3 haftadır zararlı su içirmiş!

sedapinar

New member
Ankara Belediye Başkanı Gökçek’in, Kızılırmak’tan getirilen suyu, 21 gündür duyurmadan halka verdiği ortaya çıktı. Çankaya Belediye Başkanı patladı: "Yapılan en hafif tabirle kepazelik"

AA
--------------------------------------------------------------------------------


Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, Kızılırmak’tan getirilen suyu, 21 gündür duyurmadan halka verdiği ortaya çıktı.

Gökçek, “Ankaralılar, 21 gündür Kızılırmak’ın suyunu içiyor, hiç kimse hastalanmadı” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, belediyede düzenlediği basın toplantısında, Kesikköprü’den gelen Kızılırmak suyunun 21 gündür halka verildiğini açıkladı. Belediye Başkanı Melih Gökçek, “Kimse de bunun farkına varmadı” dedi.

ÖNCEDEN HABER VERMEDİM, ÇÜNKÜ...

Bu durumu önceden duyurmaları halinde, bazı sivil toplum örgütleri ve bazı siyasi partilerin toplantılar düzenleyerek, ishal vakaları görüldüğü yönünde açıklamalarda bulunacağını öne süren Gökçek, “Bunu bozduğum için çok mutluyum. Hepimize afiyet olsun” dedi.

HALKTAN ÖZÜR DİLİYORUM

Belediye Başkanı Gökçek, “Ankaralılara hayırlı olsun. Böyle bir yola başvurduğum için halktan özür diliyorum” diye konuştu.

KİRLİ SUYU VERMEK İÇİN HAİN OLMAK LAZIM
Kendisinin de 21 gündür Kızılırmak suyunu içtiğini beliran Gökçek, “Bir belediye başkanının vatandaşa sağlıksız suyu vermesi için hain olması lazım” dedi.

BİR BAŞHEKİMİ ARADIM, İSHAL VAKALARI NORMAL

Gökçek, Kesikköprü’den verilen suyun çeşitli noktalardan alınan analizlerinin yapıldığını ve herhangi bir sağlık sorunu yaratacak bir bulguya rastlanmadığını kaydetti.

Bu sabah Ankara’nın en büyük hastanelerinden birinin başhekimini arayarak ishal vakalarında geçen yıla oranla artış olup olmadığına ilişkin bilgi istediğini bildiren Gökçek, en ufak bir artış yaşanmadığını öğrendiklerini söyledi.

HARMANLADIK, LEZZETİNDE FARK YOK

Kesikköprü’den verilen suyun sülfat oranının, hiçbir zaman sağlığı tehdit eder oranda olmadığını savunan Gökçek, “Bu oran hiçbir zaman 250’yi geçmez. Suyu da harmanlayarak verdiğimiz için sülfat oranı çok aşağıda kalır. Lezzetinde de bir fark ortaya çıkmaz” diye konuştu.



Vatandaşların sebze ve meyveleri çok iyi yıkamasını, gerekirse sirkeli sudan yararlanmasını rica ettiğini belirten Gökçek, bu durumun ishal vakalarını önlemede yarar sağlayacağını kaydetti.

SUYLA İLGİSİ YOK

Son günlerde bazı şehirlerde ishal vakalarının ortaya çıktığını hatırlatan Belediye Başkanı Gökçek, “O bölgelerde bizde araştırma yaptırdık. İshal vakalarının suyla ilgisinin olmadığını saptadık. Bu vakalara ‘norovirüs’ denilen bir virüs yol açmış. 24 ya da 48 saatte ortaya çıkan virüs elle temasla ya da gaita yoluyla bulaşarak, yayılabiliyor. Çok tehlikeli bir virüs değil. Ancak suyla ilgisi yok” dedi.

SU VAR AMA TASARRUFA DEVAM

Kesikköprü’den Ankara’ya 2 hattan su vererek Başkent’in 20 yıllık su gereksinimini karşıladıklarını savunan Melih Gökçek, 3. hattın da önümüzdeki ay sonunda devreye gireceğini söyledi.

