Birileri yan gelip yatmış!

Vtnsvr

New member
Tayyib'in Oglu

--------------------------------------------------------------------------------

Yanlış hatırlamıyorsam bu oğlu aynı zamanda ünlü bir sanatçımızıda
öldürmüştü,suçu bir şekilde örtbas ettiğine göre biliyoruzki bunlar
yardımlaşmayı seven bir topluluk olduğuna göre çoçuk edinme konusunda da bir yandaşları biraz yardımcı olur da;şu yan gelip yatmaya işni bir
açiklasalarda şanlı şehitlerimizin kemikleri gazilerimizin canları biraz
daha acımasa.

TAYYIB'IN OGLU

Tayyib'in Oğluna askerlikten yırtması için ÇÜRÜK raporu veren kim?

Esas bunun araştırılması lazım.
Türkiye şehitlere ağlarken bunları unuttu
Recep Tayyip ERDOĞAN; "ASKERLİK YAN GELİP YATMA YERİ DEĞİLDİR!..." dediğinde, seksen milyon şaşırıp kalmıştık!...

ERDOĞAN kimi yatarken görmüştü de, bu şekilde bir fikre sahip olmuştu diye...
Hepimizde çok iyi biliyoruz ki, askerlik Sayın ERDOĞAN'ın fikir sahibi olduğu gibi, hiçte öğle yan gelinip yatacak bir yer değildir.
Peki Sayın ERDOĞAN'ın etrafında askere ÇÜRÜK RAPORU alıpta gitmeyen birileri olabilirmiydi? ! Sayın ERDOĞAN'ın
bilinç altında bu kişi yada kişiler olabilirmiy di?! Sayın ERDOĞAN bu sözü söylerken, muhatap olarak büyük
oğlu Ahmet Burak ERDOĞAN'A söylemiş olamazmıydı?!. ..
Adı: Ahmet BURAK .

Baba
Adı: Recep TAYYİP.
Ana
Adı: Emine.

Doğum
Tarihi:04.07.1979 Medeni
Hali: Evli (23.02.2001) Askerlik Durumu: ÇÜRÜK...
Rize Güneysu Askerlik şubesine kayıtlı Ahmet Burak ERDOĞAN, 2000 yılında
KASIMPAŞA DENİZ HASTANESİNDEN verilen rapor ile ÇÜRÜĞE ayrılıyor. Rapora göre,
Ahmet BURAK ERDOĞAN'ın hastalığı TESTİS KANSERİ!... Uzman hekimlerin verdiği bilgiye göre, testis kanseri TEDAVİ EDİLEBİLİR bir rahatsızlık. Burası çok önemli, çünkü
ÇÜRÜK RAPORU , asker adayı açısından ancak iş görme gücünün %60'ını yitirmesi durumunda veriliyor.
Tedavi edilebilir hastalıklardaysa durum farklı. Hastalığın tedavi edilmesinin ardından kişi, askere alınıyor.
Bu bilgilere ulaşan ve haftalık yayın yapan ULUSAL bir dergi, farklı kaynaklardanda bu bilgilerin doğru olduğunu
teyit ettikten sonra, yetinmeyip 2 Mayıs 2007 tarihinde Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'A yolladığı yazılı soruya
herhangi bir cevap alamıyor. Daha sonra Başbakanlık Basın Müşaviri Sayın Akif BEKİ'ye telefon ile bu konu hakkında
bilgi istenildiğinde "kişisel hayatı" ilgilendirdiğ i gerekçesi ile cevap verilemeyeceğ i söyleniyor...
Daha sonra askere testis kanseri olduğu için gitmeyen ve ÇÜRÜK RAPORU alan Ahmet Burak ERDOĞAN ne gariptir ki
bir yıl sonra 23.02.2001 tarihinde gönül rahatlığı ile evlenebiliyor. ..
Yani 2000 yılında Kasımpaşa Deniz Hastanesinde Sedyeye YAN GELİP YATARAK, babalar gibi ÇÜRÜK RAPORUNU almış.Oysa hepimizde biliriz ki Türk Milleti askere gitmeyeni yarım adamdan sayar, çürük rapora ihtiyacı olan bile onuruna yedirip de
bu raporu almak istemez, sakat ise sakatlığını saklar.

