'Laikliği zorla dayatamazsınız'

Serdengeçti

Banned
Katılım
8 May 2007
Mesajlar
1,808
Reaction score
0
Puanları
0
'Laikliği zorla dayatamazsınız' 9 Nisan 2008



AKP davası için 'İlişkilere darbe vurur' uyarısı yapan AB yetkililerine Komisyon Başkanı Barroso eklendi: Demokrasiyle bağdaşan karar alınmasını arzuluyoruz


Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso yarın başlayacak Türkiye ziyareti öncesi ilk mesajlarını dün Kanal D Ana Haber'de verdi. Mehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtlayan Barroso, AKP'ye açılan davayla ilgili 'hipotezler üzerinden yorum yapmak istemediğini' söyledi ve "Nasıl ki zorla bir din dayatmak mümkün değilse aynı şekilde sekülerlik ya da laiklik de zorla dayatılamaz. Askeri yoldan ya da mahkemeler yoluyla olsun" dedi.



Birand: Acaba Türkiye'de gerçekten neler olup bittiğini anladığınızı sanıyor musunuz, anlayabiliyor musunuz?



Barroso: Öncelikle, gerçekten çok ilgiyle izlediğimi söylemek istiyorum. Gerçekten şu an Türkiye'ye gitmeyi çok büyük bir merakla bekliyorum. Ülkenize çok büyük hayranlık duyuyorum. Büyük bir ülke, büyük bir kültür. İlk kez AB Komisyonu Başkanı sıfatıyla geliyorum ve dolayısıyla en üst düzeyde Türkiye yetkili makamlarıyla görüşeceğim. Aynı zamanda muhalefet partileriyle de görüşeceğim, parlamentoda söz alacağım. Şu anki siyasi zamandan söz ediyorsanız açıkçası şaşırdığımızı itiraf etmeliyim, hatta biraz da kaygılandığımızı. Çünkü Avrupa'da seçimleri kazanmış bir partinin ve devletin birçok yöneticisinin aleyhinde bu tür bir hukuki, cezai sürecin başlaması çok normal değil yani bu gerçekten bizi kaygılandıran bir şey.



Birand: Tabii iyi bir haber de var. İki yıldır 301. madde değişikliği bekleniyordu, şimdi değişiyor. Peki bu yeni ifade, komisyonu tatmin edecek mi?



Barroso: Şu an önerilen kesin metni henüz görmüş değilim ama ilk anda, doğru yönde atılmış bir adım gibi görünüyor bana. Çünkü 301. madde şu anki haliyle bizlerin, Avrupa'daki basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü konusundaki zihniyetimize biraz aykırı gibi geliyor.



Birand: Sizden az önce, muhalefet lideri sayın Baykal 301 konusunda söz aldı ve dedi ki; "Bakın Refah Partisi (RP) kapatıldığında Avrupa hiç sesini çıkarmadı. Şimdi ise soru soruyorlar." Peki Avrupa acaba sayın Başbakan Erdoğan'ı mı savunmak istiyor?



Barroso: RP kapatıldığı sırada Türkiye aday ülke statüsüne sahip değildi. Dolasıyla birlikte çalışmak, bizim hem hakkımız hem de görevimizdir. Türkiye ve Avrupa kurumları olarak birlikte çalışmamız gerekiyor ve böylece birtakım sorunları birlikte çözmeliyiz. Ben Türkiye'ye ders verecek değilim katiyen, Türkiye'ye bir koşul da dayatacak değilim. Ama madem ki Türkiye AB'ye üye olmak istiyor, o zaman birlikte çalışmalıyız, tecrübeleri paylaşmalıyız ve birlikte hangi koşullarda bu hedefe ulaşabileceğimize bakmalıyız. Ama bu bir yana, bir şeyi açığa kavuşturmak istiyorum. AB Türkiye'yi destekliyor. Umarız, Türkiye, AB'ye üye olacaktır, yani A partisi ya da B partisi değil. Dolayısıyla doğal olarak bizim ilişkilerimiz hükümetler aracılığıyla, cumhurbaşkanları aracılığıyla yürütülüyor. Yarın muhalefet liderleriyle görüşeceğim ama şunu anlamak lazım. Biz modern, Avrupalı bir Türkiye istiyoruz ve bunu Türkiye haklının iyiliği için istiyoruz.



