Bu iddia doğruysa yer yerinden oynayacak!

fatihsan

New member
Bu iddia doğruysa yer yerinden oynayacak!

Şahin’in, göreve dönmek isteyen yardımcısını tehditle davasından vazgeçirdiği ileri sürüldü

TRT Genel Müdür Yardımcısı Ümit Hatipoğlu, Genel Müdür İbrahim Şahin ve ekibinin kendisine “zorla feragat dilekçesi imzalattığı” gerekçesiyle dava açtı. Dava dilekçesinde Şahin’in ‘Bütün hâkimleri tanıyorum. Üzülen taraf sen olursun’ diyerek baskı uyguladığı iddia edildi. Şahin’in ekibi tarafından kapatıldığı bir makam odasında “tehditle feragat dilekçesi imzalattırılan” ve hemen ardından da resmi bir araca bindirilen Hatipoğlu’nun idare mahkemesine götürüldüğü öne sürüldü.

Cumhuriyet Gazetesi'nden Fırat Kozok'un haberine göre görevden alınmasının ardından yargıya başvuran ancak daha önce imzaladığı feragat dilekçesi yüzünden görevine dönemeyen Genel Müdür Yardımcısı Ümit Hatipoğlu, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ve ekibinin kendisine “tehditle ve zorla feragat dilekçesi imzalattığı” gerekçesiyle bir kez daha dava açtı. Hatipoğlu, dava dilekçesinde Şahin’in kendisine “davadan feragat etmesi gerektiğini, yoksa kendisiyle çok uğraşılacağını, bütün hâkimleri tanıdığını ve bir telefon etmesinin yeterli olacağını” söylediğini iddia etti.

Ankara 2. İdare Mahkemesi’ne başvuran Ümit Hatipoğlu’nun avukatı Safiye Selçuk, Hatipoğlu’nun TRT Genel Müdür Yardımcılığı görevinden alınarak APK Başuzmanlığı’na atanması işleminin ve bu işlemin iptaline yönelik açtığı davanın basında yer alması üzerine müvekkiline yoğun baskı uygulandığını ifade etti.

Selçuk, dava dilekçesinde Hatipoğlu’nun asılsız ihbarları değerlendiren kurum müfettişleri tarafından üst üste sorgulandığını ancak bu girişimlerin sonuçsuz kaldığını bildirdi. TRT yönetiminin daha sonra müvekkiliyle görev ve lojman konularında pazarlık yapmaya çalıştığını dile getiren Selçuk, müvekkilinin son olarak TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin tarafından evinden telefonla arandığını belirtti. Selçuk, dilekçesinde şunları kaydetti:

“TRT Genel Müdürü tarafından görüşmeye çağrılan davacı, aynı gün öğleye doğru gerçekleşen görüşmelerinde tarafımızdan açılan davanın geri alınmasını, aksi takdirde kendisi ile çok uğraşılacağını, açılan davadan herhangi bir lehe sonuç alamayacağını, bütün hâkimleri tanıdığını, bir telefon etmesinin yeterli olacağını, devamında kurum müfettişi tarafından davcı asilin TRT kurumundaki 3.5 yıllık masraflarının incelettirilerek izinli iken yapılan birkaç temsil harcamasının hiçbir mevzuata dayanmasa da en ağır cezalar önerileceğini, müvekkilin idari yargı kararıyla geri dönmesi halinde tekrar görevden alınması için bu raporların dayanak oluşturacağını, bu nedenle bütün yöneticilerin istifasını aldığını, davacının da istifasını vermesini istemiştir.”

