TANRI İSTEMEZSE YAPRAK DÜŞMEZMİŞ
1. Bir süre önce yetkililer, resmi belge ve yazışmalarda PONTUS adının kullanılmamasını, kullanılırsa Yunan emellerine hizmet edilmiş, o emellerin propagandası yapılmış olacağını belirten genelgeler yolluyorlar ilgili kuruluş ve eğitim kurumlarına..
Türkiye'de Pontus diye bir bölge ve Pontuslu diye bir halk yoktur ama Yunanistan'ın PONTUS emelleri vardır. Siz yok derseniz o yok olmaz.. Yunanistan vazgeçmez. Nitekim söz konusu genelge yayınlanalı neredeyse beş yıl olduğu halde Yunanistan ne Selânik'teki Pontus Soykırım Anıtını kaldırmıştır, ne de 19 Mayıs'ı Pontus Soykırım Günü olarak kutlamaktan. Önemli olan sizin değil Yunanistan'ın Pontus iddiasından vazgeçmesidir.
Bu koşullarda bizim yaptığımız kafamızı kuma sokmaktır.
2. Yeni moda, "Ermeni Soykırım iddiaları" demeyip, "malûm olaylardan" ; "1915 Olayları" diye bahsetmek. Bir genelge de son altı ay içinde bu yüzden yayınlanıyor.
Ve güya böyle yapmakla Ermeni emellerine hizmet edilmeyecekmiş..
Dün Amerikan Temsilciler Meclisinde malûm tasarının kabul edilmesinden sonra ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Nicholas Burns ne dedi biliyor musunuz?, "Bush yönetiminin Ermeni soykırımı tasarısının Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesinde kabul edilmesinden derin üzüntü duyduğunu" belirtti. (Ümit Enginsoy. NTVMSNBC. 11.10.2007)
Koçaryan da "Soykırım Tasarısını kabul edin. Türkler aynen Fransa kabul ettiğinde de yaptıkları gibi iki gün tartışır, sonra unutur" dedi.
Yâni siz genelge yayınlayınca ne Ermeniler ne de Amerikalılar "soykırım"dan vaz geçti.
Önemli olan sizin kullanmanız değil, Ermenilere "1915 olayları" dedirtebilmenizdir...
3. Geçenlerde Yargıtay 4'üncü Ceza Dairesi Fener'deki kırmızı lambalı kilise ile ilgili örnek bir karar aldı. Ve gerekçeli kararda dedi ki; "Lozan Antlaşması'nın müzakereleri sırasında azınlıkların varlığı ve hakları görüşülürken, antlaşma metninde Fener Patrikhanesi ile ilgili bir hükme yer verilmemiştir. Antlaşmanın sonuç metninde ve konvansiyonun eklerinde, Fener Rum Patrikhanesi ismen dahi zikredilmemiş sadece bir azınlığın kilisesi olarak belirtilmiştir. Bu nedenle statü olarak sadece bir azınlık kilisesidir, anlaşma metninde Patrikhanenin hukuki durumuyla ilgili hiç bir hükme yer verilmediğinden, durumun Lozan müzakerelerinin görüşme kayıtlarının esas alınması suretiyle tamamen Türk iç hukukuna göre belirlenmesi gerekmektedir.
Durum ve vaziyet böyle böyleyken şeytan dürttü, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının resmi web sitesini bir ziyaret edelim dedik.
Sitenin adı nedense TCCumhurbaşkanlığı.gov.tr filan değil de "cankaya.gov.tr"..
Her neyse..
"Cumhurbaşkanımızın günlük programları" sekmesini tıkladığınızda karşınıza bir takvim çıkıyor.
Takvimin 9 Ekim gününü tıklarsanız "Saat 12'de Fener Rum Patriği I. BARTOLOMEOS ve beraberindeki heyet"in kabul edildiğini görüyorsunuz.
Peki, bu nasıl oluyor?
Türk yargısının verdiği bir kararda yer alan statüyü Cumhurbaşkanlığı sekretaryası nasıl değiştirebiliyor?
Ne demişti 4'üncü Daire; "Fener bir azınlık kilisesidir. Başındaki de papazdır"
Buna siz nasıl "Patrikhane ve Patrik" dersiniz?
Anladık; Pontus yok deyince yok oluyor da...
Soykırım değil, 1915 olayları deyince öyle oluyor da..
Neden, hem de "Yargıtay kararına rağmen" kilise papazına patrik diyorsunuz?
Papaz deyin papaz olsun, kilise deyin kilise olsun..
Ne diyordu o şarkı?
"Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş
Tanrı istemezse insan ölmezmiş
Sen Tanrı mısın beni öldürdün?
Eşime dostuma beni güldürdün"
Neden dünya âleme bizi güldürüyorsunuz?
Hani öyle olsun deyince oluyordu?