Stratejik Cemaat Okulları

Vtnsvr

New member
Stratejik Cemaat Okulları -1


"
Neval Kavcar
MEB ı H.Hüseyin Çelik’in Gürcistan’da ki cemaat okuluna uğraması, her vesile ile bu okulları örnek alıyoruz demesi üzerine adı geçen okullar hakkında ki bilgileri tekrar yorumlamak istedim.

1992 lere kadar Türkiye’de açtıkları üniversite hazırlık kursu ve okullarla rüştünü ispatlayan cemaat için sırada, öncelikle Orta Asya Türk Cumhuriyetleri vardı. Azerbaycan, Kırgızistan derken bugün Dünya’nın dört bir yanına dağılmış okulları, yurtları, medyası, sivil toplum kuruluşları ile hangi faaliyetlerde bulunduklarını göstermek için mercek altına alacağım.

Türk Okulları ya da namı değer Amerikan kolejlerinin açıldığı yerlere bakarak, olayı her boyuttan çözebiliriz esasen. 1990 sonrası ilki Azerbaycan’da açılarak denemesi yapıldı. Öncelikle SSCB’nin çökmesi ile boşta kalan Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini doldurmak amaçlı kurulmaya başladılar. Cemaatin “Müslüman Türk” adını kendilerine referans yapması ve arkalarında kapı gibi Türkiye Cumhuriyetini almasına bağlı olarak uzun süre fonksiyonu çözülemedi. Diğer önemli sebep ise cemaatin içine kapanıklığıdır. Türkiye’den gelen bu insanların, “Allah rızası” için kardeş Cumhuriyetleri ihya etme düşüncesinde olduklarını söylemeleri ile işin propaganda bölümü tamamlanıyordu.

Okulların gayesi içinde “eğitim “ belki de en sonuncu faktördür. 1984 de ilk saldırısını gerçekleştiren PKK terör örgütü ile Türkiye’nin dikkati kardeş Cumhuriyetlerden uzaklaştırılırken, onlar için ABD stratejik ağlarını örmeye başlamıştı. PKK saldırısından altı yıl sonra cemaat 1990 da Azerbaycan’a ilk çıkartmayı yaptı. İlkokul 1992 de Azerbaycan’da açıldı, gerisi çorap söküğü gibi geldi. Türkiye’nin garantör gibi algılandığı, MEB ı kontrolünde gibi gözüken bu okulların, öncelikle Türk ardından Müslüman olmak üzere tüm coğrafyalara dağılmasında dikkat çeken özellik, ABD stratejilerine uygunluğudur.

ABD Irak’a savaş açıyor eş zamanlı cemaat okulu kuruluyor. Asya’da Rusya’nın sömürgeleştirme faaliyeti bitiyor, Türk okulları peydahlanmaya başlıyor. Daha Bosna savaşı sürerken, ateş altında bir ülkeye Cemaat el atıyor. Fetullah Gülen’in hayal bile edemeyeceği yerlerde açılan bu okullara, yayılmacı Washington siyaseti nasıl izin veriyor derseniz Hoca efendinin buna cevabı hazırdır.

“Amerikalılar istemezlerse, kimseye dünyanın değişik yerlerinde hiçbir iş yaptırmazlar. Şimdi bazı gönüllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, bu itibarla, mesela Amerika ile çatıştığınız sürece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz. Amerika, hâlâ bu dünya gemisinin dümeninde oturan bir milletin adıdır… Amerika göz ardı edilerek şurada burada bir iş yapılmaya kalkılmamalı. Amerika ile iyi geçinmezseniz, işinizi bozarlar. Ve ben bunu çok yadırgamam… ABD’ne bugün de dünyada ihtiyaç vardır” (Nevval Sevindi, Fetullah Gülen ile New York sohbeti, 20 Temmuz 1997, Yeni Yüzyıl; N. Sevindi, New York Sohbeti ve Global Hoşgörü, 1997 Sabah Kitapları).”

Demek ki neymiş? Yaptıkları faaliyetten Washington’un haberi varmış, onlarla iyi geçiniyorlarmış ve ABD’ye Dünyanın ihtiyacı varmış. Bu okulların gayesi “entegrasyon” imiş. Amerika Dünya gemisinin dümeninde oturan milletin adıdır ve onları göz ardı ederek işlerini yürütmüyorlarmış. İlk ağızdan bu bilgileri aldıktan sonra, yaptıklarının ana gayesinin ne olduğu sanırım anlaşılmıştır. Fetullah Gülen, ABD ile ya da onlar adına çalışmanın yadırganacak bir tarafı olmadığını söylerken, cemaat içinde ise “ABD’nin yıkılmasına az kaldığını, yapılanların bu çerçevede değerlendirilmesini” istemektedir.

Cemaatin temeli atılırken, Türk-İslâm kimliği vurgusuna oldukça dikkat edildi. Tüm siyasi partilere eşit mesafede ki görüntüleri ise 22 Temmuz’da AKP ye verdikleri fiili destek ile yıkıldı. Muhafazakâr görüntüleri ve Allah rızası için çalışır tavırları ile önce gönüllere taht kurdular. Bulundukları yerleşim merkezlerinde, oranın ileri gelenlerine yakınlık göstererek çocuklarını okul ve dershanelerine vermelerini sağladılar. Hala çalışma şekli budur. Falan ilin MEM Şube müdürü Ahmet Beyin oğlunun onlarda olmasını çevreye referans gösterirler.

Gerçek yüzleri ortaya çıkana kadar Türk Milliyetçileri üzerinden süren faaliyetleri, yüzlerinin belirginleşmesi ile bitmiştir. Anadolu’da onlardan yakasını kurtaramamış bir kısım insanı zorla gazetelerine abone etme usulü ise sürmektedir. Bu konuda ki son metotları: “Kedinin ulaşamadığı ciğere pis demesi” şeklinde özetlenebilir.