Fakat gelin görün ki o yıllarda babası İstanbul Büyükşehir, Belediye başkanı olan Ahmet Burak ERDOĞAN yaşıtlarından farklı
düşünmüş!...Şu meşhur, her birisi 4-5 milyon dolar eden gemi sahibi Ahmet BURAK bundan 9 yıl öncede 1998 tarihinde İstanbul Şişli'de de bir çoğumuzun hatırlayacağı ses sanatçısı Sevim TANÜREK'e spor otomobili ile çarpmış ve onun ölümüne sebebiyet vermişti.
Bunun üzerine iki yıl sonra ÇÜRÜK RAPORU alacak Ahmet Burak o günlerde İngiltere de dil öğrenimi için yurtdışına gitmişti...
Acaba
Ahmet BURAK askere gitseydi ŞIRNAK da mayına basarak şehit olduğunda Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN şehitlere yakıştırdığı
"KELLE" tabirini oğlu içinde kullanabilirmiydi? !...
Yada
Sayın Emine ERDOĞAN her şehit anası gibi, " VATAN SAĞOLSUN"
diyebilirmiydi? !...

Bunların ne diyeceğini elbette ki bilemeyiz!.. .Fakat bildiğimiz bir şey var ki, Sayın BAŞBAKAN çok
haklı.
"...Asker değil, fakat birileri ve özellikle de büyük oğlu Ahmet YAN GELİP YATMIŞ!...

Şimdi bu çürük çocuğun trilyonluk gemiciği var,ve evli.......

TURGAY KÜÇÜKYUM
 

GERCEKCİ

New member
eee naparsın bunları bu millet secti kendi düşen ağlamaz onun cocukları fıstık gibi yasayacak ,onu secenlerin cocuklarıysa vurulup sehid olacak olay budur
 

VoyVoy

FoRuM MüHeNDiSi
Yanlış hatırlamıyorsam bu oğlu aynı zamanda ünlü bir sanatçımızıda
öldürmüştü,

kimi öldürmüş acaba?
 

Vtnsvr

New member
Yanlış hatırlamıyorsam bu oğlu aynı zamanda ünlü bir sanatçımızıda
öldürmüştü,

kimi öldürmüş acaba?
Bak burada yazıyor oku ögren.!



18 Ekim 1998
hürriyet

Emin ÇÖLAŞAN

Tayyip'in oğlu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip'in oğlu, geçtiğimiz mayıs ayında bir trafik kazası yaptı ve ses sanatçısı Sevim Tanürek'e çarpıp ölümüne neden oldu.
Allah kimsenin başına vermesin. İki aile için de üzücü bir olaydır.

Kazadan sonra düzenlenen raporda Burak Erdoğan dalgın araç kullanmaktan, Sevim Tanürek ise duran araçların arasından yola çıkmaktan hatalı bulundular.

Ölümlü bir trafik kazasından sonra, sürücü genelde tutuklanır.

Tayyip'in oğlu tutuklanmadı.

Savcı ifadesini aldı, salıverildi. Tanürek koma halinde hastaneye kaldırılmıştı. Birkaç gün sonra vefat etti, sanık yine tutuklanmadı!

İlk duruşma İstanbul'da önceki gün yapıldı.

Tayyip'in oğlu duruşmaya gelmedi.

Avukatı mahkemede açıkladı:

‘‘Kendisi İngiltere'de, yabancı dil eğitimi görüyor. Bundan sonraki duruşmaya gelecek''.

Duruşmadan tutuklama kararı da çıkmadı.

***

Bizim bildiğimiz Tayyip, son derece ‘‘Müslüman'' adamdır!.. ‘‘Allah'' der, başka bir şey demez! Bu yüzden siyasette yükselmiş, partisinin genel başkanlığına oynar duruma gelmiştir.

Sonra başına iş gelince, hayalleri yıkılmıştır. Şimdi gelelim konunun esasına:

Böylesine ‘‘Müslüman'' bir insanın oğlu trafik kazası yapacak ve bir ölüme neden olacak.

Diyelim ki yasalar uygun ve tutuklanmayacak!

İyi de kardeşim, insan oğlunu hiç değilse ilk duruşmaya getirmez mi?

Ortada bir ölüm var.

Hatalı olan sürücüdür, veya yayadır. Bunun hesabı yargı önünde verilmez mi?

Allah korusun, o kazada Tayyip'in oğlu ölüme neden olan değil de, ölen olsaydı ve karşı taraf duruşmaya gelmeye tenezzül etmeseydi, Allah sözünü dilinden ve siyasetinden düşürmeyen Tayyip, acaba ne hissederdi?

Bu yaptığı Müslümanlık'la, insanlıkla, vicdanla bağdaşır mı?

* * *

Bazı olaylar Türkiye'de sıradan Müslümanlar'la, din ticareti yapanlar arasındaki farklılığın hangi boyutlara vardığını ne güzel gösteriyor!

