“Danıştay’ın Türk Milleti” hangi galakside yaşıyor?

digiklan türban siyasi simge diyosunda hangi partinin siyasi simgesi solermisin lütfen?türbanı kullanmayan partimi var...Lütfen bilmiyormuş gibi konuşmayın...

Ve bence sizler anlamamkta direniyorsunuz başı açık yada kapalı o insanın bu vatana hayırlı olmasını yada bu millet için çabalaması alacağı eğitimle ve fikrleriyle olur...Kpalaı yada açık bu ülkeye yararına birşeyler yapmk istemiyorsa yapmaz zaten.. Goruyoruz bunların orneklerini:bir bakıyosun habere kundaklama yapan teror orgutu uyesi üniversteli bir gencimiz çıkıyor..demek olay eğtimde bitiyor...

Bnce türbandan değil bu eğitimsizlikten korkmalı..Çünkü ülkemizde aydın dediğimiz insan çıkıyor bir yorumunda türban takan gerici dir diyor.. Bumu adınlık tamam onay vermeyebilirsin ama saygı goster.........

Sana katılıyorum. Ama sen benim söylediğim bir noktayı anlamamışsın. Türban siyasi bir simgedir ve siyasi islamın simgesidir. Erbakan'ın önünü çektiği bir islamcı muhafazakar görünen ama amacı islam devrimi yapmak olan bu nedenle de bir çok kez partileri kapatılan bir siyais hareketin simgesidir. Türbanın kaç senelik mazisi olduğu benden iyi bilirsin.

Başörtüsü problemi yok bu ülkenin. Başını örtene, namaz kılana zulüm uygulanıyor deniliyor. Devlet siyasi islamın şeriat devrimini engellemek için bireysel şeriatı yaşayıp başını örtmek isteyen kızların okula girmesine izin vermiyor.

Devletin amacı üniversiteye türbanla giren kızlar yüzünden türbansız giren kızların kendisini daha az müslüman, daha az ahlaklı hissedip baskı altına girmesini engellemektir. Çünkü şeriatçı islamın amacı üniversitelerde türbanlı kuşaklar çıkarmak bunu rejime karşı bir baskı unsuru olarak kullanmaktır.

Yoksa ben başı kapalı kızların eğitime açık olanlardan daha fazla ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Kapalı aile ve toplum sisteminde büyüyen kızlarımıza bilim öğretmeliyiz onları kocalarına, babalarına muhtac olmayan bireyler olarak üretime katmaya çabalamalıyız.

Ancak bu insani nedenler ile sosyal bir proje olarak çıkmadı ortaya. Bu belli bir ideolojilk görüşün %47 oy aldığı için rejime karşı gövde gösterisine dönmüştür. Bu gövde gösterisini ilk yapan Menderes'se ne olduğunu biliyorsunuz. 2. gövde gösterisi 28 şubat'ı ortaya çıkarmıştır.

Yani problem senin iddia ettiğin gibi laikliğin bireysel müslümanlığa karşı saldırısı zorbalığı değildir. Bu zorba şeriatçıların ülkeyi amerika'nın istediği baskıcı şeriat rejimine sokma çabasına karşı devletin gösterdiği bir reflekstir.

Tüm iyi niyetimle anlatmaya çalışıyorum, senin iyi niyetli olduğuna inanarak.
Eğer bu ülkenin refahı ve mutluluğu sSiyasi İslamı ŞEriat rejiminden geçtiğine inansam hiç düşünmeden ben de destek veririm. Ama unutmayınız dünyadaki baskıcı rejimlerin hiç birinin ülkeye ve halka refah getirdiği olmamıştır. Şeriatta baskıcı bir rejimdir ve gücünü Allah ve Kitaptan aldığını iddia ettiği için asla eleştirilemez, değiştirilemez ve muhalefeti kaldırmaz.

Yani bugün nasıl bazı gazetelerde ahlaksızca laikliğe karşı muhalefet yapılabiliyorsa bunu laiklik ve demokrasiye borçludurlar. Şeriat ile yönetilseydik kimse çıkıp bırakın laikliği, seçim sistemi değişsin diye bile muhalefet yapamazdı.

İran'da Tahran Emniyet Müdürü genelevde 6 kadınla basılmış ve görevden alınmış. Bu haberi İran'ın resmi ve büyük haber ajanslarıı geçmemiş. İşte şeriat böyle bir rejimdir...

saygılar
 
fikirlerine saygım sonsuz çoğu cümlende de hem fikiriz...Benim derdim bu ülkede eşitliin olmaması..Bnm için açık yada kapalı frketmez hepimiz bu vatanın evladıyız..Ancak ülkede bukadar adaletsizlik varken birilerinin biz hukuk devletiyiz türban olamaz demesi:Laikliğe ve cumhuriyete bukadar savaş açılmışken birilerin türban konusunda laikci olmaları ama diğer olaylarda hep susmaları...ister istemez insanda türban düşmanlığı düşüncesi uyandırıyor:
 
Hani, "mahalle baskısı" diyorlar ya... Hani, "başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılması pek önemli değil ama; Hukuk mezunu başörtülü ileride savcı veya hakim olursa, başı açıklar aleyhinde karar verir" paranoyasını ileri sürüyorlar ya; bunun "mefhum-u muhalifi"ni, yani "tersini" hiç düşünmüyorlar...

Oysa, "aklı ve mantığı" olan bir insan şöyle düşünür: "Yargı kürsüsündeki bayan başörtülü ise ve başı açıklar aleyhinde karar verebileceği iddia ediliyorsa, aynı iddia başı açık hakimler ve savcılar için de geçerlidir... Pekalâ, onlar da başörtülü bir sanık aleyhinde karar verebilirler!.."
Öyle değil midir?..
Böyle karar vermezler mi?..

BU KAFAYA GÜVEN DUYULUR MU? İşte, en son örneği...
Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan'ın sarfettiği son sözler, "başı açık hakim ve savcılar"a ne kadar "güven" duyulabileceğini ortaya koymuştur...
Ya da, "ne kadar güven duyulmayacağını!"
Buyrun, Tansel Çölaşan'ın "ihsas-ı rey" olarak kabul edilebilecek sözlerini birlikte okuyalım:
¥ "Hem özgürlük diyorsunuz, hem de kapanmak istiyorsunuz. Kapanmanın özgürlüğü olur mu? Kadınlara yönelik en ağır baskı, din adına yapılan baskıdır! Kur'an-ı Kerim'de kapanma yoktur!"
¥ "27 Mayıs bir devrimdir... İdam edilen Menderes hükümeti üyeleri çocuk ve bebek davalarından değil, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyete ihanetten yargılanmalıydı... Ama öyle olmadı, tarih o noktada bu cezayı verdi. Ama cezalandırılmaları gerekirdi. Sonra ne oldu? Çok güzel bir Cumhuriyet dönemi."
¥ "Temiz bir sesle Türkçe ezanı dinliyordum. O ses bana dini sevdirdi. Sonra birden bizden olmayan o dille, Arapça ile ezan başladı. Ben o etkiyi kaybettim. Ondan sonra da hiç düşünmedim namaz kılmayı. Aynı dönemde Ulus Gazetesi'nde, Menderes'in paçavralar içinde oturan Said Nursi'nin elini öptüğünü gösteren fotoğrafı yayınlandı. Ulus Gazetesi bunu kötü bir şey olarak gösterdi. Bunlar beni soğuttu."