Türkiye’de en önemli icraatları ise “Diyalog ve Hoşgörü” organizasyonunu başlatmaktı. Papaza karşı tavrı yıkmak ve İslam’ın son din olma özelliğini kaldırma amaçlı bu toplantıların bugün devlet eli ile yapılır olması ile bu alanda ki faaliyet de geri plana çekilmişlerdir. Yetiştirdikleri usta diyalogcuların Diyanetin her noktada konuşlanması gerçeği ise önümüzde durmaktadır.

Önce ülke içinde ve sonra Orta Asya cumhuriyetlerinde tekrarlanan diğer önemli faaliyet sahası ise Abant Platformları denen STK u olarak görüş sunulan odaklardı. Abant’tan, Washington’a, Brüksel’e, Almaata’ya ulaşan toplantılar ile “Küreselleşme” bağlamında, ABD’nin görüşleri kendi düşünceleri imiş gibi sonuç bildirgeleri ile açıklanmıştır.

Diğer önemli icraatları ise adları Türk olan misyonerlik okullarıdır.

Koskoca bir cemaat, okulları holdingleri, STK ı, Yurtları, ışık evleri ile bir yandan risaleleri hatmediyorlar öbür yandan yaptıkları hizmet ile kendilerini “Altın Nesil” zannederek, 21. Yüzyılı ABD Yüzyılı yapmanın önündeki engelleri kaldırıyorlar.

Fetullah Gülen ışık evlerinde yetişen kadrolarını şöyle taltif ediyordu:

“Getirilecek kimselere gelince, onlar da birkaç asırdan beri bu mahzunlar ve mağmumlar dünyasında bilene bilene metafizik gerilimini tamamlamış; bugüne kadar küçümsenen ve hor görülen bizim insanımızı değerler üstü değerlere yükseltmeye namzet olan “nesl-i cedit” ve bütün bir kudsîler kadrosudur.” (Yeni Ümit, Ocak-Mart 1998, Cilt 5, Sayı 39- Gönül Sultanlığına Doğru- F. Gülen)
Bahailer gibi “Sultan “ kelimesini dilinden eksik etmeyen, Batının “umut veriyor” diye tanımladığı Fetullah Gülen, ışık evlerinde mankurtlaştırdığı gençlere nesl-i cedit diyerek, fonksiyonlarını ulvileştiriyordu.

İşte o nesl-i cedit denen hizmet erleri, Amerika’nın hedefinde ki tüm problemli alanlara talip olan kudsiler ordusunu oluşturuyor bugün.

Arnavutluktan Sözde Kürdistan’a, Kırgızistan’dan Almanya’ya kadar açılmış okullarında şimdiye kadar yüz binlerce genci kendi toplumlarından koparma faaliyetinde başarılı oldular.

Okul önlerinde dalgalanan Türk Bayrağına ek olarak diğer reklâm aracı İstiklal Marşları ile bu okullar hiçbir zaman Türk karakteri taşımamıştır. Almanya hariç tüm okullarda, eğitim dili İngilizcedir. Türkiye’ye bağlı kökenini kaybetmemek için Türklere sahnelemeleri gereken oyunun adı ise “Türkçe Olimpiyat”larıdır. Okullarında sanki Türkçe eğitim veriliyormuşçasına özel yetiştirilmiş gençlere Türkçe şiir okutarak, şarkı söyleterek hatta İstiklal Marşını beş yaşında ki çocuklardan sunma başarısı göstererek, Müslüman milletvekilimiz Bülent Arınç’ı ağlatma başarısı göstermişlerdir.

Türkçe, adı üzerinde seçmeli derstir. Fetullah Gülen’in okullarda Türkçe eğitim verildiğini sürekli tekrarlamasına bakarak, okullarda olup bitenden habersiz mi diyeceğiz, aldatmaya dönük Psikolojik manipülasyon olarak mı göreceğiz? Anadolu Liseleri denen tarzda ve tamamen İngilizce eğitim veren bu okullara “Türk Okulu” denmesinin iki amacı vardır. İlki Türk kamuoyunu yanlarına almak diğeri ise “Osmanlı”nın müspet mirasına ve Türkiye’nin güvenilirlik teminatını karşı tarafa sunmak.

Bulundukları yerde modern eğitim veren görünüşleri ile öncelikle ileri gelenlerin çocukları ve geleceğin siyasileri okullarda eğitilir. ABD’ye dost ve müttefik olacak bu gençlerin bir sonra ki durağının neresi olacağını söylemeye gerek var mıdır?

SSCB’nin dağılmasından sonra ABD’nin tek başına Dünya hâkimiyetine soyunmasının ardından başlattığı STK ı ağı içinde, muhtemeldir ki en iyi neticeyi Fetullah Gülen Cemaati vasıtası ile almıştır. Yoksa savaşın devam ettiği Bosna’da okul açmayı hangi akıl düşünebilir? Ya da Irak savaşı sürerken orada konuşlanmaya kim izin verir? Haçlı Kuvvetleri saldırısının manevi ayağı olmaya mı soyunmaktadır bu okullar, sorusu akla gelmektedir.

Fatih’in İstanbul’u fethinde yanında bulunan Akşemseddin Hazretlerinin, görevine mi soyunmuştur Hocaefendi? ABD’ye ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Fetullah Gülen küresel vaiz olarak hareket etmekte, 21. Yüzyılı Amerikan Yüzyılı yapmak için onların çizdiği yol haritasında yürümektedir. İşin acı yanı öz be öz Türk çocukları risaleler ile mankurtlaştırılarak kendilerini “Altın Nesil” zannetmekte, Washington’a hizmetlerini can siperane sunmaktadır.

