AK Parti, laik bir anlayışın savunucusu değildir!

AntidepresaN

New member
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
1,584
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
AtaTürkçü Düşünce Sistemi..
"Laik değiliz, din her alanda olmalı!"


AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, önceki akşam Başbakanlık Yayın Holding'in televizyonlarından atv'nin konuğuydu. Ağırlıklı olarak partisinin kapatılma davası hakkında konuştu.

Eteğindeki bütün taşları döktü.

Ve öyle bir söz söyledi ki, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından "laiklik karşıtı eylemlerin odağı" olmakla suçlanan partisini, Anayasa Mahkemesi'nden önce tüm sağduyulu vicdanlarda mahkûm ettirdi:

"AK Parti, laik bir anlayışın savunucusu değildir. Dini her alandan kovan bir felsefi laikçi anlayışın temsilcisi değiliz."

***

"AKP'nin laik bir anlayışın savunucusu olmadığını" biz yazdığımızda, bu beyler bugüne kadar hep tam tersini söylediler.

"Değiştik" dediler.

Kafalarına göre tanımlamak şartıyla, hepimizden daha çok laiklik yanlısı olduklarını iddia ettiler.

Ama Dengir Mir Mehmet Fırat, artık gerçeği itiraf ediyor.

Bu sözler, mevcut yasalarımıza göre suçtur.

Siyaseten de büyük bir skandaldır.

Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni, "din devleti yapma" arzusunun en açık itirafıdır!

***

"Dini her alandan kovan bir felsefi laikçi anlayışın temsilcisi değiliz" sözleri ise bana göre, kuruluşundan bu yana laikliği benimseyen Türkiye Cumhuriyeti devletine yöneltilmiş en büyük suçlamadır...

Fırat'ı bu sözlerini kanıtlamaya davet ediyorum ve soruyorum:

Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti devleti, hangi dinden, hangi vatandaşının ibadet etmesini yasakladı?

Hangi camiyi kapattı?

Hangi din görevlisinin, görevini yapmasını engelledi?

Tam tersine, dar bütçesinden her yıl çok önemli bir payı Diyanet İşleri Başkanlığı'na ayırarak, 100 binin üzerindeki caminin imamsız kalmasını önlemedi mi?

Haaa...

Bunlar yetmiyor size; ısrarla "dinin, her alanda" olmasını istiyorsunuz...

Yani; din, devlet yönetimine karışacak...

Kadrolar dini kriterlere göre doldurulacak...

Yargı, anayasaya ve yasalara göre değil, şeriata göre karar verecek...

Okullardaki eğitim, bilimsellikten çıkarılacak, dini içeriğe bürünecek...

Sosyal hayatta, dini kurallar geçerli olacak...

***

Dengir Bey:

Aklınızı başınıza toplayın... Suudi Arabistan'da değil, Atatürk'ün ve dava arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nde siyaset yapıyorsunuz!

Bu ülkede herkes istediği dine inanır ama devletin hiçbir "alan"ı, dini kurallarla yönetilemez...

Yine de size kızmıyorum...

Çünkü en azından arkadaşlarınız gibi yalan söylemiyorsunuz!

Peki; bu amacınıza ulaşabilir misiniz?

Yanıtım tek kelime...

Ama yazamam...

Suç olur!

Mustafa MUTLU 28 Mayıs 2008
 
dini ideoloji bir yönetim biçimi olamaz...ve din devlet yönetiminde bir yer teşkil etmemelidir...

dinle yönetilen bir üklede yaşıyacaksak eğer o halde başbakana gerek yok bizi diyanet işleri başkanı yönetsin...kentlerde müftü belediye başkanı... ilçelerde imam belediye başkanı olsun o halde...

başbakana ve bakanlar kuruluna görev düşmüyor o halde onlar gitsinler...
 
din devlete karışamaz, din bir devletin yönetim biçimi olamaz.
 
