AKP Vaadedilmiş Toprakları İsrail'e Devretmeye Başlıyor!

AntidepresaN

New member
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
1,584
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
AtaTürkçü Düşünce Sistemi..
AKP Vaadedilmiş Toprakları İsrail'e Devretmeye Başlıyor!

Anlatacağım hikâye, masal ya da ütopya değil.Yürürlükte olan bir projedir.

Bizi uyaran da dün sabah telefonda konuştuğum sevgili Vural Savaş'tır.

Hadise şudur:

Türkiye 1950'lerde sınırda kaçakçılığı önlemek için güneydoğu hudut boyuna mayın döşedi.
780 kilometre uzunluğu ve 300 ile 1000 metre genişliğinde olan bir alanda toplam 508 bin dekarlık bir alan mayınlanıyor.

Aradan geçen süre içinde bu mayınlamaya ihtiyaç kalmıyor ve 1992'de hükümet bir karar alarak bunların temizlenmesi görevini Genelkurmay Başkanlığı'na veriyor.

Genelkurmay'a verilen bu iş bazı bürokratik engeller sebebi ile aksıyor ve ardından iş icra safhasına gelmişken AKP iktidar oluyor.

Tayyip Erdoğan önce frene basıyor ve ardından 2005'te çıkardığı şu kararname ile milletin karşısına şöyle çıkıyor:
- Bu arazileri özel sektöre temizletip tarıma açacağız. Kim temizlerse araziyi o kullanacak. İhaleyi de maliye bakanlığımız yürütecek.

Teklif, perde gerisi bağlamında dehşet, zira mayınlı araziyi sen, ben, o, yani Türkiye'de herhangi birinin temizleyebilmesi eşyanın tabiatı gereği mümkün değil. Türkiye'de bunu yapabilecek tek kurum Genelkurmay, ki AKP onu devre dışına çıkarıyor ve güya masum bir kılıf ile bu şekilde araziyi birilerine peşkeş çekmek istiyor!
Devam edelim:

AKP'nin bu emrivakisine Türk yargısı yani Danıştay 16 Nisan 2007 gün ve 2007-3295 sayılı karar ile dur diyor, yani hükümet kararnamesinin yürürlüğünü, devlet ihale yasası ile kamu yararına gerekçeleri ile durduruyor.

Bağımsız ve milli yargımız sayesinde derin bir ohh çekerken AKP pes etmiyor.

AKP yeni bir kanun hazırlayarak Danıştay'ı etkisiz kılmak istiyor.

İşte hazırlanan yasa tasarısındaki konuya ait hüküm:

"Mayından temizlenecek arazi tarımda kullanılmak üzere yükleniciye bırakılacaktır. Mayın Temizleme İhalesi ile Danışmanlık Hizmetleri, Devlet İhale Yasası ile Kamu İhale Yasası'na tabi olmaksızın Maliye Bakanlığı tarafından yürütülecek."

Evet, tablo ayniyle budur sevgili okurlar.

AKP belli ki bu arazileri büyük bir pazarlığın karşılığı olarak birilerine vermeyi taahhüt etmiştir ki, bunun Türkler olamayacağı teknik yetersizlik anlamında kesindir.

Pardon, olayı ambalajlamak için belki şekli olarak bir Türk vitrinde olabilir ama gerçek adres İsraillilere satış gibi görünüyor.

İsrail için o toprak niye mi önemli:

1) O bölgenin vaadedilmiş topraklar olması.
2) K. Irak'la Türkiye arasında tampon olması.

Evet, hadisenin yorumunu size bırakıyoruz efendim.

Sabahattin Önkibar
 
Ben direk bu konuyu yazan adama konuşcam. Bu adam zamanında TGRT de tartışma programı yapardı. TGRT de o zaman Tansu Çillere yakınlığı ile bilinirdi. Enver Örenler fala hepsi Tansu Çillerle yok olup gitti. O zamanlar hükümet yalakalığı yapan Selahattin Ökibar şimdi milleyçi olmuş peh.. Patronları böyle istemiş.
 
Elais yazarın yazılarını takip etmediğinden bu yorumu yapmanı doğal karşılıyorum.Yazarın daha önceki yazılarını okusaydın Enver Ören dende bahsettiğini Çiller den de bahsettiğini TGRT de program yaptığını yazılarında saklamadığını görürdün.