Nasıl olup bu kadar tutunabiliyorlar sorusunun cevabı ise maddi güçlerindedir. Bu gücün Anadolu’dan geldiği masalına inanmak aralarına sonradan katılan ve onları sektör olarak kabul edenlerin bileceği bir şeydir. Yazarsa kitabının basılması, akademisyen ise onore edilmesi, cemaatin okullarında yer bulması yetmektedir. Holdingleri, baskı ve propaganda aracına dönüşen medyası ile kocaman bu imparatorluğun başında Fetullah Gülen’in olduğunu düşünmek için ya mankurtlaşmış hizmet eri ya onlara mideden bağlı olmak gerekir.

Hizmet erlerini kontrol edip yönlendirmekten başka fonksiyonu olmayan baş imam Gülen’in, Amerika’yı Dünya gemisinin kaptanı kabul eder tarzda ki beyanatı ile karanlıkta kalan nokta yoktur esasında.

Öyle değil yanlı yazıyorsunuz, Fetullah Gülen ABD’ye boyun eğmiyor, mecburiyetten katlanıyor gözüküp işini yürütüyor savunmasını yapanlara daha önce sorduğum sorumu tekrarlıyorum. “ABD, Afganistan başta olmak üzere, Irak ve Somali’yi kan deryasına çevirmiş iken, İsrail Filistinlilere o gidenleri dar ederken bugüne kadar Fetullah Gülen’in ağzından ABD’yi kınar bir ifade duyulmuş mudur?”

Cevaplıyorum; “Duyulmamıştır.” Duyulmadığı gibi bahsi geçen yerler de Amerikan faaliyetlerini mahzur gösterecek satırlar, adeta “fetva” makamında imiş gibi yayınlanmıştır.

Her coğrafyaya yayılan hizmet erleri, okulları, holdingleri ve sayısız öğrencileri ile bu kadar büyük öngörüye sahip Fetullah Gülen, El kaide örgütünün ABD kontrolünde olduğunu ve işgale zemin hazırladığını anlayamamış mıdır? Bu işte bir terslik yok mudur? Türk okulları ile Dünya entegrasyonuna hazırlandığını söyleyen bu zihniyet ile El Kaide arasında fark yoktur sonucuna varmak mantık gereğidir o zaman.

Irak ve Afganistan’da işgal güçlerine karşı savaşan Müslümanlara; Düzenli ordusu olmayanların bu karşı duruşları kaos getirir.” Diyerek, mücadele etmemelerini İslâmi kimlik ile dile getiren Baş vaizin gayesi nedir? Normal bir Müslüman’ın “haçlı kuvvetlerinden” bahseden ABD başkanına tepkisini göstermesi gerekmez mi? Haçlı kuvvetleri ile savaşan yerel güçleri, İslamî yaklaşım ile durdurmak ve Washington’un eline koz vermenin adına işbirlikçilik denmezde ne denir?

Amerikan Kolejleri Asya’da konumlanırken, Turgut Özal Özbek ve Kazak liderler ile direk temasa geçmiştir bu konuda. Süleyman Demirel ise Gürcistan Devlet başkanı Şevardnadze’ye mektup yazarak bu okula destek verdiğini açıklamıştır. Günümüzde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bakü’de cemaat üniversitesinin temel atma törenine katılırken, MEB ı Hasan Hüseyin Çelik ise Gürcistan’da yine cemaat okulunu ziyaret ederek Türkiye’nin desteğinin en üst düzeyde olduğunu göstermiştir.

Stratejik ilişkiler ağında önemli yer tutan Fetullah Gülen Cemaatinin, ABD’den Türkiye’nin en üst seviyesine kadar koruma kollama görevinin ifa edilmesinin sebebi ne olabilir?

Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanları, Cumhurbaşkanları ve devletin bakanları tarafından Gülen cemaatine gösterilen bu ilginin temelinde Amerikan stratejilerinin, strateji kabul edilmesi gerçeği vardır. Bulundukları ülkede kabul görmeleri için Türkiye’nin Cumhurbaşkanlarının devreye girdiği bu okulların direk ABD ile ilişkisi olduğu gerçeği böylece ortaya çıkmaktadır.

Sadece Kazakistan’da iki yıl içinde 29 okulun açılmasının “Kazak Doğal Gazı” ile doğrudan ilişkisi var mıdır, sorusunu akıllara getirmektedir. ABD’nin ekonomik ve siyasi ihtiyaçlarının gözetildiği bir konuşlanma söz konusudur.

Dini görünüşlü Fetullah Gülen Cemaatini ABD niçin örgütlemiş olabilir? Böyle bir amacı gerçekleştirmek için normal bir holding ile yola çıkılamaz mıydı? Elbette hayır. Cemaat kültürü içinde yetişmiş, ser verip sır vermeyen, cemaatte gördüğü hatalarda keramet arayan, bir noktada mankurtlaştırılmış hizmet erlerinin yerini başkasının tutmasına imkân yoktur. Aklı başında bir öğretmen, kısa sürede bu okulların mahiyetini çözer ve onlarla çalışmayı reddettiği gibi olup biteni Dünya aleme anlatırdı. “Türk Okulları” denen okullarda İstiklal Marşı ve Türk Bayrağının mizansen olduğunu, bilhassa Orta Asya’da ki okullarda ki “İngilizce” öğretmenlerinin ABD’nin resmi pasaportu olduğundan rahatsızlık duyardı. Okulların açtığı yoldan ülkeye gelen Soros tipi STK ı ile sıkı fıkı bağlantılar ve birlikte yapılan “Abantvari” toplantılar ile bulundukları ülkelerin idari mekanizmasının nasıl
zorlandığını görerek, her şeyden vazgeçip geri dönerlerdi. İşte bunun için dışa kapalı, sorgulama yapma yetileri olmayan robotlaştırılmış cemaat mensupları kullanılmaktadır. Hasan Sabbah’ın fedaileri için kullanılan haşhaşi, cemaatte Risale olmuştur.