Sıradan Müslüman böyle bir kaza yapsaydı, şimdi içeride yatıyor, mahkeme önünde hesap veriyor olacaktı.

Sıradan Müslüman, kaza yapıp insan öldüren çocuğunu İngiltere'ye gönderemezdi... Gücü ve parası yetmezdi.

Ama Tayyip'in çocuğu olunca, iş değişiyor! Duruşmaya da getirilmiyor.

Oğlan İngiltere'ye gönderilmiş! Dil eğitimi görüyormuş!

***

Din tüccarlarının çocukları yurtdışı okullarda, kolejlerde okurlar. Altlarında 40 milyarlık arabalarla dolaşırlar, babaları gibi Versace giysiler giyerler.

Fakir fukara Müslümanlar'ın çocukları ise imam hatip okullarına sevk edilir. Onların gencecik kızları türban takmaya zorlanıp sokaklara salınır. Sırtlarından siyaset oyunu tezgâhlanır.

Ayın sonunu getiremeyen milyonlarca Müslüman aile inim inim inlerken, din tüccarlarının çocukları her çeşit dokunulmazlık zırhı ile kuşatılmıştır.

Başlarına bir iş geldiğinde, etkili ve yetkili babaları ve yakınları hemen devreye girerler. Yasalar, onlar için geçerli değildir.

Sömürü çarkı böyle çalışır.

Türkiye'de birkaç bin varlıklı, etkili ve yetkili din tüccarı, milyonlarca fakir fukara Müslüman'ı bu yöntemlerle söğüşler.

Onları, kendi kişisel ve siyasal çıkarları için güzelce kullanır...

Çünkü din tüccarları eğitimlidir, zengindir, uyanıktır. Ağızları laf yapar!

‘‘Yüce Allah... Peygamberimiz efendimiz... Türbanımıza dokunmayın... İnsan hakları... Camiler kışlamız, minareler süngümüz, müminler askerimiz''...

Amaçları, kandırabildikleri müminleri kendi emir erleri olarak kullanmaktır.

İkinci kesim, yani fakir fukara Müslümanlar ise hem eğitimsiz, hem de parasızdır. Uyanık kesim bu durumdan yararlanır ve onları din iman nutuklarıyla sömürür.

Birinci kesim son derece paralıdır. Holdingleri vardır. İyi ticaret yaparlar. Firmalarına genelde dini isimler koyarlar.

Sünnetlerini, nişan ve düğünlerini beş yıldızlı otellerde yaparlar.

Onlar tarafından sömürülen fakir fukara Müslümanlar ise ekmeklerini, daha ucuz olsun diye halk ekmek fabrikasından alırlar. Daha gün doğarken ekmek kuyruğuna girerler.

Vicdan sahibi şeriatçılardan Mehmet Şevket Eygi, fukara Müslümanlar'ı iliğine kadar sömüren bu uyanıklardan ‘‘Din baronları'' diye söz eder.

Kimi tarikat şeyhidir, kimi gazeteci, kimi belediye başkanı, kimi milletvekili!..

***

Tayyip'in oğlu trafik kazası yapmış, bir insan öldürmüş. Tutuklanmamış, üstelik İngiltere'ye gönderilmiş. Duruşmaya bile gelme zahmetine katlanmamış.

Bu haberi dün gazetelerde okuyunca, hiç şaşırmadım.

Trafik kazasından içeride yatan ‘‘sahipsiz Müslümanlar'' düşünsün!

Din baronları tarafından sömürülen ‘‘fakir fukara Müslümanlar'' düşünsün!

Hesabını bu dünyada vermekten korkan din ve iman işportacıları düşünsün!

Ama bilsinler ki, bu dünyada verilmeyen hesaplar bir gün Allah'ın huzurunda verilecektir.
 

_KeMaLiST_

New member
bosuna ugrasma kardesim sen ne kadar bagırsanda sagır olana laf anlatamazsın. Utanmadan ustune sana kuyruk acısı var ondan boyle seyler soyluyor diye kulp takarlar. Zaten herkes herseyi biliyor ve bildikleri halde bu adamı destekliyor. Hedefe ulasmak icin papaz kıyafeti bile giyeriz diyen bunlar degilmi zaten... Onlar icin onemli olan kafa yapısı. Durustluk ve hizmet etme vasıfları aranmıyor bu adamlarda...
 