Böyle önemli bir konuda ortada Danıştayın kararı varken ikinci bir emri vaki ile danıştayın neden etkisizleştirildiğini sorgulamak gerekmiyor mu?Ya da bu emri vakiyi sorgulamadan direk danıştayın durdurma kararı gerçekleşmeden neden böyle bir yasa çıkarmaya gerek duydular bunu sorgulayın.Mümkünse .
 
Elais yazarın yazılarını takip etmediğinden bu yorumu yapmanı doğal karşılıyorum.Yazarın daha önceki yazılarını okusaydın Enver Ören dende bahsettiğini Çiller den de bahsettiğini TGRT de program yaptığını yazılarında saklamadığını görürdün.

Böyle önemli bir konuda ortada Danıştayın kararı varken ikinci bir emri vaki ile danıştayın neden etkisizleştirildiğini sorgulamak gerekmiyor mu?Ya da bu emri vakiyi sorgulamadan direk danıştayın durdurma kararı gerçekleşmeden neden böyle bir yasa çıkarmaya gerek duydular bunu sorgulayın.Mümkünse .

Yazar ütopya değil demiş ama malesesef ütopya. Vadedilmiş toprakları alması için ele gecirmesi için Suriye yi Irağı geçmesi lazım.Ve İran gibi ülke duruken bunu yapması demek Rusya ve Çin destekli dünya savaşı demek. Bu yazı iktidara karşı herzaman ki aslı astararsız iddalar. Yargının Danıştayın hükümete karşı duruşu zaten belli. Kafa karıştırmaktan başka bişey değil.
Yazarın yazıları ya da diğer gazeterin yazarları sağ olsun sol olsun. Onlar hep bir çizgide insanları yönlediriler. Yazarlar genelde bağlı bulundukları grubun durumuna göre yazarlar. Selahhatin Önkibar da bu sivri çıkışları ile ileride Doğan Grubuna dahil olabilir Tıpkı Ahmet Hakan gib. Paranın kazancın olduğu yerde Vatan aşkı Vatan sevgisi beklenemez.
 
Genelkurmay neden devredışı bırakılıyor ?Mayın temizlendiği takdirde tarım arazisi temizleyenin oluyor bunda nasıl bir mantık olabilir?Bu peşkeş değil midir?AKP yi gözünüzde beyninizde öyle bir noktaya getirmişiniz ki eleştiremiyorsunuz.Size göre özelleştirmelerin hepsi normal, toprak satışlarının hepsi normal, vakıflar yasası(bunu çıkaranın müslümanlığından şüphe ederim, zaten müslümanlıklarıda ortada) faciası normal.Neden?Çünkü akp yaptı ise doğru yapmıştır.Ama bizim kaygılarımız ütopya ve boş.

"Körlerin ülkesinde tek gözlü insan kral olur. " ERASMUS
 
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, “Kuzey Irak’ta kurulacak Kürt Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasına kurulacak İsrail tampon bölgesi gözden kaçırılmaya; başka deyişle, ülkemize yapılan en büyük ihanetlerden biri, ” cambaza bak “ yöntemiyle kamufle edilmeye çalışılıyor” dedi. Savaş, Sözcü gazetesinde yazdığı köşe yazısında şöyle dedi: “Devletimiz, kaçakçılığı önlemek için, 1950’lerin ikinci yarısından itibaren, Güneydoğu’da hudutlarımız boyunca; 780 kilometre uzunluğunda, 300 metre ile bir kilometre arasında değişen genişlikte, tam 508 bin dekar araziye, 615 bin 419 mayın döşemiş. 1992 yılında alınan bir kararla, mayınları temizleme görevi, Genelkurmay Başkanlığımıza veriliyor. Recep Tayyip Erdoğan, ’Güneydoğu Acil Eylem Planı’nı açıklarken, ’Mayınlı arazilerin temizleneceğini ve buranın tarıma açılacağını’söylüyor. Şimdiye kadar olan tüm gelişmeler ise iddialarımızın doğruluğunu açıklığa kavuşturuyor.”