Bir devlete eğitim seferberliği ile giren okul mensupları, kurdukları yakın ilişkilerle devlet görevlerine de yükselmeye başlamıştır. Kazakistan’da Özal’ın aracılığı ile onlarca lise kuruldu, üniversite açıldı. Bu okulların öğretmenlerinden Ali Bayram, Kazakistan Parlamentosu’nun Milli Eğitim Komisyonu Fahri Üyeliği’ne yükselmiş bununla da kalmamış, dışarıdan eğitim yatırımı için gelenler hakkında ondan görüş alınır olmuştur.

Demek ki sadece eğitim faaliyetleri değil, işbirliği nispetinin durumuna göre bulundukları devletlerde çeşitli görevlere de gelmektedirler. Tüm işleri Allah rızası için okul açıp, geleceğin sağlıklı nesillerini yetiştirmekten ibaret bir misyonları olsa bundan herkesten önce gurur duyacağımın bilinmesini isterim.

Ali Bayram’ın adını son dönemde ABD’de Hartford Seminary papaz okuluna (Papaz-Misyoner Okulu) 2 milyon dolarlık bağış haberi ile düştü. Bağış Ali Bayram adı ile yapılmıştı. Cemaat önce bu bağış haberinin iftira olduğunu söylemiş, Papaz Okulu (Seminary) tarafından basına yapılan açıklama ile susmak zorunda kalmışlardı:

“Bu paranın İslam'ın yanlış anlaşılmasını önlemek amacı ile Modern İslam Kürsü'sü kurulması için verildiği” duyuruldu.

Misyonerlik Okuluna açılacak bölümle mi, İslam yanlış anlaşılmaktan kurtulacak? Diye sormak gerekiyor. Yoksa buralara açılacak kürsüler ile İslam, Hıristiyanlığın bir bölümü haline mi getirilme amacı taşıyor. Geçtiğimiz aylarda Avustralya Papaz okuluna, Fetullah Gülen kürsüsü de mi bu amaçla açılmıştır? Ayni şekilde papaz okuluna da ödeme dolar bazında olacaktır. Fetullah Gülen Cemaati, Dünya’ya İslâm’ı anlatmak için niçin misyoner okullarının kuyruğuna takılıyor, bunu anlayan var mıdır?

Gaye İslâm’ı tanıtmak ise “İslam Enstitüsü” açılır ve bilmeyene anlatılır. Tüm dünya’da yüzlerce okul, dershane açan cemaat bunu yapmaktan aciz midir?




Stratejik Cemaat Okulları -2


"
Neval Kavcar
SSCB’nin çekildiği alana Müslüman-Türk adı ve kardeşlik bağları kullanılarak, Türkiye Cumhurbaşkanının da tavsiyesi göz önüne alınarak, eğitim faaliyeti adı altında girmek, cemaatin akıl kârı olabilir mi? Süleyman Demirel niçin bu okullara arka çıkmıştır, keza Turgut Özal.

Bugün laik-anti laik tartışmaların tavan yaptığı bir ülkenin Cumhurbaşkanları, daha 1990 lı yıllarda bir cemaatin reklâmını yapıyor ve bu cemaatin arkasında Türkiye Cumhuriyeti olduğunu ifade ediyordu. Bu bile Fetullah Gülen cemaatinin, Anadolu kaynaklı olmadığının kesin ifadesi değil de nedir?

Türk Cumhuriyetleri, Avustralya, Almanya, ABD, İngiltere gibi devletlerde öncelikle Türk göçmenlerine hitap eder okulları ile bahsi geçen çocukları, içinde yaşadıkları devlete entegrasyonunu sağladıklarını kendileri itiraf ediyor. Nedir entegrasyon? Birleşme, bütünleşme. Türk çocukları Dünyanın dört bir yanında, yaşadıkları devletlere entegrasyonu gündeme alan cemaat okullarının bir fonksiyonu da budur. Bunlar nasıl Türk okuludur ki, Almanya’da yaşayan Türk çocuklarına Almanca dil ile okul açıyor. Almanca dil ile eğitim yaptıktan sonra, cemaat okuluna ne ihtiyaç vardır? Alman okullarına güvenmeyen gurbette ki işçilerin çocukları, güven duygusu içinde devşirilerek Almanya’ya hediye edilecektir bunun tercümesi.

Açtıkları okullara ilaveten, Dünya’nın çeşitli yerlerinde “Kültür Merkezi” , “Dil Kursu” ve “Yurt” açan cemaatin, kültür merkezlerinde ki misyonu, irtibat bürosu olmaktan ve diğer STK ı ile bağlantı tespitinden ibarettir.

Abdullah Gül’ün Azerbaycan ziyaretinde, cemaatin üniversitesinin temel atma törenine katılıp:
“Dünyanın dört bir yanında okullar açılmaktadır. Bütün bunlar Türkiye'nin ne kadar büyüdüğünü, ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. Bunlarla gerçekten gurur duyuyoruz.” Demesinden, Türk vatandaşı olarak gurur mu duyuyoruz, utanç mı?

(Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasına engelin eşinin türbanı değil, kendi fikirleri olduğunu bugün hala görmeyenlerin, muhalefeti teletürban boyutundan sürdürenlere ithaf ederek.)

Dünyanın dört bir yanına dağılmış bu okulları Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilendirmek ne kadar doğrudur? Bahsi geçen eğitim kurumlarını, MEB lığı takip edebiliyor mu? Kontrol edilmeyen bu okulları Türkiye’nin gururu diye gösteren bir kimliğin Çankaya’da oluşu, BOP siyasetine de böyle bir yön verecektir.