"KADIN" DEĞİL, SANKİ MİLİTAN!
Evet, birkaç gündür tartışılan bu sözler, Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan'a ait!..
Yani, "başı açık" bir kadına!..
Tansel Hanım'ın "başsavcı" değil de "baş hakim" olduğunu varsayın ve söyleyin hele:
"Böyle bir kadından, başörtülü hanımlar lehine karar çıkar mı?.. Böylesine darbeci bir kafa, özgürlük lehinde bir karar verir mi?.."
Şu hâle bakın;
Bir "başsavcı" çıkıyor ve "idam"ları savunuyor!..
27 Mayıs darbesinin "kanlı bir ihtilal" değil de, "devrim" olduğunu iddia ediyor!..
Düşünebiliyor musunuz;
Hem de, bir "kadın" söylüyor bunları!..
Kadınlar ki, "duygusal" olurlar!..
Kadınlar ki; sadece insanlara karşı değil, hayvanlara bile "merhametli" ve "yufka yürekli" olurlar!..
Kadınlar ki, "savaş"lara ve "ölüm"lere karşıdırlar!.. Onlar "barış" isterler!..
Bu nasıl "kadın"dır ki;
"Darbe"yi savunduğu yetmiyormuş gibi, "Bir başbakan, iki bakanın darağacında sallandırılmasını" neredeyse zil takıp oynayacak kadar normal karşılıyor!..
"Kadın" değil, sanki "militan"!..
Böyle bir "yargı mensubu"nun karşısında "özgürlük" nasıl savunulur?.. "Din" nasıl savunulur ve "örtü" nasıl savunulur?
Bir "kafa" ki, "örtü"ye hepten karşı!.. Örtüyü, bir "baskı aracı" olarak görüyor!..
Farzedin ki, Tansel Çölaşan "Savcı" değil, bir "hakim"dir ve karşısında da "başörtülü bir sanık" vardır!..
Söyleyin Allah aşkına;
Vereceği karar, hiç "başörtülü lehinde" olur mu?..
Var mı böyle bir ihtimal?..
Böyle "başı açık" ama "beyni yasakçı ve darbeci" bir "kafa"dan hiç "örtü lehine" karar çıkar mı?..
Çıkmaz!.. Çıkamaz!.. Çıkabilemez!..
Çıkmasının imkânı ve mümkünatı yoktur...
Böyle bir ihtimal, tahayyül bile edilemez!..

DANIŞTAY’DAN YİNE YASAK!
Nitekim, dün bir defa daha gördük bunu!..
Tansel Çölaşan hanımın "başsavcı" olduğu Danıştay'dan; yine "tartışmalı" bir karar, yine "kaos" çıktı!..
Dün saat 16.30'da ajanslardan geçen haber şu şekildeydi:
"Danıştay 8. Dairesi, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın, “başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılmasını öngören değişikliklerin yapıldığı Anayasa'nın 10 ve 42. maddelerine göre uygulama yapılabilmesi için ayrıca bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığına” ilişkin rektörlüklere gönderdiği yazıyı “genelge” olarak kabul ederek, oy birliği ile yürütmesini durdurdu."
Aslına bakarsanız, hiç yadırgamadım...
"Danıştay'dan beklenir" dedim, kendi kendime!..
Öyle ya;
"Danıştay bunu hep yapıyor!.."
Ne yani, daha önceki kararları çok mu makbuldü?..

ÖRTÜ KÖTÜ ÖRNEK, ZİNA İYİ Mİ?.
Hele hatırlayın;
Danıştay, 2006 yılında da okula geliş gidişlerinde başörtüsü takan Aytaç Kılınç adlı bir öğretmenin, anaokuluna müdür olmasını 'sakıncalı' bulmuştu.
Danıştay, okul dışında da eğitimin 'bir biçimde sürdüğünü' savunarak, okulda başı açık görev yapan öğretmenin okul dışında başını örtmesini laikliğe ve başörtüsü yasağına aykırı bulmuştu.
Kararda, öğretmenin 'dışarıda da en iyi örnek olması gerektiği' vurgulanarak, başörtülü olmanın öğrencilere "kötü örnek" olduğu ima edilmişti.
Ne garip değil mi;
"Başörtülü öğretmen"in, sokakta bile olsa, "öğrencilere kötü örnek" olacağına hükmeden Danıştay'ımız; "erkeklerle düşüp kalktığı, onlarla zina yaptığı" gerekçesiyle görevden uzaklaştırılan S.O. adlı öğretmenin göreve tekrar dönmesinde hiçbir sakınca görmemişti!..
Sizin anlayacağınız;
Başörtülü öğretmen, "sokakta" bile olsa, öğrencilere kötü örnek!..
Başı açık öğretmen, "yatakta" bile olsa, öğrencilere iyi örnek!..
Mi acaba?..

DANIŞTAY'DAN MİSİLLEME Mİ?
Danıştay'ın "hakim"lerine hakim olan "kafa" bu olmalı ki; "Meclis'in iradesi"ni takmadıkları gibi; geçtiğimiz günlerde de “Anayasa’yı takmadıklarını” ortaya koymuşlardı!..
Malûm, “iki Alevi öğrenci velisi”nin başvurusu üzerine, Danıştay karar vermişti:
“Anayasa’nın 24. maddesinde, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretiminin zorunlu olduğunun belirtilmesi, ilk ve ortaöğretim kurumlarında verilen öğretimin adının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi olmasına rağmen, içerik olarak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretimi olarak kabul edilemeyeceği açık olduğundan ve din eğitiminin de ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlı olması karşısında, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin bu içeriği ile zorunlu tutulmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”
......
Ne garip değil mi;
Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan’ın “örtü” ve “darbe” ile ilgili sözleri, “hastalıklı bir ruhun hezeyanları” olarak yorumlanıp; Danıştay’dan, “Herkesin sözü kendisini bağlar!.. Biz bu görüşlere katılmıyoruz” şeklinde bir açıklama beklenirken, dün “beklenmedik açıklama” geldi Danıştay’dan!..
Adeta;
“Açıklama öyle olmaz, böyle olur!.. Al sana açıklama!” dedirten bir cevap!..
Adeta;
Tansel Çölaşan’a yönelik eleştirilere “misilleme” türünden bir karar!..

HANGİ TÜRK MİLLETİ ADINA?

Her şeyi anlıyorum ve anlayışla karşılıyorum da, şunu hâlâ bir türlü anlayabilmiş değilim:
Mahkemelerdeki bütün “hâkimler” gibi, “Danıştay’ın hâkimleri” de, kararlarının en tepesine “Türk Milleti Adına” yazdırıyorlar!..
Böylece demek istiyorlar ki;
“Türk Milleti Adına karar veriyoruz!”
Öyle mi acaba?..
İşte benim anlayamadığım şey de bu!.. Bu nasıl “Türk Milleti”dir ki; “öz” başka, “söz” başka!..
Benim bildiğim Türk Milleti;
“Başörtüsüne serbestlik” ister!..
Benim bildiğim Türk Milleti;
“Çocuğunun din dersi görmesini” ister!..
Benim bildiğim Türk Milleti;
“Zina yapan kadının cezalandırılmasını” ister!..
Gelin görün ki;
“Türk Milleti Adına” karar veren Danıştay’ın hakimleri; herhalde “cahil halkın bilmeyeceğini” düşünüyorlar ve onun adına ama, “onun taleplerinin hilafına” karar veriyorlar!..
Şahsen ben;
“Danıştay’ın Türk Milleti”nin nerede yaşadığını çok çok merak ediyorum... Bu Türk Milleti, acaba uzayın neresinde, hangi “galaksi”de yaşıyor ki, “başörtüsü”ne de karşıdır, “din dersi”ne de!..
Yoksa, “CHP’li Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın mantığı” hâlâ geçerli midir?..
CHP’li Nevzat Tandoğan öyle demiş ya;
“Bu ülkeye komünizm gelecekse, onu da biz getiririz!..”
Demek oluyor ki; birileri, “Türk Milleti Adına karar verme” yetkisini taaa o zaman almışlar ellerine!..
O zamanlar “CHP’li Ankara Valisi Nevzat Tandoğan”ın yaptığını, bugün Danıştay hakimleri yapıyor!..
Evet, “Türk Milleti Adına” karar veriyorlar!..
Yalnız, adına karar verdikleri Türk Milleti hangi ülkede, uzayın neresinde yaşıyor, ne yiyor, ne içiyor ve neleri düşünüyor, gerçekten merak ediyorum!..
Zira, “benim bildiğim Türk Milleti” ile “Danıştay’ın Türk Milleti” arasında dağlar kadar fark var!..
------------
Karikatür gibi!
Haberin kendisi "karikatür" gibi ama sözler tam karikatür!.. Efendim, "cinsel"lik ve hele hele "üreme" konularında herhangi bir kabiliyeti olmayan 9. Cumhurbaşkanı Bay Demirel, Ankara'da düzenlenen "Gençlerde Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Araştırması" konulu toplantıda konuşmuş!..
Dediğim gibi, Demirel'in böyle bir toplantıya katılması bile, başlı başına bir "karikatür"dür!..
Ama bu toplantıda sarfettiği sözler, tam "karikatür!"
Tayyip Bey'in, "Nüfusumuzun yaşlanması"na çare olarak "3 çocuk yapmayı" tavsiye etmesini Demirel şöyle eleştirmiş:
"Nüfusun artması iyi bir şey midir?.. İş veremediğiniz nüfus yoksul olur!.. İş veremediğiniz nüfus, sokaklarda kadınların çantasını kapar!"
Demek oluyor ki, Bay Demirel'in böyle bir "endişe ve korku"su vardı!.. Demek ki, "gaspçı" olmasınlar diye çocuk yapmamış!
Eğer öyleyse, Demirel yerden-göğe haklıdır!..
Ya, yapacağı çocuklar, "yeğen"lerine benzeseydi!!!