ya bırakın bu işleri artık

şu devirde dinin devlete felan karışabildiğide yok karışmıyoda

lakin neden devlet dine karışıyor

bu kadar yapılan yaygara bağırtı çığırtı da , dine karışanlara olsa başörtüsü zulmü yapanlara olsa

herkes istediği gibi dinini yaşayabilir

ama bu tek taraflı menfaat nedir bu ;

türkiye cumhuriyeti dinsiz bir devlet olsun....

ak parti hiç birşeyin savunucusu değil bence iki camii arasında kalmış beynamaz gibi
 
@kamer28
su anda Türkiye'de din devlete karısıyor , bunu acıkca görebilirsin.
 
Tutan mı var Dengir Fırat başlayın o zaman dini her alana sokmaya...Napıcaksınız önce bu milletin çocuklarının geleceğini yok ederek kurduğunuz kendi çocuklarınızın damatlarınızın holdingleriyle başlayın işe...Onları bir müslümana yakışır şekilde aç olan yoksul halkla paylaşın...Yada insanlar oturacak ev bulamazken Çankaya'daki lale devri özentisini durdurun...İnsanımız evlenirken alyansını kredi kartıyla alıyor.Çıkartın eşlerinizin parmaklarındaki milyarlarca liralık yüzükleri paylaşın halkla..Vekil maaşlarını asgari ücret seviyesine indirin aslında bu bile fazla sizlere.O asgari ücreti alabilmek için insanımız deli gibi çalışıyor,ter döküyor ya sizlerin hangi alınteri var bu vatanda.En önemliside yalanı ve iftirayı temelli bırakacaksınız çünkü bu dinimizde en büyük günahlardandır.
ABD'ye ve AB'ye resti çekin çünkü ABD ve Avrupa islamın en büyük düşmanlarıdır.Dinimiz bunlardan uzak durmayı emreder...İMF 'yi kapı dışarı edin dinimizin en büyük günah kaynağı saydığı faizide onlarla yollayın.
Hangisinden başlayacaksınız dini hakim kılmaya .Varmı cesaretiniz?Çünkü dinimiz öncelikle bunları kapsar.kul hakkı yememeyi,çalmamayı,gösterişten uzak olmayı,elin keferesine değil kul olmak onlarla samimiyet bile kurmamayı...Yani sizde eksik olan herşey dinimizde zorunluluk..Siz bir kendinizi düzeltmeye başlayın biz ardınızdan geliriz...
Yada kalsın sizler dinimizden uzak olun yeter...Dinimizdende,laik devletimizdende.
 
ya bırakın bu işleri artık

şu devirde dinin devlete felan karışabildiğide yok karışmıyoda

lakin neden devlet dine karışıyor

bu kadar yapılan yaygara bağırtı çığırtı da , dine karışanlara olsa başörtüsü zulmü yapanlara olsa

herkes istediği gibi dinini yaşayabilir

ama bu tek taraflı menfaat nedir bu ;

türkiye cumhuriyeti dinsiz bir devlet olsun....

ak parti hiç birşeyin savunucusu değil bence iki camii arasında kalmış beynamaz gibi


devletin dini olmaz ,ahırette hesap verecek olan devlet değildir ...
şimdi sana soru cevapla bakalım -osmanlı devleti sence cennetemi gider yoksa cehenememi?
irade yi kullananlarmı cennete gider yoksa irademi cennete gider?



ayrıca dini hükümler hakkında nasıl uzlaşı sağlanır? zorlamı? islamda zorlama olurmu?hangi din zorlama yolunu hak görecek kadar despot sadisttir?putperestlikte zorlama varmıydı yokmuydu?

dini hükümler hakkında nasıl uzlaşı sağlamayı düşünüyorsun?
insanları canlı canlı yakarakmı?putperestler gibi kazığa oturturakmı?


islami hükümler sünnülükte başkadır alevilikte başkadır arada dağlar kadar fark vardır ..

islami hükümleri nasıl bir uzlaşı sağlayarak işler hale getireceksin?
eğer bu mümkün olsaydı neden diyanette diğer islami görüşler temsil edilemiyor?

din devletle Allah arasında olan bir mevzu değil din Yaratanla Yaratılan arasında olan bir mevzudur...
 
