rusçuk (Ruse)
16. Şumnu (Shmen)
17. Silistre (Silistra)
18. İslimiye (Sliven)
19. Paşmaklı (Smolyan)
20. Sofya (şehir)
21. Sofya
22. Eski Zağra (Stara Zagora)
23. Eski Cuma (Targovishte)
24. Varna
25. Tırnova
26. Vidin
27. İvraca
28. Yanbolu


Ekonomi

1990'a değin devlet yönetiminde sosyalist ekonominin hakim olduğu ülke, Doğu Bloku'nun çözülmesi sonucu Sovyet pazarını kaybetmesi ve kapitalist ekonomiye eklemlenme sorunları nedeniyle 90'lı yıllar boyunca milli gelirin % 70'e yakın küçüldüğü çok ağır bir ekonomik bunalım yaşamıştır. Bulgar ekonomisi, 90'lı yılların sonundan itibaren toparlanma sürecine girmiş olsa da, halkının gereksinimlerini yeterince karşılayabilen istikrarlı bir iktisadi yapı olmaktan hala çok uzaktadır. Ekonomi ile ilgili bazı istatistik veriler şöyledir: Milli gelir (2001): 13,5 milyar $, kişi başına düşen milli gelir: 1690 $, devlet borçları: 10 milyar $, devlet gelirleri (2000): 4,2 milyar $, devlet giderleri (2000): 4,4 milyar $, enflasyon (2001): % 93, ekonominin sektörlere göre dağılımı (2001): hizmet: % 57, endüstri: % 29, tarım: % 14.
2004 itibari ile NATO üyesi olan Bulgaristan 01 Ocak 2007'de de AB'nin tam üyesi olmuştur.


Din

Bulgaristan nüfusunun büyük bir kısmı Ortodoks Hıristiyan'dır. 1 Mart 2001 tarihli nüfus sayımında Ortodoks: 6.552.751, Katolik: 43.811, Protestan: 42.308, Müslüman: 966.978, Diğerler: 14.937 olarak kaydedilmiştir.

Etnik Yapı

2001 nüfus sayımına göre Bulgaristan'ın topram nüfusu (7.928.901) olup Bulgarlar: 6.655.210 (%83,9), Türkler: 746.664 (%9,4), Pomaklar: 370.908 (%4,7), Ruslar: 15.595, Ermeniler: 10.832, Ulahlar: 10.566, Makedonlar: 5.071, Yunanlılar: 3.408, Ukraynalılar: 2.489, Yahudiler: 1.363, Rumenler: 1.088, Diğerler: 18.792 olarak kaydedilmiştir.

Bulgaristan’daki Türkler

Bulgaristan'da, yakın zamana kadar Türkiye ve Bulgaristan arasındaki ilişkileri Bulgar devletinin inkar ve zorla asimilasyon politikaları dolayısıyla geren, çok sayıda Türk asıllı Bulgaristan vatandaşı yaşamaktadır.
Bulgaristan'daki Türk azınlığın kökleri Anadolu'ya dayanır. Rumeli'nin 14. yüzyılda Osmanlılarca ele geçirilmesiyle Osmanlılar, Anadolu'daki diğer beyliklerin ve yarı göçebe aşiretlerin gücünün kırmak ve Türklerin yeni yerleşim noktalarına yerleştirilmesi politikasının devamı amacıyla, çok sayıda Türkü bilinçli olarak Balkanlara yerleştirmiştir. Tarih boyunca yaşanan çeşitli savaş ve çatışmalar dolayısıyla Bulgaristan'dan Türkiye'ye dört büyük göç dalgası yönelmiştir:
Bunlardan ilki Osmanlıların 93 Harbi'nde Ruslar karşısında bozguna uğramasının ardından yaşanan 1878 göçüdür. İkinci göç dalgası Balkan Harbi'nde yenilgiye uğrayan Osmanlı Devleti'nin Rumeli'deki tüm topraklarını Trakya dışında terketmek durumunda kalması sonucu 1912 yılında gerçekleşmiştir.
Üçüncü büyük göç İkinci Dünya Savaşı sonrası sosyalist rejime geçen Bulgaristan'ın tarım arazilerini devletleştirmesi ve Türkiye'nin Kore Savaşı'na katılması sebebiyle Moskova'dan Bulgar devletine yöneltilen, Türkiye'ye misilleme amaçlı Türk göçünün teşvik edilmesi talebi sonucu 1950-1951 yılları arasında yaşanan göçtür.
Dördüncü ve en son göç dalgası 1989 senesinde Bulgar devletinin asimilasyon politikalarına tepki olarak, dönemin başbakanı Turgut Özal'ın çabalarıyla gerçekleşmiştir.
Yaşanan tüm bu göçlere karşın Bulgaristan'da kesin sayısı tam olarak bilinmese de halen 1 milyonu aşkın Türkün yaşadığı tahmin edilmektedir.1910'da, bu rakamın 2 milyon olduğu tahmin edilmektedir.Yani dünyada, ataları Bulgaristan Türkü olan yaklaşık 5 milyon kişinin varlığından söz edilebilir






 

irachann

HH gєвzєтiм
kanka eline saglık memleketine bi hayrın dokundu tebrik ettim seni bende bi kosova konusu acayım kıskandım :D
 

3mr

£ м ρ α χ
ot kadei si ? :D

bunlarda Varna dan kendi çektilerim ;)
ayrıca konu için sağol.




 

яєℓαχℓιƒє

KaFaSıNa GöRe
thanksssssssssssss
 

HTML

Üst