Görüşme üzerine Hatipoğlu’nun düşünmek için süre istediği belirtilen dilekçede, bir süre sonra genel müdürün makamında yapılan görüşmede de Şahin’in Hatipoğlu’na “dava açılmış olması nedeniyle genel müdür mali yardımcılığını kimsenin kabul etmediğini, davadan feragat edilmesi gerektiğini, yoksa üzülen taraf olacağını” söylediği belirtildi. Genel Müdür’e yakın olduğu ileri sürülen APK Dairesi Başkanvekili İbrahim Pakmak’ın da bir süre sonra Hatipoğlu’nu arayarak makamına davet ettiği belirtilen dilekçede, Pakmak’ın Hatipoğlu’nu Şahin tarafından göreve getirilen Genel Müdür İdari Yardımcısı Ahmet Koyuncu ile görüştürdüğü aktarıldı. Görüşmede önceden hazırlanan bir feragat dilekçesinin Hatipoğlu’na sunulduğu belirtilen dilekçede, Hatipoğlu’nun dilekçeyi imzalamayı kabul etmemesi üzerine Pakmak’ın kendisini Sosyal İşler ve İç Hizmetler Dairesi Başkanı’nın odasına götürdüğü ifade edildi. Burada da Hatipoğlu’na baskı yapıldığı bildirilen dilekçede, şunlar kaydedildi:

“Davacı müvekkil saatin 11.35 olduğunu, öğle yemeği için bir üst düzey bürokratla sözleşmiş olduğunu, avukatıyla konuşması gerektiğini, bu konuyu öğleden sonra konuşabileceklerini ifade etmişse de avukatı olarak tarafımın aramasına izin verilmediği gibi, önce imzala diyerek 3 kişinin baskısına maruz kalan davacı müvekkil, odaya kimsenin giremediğini ve elektrikli bir hava olduğunu, uzattıkları kâğıdı imzalamaktan başka çaresinin olmadığını, aksi takdirde o odadan çıkamayacağını düşündüğünü belirterek, hazırlanan feragat dilekçesini imzaladığını ifade etmektedir.”

Dilekçeyi imzalamasının hemen ardından Hatipoğlu’nun hazırlanan resmi araca bindirilerek Personel Dairesi Başkan Yardımcısı İhsan Dağ ile birlikte idare mahkemesine götürülerek davasından feragat etmeye zorlandığı belirtilen dilekçede, feragate dayalı olarak Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin göreve iade etmeme kararının yürütmesinin durdurulması istendi.

İBRAHİM ŞAHİN'İN İDDİALARA CEVABI

TRT, görevden alınan personelinin iddialarını haber yapan Cumhuriyet'e sert çıktı.

20.05.2008 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan “TRT’de çete kuralları mı uygulanıyor?” başlık haber için aşağıdaki tekzip metni hazırlanmıştır.

Fırat Kozok’un hazırladığı “TRT’de çete kuralları mı geçerli?” başlıklı haberde, görevden alınan Genel Müdür Yardımcısı Ümit Hatipoğlu’nun iddialarına tek taraflı olarak yer verilmiş ve gerçeği yansıtmayan bu iddialar için TRT Kurumu’ndan ve TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’den görüş sorulmamıştır. Çirkin isnatlarla karalama yapılmıştır.

Tamamen yalan ve karalama üzerine kurulu bu haberde öncelikli olarak bilinmesi gereken gerçek şudur: “Eski Genel Müdür Yardımcısı Ümit Hatipoğlu’nu görevden İbrahim Şahin almamıştır!” 19.10.2007’de dönemin TRT Genel Müdür Vekili tarafından görevinden alınıp başuzman kadrosuna atanan Ümit Hatipoğlu ve haberi yapan ilgili gazete muhabiri Fırat Kozok, bu bilgiyi kamuoyundan saklamışlardır.

Ümit Hatipoğlu, kendisini görevden alan yönetim aleyhine Ankara 13. İdare Mahkemesi’ne dava açmış, dava dilekçesinde hem amiri olan dönemin Genel Müdür vekili, hem de astları olan Muhasebe ve Mali İşler Daire Başkanı ve Alım İkmal Daire Başkanı hakkında asılsız suçlamalarda bulunmuştur. Mahkeme görevden alınma davasıyla; lojmandan çıkarma davalarını birleştirmiş ve davacının istemini ilk aşamada haksız bularak yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar vermiştir.

