64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Kapatılması istenen parti, 22 Temmuz’da yüzde 47 oy alan AKP değil beyler! Arkasında Milli İradenin yüzde kırk yedisi olan AKP “Biz değiştik, Milli Görüş gömleğini çıkardık” diye oy isteyen ve alan AKP idi. Oysa kapatılması istenen AKP, daha önce laiklik karşıtı eylemlerin odağı oldukları için kapatılan Milli Selametinden Refahına kadar partilerin devamı olduğu kanıtlarıyla iddianamede yer alan AKP…
22 Temmuz’da yüzde kırk yedinin oy verdiği AKP değil kapatılmak istenen beyler.
O yüzde kırk yedi’nin bir bölümü başka seçenek olmadığı için, bir bölümü de kömür mercimek gelecek yerden oy esirgenmeyeceği için vermişti oyunu AKP’ye, yoksa rejimi temelinden yıksın, hukuk devletini tarumar etsin diye değil.
Onların oy verdiği AKP değil kapatılmak istenen.
Yüzde kırk yedi içinde yüzde on, on beş kadar Milli görüş oyu var ya…
Kapatılması istenen AKP işte o AKP…
Kapatılması için iddianame hazırlanan AKP bu Cumhuriyetin, bu Anayasanın, bu hukuk düzeninin sağladığı olanaklarla milletvekili seçilip;
“…hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma…” diye yemin eden milletvekillerinin AKP’si değil beyler ! Kapatılması istenen AKP, doğum gününde “Tek Adam”a sadakat, sadakat, sadakat hediye ederek yüzde kırk yedinin sorumluluğunu bir kenara bırakıp, inip kalkan parmaklarını o “Tek Adam”ın emrine tahsis eyleyenlerin AKP’si…
Kapatılması için iddianame hazırlanan AKP, Tayyip Erdoğan milletvekili ve ardından da Başbakan olsun diye Siirt seçimi icat edildiğinde hukuku alkışlayan AKP değil beyler ! Kapatılması istenen AKP, iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Başsavcısına ve Yargı’ya edilmedik hakaret, sövgü bırakmayan ve medyadaki yandaşlarıyla adeta bir linç uygulayanların AKP’si…
“ Milletimizi hiç layık olmadığı halde böyle garabetle, böyle bir ayıpla karşı karşıya bırakanlar, bunun utancını yaşamaktan kurtulamayacaklardır. Kim bu ülkeyi huzursuz ederek, istikrarına gölge düşürmeye çalışarak, kendine fayda sağlayacağına inanıyorsa gaflettedir… Herkes bu millete ve memlekete vereceği zararın vebalini üstleneceğini iyi bilmelidir” diyerek iddianameyi görüşüp karar verecek olan Anayasa Mahkemesi yargıçlarını tehdit ederek baskı altına alan Tayyip Erdoğan’ın AKP’si…
Kapatılması istenen AKP, laik demokrasinin ayrılmaz bir parçası ve yılmaz bir bekçisi olan AKP değil beyler. Kapatılması istenilen AKP, TSK Irak’ın kuzeyinde harekât yaparken türbanı gündemin başköşesine oturtup toplumu geren ve ikiye bölen AKP… Lideri, çağdaş hukuku bir yana itip mahkemelerin din ulemasından fetva alması gerektiğini söyleyen AKP… Lideri, “Katili ancak ölenin ailesi affedebilir” diyerek çağdaş hukukun değil, dinsel hukukun savunucusu olduğunu açıkça söyleyen AKP…
Kapatma davası üzerine A’raf Suresinin 179. Ayetinin “Bazı insanlar vardır, kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır, görmezler” kısmını okuyarak görevini yapan hukukçuları ve AKP’li olmayanları Ayet’in bütününe göre hayvan ve cehennemlik olarak niteleyen Erdoğan’ın AKP’si… Kapatılmak istenen AKP işte bu AKP bayanlar beyler. Kapatılması istenen AKP, Türkiye Cumhuriyetinin Başsavcısının iddianamesindeki AKP’dir, yoksa döneklerin, liboşların, beslemelerin, yalakaların köşe yazılarındaki AKP değil…