AKP iktidarının cemaate yakınlığını seçimler dolayısı ile görmüştük. Cumhurbaşkanından, Bakan düzeyine kadar kurulan ilişkiler yumağının reklâm amaçlı kullanıldığı gerçeğini bir kenara not etmek gerekir. Almanların uzun süre cemaate Almanya’da okul açma izni vermemesi eğitim dilinin “Almanca” olması ile aşıldı. Hannover kentinde açılan okulu ziyaret eden Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım:

“Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın ve gençlerimizin asimile olmadan Alman toplumuna entegre olması.” Diye başlayan konuşmasına hayret etmemek mümkün müdür? Türk çocuklarının Alman toplumuna entegre olması için Almanca eğitim yapılan bu okulda, nasıl olup da asimile olmayacaklardır acaba?

Türkiye dışında yaşayan bu insanlar üzerinde, devletimizin onları cemaate teslimden başka bir faaliyeti var mıdır?

Bakan, Cumhurbaşkanı düzeyinde ki bu ziyaretleri cemaatin artı hanesine kaydettikleri, çekilen resimleri şimdiden okula astıklarına eminim. Çalışma sitilleri budur. Falan, filan kişi bizi beğendi, ziyaret etti, “makbul bir grubuz” diyebilmek için buna ihtiyaçları vardır.

Türkiye Cumhuriyeti eğitim alanında ortak çalışma sahasında, “Cemaat okullarını” mı kullanıyor? Sorusunu soruyorum. Endonezya MEB ı ile bir araya gelen Bakan Çelik:
“Türk müteşebbislerin Endonezya'da açtığı Türk okulların iki ülke insanın bütünleşmesi açısından oldukça önemli bir rol oynuyor.” Demesi, akıllara ziyan değil midir? Türk Devleti, cemaat okullarından gurur mu duyacaktır? Üstelik hangi amaçla açıldıkları konusunda cevaplanmayan sorular ortada iken.

Petrol, doğal gaz başta olmak üzere ABD’nin önem addettiği yerlere okul açan cemaatin bunu, Dünya gemisinin direksiyonunda ki millet ile iyi geçinmek gerek diye ifade ettiğini söylemiştim. Sudan’da ki Darfur’da bu bölgelerden biri. Petrol bulunması ve ABD’nin bu yatakları işletmesi, Darfur katliamı olarak bilinen gelişmelerde hep ABD’nin parmağı olduğu herkesin malumudur.

Tesadüfe bakın ki, Sudan’da da bu okullardan vardır. AKP li Ticaret Bakanı Kürşad Tüzmen Sudan’a gittiğinde yine bu okula uğrayıp, övgüler yağdırıyor. AKP İktidarının bir görevi de yurt dışı ziyaretlerde bu okulları mı onore etmektir?

Hartum’da ki Türk Okulunun finansmanının Unesco tarafından karşılandığı yolunda ki haberi tekrar hatırlatayım. Türk iş adamının bu okula ziyaret için gittiği, müdürü beklerken masanın üzerinde Unesco’dan gelen evrakı görmesi ile alakalı bir konuydu hatırlarsınız.

Açılmış olan okulun masrafının kendileri tarafından karşılandığı ve paranın hangi bankaya yattığını açıklayan bir evrakı gören iş adamının, müdüre orada bu okulu açma sebebini sorduğunda aldığı cevap:

“Biz burada Sudan'ın müstakbel idarecileri olacak süper zeki çocukları bulup Amerika'ya göndermek için bulunuyoruz.” ( 26.6.206- Yeni mesaj)

Cemaat okulunun bir görevi de budur. Bulundukları yerde ki geleceğin idarecilerini yetiştirmek, ABD ile tanışmalarına vesile olmak. Yoksa ABD petrolün merkezinde bu okulu onların hayrına mı açacaktır?

Afganistan’da ki cemaat okulunu öven İngiltere Dış İşleri Bakanı David Miliband bakın ne diyor:
“Türkiye'nin uluslararası platformda oynadığı yapıcı rolleri hatırlatırken, Afganistan'da Türk müteşebbislerin kurduğu kız lisesini örnek gösterdi.”( İngiliz Daily Telegraph)

Bahsi geçen okulun o dönem Dış İşleri Bakanı olan Abdullah Gül’ün tavsiyesi ile açıldığını hatırlatmış olayım.

Türk Okulu olarak kamuoyuna pompalanan bu kuruluşların diğer bir adı, “Barış Okulu”dur. Eğitim ve öğretimin amacının barış olduğunu daha önce duymuş muydunuz? ABD- İngiltere- İsrail işbirliğinde Dünya paylaşılırken, bu okullar acaba nasıl bir barışa hizmet ediyor?

Misyoner okullarına iki milyon dolar ödenerek mi yapılıyor barışa hizmet? Ya da İslamiyet’i din olarak kabul etmeyen haham ve papazlarla ayni masada oturup yemek yenilince mi barış diyalogu oluşturuluyor? İslâm Coğrafyası adım adım işgal edilirken Fetullah Gülen işgale karşı direnene:

“Ordusu ve devleti olmayan Müslüman direnirse, terörist olarak kabul görür ve günaha girer.” Mealinde vaazda bulunuyor.

Ülken işgal edilse bile eğer düzenli ordun yoksa savaşma diyor, Misyoner okuluna 2 milyon dolar bağışta bulunan büyük Hocaefendi Fetullah Gülen. Bu söylenenler aradan çekilmemiştir, hangi yandan okunursa bu manaya gelecek açıklamalardır.

