3 haftadır zararlı su içirmiş!

Elasis

New member
Adamın başarasını kıskanan zihniyet her zaman ki hazımsızlık kıskançlık.Kaç dönemdir belediye başkanı oluyor Ankarada. Adam kmlerce uzaklıktan su getirdi. Ankaranın su problemini çözmek amacında bu na bile taş koyorlar. Zamanın da İstanbul da Chp li Nurettin Sözen döneminde merkez de oturuyorduk camilerin kuyularından banyo yapmak için su taşıyorduk, ellerimiz kopuyordu.Fakat su faturaları çok gelmiyordu.çünkü sular akmıyordu.Birden su gelirdi o boruların pisliği yarım saatte su kahverengi akardı.Rte geldi. gelir gelmez ıstıranca dağlarından barajları su bağladı, bütün şehrin alt yapısı su borularını değiştirdi. Ama insanoğlu nankördür.
 

sedapinar

New member
Kızılırmak suyundaki korkunç gerçek
Tıp Kurumu’nun hazırladığı raporda, ASKİ’nin resmi analizleri ışığında değerlendirme yapıldı sonuç korkutucu.

Tıp Kurumu, hazırladığı “Kızılırmak Suyu Raporu” ile suyun içindeki zehirli kimyasal maddeler olan “arsenik ve kadmiyum”a dikkat çekti. Kızılırmak suyunun ham halinde 12.1 mikrogram/litre olan arsenik miktarının, İvedik Arıtma Tesisi’nden çıkışında 1 mikrogramın altında gösterildiği ancak geleneksel arıtma yöntemleriyle miktarın bu kadar düşürülemeyeceği vurgulandı.


Ankara’ya verilen Kızılırmak suyundaki arsenik miktarının, kanser riski taşıdığı, Tıp Kurumu’nun raporuyla da ortaya kondu. Suda, en düşük düzey olan, 0.5 mikrogram/litre arsenik bulunmasının bile 100 bin kişi için 10 binde bir kanser riski oluşturduğuna dikkat çekildi. Kızılırmak suyunun ham halinde 12.1 mikrogram/litre olan arsenik miktarının, İvedik Arıtma Tesisi’nden çıkışında 1 mikrogramın altında gösterildiği ancak geleneksel arıtma yöntemleriyle miktarın bu kadar düşürülemeyeceği vurgulandı.


Tıp Kurumu, hazırladığı “Kızılırmak Suyu Raporu” ile başkentte yaklaşık bir aydır kullanılan Kızılırmak suyunun içindeki zehirli kimyasal maddeler olan “arsenik ve kadmiyum”a dikkat çekti. Tıp Kurumu Başkanı Mehmet Altınok ile Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer’in imzasını taşıyan raporda, şu dikkat çekici tespitlere yer verildi:

• Su kalitesi ne kadar kötü olursa olsun, klorlama gibi basit dezenfeksiyon işlemleriyle sudaki patojen organizmalar yok edilebilir ve bu suyu kullananlarda ishal vakaları görülmez. Ama kullananlarda ishal görülmemesi, içme suyunun sağlık yönünden sorunsuz olduğunu göstermez. İçme suyu kalitesinde insan sağlığı için esas önemli olan, basit arıtma işlemleri ile kolaylıkla bertaraf edilemeyen toksik etkili kimyasal kirliliklerdir. Bu kimyasal kirliliklerin etkisi, 15-20 yıl sonra, başta kanser olmak üzere çeşitli kronik hastalıkların artmasıyla ortaya çıkar.

‘1 mikrogram mümkün değil’


• Kızılırmak suyunun Ankara’ya verilmesinden 6 gün sonra, 13 Mayıs 2008 tarihli ASKİ raporunda, ham ve arıtılmış su numunesindeki değerlere yer veriliyor. Buna göre, arıtılmamış su örneğindeki arsenik miktarı 12.1 mikrogram/litre. İvedik’te arıtıldıktan sonra ise arsenik değeri 1 mikrogramın altında gösteriliyor. Geleneksel arıtma yöntemleriyle, arsenik miktarının bu kadar düşük düzeylere nasıl çekildiğinin açıklanması gerekiyor. Bilimsel literatür ışığında, ASKİ’nin geleneksel arıtmasının ham sudaki arsenik düzeyini 1 mikrogram/litreye indirmesi mümkün değil.

