Laiklik elbette bir yaşam biçimidir

Vtnsvr

New member
Mehmet Y. YILMAZ


Laiklik elbette bir yaşam biçimidir

AKP’nin laiklik konusunda kafasının ne kadar karışık olduğunu, kapatma davası için yapılan savunma ortaya koyuyor. "Kafası karışık" diyorum, çünkü kişisel olarak bu partinin bütün mevcudiyetiyle laiklik karşıtı olduğunu düşünmüyorum. İçinde elbette şeriat yönetimi heveslileri var ama yüzde 47 oy alabilen bir partinin tüm unsurlarının şeriatçı olması söz konusu bile olamaz.

AKP’nin savunmasında laikliğin bir yaşam biçimi olamayacağı iddia ediliyor. "Kişiler laik olamaz, devletler laik" olur saçmalığı tekrarlanıyor.

"Yaşam biçimi" dediğimiz şey, herhangi bir toplumda, tarihin herhangi bir döneminde, üretim ilişkilerinin çerçevelediği ve insan ilişkilerine hákim olan hukuk, ahlak, gelenekler bütünüdür.

Ve bu pekálá laik olabilir. Eğer, insanların birbirleriyle ve toplum ile ilişkilerinde din belirleyici ve tarif edici bir unsur olarak yaşamın içinde değilse, o toplumun yaşam biçimi elbette laiktir.

Eğer bireylerin veya insan gruplarının birbirleriyle ilişkisinde din belirleyici ise o düzene de laik denilemez. "Kişiler laik olamaz" önermesi ise ancak bir zorlama ifadesi olabilir. Bu sözün bilinçaltında, herkesin bir dininin olması ve herkesin o dinin emrettiği kurallara uyarak yaşamasının zorla dayatılması var.

Kişiler de pekálá laik olabilirler. Eğer günlük yaşamımdaki bütün tutum ve davranışlarımla dinin emrettiği kurallara göre yaşamıyorsam, toplumun o günkü ilişkileri içinde dinden bağımsız tutum alabiliyorsam, kişi olarak da laik sayılırım.

Ve Türkiye’de bunun çok örneği var. Dini ibadetinin gereklerini yerine getiren ama başını da örtmeyen, gayrimüslimlerle ticaret yapmaktan tutun da, oturup yemek yemeye kadar ilişkiden çekinmeyen, kadın eli sıkabilen, içki içen, hatta cumadan cumaya namaz kılan, hacca gitmeyen, cami yaptıracağına okul yaptıran Müslümanların sayısı, hiç kuşku yok ki şeriatçı Müslümanlardan katbekat fazla.

Bu savunma, aslında AKP’yi savunmuyor. Tam tersine suçlamayı kabul ediyor!
 

sedapinar

New member
Anayasadaki kavramları tartışıyorsa, kavramı yanlış anlamıştır. Yanlış anlamadığını düşünüyorsa rejim ile problemi vardır. Devleti yönetme görevine talip olanlar, laiklik ilkelerine bağlı kalacaklarını ve ona göre hüküm vereceklerini baştan kabul etmiştirler.
Türkiye Cumhuriyeti laiktir. Devleti yönetenler Anayasada belirtilen şartlara uyacaklarını beyan ettikleri için yönetme görevini üstlenirler. Bu görevi üstlenenler aynı Anayasanın laiklik ilkesine göre Laik olmak zorundadır. Eğer olmuyorsa Anayasal suç işlemiş olur. Ve o zamanda başına gelene razı olur.
Laikliği bir türlü kabul edemeyip, hazmedemeyen, Erdoğan ve arkadaşları, yemek beğenmiyor. Sürekli Yeniden tarifinin yapılmasını istedikleri pişmiş aşı, sulandırmaya ve sulandırılmış tarifleri, yemek tarifi diye tüm millete inandırmaya çalışıyorlar.
 

