Tuzağa düşenler

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
Özdemir İNCE


Tuzağa düşenler


24 Kasım günü yayınlanan "Gerçek Zulüm: Mikrofaşizm" başlıklı yazımda ilahiyat alimlerine sormuştum:

"İster yasanın, ister İslam’ın cehennemi olsun, dini kötüye kullananlar cehenneme gitmeyeceklerse kim cehenneme gidecek? Cehennemlik fiiller (eylemler) belli değil mi? Katiller, hırsızlar, ırz ve namus düşmanları, işçinin ve yoksulun hakkını yiyenler, dini politikaya alet edenler, işçiyi sendikasız bırakanlar cehenneme gitmeyecekse, kim gidecek? Bir de adam gibi karar versinler: İslam’a göre türban nedir, var mıdır, yok mudur? Laiklik iki karara da eşit mesafededir, soğuktur, ama bir karar versinler, verebilirlerse tabii..."

ONLARCA AYET VAR

Vakit Gazetesi (25.11.07) kurduğum tuzağa balıklama atlıyor ve "Başörtüsünün dindeki yeri için Diyanet’e başvur, onlar sana 1980 tarihli kararı verir Marksist Özdemir!" diye nara atıyor. Ve bana düşüncelerimi açık seçik yazma olanağı sağlıyor:

1. Ben "türban"dan söz ediyorum, onlar sahtecilik yapıp "başörtüsü"nü öne sürüyorlar.

2. Türbanın dince zorunlu olup olmaması benim umurumda bile değil. Türkiye teokratik bir ülke değil, laik bir ülke. Cumhuriyetin referansı şeriat değil, laik yasalardır. Türban şeriata göre zorunluluk bile olsa laik kamusal alanda şeriatın hükümleri geçerli değildir.

3. Kamusal alanda türban konusunda Diyanet İşleri’nin 1980 tarihli fetvası değil, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı geçerlidir.

4. Dini dünya düzenine karıştırmayın, karıştırırsanız onu tartışmaya açarsınız. Tehdide başvurmadan, hedef göstermeden dogmaları tartışabilir misiniz?

"Ey inananlar! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin" (Kuran, Maide, 51) ayeti günümüzde, uluslararası ilişkilerde geçerli midir? Bu ayetin anlamı yoruma yer bırakmayacak kadar açıktır. Müslümanlara, Yahudilerle, Hıristiyanlarla dost olmayın denilmektedir. Arapça’dan yorum yapılmasın. Ayetin Fransızca ve İngilizcesini de yazıyorum:

"O vous qui croyez! Ne prenez pas pour amis les Juifs et les Cretiens."

"O believers, do not hold Jews and Christians as your allies."

Japoncası, Çincesi de aynı anlamdadır. Tartışılsın mı? İsteyen bu türden onlarca ayet bulabilir. Mesajların çağa uymadığını ileri süren görüşlere katlanabilecek misiniz?

EY İNANANLAR!

Tartışma çok basit ve yalın! Türbanın İslam’ın farzı olduğunu kabul edelim. Peki! İslam inancının beş koşulunun dışında farzlarından biri de türban. Kabul! Peki türban takanlar Anayasa’yı, Medeni Kanun’u, Borçlar Yasası’nı, aile ve miras hukukunu nasıl kabul ediyorlar? Türbana tapan kadınlar kocalarının dört kadın daha almasına ne diyorlar?

Türban dışında laik dünyanın yasalarını isteyerek ya da istemeyerek kabul edenler, türban putuna tapmalarını nasıl açıklayacaklar? Türbanlılar ister cehenneme, ister cennete gitsinler, ister "evde çılgın dekolte giyiyor" (Akşam, 26.11.07) olsunlar, benim umurumda bile değil!

Bir tavsiye: İslam’ı sadece ahiret işlerinizde kendinize rehber yapınız, dünya işlerine karıştırırsanız zararlı çıkarsınız: "Ey inananlar! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin!" Olur! Ama bunu, ilkin, ayete aykırı davranan Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan’a söyleyin?
 




Geçen gün kulağını çınlattığımız Özdemir İnce var ya, “1950 öncesine saldıranların AKP yağcılığı midemi bulandırıyor” demiş...

Kendilerine solcu süsü veren faşistler de benim içimi kaldırıyorlar.