Hasan KARAKAYA
Vakit
valla bu yaziyi yazan arkadasin tek amaci olabilir oda ülkedeki kaos olayını iyice arttirmak.. hala baş örtüsü hala baş örtüsü.. acik kapali ayrimi yapan yazilar.. birincisi türban üniversiteye giremez birtek türban deil dini ve siyasi semboller irkcilik teskil eden sembollerin hic biri üniversiteye giremez.. bu anayasada acik ve net belirtilmistir.. ha birtek üniversitede deil kamu kurum ve kuruluslari devlet daireleri ve devlet sektörleri içinde bu geçerlidir.. nedeni ise şudur.. ülkedeki ırkçılığı ayrımcılığı huzurun düzenin bozulmamasi için.. bu yaziyi yazan hasan karakayamidir nedir ne siyasal nede hukuki bir bilgisi yok galiba.. türban serbestliği getirilse diğer hak ve özgürlük adina istenecek bütün kisitlamalarin kalkmasi gerekir.. buda irkciliğa toplumlarin birbirinden kopmasina huzurun bozulmasına ülkede bir kaos ortaminin yaratilmasina neden olur.. birileri islam da islam diyip duruyor kuran-ı kerimden bahsediyor peki soruyorum o birilerine islamdan kurandan bahsediyorsunuz ama neden kuran-ı anlamaya calismiyorsunuz neden herseyde islam i hak diyorsunuz ? bu ülke islam din ülkesi değil.. bu ülke demokratik cagdas laik bir ülke.. bu ülkede hristiyanda var müslümanda var ermeniside var yahudiside var.. onlar neden anayasaya kurallara karsi cikmiyorda onlar yasalara uyuyorda en basitinden neden üniversitelere gamali hacla papaz gibi veya baska sembollerle giricez diye israr etmiyorda siz baş örtüsü türban diye ısrar ediyorsunuz ? bu ülkeyi düşmanlarin elinden kurtaran bu ülke için canından olan sadece müslümanlarmı ? bu ülkede sadece müslümanlarmı yaşıyor ? sadece müslümanlarmı yatiyor bu ülkenin topraklarında ? saygilarimla...
 
Hani, "mahalle baskısı" diyorlar ya... Hani, "başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılması pek önemli değil ama; Hukuk mezunu başörtülü ileride savcı veya hakim olursa, başı açıklar aleyhinde karar verir" paranoyasını ileri sürüyorlar ya; bunun "mefhum-u muhalifi"ni, yani "tersini" hiç düşünmüyorlar...

Oysa, "aklı ve mantığı" olan bir insan şöyle düşünür: "Yargı kürsüsündeki bayan başörtülü ise ve başı açıklar aleyhinde karar verebileceği iddia ediliyorsa, aynı iddia başı açık hakimler ve savcılar için de geçerlidir... Pekalâ, onlar da başörtülü bir sanık aleyhinde karar verebilirler!.."
Öyle değil midir?..
Böyle karar vermezler mi?..

BU KAFAYA GÜVEN DUYULUR MU? İşte, en son örneği...
Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan'ın sarfettiği son sözler, "başı açık hakim ve savcılar"a ne kadar "güven" duyulabileceğini ortaya koymuştur...
Ya da, "ne kadar güven duyulmayacağını!"
Buyrun, Tansel Çölaşan'ın "ihsas-ı rey" olarak kabul edilebilecek sözlerini birlikte okuyalım:
¥ "Hem özgürlük diyorsunuz, hem de kapanmak istiyorsunuz. Kapanmanın özgürlüğü olur mu? Kadınlara yönelik en ağır baskı, din adına yapılan baskıdır! Kur'an-ı Kerim'de kapanma yoktur!"
¥ "27 Mayıs bir devrimdir... İdam edilen Menderes hükümeti üyeleri çocuk ve bebek davalarından değil, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyete ihanetten yargılanmalıydı... Ama öyle olmadı, tarih o noktada bu cezayı verdi. Ama cezalandırılmaları gerekirdi. Sonra ne oldu? Çok güzel bir Cumhuriyet dönemi."
¥ "Temiz bir sesle Türkçe ezanı dinliyordum. O ses bana dini sevdirdi. Sonra birden bizden olmayan o dille, Arapça ile ezan başladı. Ben o etkiyi kaybettim. Ondan sonra da hiç düşünmedim namaz kılmayı. Aynı dönemde Ulus Gazetesi'nde, Menderes'in paçavralar içinde oturan Said Nursi'nin elini öptüğünü gösteren fotoğrafı yayınlandı. Ulus Gazetesi bunu kötü bir şey olarak gösterdi. Bunlar beni soğuttu."

"KADIN" DEĞİL, SANKİ MİLİTAN!
Evet, birkaç gündür tartışılan bu sözler, Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan'a ait!..
Yani, "başı açık" bir kadına!..
Tansel Hanım'ın "başsavcı" değil de "baş hakim" olduğunu varsayın ve söyleyin hele:
"Böyle bir kadından, başörtülü hanımlar lehine karar çıkar mı?.. Böylesine darbeci bir kafa, özgürlük lehinde bir karar verir mi?.."
Şu hâle bakın;
Bir "başsavcı" çıkıyor ve "idam"ları savunuyor!..
27 Mayıs darbesinin "kanlı bir ihtilal" değil de, "devrim" olduğunu iddia ediyor!..
Düşünebiliyor musunuz;
Hem de, bir "kadın" söylüyor bunları!..
Kadınlar ki, "duygusal" olurlar!..
Kadınlar ki; sadece insanlara karşı değil, hayvanlara bile "merhametli" ve "yufka yürekli" olurlar!..
Kadınlar ki, "savaş"lara ve "ölüm"lere karşıdırlar!.. Onlar "barış" isterler!..
Bu nasıl "kadın"dır ki;
"Darbe"yi savunduğu yetmiyormuş gibi, "Bir başbakan, iki bakanın darağacında sallandırılmasını" neredeyse zil takıp oynayacak kadar normal karşılıyor!..
"Kadın" değil, sanki "militan"!..
Böyle bir "yargı mensubu"nun karşısında "özgürlük" nasıl savunulur?.. "Din" nasıl savunulur ve "örtü" nasıl savunulur?
Bir "kafa" ki, "örtü"ye hepten karşı!.. Örtüyü, bir "baskı aracı" olarak görüyor!..
Farzedin ki, Tansel Çölaşan "Savcı" değil, bir "hakim"dir ve karşısında da "başörtülü bir sanık" vardır!..
Söyleyin Allah aşkına;
Vereceği karar, hiç "başörtülü lehinde" olur mu?..
Var mı böyle bir ihtimal?..
Böyle "başı açık" ama "beyni yasakçı ve darbeci" bir "kafa"dan hiç "örtü lehine" karar çıkar mı?..
Çıkmaz!.. Çıkamaz!.. Çıkabilemez!..
Çıkmasının imkânı ve mümkünatı yoktur...
Böyle bir ihtimal, tahayyül bile edilemez!..