• Dünyada, başta kanserojen etkisi olmak üzere, insan sağlığına zararlı etkileri nedeniyle içme suyunda en fazla sorun oluşturan toksik maddelerin başında arsenik geliyor. Arsenik, Dünya Sağlık Örgütü tarafından içme sularındaki en tehlikeli kimyasal kirlilik olarak kabul ediliyor. İçme suyunda yüksek oranlarda arsenik bulunması; “mesane, akciğer, cilt, böbrek ve karaciğer kanseri”ne yol açabiliyor. Ayrıca sinir sisteminde, kalpte hasara neden olabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü, TSE ve Sağlık Bakanlığı İnsani Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliği’ne göre, 1 litre içme suyunda izin verilen en fazla arsenik değeri 10 mikrogram. Ancak içme suyunda 0.5 oranında arsenik bulunması bile her 100 bin nüfus için 10 binde bir, 1 mikrogram arsenik bulunması ise 5 binde bir kanser yapma riski taşıyor. Sudaki arsenik arttıkça, kansere yol açma riski de artarken ihtimal yüzde 1’e kadar çıkıyor. Ankara içme sularında litrede 10 mikrogram arsenik olduğu takdirde, Ankara’nın nüfusunun 4 milyon 140 bin olduğundan hareketle, yaşamları boyunca Ankaralılardan yaklaşık 250 kadın ve 490 erkekte mesane kanseri; 380 kadında ve 300 erkekte de akciğer kanseri gelişecek. Bu içme suyundaki arseniğe bağlı olarak, 1420 yeni mesane ve akciğer kanseri vakası anlamına gelecek.

‘Kadmiyum ölçümü yok’

• Kadmiyum, arsenikle birlikte, sudaki en zehirli kimyasal olarak kabul ediliyor. Ancak ASKİ Kızılırmak Suyu Analizi’nde, kadmiyum ölçümüne ait değerler yok. Kızılırmak’ın kadmiyum açısından da kirli olduğu daha önce raporlandığına göre, bu analizin artık yayımlanmaması şüphe çekiyor.

• Kızılırmak Nehri, 1150 kilometrelik güzergâhı boyunca tarımsal ilaçlarla da etkileşim içinde oluyor. Tarımsal ilaç kökenli toksinlere ait analiz neden yapılmıyor?

• Kızılırmak güzergâhında, Kayseri dışındaki illerde atık su arıtma tesisleri yok. Kanalizasyon suları da Kızılırmak’a karışıyor.

‘Yanlış bilgilendiriyor’

İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan ise “Şu an itibarıyla kente verilen Kızılırmak suyu, normal karışımın 5 kat altında olduğundan, yapılan testlerde su değeri sağlık sınırları içinde görünmektedir. Oysaki Kızılırmak projesi ile kente verilmesi planlanan su miktarı 750 bin metreküptür. Ancak Gökçek, 21 gündür Ankara’ya Kızılırmak suyundan en fazla 150 bin metreküp su vermektedir. Geri kalanı ise Çamlıdere ve Kurtboğazı barajlarından karşılanıyor. Gökçek, ‘Kızılırmak suyu şehre veriliyor ve hiçbir hastalık görülmüyor’ diyerek halkı yanlış bilgilendiriyor. Karışım miktarının azlığı, yapılan testlerde su değerini sağlık sınırları içinde gösteriyor’’ dedi. Ersan, diğer barajların seviyeleri düşeceğinden ilerleyen günlerde Kızılırmak suyunun 5 kat daha fazla verileceğine işaret etti.

http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Kizilirmak_suyundaki_korkunc_gercek_182212_1&Newsid=182212
 

ISHYnum846

New member
Ingilizce'de bir terim vardir "ignorant"
diye. Turkce'ye cahil olarak cevrilir ama tam karsiligi aslinda gercekleri gorup
de inkar edenler demektir. Bu konuda yetkili olan kurumlarin gorusleri, ve raporlari
hice sayiliyor, kontor hesabi yapip sonra Turkcellin faturasina da inanmayanlar gibi
yorumlar uzerine insanlari korkutma hesabina giriliyor.

