"Gülen Tarikatı BOP'un Bir Aracı"

Vtnsvr

New member
"Gülen Tarikatı BOP'un Bir Aracı"

Rus Nezavisimaya Gazetesi




Rusya’nın en önemli gazetelerinden Nezavisimaya Gazeta (NG), 6 Şubat 2008 tarihli sayısında Fetullah Gülen dosyası yayımladı.

Bir buçuk gazete sayfasının ayrıldığı dosya,

“Kimsiniz siz, Bay Fetullah Gülen?”

başlığıyla gazetenin NG-Religiya ekinin birinci sayfasından duyuruldu.

Dosyayı hazırlayan Andrey Melnikov, dosyanın “kahramanının” portresini objektif çizebilmek için Gülen’i eleştirenlerin de yandaşlarının da görüşlerine başvurduklarını belirtir.

Gülen tarikatını eleştiren taraf olarak İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Araştırma Görevlisi Mehmet Perinçek ile bir görüşme yapılmıştır.

Bunun karşılığında kendini savunması için Rusya’daki “Dialog Yevraziya” Vakfı aracılığıyla Amerika yaşayan Gülen’e sorular iletilmiştir.

“Bir aydan fazla süren can sıkıcı bekleyişin ardından”

dosyanın yayınının hemen öncesinde ancak Gülen’in Türkiye’deki avukatı Orhan Erdemli’den cevap gelmiştir.

Andrey Melnikov’un giriş yazısı, “Fetullah Gülen’in Hayali İmparatorluğu” başlığını taşırken alt başlığı ise “Türk ilahiyatçısının elle tutulamaz ama evrensel etkisi”dir.

19 Aralık 2007 tarihli NG-Religiya’da Başkurdistan FSB yetkilisi Rüstem İbrahimov’un Gülen’in okullarıyla ilgili açıklamalarının yorumlanması, Türk basınında ses getirmiştir. Özellikle Zaman gazetesi, 27 Aralık 2007 tarihli sayında Gülen’in faaliyetleriyle ilgili objektif olmayan değerlendirmeler de bulunmuştur. Bunun üzerine NG muhabiri Andrey Melnikov, tarikatı araştırmaya karar verir.

“GÜLEN’İN MİSYONU: İSLAMI’IN BATILILAŞTIRILMASI”

1993 yılında Türkiye gezisi sırasında Gülen’le tanışan Rusya Müftüler Konseyi Başkan Yardımcısı Farid Asadullin, NG muhabirine o günkü iktidar da dâhil olmak üzere Türk siyasi elitinin Gülen’in etrafında döndüğünü söylemiştir.

Asadullin’e göre Gülen’in misyonu ise bugünkü koşullar çerçevesinde İslam’ın batılılaştırılmasıdır.

“ÇOCUKÇA KAÇTI”

Melnikov, İstanbul Üniversitesi Araştırma Görevlisi Mehmet Perinçek’in Gülen’in ismini bir dizi okul dışında Rusya’daki “Tolerans” (Hoşgörü) ve “Dialog Yevraziya” (Diyalog Avrasya) Vakıflarıyla ilişkilendirdiğini belirtir.

“Tolerans” Vakfı yetkilisi, NG muhabirinin sorusu üzerine

“Ne dediniz? Gülen mi? Böyle bir isim daha önce duymadım!”

cevabını vermiştir.

“Dialog Yevraziya” Vakfı yöneticisi Ali Sami Yıldırım ise insan olarak Gülen’in fikirlerine yakın olduğunu, ancak kuruluşlarının Gülen’le doğrudan bir bağı olmadığını belirtmiştir.

Ancak Melikov’a göre Yıldırım’la yapılan görüşme Gülen’in Rusya’daki çıkarlarına bir türlü açıklık getirmemiştir. Hatta Yıldırım’ın bire on katarak “onun çok iyi bir insan” olduğuna ikna çabaları ise çocukça kaçmıştır.

