Ergenekon'daki gözaltılar

mcoban

New member
'Ergenekon terör örgütü' soruşturmasında 8 kişi daha gözaltına altına alındı.

İstanbul Polisinin Ergenekon Terör Örgütü'ne yönelik yaptığı operasyonu yeni gözaltılarla devam ediyor. Şu ana kadar 32 kişinin tutuklandığı operasyon kapsamında örgütün medya ve Üniversite ayağına önemli bir darbe vuruldu.

Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında düzenlenen 4'ncü halka operasyonunda, çetenin üniversite ve medya bağlantısına yönelik yapılan operasyonda 8 kişi gözaltına alındı.

Örgütün üniversite bağlantısına içinde yer aldığı belirtilen ve adı sürekli olarak Ergenekon çetesiyle anılan, İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Ümit Sayın ile birlikte Sakarya Üniversitesi öğretim görevlisi Prof Dr. Emin Gürses, Balıkesir Üniversitesi'nden emekli olan Doç.Dr. Orhan Tunç, yakalanarak emniyete getirildi.

Operasyonu çok yönlü yürüten İstanbul Polisi, çetenin medya yapılanmasını da mercek altına aldı. Yapılan operasyonda, gazeteci Vedat Yenerer Gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında daha önce mahkemece serbest bırakılan Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut da bulunuyor.

Ayasofya Derneği'nin Sevgi Erenerol ve Kemal Kerinçsiz ile birlikte kurucu üyeliğini yapan, Noel Baba Vakfı Başkanı Muammer Karabulut ile birlikte sosyete kumuycusu olarak tanınan Hayrettin Ertekin de soruşturma kapsamında gözaltına alınarak emniyette sorgulanmaya başlandı.

Ergenekon Terör Örgütü'ne yönelik yapılan operasyonlarda bugüne kadar, ıÜüemekli Tuğgeneral Veli Küçük, Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ, Susurluk Davası hükümlüsü Sami Hoştan, avukat Kemal Kerinçsiz, Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın ve Halkla İlişkiler Sözcüsü Sevgi Erenerol, emekli binbaşı Fikret Emek, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve emekli astsubay Oktay Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 32 kişi tutuklanmıştı.


SAMANYOLUHABER.COM
 

Vtnsvr

New member
m.çoban;O tutuklananları tek tek araştır bakalım karşına ne çıkacak ama Fethullah çetesi hariç kaynaklardan incele yanlız bakalım ne göreceksin.Genelde o tutuklananlar yazar be kardeşim bu AKP'yi en sert bir şekilde emperyalizmin maşası olmakla suçlayan ve Fethullah çetesinin içyüzünü gösteren kişiler genelde ama "Ergenekon" adı altında genelde Ulusal degerleri savunan insanlarımıza baskı uygulanmaktadır.Bu operasyon başladı başlayalı 8 ay oldu hala ortada ne iddianame var ve ellerinde o kadar büyük operasyonmuş havası verecek kadar hiç bir şey yok.ama 8 aydır tutuklu olanlar var bu operasyon kapsamında ve ilginçtir Ergun Poyraz'ı bir inceleyiver bakalım ne kitaplar yazmış Erdogan ve Gül hakkında ve appaçık demokratikolmayan baskı politikası izleniyor ve sizlerde buna alet oluyorsunuz.hukuk herkese lazımdır.
Ayrıca bu ülkede operasyon yapılması gereken tek çete o yazılarını aldıgın medyanında içinde oldugu Fethullah çetesidir.
 