Ama ben Özdemir gibilerine, Özdemir’in liberallere karşı kullandığı deyimlerle, “suratsız, rezil” gibi laflarla saldırmıyorum. (Özdemir İnce, “yeryüzünde bizim liberallerden, neo-liberallerden daha rezil olanı yok” gibi şık bir cümle yazdı geçenlerde.)

Elbette İnce’nin kastettiği ben değilim, çünkü benim gibi küçük bir yazar parçasıyla muhatap olmayacak kadar büyük ve önemli bir adamdır kendisi... Onun derdi, “kendi küfvü” olarak kabul ettiği Murat Belge falan türünden adamlar.

Ayrıca... Gerek başbakanın cumhurbaşkanı olmasını istemediğini, gerekse AKP’ye oy vermediğini ve vermeyeceğini çeşitli kereler açık seçik yazmış bir adam olarak da, “AKP yağcısı” lafını hiç mi hiç üzerime alınmadım aslında.

Fakat kendisine “her okuryazarın da CHP’yi tutmaya mecbur olmadığını” hatırlatmak isterim.

İnce ve onun gibiler (Livaneli de buna dahildir), 1950 yılında iktidara

“mütegallibenin” geldiğini iddia ederler. Bu bir karşıdevrimdir. Halk, özgür ve serbest oylarıyla karşıdevrim yapmıştır. İktidar halka bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir. Memleketi bürokrasi yönetmelidir.

(Hele ezanın Arapça okunması çok büyük bir karşıdevrim olmuştur. “Allahüekber” demek gericilik, “Tanrı uludur” demek ilericiliktir. Çünkü Türkçe söyleyince herkes anlar ama “Allahüekber” tamlamasının ne anlama geldiğini hiçkimse bilmez ve anlamaz bu ülkede! Allah ne demek, ekber ne demek acaba? Cahil halk nereden bilsin?)

Elbette ne Milli Şef döneminde yaratılan savaş zengini ve “muhtekir” tipini hatırlamak isterler Özdemir gibi adamlar, ne daha önce, yirmilerin sonları, otuzların başlarında CHP kanatları altında palazlanan “affairiste” takımını (başlarında Ahmet Hamdi Başar), ne de İttihat ve Terakki’nin İaşe Nazırı Kara Kemal’in besleyip büyüttüğü birinci savaş zenginlerini, bulgur krallarını, yağ krallarını, “vagon tacirlerini”, Topal İsmail Hakkı’ları falan... Çünkü işlerine gelmez.

Onların adamı olursa hamiyetli vatan evladı, diğer partiye destek verirse mütegallibe.

Neyse, CHP’nin solu ezmiş olduğunu utana sıkıla kabul ediyorlar artık, buna da şükür...

Tan Gazetesi ve matbaasına saldırıyı rahmetli babam mı örgütlemiş, Nazım Hikmet ve arkadaşlarını rahmetli babam mı yıllarca hapislerde yatırmıştı acaba?

Özdemir İnce, geçen gün, Recep Peker’e hak verdiğini ve İnönü’nün çok partili sisteme geçmekle iyi etmediğini de yazdı.

Bunu eleştiren “suratsız ve rezil”, üstelik “mide bulandırıcı” ha? Vah vah.

İnce, 1936 yılında TBMM dışında ve üstünde bir faşist konseyi kurulması girişimlerini hiç anmadan (belki de bilmiyordu), o dönemde “demokrasiye geçişin bütün altyapısının kurulduğunu ve hazırlıklarının yapıldığını” da yazmıştı bir zamanlar... Fakat tek bir örnek gösterememişti, çünkü yoktu böyle bir örnek.

Bu ne biçim demokrasidir ki, otuzlu yıllarda bütün hazırlıkları yapılıyor, ve fakat kırklı yıllarda ona geçmek henüz erken sayılıyor?

1950 yılında iktidara gelen mütegallibenin lideri kimdir? Celal Bayar... Atatürk’ün 1937 yılında başbakan yaptığı adam.

Mütegallibeye karşı bürokrasi diktasını kahramanca savunanların lideri kimdir? İsmet İnönü.... Atatürk’ün kendisinden sonra cumhurbaşkanı olmasını asla istemediği adam.

Karşıdevrimcilerin Çankaya adayı olarak tanıtılan kişi kimdir? Mareşal Fevzi Çakmak... Atatürk’ün kendisinden sonra Çankaya’ya çıkmasını vasiyet ettiği adam.