Yıldırım’ın önerisi üzerine NG muhabiri Melnikov, Türk okullarında görev yapmış olan İslam bilimci Leonid Rudolfoviç Syukiyaynen ile de görüşmüştür. Syukiyaynen’e göre Türk okulları bir merkezden finanse edilmemektedir. Bu okulların Gülen’e bağlı olduğu izlenimi, onun eğitime verdiği önemden kaynaklanmaktadır.

Gülen’e göre İslam dünyası bir kriz içindedir ve bu krizi aşmak eğitimden geçmektedir. Bu fikre ve Gülen’in kendisine inanan farklı farlı kuruluşlar ve insanlar, bu faaliyetleri yönetmektedir.

FSB VE RUS YARGI ORGANLARININ OLUMSUZ BAKIŞI

Melikov, Başkurdistan FSB yetkilisi Rüstem İbrahimov’un Türk liselerine çok olumsuz yaklaştığını belirtirken Rusya Eğitim Federal Ajansı ise Türk okullarından bihaber olduğunu yazar.

Gülen’in okulları kendilerini gizlemek için artık isimlerinden “Türk” kelimesini çıkarmış ve resmi olarak yabancı vakıflardan finans desteği almayı kesmiştir.

Rus yargı organlarına göre ise Nurcuların yeraltı faaliyetleri, Rusya karşıtı bir öz taşımaktadır. Tataristan savcılığının uzmanları, Saidi Nursi’nin kitaplarının dinler arası nefreti körüklediğini tespit etmiştir.

Melnikov, giriş yazısında ele aldığı bu noktaların ardından esas röportajlara yer verir. İstanbul Üniversitesi Araştırma Görevlisi Mehmet Perinçek’le yapılan röportajın başlığı

“Ankara’ya Meydan Okuma”dır.

Alt başlığında ise “Türkiye, Rusya’dan kendi tarikatlarına karşı mücadele bekliyor” ifadesi kullanılmıştır.

“GÜLEN TARİKATI, BOP’UN BİR ARACI”

Melnikov, röportajına Rusya’daki bazı Müslüman aydınların Nurculara yönelik Rus yargı organlarının aldığı kararları eleştirdiğini ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduğunu hatırlatarak başlar. Ardından

“Türkiye Cumhuriyeti resmi çevrelerinin Rus yargısını desteklemesinin nedeni nedir?”

sorusunu sorar.

Mehmet Perinçek, Fetullah Gülen tarikatının faaliyetlerinin Türk devletinin politikasını yansıtmadığının, tam tersine Batı istihbarat servisleri tarafından yönlendirilen bunun gibi tarikatlardan esas olarak Türkiye’nin muzdarip olduğunun Ruslar tarafından iyi kavranması gerektiğinin altını çizer ve şunları belirtir:

“Fetullah Gülen örgütü, Batı’nın, en öncelikle de ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi stratejisini bölgemizde gerçekleştirme araçlarından biridir.

Proje’nin temel amacı, zengin enerji kaynaklarının kontrol altına alınmasıdır. Bu planın gerçekleştirilmesi için milli devletlerin temelini ortadan kaldıran tarikatlar, siyasi ve ideolojik bir araç olarak kullanılmaktadır.

Bu anlamda Fetullah Gülen tarikatı, önemli bir rol oynamaktadır. Tarikatın tarihi, ABD’nin SSCB’yi İslami hareketlerle “Yeşil Kuşak” çerçevesinde kuşatmaya çalıştığı soğuk savaş yıllarına kadar dayanmaktadır.”

“RUSYA’NIN BU TARİKATTAN TEMİZLENMESİ İLİŞKİLERİ GELİŞTİRİR”

Komünizmle Mücadele Derneklerinden de yolu geçen Gülen’in sıradan bir imamken daha o zaman keşfedildiğini ve parlatılarak kısa zamanda popülerlik kazandığını ve büyük paralara hükmetmeye başladığını vurgular.

Basit bir imamdan farklı ülkelerde büyük mal varlıklarına ve medya ağlarına sahip sözde bir dini lider yaratılmıştır.