VolkaN

Altın Üye
yazının sacmalıgı surdan belli ben kendi yaşamıma dinimi karıstırmıyacaksam nerde benım müslümanlıgım nerde benim dini vecibelerim nede benim dini görevlerim kişiler illaki laik olamaz.
kişiler sadece laik devlet düzenin benimseyebilir özel hayatlarına kimse karısamaz ister laik olur ister kafir olur ister müslüman olur ister laik müslüman olur yani farketmez..

yoksa insanların evlerindede mi dinini yaşamasına izin vermiyeceksiniz ki bunun alt yapısını hazırlıyorsunuz.

yazı tamamen sacmalık....
 

Vtnsvr

New member
yazının sacmalıgı surdan belli ben kendi yaşamıma dinimi karıstırmıyacaksam nerde benım müslümanlıgım nerde benim dini vecibelerim nede benim dini görevlerim kişiler illaki laik olamaz.
kişiler sadece laik devlet düzenin benimseyebilir özel hayatlarına kimse karısamaz ister laik olur ister kafir olur ister müslüman olur ister laik müslüman olur yani farketmez..

yoksa insanların evlerindede mi dinini yaşamasına izin vermiyeceksiniz ki bunun alt yapısını hazırlıyorsunuz.

yazı tamamen sacmalık....
Bu yazına gerçekten sende kendin inanıyormusun?saçmalıyorsun bu eylemini başkasına yüklemeye kalkıyorsun.İstediğin gibi yaşa dinini kimse karışamaz ama kamuyu etkilemeye kalkma.Başkası yanarmış,yanmazmış seni ilgilendirmesin,başkasının alanına el atmaya kalkma,gör işte o zaman şu anda yadırganan türban bile üniversiteye bile girer ama idol aldıklarınızın ve sizlerin bir çok eylemsel anti demokratik söylem ve eylem varken,altyapıdan bahsedip laikliği karalaman çelişkidir.

Anayasadaki kavramları tartışıyorsa, kavramı yanlış anlamıştır. Yanlış anlamadığını düşünüyorsa rejim ile problemi vardır. Devleti yönetme görevine talip olanlar, laiklik ilkelerine bağlı kalacaklarını ve ona göre hüküm vereceklerini baştan kabul etmiştirler.
Türkiye Cumhuriyeti laiktir. Devleti yönetenler Anayasada belirtilen şartlara uyacaklarını beyan ettikleri için yönetme görevini üstlenirler. Bu görevi üstlenenler aynı Anayasanın laiklik ilkesine göre Laik olmak zorundadır. Eğer olmuyorsa Anayasal suç işlemiş olur. Ve o zamanda başına gelene razı olur.
Laikliği bir türlü kabul edemeyip, hazmedemeyen, Erdoğan ve arkadaşları, yemek beğenmiyor. Sürekli Yeniden tarifinin yapılmasını istedikleri pişmiş aşı, sulandırmaya ve sulandırılmış tarifleri, yemek tarifi diye tüm millete inandırmaya çalışıyorlar.
Yemek tarifi benzetmesi çok güzel.
 

VolkaN

Altın Üye
Bu yazına gerçekten sende kendin inanıyormusun?saçmalıyorsun bu eylemini başkasına yüklemeye kalkıyorsun.İstediğin gibi yaşa dinini kimse karışamaz ama kamuyu etkilemeye kalkma.Başkası yanarmış,yanmazmış seni ilgilendirmesin,başkasının alanına el atmaya kalkma,gör işte o zaman şu anda yadırganan türban bile üniversiteye bile girer ama idol aldıklarınızın ve sizlerin bir çok eylemsel anti demokratik söylem ve eylem varken,altyapıdan bahsedip laikliği karalaman bir iki yüzlülüktür ve çelişkidir.