Birand: Evet ama, komisyonun AKP'nin kapatılma davasıyla ilgili tavrı... Yani Türkiye'de bu konuda edindiğimiz izlenim şu: Sanki Avrupa, komisyon sayın Başbakan'a elini uzatmak istiyor ya da partisine destek vermek istiyor. Avrupa ne tür bir Türkiye'yi aday olarak kabul etti? Laik bir Türkiye'yi mi? Yani laiklik AB'ye üyelik için olmazsa olmaz bir koşul mu?



Barroso: Biz Türkiye'nin bütününü destekliyoruz ve biz de Türkiye'nin meşru, demokratik makamlarıyla birlikte çalışıyoruz. Şu an için AKP iktidarda ve dolayısıyla sayın Başbakan Erdoğan'la birlikte çalışıyoruz. Kendisini gayet iyi tanıyorum ve çok da büyük saygım var. Ama bu şu demek değil, AB Komisyonu şu partiyi diğer partilere karşı destekliyor demek değil. Laiklik meselesine gelince... Bizim için, Avrupa açısından işin temeli şu: Mutlaka işin dini boyutuyla siyasi boyutu, kamu boyutu arasında bir ayrılma olması lazım. Esas olan özgürlüktür; dini özgürlük, tüm dinlerin özgürlüğü ama aynı zamanda da bir din sahibi olmama özgürlüğünün de olması lazım. Avrupa için önemli olan budur. Sekülerlik ya da laiklik diyebiliriz ama demokratik olmalı. Nasıl ki bir dini zorla dayatamazsınız, aynı şekilde sekülerlik ya da laiklik de, zorla, askeri yoldan olsun ya da mahkemeler yoluyla olsun, dayatamazsınız. Gerçekten bir ulusal diyalog zihniyeti içinde, özgürlük değerleriyle, hoşgörülük değerleriyle çeşitliliği, çoğulculuk değerlerini bir arada bağdaştırmak lazım. Benim Türkiye'ye çağrım bu. Ama tabii devlet deyince, devlet tabii ki herhangi bir dinden tamamen bağımsız olmalıdır.



Birand: İşte bu yüzden de cumhuriyet başsavcısı bir tehlike olduğunu tespit etti. Anayasa Mahkemesi eğer AKP'nin kapatılması yönünde karar alırsa, ilişkilerimiz askıya alınır mı?



Barroso: Birtakım hipotezler üzerinde fikir belirtmek istemiyorum. Biz tabi ki Anayasa Mahkemesi'nin kararının hukuk devleti ve demokrasi ilkeleriyle bağdaşan bir karar olmasını arzu ediyoruz. Üzerinde durmak istediğim şu: Türkiye mutlaka dışardan bakıldığında da - bunun üzerinde ısrarla durmak istiyorum- bireysel özgürlük değerlerinin, insan haklarına saygı değrlerinin ve aynı zamanda siyasi alanla dini alanın ayrıştığı bir ülke olarak görülmesi lazım.



Birand: Türkiye'de birçok insan demokrasilerin de kendilerini koruması gerektiğini düşünüyor. Ve burada bu tartışma tekrar başlıyor yani laik bir Türkiye'yi mi Avrupa istiyor yoksa yarı laik, yarı demokratik, yarı esnek mi?



Barroso: Bakın, biz Türkiye'yle Avrupa'daki tecrübelerimizi paylaşmak istiyoruz çünkü devlet laiktir dediğimiz zaman toplumun da laik olması anlamına gelmiyor bu. Çünkü Avrupa ülkelerinde de farklı dinler var çünkü Avrupa artan oranda farklı kültürleri, farklı dinleri bir arada bulunduruyor. Dolayısıyla eğer bana laik bir Türkiye istiyor musunuz derseniz evet, laik bir devlet olması lazım mutlaka. Ama toplumda varolan dinleri de tanımalı. Burada demokrasiyi de vurgulamak önemli. Çünkü laiklik mutlak bir değer değil. Demokrasi, insan haklarına saygı ve her bireyin, her erkeğin, her kadının haklarına saygı, bu temel bir husustur. Ve burada, Avrupa'da tek bir modelimiz yok, mesela başörtüsü sorununa gelince, değişik modellerimiz var Avrupa'da. Dolayısıyla ben burada bir tavır alacak değilim, almamalıyım da. Burada önemli olan husus şu: Türkiye'nin bir ulusal diyalog anlayışı içinde bu laikliğe saygı göstermenin yolunu bulmalıdır. Bunu yaparken de çoğunluğun arzusuna karşı gelmemelidir.