Dini hayata ve devlet işine sokmayın.

dini cenaze merasiminnde defin işlerinde kullanın :)
 
devletin dini olmaz ,ahırette hesap verecek olan devlet değildir

Ahirette hesap verecek olan devlet değildir ama devlet işlerine din işleri karıştırıyorlar diyenler(böyle bir şey olmadığı halde), müslüman görünüp dinsizlik yapanlar, daha olmamış hatta olması imkansız durumları olacak varsayıp (12 yaşındaki yiğenim bile gülüyor bu iddaları duyunca) mahkemeye başvurup kapatma davası açanlar, yalan yanlış haberlerle milletin aklını bulandırıp dinden uzaklaştıranlar ve bu vesileyle kendi varsayımlarıyla laikliğe aykırı hareket edenler hesap verecektir.

şimdi sana soru cevapla bakalım -osmanlı devleti sence cennetemi gider yoksa cehenememi?
irade yi kullananlarmı cennete gider yoksa irademi cennete gider?

o kadarından emin değilim ama iradeyi kullanmaya engel olanların gidecek yerleri bellli

ayrıca dini hükümler hakkında nasıl uzlaşı sağlanır? zorlamı? islamda zorlama olurmu?hangi din zorlama yolunu hak görecek kadar despot sadisttir?putperestlikte zorlama varmıydı yokmuydu?

dini hükümler hakkında nasıl uzlaşı sağlamayı düşünüyorsun?
insanları canlı canlı yakarakmı?putperestler gibi kazığa oturturakmı?


islami hükümler sünnülükte başkadır alevilikte başkadır arada dağlar kadar fark vardır ..

islami hükümleri nasıl bir uzlaşı sağlayarak işler hale getireceksin?
eğer bu mümkün olsaydı neden diyanette diğer islami görüşler temsil edilemiyor?

İslamda zorlama yoktur olmamıştırda zaten. Ama hakikat vardır bunuda kimse değiştiremez isteyen uyar istemeyen uymaz orası Allah'la kul arasındadır. Kimse kimseye uyacaksın diye zorlama yapmaz. Ama islamda olduğu halde böyle bir şey yoktur demek Allah'ın emrettiğini yok saymak demektir ki daha kötüsüde olamaz bence

din devletle Allah arasında olan bir mevzu değil din Yaratanla Yaratılan arasında olan bir mevzudur...

tek bu dediğine katılıyorum. Onun için Yaratanla yaratılan arasına girmeyin bırakın herkes inancını inandığı gibi yaşasın. Siz işinize bakın. Saygılar






"AK Parti, laik bir anlayışın savunucusu değildir. Dini her alandan kovan bir felsefi laikçi anlayışın temsilcisi değiliz."

Bu arada yukarıdaki söz çok doğru söylenmiş bir söz ama yorumlayanda iş yok. Dolayısıyla demek istenileni çarpıtmış yazar.

Bende size laiklikle ilgili bi yazı paylaşayım bi okuyun bakalım ondan sonra bi daha düşünün bu yukardaki cümle nedemek istiyor.

LAİKLİK YAŞAM BİÇİMİ DEĞİLDİR

AK Parti'nin savunması nihayet kamuoyuna da sunuldu. Daha önce bazı kısımları medyaya bölük pörçük şekilde yansımıştı. Ve bu kısımlarda iddianamede yer alan " bir yaşam biçimi olarak laiklik " iddiasına verilen cevap göze çarpmıyordu.

Halbuki iddianamenin en önemli özelliklerinden biri de buydu. Yargıtay Başsavcısı birçok farklı laiklik anlayışını aynı anda iddianamesinde kullanıyordu. Bunlar arasında " laiklik bir yaşam biçimidir " iddiası da yer alıyordu.