1-kamuyu etkileyen kim benmiyim yazar mı
2-türbanlı insan kamu hizmetinden yararlanamaz mı
3-yazını okuyan herkes senin ne kadar demokratik oldugunu görüryor
4-farklı düşüncelerden neden rahatsız oluyosunuz.gercekleri duymak rahtsız mı ediyor
5-burası cokönemli senin nekadar önyargılı ve yazımı okumadıgının en büyük kanıtı iki kelimelik bir yazıyı bile okumuyosunuz çünkü işinize gelmiyor.
Allah aşkına bana söylermisin benim o kısacık yazımda laikliği karalayan tek kelime söyle bak tek cümle demiyorum tek kelime hatta harf hatta noktalama işareti


daha fazla seninle tartısmaya girmek istemiyorum.ya okumayı bilmiyosunuz yada yazılanları anlamıyosunuz

ayrıca ben dahil hiç bir üyemize ikiyüzlü diyemessin bu seferlik mesajını editliyorum.

hakaret etmeden tartısmayı bilmiyoruz galiba:goz:
 

Vtnsvr

New member
1-kamuyu etkileyen kim benmiyim yazar mı
2-türbanlı insan kamu hizmetinden yararlanamaz mı
3-yazını okuyan herkes senin ne kadar demokratik oldugunu görüryor
4-farklı düşüncelerden neden rahatsız oluyosunuz.gercekleri duymak rahtsız mı ediyor
5-burası cokönemli senin nekadar önyargılı ve yazımı okumadıgının en büyük kanıtı iki kelimelik bir yazıyı bile okumuyosunuz çünkü işinize gelmiyor.
Allah aşkına bana söylermisin benim o kısacık yazımda laikliği karalayan tek kelime söyle bak tek cümle demiyorum tek kelime hatta harf hatta noktalama işareti


daha fazla seninle tartısmaya girmek istemiyorum.ya okumayı bilmiyosunuz yada yazılanları anlamıyosunuz

ayrıca ben dahil hiç bir üyemize ikiyüzlü diyemessin bu seferlik mesajını editliyorum.

hakaret etmeden tartısmayı bilmiyoruz galiba:goz:

Pes.Cümlen komple laikliğe bir saldırı değilmi?Kamuyu etkileyen sen ve senin gibiler.Türbanlı insan,devletin yasalarına ve anayasasına muhalefet etmedikçe kamu hizmetinden yararlanıyor.yararlanamayanlar devleti kendi istediği çizgiye getirmek isteyen senin gibilerdir.laikliği anlayamayıp,kişi laik olamaz diyebilen biri demokrasiden hiç bahsetmesin.Senin düşüncelerin farklılık değil,resmen rejimi değiştirmek için saldırı.Yetki elinde hakaret olmayan ,gerçek bir sözü bile hakaret sınıfına sokmaya çalışıyorsun.Şimdi yazımı editlediğin ama beni her zaman yaptığınız banlamadığın için şükretmelimiyim.Banlamazsan hatırım kalır.ikiyüzlülük hakaret değildir ve takiyye yapmayı telkin eden bir lideri ve siyaset benimseyenlere ikiyüzlülük az gelir.takiyyenin bir diğer anlamı ikiyüzlülüktür.

Son olarak; Burası forum,herkes istediğiyle tartışacak.tartışmak istemiyor ve sadece benim dediklerim dogru diyeceksen,tarikata falan gideceksin.Modluğunu da üyelerin başında demoklasin kılıcı gibi sallamayacaksın.Biriyle tartışıyorsan ve istemediğin durumlara düşüyorsan tehdit etmeyeceksin yani hem taraf olup,hemde hakim olmaya kalkmayacaksın.
 

bytan

LinuX GeeK
Moderatör
Konu inanıp inanmamak, kafir olup olmamak değildir..
Konu insanların evlerinde ne yaptığı veya yapmadığıda değildir..

Yazıdan kısa bir alıntı:

"Yaşam biçimi" dediğimiz şey, herhangi bir toplumda, tarihin herhangi bir döneminde, üretim ilişkilerinin çerçevelediği ve insan ilişkilerine hákim olan hukuk, ahlak, gelenekler bütünüdür.

