NURCULUK DENEN SAYIKLAMA (nihal atsız)

türklük ayrı türkçülük ayrı arkadaşım,ben türküm ama bu devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan türkçeyi benimsemiş(kendi anadilini unutsun anlamında değil),kemalizmle problemleri olmayan herkes benim kardeşimdir,ırkımız doğarken seçmediğimiz özelliğimizdir bununla övünmek de yerinmek de saçmadır bu yüzden türkçülerle işim olmaz.

daha önce Milli kelimesiyle tanışmadığından olsa gerek böyle boş boş konuşmana sebep

Milli demek Milletimize ait demektir bu şuur olmayınca tabikii övünmek de yerinmekte sana saçma geliyor
Yazıkki Milli Şuurdan uzak nesiller yetişiyor
Milli Şuurun olmadıktan sonra Kemalist olsan ne olur olmasan ne olur

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
 
şimdi kim boş konuşuyor,türkçülükle milliyetçiliğin ne alakası varmış birlikte görelim

Cumhuriyet Halk Partisi Programı

13/14 mayıs 1931

Millet:dil,kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların teşkil ettiği bir siyasi ve toplumsal topluluktur.(gördüğün gibi ırk ayrımı yapılmamış,senin gibi kemalizmi bilmeden yorum yapan adamlar yüzünden sağda solda atatürkün adını faşiste çıkartıyorlar sizin bilgi kirliliğinizi düzeltmek de bize kalıyor)
Milliyetçilik:fırka,ilerleme ve gelişme yolunda ve milletlerarası temas ve münasebetlerde bütün muasır milletlere paralel ve onlarla bir ahenkte yürümekle beraber Türk toplumunun özel karakterini ve başlı başına bağımsız hüviyetini korumayı esas sayar.(görüldüğü gibi türkçülükle alakası yok bu maddenin de)
Ulus:dil,kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı yurddaşlardan meydana gelen siyasal ve sosyal bir bütündür.(benim yazdığım da zaten buydu bizzat eski chp programından alıntı yapmışdım ve sen buna boş konuşmak dedin demek ki sen cumhuriyeti kuran çekirdek kadrodan daha bilgiliymişsin bravo sana)

tekrar söylüyorum ben türküm ama hiç bir zaman çıkıp da bu yüzden üstünlük taslamaya kalkmam kimseye yukarıdaki maddelerin kapsadığı her vatandaşımız da hangi ırkdan olursa olsun kardeşimdir,eğer bu dünyada üstün ırk diye birşey varsa şuna eminim ki o ırk da türk ırkı değildir kimse kusura bakmasın dost acı söyler,ama artık ırkıyla övünen insanlara her yerde gülüyorlar siz siz olsun insanları rengine,ırkına göre ayırmayın.
 
seviyeyi düşürmeyin konuyla alakalı tartısın devam edersenız konu kapanır küfürlü mesajlar silinmiş edenler cezalandırılmıstır
 
Sol görüşlüyüm ama helal olsun çok güzel yazıları var Nihal Atsız ın ...
 
ben bıktım artık bu gibi başlıklara cevap yazmaktan. Ama şunuda gördüm bizim millette var bu bi şeyi savundukmu vazgeçmek nedir bilmiyoruz savunduğumuz yanlış ve uydurma bile olsa. Hatta araştırma denen şey de yok bizde. Kopyala yapıştır bi millet olduk.

Said Nursi ile ilgili öle sağdan soldan hele hele arkadaşın kendisininde dediği gibi faşist kişilerden Said Nursi hakkında bilgi alırsan böle olur tabi..

Kardeşim bi dünya site var Said Nursi ile ilgili sen gitmişsin gerçekten araştırmışsında(ben aradım bulamadım) ama olmayan uydurma bi şeyi bulmuş koymuşsun buraya(inanmak istediğini). Said Nursinin eserleri bile internette ücretsiz okunabiliyor hiç olmadı bi tarihçe-i Hayat adlı eserini okusaydın madem o kadr araştırmacısın.