Çalışma kapsamında 384 kilometre boru döşendiğini ve 80 kilometrelik kaynak yapıldığını anlatan Gökçek, “Suyumuz olmasına rağmen yine de tasarrufa devam edilmesini istiyoruz. Suyumuzu boşa harcamayalım” dedi.



http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=_Gokcekten_Ankaraya_surpriz_180964_1&Newsid=180964
 

€lyesa

Banned
Melih gökçek tamda bunun içib 21 gündür saklamış. Hatta dediki bakın ben bunu söyleyince birileri hemen ishal olup hastaneye koşacak.Haberi yokken bir şey olmuyor ama haberi olunca neden birden hastalanıyor

Bunlar aslında beyin ishali geçiren tipler
 

klavuz13

Banned
Gökçek: Ankaralı Kızılırmak suyu içiyor, farkında değil
ANKA

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Kesikköprü Barajı’ndan gelen Kızılırmak suyunun 21 gündür şehir içme suyu şebekesinde kullanıldığını açıklayarak, "Kimse de bunun farkına varmadı. İshal vakaları da artmadı" dedi.

Gökçek, Büyükşehir Belediyesi Basın merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Kızılırmak’tan verilen suyunun son derece kaliteli ve sağlıklı bir su olduğunu söyledi. Ankaralı’nın 21 gündür Kesikköprü’den gelen Kızılırmak suyunu içtiğini bildiren Gökçek, "Kimse de bunun farkına varmadı. İshal vakaları da artmadı" dedi.

Bu durumu önceden duyurmaları halinde, bazı sivil toplum örgütleri ve bazı siyasi partilerin toplantılar düzenleyerek, ishal vakaları görüldüğü yönünde açıklamalarda bulunacağını öne süren Gökçek, "Bazı sivil toplum örgütlerinin bu durumu istismar ederek, ajitasyon yapmasını engellemek için bu gecikmiş açıklamayı yapıyorum. Ankaralılara hayırlı olsun. Böyle bir yola başvurduğum için halktan özür diliyorum" dedi.

"GÜNLÜK OLARAK 20 FARKLI BÖLGEDEN SU ÖRNEKLERİ ALINARAK TAHLİLLER YAPILIYOR"

Gökçek, Kızılırmak suyunun kalitesinin içilebilir olduğunu vurgulayarak 20 farklı bölgeden her gün alınan suyun günlük olarak tahlil edildiğini ve sonuçların ASKİ’nin internet sitesinde paylaşıldığını ifade etti. Ankara’da içilen suların sağlıksız olduğu iddialarını "ideolojik" açıklamalar olarak kabul ettiğini söyleyen Gökçek, "Bu açıklamadan sonra da benzer çarpıtıcı açıklamalar gelecektir" dedi. İvedik Su Arıtma Tesisi’nin resmi açılışının yakın bir zamanda yapılacağını bildiren Gökçek, sudaki sülfat oranının iddia edildiğinin aksine standartlar dahilinde olduğunu savundu. Kızılırmak Projesi’nin 12 ayda bitirilmesinin önemini vurgulayan Gökçek "Bu tür yapılan işi karalayıcı iddialar her zaman olacaktır. Halkına sağlıksız su vermesi için bir belediye başkanının hain olması lazımdır" şeklinde konuştu.

"İSHAL VAKALARININ NEDENİ SU DEĞİL"

Konya, Kırşehir ve Şereflikoçhisar’daki ishal salgını ile ilgili tartışmalara katılan Gökçek, "İshal salgınının nedeni Norovirüs adlı bir virüstür. Yaptığımız araştırmalar sonucunda zannedildiğinin aksine ishal salgınının nedeni su değil norovirüstür" dedi.


milliyet....
 

_KeMaLiST_

New member
Neymiş kendisi de bu suyu içiyormuş...

Oglunun su dagıtım sirketleri seni gorup evine bir iki damacana bırakmıyormu melih baskan...