DANIŞTAY’DAN YİNE YASAK!
Nitekim, dün bir defa daha gördük bunu!..
Tansel Çölaşan hanımın "başsavcı" olduğu Danıştay'dan; yine "tartışmalı" bir karar, yine "kaos" çıktı!..
Dün saat 16.30'da ajanslardan geçen haber şu şekildeydi:
"Danıştay 8. Dairesi, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın, “başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılmasını öngören değişikliklerin yapıldığı Anayasa'nın 10 ve 42. maddelerine göre uygulama yapılabilmesi için ayrıca bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığına” ilişkin rektörlüklere gönderdiği yazıyı “genelge” olarak kabul ederek, oy birliği ile yürütmesini durdurdu."
Aslına bakarsanız, hiç yadırgamadım...
"Danıştay'dan beklenir" dedim, kendi kendime!..
Öyle ya;
"Danıştay bunu hep yapıyor!.."
Ne yani, daha önceki kararları çok mu makbuldü?..

ÖRTÜ KÖTÜ ÖRNEK, ZİNA İYİ Mİ?.
Hele hatırlayın;
Danıştay, 2006 yılında da okula geliş gidişlerinde başörtüsü takan Aytaç Kılınç adlı bir öğretmenin, anaokuluna müdür olmasını 'sakıncalı' bulmuştu.
Danıştay, okul dışında da eğitimin 'bir biçimde sürdüğünü' savunarak, okulda başı açık görev yapan öğretmenin okul dışında başını örtmesini laikliğe ve başörtüsü yasağına aykırı bulmuştu.
Kararda, öğretmenin 'dışarıda da en iyi örnek olması gerektiği' vurgulanarak, başörtülü olmanın öğrencilere "kötü örnek" olduğu ima edilmişti.
Ne garip değil mi;
"Başörtülü öğretmen"in, sokakta bile olsa, "öğrencilere kötü örnek" olacağına hükmeden Danıştay'ımız; "erkeklerle düşüp kalktığı, onlarla zina yaptığı" gerekçesiyle görevden uzaklaştırılan S.O. adlı öğretmenin göreve tekrar dönmesinde hiçbir sakınca görmemişti!..
Sizin anlayacağınız;
Başörtülü öğretmen, "sokakta" bile olsa, öğrencilere kötü örnek!..
Başı açık öğretmen, "yatakta" bile olsa, öğrencilere iyi örnek!..
Mi acaba?..

DANIŞTAY'DAN MİSİLLEME Mİ?
Danıştay'ın "hakim"lerine hakim olan "kafa" bu olmalı ki; "Meclis'in iradesi"ni takmadıkları gibi; geçtiğimiz günlerde de “Anayasa’yı takmadıklarını” ortaya koymuşlardı!..
Malûm, “iki Alevi öğrenci velisi”nin başvurusu üzerine, Danıştay karar vermişti:
“Anayasa’nın 24. maddesinde, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretiminin zorunlu olduğunun belirtilmesi, ilk ve ortaöğretim kurumlarında verilen öğretimin adının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi olmasına rağmen, içerik olarak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretimi olarak kabul edilemeyeceği açık olduğundan ve din eğitiminin de ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlı olması karşısında, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin bu içeriği ile zorunlu tutulmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”
......
Ne garip değil mi;
Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan’ın “örtü” ve “darbe” ile ilgili sözleri, “hastalıklı bir ruhun hezeyanları” olarak yorumlanıp; Danıştay’dan, “Herkesin sözü kendisini bağlar!.. Biz bu görüşlere katılmıyoruz” şeklinde bir açıklama beklenirken, dün “beklenmedik açıklama” geldi Danıştay’dan!..
Adeta;
“Açıklama öyle olmaz, böyle olur!.. Al sana açıklama!” dedirten bir cevap!..
Adeta;
Tansel Çölaşan’a yönelik eleştirilere “misilleme” türünden bir karar!..

HANGİ TÜRK MİLLETİ ADINA?

Her şeyi anlıyorum ve anlayışla karşılıyorum da, şunu hâlâ bir türlü anlayabilmiş değilim:
Mahkemelerdeki bütün “hâkimler” gibi, “Danıştay’ın hâkimleri” de, kararlarının en tepesine “Türk Milleti Adına” yazdırıyorlar!..
Böylece demek istiyorlar ki;
“Türk Milleti Adına karar veriyoruz!”
Öyle mi acaba?..
İşte benim anlayamadığım şey de bu!.. Bu nasıl “Türk Milleti”dir ki; “öz” başka, “söz” başka!..
Benim bildiğim Türk Milleti;
“Başörtüsüne serbestlik” ister!..
Benim bildiğim Türk Milleti;
“Çocuğunun din dersi görmesini” ister!..
Benim bildiğim Türk Milleti;
“Zina yapan kadının cezalandırılmasını” ister!..
Gelin görün ki;
“Türk Milleti Adına” karar veren Danıştay’ın hakimleri; herhalde “cahil halkın bilmeyeceğini” düşünüyorlar ve onun adına ama, “onun taleplerinin hilafına” karar veriyorlar!..
Şahsen ben;
“Danıştay’ın Türk Milleti”nin nerede yaşadığını çok çok merak ediyorum... Bu Türk Milleti, acaba uzayın neresinde, hangi “galaksi”de yaşıyor ki, “başörtüsü”ne de karşıdır, “din dersi”ne de!..
Yoksa, “CHP’li Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın mantığı” hâlâ geçerli midir?..
CHP’li Nevzat Tandoğan öyle demiş ya;
“Bu ülkeye komünizm gelecekse, onu da biz getiririz!..”
Demek oluyor ki; birileri, “Türk Milleti Adına karar verme” yetkisini taaa o zaman almışlar ellerine!..
O zamanlar “CHP’li Ankara Valisi Nevzat Tandoğan”ın yaptığını, bugün Danıştay hakimleri yapıyor!..
Evet, “Türk Milleti Adına” karar veriyorlar!..
Yalnız, adına karar verdikleri Türk Milleti hangi ülkede, uzayın neresinde yaşıyor, ne yiyor, ne içiyor ve neleri düşünüyor, gerçekten merak ediyorum!..
Zira, “benim bildiğim Türk Milleti” ile “Danıştay’ın Türk Milleti” arasında dağlar kadar fark var!..
------------
Karikatür gibi!
Haberin kendisi "karikatür" gibi ama sözler tam karikatür!.. Efendim, "cinsel"lik ve hele hele "üreme" konularında herhangi bir kabiliyeti olmayan 9. Cumhurbaşkanı Bay Demirel, Ankara'da düzenlenen "Gençlerde Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Araştırması" konulu toplantıda konuşmuş!..
Dediğim gibi, Demirel'in böyle bir toplantıya katılması bile, başlı başına bir "karikatür"dür!..
Ama bu toplantıda sarfettiği sözler, tam "karikatür!"
Tayyip Bey'in, "Nüfusumuzun yaşlanması"na çare olarak "3 çocuk yapmayı" tavsiye etmesini Demirel şöyle eleştirmiş:
"Nüfusun artması iyi bir şey midir?.. İş veremediğiniz nüfus yoksul olur!.. İş veremediğiniz nüfus, sokaklarda kadınların çantasını kapar!"
Demek oluyor ki, Bay Demirel'in böyle bir "endişe ve korku"su vardı!.. Demek ki, "gaspçı" olmasınlar diye çocuk yapmamış!
Eğer öyleyse, Demirel yerden-göğe haklıdır!..
Ya, yapacağı çocuklar, "yeğen"lerine benzeseydi!!!


