jetx
New member
- Katılım
- 21 Eki 2008
- Mesajlar
- 63
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
ZOR ZAMANDA YAPILAN YARDIM!..
İran-Irak Savaşında kaybettiği kocasının biriktirmiş olduğu imkanları da çoktan tüketmiş, birgün aç, bir gün tok yaşar hale gelmişlerdi. Kendi neyse de geride kalan ü çocuk yokluk bilmiyor, acıkınca feryadı basıyorlardı.
Kerkük’ün sokaklarında ise sefalet kol geziyordu. Kim kime yardım edecek, destek olacaktı?
Bir yanı yıkılmaya yüz tutmuş evceğizinin camından yola doğru ümitsizce bakarken bir taksinin durduğunu, içinden bir yolcunun da indiğini görmüştü. Demek ki taksi şoföründe az çok para olacaktı. Çünkü müşteri indirmişti. Bütün cesaretini ve ümidini toplayarak yola koştu. Yaklaşıp direksiyonun başında arabasını hareket ettirmek üzere olan şoföre seslendi:
-Sakın beni dilenci falan zannetmeyin. Üç çocuğumla üç gündür aç beklemekteyim. Bu gidişle namusumun lekelenmesinden korkmaya başladım. Allah rızası için yardımda bulunun. Ben açlıktan ölmeye razıyım. Fakat çocuklarımın çığlıklarına tahammül edemiyorum.
Beklenmedik bir anda gelen bu Allah rızası için yardım talebi zaten kıt kanaat geçinen şoförü şaşırtmıştı. Düşünmeye başladı.
Cebinde bir miktar parası vardı var olmasına. Ancak bu parayı aylardır biriktiriyordu. Çünkü taksisinin dört lastiği de eskimişti. Onları değiştirmek için çırpınıyordu. Zaten akşamları eve gelince hanım da devamlı ikaz etmekten geri kalmıyordu.
- Ne zaman değiştireceksin bu lastikleri? Birazcık geç kalsan aklıma kötü şeyler geliyor. Acaba bir kaza mı yaptı kabak lastiklerle? Diye korku içinde bekliyorum.
O an için nefsi ve şeytanı birlik olup vesvese vermeye başladılar.: -Sen zaten zor geçinen kimsesin. Yardım edecek durumda değilsin. Bas gaza git yoluna. Fakat imanı ve vicdanı da sesleniyorlardı:
-Para dediğin şey böyle gün için lazım olur. Belli olmaz. Allah’ın rızasınn nerede olduğu. Biriktirdiğin parayı bu muhtaç hanıma vermelisin. Tam yeridir.
Nihayet nefsini ve şeytanını yenmiş, cebindeki parayı tümüyle uzatarak:
-Al bacım, sen namusunla yaşa. Bu para bir müddet idare eder. Sonrasına da Allah başka sebepler yaratır demiş, minnet etmemek için de hemen gaza basıp oradan uzaklaşırken, kadının:
-Sen benim ihtiyacımı karşıladın, Allah da senin ihtiyacını karşılasın. Duasını duymuş, gün boyunca kulaklarında çınlayan bu duaya hep amin deyip durmuştu. Akşam eve gelince beklediği soruya yine muhatap oldu:
-Hala değiştirmemişsin arabanın lastiklerini?
Adam hiçbirşey hissettirmeden:
-Bir lastikçiyle anlaştım. Yeni lastikler gelince hemen değiştirecek... diyerek geçiştirdi.
Bu geçiştirme işi birkaç gün devam ettiği için bir akşam yine eve gelirken iyice sıkılmış, du defa ne diyeceğim diye düşünürken hiç beklenmedik bir durumla karşılaşmıştı.
Hanım bu defa kendisine adres yazılı bir kağıt uzatmış, sonra da şöyle demişti:
-Bugün lastikçi geldi, şu adresi verdi. Yarın bana gelsin lastiklerini değiştireceğim, deyip gitti. Al bu adresi dedi.
Belli etmemişse de bunun izahını yapamamıştı. Çünkü böyle bir lastikçi ile konuşmamıştı. Merakla sabahı bekledi. İlk işi kağıttaki adrese gitmek oldu. Garipliğe bakın ki tamirciyi hayatında hiç görmemiş, buraya hiç gelmemişti. Elindeki kağıdı uzatınca bir şaşkınlık iki tarafta da yaşandı. Adam:
-Sen o musun, deyip boynuna sarıldı, başladı hıçkıra hıçkıra ağlamaya. Sonra da şöyle devam etti:
-Tam üç gündür Resulullah Aleyhisselam rüyama giriyor ve bana “şu adresteki şoförün lastiklerini değiştir, ücret olarak da benim şefaatime nail ol” buyuruyor. Allah için söyle. Sen ne türlü bir iyilik ettin, nasıl bir hayır dua aldın ki, Resulullah Aleyhisselam üç gündür beni ikaz ediyor, senin lastiğini değiştirmem için beni vazifelendiriyor?