“Gülen, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin ana engellerinden biridir. Onun müritlerinin Rusya’nın Müslüman bölgelerindeki faaliyetleri, özellikle de Çeçen ayrılıkçılığıyla bağları, sizin ülkenizin iktidarı tarafından Türk resmi politikasının bir ürünü olarak algılanmaktadır. Bu nedenle Rusya’nın bu tarikattan temizlenmesi, ülkelerimiz arasındaki karşılıklı ilişkilerin iyileşmesini sağlayacaktır.”

GÜLEN TARİKATININ YAYILDIĞI COĞRAFYA

Melnikov, bunun üzerine Perinçek’in Gülen tarikatının Yakın Doğu’da Batı emperyalizminin politikalarının bir uzantısı olduğu iddiasını nelere dayandırdığını sorar.

Perinçek, özellikle Gülen’in eski başdanışmanı Nurettin Veren’in yaptığı açıklamalara dikkat çeker.

Perinçek, ayrıca Gülen’in CIA’yla ilişkilerini ve özellikle yurtdışındaki okullarında öğretmen olarak CIA ajanlarının çalıştığını vurgular:

“Eğer Gülen tarikatının yayıldığı coğrafyayı analiz edecek olursak, Amerika’nın çıkar bölgelerinde yoğunlaştıklarını görürüz. Tarikat, Amerikan emperyalizminin Türkiye’de, Orta Asya’da, Orta Doğu’da, Kafkasya’da, Sudan’da, Çin’in Sincian Uygur özerk bölgesinde ajan faaliyetini yürütmektedir. Gülen’in takipçileri, okullar, üniversiteler, yurtlar açarak gençler üzerinde çalışmaktadır.”

Perinçek, bu tespitlerinin ardından Fetullahçıların ABD planları çerçevesinde Azerbaycan darbesinde ve Özbekistan’da Kerimov’a suikast planlarında oynadıkları rolü açıklar.

Perinçek, ayrıca Azerbaycan’da devlet karşıtı faaliyetlerinden dolayı Fetullahçıların televizyon kanalının yayınının durdurulduğuna dikkat çeker.

TÜRK ORDUSUNA VE MİLLİ GÜÇLERE KARŞI SAVAŞ

“Gülen, İslami değerlerin propagandasını yaptığını iddia etse de hiçbir zaman Batı’ya karşı tutum almamıştır. Tam tersine ABD ve Avrupa taraftarlığı yapmıştır.

Gülen çevresinin gazetesi olan ‘Zaman’, Moon tarikatının kontrolündeki Washington Times ile bağlantılıdır.

Gülen, ‘Zaman’ gazetesini Türk Ordusu’na ve milli güçlere karşı psikolojik savaşta kullanmaktadır.”

“ÖZAL VE ÇİLLER ZAMANINDA HIZLA BÜYÜDÜ”

Gazeteci Melnikov, Gülen tarikatının AKP iktidarındaki durumunu sorar.

İstanbul Üniversitesi Araştırma Görevlisi Perinçek, 12 Eylül ihtilalinin dönüm noktası olduğunun altını çizer.

Özal ve Çiller iktidarları döneminde tarikat inanılmaz bir hızla büyümüş ve hükümet ve bürokrasi kademelerinde önemli yerlere gelmişlerdir. Hatta Gülen tarikatına mensup bakanlar bile vardır. Özellikle emniyet ve emniyet istihbaratı Fetullahçıların eline geçmiştir. Bu yapı, Türk ordusuna ve milli güçlere karşı operasyonlar ve provokasyonlar düzenlemektedir. Gülen tarikatı, ordu içine de sızmaya çalışmış, ancak bunda başarılı olamamıştır.

GÜLEN-SOROS İLİŞKİLERİ

Türk Milli Güvenlik Kurulu, 1994 yılında Gülen tarikatının en az PKK kadar tehlikeli olduğu tespitini yapmıştır.

Perinçek’in ifadesiyle Fetullahçılar, belki PKK’lı teröristler gibi eline silah alıp savaşmamaktadır, ancak milli devleti içerden kuşatmaktadır.