Bahsi geçen okullara ABD’nin resmi pasaportlu CIA janlarını yerleştirdiği gerçeği belgelerle sabittir:

“Sıra, Özbekistan'daki 18 okulun sahibi gözüken Silm A.s.'nin yetkilisi Mehmet Mesut Ata'ya gelir. Bu okullar da, "Fethullahçılara ait" diye bilinmektedir. Ata, birçok talebini dile getirir. Sözlerini Amerika'nın Özbekistan'daki bir uygulamasını örnekleyerek bağlar. MEB'in yayımladığı "Yurt Dışında Açılan Özel Öğretim Kurumları Temsilcileri-İkinci Toplantısı" adli kitabin 63–64. sayfalarından okuyalım:

"Amerika Birleşik Devletleri, dostluk köprüsü adi altında getirdikleri 70 öğretmene diplomatik statü kazandırmışlardır. Biz de, eğer devletimiz, büyükelçiliğimiz, bu konuda diplomatik statü konusunda bize yardımcı olursa Türk öğretmenlerinin, Türk eğitim elemanlarının itibarlarının biraz daha artacağını zannediyoruz."( 3 Mart 1997- Ankara Başkent Öğretmen evi – Yurt Dışında ki Türk Okulu Problemleri Toplantısı)

Fetullahçı örgütün içine yuvalanmış “dostluk köprüsü” adlı CIA ajanları orada İngilizce öğretmeni olarak mı bulunuyorlar dersiniz? Cemaat bu konuya açıklık getirebiliyor mu? Okullarına “Barış Köprüsü” gibi sıfatı da ekleyen cemaat,”Barış ve Dostluk” köprüsü adı altında, bulundukları devletlerde hangi faaliyetleri gerçekleştiriyorlar, sorusunu sormak en tabii hakkımız değil mi? Bahsi geçen okullar Türkiye ile irtibatlandırılırken benzeri soruları sormak en tabii hakkımız olmalıdır.

Rahmetli Hablemitoğlu’nun “Duble casusluk” suçlamasında bulunduğu Fetullah Gülen okullarının bir fonksiyonu da bu olabilir mi sorusu sıkça sorulmaktadır.

Fetullah Gülen, okulları, medyası, yurtları ile bilhassa şu anada AKP iktidarı tarafından da desteklenir mahiyette bir görünüm içindedir. Dillerden düşmeyen “ Okul Açan Türk Müteşebbisler” kimlerdir? Bahsi geçen okulların giderinin Anadolu’dan toplandığı belirtildiğine göre, devlet bu konuda araştırma yapmış, müfettişlerini görevlendirmiş midir?

Son günlerde ardı ardına yapılan “Çete Operasyonları” içinde Fetullah Cemaati de olacak mıdır? bu bağlamda.

21. Yüzyılı Amerikan Yüzyılı yapmak için yola çıkan stratejik ortak, Dünya’yı sadece askerleri ile işgal etmeyecektir. Yandaş devlet adamları, bölgesel oluşumlar, dinsel cemaatler, çeşitli STK ı, Medya, ekonomik abluka bunu sağlayacaktır.

Bahsi geçen okullara turistik geziler düzenliyor cemaat. Gidilen yerde ki okulda Türk Bayrağı, İstiklal Marşını ezbere okuyan çocuklardan oluşturulmuş bir mizansen kuruluyor. Yemekler yeniyor, hediyeler sunuluyor, fotoğraflar çekiliyor bu arada. Oranın mülkü amirine götürülüyor, bu okulların ne kadar önemli bir vazifeyi icra ettikleri anlattırılıyor. Gezi böylece mutlu mesut bir şekilde bitiyor. Şimdi bu okullara gidenler neyi ne kadar görmüş oluyor? Hiçbir şeyi. Sadece gösterilenleri görüp, turistik bir gezi yapmış olarak geri dönenler, kapasiteli nispetince o okulları övme kadrosuna katılıyor. Yazar ise köşesinde, akademisyen ise medyaya açıklamalarda bulunuyor.

Türk Okullarının eğittiği çocukları hangi istikamete götürdüğünü bilmeden, mahiyetleri hakkında görüşü oluşmadan, sadece anlatılanlar ışığında yapıyor bunu.

Dünyanın dört bin yanına kurulan Amerikan kolejlerini, hangi Türk Müteşebbisleri kuruyor? Bu söylemi okuyoruz sıkça cemaat reklamında. Sanki Yozgat’tan iş adamı Ahmet Bey, Arnavutluk’ta ki bir okulu yapmış demeye getiriyorlar. Peki, UNESCO Sudan’da ki okul başta olmak üzere başka hangi okulun giderini, ne amaçla ödüyor?

“Türk Okulu” diye kamuoyuna pompalanan bu okulların gideri başka hangi uluslararası kuruluşlar, devletler tarafından karşılanıyor?

Bu okulların bulunduğu devletlerde Türk iş adamlarının büyük yatırımlar yapmasına vesile olduğunu da duyuyoruz? Kimdir bu iş adamları?

Bunu öğrenmek en tabii hakkımızdır.

Türk ve İslâm görüntülü bu kişiler Dünyanın dört bir yanına dağılırken, Türkiye Cumhuriyetini referans göstermekte fakat Amerikan menfaati doğrultusunda faaliyet göstermektedir öz olarak. Stratejik ortağa sunulan destek okullarla lojistik boyuta taşınmaktadır.

Amerika’ya karşı oluşan nefreti, Türk kimliği ile yumuşatma operasyonuna Türkiye Cumhuriyeti olarak katılma onursuzluğu son bulmalıdır.

Ülke içinde başörtüsü zokasını yutan çevrelerin, Mankurtlar Cemaatinin içerde ve dışarıda ki faaliyetini görmezden gelmeyi tercih etmelerini hiç akıllı bulmuyorum. AKP iktidarının bakanları ve ülkenin Cumhurbaşkanı, Fetullah Gülen cemaatine ait okullarda ne arıyor?

TBMM e bu konuda verilmiş bir önergeyi ise yakın zamanda hatırlamıyorum Geniş çaplı bir operasyonun “Fetullah Gülen Çetesine” yapılması şarttır.

Cemaat Okullarının uyguladıkları stratejinin Türk Millî Eğitimin amaçları ile bir ilgisi olmadığına göre, Millî Eğitim Bakanlığı ile ilgisinin kesilmesi Türkiye’nin menfaatine olacaktır.
 