Alıntı
İran-Irak Savaşında kaybettiği kocasının biriktirmiş olduğu imkanları da çoktan tüketmiş, birgün aç, bir gün tok yaşar hale gelmişlerdi. Kendi neyse de geride kalan ü çocuk yokluk bilmiyor, acıkınca feryadı basıyorlardı.
Kerkük’ün sokaklarında ise sefalet kol geziyordu. Kim kime yardım edecek, destek olacaktı?
Bir yanı yıkılmaya yüz tutmuş evceğizinin camından yola doğru ümitsizce bakarken bir taksinin durduğunu, içinden bir yolcunun da indiğini görmüştü. Demek ki taksi şoföründe az çok para olacaktı. Çünkü müşteri indirmişti. Bütün cesaretini ve ümidini toplayarak yola koştu. Yaklaşıp direksiyonun başında arabasını hareket ettirmek üzere olan şoföre seslendi:
-Sakın beni dilenci falan zannetmeyin. Üç çocuğumla üç gündür aç beklemekteyim. Bu gidişle namusumun lekelenmesinden korkmaya başladım. Allah rızası için yardımda bulunun. Ben açlıktan ölmeye razıyım. Fakat çocuklarımın çığlıklarına tahammül edemiyorum.
Beklenmedik bir anda gelen bu Allah rızası için yardım talebi zaten kıt kanaat geçinen şoförü şaşırtmıştı. Düşünmeye başladı.
Cebinde bir miktar parası vardı var olmasına. Ancak bu parayı aylardır biriktiriyordu. Çünkü taksisinin dört lastiği de eskimişti. Onları değiştirmek için çırpınıyordu. Zaten akşamları eve gelince hanım da devamlı ikaz etmekten geri kalmıyordu.
- Ne zaman değiştireceksin bu lastikleri? Birazcık geç kalsan aklıma kötü şeyler geliyor. Acaba bir kaza mı yaptı kabak lastiklerle? Diye korku içinde bekliyorum.
O an için nefsi ve şeytanı birlik olup vesvese vermeye başladılar.: -Sen zaten zor geçinen kimsesin. Yardım edecek durumda değilsin. Bas gaza git yoluna. Fakat imanı ve vicdanı da sesleniyorlardı:
-Para dediğin şey böyle gün için lazım olur. Belli olmaz. Allah’ın rızasınn nerede olduğu. Biriktirdiğin parayı bu muhtaç hanıma vermelisin. Tam yeridir.
Nihayet nefsini ve şeytanını yenmiş, cebindeki parayı tümüyle uzatarak:
-Al bacım, sen namusunla yaşa. Bu para bir müddet idare eder. Sonrasına da Allah başka sebepler yaratır demiş, minnet etmemek için de hemen gaza basıp oradan uzaklaşırken, kadının:
-Sen benim ihtiyacımı karşıladın, Allah da senin ihtiyacını karşılasın. Duasını duymuş, gün boyunca kulaklarında çınlayan bu duaya hep amin deyip durmuştu. Akşam eve gelince beklediği soruya yine muhatap oldu:
-Hala değiştirmemişsin arabanın lastiklerini?
Adam hiçbirşey hissettirmeden:
-Bir lastikçiyle anlaştım. Yeni lastikler gelince hemen değiştirecek... diyerek geçiştirdi.
Bu geçiştirme işi birkaç gün devam ettiği için bir akşam yine eve gelirken iyice sıkılmış, du defa ne diyeceğim diye düşünürken hiç beklenmedik bir durumla karşılaşmıştı.
Hanım bu defa kendisine adres yazılı bir kağıt uzatmış, sonra da şöyle demişti:
-Bugün lastikçi geldi, şu adresi verdi. Yarın bana gelsin lastiklerini değiştireceğim, deyip gitti. Al bu adresi dedi.
Belli etmemişse de bunun izahını yapamamıştı. Çünkü böyle bir lastikçi ile konuşmamıştı. Merakla sabahı bekledi. İlk işi kağıttaki adrese gitmek oldu. Garipliğe bakın ki tamirciyi hayatında hiç görmemiş, buraya hiç gelmemişti. Elindeki kağıdı uzatınca bir şaşkınlık iki tarafta da yaşandı. Adam:
-Sen o musun, deyip boynuna sarıldı, başladı hıçkıra hıçkıra ağlamaya. Sonra da şöyle devam etti:
-Tam üç gündür Resulullah Aleyhisselam rüyama giriyor ve bana “şu adresteki şoförün lastiklerini değiştir, ücret olarak da benim şefaatime nail ol” buyuruyor. Allah için söyle. Sen ne türlü bir iyilik ettin, nasıl bir hayır dua aldın ki, Resulullah Aleyhisselam üç gündür beni ikaz ediyor, senin lastiğini değiştirmem için beni vazifelendiriyor?
Alıntı