Birand: Peki, komisyon açısından, mesela Venedik komisyonunun kriterleri uygulanabilir mi?



Barroso: Türkiye artık Avrupa Birliği'ne aday. Sadece modellerimizi değil tecrübelerimizi de paylaşmak istiyoruz. Tabii ki Venedik komisyonunun bir doktrini var ve bu önemli, üzerinde düşünülmesi gerekir. Aynı şekilde Avru İnsan Hakları Mahkemesi'nin bütün içtihatı da dikkate alınmalı. Ama bu, din meselesi üzerinde bir tavır alma değildir. Dinle ilgili değil bu, demokratik partilerle ilgili. Çoğunluğun iradesine saygı gösterilmeli ama çoğunluğun da azınlığa saygı göstermesi lazım.



Birand: Partinin kapatılması şu ya da bu şekilde ilişkilerimizi etkileyecek mi?



Barroso: Demokratik normal bir sistemde, güçlendirilmiş bir sistemde, halkın çoğunluğu tarafından seçilmiş, seçimleri kazanmış bir partinin ve devletin en üst makamlarının bu şekilde sorgulanması pek normal değil. Tabii ki bunun birtakım sonuçları olur. Birçok kuşku uyandırabilir, Türkiye'nin hangi yoldan gittiği konusunda kuşku uyandırabilir. Benim Türk toplumuna çağrım, sadece Türk elitlerine, Türk siyasilerine değil, Türk toplumuna çağrım şu: Farklı güçler arasında diyalog olabilmesi lazım. Demokrasiyle bu dinle, devlet arasındaki ayrımın bağdaşabilmesi lazım.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8655067.asp?gid=229&sz=41647
 
laikliği zorla dayatamazsınız........ama islamcılığı dayatabilirsiniz....
zaten avrupa da laik değil hepsi klise ve incil kurallarına göre yönetiliyor....
din devletlerinden oluşan avrupa tabi yanında çok sevdiği islam diniyle yönetilen bir devlet de ister....
zaten ab-d hemen hemen bütün islam devletlerini yönetiyo biz de şeriat devleti olalım bizi de rahat rahat sömürgeleştirsin...
vs.vs.vs.....
 
Bizden uzak Barosso bile demokrasi diyor biz hala antidemokrasi istiyoruz. Unutmayın islamda nasıl dayatma yoksa aynı şekilde laiklikte de dayatma olmamalı. varsın herkes istediği yaşam tarzını seçsin. benim laik olacağım diye bir şey yok olmam da
 
Breyler Laik olmaz devlet laik olur.

o kadar emin oLma =)

Laik oLup oLmamak bireye kaLmış bişeydir.. Laik yada dinci fark etmes... ama şunu akLına iyi kazı bu ülkede Atatürkçü gençLer varken bu üLke ŞeriatLa yönetiLemez yönettirmeyiz.!
 
avrupa birliğini isteyen kimler kii bu mesajı ciddiye alsın

bu mesajı pkk ciddiye alır en çok onlar istiyor avrupa uyum yasalarını

bu mesajı yobazlar ciddiye alır onlarda çok istiyor anayasanın değişmesini

banane elin gavurunun düşüncesinden

laikliği dayatmıyoruz biz laikliği savunuyoruz

avrupa nın karanlık emelleri gün gibi ortadadır ve bu emellere hizmet edenler ihanet içindedir

elin gavuru soruyor ne oldu anayasayı değiştirecektiniz ama gündeme getirmiyorsunuz
(ulan gavur görmüyormusun buna yeltenenler hiç gündeme alırmı anayasayı bir ara komisyon kurdular dı yeni anayasa hazırladılar şimdi tutuştular hazırladıkları anayasanın bir taraflarına sıkıştırılmasından korktular)

avrupa birliği emecek kan arıyor ve ülkemize sulanıyorlar
işbirliği yapanlar ihanet içindedir
 
laikliği zorla dayatamazsın ne ya? türkiye cumhuriyetinin temel ilkelerinden birini dayatmaya gerek yok ki. zaten hayatın bir parçası olmak durumunda. ne biliyim halkçılığı dayatamazsın, inklapçılığı dayatamazsın gibi birşey.. saçma.