Lafın kısası bırakın bu işleri bu ülkeye en çok hizmet edenlerden biridir Said Nursi hatta o kadar ki engin bilgilerinden faydalanmak için kendisini Ankara'ya bile çağrılmış Mustafa Kemal.
 
arkadaşım bence bilgin olmadan sadece başkasının fikri ile yola çıkmışsın bence son derece yanlış, filmlerdede vardır ya hiç tahmin bile etmediğin kişi doğru kişidir. bence sen biraz daha düşün, türkler için çalışmış biri sence kürt milliyetçisi olabilirmi.
 
1- Nihal Atsız boş bir adam değildir, ama iddiası boştur.

2- Türkçü ideali uğruna, kendi coğrafyasının insanını ittihatçılarda ve Adaullah Cevdet türü aydın(!) larda görüldüğü üzre özümsemekten, anlayabilmekten; bu muazzam asırları aşan kültürü şefkatle sahiplenebilmekten uzak kalmıştır.

3- Yargılandıgı esnada yanı başında bulunan arkadasları ile ayrılmalar yaşamış, kimileri siyasete sağ cenahtan atılmıştır. Bu dahi Turan fikrinin yürütülmesinin imkansızlıgına işarettir.

4- Akrabalıgıda olan Osman Turan, yahut Nurettin Topçu, Erol gÜNGÖR türü düşün insanlarının Türklüğe araştırmaları ve tezleri Nihal Atsızdan çok daha fazla katkısı vardır.

5- Bugün Türki ülkelerle dostlugumuzu saglamanın yolu, tam olaraka ne oldugu anlaşılmayan, Ergenekondan henüz çıkamamış, kahramanvari söylemler kurmak değil.. onlarla ticari anlaşmalar yapmak, enerji alışverişi yapmak, ögrenci götürüp getirmek, eğitim köprüsü kurmak, batıya karşı Türklük özelinde değil, ama bunu da önemli bir müşterek olarak gördükten sonra yekvücut bir duruş sergilemektir.

6- Osmanlıcılık, İslamcılık, Turancılık, Türkçülük, Kürtçülük, Sosyalizm bir dönem kitleleri etkilemiş ama sonrasında geliştirilebilir bir söylem tesis etmediğinden, özelliklede bu cografya ile kodları uyuşmadıgından tarihin sayfalarına karışmıştır. İslamcılık dahi böyledir.

7- okumadıgımızda, bunu bir alışkanlık haline getirmedigimizde slogandan ve taklitten öteye geçemeyen atışmalar yapılması dogaldır.

8- Atsız a hayran olanların, ömrü boyunca 100 ü aşkın kitap ve makale telif eden bir ideologu anlaması için, günlük en az 50 sayfa okuması gerekir. bunu sonrasında çapraz okuma haline çevirmelidir, aksi halde taklidi atışmalar, ön yargılarla bezeli tavır almalar görülür.

9- Yağmur atsız ın anıları okunmalıdır. kimileri için şaşırtıcı olabilir.

10- teşekkürler
 
meşrutiyet ilan edilmiş ve yurtsever aydınlar devleti battığı batakdan kurtarmak için çabalara girişmişlerdi.fakat 31 mart 1909 da ingiliz emperyalistlerinin el altından desteklediği yobazlar "şeriat isteriz,yaşasın padişahımız"sesleriyle ayaklandılar ve ellerine geçen subayları ve mekteplileri öldürmeye başladılar.gericilerin başındavolkan gazetesinin sahibi derviş vahdeti ve nurculuğun kurucusu olan o günkü adı ile saidi kürdi vardı,gericiler o günlerde de bugünkü taktiklerini kullanıyorlardı.çıkardıkları dergiler ve fısıltı gaztesi ile cahil halkı kandırıp sokağa döküyorlardı.