Hasan KARAKAYA
Vakit
valla bu yaziyi yazan arkadasin tek amaci olabilir oda ülkedeki kaos olayını iyice arttirmak.. hala baş örtüsü hala baş örtüsü.. acik kapali ayrimi yapan yazilar.. birincisi türban üniversiteye giremez birtek türban deil dini ve siyasi semboller irkcilik teskil eden sembollerin hic biri üniversiteye giremez.. bu anayasada acik ve net belirtilmistir.. ha birtek üniversitede deil kamu kurum ve kuruluslari devlet daireleri ve devlet sektörleri içinde bu geçerlidir.. nedeni ise şudur.. ülkedeki ırkçılığı ayrımcılığı huzurun düzenin bozulmamasi için.. bu yaziyi yazan hasan karakayamidir nedir ne siyasal nede hukuki bir bilgisi yok galiba.. türban serbestliği getirilse diğer hak ve özgürlük adina istenecek bütün kisitlamalarin kalkmasi gerekir.. buda irkciliğa toplumlarin birbirinden kopmasina huzurun bozulmasına ülkede bir kaos ortaminin yaratilmasina neden olur.. birileri islam da islam diyip duruyor kuran-ı kerimden bahsediyor peki soruyorum o birilerine islamdan kurandan bahsediyorsunuz ama neden kuran-ı anlamaya calismiyorsunuz neden herseyde islam i hak diyorsunuz ? bu ülke islam din ülkesi değil.. bu ülke demokratik cagdas laik bir ülke.. bu ülkede hristiyanda var müslümanda var ermeniside var yahudiside var.. onlar neden anayasaya kurallara karsi cikmiyorda onlar yasalara uyuyorda en basitinden neden üniversitelere gamali hacla papaz gibi veya baska sembollerle giricez diye israr etmiyorda siz baş örtüsü türban diye ısrar ediyorsunuz ? bu ülkeyi düşmanlarin elinden kurtaran bu ülke için canından olan sadece müslümanlarmı ? bu ülkede sadece müslümanlarmı yaşıyor ? sadece müslümanlarmı yatiyor bu ülkenin topraklarında ? saygilarimla...[/QUOT


Aslında yorumuna dencek fazla laf yok çünkü üniversteye siyasi simgeyle yada dini simgeyle girilmez diyerek ülke gerçklerinden nekadar uzak olduğunu gosteriyosun:Çünkü şuan siyaset yapılmayan üniverste olmadığı gibi siyasi amaçlar yüzünden gruplaşma olmayan ünverstede yok...ne yazikki bunları gormezsiniz ama türban konusunda hepiniz vatan sever olursunuz... türbanı kaldırmıyorsan boyle düşüncelerin arkasına saklanma açıkca soyle...saygılar
 
fikirlerine saygım sonsuz çoğu cümlende de hem fikiriz...Benim derdim bu ülkede eşitliin olmaması..Bnm için açık yada kapalı frketmez hepimiz bu vatanın evladıyız..Ancak ülkede bukadar adaletsizlik varken birilerinin biz hukuk devletiyiz türban olamaz demesi:Laikliğe ve cumhuriyete bukadar savaş açılmışken birilerin türban konusunda laikci olmaları ama diğer olaylarda hep susmaları...ister istemez insanda türban düşmanlığı düşüncesi uyandırıyor:

Bu arada türban siyasi simge midir? Olsa ne olur görüşlerine karşılık sana bir örnek daha vermek isterim. Hollanda'da bir çok okulda LONSDALE markalı elbise giymek yasaktır.
Çünkü bu giyisi ırkçı çetelerin ve grupların kendini gösterme simgesidir.

Lonsdale bir ingiliz giyim markasıdır, bizim Mavi Jeans gibi spor kıyafetler üreten bir firmadır, araplar tarafından kurulmuş olsa da ingiltere'deki milliyetçilerin satın aldığı ve işlettiği bir marka olarak tüm Avrupa'da milliyetçi gruplar arasında yaygındır.
hatta LO NSDA LE yazan tişörtleri ceket ile giyildiğinde ortada görünen NSDA harfleri nedeniyle Hitleri'in Alman Nasyonal Sosyalist Partisini NSDAP'yi çağrıştırdığı için Neo Naziler arasında da çok yaygındır.

Şimdi bu Boks ve Spor kıyafetleri üreten markayı çok güzel tasarımları var diye giymek isteyebilirsin. Ve devlet bu kıyafeti okullarda yasakladığında suçlu devlet olmaz, suçlu o kıyafeti siyasi simge haline getiren gruplardır. Yani devletin değişik tasarımdaki tekstil ürünleri ile işi çatışması olmaz eğer birileri o kumaş parçalarını kendi ideolojilerinin bayrağı olarak kullanmazsa.

Sonuçta bazı siyasi ve şeriat ideolojisine sahip gruplar türbanı (baş örtüsü demiyorum başın belirli bir şekilde örtünmesi şekli olan türbanı) siyasal islamın ve şeriatın bayrağı yaparsa devlette kendi halinde başını örtmek isteyen sıradan müslüman çocuklarına da sınır getiriyor. Suçlu olan devlet değil, laik yargı değil, kadınların baş örtüsünden siyasi nema ve devrim bayrağı diken şerefsizlerdir. Yani eğer birileri şeriat devrimi simgesi olarak türbanı değil Mavi Jeans kotlarını seçseydi emin ol türbana değil mavi jeans kotlara yasak gelirdi.

İyi niyetli tartışmalar hep bir yere varır. İnşallah bu gerici şeriat devrimcileri rejime karşı gizli savaşlarını sona erdirirler de sıradan müslümanlar da daha az kısıtlama ile karşılaşır.
Yoksa bu dincilerin din ticaret yüzünden, dindar insanların dini tercihleri engellenmeye devam edecek :(
 
algoritmaA

Aslında yorumuna dencek fazla laf yok çünkü üniversteye siyasi simgeyle yada dini simgeyle girilmez diyerek ülke gerçklerinden nekadar uzak olduğunu gosteriyosun:Çünkü şuan siyaset yapılmayan üniverste olmadığı gibi siyasi amaçlar yüzünden gruplaşma olmayan ünverstede yok...ne yazikki bunları gormezsiniz ama türban konusunda hepiniz vatan sever olursunuz... türbanı kaldırmıyorsan boyle düşüncelerin arkasına saklanma açıkca soyle...saygılar[/QUOTE]