digiklan

New member
Benim bu ergenekon olayından anladığım iktidar kendisine tavır alan derin devlete savaş açmıştır. Bu ülkede ulusalcı olmakla ümmetçi olmanın kavgası verilmektedir. Elbette her ülkede derin devlet vardır. Unutmayın ki Türkiye Cumhuriyeti de Osmanlı'nın derin devletinin projesidir. Atatürk Osmanlı derin devletinin bir subayıydı.
Bu ergenekon olayı da ülkedeki ulusalcı legal ve illegal tüm yapıları bitirme projesinin aşamalarındandır.
Ülkede Türk-Laz mafyasını bitirdiler yerine kürt mafyasını getirdiler. Bu ergenekon ile mücadele edeceklerine işportadan, korsan cd dvd kitap işinden PKK'ya giden paraları bitirsinler önce.
Ülkemde gizli servisler cirit atıyor, ajanlar ortalarda geziyor bizim devlet kendi gizli örgütlerinin peşine düşüyor.
 

Vtnsvr

New member
'Ergenekon terör örgütü' soruşturmasında 8 kişi daha gözaltına altına alındı.

İstanbul Polisinin Ergenekon Terör Örgütü'ne yönelik yaptığı operasyonu yeni gözaltılarla devam ediyor. Şu ana kadar 32 kişinin tutuklandığı operasyon kapsamında örgütün medya ve Üniversite ayağına önemli bir darbe vuruldu.

Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında düzenlenen 4'ncü halka operasyonunda, çetenin üniversite ve medya bağlantısına yönelik yapılan operasyonda 8 kişi gözaltına alındı.

Örgütün üniversite bağlantısına içinde yer aldığı belirtilen ve adı sürekli olarak Ergenekon çetesiyle anılan, İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Ümit Sayın ile birlikte Sakarya Üniversitesi öğretim görevlisi Prof Dr. Emin Gürses, Balıkesir Üniversitesi'nden emekli olan Doç.Dr. Orhan Tunç, yakalanarak emniyete getirildi.

Operasyonu çok yönlü yürüten İstanbul Polisi, çetenin medya yapılanmasını da mercek altına aldı. Yapılan operasyonda, gazeteci Vedat Yenerer Gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında daha önce mahkemece serbest bırakılan Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut da bulunuyor.

Ayasofya Derneği'nin Sevgi Erenerol ve Kemal Kerinçsiz ile birlikte kurucu üyeliğini yapan, Noel Baba Vakfı Başkanı Muammer Karabulut ile birlikte sosyete kumuycusu olarak tanınan Hayrettin Ertekin de soruşturma kapsamında gözaltına alınarak emniyette sorgulanmaya başlandı.

Ergenekon Terör Örgütü'ne yönelik yapılan operasyonlarda bugüne kadar, ıÜüemekli Tuğgeneral Veli Küçük, Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ, Susurluk Davası hükümlüsü Sami Hoştan, avukat Kemal Kerinçsiz, Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın ve Halkla İlişkiler Sözcüsü Sevgi Erenerol, emekli binbaşı Fikret Emek, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve emekli astsubay Oktay Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 32 kişi tutuklanmıştı.


SAMANYOLUHABER.COM
İşte "Ergenekon terör örgütü" denilen ve bence fethullah Gülen çetesinin düzenegine göre evinde 27 tane bomba bulundugu ve 30 tane elbombası bir kasakabul edildigine göre eksik üç tanesi Cumhuriyet gazetesine atıldıgı iddia edilen ÖKTAY YILDIRIM'ınyazısı( ne hikmetse danıştay cinayeti ve degerli şehidimiz hablemitoglu'nun katilinede atılan bombada bu sözde örgüte yıkılmaya çalışılmaktadır.Oysa bu Cumhuriyet gazeteside,Danıştay saldırısı böyle bir derin devlet varsa onun yapacagı işten çok Fethullah çetesinin yapması daha kuvvetli olasılık.Hablemitoglu'nun katili tam deşifre oldugunda bombayla havaya uçurulmuştu aslında bulmaca akıllı insanlar için çözülmüş vaziyette ama Fethullah örgütü o kadar derin dfevlet ki ülke içindeki düşmanlarına yani Ulusal geçinenlere suçlarını yamamaya çalışıyorlar tabii bir kaç mafya ve deliyidi aralarına ilave ederek.);
ŞEMDİNLİ'Yİ BİLEN VAR MI ? -- Oktay YILDIRIM ' ın yazisi