Vtnsvr

New member
bosuna ugrasma kardesim sen ne kadar bagırsanda sagır olana laf anlatamazsın. Utanmadan ustune sana kuyruk acısı var ondan boyle seyler soyluyor diye kulp takarlar. Zaten herkes herseyi biliyor ve bildikleri halde bu adamı destekliyor. Hedefe ulasmak icin papaz kıyafeti bile giyeriz diyen bunlar degilmi zaten... Onlar icin onemli olan kafa yapısı. Durustluk ve hizmet etme vasıfları aranmıyor bu adamlarda...
Çok haklısın kardeşim de bir şekilde hak yolunda olmamız gerek degil mi ama?Bu toplum öyle bir toplum oldu ki Allah,din dedinmi sana kredi sonsuz,adamda öldürsen,askerliktende kaçsan önemli degil.Hak hukuku,Allahı hesaba katmazlar.Onlar müslümanım diyorlarsa müslüman olurlar.Kul hakkı,Millet hakkı hak getire ama bunları eleştirdin mi Allah katında mertebenin hiç önemi olmaz bunların katında bir anda seni dindışı varlık yapıverirler biranda.
 

ecstasy

Süper Moderatör
Süper Moderatör
Şimdi bu yazılardan ne anladım onu söyleyeyim
Tayyibin ne olduğunu hepimiz biliyoruz.

Fakat bu raporu veren askeri doktorlar değil mi?
Hemde bir doktorun imzasıyla olmuyor bu işler.
Bu doktorların hepsi AKP li :)

Kazada tutuklama yapmayan hakim de AKP li.
Hemde AKP ye karşı olan hukukçuların atadığı bir hakim.
Çünkü o tarihte seninde belirttiğin gibi Erdoğan daha belediye başkanı. Başbakan filan değil.

Nasıl oluyor da bu kadar etkili olabiliyorlar hem de o tarihte.

Accayip bi iş.
Anlatabilecek olan var mı?
 

Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ

ےσℓđ
Şimdi bu yazılardan ne anladım onu söyleyeyim
Tayyibin ne olduğunu hepimiz biliyoruz.

Fakat bu raporu veren askeri doktorlar değil mi?
Hemde bir doktorun imzasıyla olmuyor bu işler.
Bu doktorların hepsi AKP li :)

Kazada tutuklama yapmayan hakim de AKP li.
Hemde AKP ye karşı olan hukukçuların atadığı bir hakim.
Çünkü o tarihte seninde belirttiğin gibi Erdoğan daha belediye başkanı. Başbakan filan değil.

Nasıl oluyor da bu kadar etkili olabiliyorlar hem de o tarihte.

Accayip bi iş.
Anlatabilecek olan var mı?

beldiye başkanlığı görevi küçümsenecek bir görev değil
nasıl mı?

Melih Gökçek'in oğullarının karıştığı kavga davasında bugün karar çıktı. Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada mahkeme Osman Gökçek'i iki kişiyi darp etmek, yaralamak, izinsiz kılıç taşımak suçlarından toplam 17 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme bu cezayı, toplam 10 bin 650 YTL para cezasına çevirdi. Aynı davada yargılanan Ahmet Gökçek de toplam 12 ay hapis cezasına çarptırıldı, ceza 7 bin 200 YTL para cezasına çevrildi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/6229751.asp?gid=0&srid=0&oid=0&l=1
 

memcos

New member
heryerde akp'yi savunanlar heryerde tayyipin arkasında olanlar nerde?? sagol dostum bunları tekrar hatırlattıgın ıcın...

Şu meşhur, her birisi 4-5 milyon dolar eden gemi sahibi Ahmet BURAK bundan 9 yıl öncede 1998 tarihinde İstanbul Şişli'de de bir çoğumuzun hatırlayacağı ses sanatçısı Sevim TANÜREK'e spor otomobili ile çarpmış ve onun ölümüne sebebiyet vermişti.

Her yerde ozgurlukleri artıracaz diyen bi basbakan haktan hukuktan bahseden basbakan insan haklarından bahseden basbakan bir insanın yasama hakkını gasp edilmiş ozgurlugu baltalanmıs ee nerde insan hakları nerde hukuk nerde ozgurlukler

Yaşama Hakkı, kişinin fiziksel varlığının sürdürebilmesinin güvencesini oluşturan insan hakkı. 4 Kasım 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinde herkesin yaşama hakkının yasayla korunacağı, yasanın ölüm cezasını öngördüğü bir suçtan dolayı mahkemece verilmiş bir cezanın yerine getirilmesi dışında hiç kimsenin kasten öldürülemeyeceği belirtilmiştir.
 

HTML

Üst