Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ
ےσℓđ
- Katılım
- 3 Eki 2005
- Mesajlar
- 13,708
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
Baykal: DTP’ye gelince yargıyı övüyorlar
CHP lideri Baykal, DTP’ye kapatma davası açıldığında AK Parti’lilerin yargıya yönelik övgü dolu sözlerini hatırlatarak kendileri söz konusu olunca görüşlerinin değiştiğini ifade etti.
ANKARA - CHP lideri Deniz Baykal, partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmada AK Parti’nin kapatılması talebiyle açılan dava olmasaydı, sosyal güvenlik yasasını konuşacaklarını belirterek konuşmasının ilk bölümünü bu konuya ayırdı. AK Parti’nin anayasanın temelleriyle oynamak istediğini, bu nedenle de kapatılma davasıyla karşı karşıya kaldığını söyleyen Baykal, hükümeti hukuku kendilerine uydurmaya çalışmakla suçladı.
Haberin devamı
Seçimlerden itibaren toplumun rahat nefes alamadığını belirten Baykal “Önce Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarının içine sürüklendik. Bu konuyu iktidar çatışma, inatlaşma konusu haline getirdi. Türban konusunda da iktidar aynı yaklaşımı sürdürdü. Sosyal güvenlikle ilgili üslübu da diğer konularda olduğu gibi dayatmacı oldu” dedi.
“Başbakan’ın önce sendikacıları yalancılıkla suçladığını, sonra yasayı geri çekmek zorunda kaldığını” belirten Baykal “Bu ders başlangıçta alınmalıydı. Önümüzde kıdem tazminatıyla ilgili düzenleme var. Kıdem tazminatı özel sigorta kuruluşlarına yansıtılarak sosyal güvenlik özelleştirilmek üzeredir. Bunun sonuçlarını incelemek zorundayız. Bunun yaratacağı sıkıntılara dikkat çekmek isterim” dedi.
KAPATMA DAVASI HAKLI AMA
Baykal, daha sonra AK Parti hakkındaki kapatma davasına geçerek, “bu davayı memnuniyetle karşılamalarının mümkün olmadığını, demokrasilerde siyasi bir partinin kapatılması zorunluğunun ortaya çıkmasının üzüntü verici olduğunu” söyledi.
“Haklı gerekçelerle dava açılmış olmasına karşın bu bir demokrasi tökezlemesidir” diyen Baykal, şöyle konuştu:
“Biz bir siyasi partinin kapatılmasının ne olduğunu bilen insanlarız. Üstelik CHP’nin kapatılmasını gerekli kılacak birşey yoktu. İhtilal yapmış 5 kişinin isteğiyle CHP kapatıldı. Parti kapatılmasını da, hak yasağını da iyi biliriz.Bu demokrasi tökezlemesi bizi derinden üzdü. Son iddianameyle parti kapatılması talebinin resmen yapılır olması, bizi Türkiye’de demokrasiyi arzu ettiğimiz gibi rayına oturtamadığımızı göstermesi açısından üzmüştür.
“Bu iddianamede Türkiye’de yürürlükte olan Anayasal hukuk düzeniyle iktidarın uygulamaları arasında derin çelişkiler olduğu, hukuk sistemi karşısında uygulamaların kabul edilemez noktaya geldiği hukuken tespit ediliyor. İddianamede ciddi ve sağlam deliller var. Çelişki hukuk ve milli irade arasında değildir. Hukukla siyasi kadronun talepleri arasında çelişki vardır.
“Savcı bu iddianameyi ortaya koymadığı zaman sorun ortadan kalkıyor mu? Hayır. Bu çatışmadan ülkeyi korumanın yolu ‘hukuku o siyasi kadroya uydurmaktır’ diyorlar. Bu çatışmanın temelinde anayasanın dinin siyasette kullanılmasını yasaklayan anlayışı var. Laiklik dediğimiz bu. Çatışma anayasanın laiklik ilkesinden kaynaklanıyor. Laikliğin Türkiye’yi yöneten kadro tarafından hazmedilememiş, sindirilememiş olmasından kaynaklanan bir krizdir.”