Danıştay kararını etkisiz kılma
Vural Savaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “2005 yılında, AKP hükümeti bir kararname çıkararak, ’Bu bölgede mayını temizleyen firmaya, arazinin kullanım yetkisi’verileceğini, ’İhaleyi Maliye Bakanı’nın yürüteceğini’hükme bağlamıştır. Yapılan başvuru üzerine Danıştay, 16 Nisan 2007 gün ve 2007/3295 sayılı kararıyla ve ” Maliye bir firmaya görev verebilir, ancak araziyi temizleyen firma ile kullanacak firmanın aynı olması Devlet İhale Yasası’na ve kamu yararına aykırıdır’gerekçesiyle, söz konusu yürürlüğü durduruyor. AKP Hükümeti, yeni bir yasa çıkararak, Danıştay kararını etkisiz kılma çabasında... Hazırlanan yasa tasarısında şu hükümler var: Mayından temizlenecek arazi, tarımsal faaliyette kullanılmak üzere yükleniciye bırakılacaktır. Mayın temizleme ihalesi ve Danışmanlık hizmetleri, Devlet İhale Yasası ile Kamu İhale Yasası’na tabi olmaksızın Maliye Bakanı tarafından yürütülür.

AKP, hukuku umursamıyor
Bu konuda Yalçın Doğan, şu yorumu yapıyor: ’AKP, Danıştay iptalini, yani hukuku umursamıyor. Araziyi, yine mayından temizleyecek firmaya bırakıyor. Üstelik ihaleye bile çıkmadan. Kendi belirleyeceği bir firmaya, tasarıya göre 44 yıllığına. Kullanılamıyor ama o bölge organik tarıma çok elverişli. Şimdi ihaleye çıkmadan, bir firmaya temizlet ve o firmaya ver. (Vural Savaş’ın notu: Bu firmanın İsrail’in güdümünde bir firma olacağından hiçbir kuşkunuz olmasın). AKP döneminde örnekleri zaman zaman görülen tipik uygulamalarından biri. Büyük işlerde ihaleye ya tek firma katılıyor ya ihaleye hiç çıkmıyor, iş bitiyor. Savaş, “Eğer, bu tasarı gerçekten böyle yasalaşıyor ve bu biçimde uygulanırsa, günün birinde Yüce Divan’ın önünde bir dosya daha olacak” dedi.
 
güneydoğu anadolunun ve doğu anadolunun büyük bi kısmının israiller tarafından alındığı biliniyor...

toprak satmayı seven hükümetimizde buraları yabancılara satmak için elinden geleni yapıyor..
 
Türkiye, Birleşmiş Milletler’in 2003 yılında aldığı “Kara Mayınlarının Temizlenmesi” kararına imza atmış bulunuyor. Antlaşmaya göre; Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki illere ait 506 bin dönüm arazide bulunan yaklaşık 638 bin kara mayını 10 yıl içinde temizlenmesi gerekiyor. Bakanlar Kurulu da 27 Haziran 2005’te mayınlı arazilerin temizlenmesi kararını aldı. Karar aynı zamanda arazilerin tarımsal faaliyetlerde kullanılmasının yolunu da açıldı. Bu amaçla ihale şartnamesi hazırlandı. Ancak ihale şartnamesi Resmi Gazete’de yayımlanmadı. Nedeni, kararnamenin gizli ve hizmete özel olmasıydı. İhale Şartnamesi’nde ise “İhaleyi kazananlar, temizledikleri arazilerde 49 yıl boyunca tarımsal faaliyette bulunabilecek” ibaresi yer alıyordu. Olay ilk gündeme geldiğinde, araziler, temizlendikten sonra bölgedeki çiftçilerin kullanımına verilecekti. Acaba arazilerin, çiftçilere değil de, bölgede gözü olan İsrail’in eline geçmesi mi tercih ediliyordu?