İnsanlarda bu adamı dinleyip boyle seylere nasıl da kolay kanıyor...
 

ISHYnum846

New member
Cahilce ortaya cikip da su hakkinda iki gram bilgiye sahip olmayan birisinin arsizca konusmasi asil KEPAZELIKtir!!!
Cankaya Belediye Baskanina hic yakistiramadim!!

Hem meslegine, bir doktor olarak hem de onu yetistiren kurumlara ihanetten baska bir sey
degildir. Kendisi bir Hacettepe Universitesi Tip Fakultesi mezunudur. Ankara'nin Kizilirmak
Suyu Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi tarafindan icilebilir kilinmistir. ODTUden ya da
DSIden aldiklari raporlari da var. Ama Refik Saydam'i one cikariyorum cunku Hacettepe
Universitesi Tip Fakultesi ve Hastanesi Refik Saydam'i bir kaynak olarak kabul eder
ve verdigi raporlari da onaylar. Hatta ve hatta, Hacettepe Universitesinde Yemekhaneden
tutun, ogrencilerin, doktorlarin, hastalarin icimine sunuldugu sularin basinda
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezinden alinan rapor vardir.

Siyaset ugruna kendini nasil harciyorsun hocam anlamiyorum.
 

sedapinar

New member
Ankara Tabip Odasının Basın Açıklaması

Kızılırmak suyu balıklara bile zararlı Basın Açıklaması (29.02.2008)
* Melih Gökçek Ankaralıların Sağlığı ile Oynuyor

* Melih Gökçek’i DSİ Raporu yalanlıyor


Değerli Basın Mensupları,Değerli Konuklar,

Ankara’nın su sorunu ile ilgili düzenlediğimiz basın toplantısına hoş geldiniz. Melih Gökçek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olduğundan bu yana yaşanan sıkıntıları, Ankara’nın nasıl gerilediğini, kentin nasıl yaşanılır olmaktan çıktığını, bilimi, bilim çevrelerinin nasıl devre dışı bırakıldığını biliyorsunuz. Melih Gökçek’in yerel yönetim anlayışı çerçevesinde yaşanan sorunlarla ilgili defalarca basın toplantısı gerçekleştirdik, kamuoyunu uyarmaya çalıştık. Şimdiye kadar Kızılırmak suyuyla ilgili olarak üç kez basın toplantısı düzenledik. Üç değil onlarca, yüzlerce kez kamuoyunu uyarmamız gerekiyorsa uyaracağız. Çünkü Ankaralı aldatılıyor, Ankaralıların sağlığı tehlike altında. Bu kez sizlerle Melih Gökçek’in son basın toplantısında vurgu yaptığı konulara değineceğiz ve Kızılırmak suyuyla ilgili gerçekleri dile getireceğiz.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek 26 Şubat 2008 tarihinde yaptığı basın toplantısında, “Sudaki sülfat oranının ve diğer değerlerin suyun içilmesine herhangi bir engeli yok, insan hayatını tehdit edecek herhangi bir maddeye rastlanmadığına dair ODTÜ, Gazi Üniversitesi, İTÜ, İl Hıfzısıhha, ASKİ, Sağlık Bakanlığı’nın raporlar var.” diyerek Kızılırmak suyunun sağlığa zararlı olmadığını, hatta içilebilir özellikler taşıdığını ileri sürmüştür.

Ancak, DSİ’nin Aralık 2005’te yayımladığı “Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Gölleri ve Havzalarında Kirlilik Araştırması” başlıklı rapor Melih Gökçek’in bu iddiasının dayanaksız olduğunu göz önüne sermektedir. İlginç ki, Melih Gökçek’in atıfta bulunduğu ASKİ Raporunda DSİ Raporundaki tespitler yer bulmuştur.