:) valla çevremde yüzlerce hatta binlerce türbanli insan var :) türbani kaldiramadiğimda yok:) senin ülke gerçeğin islam olabilir türban olabilir ama benim ülke gerçeğim ne islamdir nede türbandir.. türkiye cumhuriyetininde gerçeği ne islamdir nede türbandir.. benim türbana saygım sonsuz.. müslümanımda çok şükür.. ama nedense siz türbana takilip kalmissiniz :)) birincisi emin ol senden daha çok vatan severimdir.. sen bu ülkede rahat uyu rahat gözlerini kapa huzur içinde gez diye ben dağlarda nöbet tuttum çatışmalara girdim.. sen üniversitelerde siyaset var diyorsun hangi üniversitede var ? rektörler yasalara uyduğu için mi siyaset yapiyorlar ? sizin aklınız fikriniz türbanda.. ozaman türbani serbest birakacam diye uğrasacağına gamali haci papaz rahibe kıyafetlerini ataistlerin satanistlerin kıyafetlerinide serbest bıraksınlar.. sonucta mühim olan inanclar değilmi ? inanc özgürlüğü değilmi ? müslümanlar türbanla girsin.. hristiyanlar gamali hacla papaz rahibe kıyafetleriyle satanistler şeytan figürleriyle ataistler allaha laf atan kiyafetlerle yahudiler kendi inanclarina göre bu seni tatmin edermi ? vatan severlikten bahsediyorsun ya ? istersen müslümanlar ayrı mekanda hristiyanlar ayrı yahudiler ayrı satanistler ayrı ataistler ayrı mekanlarda takilsin ayrı ayrı semtler oluşturun ? örneğin müslüman bölgesi hristiyan bölgesi vs vs buda seni tatmin edermi peki ? çünkü senin düşüncelerinle ya bunlar olmali yada bu ülke bir iran bir irak bir arabistan olmali ? saygilarimla
 
Bu arada türban siyasi simge midir? Olsa ne olur görüşlerine karşılık sana bir örnek daha vermek isterim. Hollanda'da bir çok okulda LONSDALE markalı elbise giymek yasaktır.
Çünkü bu giyisi ırkçı çetelerin ve grupların kendini gösterme simgesidir.

Lonsdale bir ingiliz giyim markasıdır, bizim Mavi Jeans gibi spor kıyafetler üreten bir firmadır, araplar tarafından kurulmuş olsa da ingiltere'deki milliyetçilerin satın aldığı ve işlettiği bir marka olarak tüm Avrupa'da milliyetçi gruplar arasında yaygındır.
hatta LO NSDA LE yazan tişörtleri ceket ile giyildiğinde ortada görünen NSDA harfleri nedeniyle Hitleri'in Alman Nasyonal Sosyalist Partisini NSDAP'yi çağrıştırdığı için Neo Naziler arasında da çok yaygındır.

Şimdi bu Boks ve Spor kıyafetleri üreten markayı çok güzel tasarımları var diye giymek isteyebilirsin. Ve devlet bu kıyafeti okullarda yasakladığında suçlu devlet olmaz, suçlu o kıyafeti siyasi simge haline getiren gruplardır. Yani devletin değişik tasarımdaki tekstil ürünleri ile işi çatışması olmaz eğer birileri o kumaş parçalarını kendi ideolojilerinin bayrağı olarak kullanmazsa.

Sonuçta bazı siyasi ve şeriat ideolojisine sahip gruplar türbanı (baş örtüsü demiyorum başın belirli bir şekilde örtünmesi şekli olan türbanı) siyasal islamın ve şeriatın bayrağı yaparsa devlette kendi halinde başını örtmek isteyen sıradan müslüman çocuklarına da sınır getiriyor. Suçlu olan devlet değil, laik yargı değil, kadınların baş örtüsünden siyasi nema ve devrim bayrağı diken şerefsizlerdir. Yani eğer birileri şeriat devrimi simgesi olarak türbanı değil Mavi Jeans kotlarını seçseydi emin ol türbana değil mavi jeans kotlara yasak gelirdi.

İyi niyetli tartışmalar hep bir yere varır. İnşallah bu gerici şeriat devrimcileri rejime karşı gizli savaşlarını sona erdirirler de sıradan müslümanlar da daha az kısıtlama ile karşılaşır.
Yoksa bu dincilerin din ticaret yüzünden, dindar insanların dini tercihleri engellenmeye devam edecek :(

olaya çok değişik bir açıdan bakmışsın gerçektende
 
algoritmaA

Aslında yorumuna dencek fazla laf yok çünkü üniversteye siyasi simgeyle yada dini simgeyle girilmez diyerek ülke gerçklerinden nekadar uzak olduğunu gosteriyosun:Çünkü şuan siyaset yapılmayan üniverste olmadığı gibi siyasi amaçlar yüzünden gruplaşma olmayan ünverstede yok...ne yazikki bunları gormezsiniz ama türban konusunda hepiniz vatan sever olursunuz... türbanı kaldırmıyorsan boyle düşüncelerin arkasına saklanma açıkca soyle...saygılar


:) valla çevremde yüzlerce hatta binlerce türbanli insan var :) türbani kaldiramadiğimda yok:) senin ülke gerçeğin islam olabilir türban olabilir ama benim ülke gerçeğim ne islamdir nede türbandir.. türkiye cumhuriyetininde gerçeği ne islamdir nede türbandir.. benim türbana saygım sonsuz.. müslümanımda çok şükür.. ama nedense siz türbana takilip kalmissiniz :)) birincisi emin ol senden daha çok vatan severimdir.. sen bu ülkede rahat uyu rahat gözlerini kapa huzur içinde gez diye ben dağlarda nöbet tuttum çatışmalara girdim.. sen üniversitelerde siyaset var diyorsun hangi üniversitede var ? rektörler yasalara uyduğu için mi siyaset yapiyorlar ? sizin aklınız fikriniz türbanda.. ozaman türbani serbest birakacam diye uğrasacağına gamali haci papaz rahibe kıyafetlerini ataistlerin satanistlerin kıyafetlerinide serbest bıraksınlar.. sonucta mühim olan inanclar değilmi ? inanc özgürlüğü değilmi ? müslümanlar türbanla girsin.. hristiyanlar gamali hacla papaz rahibe kıyafetleriyle satanistler şeytan figürleriyle ataistler allaha laf atan kiyafetlerle yahudiler kendi inanclarina göre bu seni tatmin edermi ? vatan severlikten bahsediyorsun ya ? istersen müslümanlar ayrı mekanda hristiyanlar ayrı yahudiler ayrı satanistler ayrı ataistler ayrı mekanlarda takilsin ayrı ayrı semtler oluşturun ? örneğin müslüman bölgesi hristiyan bölgesi vs vs buda seni tatmin edermi peki ? çünkü senin düşüncelerinle ya bunlar olmali yada bu ülke bir iran bir irak bir arabistan olmali ? saygilarimla[/QUOTE]

Sanırım üniverstelerde olan parti gruplaşmasının farkında değilsiniz sanırım ünilerde eğtimden çok siyaset yapıldığının herkezin yanına birilerini çekmeye çalıştığının farkında değilsin.... sen dağda nobet tutarsın ben de şehirde millete birşeyler anltmya çalışırım..benim derdim sen şunu yaptın bunu yaptın değil...ve türbana takılıp kaldığımda yok sadece gerçkten hukuğun uygulanmadığı ve demokrasini olmadığı bir ülkede hrkzin türban konusunda yada bir kesimin diyim biz hukuk devletiyiz demesi insanda türbana düşmanlık olduğu düşüncesini uyandırıyor...ve türbanla iran benzicez derler bunlardan korkarlar sende demişsin iran vb mi olmalı die?bugun sanırım kimse ahlaki değerlerimizin ne kadar bozulduğunu batıdan ilim almamız gerkirken kültürünü dilini alıp hergeçen gün biraz daha asimile olduğumunuzun farkında değilki kimse bundan korkmuyor...

Bu arada türban siyasi simge midir? Olsa ne olur görüşlerine karşılık sana bir örnek daha vermek isterim. Hollanda'da bir çok okulda LONSDALE markalı elbise giymek yasaktır.
Çünkü bu giyisi ırkçı çetelerin ve grupların kendini gösterme simgesidir.