--------------------------------------------------------------------------------


OKTAY YILDIRIM -- iBRETLE OKUYUN
Bu yazıyı kaleme alan Oktay Yıldırım, Astsubay rütbesiyle Orduya katılmış, Güneydoğu'da yıllarca çarpışmış yiğit ve kahraman bir Türk oğludur. Kendisi de Güneydoğu gazilerinden olan ve üsteğmen rütbesinde iken ordudan ayrılan Hakan Evrensel'in "Yer Eksi İki" adlı romanında anlattığı gerçek kahramanlardan biridir. Görevi gereği yerinden ayrılmadan saatlerce buzlu suda kaldığından ayaklarından sakatlanmış ve zorunlu olarak malulen emekli edilmiştir. Kendisiyle ilgili bu bilgiyi de Hakan Evrensel vermiştir; çünkü övünmeyi ve yaptıklarını anlatmayı sevmeyen yüksek bir karaktere sahiptir.Halen yürüme güçlüğü çekmektedir. Yazıları, Yeni Hayat dergisinde yayımlanmaktadır.
Aşağıdaki yazısı Yeni Hayat Dergisinde yer alan bir yazıdır.


LÜTFEN OKUYUN VE KİMLER SUÇLANIYOR GÖRÜN!

ŞEMDİNLİ'Yİ BİLEN VAR MI ? -- Oktay YILDIRIM

Şemdinli'yi bileniniz var mı ? Hiç gitmişliğiniz, Otuz iki virajları aşıp, Kaymakam çeşmenin soğuk suyunu hiç içmişliğiniz var mı ? Her sabah uyandığınızda size merhaba diyen Efkâr tepeyi, Gomane tepeyi gezdiniz mi, karış, karış ? Mayına basan aracın içinden, tam on dört metre uzağa fırlayan bir arkadaşınız oldu mu sizin ? "Yenge, vallahi az önce yanımda oturuyordu, şimdi dışarı çıktı." diye yalan söylediniz mi karısına ? Dükkânına girip alışveriş yaptınız mı bir esnafın ? Gomane tepenin zirvesinden, içinde eşinizin, çocuğunuzun bulunduğu lojmana doğru yanarak gidip evinizin duvarında patlayan RPG-7'leri izlediniz mi siz ? Ama yine de bulunduğunuz görev yerini terk etmeden, acaba öldüler mi, yaralandılar mı, diye sabaha kadar hiçbir haber alamadan beklediniz mi? "Ben bu insanlar rahat uyusun diye buradayım, ama neden benim aileme saldırıyorlar ?" diye düşündünüz mü hiç.Evinizin roketlendiği mahalleden ve hatta roketin atıldığı, makineli tüfeğin yanı başında çalıştığı evin sakinlerinden, "Vallahi, biz bir şey görmedik." >dediklerini duydunuz mu, kulaklarınızla ?Her şeye rağmen deyip görevinize devam ettiniz mi ? O patlamalardan dolayı yıllardır psikolojik tedavi gören bir çocuğunuz veya çocuğu bu yüzden tedavi gören bir tanıdığınız oldu mu ? Hiç böyle bir baba'nın veya anne'nin yüz ifadesini gördünüz mü ? Tabancanızı evinizde bırakıp, " Bir şey olursa, eve girmeye çalışırlarsa gerekeni yap, son iki mermiyi de kendinize ayır, ellerine sağ geçme." diyerek her defasında eşinizle helalleşip çıktınız mı evden, ya da böyle bir tanıdığınız oldu mu Sürekli telsiz anonslarını dinlediği için, ilk kurduğu cümle " atışlar normal" olan bir çocuğunuz oldu mu sizin ? Lojman'ın emniyetini sağlayan silahlı nöbetçilerin yanında mı oynadı çocuklarınız ve uzaktan dahi gelse, her silah