portiexc
New member
- Katılım
- 2 Eki 2007
- Mesajlar
- 465
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
*bir kaç gün önce bana gelen bir maili paylaşmak istedim.
Mehmet Ali Birand'ı hepiniz tanırsınız. Aydın Doğan'ın Posta isimli gazetesinde köşe yazarlığı yapan, CNN TÜRK'te program hazırlayan ve Kanal D Haber'in Genel Yayın Yönetmeni olan yılmaz AB savunucusu bu şahsiyet, bilindiği gibi TRT'yi dolandırmaktan 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmış ve ancak Belçika vatandaşlığına geçerek cezadan yırtabilmiş bir şahsiyettir.
Geçtiğimiz hafta medyada duyulan bir şey tüm Türk Milletinin yüreğini sızlattı. Birand hakkındaki bu girizgâhın sebebi de bu. Mehmet Ali Birand, Star, ATV ve Show Haber sorumlularına gönderdiği e-postalarda şehit haberlerine fazla yer verilmemesini istemiş. Hatta kendince bir ölçüt de belirleyen Birand, "5 şehidin altındaki şehit haberlerini görmezden gelelim." demiş. İnsani ve vicdani hiçbir şeyle açıklamanın mümkün olamayacağı bu teklif aynı zamanda açıktan sansür demek olduğu için gazetecilik etiği ile de hiçbir şekilde bağdaşmıyor. Tabi Birand gibi vicdanını, kişiliğini, insanlığını satmış biri için bunlar bir şey ifade etmez. Ancak böyle bir adamın 20 yıldır teröre karşı şehit veren bir ülkede halen gazetecilik yapıyor olması ne noktada olduğumuzu anlamamız açısından önemli. Her gün gazetelerde trafik kazaları sonucu hayatını kaybeden vatandaşlarımız bile haber konusu olabiliyorken, bizlerin güvenliği ve Türk Devletinin bekası için hayatını feda eden gencecik insanların şehit düşmesi ve ailelerinin bölücü teröre karşı takındıkları metin ve kararlı tutum da kat be kat haber değeri taşıyan şeylerdir. O insanların bilinmesi ve her zaman saygıyla anılması hepimizin boynunun borcudur.
Terörle mücadele bölücü yayın organları tarafından devlet terörü olarak nitelendirilirken ya da Hrant Dink'in ölümünden sonra haftalarca olayı manşetlerden indirmeyerek çarşaf çarşaf bir adamın ölümü üzerinden tüm Türk Milletine hakaretler yağdırılırken neden bu kadar "duyarlı" davranmadınız? Türk düşmanlığının bu kadarına da pes denir...
-ALINTIDIR-
Mehmet Ali Birand'ı hepiniz tanırsınız. Aydın Doğan'ın Posta isimli gazetesinde köşe yazarlığı yapan, CNN TÜRK'te program hazırlayan ve Kanal D Haber'in Genel Yayın Yönetmeni olan yılmaz AB savunucusu bu şahsiyet, bilindiği gibi TRT'yi dolandırmaktan 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmış ve ancak Belçika vatandaşlığına geçerek cezadan yırtabilmiş bir şahsiyettir.
Geçtiğimiz hafta medyada duyulan bir şey tüm Türk Milletinin yüreğini sızlattı. Birand hakkındaki bu girizgâhın sebebi de bu. Mehmet Ali Birand, Star, ATV ve Show Haber sorumlularına gönderdiği e-postalarda şehit haberlerine fazla yer verilmemesini istemiş. Hatta kendince bir ölçüt de belirleyen Birand, "5 şehidin altındaki şehit haberlerini görmezden gelelim." demiş. İnsani ve vicdani hiçbir şeyle açıklamanın mümkün olamayacağı bu teklif aynı zamanda açıktan sansür demek olduğu için gazetecilik etiği ile de hiçbir şekilde bağdaşmıyor. Tabi Birand gibi vicdanını, kişiliğini, insanlığını satmış biri için bunlar bir şey ifade etmez. Ancak böyle bir adamın 20 yıldır teröre karşı şehit veren bir ülkede halen gazetecilik yapıyor olması ne noktada olduğumuzu anlamamız açısından önemli. Her gün gazetelerde trafik kazaları sonucu hayatını kaybeden vatandaşlarımız bile haber konusu olabiliyorken, bizlerin güvenliği ve Türk Devletinin bekası için hayatını feda eden gencecik insanların şehit düşmesi ve ailelerinin bölücü teröre karşı takındıkları metin ve kararlı tutum da kat be kat haber değeri taşıyan şeylerdir. O insanların bilinmesi ve her zaman saygıyla anılması hepimizin boynunun borcudur.
Terörle mücadele bölücü yayın organları tarafından devlet terörü olarak nitelendirilirken ya da Hrant Dink'in ölümünden sonra haftalarca olayı manşetlerden indirmeyerek çarşaf çarşaf bir adamın ölümü üzerinden tüm Türk Milletine hakaretler yağdırılırken neden bu kadar "duyarlı" davranmadınız? Türk düşmanlığının bu kadarına da pes denir...
-ALINTIDIR-