VoyVoy

FoRuM MüHeNDiSi
şimdide kafayı cemaat okullarına taktınız ilerde nelere takacaksınız bakalım hadi hayırlısı.
 

memcos

New member
bu okullarda genclere ideoljik dusunceler yerlestiriliyor ve ileridede onlardan yardım bekliyorlar kimse yok ole bisi felan diye cıkısmasın basımız yandı bu fetos cemaati yuzunden kuzenimin basına gelenleri ben biliyorum...
hersey hazır okullar kadrolar savcılar avukatlar ee fetos hoca hazretleri neden hala Turkiyeye gelemiyor demekki daha eline geciremedigi kurumlar var hade o zmn durmak yok yola devam...
 

Kara Kartal

Banned
bu okulların açılmasııı sn adnan menderes in hoş görüsüyle olduu ama oda böyle olabileceğini tahmin edemezdi sanırımm
-sonra sn demirelll var olan okul sayısını 20- 30 katına çıkardııı şimdi bin pişman söylemleri var
-sn özal ın emekleride büyüktürrr oda rahmet li oldu görmedi bu günleriii
 

digiklan

New member
Tüm bu konudan çıkan sonuç. Acaba Fethullah cemaati Amerika'yı karşıların almadan bir denge politikası yürüterek mi hedeflerine ilerliyor?

Yoksa Fethullah ve hareketi, Amerika'nın istekleri ve yeni dünya düzeni yaratma operasyonunu destekleyen bir proje mi?

Fethullahçıysanız birincisine, değilseniz ikincisine inanıyorsunuz demektir.

Ben sadece şunu söyleyebilirim dünyadaki uluslararası ilişkiler sadece çıkar ilişkileri ile açıklanabilir. Bundan 100 sene sonra Fethullah ve hareketi için tarih kitaplarında ne yazacağını ben görebiliyorum ama göremeyenler için hatırlatayım. Amerika kendine hizmet etmeyen bir hareketi ekonomik ve sosyolojik olarak anında bitirir. Hele hele Rusya'nın elini çektiği Asya ve Balkan devletlerinde, Müslüman Afrika ülkelerinde böyle ideolojik hareketlere asla izin vermez. Tabi bu hareket onun ekmeğine yağ sürmüyorsa.

Yani Fethullah ve cemaatinin hareketi benim için Allaha değil ABD'ye hizmet eden bir harekettir.
 

mcoban

New member
"Hadisenin boyutları hakkında fikir sahibi olanlar için gerçekten inanılması güç bir manzara. Dünyanın hemen her yerinde, bazen ismini ilk defa duyduğunuz bir ülkede veya hakkında hiçbir fikir sahibi olmadığınız coğrafyalarda; Avusturalya'dan, Kore'den Asya'nın uçsuz bucaksız steplerine, Avrupa'nın endüstri ülkelerinden Güney Afrika'ya ve Senegal'e yüzlerce Türk okulu. Üzerinde Türk damgasının, Anadolu alâmet-i farikasının açık ve seçik bir şekilde okunabildiği yüzlerce okul; buralarda bir derviş sabrı ve feragati ile çalışan binlerce Türk öğretmeni. Bulundukları ülkenin ilk sıralarında yer işgal eden bir itibar ve saygınlık. Herkesin çocuklarını yerleştirmek için birbiriyle yarıştıkları okullar bunlar. Dünyanın hemen her yerine ihraç edebildiğimiz bir model; ateş yumağı kaynayan bölgelerde bir barış ve güven adası. Sanayi ötesi huzursuz ve bezgin toplumlarda, kaybedilmiş insani duyguların yeşerdiği ve yaşatıldığı mekanlar. Adeta beşerüstü bir gücün planladığı ve harekete geçirdiği bir teşebbüsün elle dokunulur, gözle görülebilir, üstelik anlaşılabilir ve anlatılabilir somut sonuçları.

Ben de bu teşebbüsün canlı abidelerini Kırgızistan'da, sadece Bişkek'de görmüş ve izlemiş biri olarak, gördüklerimin beni sürüklediği dünyayı anlatmak ve açıklamaktaki aczimi itiraf etmek zorundayım."

Mümtazer Türköne
 

unibjk06

Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
antalyada 2 3 tane fetullahın okulu var boyle özelgunler 10 kasım olsun 29 ekim olsun ataturku överek başlıyor 10 dakika içinde saltanet ve hilafetei kaldırdı bahanesiyle ataturku kotuleme gunune gonusuyor...
 

Uzunefe

Altın Üye
2 kelime fetullahçı hareket. gerçekten milletimiz saf ya adamın biri amerikada krallar gibi yaşıyor , "milliyetçi" takılıyor lakin türkiyede hiç bir halt yaptığı yok daha sonra japonlara afrikalılara istiklal marşını okutturuyor türkçe öğretiyor bunun neresi denge bunun neresi ideolojik yaklaşım ???
 

algoritmaA

New member
2 kelime fetullahçı hareket. gerçekten milletimiz saf ya adamın biri amerikada krallar gibi yaşıyor , "milliyetçi" takılıyor lakin türkiyede hiç bir halt yaptığı yok daha sonra japonlara afrikalılara istiklal marşını okutturuyor türkçe öğretiyor bunun neresi denge bunun neresi ideolojik yaklaşım ???
bilmeden konuşma arkadaşım ve arkaşalar once sağlam araştırma yapın başklarının dedikleriyle değil kendi gorduklernizle birine sçlucaksanız suçlayın...onların bu vatana yaptığı iyiliği yapan çok azdır ....on yargılı olmak yerine araştırın ve öğrenin ....ve bir arkaraş s. demirelde onay vermişti ama şimdi bin pişman dedmiş yazmış s. demirel türbanlı okucak irana gitsin diyen bir insan ondan ne beklersinkii..kendi vatandaşına milletine sahip çıkmıyo daha.....
 
bu cemaatin yurt dışında açtığı okullarda okuyan öğrencilerin geçen yaz düzenlenen 5. TÜRKÇE OLİMPİYATLARI yarışmasın da neler yaptıklarını izleyenler hala utanmadan karalama kampanyası düzenliyor.