sesinde o çocukların evlere, mevzilere nasıl koşturduğunu, koşarken düşenlerin nasıl yerlerde sürüklendiğini, nasıl hıçkırarak ağladıklarını gördünüz mü hiç ?Bu gün yaşanan olayların, ilk olduğunu mu sanıyorsunuz ? Bunları yapmadı ve yaşamadıysanız eğer, orası hakkında bildiklerinizin >hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur, efendiler. Affedersiniz, bu kadar net konuşmak istemezdim, ama ne yazık ki sabrım tükendi artık. Siz oturduğunuz ceylan derisi koltuklarda belki farkında değilsiniz, belki de umurunuzda değil, ama orada görev yapan insanların öncelik sıralarında, ailelerinden önce vatanları geliyor, yeminleri geliyor. İşte bu yüzden mevzilerini terk edip ailelerinin yanına koşmuyorlar. Biz de onun için koşmadık zamanında, görevimizi bırakarak. Yüreğimiz titreyerek bekledik ama görevimizin başında, dağda, hudutta bekledik, efendiler, görevimiz bitene kadar bekledik.Bu insanlar tüm bunlara vatanları için, üstüne el koyup yemin ettikleri bayrakları için katlanıyorlar, sizin başınızın üzerindeki, ama nasıl sağlandığını bile bilmediğiniz "egemenlik örtüsü"'nün bekası için katlanıyorlar. Peki, onlar bu şartlar altında görev yaparken siz veya sizden öncekiler bu fedakârlıklara liyakat gösterebilmek için, geçmişte ne yaptınız ? Şimdi ne yapıyorsunuz? Anıtlaştırılan terörist mezarlarının hesabını mı soruyorsunuz ? O cenaze araçlarının görevlendirme emrinde kimlerin imzasının olduğunu mu araştırdınız? Başbakana güç gösterisi yaparak "Uçaklardan ve validen hoşlanmadık, ayrıca dağdakilerden vazgeçmeyiz." diyenlere mi hesap sordunuz yoksa? Ya bütün kutsal değerlerimize söverek ayaklanan kalabalıklar, onlara devlet'in varlığını mı hissettirdiniz? Baldırı çıplak peşmergelerden tutun da, Danimarkalı'sından, Hollandalı'sından, Rum'undan duyduğunuz her türlü hakaret ve aşağılamaya cevap mı verdiniz ? Roj TV muhabirlerinin nasıl olup ta olaylardan 3 dakika sonra canlı yayın yaptığını mı buldunuz ? Bir el bombasının nasıl olup ta o kadar hasar meydana getirdiğini mi, Almanya ile yapılan telefon konuşmasını mı, o kalabalığın nasıl bir anda örgütlendiğini mi, araştırdınız ? Arabası parçalanarak yakıldıktan sonra, şerefsizce ve insafsızca dövülerek komaya sokulan uzman çavuşu mu, evi kurşunlanan polisi mi, okulunda tartaklanıp kovalanan asker çocuklarını mı, araştırdınız Bütün bu eylemleri kimin planladığını ya da organizasyonu kimin veya kimlerin yaptığını mı, o gün halkı, sürüsünü idare eden bir çoban maharetiyle kimlerin idare ettiğini mi araştırdınız ? Hayır, bunların hiç birisini yapmadınız. Siz ne yaptınız, peki? Sizin farkında bile olmadığınız değerler için orada görev yapan bir astsubay ve bir uzman çavuş bulup, sonra bütün aydıncıklar, sağduyucular, mozaikçiler, üst kimliği, yan