1930 yılında bir muhalefet partisinin, Serbest Fırka’nın kurulmasını destekleyen, onun başına en yakın arkadaşını, Fethi Okyar’ı getiren, kendi öz kızkardeşini, Makbule Atadan’ı da bu partiye üye yazdıran kimdir peki?... Mustafa Kemal Atatürk.

Atatürk’ün arkadaşı karşıdevrimci... Atatürk’ün kızkardeşi karşıdevrimci... Onları yüreklendiren, destekleyen Atatürk neci?

Ne o, yoksa bu memlekette bazı Atatürkçüler Atatürk’e de mi karşı çıkıyorlar?

Sen bu işi bırak Özdemir, git çeviri yap. Va te faire voir ailleurs.

Engin Ardıç-Akşam Gazetesi

Not:

Valla çok güzel oluyor.Kopyala-yapıştır.At milletin önüne.Kap teşekkürleri.

Ne bu ya hala bıkmadınız milletin BAŞÖRTÜSÜ ile oynamaktan.

Doğru ya;
sizin başka yapabilecek,yada gündeme taşıyabilecek konunuz bitmişti değil mi?
 
Not:

Valla çok güzel oluyor.Kopyala-yapıştır.At milletin önüne.Kap teşekkürleri.

Ne bu ya hala bıkmadınız milletin BAŞÖRTÜSÜ ile oynamaktan.

Doğru ya;
sizin başka yapabilecek,yada gündeme taşıyabilecek konunuz bitmişti değil mi?

1.Gerçekten enteresan bir kişiliksin.Kopyala-yapıştırla karşılık vermesen bir nebze ciddiye alınabilirsin ama kopyala-yapıştırla cevap verince bu eleştirininde otomatikman değeri kalmamış oluyor.İki userlerin teşekkür etmesi mi problem oldu?Şimdi senin kopyala yapıştırına teşekkür ettiği zaman,eleştirdiğin ben yerine geçeceğini anlayamayacak kadar problemlimisin?
2.Yazıdan sadece başörtüsünümü çıkartabildin?Başka bir şey çıkartamadın mı koskoca yazıdan?Senelerdir zihniyetinizin karşısında olanlar,zihniyetinizi "Başörtüsü-Türban" üzerinden siyaset yaptığınızdan ve Başörtüsünün hiç problemi olmamasına rağmen,siyasi simge haline getirilen Türbanın,başörtüsünün arkasına gizlemeye çalışılmasını gündeme getirirler ama ne yazıkki her konuda binlerce açığınızı başörtüsü arkasına saklamaya çalışırsınız.Yukarıdaki başlık konusu olan makalede de bir çok konu gündemde olmasına rağmen başörtüsünün arkasına saklanabilmişsin.O makaleyi bir kez daha oku bakalım.Sorulan kaç tane soru var?
 
1.Gerçekten enteresan bir kişiliksin.Kopyala-yapıştırla karşılık vermesen bir nebze ciddiye alınabilirsin ama kopyala-yapıştırla cevap verince bu eleştirininde otomatikman değeri kalmamış oluyor.İki userlerin teşekkür etmesi mi problem oldu?Şimdi senin kopyala yapıştırına teşekkür ettiği zaman,eleştirdiğin ben yerine geçeceğini anlayamayacak kadar problemlimisin?
2.Yazıdan sadece başörtüsünümü çıkartabildin?Başka bir şey çıkartamadın mı koskoca yazıdan?Senelerdir zihniyetinizin karşısında olanlar,zihniyetinizi "Başörtüsü-Türban" üzerinden siyaset yaptığınızdan ve Başörtüsünün hiç problemi olmamasına rağmen,siyasi simge haline getirilen Türbanın,başörtüsünün arkasına gizlemeye çalışılmasını gündeme getirirler ama ne yazıkki her konuda binlerce açığınızı başörtüsü arkasına saklamaya çalışırsınız.Yukarıdaki başlık konusu olan makalede de bir çok konu gündemde olmasına rağmen başörtüsünün arkasına saklanabilmişsin.O makaleyi bir kez daha oku bakalım.Sorulan kaç tane soru var?

