Zoru görünce kaçmak var mı Sayın Kılıçdaroğlu?

€lyesa

Banned
Katılım
25 May 2008
Mesajlar
344
Reaction score
0
Puanları
0
Zoru görünce kaçmak var mı Sayın Kılıçdaroğlu?

Yaptığımız iş gereği sık sık davalık oluyoruz. Özellikle de

Ergenekon sürecinde adliye koridorları mekânımız oldu. Yanlış anlaşılmasın herhangi bir suç

işlediğimizden filan değil. Delil klasörlerindeki bir bilgiyi bile köşeye taşısak hakkımızda

soruşturma açılıyor.

İşte bu davalardan birisi; CHP'nin keskin kılıcı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili olanı geçtiğimiz

günlerde sonuçlandı.
Davayı özellikli kılan ise iddialardan çok dava süreci ve yargılamanın

sonucu...

Konu özetle ve kısaca şöyle: Aradan çok zaman geçtiği için unutanlar olabilir; 28 Şubat

döneminin kudretli paşası Çevik Bir'in talimatıyla Batı Çalışma Grubu adı altında bir birim

oluşturulmuş, onlar da irticacı avına çıkmışlardı. Siyasilerden bürokratlara, hatta sıradan

vatandaşa kadar herkesi fişlemişlerdi.

Haberimize konu olan BÇG o BÇG'ydi fakat fişlenen CHP'nin ünlü ismi Kemal

Kılıçdaroğlu'ydu.
Nisan 2008'de 'BÇG Kılıçdaroğlu'nu fişlemiş' başlığında bir haber verdik.

Zaten konunun haber tarafı da buydu. İrticacı avına çıkan BÇG Kılıçdaroğlu'nu bile fişlemişti.

Dosyadaki ifadelere bir cümle bile eklemeden BÇG'nin iddialarını sıraladık. Ertesi gün de

Kılıçdaroğlu'na mikrofon uzattık. Bütün iddialara cevap verdi. Böyle bir raporun olmadığını,

iddiaların 'deli saçması' olduğunu söyledi, biz de yansıttık. Haber şekil şartları açısından

tamamdı
. Doğal olarak ses de getirmişti.

Kılıçdaroğlu henüz İstanbul'a aday değildi ve düellolara da başlamamıştı. Kemal Bey

haberimize çok tepki gösterdi. Oysa yüklenmesi gereken biz değildik. Çünkü fişlemeyi yapan,

o dosyadaki iddialar doğru olmasa bile arşivleyip üzerine sayı numarası veren devletin bizzat

kendisiydi. Üstelik o dönemde AK Parti henüz yoktu, Erdoğan İstanbul'un belediye başkanıydı.

Kılıçdaroğlu, İstanbul adaylığı açıklanacakken, haberden 7 ay sonra beni dava etti. Belki de

başka siyasi planları vardı. Avukatları 'Sizden yüklü bir tazminat alacağız, mahkûm

olacaksınız' dediler. Çıktık hakim önüne. Resmi yazışmalar yapıldı, habere dayanak oluşturan

dosya istendi vs.


Kılıçdaroğlu'na göre böyle bir dosya yoktu. Mahkeme resmen Başbakanlık'tan dosyayı istedi.

Hacimli bir dosya mahkemeye ulaşınca işin rengi değişti. Böylece haberimiz doğrulanmış oldu.

İçerisinde ilginç iddiaların bulunduğu bir dosya mevcuttu ve ilgili kurumun arşivindeydi.

Mahkeme geçtiğimiz mayıs ayında karar verecekken Kılıçdaroğlu'nun avukatları duruşmaya

katılmadı
. Kararın çıkacağını bile bile gelmediler. Avukatımız Neslihan Öztürk, Kılıçdaroğlu'nun

avukatlarını arayarak davet ettiyse de sonrasında davayı takip etmediler. Aylarca bekledik

ama Kılıçdaroğlu'nun avukatları 'Görmedik, duymadık, bilmiyoruz' modundaydılar. Üstelik de

dava masraflarının kendilerine kalacağını bile bile.


"Son olarak da Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi 17 Eylül günü 'takip edilmediğinden

dosyanın düşürülmesine' karar verdi.
Bu 'dava hiç açılmamış' anlamına gelen bir karar.