DSİ Raporunda, Kızılırmak havzasında Ağustos 2003 – Temmuz 2004 tarihleri arası yapılan ölçümler yer almış, sonuçlar değerlendirilmiştir. Raporun 213. sayfasında şu ifade yer almıştır: (Ek1): Mikrobiyolojik ölçüm sonuçları da Hirfanlı ve Kesikköprü Barajları sularının bakteriyolojik açıdan kıta içi II. sınıf su kalitesinde olduğu ve içmesuyu olarak kullanılamayacağını göstermektedir. Ankara için içme ve kullanma suyu planlamalarında bu durumlar göz önüne alınarak varsa Kızılırmak dışındaki seçeneklerin tekrar değerlendirilmesi yararlı görülmektedir. Aynı raporun bir başka kısmında ise Kızılırmak suyunun balıklar için bile tehlike arz ettiği ifade edilmiştir. “Hirfanlı Barajı’ndan yeterince su bırakılmadığı durumlarda ise Kesikköprü Barajı’ndaki su kalitesi hızla düşmekte, sıcaklık ve çözünmüş oksijen bakımından özellikle sıcak aylarda balıklar için uygun olmayan hatta ölümcül ortamlar oluşmaktadır.” (DSİ Raporu sayfa: 211) Melih Gökçek balıkların bile yaşayamadığı suyu Ankaralıya içirmeye çalışmaktadır.

Değerli Basın Mensupları, Yine aynı basın toplantısında Melih Gökçek, “Kızılırmak suyunun arıtılması için yeni bir arıtma tesisi yapılacak mı” sorusuna ise ‘şimdilik böyle bir şey düşünülmediği’ şeklinde yanıt vermiştir. Ancak, DSİ Kirlilik Araştırması Raporunun 212. sayfası yine Melih Gökçek’i yalanlamaktadır: Kızılırmak Nehri’nin doğal yapısı itibariyle klorür, sülfat değerleri çok yüksektir. Bu parametreler içme ve kullanma açısından çok önemlidir ve ileri arıtma teknikleri kullanmadan düşürmek mümkün değildir. Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Göllerinde, Bacillariophyceae familyasından sulara hoş olmayan tat ve koku veren Synedra sp. ve Asterionella sp. gibi alglerin ilkbahar aylarında yoğunluğu artmaktadır. Aynı zamanda filtre tıkayıcı özellikleri olan bu algler arıtma tesislerinde filtrasyon problemlerine yol açmaktadır.

Değerli Basın Mensupları, Melih Gökçek, Kızılırmak suyunun içilebilir olduğuna dair iddiasını meslek odalarının yaptırdığı Kesikköprü Barajı su analizine dayandırmıştır. Hatta meslek odaları tarafından yapılan incelemenin sonuçları ASKİ İnternet sitesinde yayınlanmıştır.

Yani ortada düpedüz bilgi hırsızlığı vardır. İnşaat Mühendisleri Odası tarafından ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü’ne 10 -14 Eylül 2007 tarihleri arasında yaptırılan analiz sonuçları cümleleri bile değiştirilmeden ASKİ raporuna konulmuştur. Hatta rapor İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yayınlanan Teknik Güç dergisinin 175. sayısında yer almıştır. Bilindiği gibi meslek odaları tarafından yapılan analizler sonucu, Kızılırmak suyundaki sülfat, klorür ve sodyum miktarı “TS266 İçilebilir Suların Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri” ve “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” değerlerinden yüksektir. Avrupa’da sülfat oranı yüksek suların satışına izin verilmesini örnek göstererek Kızılırmak suyunun da içilebileceğini, aradaki farkın da yalnızca tadında olduğunu söyleyen Gökçek, insan sağlığının ne türden bir tehlike altında olduğunu görmezden geliyor.

Ankara Tabip Odası’nın yaptığı araştırmalar neticesinde biliyoruz ki; Kızılırmak suyunun yüksek değerleri insan sağlığını özellikle bebek ve çocuk sağlığını tehdit etmektedir. Sudaki sertlik kullanıldığı tüm araç gereçlere de zarar verecek, kullanım ömürleri kısaltacaktır. Dolayısıyla milyonlarca insanın çalıştığı sanayi tesisleri, iş yerleri de risk altındadır.