Asıl sen yazdığını pardon kopyaladığını okumuyorsun galiba.4 madde yazmış adam,3 ü türbanla biri gavurlarla ilgili.
Cevaba cevap vermişim.Not mu düşseydim aynen katılıyorum diye anlamak için.
Ayrıca ''binlerce açığınızı başörtüsü arkasına saklamaya çalışırsınız'' derken yaptığın yorum ağır kaçmıştır.Burada öze inmek istersek,ülke genelinde başı kapalı bir çok insanı ağır bir ithamla suçlamış olursun.Kendi namıma gocunacak bir şeyim yok ama;
1-Her türbanlı,türbanını siyasi amaçla takıyor diyemezsiniz,
2-Türban sizler için bir gündem yaratma polemiğinden öteye gidemez.Atatürk'ün laiklik anlayışı ile çağımızın laiklik anlayışını kıyaslamaya kalkarsanız,4.maddede yazılmış olanlara gelirsiniz.
3-Artık kafalarla değilde beyinlerle uğraşın.Tutun insanların elinden,eleştirerek ama kırmayarak göstermeye çalışın doğruları.
4-Ha,bu doğrular illa ki başı açmayla olacaksa;
değil başımızı her yerimizi açalım.

Not:benim teşekkür problemim yok be.Hayat bana teşekkür etmiş,o bana yeter.
 
"Ey inananlar! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin" (Kuran, Maide, 51) ayeti günümüzde, uluslararası ilişkilerde geçerli midir? Bu ayetin anlamı yoruma yer bırakmayacak kadar açıktır. Müslümanlara, Yahudilerle, Hıristiyanlarla dost olmayın denilmektedir. Arapça’dan yorum yapılmasın. Ayetin Fransızca ve İngilizcesini de yazıyorum:

Bu ne yaman çelişkidir.Her iki dinin peyganberlerini tanıyacaksın sonrada onlara inananlara dost olmayacaksın?.Allah böyle emirler verebilirmi.DİN'in amacı insanları daima sevgiye,doğru yola yönlendirmektir.Asla biribirine düşman kılmak değildir.
Hele hele çaputlarla,örtünmek gibi işlerle uğraşacağımıza.Yaradanın bahşettiği ülkemiz yeraltı zenginliklerini yerüstüne çıkaralım işleyelim dünyaya satalım ne pkk,ne ermeni meselesi olsun adam gibi adam olmayı ne zaman öğreneceğiz.
 
yine türban meselesi, yine karşılıklı atışmalar...

T.C. kanunlarına göre türban kamusal alanlarda yasak... işin doğrusu bu. değişince veya değiştirilmeye teşebbüs edince bu konuyu tartışalım... gereksiz yere gerilime gerek yok...
 


"islam hoşgörü dinidir" diye kafa ütülerdi din öğretmenleri hep...

görüyoruz hoşgörüsünü....

kardes islama laf atma... yani konuyu acan arkadas bu kadar islam düşmanlıgı görmedim yani lafa gelince islam düşmanı degiliz dersiniz ama ne oldugunuzu belli ediyonuz bende karsıyım Atatürk e laf atanlara daha öncede söyledim ama yani ayetleri tek tek secip sanki islam hoşgörüsüzmüş gibi bazı arkadasların yalnıs anlamasına sebeb oluyon biraz dikkatli ol ya....degiştirmeni talep ediyorum bazı yerlerini yazının kopyala yapıstırla olmaz bu iş önce kendin bi oku
 
Asıl sen yazdığını pardon kopyaladığını okumuyorsun galiba.4 madde yazmış adam,3 ü türbanla biri gavurlarla ilgili.
Cevaba cevap vermişim.Not mu düşseydim aynen katılıyorum diye anlamak için.
Ayrıca ''binlerce açığınızı başörtüsü arkasına saklamaya çalışırsınız'' derken yaptığın yorum ağır kaçmıştır.Burada öze inmek istersek,ülke genelinde başı kapalı bir çok insanı ağır bir ithamla suçlamış olursun.Kendi namıma gocunacak bir şeyim yok ama;
1-Her türbanlı,türbanını siyasi amaçla takıyor diyemezsiniz,
2-Türban sizler için bir gündem yaratma polemiğinden öteye gidemez.Atatürk'ün laiklik anlayışı ile çağımızın laiklik anlayışını kıyaslamaya kalkarsanız,4.maddede yazılmış olanlara gelirsiniz.
3-Artık kafalarla değilde beyinlerle uğraşın.Tutun insanların elinden,eleştirerek ama kırmayarak göstermeye çalışın doğruları.
4-Ha,bu doğrular illa ki başı açmayla olacaksa;
değil başımızı her yerimizi açalım.

Not:benim teşekkür problemim yok be.Hayat bana teşekkür etmiş,o bana yeter.
Degazor kardeşim;Bak benim kopyala-yapıştıra verdiğin cevap bu;
"Not:

Valla çok güzel oluyor.Kopyala-yapıştır.At milletin önüne.Kap teşekkürleri.