Tabii ki burada Kılıçdaroğlu'nun avukatları arkadan dolanmış oldular. Çünkü şekil şartları

itibarıyla haberimiz doğruydu. BÇG arşivinde bir dosya mevcuttu. Kimin hazırladığı, hangi

amaçla hazırladığını en azından biz bilmiyorduk ama haberde de dediğimiz gibi bir dosya vardı

ve içindeki iddialar yenir yutulur değildi. Mahkeme rutin işlemiş olsaydı

Kılıçdaroğlu'nun 'Kürtçü-bölücü' diye fişlendiği mahkeme kararıyla sabit olacaktı.

Sonuç itibarıyla. Sayın Kılıçdaroğlu; BÇG arşivinde sizinle ilgili kalın bir dosyanın olması her

şekilde haberdir. Üstelik haberdeki iddialara yer verdiğimiz kadar size de aynı oranda cevap

hakkı vermiştik. Yani bize dava açmanızı gerektiren bir durum yoktu. Ortada dava açılacak bir

yer varsa o da BÇG ve uzantısı Başbakanlık Takip Kurulu'ydu. Ama madem dava açtınız.

Keşke minderden kaçmasaydınız. Önceden 'dedikodu' dediğiniz iddialar şimdi mahkeme
kararıyla sabitlenmiş olmadı mı?

Adem Yavuz ARSLAN
 
€lyesa:
Attığın iftirayı bu konudaki yazıyla iftira olmadığını kanıtlamışmı oldun şimdii?

Bu yazıyla kılıçdaroğlunun pkk lı olduğunu kanıtlamışmı oldun?

Bu yazıyla kılıçdaroğlunun ssk ya pkk lıları yerleştirdiğini kanıtlamışmı oldun?

senin hain biri olduğunu söylesem ve bunu namık kemal fıkrasıyla desteklesem en az bu burdaki yazı gibi alakaya maydonoz bir kanıt olur demii?

alakaya maydonoz bir yazıyla kılıçdaroğlunun pkk lı olduğu sonucunu çıkarabilmek için çok zorlanmış olmalısın ama bu yazı iftiracı olduğunu değiştirmeye yetmez daha mantıklı bir şeyler bulmalısın....

iftiracısın ve provakatörlük yapıyorsun, beğenemediyesen git şikayetini yap yada dediklerinin ardında dur iftira olmadığını kanıtla...
 
tartışmaya gerek yok arkadaş sadece kendini yazar sanan birinin yazısını alıntı yapmış.
katılır katılmaz düşünce özgürlüğü serbest.

konuya gelmek gerekirse €lyesa konu öyle bir hale geldiki yarın birgün seni bile ergenekoncu diye alabilirler. o yüzden dönen dolaplar ve oynanan oyunlar sadece ve sadece boyama setinden ibaret.
arka planda neler bittiğini görebilmek ise bakmak ile görmek arasındaki farkdan geçiyor !
 
€lyesa:
Attığın iftirayı bu konudaki yazıyla iftira olmadığını kanıtlamışmı oldun şimdii?

Bu yazıyla kılıçdaroğlunun pkk lı olduğunu kanıtlamışmı oldun?

Bu yazıyla kılıçdaroğlunun ssk ya pkk lıları yerleştirdiğini kanıtlamışmı oldun?

senin hain biri olduğunu söylesem ve bunu namık kemal fıkrasıyla desteklesem en az bu burdaki yazı gibi alakaya maydonoz bir kanıt olur demii?

alakaya maydonoz bir yazıyla kılıçdaroğlunun pkk lı olduğu sonucunu çıkarabilmek için çok zorlanmış olmalısın ama bu yazı iftiracı olduğunu değiştirmeye yetmez daha mantıklı bir şeyler bulmalısın....

iftiracısın ve provakatörlük yapıyorsun, beğenemediyesen git şikayetini yap yada dediklerinin ardında dur iftira olmadığını kanıtla...

sende okuduğunu anlama kapasitesi yoksa ben ne yapayım.

git okuduğunu anlayabilen bir arkadaşını bulup yazıyı ona okutup anlattır sonra gel tartışalım
 
Geri
Üst