Başta sosyoloji ve siyaset bilimi olmak üzere, toplum bilimlerinin tüm alanlarını ilgilendiren bir tuhaf iddiaydı bu... "Laik yaşam biçimi" ('laik hayat tarzı') diye bir şey mümkün müydü?
30 yıldır bu tip konularda Türkçe ve İngilizce kitaplar, makaleler okudum. Hiçbirinde laiklik bir 'yaşam biçimi' olarak ele alınmıyordu.

Sadece sosyologlar ya da siyaset bilimcileri değil, tarihçiler, psikologlar, antropologlar da böyle bir şeyden söz etmiyor.
Sebebi çok basit: Laiklik siyasi ve hukuki bir kavram... Devlet ile din (inançlar) arasındaki ilişkiyi düzenliyor.
Uygulama biçimleri arasında elbette bazı farklar var.
Ancak laikliğin amacı, bir yandan devletin din kurallarına göre yönetilmemesini garanti altına alırken, aynı anda devletin değişik inançlara eşit uzaklıkta durmasını sağlamak.
Laik devletin vatandaşları, kanunları çiğnemeden, diğer insanların özgürlüklerine mani olmadan, kendi inançlarını (ya da inançsızlıklarını) gönlünce yaşar.

Yani laiklik, bir " yaşam biçimi " değil, farklı yaşam biçimlerini koruyan bir " ilke ". Böyle olduğu için de ben laikliği savunuyorum.
Ama " laiklik bir yaşam biçimidir " dediğiniz anda, niyetinizin beni devlet eliyle belli bir " kalıba sokmak " olduğu ortaya çıkar... Bana " öyle yaşama, böyle yaşa " demektesiniz ki... İşte tam da bu " zorlama " laikliğe aykırıdır.
özetle: Laikliği bir yaşam biçimi olarak tanımlamanın kendisi laikliğe karşıdır!
Böyle düşündüğün için, " acaba bu konuda ne denmiş, yoksa mesele es mi geçilmiş " diye merakla savunmaya baktım.
Ve aradığımı buldum:
"Modern laiklik anlayışı, farklı din ve inançları sosyolojik bir gerçeklik olarak kabul ederek, onların bir arada barışçıl beraberliğini sağlamayı hedefleyen siyasi bir ilkedir .
"Bu nedenle laiklik bireyi değil, devleti muhatap alır . Nitekim Anayasamızın 2'nci maddesinde değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek bir ilke olan laiklik, devletin bir niteliği olarak sunulmuştur. (...)
"Devletin temel niteliklerinden biri olarak laiklik (...) Anayasanın 2'nci maddesinin gerekçesinde de ifadesini bulmuştur.
"Bu maddenin gerekçesine göre ' Hiçbir zaman dinsizlik anlamına gelmeyen laiklik ise, her ferdin istediği inanca, mezhebe sahip olabilmesi, ibadetini yapabilmesi ve dini inançlarından dolayı diğer vatandaşlardan farklı bir muameleye tabi kılınmaması anlamına gelir.' (...)
"Kısacası, çağdaş laiklik anlayışı bir yandan devlet düzeninin dini kurallara dayanmamasını, diğer yandan da devletin bireylerin sahip olduğu din ve vicdan özgürlüğünü güvenceye almasını gerektirmektedir."
İşte bu kadar!
Olayın esası tam da bu...
Belli ki o satırları kaleme alanlar, laikliğin özünü gayet iyi kavramış:
Ben şarabımı içeceğim, Mehmet namazını kılacak, Moris sinagogda ibadetini yapacak... Devlet de vatandaşlarının tüm bu hallerini garanti altına alacak, birinin ötekine baskı yapmasını engelleyecek. Yaşayıp gideceğiz.