2002 seçiminden sonra AK Parti’yi bu konularda uyardıklarını da belirten Baykal şöyle devam etti:
KİŞİYE ÖZEL HUKUK YAPILIRSA
“Bugün gelinen noktada hukuk harekete geçme gereğini duymuştur. Siyaset işlemeyince hukuk var, hukuk işlemeyince ne var? Partiler ve kişiler gelir ve geçer. Kişiler kendilerine göre hukuk yaparlarsa ülke de bedel ödemek zorunda kalır. Türkiye’de sağduyuya ihtiyaç var. Ülkeyi yönetenlerin olayı iyi kavramasına ihtiyaç var. Hukuku tıkayarak, kendinize göre hukuk imal ederek olmaz.
“Yüzde 46 oy almış bir parti kapatılır mı?” söylemlerine değinen Baykal,şöyle devam etti: “Yüzde 46’yı bırak, hiçbir parti kapanmaz. Ama yüzde 46 oy almak ve kapanma talebi, çok daha şaşırtıcıdır. O partinin, daha sorumlu olması gerekir. Hukuk oy düzeyine göre işler ya da işlemez diye ayırım mı yapacağız. Hukuk ya vardır ya da yoktur. ‘Çok oy almışa işlemez’ Yüzde
17 nasıl, uzlaşalım mı? ‘Yüzde 17 altında oy alanları kapatalım, üstendekileri kapatmayalım’ Öyle mi diyeceğiz. Zengin olana hukuk işlemeyecek mi? İyi eğitilmiş birisi cinayet işlediğinde ‘bunu mahkum mu edeceğiz’ diyeceğiz.”
DTP İLE İLGİLİ DAVANIN ARDINDAN GELEN AÇIKLAMALAR
Baykal, DTP’nin kapatılması talebi üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Yargıya intikal etmiş bir konuda konuşmak yanlış olur” dediğini ifade ederek, Erdoğan’ın, o zaman bunu söylerken, şimdi yargıya en büyük hakareti yaptığını öne sürdü.
Meclis Başkanı Köksal Toptan’a, AK Parti’ye yönelik kapatma davasına ilişkin açıklamalarını yakıştıramadığını belirten Baykal, Toptan’ın “23 Nisanda ben çocuklara ne söyleyeceğim” dediğini anımsattı. Baykal, “23 Nisanda çocuklara, bu memlekette anayasa, hukuk işler diyeceksin” görüşünü savundu.
Toptan’ın DTP ile ilgili davada, “Türkiye bir hukuk devletidir. Anayasa Mahkemesinin en doğru kararı vereceğine inanıyorum. Herkes hukuka güvensin, müsterih olsun” açıklamasında bulunduğunu belirten Baykal, şöyle devam etti:
“DTP ile ilgili böyle olacak da AKP ile ilgili niye olmayacak? Meclis Başkanı’na, 23 Nisanda gelen yabancı öğrencilerden biri ‘Daha önce bir parti Anayasa Mahkemesine verildiğinde böyle söylemiştiniz, şimdi böyle söylüyorsunuz. Bunu nasıl izah edeceksiniz?’ diye sorsa, ne diyecek?
Adalet Bakanı, ‘Yargıya intikal eden bir konu hakkında yorum yapmam uygun olmaz. Ancak şunu söyleyebilirim: Siyasilerin, kendilerini, davranış biçimlerini kontrol etmelerinin yararı vardır’ diyor. DTP’lilerin kendilerini, davranış biçimlerini denetlemelerinde yarar var da AKP yönetiminin, kendisini, davranış biçimini denetlemesinde yarar yok mu?
Eski Adalet Bakanı, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de ‘Hizmet için seçilenler, kavga çıkması, gerginlik çıkması için olaylara adeta çanak tutuyorlar. Partinin kapatılmasını en çok siyasiler istiyor. Yoksa bu kadar ahmakça politika gütmezlerdi’ Bunları kapatılması söz konusu olan DTP için söylüyor. Bunu AKP’ye çevirerek okuyalım: ‘Hizmet için seçilenler, kavga çıkması, gerginlik çıkması için olaylara adeta çanak tutuyorlar’ Yanlış mı? AKP için düşünün ‘Partinin kapatılmasını en çok siyasiler istiyor’ diyor. ‘Yüzde 50,70 oy alırız, bereket ekiyoruz tarlamıza’ diyenler...Samimi olmamız lazım.”
kaynak
CHP lideri Baykal, DTP’ye kapatma davası açıldığında AK Parti’lilerin yargıya yönelik övgü dolu sözlerini hatırlatarak kendileri söz konusu olunca görüşlerinin değiştiğini ifade etti.