kimliği, alt kimliği olanlar ve hatta kimliksizler, sonra dalkavuklar, sendikacılar, Susurluk paranoidleri, Soroscu'lar, hülasa ne idüğü belirsiz, ne kadar adam varsa etrafınızda, bila istisna topunuz bir koro nizamında toplanıp, koroyu kimin yönettiğine bile bakmadan - ki ben bundan emin değilim - " Vurun Kahpeye" konseri verdiniz. Yanlış şarkıyı çalıyordunuz, ama çaldıgınız, sesler, akortlar, notalar hep bozuktu. Ama yinede çaldınız, orkestra şefi, "müzik" demişti nasılsa. Şimdi yapılan araştırmalar neticesinde şu anda bile kuvvetle muhtemel olan sonuç çıkarsa ki, bu sonuç, olayların altından terör örgütü ve onunla beraber bazı gizli servislerin çıkmasından doğacak sonuçtur, o vakit ne yapacaksınız? Allanıp pullanıp önüne çıkarak tek, tek arzı endam ettiğiniz o basına(!) bu defa ne söyleyeceksiniz ? Acaba yapacağınız hangi açıklama ile durumu kurtarmaya çalışacaksınız ? Bir açıklamanız var mı, efendiler? Daha doğrusu bir "B" planınız var mı ? Ama bana sorarsanız, sizin minik kafalarınızı böyle şeylerle yormanıza gerekde yok zaten. Zira sizin adınıza orkestra şefi düşünür, besteler, önünüze koyar ve size de yine icra-i sanat etmek kalır ki, bu, yani başkalarının bestelerini okumak, zaten sizin en iyi yaptığınız şey değil midir ? Ne demişler, "gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım". Yapın, efendiler; vazifenizi yapın, hem de gözünüz kapalı yapın. Açarsanız gözünüzü belki Türk Bayrağına sarılı tabutları görürsünüz, ağlayan ailelerini, yetim çocuklarını görürsünüz de vicdanınız depreşir, vazifeniz yarım kalır. Sonra ne der Avrupalı, değil mi? Hatta, bakın ne diyeceğim, asın gitsin o astsubayla uzman çavuş'u. Şemdinli'yi, Yüksekova'yı, Hakkâri'yi de belediye başkanlarına teslim edin, seçilmiştir nihayet, atanmış değil. Öyle Vali'ye filan da gerek yok canım, boşa zahmet. Tayin et, beğenmediler değiştir, ne lüzum var, efendim. Bir belediye başkanı ile ulemadan bir zat-ı muhterem yeter de artar bile. Siz de bu arada sanatsal sergiler açın, fotoğraf çekin, resim yapın, medeniyetleri buluşturun, dinlere diyalog kurdurun. Değil mi ki ateş düştüğü yeri yakar. Ateş sizin yüreğinize mi düştü sanki ?Bölen bölsün, satan satsın, Avşar'ı da ayırsınlar, Yörüğü de ayırsınlar, dadaşı da, sarışını da, esmeri de. Şehirleri, köyleri, mahalleleri, hatta ev ev ayırsınlar Türk Milletini,size ne gam, efendiler.Siz fotoğraf çekmeye devam edin. Fakat unutmayın ki, bir gün sizin de bir fotoğrafınızı çeken çıkar elbet. Ama o fotoğraf hangi salonlarda, nasıl teşhir edilir bilemem.Malum ya, yaşlı tarih fotoğrafları çekilip, tozlu sayfalarında bir yerlere asılmış liderlerin, fotoğrafları ile doludur.
"VARLIĞIM, TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN !"
OKTAY YILDIRIM, 27 Kasım 2005
 