Bilindiği gibi, 31 Mart Vakası, Nakşilerin ve değişik kesimlerden yobazların destek verdiği bir "Gerici İsyanı" olarak tarihe geçmiştir. 31 Mart Vakası'nın gerici kahramanı(!) Derviş Vahdeti, Nakşibendi tarikatından idi. Derviş'in çıkardığı "Volkan" gazetesine Saidi Nursi(kürdi) de yazıyordu. 1924'te hilafet kaldırılınca, İngilizlerin organize ettikleri Şeyh Sait isyanı başladı(1925). Bu olayda Nakşiler, doğuda birçok Türkmen-Alevi köyüne baskın yapmış, yakıp yıkmıştır. 1930'da Menemen'de ayaklanan yobazlar da öğretmen-yedek subay Kubilay'ı şehit ederek başını kesip sokaklarda dolaştırdılar. Bu isyanın başındaki Derviş Mehmet de Nakşibendi tarikatındandı.



31 Martçı Saidi Nursi(kürdi), 1925'te Şeyh Sait isyanıyla mahkum olmuştu. Saidi Kürdi, Nakşiliğe dayanan Nurculuğu yaymaya çalışan bir laiklik ve cumhuriyet düşmanıydı. Aslında hareketin özünde Türk düşmanlığı yatmaktaydı.



İşte Saidi Kürdi’nin takipçisi Fethullah Gülen de bu ekolün devamcısıdır. Derviş Vahdeti ve Saidi Nursi(Kürdi)’nin üstlendiği misyonu(!), günümüzde AKP ve Nur cemaati üstlenmiş görünüyor...



Önüne böylesine büyük(!) bir hedef koyan ve amaç edinen Fethullah Gülen, 1957 yılında Erzurum'da talebelik yıllarında Bediüzzaman(!) Saidi Nursi'nin adamı Muzaffer Arslan'ın sohbetlerinde Risale-i Nurları tanır ve bir daha da bu sohbetlere katılmaktan geri kalmaz!.. F.Gülen, daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarında çeşitli görevlerde bulunur... M.Şevket Eygi, gibi kişilerle aynı kulvarda, dini alet ederek siyasi mücadele verir!..



11.03.1966'da Kırklareli'nden İzmir merkez vaizliğine tayin edilen Fethullah Gülen, kendi deyimi ile, izine ayrılıp “küçük bir Türkiye seyahati”ne çıkmış ve “çeşitli yerlerdeki dostlarını ziyaret etmiş”tir. Seyahati 40 gün kadar sürmüştür. Halbuki izin süresi 20 gündür!.. Bu süre içinde hocaefendi(!) neler yapmıştır?..Kendisinin bu "çeşitli yerlerdeki dostları" kimlerdir acaba?.. Ve 20 günlük resmi izin, 40 güne nasıl çıkarılmıştır?..



Nurcular ülkemizde bir asırdır örgütleniyorlar.Devleti ele geçirme sürecinde,şimdi sıra parçadan bütüne doğru gitmeye geldi!



Ve “Abant Platformu”



Gayet açıktır ki, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi ile bölgede "ılımlı İslam" tasarımında Türkiye'nin "aktör" olmasını en iyi sağlayacak insan(!) Fethullah hocadır!.. ABD'nin planlarına göre; "Ilımlı islam" tasarımı, BOP'un marş motoru ve Fethullah Gülen de bu motorun anahtarıdır!



Washington'da düzenlenen Abant Platformunda Nakşiler, Nurcular ve Süleymancılar tarafından, M.Kemal ATATÜRK'ün kurduğu laik cumhuriyet tartışılmış(!) ve BOP çerçevesinde Afganistan'ın, Irak'ın, Mısır'ın, Özbekistan'ın, Azerbaycan'ın vb. ülkelerin örnek alacağı "din eksenli" cumhuriyete geçiş yolları aranmıştır! Yani onlara göre sorun, "laik Cumhuriyet"tir!.. Çünkü "Abant Grubu" denilen misyonun amacı da; "ABD'nin bölgedeki emperyalist çıkarlarına ideolojik bir destek sağlamak"la ilgilidir!



ABD'nin ve F.Gülen Hocaefendisinin kuklası olan Başbakan R.T.Erdoğan ise, ABD hakimiyetindeki Yeni Dünya Düzeni'nin "Büyük Ortadoğu Jandarma Komutanı" olmaya taliptir!