Değerli Arkadaşlar, Kızılırmak suyunun Ankara’ya getirilmesinin maliyetinin ise su faturalarına yansıması kaçınılmazdır. Melih Gökçek basın toplantısında “Bu Projenin Maliyeti 600 trilyon olabilir. Türkiye’de yapılmış en ucuz projedir.” demiştir. Ancak yine bu sözlerini kendisi yalanlamaktadır. Çünkü daha önce basına yaptığı açıklamalarda (TGRT haber Ankara’nın Gündemi Programı. Ağustos 2007) 450 bin dolara mal olacağını söyleyerek, Işıklı Gerede sistemini pahalı bulduğu için yaptırmayacağını ifade etmiştir. O gün 450 bin doları fazla bulan Gökçek, daha fazla bir maliyeti gözden çıkartmıştır. Ciddiyetsizlik, vurdumduymazlık ve günü kurtarma anlayışı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin değişmez özelliği olmuştur. Aynı basın toplantısında suya zam yapılıp yapılmayacağına dair sorulara verdiği yanıt bunun göstergesidir:

“Zorlanmadığımız sürece suya zam yapmayı düşünmüyoruz. Şu anda gelirlerimiz bu projenin maliyetini karşılar düzeydedir. Biz bu projeyi bankadan kredi alarak yaptık. Eğer bankadan alınan kredileri ödeyemezsek bu konuyu o zaman düşünürüz” Melih Gökçek “zorlanıp” suya zam yapacaktır. Kızılırmak suyu projesinin faturalarımıza yansımasını hep birlikte göreceğiz. Bir kez daha Ankaralıları uyarıyoruz: Kızılırmak suyu içilemeyeceği gibi kullanılamaz da. Buradan Cumhurbaşkanını, Başbakanı, TBMM Başkanını ve milletvekillerini, Ankara Valisini göreve çağırıyoruz. Melih Gökçek’i durdurun. Ankaralıların sağlığı Melih Gökçek’in yanlış su politikasına ve hırslarına kurban edilmektedir.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Ankara ŞubeTMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şube Ankara Tabip Odası
 

algoritmaA

New member
merak ediyorum sorun melih gokçeğin başkan olmasımı yoksa halkın habersiz bu suyu içmesim ve ishal vakalarının(ki geçen sneye gore azalış varmış yani suyla alakalı değişmiş)ortaya çıkmasımı..merak ediyorum bazı arkadaşlar savundukları birinin orda olması sonuncada yaptıkları yorumu yapıcaklarmıydı...
 

_KeMaLiST_

New member
Başka bir konu da bircok mikrop turunun vucuttaki etkilerinin 21 gun gibi kısa bir surede anlaşılamayacagı...

Bu mikroplar zamanla vucutta birikerek bir takım zararlar verebilir...

Zararlı bir seyin vucutta yarattıgı tahribat hemen ortaya cıkacak diye bir sey yok, bu zamanla olabilir (mesela sigara gibi)

Ama melih bey bunuda dusunmus yani bu acıklamayı yaptı ya bundan sonra herangi bir etki gorulurse ve insanlar hastanelere giderse "Bak daha once hicbiseyleri yoktu ben bunu soyleyince hemen rahatsızlandılar diyecek"...

Aferin melih baskan durmak yok yola devam...
 