Türk devletinin laik yapısı adım adım ortadan kaldırılmaktadır. Fetullahçılar, Türkiye’de ve bölge ülkelerindeki turuncu devrimlerde rol almak üzere kullanılacaklardır. Gülen’in eski sağ kolu Nurettin Veren’in tarikatın Soros vakıflarıyla ilişkilerini açıklaması bunun önemli göstergelerinden biridir.

GÜNEYDOĞU ANADOLU’NUN FETULLAHLAŞTIRILMASI

Perinçek’in bu ifadelerinin ardından Melnikov, Nurcularla Müslümanlık ve Türklük propagandası arasındaki bağı sorar.

Perinçek, cevabına Saidi Nursi ve takipçilerinin Cumhuriyet karşıtı rollerini açıklayarak başlar.

Emperyalist devletler, Türkiye’deki gerici ayaklanmaların hep arkasında olmuştur. Fetullah Gülen de işte bu geleneğin devamıdır. Okullarında Türkçeden çok İngilizce öğretilmektedir.

Sözde Türk kültürünü yaydıkları propagandası yaparak aslında etnik ayrılıkları ateşlemekte ve örnek olarak Çeçen ve Tatar ayrılıkçılığını desteklemektedirler.

Amerikan planları önündeki en büyük engel olan milli devletler, etnik parçalara ayrılarak zayıflatılmaktadır.

Perinçek’e göre nerede ABD ile bir ülke arasında sorun çıksa, Gülen’in okulları orada mantar gibi bitmektedir. Mesela Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Irak’ın kuzeyindeki kukla devlete eklemlenmesi amacıyla şuan bu bölgenin fetullahlaştırılması planı yürütülmektedir. Perinçek, ardından sözlerini şu cümlelerle bitirir:

“FETULLAHÇILAR, İSLAM’I DA ÇARPITIYOR”

“Türkiye, bugün ABD’nin yayılmacılığının önündeki en önemli engellerden biri haline gelmiştir. Bu karşılıklı cepheleşmenin en önemli nedenlerinden biri, kukla bir devlet olan sözde Büyük Kürdistan’ın pratikte kurulmasıdır.

Bu kukla devletin varlığını tam olarak sürdürebilmesi için Türkiye, İran ve Suriye toprakları aleyhine genişlemesi gerekir.

Condolezza Rice, kısa bir süre önce ABD’nin Fas’tan Orta Asya’ya kadar 24 Müslüman ülkenin sınırını değiştirmek istediğini ilan etti.

ABD açısından bu plan, Orta Asya ve Yakın Doğu enerji kaynaklarının kontrolünü sağlamak ve ayrıca bölgeyi Rusya ve Çin’e karşı düşmanca faaliyetler amacıyla kullanmak için kaçınılmazdır.

Bu sebeple Amerikan istihbaratı, dini oluşumların da dâhil olduğu milli devlet karşıtı örgütler kurmakta, milli devletin siyasi temellerini dinamitlemektedir, diğer taraftan ise yurttaşlık bilinci ortadan kaldırılmaktadır. Tabii bu temelde İslam dini de çarpıtılmaktadır.”

“NURCULAR, GÜLEN’İ KABUL ETMİYOR”

NG muhabirinin Amerika’ya Fetullah Gülen’e gönderdiği soruları avukatı Orhan Erdemli yanıtlamıştır.

Rus yargı organlarının Saidi Nursi ve Gülen’le ilgili aldığı kararları yorumlaması istenen Erdemli, Rusya’nın bu konudaki resmi yaklaşımının ayrıntılarını bilmediğini belirtir.

Erdemli, Gülen’le nurculuk ve Saidi Nursi arasında doğrudan bir bağ kurulamayacağını, hatta kendilerini nurcu olarak adlandıranların Gülen’i kabul etmediğini vurgular.

Erdemli’nin ifadesiyle Gülen, Rusya’nın İslam Konferansı Örgütü’ne girmesini savunmuş, Beslan katliamını dolayısıyla başsağlığı mesajı yayınlamıştır ve konuşmalarında hep Rusya’nın bölgenin doğal lideri olduğunu söylemektedir.