bu arada dinin siyasete alet edilmesine karşı olmak dine karşı olmak anlamına gelmez. erbakan öncsinde türbanlılar üniversitelere girebiliyordu. fakat malesef bizde yasakçı bir anlayış olduğu için sorunu çözmek yerine toptan yasaklama seçeneğine yöneliyoruz. (sırf dini konularda değil tabii bu yasakçılık. bakınız :youtube)

özgürlüklerden sürekli bahseden rte nin de sadece türban hakkında bu kadar savunmacı olması da pek bi garip değil mi?
 
İnsanların eğitim haklarının saçma sebebleriyle ellerinden alınması pek tabiki youtube dan daha önce gelir
Ve kesinlikle ikisinin kıyaslanması bile olaylara ne derece yabancı olduğunuzu göstermekten öteye gitmez
 
siyasi simgelerin okullara sokulmaması saçma sebep değildir. 80 öncesinde girebiliyolardı da şimdi mi garezimiz oldu türbanlılara? bırakın boş işleri.

okuduğunu anlayamayanlar için not: youtube örneği boyut açısından değil güncellik ve türkiyedeki yasakçı zihniyeti ortaya koymak açısından verilmiştir.
 
Laikliği dayatmıyoruz. Laiklik bu ülkenin temelinde var olan bir şeydir.

Abd ye gitmek için vize alıp kurallarına uyman gerekiyor. Bu ülkede doğmak için de bazı kriterler isteniyor sizden.

Laik devletin layık vatandaşları olurmuş..
 
Laikliği aldığımız Fransa dışındaki hangi ülkenin anayasasında laiklik maddesi var.

Kaldıki esas sorun laiklik değil laikliği kendi kafa yapılarına göre düzenleyenlerde.

Varmısınız laikliği fransada uygulnadığı şekilde bizde uygulanmasına
 
Danimarka'da yeni alınan kararla artık başörtüsü takan hakimler görev yapabilecek.

Danimarka Mahkemeler İdaresi’nin hazırladığı personel beklentileri yönetmeliği ile hâkimlerin başları örtülüyken görev yapabilecekleri deklare edildi.

Tek şart yüzün açıkta bırakılması. Yüksek Mahkeme Başkanı Torben Melchior, bir süre önce "Erkek eli sıkmayan veya saçını göstermeyen biri hâkim olamaz diye bir kural yoktur" demişti. Bu sözler yönetmeliğin şekillenmesinde rol oynadı. Başbakan Anders Fogh Rasmussen de "Özgür Danimarka düşüncesi, insanların giyimine özel ve kamusal alanda karışmaz. Müslüman kadınları rahat bırakın" diye konuşmuştu.

bugün
9 Nisan 2008 07:44
 
Laikliği aldığımız Fransa dışındaki hangi ülkenin anayasasında laiklik maddesi var.

Kaldıki esas sorun laiklik değil laikliği kendi kafa yapılarına göre düzenleyenlerde.

Varmısınız laikliği fransada uygulnadığı şekilde bizde uygulanmasına

türbanı nerden aldın?
 
Yine nasıl oluyorsa oluyor konuyu türbana bağlamışsınız.

Bizden Atatürk düşmanlarının eline koz vermemizi istemeyin.

Bizim toplum biraz özenti olabilir ama bu Fransa yı taklit edeceğimiz anlamına gelmez...
 
ѕσηυη¢υ;2826589' Alıntı:
türbanı nerden aldın?

Peki Türbanı Fransa ve nereden aldı ki üniversitelerde serbest.

Daha doğrusu dünyada Türkiye dışında ki bütün üniversitlerde serbest.

Sadece bizim ülkemizde yasak.Peki biz bu laikliği nerden aldık
 
körler sağırlar birbirini ağırlar tartışma ne yöne kaymış yaw bu ülkeye halifenin kendisi şeriat getirememiş bu neyin tartışması
 
Geri
Üst