Lonsdale bir ingiliz giyim markasıdır, bizim Mavi Jeans gibi spor kıyafetler üreten bir firmadır, araplar tarafından kurulmuş olsa da ingiltere'deki milliyetçilerin satın aldığı ve işlettiği bir marka olarak tüm Avrupa'da milliyetçi gruplar arasında yaygındır.
hatta LO NSDA LE yazan tişörtleri ceket ile giyildiğinde ortada görünen NSDA harfleri nedeniyle Hitleri'in Alman Nasyonal Sosyalist Partisini NSDAP'yi çağrıştırdığı için Neo Naziler arasında da çok yaygındır.

Şimdi bu Boks ve Spor kıyafetleri üreten markayı çok güzel tasarımları var diye giymek isteyebilirsin. Ve devlet bu kıyafeti okullarda yasakladığında suçlu devlet olmaz, suçlu o kıyafeti siyasi simge haline getiren gruplardır. Yani devletin değişik tasarımdaki tekstil ürünleri ile işi çatışması olmaz eğer birileri o kumaş parçalarını kendi ideolojilerinin bayrağı olarak kullanmazsa.

Sonuçta bazı siyasi ve şeriat ideolojisine sahip gruplar türbanı (baş örtüsü demiyorum başın belirli bir şekilde örtünmesi şekli olan türbanı) siyasal islamın ve şeriatın bayrağı yaparsa devlette kendi halinde başını örtmek isteyen sıradan müslüman çocuklarına da sınır getiriyor. Suçlu olan devlet değil, laik yargı değil, kadınların baş örtüsünden siyasi nema ve devrim bayrağı diken şerefsizlerdir. Yani eğer birileri şeriat devrimi simgesi olarak türbanı değil Mavi Jeans kotlarını seçseydi emin ol türbana değil mavi jeans kotlara yasak gelirdi.

İyi niyetli tartışmalar hep bir yere varır. İnşallah bu gerici şeriat devrimcileri rejime karşı gizli savaşlarını sona erdirirler de sıradan müslümanlar da daha az kısıtlama ile karşılaşır.
Yoksa bu dincilerin din ticaret yüzünden, dindar insanların dini tercihleri engellenmeye devam edecek :(

birşey sormak istiyorum?pkk orgutu renkleri taşıyan şeyler giymek ünilerde yasakmı?

ve dotum birileri zaten türbanı kullnıyor die yıllardır bu sorun yokmu?yani kullanmaya devam edicekler ki bu sorun damı hep devam etcek ve insanlarımız mağdur kalcak?

ben şeriat gelsin yada ülke rejimi bozulsun demiyorum.Benim inandığım şey türban takılmasını engelleyerk şeriatın gelmesninin engellenmicedir?bizler gerekn eğitimi vatan sevgisini almadıktan sonra türbanlı yada açık ne farkeder ....
 
:) valla çevremde yüzlerce hatta binlerce türbanli insan var :) türbani kaldiramadiğimda yok:) senin ülke gerçeğin islam olabilir türban olabilir ama benim ülke gerçeğim ne islamdir nede türbandir.. türkiye cumhuriyetininde gerçeği ne islamdir nede türbandir.. benim türbana saygım sonsuz.. müslümanımda çok şükür.. ama nedense siz türbana takilip kalmissiniz :)) birincisi emin ol senden daha çok vatan severimdir.. sen bu ülkede rahat uyu rahat gözlerini kapa huzur içinde gez diye ben dağlarda nöbet tuttum çatışmalara girdim.. sen üniversitelerde siyaset var diyorsun hangi üniversitede var ? rektörler yasalara uyduğu için mi siyaset yapiyorlar ? sizin aklınız fikriniz türbanda.. ozaman türbani serbest birakacam diye uğrasacağına gamali haci papaz rahibe kıyafetlerini ataistlerin satanistlerin kıyafetlerinide serbest bıraksınlar.. sonucta mühim olan inanclar değilmi ? inanc özgürlüğü değilmi ? müslümanlar türbanla girsin.. hristiyanlar gamali hacla papaz rahibe kıyafetleriyle satanistler şeytan figürleriyle ataistler allaha laf atan kiyafetlerle yahudiler kendi inanclarina göre bu seni tatmin edermi ? vatan severlikten bahsediyorsun ya ? istersen müslümanlar ayrı mekanda hristiyanlar ayrı yahudiler ayrı satanistler ayrı ataistler ayrı mekanlarda takilsin ayrı ayrı semtler oluşturun ? örneğin müslüman bölgesi hristiyan bölgesi vs vs buda seni tatmin edermi peki ? çünkü senin düşüncelerinle ya bunlar olmali yada bu ülke bir iran bir irak bir arabistan olmali ? saygilarimla

Sanırım üniverstelerde olan parti gruplaşmasının farkında değilsiniz sanırım ünilerde eğtimden çok siyaset yapıldığının herkezin yanına birilerini çekmeye çalıştığının farkında değilsin.... sen dağda nobet tutarsın ben de şehirde millete birşeyler anltmya çalışırım..benim derdim sen şunu yaptın bunu yaptın değil...ve türbana takılıp kaldığımda yok sadece gerçkten hukuğun uygulanmadığı ve demokrasini olmadığı bir ülkede hrkzin türban konusunda yada bir kesimin diyim biz hukuk devletiyiz demesi insanda türbana düşmanlık olduğu düşüncesini uyandırıyor...ve türbanla iran benzicez derler bunlardan korkarlar sende demişsin iran vb mi olmalı die?bugun sanırım kimse ahlaki değerlerimizin ne kadar bozulduğunu batıdan ilim almamız gerkirken kültürünü dilini alıp hergeçen gün biraz daha asimile olduğumunuzun farkında değilki kimse bundan korkmuyor...[/QUOTE]

kardeş senin o siyasetçi dediğin insanları birincisi üniversiteler yetiştiriyor ve o siyasetçi dediğin insanlar siyasal bilim mezunu değil aksine dr avukat mühendis vb kişilerdir.. yani dolayisiyla üniversiteler yetiştirdiği insanlari hataları olduğu zaman uyarmalari gayet doğaldır.. sonucta o üni hocaları olmasa bu insanlar yetişmez.. ikincisi hukuk ugulanmiyor demokrasi yok demişsin hukuğun uygulanabilmesi için o meclisin doğru dürüst yasalar yapması lazım anayasayı ihlal etmemesi lazım.. türbana hiç bir düşmanlığım yok kendi adima ama sen benim yazdığımın bir kısmını okumussun ben orada demek istediğim türbana serbestlik diğer din kesimlerine diğer vatandaslarin inanclarinada özgürlük sağlayacaktır.. buda ülkede ayrımcılık ve çatşmalara ırkçılığa yol açar dedim.. batidan ilim almak kültür almak dil almak bireylere bağlıdır senin iktidar partin bilimini sağlamayıp insanlara ahlakını dilini kültürünü aşılıyorsa bu başka bir boyutudur.. sen batinin sadece ilimini almak istiyorsan batiya gider ilimini alirsin.. ama kültürünü ahlakini dilini almak istiyorsan ülkendeki basin yayin tatil bölgelerinde yabancıya peşkeş.. işletmelerin yabanciya satimi bunların hepsi batinin yada diğer bir değişle yabancı ülkelerin kültürünü ahlakini dilini topluma aşılamada birer etkendir.. türbana kimsenin karşı çıktığı yok olaya başka bir türlü bak istersen.. hayal et örneğin.. gözlerini kapa ve hayal et.. sadece türbana izin verildi.. ama sadece müslüman yok bu ülkede okuyan.. düşün onlarda avrupa insan hakları mahkemesine ve tr mahkemelerine baş vurdu sence karar ne olur ? sen ben islam devleti değilim demokratik laik hukuk hak ve özgürlüklerin toplumların ırkların kardes olarak bir bütün içinde yaşadığı bir devletim diyorsun.. avrupanın ve tr nin vereceği karar diğer inanc larada üniversitede yada okullarda serbestliktir.. yani ataistine hristiyanına satanistine yahudisine vs vs.. sonucunda ne olur bir düşün ? gözlerini kapa ve bir düşün ? tamamen bir felaket olur.. diceksin ki bişi olmaz korkama.. peki korkmayayım.. ataistin biri geldi üstünde allaha hakaret içeren bir yazi var karisa bilirmisin peki ? hayır.. hristiyanın biri geldi derse üstünde koca bir gamali hac var ? yada papa kıyafeti var yada rahibe kıyafeti rahip kıyafeti ? sence sen huzurlu olurmusun ? ben olmam kardes.. kimsede olamaz.. ırkçılık başlar çatışmalar başlar.. yani mesele türban değil kardes.. sen demişin ki iran irak dedin ben öle birşey demedim.. sen sadece bu ülkede türban dersen islam dersen olmaz dedim.. ama sadece islam türban istiyorsan irana irak a arabistana git dedim saygilarimla...
 