Hakkında klasörler dolusu olumsuz belge bulunan Ümit Hatipoğlu, mahkemeden sonuç alamayacağını anlayınca İdare Mahkemesine feragat dilekçesi vermiştir. Kendi isteğiyle ve kendi imzasıyla verilen bu dilekçeyi daha sonraki dönemde Ümit Hatipoğlu kabul etmediğini ileri sürmektedir. Oysaki hakime bizzat verdiği dilekçesi, yüce mahkemenin dosyasında bulunuyor. Ümit Hatipoğlu’nun avukatı aracılığıyla mahkemeye verdiği dilekçelerdeki “zorla imzaladım” hakaret ve iftirası için TRT tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu, ayrıca disiplin soruşturması açılmıştır. Müvekkilim İbrahim Şahin de hukuki süreci başlatmış olup; hukuk önünde hakaret ve yalanın önemli bir suç olduğu görülecektir.

Müvekkilim İbrahim ŞAHİN’den önceki dönemin Genel Müdür vekili tarafından, Ümit Hatipoğlu’nun temsil giderlerini şahsi çıkarı için kullandığı iddiasıyla soruşturma açılmıştır.

Kurum müfettişlerinin verdiği rapora göre; Ümit Hatipoğlu’nun kendisine verilen temsil giderlerini oğlunun şahsi ihtiyaçlarını kullandığı ortaya çıkmıştır. Devletin parasıyla ailesine “ketçap, çay, tost vb.” alıp TRT’ye fatura edenler; hakkı olmadığı halde lojmanı işgal edenler; mahkum olmanın korkusuyla iftira atmaya başlamışlardır. Görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle TRT tarafından Ümit Hatipoğlu hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurulmuştur. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ankara 19. Asliye Ceza mahkemesinde 2008/452 esas sayılı dosya ile bu suçtan dolayı dava açılmıştır.
Bu tür haberlerin bundan sonra ortaya atılmış olması da suçluluk psikolojisinin tezahürü olarak değerlendirilmektedir. Kamuoyuna duyurulur.

İbrahim ŞAHİN adına Avukat Salih Çelen



kaynak:vatan
 

sedapinar

New member
Yer yerinden oynamaz hiç bir şey olmaz.Böyle haberleri kanıksadık artık.Her türlü yolsuzluğun,hırsızlığın,hukuksuzluğun çok sıradanlaştığı bir ülkede yaşıyoruz artık.Ancak Sayın Sezer'in ne kadar değerli bir devlet adamı olduğunu bir kez daha anlıyorum.AKP iktidarının İbrahim Şahin’i TRT’nin başına getirme çabaları 10. Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer tarafından iki kez veto edilerek engellenmişti.
 

raul_evs

Banned
Az kaldı arkadaslar.
4 ay sonra hepsinin dokunulmazlıgı kalkacak ve demokrasiden,özgürlükten,adaletten sözeden bu özalın torunlarının gercek yüzü ortaya cıkacak.

Gönül isterdi ki cahil insanımız bu derece fazla olmasaydı ve 7 senede 90 yıl geriye gitmeseydik ama yapacak birşey yok.
Zararın neresinden dönsek kardır.
 

algoritmaA

New member
Az kaldı arkadaslar.
4 ay sonra hepsinin dokunulmazlıgı kalkacak ve demokrasiden,özgürlükten,adaletten sözeden bu özalın torunlarının gercek yüzü ortaya cıkacak.

Gönül isterdi ki cahil insanımız bu derece fazla olmasaydı ve 7 senede 90 yıl geriye gitmeseydik ama yapacak birşey yok.
Zararın neresinden dönsek kardır.
arkalarından gelen 7 senede 90 yıl ileri goturebilcekmi yoksa oda aynısınımı yapıcak?eğer akp için yapılan bu vatan kurtarma seferberliği tüm partiler için yapılmış olsaydı ozaman bu ülke için gerçekten iyi birşey yapılmış olurdu...
 

sergahcan

New member
yer yerinden oynayacak demiş iyimser arkadaşım benim. yahu ülke tepetaklak oldu gidiyor millet umursamıyor. bunun adına acıyı kanıksamak denir. biraz mazoşizm, birazda melankoli karışımı verilmiş bir toplumda herkesin her yeri oynar ama yer mer oynamaz. herkes her telde her ipte oynar yinede yer yerinden oynamaz. hatta çok sıkışırsa AB-D nin çocukları küser bize, özelleştirip güzelleştirip ele geçirdikleri tüm kaynak ve sermayelerini alır abilerinin yanına firar ederler. bizede oynak bir yer kalır. saygılarımla...
 

HTML

Üst