Bu kaygıyı duyanlardan Merkez Valisi Aslan Kütük; Kilis Valisi olduğu dönemde, o zamanki Mardin, Şırnak, Şanlıurfa, Gaziantep ve Hatay Valileri ile birlikte 2005 temmuz ayında Ankara’da Maliye Bakanlığı Müsteşarı başkanlığında bir toplantı yaptıklarını belirterek şu görüşleri ileri sürüyor:
“Bu toplantıda mayın temizleme işinin, yabancılara yaptırılması yönünde bir görüş hakimdi. Bense kesinlikle yabancı firmalara verilmesine karşı çıktım. Bölgenin ulusal güvenlik açısından çok önemli olduğunu, Ortadoğu’ya sıfır noktada, sıcak bölgede yabancı bir firmanın at koşturmasının tehlikeli olduğunu belirttim. Bana destek çıkan olmadı. Yabancı firmalar, 638 bin mayını temizlemek için önce 875 milyon dolar istemişler. Sonra bu fiyatı, 300 milyon dolara kadar düşürmüşler. Halbuki, yaptığımız araştırma sonucu benim bölgemdeki 178 bin kara mayınını temizleme maliyeti, 35 milyon doları geçmiyordu… Kendi hazırladığım bir projeyi, Bakanlar Kurulu ve Başbakan’a sunulmak üzere ilgili bakanlığa verdim, ayrıca Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne de takdim ettim. Benim projemde, İl Özel İdaresi’nin adına kurulacak Türk şirketinin patronluğunda bu iş bir Alman firma ile yapılacaktı. Temizleme işi bittikten sonra, bölge organik tarım için 5 bin civarında çiftçiye tahsis edilecekti. Ancak bir sonuç alamadım. Bölgenin temizliğinin yabancı şirketlere verilmesi için ihaleler başlamış bulunuyor. İsrail firması gelecek, burnumuzun dibinde genetik deneme çiftlikleri kuracak. Hem topraklarımızı kirletmelerine izin vereceğiz, hem de denetimi kaçıracağız. Arazilerin başka ülke şirketine tahsisi girişimini, milli menfaatlerimize aykırı buluyorum.”

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan tehlikeye şöyle dikkat çekiyor...: “Bu topraklar, İsrail firmasına verilirse, 49 yıl geçmeden Büyük Ortadoğu Projesi’ne dahil olur. Veya zaman zaman bazı Batı ülkelerinin çizdiği haritalarda görüldüğü gibi Türkiye’den koparılmak istenen bir çerçeve içinde kullanılıp vatanımızın parçalanma yolu açılmış olur” [ (22.2.2006)].

KAYNAK ;CİHAN DURA
 
Arkadaşlar konuya tam hakim olmadan bu konuya başlık yazılmış.
Sırf provake amaçlı bir başlık.
Aslında konu başlığını konunun içeriği çürütüyor.Nasıl derseniz;
Arkadaşlar İdare Hukuku'nda Yap-İşlet-Devret imtiyaz usulu vardır.
Nedir bu?
Devlet bazı "sosyal sorunlara" cevap vermekte zorlanmaktadır ve bunun sebebi
ekonomik olarak gelişmemizi tamamlayamamış olmamızdır.
Yap işlet devret modelinde İdare kendisinin yapması gereken bir hizmeti bazı eksiklikler nedeniyle yerine getiremez.
Bu durumda bu "hizmeti" özel şahıslara devreder.
Özel şahıs alt yapıyı kurar,gerekli tesisleri oluşturu ve çalıştırmaya başlar.
Bu devlet ile özel kişi arasında yapılan sözleşmede belirlenen süre ile sınırlıdır.
Süre bittikten sonra özel şahıs yapmış olduğu tüm altyapı hizmetini,tesisleri Devlete teslim eder ve devlet 1 lira harcamadan o tesislerin sahibi olur.
 
Bu konunun akarsuların satışlarıyla hiç ilgisi yok.
Akarsuların satışlarına gelince 49 yıllık kira diyorsunuz.Dünyada önümüzdeki 30 yıllık süreçte ciddi kuraklık beklentisi varken 49 yıl kendi akar sularımızın kamu yararına kullanılmaktan çıkartılması ihanettir.
Nitekim, bugün dünyamızda 1 milyarı aşkın insan temiz içme suyu bulamıyor. Su kaynaklarının tekeller tarafından yağmalanmasının kaçınılmaz sonucu budur. Ve ülkemizin suları yağmalandığında, yarın su, “ateş pahası” olacaktır. Ki bugünden bunun emareleri var zaten.
Satılan herhangi bir şey değil, satılan SU’dur.Satılan, halkın en doğal ihtiyacıdır. Satılan halkın sağlığıdır. Satılan ülkemizin havası, suyu, toprağıdır. Satılan bugünümüzdür. Satılan çocuklarımızın içeceği sudur; yani geleceğimizdir.
 
israil elamanı olmanın neresi kötü :)
 
bu haberi oncedende duymuştum yani bir ara daha gündemdeydi ama sonucunda bir gelişme olmamışdı oyuzden bana biraz hayal gibi geliyor ancak boyle birşey olmaması da en büyük isteğim çünkü israil yada mayınlı bolgeyi kim temizlerse 49 yıl sonunda geri vereceğini onca emeği direk bu ülkeye bırakacığını sanmıyorum....
 
israil filistine de bu şekilde girmedi mi ?
özellikle arafattan sonra yoğun bir toprak satışı içerisinde değiller miydi?
şaronla el sıkışabilen biri için bunları doymaktan korkmasın bazı arkadaşlar :goz:
 
vay be demek israile devrediyoruz topraklarımızı helal olsun ya bu kadar sallanır yani.
 
