Haberleri seyrettikçe ilk akla gelen o oluyor.
Hani denir ya, insanlar bir seçim sandığında bir de musalla taşında eşit diye.
İşte o ispatlanıyor. 40 yıl önce ölenleri de seçmen kaydetmişler.
Vatandaş ölen kızını, ablasını, annesini seçmen listesinde görünce şaşırıyor.
Siyasilerimiz diyor ki bir yılda 6 milyon seçmen nereden geldi?
Bir kısmı öbür taraftan. Çünkü listelerde epey ölmüş vatandaş adı var.
Mezarda da rahat yok mu diyelim, dirilerden fayda yok onlara mı kaldı iş diyelim,
ne dersek diyelim.
Denilebilir ki bunca ölüyü seçmen listesine alan nüfus müdürlüğü ve TÜİK
karmasının vardır bir bildiği. İşi resmiyete dökelim. Şimdi İstanbul Zincirlikuyu
Mezarlığı başta olmak üzere, yurt genelinde tüm mezarlıklara birer sandık
konması gerekir bu durumda. Madem ki merhum ve merhumeler seçmendir,
bulundukları yerde oy kullanmaları gerekir.
6 Milyon seçmen fazlalığının tamamı ölmüş vatandaşlarımız değil.
Meselâ, yaşayan kişilerin listede adları yok. Bu 22 Temmuz seçiminde büyük
problemdi. Bu şekilde binlerce kişi oy kullanamadı. Seçmen kaydı bulunmayan
bir kişi nüfusa gittiğinde ev adresinde başkalarının kaydı olduğunu görüyor ve o
evde kendi oturduğunu ispatlamak için epeyce uğraşıyor. Bahsedilenler öyle
birkaç kişi değil, İzmir MHP Belediye Başkan adayı Müsavat Dervişoğlu ilde bir
milyona yakın seçmen hareketliliği olduğunu söylüyor.
Bahsi geçen 6 milyon seçmen artışı, “seçimlerde hileyi getiriyor” akla.
40 yıl önce ölmüş kişi seçmen. Listeler kesinleşti diyelim.
Ölmüşlerden medet umanların vay haline.
Çünkü 22 Temmuz sonrası seçimlerde hile olduğu üzerinde günlerce yazıldı,
çizildi. Muhalefet neticeyi televizyonlar karşısına yayılarak aldığı, Cihan haber
ajansından öğrendi. Bir daha da toparlanamadı. İlk beş dakikadan itibaren
AKP %30 önde iken, yarım saat içinde %47 ye fırladı. Mümkün müdür?
SEÇSIS"le oy kaydırması yapıldıysa mümkündür, diyor sistemi bilenler.
Bir başka problem, YSK"na ait “Seçmen Listeleri” TÜİK ve Nüfus Müdürlüğüne
hazırlatılarak Anayasa çiğnenmiştir. YSK Listelerindeki yanlış için vatandaş,
bu yanlışı yapan Nüfusa gitmek zorunda kalmıştır.
Nüfus Müdürlükleri, ölen vatandaşları nasıl olup da seçmen yazmıştır?
Ya da 22 Temmuzda oy atan seçmen şimdi niçin yoktur?
Bu nasıl “haneye göre nüfus sayımı” böyle. Ölüler, dirilerle birlikte oy kullanacak?
Şunu merak ediyorum, mezarlıkları kim saydı? Haneye göre yani.
Kıyamet koptu kopacak, benden söylemesi.
* * *
Meclis Ağlama Duvarı Değil
4 Aralık günü TBMM"ni seyrediyorum. Türk Ticaret Yasasının maddeleri görüşülüyor.
Muhalefet 6 milyon fazlalığa takılmış durumda ve söz aldıklarında sadece bu konuyu
gündeme getiriyor. Bir ara iktidara mensup milletvekili , “Kimse yeni ticaret yasası” ile
ilgilenmiyor dedi. Cevabını aldı. “Ortada ticaret yapacak vatandaş mı kaldı?”
Seçmen listesi askı süresinin kısa olduğu ve bu konuda gerekli araştırma yapılamadığı
söylendi. Türkiye"nin birçok yerinden şikayetlerin geldiği, seçmen kaydedilenlerin
aslında o mahallelerde ikamet etmediği ortaya çıktığını belirttiler.
Mecliste bu konuşmalar oladursun iktidar partisi bakın olaya nasıl bakıyordu?
“AK Parti Grup Başkanvekili Bozdağ muhalefete, "Meclisi ağlama duvarına çevirmeye
hiç kimsenin hakkı yok. Burası partilerin ağlama duvarı değildir" ( AA- 4 Aralık 2008)
Bir cümlede kaç hakaret birden. Üstelik havadan bakışlar. Birisi kendisine söylemeli ki
bu ülke Bozdağ gibilerini çok gördü. Şimdi kimse yüzlerine bakmıyor.
Muhalefet milletvekillerini Yahudi yerine koyuyor ve TBMM ağlama duvarı değil diyor.
Hangi cümlesini tercüme edeyim, baştan sona kepazelik. Millî iradeyi dillerinden
düşürmeyen bir partinin Grup Başkanvekili olarak cevaplasın hele, muhalefet
milletvekillerinin seçimi İsrail"de mi oldu?
Bu ülkenin problemlerini milletvekili nerede çözecek?
“Olgun başak başını öne eğer” demişler. Bunlar hem ham hem de hodul.