sedapinar

New member
DSİ RAPORU KIZILIRMAK İÇİN NE DİYOR

Haftalardır, Kızılırmak suyu üzerinde tartışmalar devam etmektedir. Tartışmaların uzamasının en önemli nedeni Melih Gökçek’in var olan gerçeklere aykırı, doğru olmayan ve başkentlileri yanıltıcı görüşlerinde ısrarlı olmasıdır. Bundan dolayıdır ki tartışmalar devam edecektir.
Devlet su işleri Genel Müdürlüğü’nün ( DSİ) 2005 yılında yayımladığı ve Kızılırmak üzerinde kurulu bulunan “ Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Gölleri ve Havzalarında Kirlilik Araştırması” Raporunda her iki baraj gölünün de fiziksel, kimyasal, biyolojik ve mikrobiyolojik yönlerden uygun olmadığına ilişkin bir çok gösterge ve değerlendirme yer almaktadır.
Raporun Tartışma ve Sonuçlar Bölümünde belirtilen bazı önemli değerlendirmeler ve öneriler şunlardır:
• Kızılırmak havzasının en belirgin özelliği suyunun tuzlu olmasıdır. Kızılırmak Nehrine tuzluluğu çok yüksek olan Acısu, Karasu ve Acıöz adında pek çok su kaynağı karışmaktadır. Toplam çözünmüş katılar bakımından her iki baraj gölü de kıta içi su kaynaklarının sınıflandırılmasına göre II. Sınıf su kalitesindedir.
• Hirfanlı Barajı için kritik fosfor yükünün 405mg/m2. yıl olarak hesaplanmasına karşılık göle gelen fosfor miktarının 948 mg/m2. yıl olduğu, kesikköprü Baraj gölünde ise kritik fosfor yükünün 7.256 mg/m2. yıl olarak hesaplanmasına karşılık göle gelen fosfor miktarının 16000 mg/m2. yıl olduğu tespit edilmiştir.
• Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Göllerinde yapılmış olan kirlilik araştırmaları kapsamında bölge hakkında görülen rahatsızlıklar doğrultusunda ( epidemi esas alınarak ) belirlenen mikroorganizmalar ve içme suyu kirlilik parametrelerinde belirtilen indikatör mikroorganizmalar incelenmiş, baraj göllerinin bakteriyolojik açıdan kıta içi II.sınıf su kalitesinde olduğu ve içme suyu olarak kullanılamayacağı belirlenmiştir. • Kesikköprü Barajındaki su kalitesinin yükseltilmesi için; öncelikle Hirfanlı Barajı su kalitesinin iyileştirilmesi, bunun için de Kızılırmak Nehrine karışan kirlenmelerin önlenmesi gerekmektedir.
• Kızılırmak Nehrine karışan kirlenmelerin önlenebilmesi için konunun havza bazında ele alınması, 06.05.2004 tarihinde Ankara Valiliği’nde yapılan toplantıda alınan kararlar doğrultusunda ilgili Valilikler, Belediye Başkanlıkları ile diğer Kurum ve Kuruluşların işbirliğinin sağlanması gerekmektedir.
• Kızılırmak nehrinin doğal yapısı itibariyle klorür,sülfat ve sertlik değerleri çok yüksektir. Bu parametreler içme ve kullanma açısından çok önemlidir ve ileri arıtma teknikleri kullanmadan düşünmek mümkün değildir.
• Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Göllerinde Bacillariophyceae familyasından sulara hoş olmayan tat ve koku veren synedra sp. ve Asterionella sp. gibi alglerin ilkbahar aylarında yoğunluğu artmaktadır. Aynı zamanda filtre tıkayıcı özellikleri olan bu algler arıtma tesislerinde filtrasyon problemlerine yol açmaktadır.
• Mikrobiyolojik ölçüm sonuçları da Hirfanlı ve Kesikköprü barajları sularının bakteriyolojik açıdan kıta içi II.sınıf su kalitesinde olduğu ve içmesuyu olarak kullanılamayacağını göstermektedir.
• Ankara için içme ve kullanma suyu planlamalarında bu durumlar göz önene alınarak varsa Kızılırmak dışındaki seçeneklerin tekrar değerlendirilmesi yararlı görülmektedir.
MELİH GÖKÇEK’İN ÇARPITMALARI