Adını bile bilmediğimiz ülkelerden gelen öğrenciler Türkçe şarkılar söylüyor ,türkçe fıkralar anlatıyor, kısacası Türk kültürününün örneklerini sahnede yaşıyorlardı.

bu okulları eleştirenler sormak gerek.Sen buzamana kadar türkçe ile ilgili neler yaptın.Türk kültürünü dünyaya tanıtmak için hangi çalışmalara imza attın.
 

esfanu

New member
Güneşi balçıkla sıvamaya çalışmayın,olmaz.Bu kalemlerde sıvama işi için para alan kalemler.
Meyve veren ağaç taşlanır, taşlayın başka yapabildiğiniz birşay varmı?
 

1sc0rp!tX

Altın Üye
Türbanı Unuttuk Sıra BunLArda

Önümüzdeki GünLerde ne tür Konular Bekliyor bizLeri Göreceğuk :hhmanD
 

sevitetri

New member
değerli kardeş önce vatan acaba hiç abd de islam hayat tarzı ,nasıl yaşanır kimler yaşar ,ne yaparlar bunları araştırdnızmı, giden biriyle görüştünüzmü.Bir abd linin islama ve müslümana bakışı nedir sorgulayabildinizmi?
Daha da ötesi Afganistan a yanlış hatırlamıyorsam giden bir heyet (cemaatten) bir namaz vakti camiye gittiklerinde imam tarafından türk olduklarını öğrenince muhabbet esnasında insanı hayaretler içerisinde bırakacak sorusunu duydunuzmu."pkk ne yapıyor nasıl gidiyor çalışmalrı diye soruyor."ve neden çünkü adamlar pkk yı bir islami cemaat örgüt olarak tanıyor. abd de aynı işte nerde hırsız arsız hintli ne ararsan adamlar bunları islam la eşdeğer görüyor.(Bizzat giden arkadaşlarımdan biliyorum)
Acaba oturduğunuz yerden bize bu yazdıklarınızı anlatacağınıza hiç bir kardeşinizin kolundan tutup namaza götürebildinizmi (bir insana niçin namaz kılmıyorsun denmez niçin kılmassı gerektiği anlatılr kanaatindeyim),dışarıdaki bu kötü imajı kırmaya yönelik bir faaliyetiniz oldumu(gerçi ülke içindede bunlardan cokca varda)
Kaçımız beş vakit namazı dosdoğru kılıyoruz kacımız gece kalkıp gece namazı kılıyoruz da bu insanlara sadece hain birilerini kuklası şusu busu demeye yelteniyoruz.
Bu fikirleri bu cemiyeti sevmeye bilirsiniz yapmayın allahaşkına enazında sadece buğzedin................
 

alienslord

New member
Dikkat ediyorum forumda son zamanlarda ne kadar çok Fethullah Gülen konusu açılıyor ve okadar saçma sapan hayal ürünü yorumlar yapılıyorki sadece tebessüm ediyorum
bardağın hep boş tarafını görüyorsunuz
Türkiye'nin adını dahi bilmeyen insanlara Türkiye'yi tanıtıyor marşımızı okutuyorlar okulların bahçelerinde bayrağımızı dalgalandırıyorlar bu yanını göremicek kadar kör değildirsiniz bunun başka bi sebebi olmalı
 

algoritmaA

New member
Dikkat ediyorum forumda son zamanlarda ne kadar çok Fethullah Gülen konusu açılıyor ve okadar saçma sapan hayal ürünü yorumlar yapılıyorki sadece tebessüm ediyorum
bardağın hep boş tarafını görüyorsunuz
Türkiye'nin adını dahi bilmeyen insanlara Türkiye'yi tanıtıyor marşımızı okutuyorlar okulların bahçelerinde bayrağımızı dalgalandırıyorlar bu yanını göremicek kadar kör değildirsiniz bunun başka bi sebebi olmalı
cahillik işte dostum hor gormemek lazım onlarda öğrenirlr zamanla...
 

bl@ckheart

New member
hepsini okuyan varsa bir ozetini cıkarsın başka turlu
bitmezzzzzzzzzzzzzz...
kimsenin tamamını okuduğunu sanmıyorum sadece mesajlara kuru kuru cevaplar veriliyor.. Şöylekii isim fethullahçı olunca bende bi nutuk atayım diye giren çokkk kimse onu savunduğumu düşünmesin ama durum onu gösteriyor... saygılarımla...
 

.aybuke.

New member
antalyada 2 3 tane fetullahın okulu var boyle özelgunler 10 kasım olsun 29 ekim olsun ataturku överek başlıyor 10 dakika içinde saltanet ve hilafetei kaldırdı bahanesiyle ataturku kotuleme gunune gonusuyor...
Allah aşkına yalan konusmayın...gcen de bir arkadasım dedi neymiş anafen dersanelerinde atatürk resmi yokmus. nasıl yok ya hep bir yerlerinizden uyduruyorsunuz...:eek:ha
ayrıca Türk okulları acmak kötü birşey mi? ne güzel bizim dilimizi öğreniyolar. şimdi diyosunuz ki önce kendi milletine anlatsın. bazı insanlar zaten bunu yapıyolar ((cok şükür))
ama şimdi çıkıp birisi bunu hayattan kopmus, bi insana anlatsa ve bunu bir solcu arkadasımız görse mahalle baskısı oluyor dersiniz.....herseyde işinize geldiği gibi.. amacınızıda anlamadım kiii....:saskin
 

HTML

Üst