Ve bu pekálá laik olabilir. Eğer, insanların birbirleriyle ve toplum ile ilişkilerinde din belirleyici ve tarif edici bir unsur olarak yaşamın içinde değilse, o toplumun yaşam biçimi elbette laiktir.
Bu ne demektir?
Bu, dedenizden kalan mirasta, kız çocukları ile erkek çocuklarının hakkı olan payın, din kuralları ile değil, hukuk kuralları ile belirleniyor olmasıdır..
Bu, evlenirken 3 tane eş alamıyor olmanızdır..
Bu, kadın ile erkeğin eşit olmasıdır..
Eğer yaşamınızda bunlara yer vermişseniz, hatta siz yer vermek istemeseniz dahi, bunlar sizin hayatınızı belirliyorsa, demek ki laiklik bir yaşam biçimidir..

Laik devlet düzenini benimsiyor olmak, kişinin yaşamını doğrudan etkiler..
 

dartanyan7

New member
aslında doğru olabilir bir müslüman;

Dini ibadetinin gereklerini yerine getiren ama; yalan söyleyen
Dini ibadetinin gereklerini yerine getiren ama; emanete hıyanetten geri kalmayan
Dini ibadetinin gereklerini yerine getiren ama; içki içen
Dini ibadetinin gereklerini yerine getiren ama; namaz kılmayan
Dini ibadetinin gereklerini yerine getiren ama; oruç tutmayan
Dini ibadetinin gereklerini yerine getiren ama; hacca gitmeyen
Dini ibadetinin gereklerini yerine getiren ama; zina eden
Dini ibadetinin gereklerini yerine getiren ama; şehadet getirmeyen !!
Dini ibadetinin gereklerini yerine getiren ama; kedi kesen
Dini ibadetinin gereklerini yerine getiren ama; faiz yiyen
Dini ibadetinin gereklerini yerine getiren ama; evrime inanan
Dini ibadetinin gereklerini yerine getiren ama; namusuyla kerhanede çalışan
vs vs.
evet evet bundan sonra böyle olsun ok?
kabul edenler? etmeyenler?
edilmiştir!!
(hadi gene iyisiniz yatın kalkın bana dua edin :durdurun)
 

VolkaN

Altın Üye
üyelere hakaret edip özgürlük istiyenlere bundan sonra müsamma yok.
umarım anlamıssınızdır artık iyi niyetli davranmıyacam nede olsa herzaman bir sekilde taraf tuttugumuzu söyleyeceksizniz...
 

emre3294

New member
laiklik bi yaşam biçimi değil bi devlet politikasıdır.hiçkimse "ben laik olmalıyım" diye dolaşmaz ortalıkta.sadece türkiyede değil hiçbi ülkde.
 

Vtnsvr

New member
Laiklik Yaşam Biçimidir, Ama Özgür Yaşam Biçimidir !“Laiklik yaşam biçimi değildir!” diyen AKP yönetimi, aslında hem laik siyasal ve toplumsal düzeni reddettiğini, hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin bu düzenini yıkmayı amaçladığını açıkça söylemeği sürdürmektedir.



“Velev ki siyasi simge olsa, ne çıkar!” demekle de, gerçek amacının bu olduğunu otaya koymuştu.



“Laiklik yaşam biçimi değildir” safsatasıyla bu amacı sürdürmeye kararlı olduğunu da belli ediyor.



Önce belirtmek gerekir ki, bir toplumun devlet, ulus, eğitim, aile, hukuk, yargı, ekonomi, uluslar arası ilişkiler,... düzeni, gerçekte o toplumun yaşam biçiminin ta kendisidir.



Laik olmayan yaşam biçiminin siyasal düzeni olan ümmetçilikte ulus var mıdır ki ulusal bağımsızlık olsun?



Laik olmayan yaşam biçiminde, her bireyin din, mezhep, cinsiyet, soy ayrımı olmaksızın toplum ve devlet düzenini, hergün, yeniden yeniye, özgürce irdelemek, eleştirmek ve değişiklik önermek, bu amaçla örgütlü siyasal etkinlik yapmak hak ve özgürlüğü var mıdır?



3 Mart 1924 günlü ‘Şer’iye ve Evkaf Vekâletini Kaldıran Yasa’nın “Türkiye Cumhuriyeti’nde insan ilişkileri ile ilgili hükümlerin yasalaştırılması ve uygulanması Türkiye Büyük Millet Mecisi ile onun kurduğu hükümete aittir.” diyen ilk maddesi, toplum yaşamını düzenlemek üzere yapılacak yasaların her yurttaşça özgürce irdelenip eleştirilebilmesi için dinsel inançlardan bağımsız olması zorunluluğunu anlatmıyor mu?