Yukarıda açıklanan DSİ Raporundaki gerçekler Melih GÖKÇEK tarafından sürekli çarpıtılmakta ve yokmuş gibi görülmektedir.
Bu çarpıtmalardan bazıları şunlardır.
• Kızılırmak suyunun 20 yıldan beri Kırıkkale ve çevre yerleşim yerlerinde kullanıldığı belirtilmektedir. Oysa ki, Kırıkkale Belediyesi Kızılırmak üzerindeki Kapulukaya Barajından 2002’den itibaren su almaya başlamıştır. Sorun yaşandığı için Kırıkkale Belediyesi tarafından pahalı ve ileri teknoloji gerektiren bir arıtma sistemi ihalesine çıkılmıştır.
• Kızılırmak suyunu kullananlarda herhangi bir sağlık sorunu yaşanmadığı belirtilmektedir. Oysa, DSİ Raporunda ise bölge halkında rahatsızlıkların saptandığı ve baraj göllerinin içme suyu olarak kullanılamayacağı belirtilmektedir.
• Büyükşehir Ankara Dergisinin 135.sayısında DSİ tarafından Kızılırmak suyunun uygun olduğunu söylediği yazılmaktadır. Oysa, yukarıda DSİ Raporundan alınan görüşlerden Kızılırmak suyunun içme suyu olarak kullanılamayacağı ve Kızılırmak dışındaki seçeneklerin tekrar değerlendirilmesinin yararlı olacağı belirtilmektedir.
Zaten, Gökçek’in yanlış politikaları nedeniyle yapmış olduğu su kesintilerinden
dolayı başkentliler maddi ve manevi olarak perişan edilmiştir.
BAŞKENTLİYİ ZARARA SOKAN VE YANILTAN GÖKÇEK’İ İSTEMİYORUZ
Başkentlinin en temel ve en önemli sorunu ve hakkı olan sürekli, sağlıklı, kesintisiz, ucuz ( yoksullar için ücretsiz ) su sağlama konusunda Melih GÖKÇEK sınıfta kalmıştır.
Başkent tarihinde en büyük su sorununu Melih GÖKÇEK döneminde yaşamıştır. Bir an önce kalıcı önlemler alınmazsa ve Kızılırmak projesine devam edilirse başkentliler hem sağlık hem de ekonomik olarak telafisi olanaksız zararlarla karşı karşıya kalacaktır.
Melih GÖKÇEK bizleri gözümüzün içine baka baka aldatmış ve aldatmaya devam etmektedir.
Başkentliler olarak bizleri tehlikeye atan, aldatan, yanıltan, sağlığımızı hiçe sayan, ekonomik olarak bizi zarara uğratan ve uğratacak olan Melih GÖKÇEK’i istemiyoruz.

Turhan ÇAKAR
Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkanı
 

AntidepresaN

New member
İnsanları kobay yerine koyup herzamanki pişkin gülümsemesiyle dalga geçiyor.İşin başka boyutu da kızılırmaktan buraya gelen suda ihaleler kime verildi ?
 

ISHYnum846

New member
Pes Artik…

DSI analiz yapiyor.. bu analiz ortaya konmuyor ama analizi, ne amac icin hizmet ettikleri belli olan orgutlerin YORUMU konuluyor. Boyle bilim, boyle arastirma mi olur? Bizim de elimizin altinda Google var. Kopya yapistir ya da doktorculuk oyunlari ile oluyorsa biz de yapalim..



Kızılırmak suyuna ‘içilir’ raporu

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Gazi Üniversitesince yapılan deneylerde, “Çamlıdere Barajı’ndaki su ile harmanlanan Kızılırmak suyunun içilebilir ve kullanılabilir olduğunun ortaya konulduğunu” açıkladı.

http://www.ntvmsnbc.com/news/436519.asp?cp1=1












 

sedapinar

New member
Pes Artik…




Kızılırmak suyuna ‘içilir’ raporu

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Gazi Üniversitesince yapılan deneylerde, “Çamlıdere Barajı’ndaki su ile harmanlanan Kızılırmak suyunun içilebilir ve kullanılabilir olduğunun ortaya konulduğunu” açıkladı.