Kemal ÖNCÜ
22 Temmuz’da yüzde kırk yedinin oy verdiği AKP değil kapatılmak istenen beyler.
O yüzde kırk yedi’nin bir bölümü başka seçenek olmadığı için, bir bölümü de kömür mercimek gelecek yerden oy esirgenmeyeceği için vermişti oyunu AKP’ye, yoksa rejimi temelinden yıksın, hukuk devletini tarumar etsin diye değil.
Onların oy verdiği AKP değil kapatılmak istenen.
Yüzde kırk yedi içinde yüzde on, on beş kadar Milli görüş oyu var ya…
Kapatılması istenen AKP işte o AKP…
Kapatılması için iddianame hazırlanan AKP bu Cumhuriyetin, bu Anayasanın, bu hukuk düzeninin sağladığı olanaklarla milletvekili seçilip;
“…hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma…” diye yemin eden milletvekillerinin AKP’si değil beyler ! Kapatılması istenen AKP, doğum gününde “Tek Adam”a sadakat, sadakat, sadakat hediye ederek yüzde kırk yedinin sorumluluğunu bir kenara bırakıp, inip kalkan parmaklarını o “Tek Adam”ın emrine tahsis eyleyenlerin AKP’si…
Kapatılması için iddianame hazırlanan AKP, Tayyip Erdoğan milletvekili ve ardından da Başbakan olsun diye Siirt seçimi icat edildiğinde hukuku alkışlayan AKP değil beyler ! Kapatılması istenen AKP, iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Başsavcısına ve Yargı’ya edilmedik hakaret, sövgü bırakmayan ve medyadaki yandaşlarıyla adeta bir linç uygulayanların AKP’si…
“ Milletimizi hiç layık olmadığı halde böyle garabetle, böyle bir ayıpla karşı karşıya bırakanlar, bunun utancını yaşamaktan kurtulamayacaklardır. Kim bu ülkeyi huzursuz ederek, istikrarına gölge düşürmeye çalışarak, kendine fayda sağlayacağına inanıyorsa gaflettedir… Herkes bu millete ve memlekete vereceği zararın vebalini üstleneceğini iyi bilmelidir” diyerek iddianameyi görüşüp karar verecek olan Anayasa Mahkemesi yargıçlarını tehdit ederek baskı altına alan Tayyip Erdoğan’ın AKP’si…
Kapatılması istenen AKP, laik demokrasinin ayrılmaz bir parçası ve yılmaz bir bekçisi olan AKP değil beyler. Kapatılması istenilen AKP, TSK Irak’ın kuzeyinde harekât yaparken türbanı gündemin başköşesine oturtup toplumu geren ve ikiye bölen AKP… Lideri, çağdaş hukuku bir yana itip mahkemelerin din ulemasından fetva alması gerektiğini söyleyen AKP… Lideri, “Katili ancak ölenin ailesi affedebilir” diyerek çağdaş hukukun değil, dinsel hukukun savunucusu olduğunu açıkça söyleyen AKP…
Kapatma davası üzerine A’raf Suresinin 179. Ayetinin “Bazı insanlar vardır, kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır, görmezler” kısmını okuyarak görevini yapan hukukçuları ve AKP’li olmayanları Ayet’in bütününe göre hayvan ve cehennemlik olarak niteleyen Erdoğan’ın AKP’si… Kapatılmak istenen AKP işte bu AKP bayanlar beyler. Kapatılması istenen AKP, Türkiye Cumhuriyetinin Başsavcısının iddianamesindeki AKP’dir, yoksa döneklerin, liboşların, beslemelerin, yalakaların köşe yazılarındaki AKP değil…
Kemal ÖNCÜ