Peki, AKP Genel Başkanı’nın, örneğin Danıştay’a karşı “Sen ne karışırsın efendi? Ulemaya danışacaksın!” deyişinde açığa çıkan yaşam biçimi anlayışı, toplum düzenini bir dinin bir mezhebinin “kutsal, yani eleştirilemez, değiştirilemez” kurallarına göre saptama amacını anlatmıyor mu?



Sözün özü, dervişin fikri neyse, zikri odur.



İslam dünyasının başındaki bela, iç ve dış sömürücüler tarafından laik dünya, toplum ve insan anlayışından ve düzeninden yoksun tutulmakta olmasıdır.



Çünkü sömürücüler bilmektedirler ki laiklik, sömürünün kökünü kurutacak olan düzendir.



“Laiklik bir yaşam biçimi değildir” söyleminin işaret ettiği tehlikeli gidiş karşısında umursamaz ya da gevşek davranmanın yol açacağı tehlike çok büyüktür.



Ulusumuzun tam da bu söylemle içerden ve dışardan aldatılmak istendiği ortamda TÜSİAD’ın “Toplumsal mutabakata dayalı yeni bir anayasa” kılıfı altında sergilediği ilkesizlik, tehlikenin büyüklüğüne bir göstergedir.



LAİKLİĞE YÖNELMİŞ GÖZÜKARA SALDIRILAR, DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ ÖLÇÜLERİ İÇİNDE GEREKEN ETKİNLİKLE DURDURULMADIĞ I TAKDİRDE, ULUSUMUZ VE ÜLKEMİZ, ATATÜRK’ÜN MEDENİ BİLGİLER KİTABINDA İŞARET ETMİŞ OLDUĞU BÜYÜK TEHLİKELERE SÜRÜKLENEBİLİR:



“..Düşüncelerin, inanışların başka başka olmasından ya­kınmamak gerekir. Ancak özgürlükçü olmayanlara karşı da geniş davranıl­masını isteyenlerin, hiçbir zaman elleri ayakları bağlı kurbanlık koyun durumuna razı olacakları düşünülmeme­lidir.



“Unutmamalıdır ki, .. ilgimizi kestiğimiz geleneklere bağlı­lığı kesinlikle yeniden kurmak isteyenler, kendileri gibi inanmayanları istedikleri gibi ezemezlerse, kendilerini cenderedeymiş gibi hissederler.



“Bütün halkın eyleme geçtiği gün, onları durduracak güç yoktur. (Sıvas, Maraş, Çorum …daki kışkırtılmış kalabalıkları anımsayalım! Ö.O.)



“Sağlık alanında bir koruyucu sağlık çalışması olduğu gibi, toplumsal bir koruyucu sağlık görevi de vardır. Her ikisi aynı ilkeye dayalıdır. Maddi mikropları yok etmeğe olanak bulunmadığı gibi, manevi mikropları da yok etmek olanaksızdır. Ama kişinin vücudunda bedensel bir sağlık yaratılabileceğ i gibi, toplumsal yapıda da manevi bir sağlık yaratmak ve böylece bir direnç ortamı hazırlamak olanaklıdır.”



“Özgürlüğün kötüye kullanılması, özgürlüğün geçici, ama geniş ölçüde sınırlandırılması nı gerektirebilir. … Bu hususlardaki önlemlerin ağırlığını ve sınırlarının genişliğini ölçmek büyük bir sanattır. Devlet sanatı işte budur.”





İşte, “Laiklik bir yaşam biçimi olamaz!” diyerek Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet, yurt, ulus, hukuk, eğitim ve aile düzenini yıkmaya girişenler karşısında takınılacak tutum ve alınacak önlemler, böyle bilimsel ve demokratik ilkelere dayalı olmalıdır.


Özer Ozankaya
 

HTML

Üst