Verdiğiniz raporların hepsi Gökçek'e yakın kaynaklarca verilmiş raporlar.Bunca sivil toplum örgütü ve konusunda uzman meslek odaları yalan söylüyor sadece Melih Gökçek ve ona bağlı çalışan bir kaç kuruluş doğruyu söylüyor.Ayrıca DSİ nin 2005 Aralık ayında Kızılırmak suyunun içme suyu olarak kullanılamayacağına dair bir rapor zaten vermiştir.
TBMM'nin 30 Ekim 2007 tarihli oturumunda TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş, "Kızılırmak suyunun içmeye elverişsiz" olduğuna ilişkin DSİ raporlarını anımsatmıştır. Bu eleştiriye karşı zamanın DSİ Genel Müdürü, şimdiki Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, "böyle bir rapor yoktur" diyememiş, onun yerine, "sülfatın Ankara arıtma sistemiyle giderilemeyeceğini, ama yeryüzünde arıtılamayacak su bulunmadığını söylediklerini" bildirmiştir. Bu açıklamalar, yıllar süren DSİ-ASKİ kavgasının yeni kanıtıdır. DSİ yetkilileri, 2005 yılında yayınlanan bu rapora dayanarak, Kızılırmak Suyunun Ankara'ya getirilmesinden doğacak sakıncaları, Sn Gökçek'in de hazır bulunduğu, 20 HAziran 2007 tarihli bir basın toplantısında yinelemişlerdir.

Aynı DSİ, o gün yukardan aldığı buyruklarla çark edip, suyu bir gün içinde "uygun" görmeye başlamış (bkz 21 Haziran 2007 tarihli ortak açıklama) ve ASKİ'ye başka kolaylıklar da sağlamıştır.
DSİ bu görüşe dönüş yapana dek, Ankaralının çektiği çile, boru, pompa vb malzemenin apar topar belediyeye kazıklanması, pis tanker sularının günlerce yiyecek içeceklerde kullanılması ve normal suların birkaç katına satılması, kentin yok edilen yeşil alanları gibi korkunç bedeller ödenmiştir. Büyük bölümü sağlığa elverişsiz bidonlarda ve depolarda günlerce bekletilen sular tüketilmek zorunda kalınmıştır. Bu zehirli suların Ankara halkının sağlığına etkileri yıllar boyu sürebilecek ve hiç bir zaman tam olarak hesaplanamayacaktır.

[

Sn Gökçek ve Sn Eroğlu birlikte gülümseyip "aramızda sorun yok" pozları veriyorlar. Sanki karşılıklı onca yazıyı başkası yazdı, o yazışmaları ekranlardan milyonlara karşı sallayıp karşı tarafı başkası suçladı. Görüldüğü kadarıyla anlaştıkları tek konu "Ankara'nın son yüz yılın en kurak dönemini yaşadığı" sığınağı. Bir kere Ankara ölçümler 74 yıl önce başladı. Ama asıl önemlisi, yüz yılda bir o kuraklığın gelebileceğini kestirip, ona göre hazırlık yapacak yönetici bulmak. Kuraklık değil, bu yöneticiler başkenti çöle çevirdi.




Tüm bunlar yalanda olsa Melih Gökçek'in kendi açıklaması var halkı nasıl kobay gibi kullandığına dair.Kraldan çok kralcı olmak bu galiba .Neyse size başka cevap yazmayacağım.Zaten söz konusu meslek odaları Tüketici dernekleri konfederasyonu ile birlikte konu ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuşlar.Gerçek yargıda er veya geç ortaya çıkarda bu olayın sorumluları utanırmı bilemem.
Yukarda kendiniz belirtmişşsiniz.Gazi Üniversitesince yapılan deneylerde, “Çamlıdere Barajı’ndaki su ile harmanlanan Kızılırmak suyunun içilebilir ve kullanılabilir olduğunun ortaya konulduğunu” açıkladı.diyor peki temiz bir suyun başka bir suyla harmanlanarak kullanılmaya neden ihtiyacı olsun?hiç düşündünüzmü?Saygılar.....
 

ѕσηυη¢υ

кιℓℓ ƒσя &#
''Demek ki Ankara halkı bu suyu hakediyormuş'' dedi halkla röportaj yapılırken,hala Melih Gökçek'i savunanlar var pes yani
 

HTML

Üst