Ne bu ya hala bıkmadınız milletin BAŞÖRTÜSÜ ile oynamaktan.

Doğru ya;
sizin başka yapabilecek,yada gündeme taşıyabilecek konunuz bitmişti değil mi?"
Şimdi ilk cevapla bu cevabı yanyana koy,bak bakalım ne kadar birbirine uyuyor? İlk tepkin bu şekilde olsaydı?Teşekkürü, kopyala- yapıştırı karıştırmayıp,sonraki cevabını ilk tepkin olarak versen;normal bir iletişim olacak ve istenilen bir diyalog kuracağız.Gerçekten,Yaradanımızın bize bahşettiği beyinlerimizi bir çalıştırıp,bize dayatılan doğmaları körü,körüne savunmaya kalkmayıp,bazı doğmaları ve dayatmaları tartışabilsek;Bu toplum gereksiz itişmeye girmeyecek ve kazanan toplumumuz ve ülkemiz olacaktır.
 
Degazor kardeşim;Bak benim kopyala-yapıştıra verdiğin cevap bu;
"Not:

Valla çok güzel oluyor.Kopyala-yapıştır.At milletin önüne.Kap teşekkürleri.

Ne bu ya hala bıkmadınız milletin BAŞÖRTÜSÜ ile oynamaktan.

Doğru ya;
sizin başka yapabilecek,yada gündeme taşıyabilecek konunuz bitmişti değil mi?"
Şimdi ilk cevapla bu cevabı yanyana koy,bak bakalım ne kadar birbirine uyuyor? İlk tepkin bu şekilde olsaydı?Teşekkürü, kopyala- yapıştırı karıştırmayıp,sonraki cevabını ilk tepkin olarak versen;normal bir iletişim olacak ve istenilen bir diyalog kuracağız.Gerçekten,Yaradanımızın bize bahşettiği beyinlerimizi bir çalıştırıp,bize dayatılan doğmaları körü,körüne savunmaya kalkmayıp,bazı doğmaları ve dayatmaları tartışabilsek;Bu toplum gereksiz itişmeye girmeyecek ve kazanan toplumumuz ve ülkemiz olacaktır.

güzel kardesim konuda bazı düzeltilmesi gerekn yerler var onları düzelt bosver herkese cevap vermek zorunda değilsin islamın hoşgörüsüz oldugu manasını cıkaran arkadaslar o yazıdan """bazı bölümleri cıkartırsan iyi olur yaradanın verdiği ellerini kullanarak bilgisayardan....""
 


"islam hoşgörü dinidir" diye kafa ütülerdi din öğretmenleri hep...

görüyoruz hoşgörüsünü....

Sevgili arkadaşım İSLAM dininde zorlama yoktur. Zorlama olmadığı içinde Hoşgörü mevcuttur. Şayet ki, Ayeti kelimenin devamını ve tefsirini okuma şansına erişseydin. İSLAM'ın ve islam peygamberin ne kadar güzel olduğunu anlamaman için bir sebep kalmazdı.

Kaldı ki, İSLAM dinine mensup isen kimse dinini küçültecek konular söylememeli, şayet islam dinine mensup değilsen ise ozaman da islam dinine hoşgörüsüz deyipte küçük düşürme hakkınıda sahip değilsin. Allah her müslümanı doğru yolda gitmeyi nasip eylesin.
 
