Albayrak
Can Feda
- Katılım
- 23 May 2007
- Mesajlar
- 4,439
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
“Eyalet” sistemi diyerek açıkça federe devletçiliği amaçladığını ilan etmiş; hem de değiştikten sonra.
Devletin ideolojisi olmayacak diyerek devleti kökten değiştireceğini de söylemiş. Hem de başbakan olduktan sonra.
Başkanlık düzeni kuracağını söylemiş ve kendisine “Başkanlık olacaksa eyalet (federasyon) sistemi gerekmiyor mu?” diye soruluğunda açıkça öyle olacağını belirtmiş.
Onun amaçlarıyla, ABD-AB-Yunanistan-PKK-DTP-Azınlık Milliyetçileri-Ermeni Milliyetçileri-Rum Patrikliği-İran Kuyrukçuları-Kürt Nurcuları ve benzerlerinin oluşturduğu koalisyonun çalışmaları uyum içinde değil mi?
Bu koalisyona ayrı ayrı tarikat örgütlerini, T.C. kuruluş ilkelerine karşı eleman yetiştiren mektepleri (medreseleri) de katmak gerekiyor.
Yıllarca federasyonun yasal tabanını (eski hükümetlerle başlatılmıştı) oluşturmuşlar; şimdi de, tüm yasaların üstünde yer alan ve Cumhuriyet devletinin varlığının en önemli ilkesi olan ulusal egemenliği (meclisten ibaret değil) koruyan hukuksal engeli yani anayasayı kaldırmaya çalışıyorlar.
Eyaletler Başkanlığı düzeni demek, cumhuriyet devletini kökten değiştiren (aslında kaldıran) yeni bir devlet kuracaklar. İlk iş olarak devlet başkanını halkoyuyla seçmeye çalışıyorlar. Başbakan ve eski bakanları “Osmanlı eyalet sistemi” dediklerine göre başkanlık, padişahlık demektir.
Bu aşmaya başbakanının ulusal konularda “ulemaya sormalı” dediğini ve ABD başkanlığındaki “Din Konseyi” ve dışişlerinde Din Hürriyeti Komitesi örneğini de anımsarsak padişahlığın halifelik ayağının da modernleştirildiği ayrımsamalıyız.
Referanduma, yani apar topar halka oylamasına gelince; dıurumu açıkça görmeliyiz:
Devletin niteliğini kökten değiştirecek bir oylamaya gidiyorlar; ama halka bunun ne anlama geldiğini açıklayacak zaman bırakmıyorlar.
Medyanın % 99,99’unu ele geçirmişler; yıllardır eğlence programları dahil, gün 24 saat devleti sarsıyorlar; şimdi kalkmışlar sandığa gidiyorlar. Halk ne zaman nasıl bilgilenerek oy kullanacak?
Diyelim ki, durumun kötülüğünü anlatacaklara TV’lerinde (örneğin Can Dündar programında) yer verdiler; diyelim ki siz can alıcı noktaya gelerek durumu az da olsa açıklayacaksınız ve diyelim ki Can Dündar tam o anda sizin sözünüzü kesmedi ve siz yarım saat konuştunuz; yeter mi? Onlar günlerce propagandalarını yapmayacaklar mı?
O zaman halk hangi bilgilenmeyle ve hangi özgürlükle sandığa gidecek?
Beytüşşebap’ın bir köyüne, Van’ın bir ilçesine rahatça gidip halka gerçekleri anlatmanıza olanak verecek bir güvenlik ortamı yoksa bunun neresi propaganda özgürlüğü olacak?
Amerikan ajanları kol gezecek, halk cahil kalacak ve siz referanduma, seçime gideceksiniz.
Bu durumda:
Cumhuriyet Devleti oylamayla ortadan kaldırılamaz. Cumhuriyet Devleti oylamayla kurulmamıştır.
Kör sandık oyunlarıyla, Amerikan mandacıları istedi diye, Cumhuriyet Devletini yıkarak başkanlık/padişahlık devleti kurulamaz.
Cumhuriyet devleti nasıl kurulduysa, onun yıkımına da aynı yöntemle engel olunacaktır ve yüzdeleri kaç olursa olsun bilinçli yurttaşlar sonuna dek savaşacaktır.
İşte bu nedenle “Referandum” oyununu tanımıyorum!
Cumhuriyet devletini kökten değiştirmeye kalkanlarla Cumhuriyet devletinin yasal zeminlerinde ne tartışılır ve ne de oylama yapılır.
Cumhuriyet devletinin varlığını yok etmeye çalışanlarla tartışmaya girmek Cumhuriyet devletinin yıkımında uzlaşmaya çalışmakla birdir!
Artık gri yoktur: Siyah ya da beyaz vardır!
Ya eyaletli padişahlıktan ve Kürt, Laz, Abhaz, Çeçen, Adige vb. eyaletlerinden, federe devletçiklerinden yana olacaksın ya da bağımsız, bağlantısız, ulusal merkezli Cumhuriyet devletini koruyacaksın!
Artık ortada kalınamaz: Ya Cumhuriyet Devletini sonuna dek savunan safta olacaksın ya da yıkıcıların safında…
Karar senin olduğu kadar vebal de senindir!
Not: Cumhuriyet Devletini Federasyonlaştırma projesinin son durumu; Amerikan’ın Müslümanlığı kullanması ve Türkiye’nin güney sınırlarının güvenliği konusunu değerlendireceğiz. 20 Ekim 2007, Saat 20:00, ART TV (Uydu yayın) Gündeme Dair Programı.