Emre AKÖZ- SABAH 07.05.08


saygılar
 
Tutan mı var Dengir Fırat başlayın o zaman dini her alana sokmaya...Napıcaksınız önce bu milletin çocuklarının geleceğini yok ederek kurduğunuz kendi çocuklarınızın damatlarınızın holdingleriyle başlayın işe...Onları bir müslümana yakışır şekilde aç olan yoksul halkla paylaşın...Yada insanlar oturacak ev bulamazken Çankaya'daki lale devri özentisini durdurun...İnsanımız evlenirken alyansını kredi kartıyla alıyor.Çıkartın eşlerinizin parmaklarındaki milyarlarca liralık yüzükleri paylaşın halkla..Vekil maaşlarını asgari ücret seviyesine indirin aslında bu bile fazla sizlere.O asgari ücreti alabilmek için insanımız deli gibi çalışıyor,ter döküyor ya sizlerin hangi alınteri var bu vatanda.En önemliside yalanı ve iftirayı temelli bırakacaksınız çünkü bu dinimizde en büyük günahlardandır.
ABD'ye ve AB'ye resti çekin çünkü ABD ve Avrupa islamın en büyük düşmanlarıdır.Dinimiz bunlardan uzak durmayı emreder...İMF 'yi kapı dışarı edin dinimizin en büyük günah kaynağı saydığı faizide onlarla yollayın.
Hangisinden başlayacaksınız dini hakim kılmaya .Varmı cesaretiniz?Çünkü dinimiz öncelikle bunları kapsar.kul hakkı yememeyi,çalmamayı,gösterişten uzak olmayı,elin keferesine değil kul olmak onlarla samimiyet bile kurmamayı...Yani sizde eksik olan herşey dinimizde zorunluluk..Siz bir kendinizi düzeltmeye başlayın biz ardınızdan geliriz...
Yada kalsın sizler dinimizden uzak olun yeter...Dinimizdende,laik devletimizdende.

Bazı tutarsızlıklar var ...
 
ya tutturmuşsunuz bi laiklikdir gidiyorr...
o çok sevdiğiniz avrupaya bir bakın bakalım kaç tane laik ülke var..
laiklik = dinsizlik işte dahası varmı.
 
ya tutturmuşsunuz bi laiklikdir gidiyorr...
o çok sevdiğiniz avrupaya bir bakın bakalım kaç tane laik ülke var..
laiklik = dinsizlik işte dahası varmı.


aynen katılıyorum kardeşim laiklik dinsizliktir bu sebepten dolayı kişiler değil ancak devlet laik olabilir ve olmalıdır. Dolayısıyla laiklik kavramı devlete ait bir kavramdır.
 
ya tutturmuşsunuz bi laiklikdir gidiyorr...
o çok sevdiğiniz avrupaya bir bakın bakalım kaç tane laik ülke var..
laiklik = dinsizlik işte dahası varmı.


LAİKLİK, devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir.

Laiklik, Bütün vatandaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü demektir. Laiklik, devlet ile din arasındaki ilişkiyi düzenleyen hukuki bir kavramdır. Laiklik, bireylerin değil devletin bir niteliğidir.
Laiklik dine karşı gelme değil tam aksine herkesin istediği dine inanmasıdır.

Biriniz fenerbahçedir, diğeriniz galatasaraydır.
Biriniz sünnidir, diğeriniz alevidir.
Şimdi sen diyorsunki herkes x takımdan olacak. yok böyle bişey...

Eğer birşey yazacaksan o konuya hakim ol öyle yaz. Daha sen laikliğin tanımını bilmiyorsun dine düşmandır diyorsun...
 
@kamer28
su anda Türkiye'de din devlete karısıyor , bunu acıkca görebilirsin.


devlette dine karışıyor beyfendi...tezat değilmi.

Zaten Türkiyede Doğru Düzgün Laik Olan Mı Var.laikliği Herkes Bi Tarafa çekiyor Laiklik Lastik Gibi Nereye çeksen Oraya Uzuyor
 
Geri
Üst