kardes islama laf atma... yani konuyu acan arkadas bu kadar islam düşmanlıgı görmedim yani lafa gelince islam düşmanı degiliz dersiniz ama ne oldugunuzu belli ediyonuz bende karsıyım Atatürk e laf atanlara daha öncede söyledim ama yani ayetleri tek tek secip sanki islam hoşgörüsüzmüş gibi bazı arkadasların yalnıs anlamasına sebeb oluyon biraz dikkatli ol ya....degiştirmeni talep ediyorum bazı yerlerini yazının kopyala yapıstırla olmaz bu iş önce kendin bi oku
Volki06;Dikkat ettiysen tepki verdiğin arkadaşa olumlu yada olumsuz bir tepki vermedim.Burası forum ve herkes olumlu yada olumsuz tepkisini verecek ki bulabilirsek doğruyu bulabilelim.Ama maaşallah "lafa gelince islam düşmanı degiliz dersiniz ama ne oldugunuzu belli ediyonuz"diyerek "dindışı" yapıvermişsin beni ki hiç bir kulun elinde böyle bir yetki yoktur.Benim ve benimgibilerinin asıl tepkisini bu çeker.Buna dini tek eline alıp Yaradanın yerine karar vermeye kalkmak denir ki dinen bunun ne anlama geldiğini biliyor olmalısın.Dikkat edersen makalede,yazar ben Müslümanım demiyor ve öyle bir iddiası bile yok,sadece bir vatandaş ve mesleği yazarlık gereği,yaşadığı ülkenin toplumsal ve idari bir konuda tartışmanın içinde oluyor.Yazının sansürlenmesini isteyeceğine varsa yazarın aradığı sorularına cevabı ,biliyorsan verde dinimize hizmeti bu şekilde yap.Yoksa yazıların sansürlenmesini isteyerek ne iyi bir dindar olabilirsin nede dinimize hizmet edebilirsin.
Asıl önemli olan,kimsenin kimseyi inancından dolayı eleştirmemesidir.Sonuçta inancımıza göre hekes ahirette kendi hesabını kendisi verecektir. ama ne yazık ki ülkemizde kafir diye insanlar yakılarak,öldürülerek Allah'ın ahirette vereceği karara,bu dünyada el konularak,en büyük günahlardan birine girilmiyor mu?
Sonuç olarak.Allah o kadar büyüktür ki bir kulun yada kullarının onun diyanetini tekellerine almaya güçleri yetemez.Bizler kul olarak onun ilminin zerresini,en iyi bilenimiz bile bilemez ama ne yazık ki günümüzde din tek ele alınarak hem ülkemize,hemde dinimize kötülük yapılabilmektedir.
 
Volki06;Dikkat ettiysen tepki verdiğin arkadaşa olumlu yada olumsuz bir tepki vermedim.Burası forum ve herkes olumlu yada olumsuz tepkisini verecek ki bulabilirsek doğruyu bulabilelim.Ama maaşallah "lafa gelince islam düşmanı degiliz dersiniz ama ne oldugunuzu belli ediyonuz"diyerek "dindışı" yapıvermişsin beni ki hiç bir kulun elinde böyle bir yetki yoktur.Benim ve benimgibilerinin asıl tepkisini bu çeker.Buna dini tek eline alıp Yaradanın yerine karar vermeye kalkmak denir ki dinen bunun ne anlama geldiğini biliyor olmalısın.Dikkat edersen makalede,yazar ben Müslümanım demiyor ve öyle bir iddiası bile yok,sadece bir vatandaş ve mesleği yazarlık gereği,yaşadığı ülkenin toplumsal ve idari bir konuda tartışmanın içinde oluyor.Yazının sansürlenmesini isteyeceğine varsa yazarın aradığı sorularına cevabı ,biliyorsan verde dinimize hizmeti bu şekilde yap.Yoksa yazıların sansürlenmesini isteyerek ne iyi bir dindar olabilirsin nede dinimize hizmet edebilirsin.
Asıl önemli olan,kimsenin kimseyi inancından dolayı eleştirmemesidir.Sonuçta inancımıza göre hekes ahirette kendi hesabını kendisi verecektir. ama ne yazık ki ülkemizde kafir diye insanlar yakılarak,öldürülerek Allah'ın ahirette vereceği karara,bu dünyada el konularak,en büyük günahlardan birine girilmiyor mu?
Sonuç olarak.Allah o kadar büyüktür ki bir kulun yada kullarının onun diyanetini tekellerine almaya güçleri yetemez.Bizler kul olarak onun ilminin zerresini,en iyi bilenimiz bile bilemez ama ne yazık ki günümüzde din tek ele alınarak hem ülkemize,hemde dinimize kötülük yapılabilmektedir.

yaw güzel kardesim sen anlamak istemıyosun heralde ben diyorum ki madem islama karsı degilsin ki biliyorum olmadıgını ozaman kopyala yapıstır yaptıgın yazıları bi oku bak insanların yalnıs anlamasına sebeb oluyor... oyüzden düzelt dedim sırf cumhuriyet laiklik diyerek islama zarar verdiğinin farkında değilsin sen arkadasım bende laiklikten yanayım cumhuriyetten yanayım ama sırf onları savunmak içinde islama zarar vermem verdirtmem... kaldiki bunlar islamla iç içe kavramlar ikisinide birbirine zararı olmaz kötü niyetli insanlar kullanmazsa...
 
Geri
Üst