Bu bakımdan Gülen, Rusya için bir tehlike arz etmemektedir. Tam tersine radikal İslamcı gruplar, Gülen’i ılımlılıkla suçlamaktadır.

“TÜRK DEVLETİNİN BORAZANCISI DEĞİLİZ”

Melnikov, Gülen’in Rusya’da ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerinde açtığı okulların amacının Türkiye’nin siyasi etkisini yayma amacında olup olmadığı sorusunu sorar.

Erdemli, Gülen’in bir dönem Türkiye’de yargılandığının, böyle bir kişinin resmi devlet ideolojisinin borazancısı olamayacağının altını çizer. Gülen, sadece resmi devlet ideolojisini paylaşmamakta, ayrıca Türk devletinin ideolojik karakterli her adımını reddetmektedir.

“EN KISA ZAMANDA DÖNECEK”

NG muhabiri Andrey Melnikov, Fetullah okullarında CIA ajanlarının öğretmen olarak görev yapıp yapmadığını, Gülen hareketinin ABD planlarında rol alıp almadığını sorar.

Erdemli’ye göre bu suçlamalar Gülen’in siyasi karşıtlarının ürünüdür. Marjinal bir grup olan Aydınlık çevresi bu iddiaları dile getirmektedir.

Gülen’in ABD’de yaşaması onun CIA’yla bir bağlantısı olduğunu göstermemektedir. Tedavi olmak için geldiği Amerika’dan en kısa zamanda Türkiye’ye dönmeyi planlamaktadır. Ayrıca Gülen’in siyasi hiçbir fikri yoktur. Ilımlı ve radikal İslam, 1980’li yılların siyasi konseptinin bir ürünüdür. Bundan en çok İslam zarar görmüştür.
 

USLanmAZ™

FORMUN USLANMAZI
Çeçenler Türk değildir!!!!
Bunu yazan kafalar kabullensin artık bunu.
arkadasım bunu hangı dusunce ve delıllerle yazdın bılmıyorum amacecenler ,cerkezler, azerbaycanlılar, turkmenıstanlılar ve daha nıcelerı bızım kardesımızdır...hepside türktür...bugun bıle hala cecenlerın rusya a karsı savasında verdıgı mucadelesınde bir cok türkiye vatandası cecenlere katılmıstır........lutfen aramıza atrılık tohumları sokanların oyununa gelmeyin.....
 

.:CHECHEN

Banned
arkadasım bunu hangı dusunce ve delıllerle yazdın bılmıyorum amacecenler ,cerkezler, azerbaycanlılar, turkmenıstanlılar ve daha nıcelerı bızım kardesımızdır...hepside türktür...bugun bıle hala cecenlerın rusya a karsı savasında verdıgı mucadelesınde bir cok türkiye vatandası cecenlere katılmıstır........lutfen aramıza atrılık tohumları sokanların oyununa gelmeyin.....
Çeçenler Wainkahtır Türk değildir soy olarak,Çerkezlerin ise bir sürü kolu var birleşmiş olan.Karaçaylar Türktür.Diğer Çerkez kavimleri sonradan birleşmiş olan kavimlerdir.Kaynak yollarım sana.Ayrıca Türk kardeşlerimizin desteklerini göz ardı ettiğimi söylemedim ben sadece Bizim Soyumuz olan Wainakhlıları Türkmüş gibi gösterip te kar elde etmek isteyen kesimlere sesleniyorum TÜRK DEĞİLİZ BİZ yakından uzaktan alakamız yok.IRK OLARAK DİYORUM YANLIŞ ANLAMAYIN.Bizim kanımızda wainakh sizinkilerde ise Türk kanı gezer.Bunuda her şekilde kanıtlarım!!!!!!!!! Tabi sizin sunduğunuz kaynaklara karşın benim sunduğum kaynaklara inanırsanız.

Müslümanlar kardeştirler.Lakin bu demek değildirki Bizim aslımız Türk olsun.
 

HTML

Üst