Devletin ideolojisi olmayacak diyerek devleti kökten değiştireceğini de söylemiş. Hem de başbakan olduktan sonra.
Başkanlık düzeni kuracağını söylemiş ve kendisine “Başkanlık olacaksa eyalet (federasyon) sistemi gerekmiyor mu?” diye soruluğunda açıkça öyle olacağını belirtmiş.
Onun amaçlarıyla, ABD-AB-Yunanistan-PKK-DTP-Azınlık Milliyetçileri-Ermeni Milliyetçileri-Rum Patrikliği-İran Kuyrukçuları-Kürt Nurcuları ve benzerlerinin oluşturduğu koalisyonun çalışmaları uyum içinde değil mi?
Bu koalisyona ayrı ayrı tarikat örgütlerini, T.C. kuruluş ilkelerine karşı eleman yetiştiren mektepleri (medreseleri) de katmak gerekiyor.
Yıllarca federasyonun yasal tabanını (eski hükümetlerle başlatılmıştı) oluşturmuşlar; şimdi de, tüm yasaların üstünde yer alan ve Cumhuriyet devletinin varlığının en önemli ilkesi olan ulusal egemenliği (meclisten ibaret değil) koruyan hukuksal engeli yani anayasayı kaldırmaya çalışıyorlar.
Eyaletler Başkanlığı düzeni demek, cumhuriyet devletini kökten değiştiren (aslında kaldıran) yeni bir devlet kuracaklar. İlk iş olarak devlet başkanını halkoyuyla seçmeye çalışıyorlar. Başbakan ve eski bakanları “Osmanlı eyalet sistemi” dediklerine göre başkanlık, padişahlık demektir.
Bu aşmaya başbakanının ulusal konularda “ulemaya sormalı” dediğini ve ABD başkanlığındaki “Din Konseyi” ve dışişlerinde Din Hürriyeti Komitesi örneğini de anımsarsak padişahlığın halifelik ayağının da modernleştirildiği ayrımsamalıyız.
Referanduma, yani apar topar halka oylamasına gelince; dıurumu açıkça görmeliyiz:
Devletin niteliğini kökten değiştirecek bir oylamaya gidiyorlar; ama halka bunun ne anlama geldiğini açıklayacak zaman bırakmıyorlar.
Medyanın % 99,99’unu ele geçirmişler; yıllardır eğlence programları dahil, gün 24 saat devleti sarsıyorlar; şimdi kalkmışlar sandığa gidiyorlar. Halk ne zaman nasıl bilgilenerek oy kullanacak?
Diyelim ki, durumun kötülüğünü anlatacaklara TV’lerinde (örneğin Can Dündar programında) yer verdiler; diyelim ki siz can alıcı noktaya gelerek durumu az da olsa açıklayacaksınız ve diyelim ki Can Dündar tam o anda sizin sözünüzü kesmedi ve siz yarım saat konuştunuz; yeter mi? Onlar günlerce propagandalarını yapmayacaklar mı?
O zaman halk hangi bilgilenmeyle ve hangi özgürlükle sandığa gidecek?
Beytüşşebap’ın bir köyüne, Van’ın bir ilçesine rahatça gidip halka gerçekleri anlatmanıza olanak verecek bir güvenlik ortamı yoksa bunun neresi propaganda özgürlüğü olacak?
Amerikan ajanları kol gezecek, halk cahil kalacak ve siz referanduma, seçime gideceksiniz.
Bu durumda:
Cumhuriyet Devleti oylamayla ortadan kaldırılamaz. Cumhuriyet Devleti oylamayla kurulmamıştır.
Kör sandık oyunlarıyla, Amerikan mandacıları istedi diye, Cumhuriyet Devletini yıkarak başkanlık/padişahlık devleti kurulamaz.
Cumhuriyet devleti nasıl kurulduysa, onun yıkımına da aynı yöntemle engel olunacaktır ve yüzdeleri kaç olursa olsun bilinçli yurttaşlar sonuna dek savaşacaktır.
İşte bu nedenle “Referandum” oyununu tanımıyorum!
Cumhuriyet devletini kökten değiştirmeye kalkanlarla Cumhuriyet devletinin yasal zeminlerinde ne tartışılır ve ne de oylama yapılır.
Cumhuriyet devletinin varlığını yok etmeye çalışanlarla tartışmaya girmek Cumhuriyet devletinin yıkımında uzlaşmaya çalışmakla birdir!
Artık gri yoktur: Siyah ya da beyaz vardır!
Ya eyaletli padişahlıktan ve Kürt, Laz, Abhaz, Çeçen, Adige vb. eyaletlerinden, federe devletçiklerinden yana olacaksın ya da bağımsız, bağlantısız, ulusal merkezli Cumhuriyet devletini koruyacaksın!
Artık ortada kalınamaz: Ya Cumhuriyet Devletini sonuna dek savunan safta olacaksın ya da yıkıcıların safında…
Karar senin olduğu kadar vebal de senindir!
Not: Cumhuriyet Devletini Federasyonlaştırma projesinin son durumu; Amerikan’ın Müslümanlığı kullanması ve Türkiye’nin güney sınırlarının güvenliği konusunu değerlendireceğiz. 20 Ekim 2007, Saat 20:00, ART TV (Uydu yayın) Gündeme Dair Programı.