ANKARA - CHP lideri Deniz Baykal, partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmada AK Parti’nin kapatılması talebiyle açılan dava olmasaydı, sosyal güvenlik yasasını konuşacaklarını belirterek konuşmasının ilk bölümünü bu konuya ayırdı. AK Parti’nin anayasanın temelleriyle oynamak istediğini, bu nedenle de kapatılma davasıyla karşı karşıya kaldığını söyleyen Baykal, hükümeti hukuku kendilerine uydurmaya çalışmakla suçladı.
Haberin devamı
Seçimlerden itibaren toplumun rahat nefes alamadığını belirten Baykal “Önce Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarının içine sürüklendik. Bu konuyu iktidar çatışma, inatlaşma konusu haline getirdi. Türban konusunda da iktidar aynı yaklaşımı sürdürdü. Sosyal güvenlikle ilgili üslübu da diğer konularda olduğu gibi dayatmacı oldu” dedi.
“Başbakan’ın önce sendikacıları yalancılıkla suçladığını, sonra yasayı geri çekmek zorunda kaldığını” belirten Baykal “Bu ders başlangıçta alınmalıydı. Önümüzde kıdem tazminatıyla ilgili düzenleme var. Kıdem tazminatı özel sigorta kuruluşlarına yansıtılarak sosyal güvenlik özelleştirilmek üzeredir. Bunun sonuçlarını incelemek zorundayız. Bunun yaratacağı sıkıntılara dikkat çekmek isterim” dedi.
KAPATMA DAVASI HAKLI AMA
Baykal, daha sonra AK Parti hakkındaki kapatma davasına geçerek, “bu davayı memnuniyetle karşılamalarının mümkün olmadığını, demokrasilerde siyasi bir partinin kapatılması zorunluğunun ortaya çıkmasının üzüntü verici olduğunu” söyledi.
“Haklı gerekçelerle dava açılmış olmasına karşın bu bir demokrasi tökezlemesidir” diyen Baykal, şöyle konuştu:
“Biz bir siyasi partinin kapatılmasının ne olduğunu bilen insanlarız. Üstelik CHP’nin kapatılmasını gerekli kılacak birşey yoktu. İhtilal yapmış 5 kişinin isteğiyle CHP kapatıldı. Parti kapatılmasını da, hak yasağını da iyi biliriz.Bu demokrasi tökezlemesi bizi derinden üzdü. Son iddianameyle parti kapatılması talebinin resmen yapılır olması, bizi Türkiye’de demokrasiyi arzu ettiğimiz gibi rayına oturtamadığımızı göstermesi açısından üzmüştür.
“Bu iddianamede Türkiye’de yürürlükte olan Anayasal hukuk düzeniyle iktidarın uygulamaları arasında derin çelişkiler olduğu, hukuk sistemi karşısında uygulamaların kabul edilemez noktaya geldiği hukuken tespit ediliyor. İddianamede ciddi ve sağlam deliller var. Çelişki hukuk ve milli irade arasında değildir. Hukukla siyasi kadronun talepleri arasında çelişki vardır.
“Savcı bu iddianameyi ortaya koymadığı zaman sorun ortadan kalkıyor mu? Hayır. Bu çatışmadan ülkeyi korumanın yolu ‘hukuku o siyasi kadroya uydurmaktır’ diyorlar. Bu çatışmanın temelinde anayasanın dinin siyasette kullanılmasını yasaklayan anlayışı var. Laiklik dediğimiz bu. Çatışma anayasanın laiklik ilkesinden kaynaklanıyor. Laikliğin Türkiye’yi yöneten kadro tarafından hazmedilememiş, sindirilememiş olmasından kaynaklanan bir krizdir.”