Ham su acisindan kimsenin burada kalkip tartisma yaptigi yok. Ilk basta,
Gokcek bize ham su iciriyor bu zararli deniyordu. Sonra yok bu ham su
artilmis, karistirilmis ama buna guvenmiyoruz deniliyor. Iste sana "ignorant."
Insana ne kadar veri sunarsan sun ama hic bir zaman tatmin olamayacaktir
cunku gorduklerine degil inanmak istediklerine inanacaklardir.

Temcit pilavi gibi one surulen DSI raporunu bile sadece tarafli olarak cekilmis
cumleleri okuyan insanlar ayni raporu okusalardi agir metaller yonunden, pH, renk
ve bulaniklik yonunden 1. sinif oldugunu gorecektiler. Sulfat orani 330 gibi rakamlarda
iken cigirtkanlik yapanlar Fransada 1121-1530, Italya'da 1447 sulfat oranlarini
gorunce neden yorum yapamiyorlar?

Refik Saydam Hifzisihha, DSI, ASKI, ODTU, Gazi, ITU tarafindan onay verilen ve
raporlari olan (yorumlari degil, BELGE) kurumlarin ortaya koydugu gercekler
hice sayilarak, ortami germe, Sav'in ve CHPnin cokusunu kapatma amaciyla
belli basli orgutlerin ve medyanin yaptigi aciz bir hamledir.

En son olarak Temel Saglik Hizmetlerinin yaptigi aciklamaya gore son 5 senedir
Ankara'da 640 ayri noktada haftada en az 1 kez olmak kaydiyla, son tartismali
gunlerde ise gunde 1 kez alinan orneklere gore Ankaranin suyu icilebilir.
Ayni kurum 59,000 ornek ile klor ve mikroorganizma olcumu yapmistir.

Iyi ki 3 hafta beklemiz sayin Gokcek. Bu kadar raporlar ve kanitla bu kadar
cigirtkanlik ve yaygara kopuyorsa acaba ilk gunden aciklansaydi ne denilecekti.
Baksana yetkili merciler dikkate alinmiyor ama gazete kupurleri ve
siyasi gorusu apacik belli olanin birisinin baskanligindaki bir kurumun
yorumu birinci kaynak olmus.

Bakalim daha neler okuyacagiz.
 

Junior - Kacan

Forumun Küçük Kaçanı
tobe tobe boylelerını dovesın gelır
 

ylcaks

New member
Melih gökçek öyle uyanık birisiki o suyun içilme raporunu almadan halka sunmaz bence.
 

Nathanael

New member
olayın ishalle falan alakası yok , kızılırmak suyu ishal yapmıyor

ANCAK

KIZILIRMAK SUYUNDA COK AGIR METALLER OLDUGU İÇİN UZUN VADEDE COK BÜYÜK "KANSER" RİSKİ VAR.
 

AntidepresaN

New member
ODTÜ, Gökçek’i yalanladı: Kızılırmak zehirli

Belediyenin Kızılırmak suyu için ODTÜ’nün adını kullanarak halkı kandırdığını açıklayan Rektör Akbulut, “O rapor bize ait değil. Bizim analizlerimize göre Kızılırmak’ta tehlikeli oranda arsenik var” dedi.

ANKARA - Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, zararlı olduğunu gösteren raporlara rağmen, geçen hafta, haber vermeden 21 gündür Kızılırmak suyunu şehir şebekesine verdiğini “kimse ishal olmadı” diyerek açıklamasının ardından, olay bugün vahim bir noktaya ulaştı. Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ), Kızılırmak suyunun “temiz” olduğu iddiasına, ODTÜ’ye yaptırılan analiz raporlarını kanıt gösterdi. Ancak ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, söz konusu raporun ODTÜ’ye ait olmadığını, ODTÜ’nün yaptığı analizlere göre Kızılırmak suyunda limitin iki katı fazla arsenik olduğunu bildirdi; “İspat etmezlerse, halkı aldatmaktan, hem de bizim adımızı halkı aldatmaktan yasal işlem yapacağız” dedi.