Türkiye, 24 Ocak 1980 kararları ile Liberalizme geçerken, 12 Eylül darbesi ile sistem buna uygunlaştırılır, 1990 yılından itibaren de "küresel"leşir, ABD destekli Gülen okulları ile de (sözde) "Türk Emperyalizmi" görüntüsü yaratılmaya çalışılır... İşte bu aldatmaca neticesinde bugün hala bazıları,"yahu ne istiyorsunuz bu hocaefendiden? Adam bizim misyonerliğimizi yapıyor,dünyanın her yerinde Türk(!) okulları açıyor" gibi bir safdillik, daha doğrusu gafillik içerisindeler...



"Çağdaş Roma İmparatorluğu" denilen ABD, BOP'u müslüman coğrafyasında hayata geçirmeye çalışırken, F.Gülen ve ekibinin himaye görmesi bir rastlantı değildir. F.Gülen ve cemaati yıllardır ABD tarafından desteklenmekte ve kullanılmaktadır. Bugün F.Gülen ABD'deki çiftliğinde(cemaate ABD tarafından tahsis edilmiştir), FBI'ın korumasında yaşamakta ve cemaatini yönetmektedir!



Büyük Ortadoğu Projesi(BOP):



Büyük Ortadoğu Projesi(BOP); ABD'nin batıda Fas, doğuda Moğolistan, kuzeyde Çeçenistan, güneyde Yemen'i içine alan geniş bir "islam coğrafyası" tasarısıdır. BOP'un üç boyutu vardır: Birincisi ekonomik olanıdır ki, G-7 ülkeleri içinde tartışılıyor. İkincisi siyasi boyutudur ki,ABD ve AB ülkeleri arasında tartışılıyor. Üçüncüsü ise askeri olanıdır ve bu da NATO Konseyi'nde ve komuta merkezinde tartışılmaktadır.



ABD'nin ve AB'nin hakimiyet kurmak için bir harman yerine çevirdiği Kıbrıs da bu projenin taşlarından birisidir!..



---Başbakan Erdoğan, Bush ile 28 Ocak 2004'te Beyaz Saray'da yaptığı görüşmenin ardından, "Türkiye'nin, sınırları genişleyen ve demokratik değerlerin yerleştirilmesi öngören bu projeye destek verdiğini, Türkiye'nin projede anahtar rol oynayacağını" söyledi!



---ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, 1 Nisan 2004'te verdiği ropörtajda "Neden Türkiye gibi bir islam ülkesi, Türkiye'deki gibi bir demokrasi olmasın?" şeklindeki sözleriyle, Türkiye'yi "ılımlı islam"ın modeli olarak gördüklerini ifade etti!



ABD ve AB Emperyalizmi, sömürüsünü idame ettirmek amacı ile, “dünyada birlik ve barış” amacı göstermek için, "dinlerarası diyalog ve hoşgörü" oluyormuşcasına, İbrahimi kökenli semavi dinler olan; Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık arasında uzlaşı sağlar gözükmektedir. Bu inançların dinsel simgeleri olan Davut yıldızı, kippa(bere), haç, türban(ki aslında İslamla bir alakası yoktur) gibi sembollerin istenen tarzda(kendi ülkeleri hariç) bulundukları bölgelerinde kullanımına hoşgörüyle bakılmıştır. "Davut Yıldızı-Haç-Hilal" ya da "Haç ve Gül" birlikte, emperyalizmin geleneksel birlik simgesi olarak kullanılmıştır.

Türkiye Türkleri’nin 1923'de Cumhuriyet ve Atatürk devrimleriyle başlattıkları uluslaşma süreci, bilhassa 1950'den itibaren inkitaya uğrar. O günden beri "karşı devrim" devam etmektedir. 2002 yılında AKEPE iktidarının işbaşına gelmesiyle, karşı devrim süreci hızlandırılmıştır. Bugün Türkiye, "Türk kimliği"nden ve "Cumhuriyet kimliği"nden "islami cemaat kimliği"ne çevrilmek istenmektedir!.. AKEPE Hükümeti, “Yeni Osmanlıcılık” ile Cumhuriyet sistemini karşı karşıya getirerek, İslam rejiminin rövanşını bu çatışmada almak istemektedir!