oncelikle bu iktidar benim partim değil ona açıklık getirim.. ve ben bu ülkede sadece türban demiyorum islam demiyorum yorumlarımda da hep derim açık kapalım müslüman değil benim herkeze saygım sonsuz buyuzden de onlardan saygı beklerim.. ve diyorsun herkez ozgurluk isterse ateist gelirde birşeyler yazarsa rahat olurmusun..haklısın olmam dostum ama bugun bunları yapan yokmu sanıyorsun... emin ol çok var... benim derdim burda türban tartışmasına girmek değil sadece türbanı engellemekle birşeyler halletmiş olmucaz...bu ülkede olması gerekn oncelikle saygıdır.. halkımızı çoğu zaman buna bende dahilim bu saygıyı kaybediyoruz her geçen gün değerlerimiz asimile oluyor...yani üniverstelerde gerçkten buyuk bir gruplaşma varken sadece türban kargaşa çıkarcak deyip engel koymak mantıklı bir açıklama değildir....
 
oncelikle bu iktidar benim partim değil ona açıklık getirim.. ve ben bu ülkede sadece türban demiyorum islam demiyorum yorumlarımda da hep derim açık kapalım müslüman değil benim herkeze saygım sonsuz buyuzden de onlardan saygı beklerim.. ve diyorsun herkez ozgurluk isterse ateist gelirde birşeyler yazarsa rahat olurmusun..haklısın olmam dostum ama bugun bunları yapan yokmu sanıyorsun... emin ol çok var... benim derdim burda türban tartışmasına girmek değil sadece türbanı engellemekle birşeyler halletmiş olmucaz...bu ülkede olması gerekn oncelikle saygıdır.. halkımızı çoğu zaman buna bende dahilim bu saygıyı kaybediyoruz her geçen gün değerlerimiz asimile oluyor...yani üniverstelerde gerçkten buyuk bir gruplaşma varken sadece türban kargaşa çıkarcak deyip engel koymak mantıklı bir açıklama değildir....

kardes ben türbana karsi deilim engel koymak mantıklıda demiyorum.. ama türbanin serbestliğiyle ülke buna sürüklenecek.. bak ülke içinde sokakta insan nasil giyinirse giyinsin ama devlet daireleri üniversiteler okullar yurtlar kamu kurum ve kurulusları bunlar ülkeye hizmet veren ve toplumun büyük çoğunluğunun sürekli bulunduğu kesimler burlarda bu yüzden insanlar kavga eder birbirine girerse burlarda olaylar yaşanırsa bu dis toplumu direk olarak etkiler ve bu olaylar birdahada durulamaz.. önce bunları bilmek ve anlamak gerekli.. benim dediğim yerler türkiyenin kalbi olan yerler.. senin serbestlik istediğin yerler türkiyenin kalbi olan yerler.. ve bu yüzden oralarda en ufak bir kivilcim yaşanırsa ozaman ülke .çok kötü bir hal alir saygilarimla
 
boyle olacağını sanmam..sokak da başı açıkla kapalı beraber geziyo da universeteye gidince mi tartışacaklar.....

ayrıca bu durum ozgurlukleri hazmedemeyenlerin problemi..çozum insanların başını zorla açmak da değil , kişinin ozgurluğune saygı duymayanların zihniyetini tartışmakla olur bence.....

saygılar..
 
arkadaşlar uyanın ne yapıyorsunuz onların istedikleri zaten bu bizi içten içe düşürmek bir bakın akp başımıza geldiğinden belli ülkede

1)Türklük kürtlük dahalarıyla bölündü=sonuç alamadılar ve şimdide
2)türban meselesini soktular

ya şimdiye kadar bole şeyle hiç oldumu bir tane asker verilmezdi şimdi hergün şehit verir olduk içten içe düşmeyelim
 
üzülerek yazıyorum islam siyasalaşmıştır. hatta bununda ötesine geçip giderek menfaat ve sömürü için kulanılmaya başlandı.halk olarak ne dinimizi nede kendimizi kulandırtmamalıyız.
 
alıntı yapmak istemiyorum burada yazan arkadaşlar (islamcı-dinci) gibi kelimelerin ne demek oldugunu anlamıyorum yani muslüman olup islamcımı olunmuyor birde eger aranızda gayri müslim varsa yassında ona göre yazalım
ALLAH indinde islam tektir onun bunun demesiyle islam olmaz yaşanmaz eger islamı kabul ediyorum diyorsan kurallarına uyacaksın uymuyosan ya töybe edersin ya uyanlara karışmassın dinini yaşayanların karşısında olup muslümanim dersen bilemem insanları belki kandırırsın ama öbür tarafta yemez aklımızı başımıza alalım dünya hayatı kısa
üzerimize düşen kulluk vazifemizi yapıp gidelim son pişmanlık fayda vermez.selamlar
 
alıntı yapmak istemiyorum burada yazan arkadaşlar (islamcı-dinci) gibi kelimelerin ne demek oldugunu anlamıyorum yani muslüman olup islamcımı olunmuyor birde eger aranızda gayri müslim varsa yassında ona göre yazalım
ALLAH indinde islam tektir onun bunun demesiyle islam olmaz yaşanmaz eger islamı kabul ediyorum diyorsan kurallarına uyacaksın uymuyosan ya töybe edersin ya uyanlara karışmassın dinini yaşayanların karşısında olup muslümanim dersen bilemem insanları belki kandırırsın ama öbür tarafta yemez aklımızı başımıza alalım dünya hayatı kısa
üzerimize düşen kulluk vazifemizi yapıp gidelim son pişmanlık fayda vermez.selamlar

kimsenin dindarlara laf söylediği yok. sorun birilerinin halkın din duygularını sömürerek kazanç sağlaması ki bunlara dinci-islamcı deniyor. islam dininde halkı din kullanarak kandırmak doğru bir davranış olmadığına göre dincilerin bunu yapmalrına en başta dindarların karşı çıkması gerekir.
 
alıntı yapmak istemiyorum burada yazan arkadaşlar (islamcı-dinci) gibi kelimelerin ne demek oldugunu anlamıyorum yani muslüman olup islamcımı olunmuyor birde eger aranızda gayri müslim varsa yassında ona göre yazalım
ALLAH indinde islam tektir onun bunun demesiyle islam olmaz yaşanmaz eger islamı kabul ediyorum diyorsan kurallarına uyacaksın uymuyosan ya töybe edersin ya uyanlara karışmassın dinini yaşayanların karşısında olup muslümanim dersen bilemem insanları belki kandırırsın ama öbür tarafta yemez aklımızı başımıza alalım dünya hayatı kısa
üzerimize düşen kulluk vazifemizi yapıp gidelim son pişmanlık fayda vermez.selamlar

ne güzel demişsin İslamı kabul ediyorsan kurallarına uyacaksın diye işte aynen bu şekilde Laikliğin belli kuralları vardır bu kurallarda açıktır bu kurallardan bir taneside üniversiteye türbanla girilmez kuralıdır açık ve net.
 
Geri
Üst