2002 seçiminden sonra AK Parti’yi bu konularda uyardıklarını da belirten Baykal şöyle devam etti:
KİŞİYE ÖZEL HUKUK YAPILIRSA
“Bugün gelinen noktada hukuk harekete geçme gereğini duymuştur. Siyaset işlemeyince hukuk var, hukuk işlemeyince ne var? Partiler ve kişiler gelir ve geçer. Kişiler kendilerine göre hukuk yaparlarsa ülke de bedel ödemek zorunda kalır. Türkiye’de sağduyuya ihtiyaç var. Ülkeyi yönetenlerin olayı iyi kavramasına ihtiyaç var. Hukuku tıkayarak, kendinize göre hukuk imal ederek olmaz.
“Yüzde 46 oy almış bir parti kapatılır mı?” söylemlerine değinen Baykal,şöyle devam etti: “Yüzde 46’yı bırak, hiçbir parti kapanmaz. Ama yüzde 46 oy almak ve kapanma talebi, çok daha şaşırtıcıdır. O partinin, daha sorumlu olması gerekir. Hukuk oy düzeyine göre işler ya da işlemez diye ayırım mı yapacağız. Hukuk ya vardır ya da yoktur. ‘Çok oy almışa işlemez’ Yüzde
17 nasıl, uzlaşalım mı? ‘Yüzde 17 altında oy alanları kapatalım, üstendekileri kapatmayalım’ Öyle mi diyeceğiz. Zengin olana hukuk işlemeyecek mi? İyi eğitilmiş birisi cinayet işlediğinde ‘bunu mahkum mu edeceğiz’ diyeceğiz.”
DTP İLE İLGİLİ DAVANIN ARDINDAN GELEN AÇIKLAMALAR
Baykal, DTP’nin kapatılması talebi üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Yargıya intikal etmiş bir konuda konuşmak yanlış olur” dediğini ifade ederek, Erdoğan’ın, o zaman bunu söylerken, şimdi yargıya en büyük hakareti yaptığını öne sürdü.
Meclis Başkanı Köksal Toptan’a, AK Parti’ye yönelik kapatma davasına ilişkin açıklamalarını yakıştıramadığını belirten Baykal, Toptan’ın “23 Nisanda ben çocuklara ne söyleyeceğim” dediğini anımsattı. Baykal, “23 Nisanda çocuklara, bu memlekette anayasa, hukuk işler diyeceksin” görüşünü savundu.
Toptan’ın DTP ile ilgili davada, “Türkiye bir hukuk devletidir. Anayasa Mahkemesinin en doğru kararı vereceğine inanıyorum. Herkes hukuka güvensin, müsterih olsun” açıklamasında bulunduğunu belirten Baykal, şöyle devam etti:
“DTP ile ilgili böyle olacak da AKP ile ilgili niye olmayacak? Meclis Başkanı’na, 23 Nisanda gelen yabancı öğrencilerden biri ‘Daha önce bir parti Anayasa Mahkemesine verildiğinde böyle söylemiştiniz, şimdi böyle söylüyorsunuz. Bunu nasıl izah edeceksiniz?’ diye sorsa, ne diyecek?
Adalet Bakanı, ‘Yargıya intikal eden bir konu hakkında yorum yapmam uygun olmaz. Ancak şunu söyleyebilirim: Siyasilerin, kendilerini, davranış biçimlerini kontrol etmelerinin yararı vardır’ diyor. DTP’lilerin kendilerini, davranış biçimlerini denetlemelerinde yarar var da AKP yönetiminin, kendisini, davranış biçimini denetlemesinde yarar yok mu?
Eski Adalet Bakanı, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de ‘Hizmet için seçilenler, kavga çıkması, gerginlik çıkması için olaylara adeta çanak tutuyorlar. Partinin kapatılmasını en çok siyasiler istiyor. Yoksa bu kadar ahmakça politika gütmezlerdi’ Bunları kapatılması söz konusu olan DTP için söylüyor. Bunu AKP’ye çevirerek okuyalım: ‘Hizmet için seçilenler, kavga çıkması, gerginlik çıkması için olaylara adeta çanak tutuyorlar’ Yanlış mı? AKP için düşünün ‘Partinin kapatılmasını en çok siyasiler istiyor’ diyor. ‘Yüzde 50,70 oy alırız, bereket ekiyoruz tarlamıza’ diyenler...Samimi olmamız lazım.”
kaynak