Başbakan Erdoğan'ın, laikliği "farklı inanç ve değerlere eşit mesafede olan devlet" diye tanımlamasından da anlaşılacağı üzere Erdoğan, şeriatçıların önündeki(eğitim alanında olsun,hukuk alanında olsun) engellerin kaldırılmasını istemektedir ve laikliği de bu çerçevede kullanmak istemektedir.

ABD'nin de Türkiye için istediği model; daha bireysel ve post modern, ılımlı bir İslami devlet ve laikliğin de olduğu bir sistemdir. Tabi bu laiklik, ABD'nin uygun gördüğü bir laikliktir! Tıpkı Tayyip Erdoğan’ın tanımlamasını yaptığı “laiklik” gibi…

8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Türk ekonomisini dünya tekellerine açması sayesinde "Anadolu kaplanları(!)"nın ortaya çıktığını ve şeriatçı sermayenin doğduğunu görmekteyiz. Bu yapı, "soft İslam" anlayışını da beraberinde getirmiştir. Anadolu kaplanları(!)nın ortaya çıkmasıyla, Anadolu'dan çıkan bu iş adamlarının, sadece sanayi ve ticaret alanında değil, şeriatçı faaliyetler gibi başka alanlara da finansman sağladıklarını görmekteyiz. AKEPE de "İslam, demokrasi, laiklik" konusunda, geçmişte Özal'ın(daha öncesinde de Menderes'in) açtığı yolda ilerleyerek “ABD'nin ileri karakolu olma” görevini yerine getirmektedir.

Washington'da düzenlenen Abant toplantısı da göstermiştir ki, ekonomi ve dış politikadan sonra laik cumhuriyet rejimi de ABD'de biçimlendirilmek istenmektedir!

Nurcular ve Fethullah Gülen'in Siyasi Etkisi:

F.Gülen'in "benzeme benzet" stratejisinde, geleneksel takiyyecilikten farklı olarak değişik alanlarda görev alacak nur cemaatinden bir kişi(ister kadın olsun,ister erkek), o alanda diğer çalışanlar gibi giyinip ve taktiksel olarak da onlar gibi davranmak zorundadır. Hoşgörülü ve uzlaşmacı gibi görünüp, zamana yayarak kendi görüşlerini empoze etmektedirler.

ABD, F.Gülen'in vasıtası ve AKEPE'nin kanalı ile dincileri,kürtleri ve kürtçüleri kullanmaktadır.

İslam coğrafyasında, ABD birinci dönem yayılmacılığını DP iktidarı ile yapmıştır. İkinci dönem yayılmacılığını da Özal ve onun devamında da Fethullah cemaati ve AKEPE iktidarı ile yapmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında bölgede etkin rol alan ABD, daha sonra ise "Yeni Dünya Düzeni" ile hakimiyetini kurmuştur.

AKEPE'nin 03.11.2002'de hükümet olması, sadece siyasal islamcıların değil, ABD yanlısı bir blokun da iktidar olmasıdır! 19.yy başından beri ülkemizde ajanları vasıtasıyla faaliyette bulunan ABD, şimdi ise AKEPE iktidarı ve yerel yönetimleri ile F.Gülen cemaatinin de marifet(!)iyle, Özal'ın ve daha öncesinde de Menderes'in başlattığı "liberal-muhafazakar-demokrat"lığa uygun din anlayışının reformlarını bitirmeye çalışıyor. Tabi ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni de küreselleşmeye uygun olarak yeniden biçimlendiriyor!

ABD ile içiçe olan İngiltere ve İsrail'in de destekleyicisi olduğu, Türkiye’yi "eksen ülke" yapacak olan BOP'un hedefleri; "İsrail'i korumak ve kollamak, ABD'nin bölge ülkelerini sömürmesi ve petrolleri kontrol etmesi"dir!