mcoban

New member
öncevatan arkadaşım, bir eve Fethullah Gülen in kitaplarını ve vaaz kasetlerini koyup içine bomba ve silah doldurup daha sonra burdan alınan bir kaç bombayı bir kaç yere sallamak hiç de zor bir iş olmasa gerek. ha bu oyuna senin gibi bir kaç kişi inanır, hatta Fethullah Gülen i karalamak için bu oyuna alet bile olur. ama milletimiz ve tüm dünya bilir ki Fethullah Gülen'in talebeleri bir karıncayı bile yolundan çevirmenin o karıncaya zulmetmek olduğunu bilerek hareket eder. kendini, herkese "iyiliği emredip kötülükten menetmekle" vazifeli bilir ve hayatını bu çizgide sürdürür. ister inanın ister inanmayın.
 

Vtnsvr

New member
öncevatan arkadaşım, bir eve Fethullah Gülen in kitaplarını ve vaaz kasetlerini koyup içine bomba ve silah doldurup daha sonra burdan alınan bir kaç bombayı bir kaç yere sallamak hiç de zor bir iş olmasa gerek. ha bu oyuna senin gibi bir kaç kişi inanır, hatta Fethullah Gülen i karalamak için bu oyuna alet bile olur. ama milletimiz ve tüm dünya bilir ki Fethullah Gülen'in talebeleri bir karıncayı bile yolundan çevirmenin o karıncaya zulmetmek olduğunu bilerek hareket eder. kendini, herkese "iyiliği emredip kötülükten menetmekle" vazifeli bilir ve hayatını bu çizgide sürdürür. ister inanın ister inanmayın.

Kardeşim ben kesinlikle Fethullah Gülen çetesinin enaz 20 senedir neler yaptıgını anlayabiliyorum."Takiyyeyi ilke edinip herşeyi mübah gören" bizzat Fethullah Gülen'in sözüdür bir oluşum nerde Atatürkçü araştırmacı yazar var bir şekilde öldürttü.Şimdi ise halkı bilinçlendirmeye çalışan aydınlarımıza öcü gibi göstermeye kendi katliamlarını bu masum kişilere yüklemeye çalışıyorlar.Artık NUR topu gibi derin devletimiz var.Bu olaya iki inanmamın üç sebebi var birincisi Vakit gazetesinin tahrikiyle(arkasında fethullah örgütü olabilir)bir meczup türban kararı veren danıştayı basıyor ve cinayet işliyor.Fethullah örgütü bu açık cinayeti uydurdugu ergenekon örgütüne ihale etmeye çalışıyor ama hiç bir belge elinde yok.ikincisi Atatürkçü,Milliyetçi yazarımız Necip Hablemitoglu;Fethullah Gülen çetesiyle uzun süre mücadele edip bu örgütü deşifre ettikten sonra örgüt tarafından şehit ediliyor bana göre ve iki tane katilindn biri deşifre edilince örgüt tarafından ergenekon sözde örgütüne havale edecek şekilde eksik 3 bombadan biriyle öldürülmüş gibi gösterecek şekilde izmirde havaya uçuruluyor.Burda bir duralım Ergenekon örgütü için ne deniyor "Ulusalcı" örgüt yani Ulusal degerlere sahip örgüt,Bu sözde örgüt Hablemitoglu gibi bir kendi şehitlerinin katilini neden havaya uçursunlar da bu adamı yakalayıp bir güzel öttürmek istemesinler?Bu katili konuştursalar Fethullah örgütünün infaz kısmı ortaya çıkacak bir şekilde ve sizlerin Derin devlet yakıştırması yaptıgınız bu örgüt bu kadar mı beceriksiz hemde başında emekli general bulunan ve millyonlarca dolar para destegi oldugunuzu iddia ettiginiz bir haybeden örgüt bana saçma geliyor.
Üçüncüsü bu operasyonu yürütenler emniyette fethullakçılıgı tescilli ekip yürütüyor.Ayrıca nerde Fethullah Örgütünün karşısında olan kişi ve oluşum varsa sizlerinde içinde oldugunuz gruplar tarafından topyekün medya saldırısına ugruyor.Saldırırken çarpıtmanın ,takiyyenin en güzel örneklerini görüyoruz. "Hedefe giderken her yol mübah" Fethullah damgası olan
örnekler.
 

HTML

Üst