Kaynak
 

AntidepresaN

New member
.aybüke. burda bir yalan ve insanların kobay olarak kullanılması tartışılıyor.Şükredince musluktan temiz su gelmez.Sen aklın yerine oy uğruna hareket edip havzalara.vs ev yaptırsan susuz kalırsın sonrada temizliği tartışmalı yerlerden su getirirsin.
 

.aybuke.

New member
.aybüke. burda bir yalan ve insanların kobay olarak kullanılması tartışılıyor.Şükredince musluktan temiz su gelmez.Sen aklın yerine oy uğruna hareket edip havzalara.vs ev yaptırsan susuz kalırsın sonrada temizliği tartışmalı yerlerden su getirirsin.
gelir öyle bir gelir ki biraz denilse Allah'ım bşkanımıza akıl fikir ver diye dua edilebilir. nolur sonra irtica hortlar dimi.
 

AntidepresaN

New member
''Allah'ım melih gökçeğe akıl fikir ver'' diye dua etmek ayrıdır.''şükredin temiz su gelir'' demek ayrıdır.
 

sedapinar

New member
Melih Gökçek'e ağır suçlama


ODTÜ: "Belediye bizden hiçbir zaman su tahlili istemedi. Dava açacağız."


--------------------------------------------------------------------------------

ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, ''Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin hiçbir zaman ODTÜ'den su analizi istemediğini'' ifade ederek, ''Bize ispat etmeleri gerekir. Etmedikleri takdirde halkı aldatmaktan, hem de bizim adımıza aldatmaktan dolayı yasal işlem başlatmak zorundayız'' dedi.Kimya Mühendisleri Odasının, ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü'ne Kızılırmak suyunun tahlilini yaptırdığını belirten ASKİ Genel Müdürü Kamil Kılıç da ODTÜ'nün kurum olarak yasal bir girişimde bulunması halinde kendilerinin de gereğini yapacaklarını bildirdi.

Akbulut, yaptığı açıklamada, ASKİ'nin ''ODTÜ'den alındığı iddia edilen su analiz raporları'' yayımlandığını belirterek, ODTÜ'nün böyle bir rapor hazırlamadığını bildirdi. Akbulut, şöyle konuştu:

''Bize ispat etmeleri gerekir. Etmedikleri takdirde halkı aldatmaktan, hem de bizim adımıza aldatmaktan dolayı yasal işlem başlatmak zorundayız. Kendilerine de bunu yazıyla bildirdim. 'Bu raporu bize iletin, bizim böyle bir raporumuz yok, aksi takdirde hakkınızda yasal işlem yapacağız ve suç duyurusunda bulunacağız' dedim.''

''Belediye, hiçbir zaman ODTÜ olarak bizden su analizi istemedi'' diyen Akbulut, şu görüşleri dile getirdi:

''Başka kurumlar bize su getirmiş olabilir. Fakat o suyun Kızılırmak'tan gelip gelmediği bizi ilgilendirmez. Biz, getirilen şişedeki suyun analizini yapmış oluruz. Bu da onun Kızılırmak suyu olduğu anlamında değildir. Analizi yapan kurum, numuneyi kendisi almak zorundadır.''

Kendilerinin yaptığı analizlerdeki değerlerle söz konusu analiz raporundaki değerlerin de birbirini tutmadığını kaydeden Akbulut, ''Limitin iki katı arsenik varken o rapor limitin onda biri olarak gösteriyor, '0.1 arsenik var' diyor. Halbuki bu gerçek dışı. Bizim cuma günü yaptırdığımız analize göre limitin iki katı arsenik var'' diye konuştu.

Bir soru üzerine, şehir suyunda arsenik olmadığını vurgulayan Akbulut, ''Şehir suyunda arsenik yok ama Kızılırmak'ta tehlikeli oranda, limitin iki katı arsenik var. Şu ana kadar Ankara'nın suyuna arsenik ulaşmamış. Cuma günü barajdan üç ayrı yerden analiz yaptık, üçünde de limitin iki katı arsenik var'' diye yanıtladı.
11 Haziran 2008 14:07

http://www.etikhaber.com/content/view/56761/50/
 

HTML

Üst