VoyVoy hükümetin çıkartmaya çalıştığı şey ve Danıştayın iptal kararı ortada.Bunları göremeyecek kadar kör olmuşsunuz.
 
Bu yazıyı yazan adam geçen gün

Çeteler lehine yazı yazmaktan dolayı göz altına alındı

varın gerisini siz düşünün
 
Bu yazıyı yazan adam geçen gün

Çeteler lehine yazı yazmaktan dolayı göz altına alındı

varın gerisini siz düşünün

Savunduğunuz Tayyip gibi gündem ya da konu değiştirmede bir birsiniz.Hükümetin çıkarmayı hedeflediği yasa ortada ve Danıştayın kararıda ortada mümkünse buna cevap verin.

Sonsöz bu arada yazı yazan kişinin bugünkü yazısını oku.Sana yazar cevap versin.
 
Genelkurmay neden devredışı bırakılıyor ?Mayın temizlendiği takdirde tarım arazisi temizleyenin oluyor bunda nasıl bir mantık olabilir?Bu peşkeş değil midir?AKP yi gözünüzde beyninizde öyle bir noktaya getirmişiniz ki eleştiremiyorsunuz.Size göre özelleştirmelerin hepsi normal, toprak satışlarının hepsi normal, vakıflar yasası(bunu çıkaranın müslümanlığından şüphe ederim, zaten müslümanlıklarıda ortada) faciası normal.Neden?Çünkü akp yaptı ise doğru yapmıştır.Ama bizim kaygılarımız ütopya ve boş.

"Körlerin ülkesinde tek gözlü insan kral olur. " ERASMUS
Arkadaşım bu toprtaklar velevki mayınları temizleyenlere verilse bile bu hiç bir ülkede ve Türkiye'de mümkün değildir sadece ve sadece belirli bir süreliğine işletme hakkı verilir.Her ülke birbirine su,para,ekmek,gıda,ilaç,ağaç,petrol vb şeyler verir ama bir karış toprağı asla vermez.Ne demek bu araziler israile verilecek..Ya hem israilden başka ülke girmeyecekmi bu ihaleye tutki asraile verildi ihale sadece mayınları temizledi diye o kadar toprak al senin olsun mu diyecekler güldürmeyin lütfen bahsettiğiniz işletme hakkıdır.Yani yap işlet devret

Bilmem açık oldumu insanların kafasını karıştırmak ne işine yarar bu yazarların anlamış değilim

Ta tanzimattan beri bir türlü uslanmak ve durmak bilmezler..

Abdulhamid'in Kurtlarla Dansı adlı kitabı okuyanlar bilirler bu manevraların neden yapıldığını

Biz iki damla mürekkep yalamışlarda şişelerle mürekkep içenlerin bu yanlı yazılarının ve fikirlerinin peşinden koşunca ülkemize iyilik ettiğimizi zannediyoruz.

Sorun AKP veya Tayyip sorunu değil bu ülkede sorun Türk'ün ilerlememesi sorunu..wesselam...
 
saçmalamayın askeriyenin bu ülkede her alanda sizin evinizden benim arabama herseyde %1 hakkı vardır bu hak devredilemez ve askeriye bu hakkı kullanarak gerektiğinde o şeye %100 sahip olur ....1

vural savaş adam olsa REFAH YOL hükümetini yıkıp ERBAKAN ı yönetimden düşürmezdi ki erbakanı harcadılar şimdiki yaptıkları halkımın milliyetçi duygularını kullanmak aldanmayın bunların hepsi israilin propagandası bu sözleri söyleyenlerde masondur....2

Fırat Dicle arası yahudilerin değil Nakşibendi cemaatinin elindeki o insanlarda cidden eli öpülesi pegamberefendimiz gibi M.Kemal gibi misyoner düşmanı insanlardır.
 
Betho 49 ya da 44 yıllığına kiralanıyor.50 yıllık süreç sence önemli değil mi?Mayını temizletmek istiyorsan Genelkurmaya başvurursun temizlendikten sonrada ordaki verimli araziyi köylüye verirsin.Ama sen bunun yerine Genelkurmayı devredışı bırakıp temizleyene verirsen bu art niyettir.
 
Geri
Üst