Sonuç:

Aslında konunun özeti yine yazımızın içinde de geçen şu satırlardadır: "Emperyalist Batı(ABD,AB,İsrail)'nın Ortadoğu, Kafkasya, Orta Asya ve Kuzey Afrika'da hegamonya kurma projesi olan BOP'un marş motoru ılımlı islam, bu motorun kontak anahtarı ise F.Gülen ve cemaatidir!"…

Kaynaklar:

1. İsmail Onarlı, “Washington’da Bir Abant Toplantısı” adlı makalesi.

2. Sina Akşin, 31 Mart Olayı, Sinan Yay.

3. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihimiz, Kara Kuv.Kom.lığı Yay.

4. Devrim ve İlkeleriyle Atatürk, Genel Kurmay Yay.

5. Abdullah Manaz, Dünyada ve Türkiye'de Siyasal İslamcılık

6. Niyazi Berkes, Türkiye'de Çağdaşlaşma, Doğu-Batı Yay
 
gene 31 mart ve gene karıştırma kardeşim o said başka said. Senin bahsettiğin şeyh said benim bahsettiğim said nursi.

Said Nursi'nin 31 mart olayı ile alakası olmamakla beraber 31 mart ayaklanmasını engellemeye çalışmıştır. Daha yaptığı bi dünya hizmet var ama sen hala başka başka kaynaklardan kapyalamaya devam ediyorsun. googleda yaz tarihçe-i Hayat diye aç oku merak etme bedave ama okursann..
 
ya kimden kaynak alıcaktım fetocu yazarlardan mı,bu kadar adam yanlış bilio sen mi doğrusunu biliosun üstelik yazıyı okursan çok sağlam bi altyapısı olduğunu görürsün,ben boşu boşuna yapıştırmam bir yazıyı buraya.
 
ya kimden kaynak alıcaktım fetocu yazarlardan mı,bu kadar adam yanlış bilio sen mi doğrusunu biliosun üstelik yazıyı okursan çok sağlam bi altyapısı olduğunu görürsün,ben boşu boşuna yapıştırmam bir yazıyı buraya.


Bende boşu boşuna savunmam bir insanı bu kadar. Piyasada okadar eseri satılıyor said nursinin aç birini oku diyorum sana(internettede bulabilirsin bedava). Bak bakalım hangi sayfasında kürtçülük yapıyor, hangi sayfasında vatan hainliği yapıyor. Okudun mu göreceksin ki said nursi kürtlerden çok türklere hizmet etmiş ve hala eserleriyle etmekte.

Bu arada kusura bakma arkadaşım ama senin o sağlam dediğin kaynaklar yazdıysa bütün bunları sen bu zamana kadar hep uydurma yazılar okumuşsun
 
Bulunmadım BULUNMAMDA....Asıl Misyonunu Söylede Gülmekten Yerlere Yatalım Hep Beraber :D

içlernde bulunmadadan nasıl oluyorda hepsini vatan hainliği gibi büyük bir suçla suçluyorsun müslüman olarak nasıl iftirada bulunuyorsun?ve misyonu ne vatan hainliği neden atatürk düşmanlığı misyonları islam ve türkiye sonrasındada dünya...ama bunu anlamaya gücünüz yetermi bilemem...
 
içlernde bulunmadadan nasıl oluyorda hepsini vatan hainliği gibi büyük bir suçla suçluyorsun müslüman olarak nasıl iftirada bulunuyorsun?ve misyonu ne vatan hainliği neden atatürk düşmanlığı misyonları islam ve türkiye sonrasındada dünya...ama bunu anlamaya gücünüz yetermi bilemem...

İçlerinde Bulunarak T.C İhanet Etmem....Misyon Zaten Vatan Hainliği Yada Atatürk Düşmanlığı Olamaz...Vatan Hainliği Ve Atatürk Düşmanlığı Kişinin Karakteridir...Misyonsa T.C Din Üzerine Kurulu Bir Devlet Yapmaktır....Anlamaya Gücümüz Yetmez Ama Anlatmaya Yeter...
 
Geri
Üst