A"dan Z"ye hepsi aynı kumaştan. Kaş yapayım derken, göz çıkarıyorlar.
Elimizi verdik, kolumuzu kurtaramıyoruz.
Neval Kavcar
http://www.aydinpost.com/author_article_detail.php?id=7756&interstitial=true&uniq_id=1229981783
Hani denir ya, insanlar bir seçim sandığında bir de musalla taşında eşit diye.
İşte o ispatlanıyor. 40 yıl önce ölenleri de seçmen kaydetmişler.
Vatandaş ölen kızını, ablasını, annesini seçmen listesinde görünce şaşırıyor.
Siyasilerimiz diyor ki bir yılda 6 milyon seçmen nereden geldi?
Bir kısmı öbür taraftan. Çünkü listelerde epey ölmüş vatandaş adı var.
Mezarda da rahat yok mu diyelim, dirilerden fayda yok onlara mı kaldı iş diyelim,
ne dersek diyelim.
Denilebilir ki bunca ölüyü seçmen listesine alan nüfus müdürlüğü ve TÜİK
karmasının vardır bir bildiği. İşi resmiyete dökelim. Şimdi İstanbul Zincirlikuyu
Mezarlığı başta olmak üzere, yurt genelinde tüm mezarlıklara birer sandık
konması gerekir bu durumda. Madem ki merhum ve merhumeler seçmendir,
bulundukları yerde oy kullanmaları gerekir.
6 Milyon seçmen fazlalığının tamamı ölmüş vatandaşlarımız değil.
Meselâ, yaşayan kişilerin listede adları yok. Bu 22 Temmuz seçiminde büyük
problemdi. Bu şekilde binlerce kişi oy kullanamadı. Seçmen kaydı bulunmayan
bir kişi nüfusa gittiğinde ev adresinde başkalarının kaydı olduğunu görüyor ve o
evde kendi oturduğunu ispatlamak için epeyce uğraşıyor. Bahsedilenler öyle
birkaç kişi değil, İzmir MHP Belediye Başkan adayı Müsavat Dervişoğlu ilde bir
milyona yakın seçmen hareketliliği olduğunu söylüyor.
Bahsi geçen 6 milyon seçmen artışı, “seçimlerde hileyi getiriyor” akla.
40 yıl önce ölmüş kişi seçmen. Listeler kesinleşti diyelim.
Ölmüşlerden medet umanların vay haline.
Çünkü 22 Temmuz sonrası seçimlerde hile olduğu üzerinde günlerce yazıldı,
çizildi. Muhalefet neticeyi televizyonlar karşısına yayılarak aldığı, Cihan haber
ajansından öğrendi. Bir daha da toparlanamadı. İlk beş dakikadan itibaren
AKP %30 önde iken, yarım saat içinde %47 ye fırladı. Mümkün müdür?
SEÇSIS"le oy kaydırması yapıldıysa mümkündür, diyor sistemi bilenler.
Bir başka problem, YSK"na ait “Seçmen Listeleri” TÜİK ve Nüfus Müdürlüğüne
hazırlatılarak Anayasa çiğnenmiştir. YSK Listelerindeki yanlış için vatandaş,
bu yanlışı yapan Nüfusa gitmek zorunda kalmıştır.
Nüfus Müdürlükleri, ölen vatandaşları nasıl olup da seçmen yazmıştır?
Ya da 22 Temmuzda oy atan seçmen şimdi niçin yoktur?
Bu nasıl “haneye göre nüfus sayımı” böyle. Ölüler, dirilerle birlikte oy kullanacak?
Şunu merak ediyorum, mezarlıkları kim saydı? Haneye göre yani.
Kıyamet koptu kopacak, benden söylemesi.
* * *
Meclis Ağlama Duvarı Değil
4 Aralık günü TBMM"ni seyrediyorum. Türk Ticaret Yasasının maddeleri görüşülüyor.
Muhalefet 6 milyon fazlalığa takılmış durumda ve söz aldıklarında sadece bu konuyu
gündeme getiriyor. Bir ara iktidara mensup milletvekili , “Kimse yeni ticaret yasası” ile
ilgilenmiyor dedi. Cevabını aldı. “Ortada ticaret yapacak vatandaş mı kaldı?”
Seçmen listesi askı süresinin kısa olduğu ve bu konuda gerekli araştırma yapılamadığı
söylendi. Türkiye"nin birçok yerinden şikayetlerin geldiği, seçmen kaydedilenlerin
aslında o mahallelerde ikamet etmediği ortaya çıktığını belirttiler.
Mecliste bu konuşmalar oladursun iktidar partisi bakın olaya nasıl bakıyordu?
“AK Parti Grup Başkanvekili Bozdağ muhalefete, "Meclisi ağlama duvarına çevirmeye
hiç kimsenin hakkı yok. Burası partilerin ağlama duvarı değildir" ( AA- 4 Aralık 2008)
Bir cümlede kaç hakaret birden. Üstelik havadan bakışlar. Birisi kendisine söylemeli ki
bu ülke Bozdağ gibilerini çok gördü. Şimdi kimse yüzlerine bakmıyor.
Muhalefet milletvekillerini Yahudi yerine koyuyor ve TBMM ağlama duvarı değil diyor.
Hangi cümlesini tercüme edeyim, baştan sona kepazelik. Millî iradeyi dillerinden
düşürmeyen bir partinin Grup Başkanvekili olarak cevaplasın hele, muhalefet
milletvekillerinin seçimi İsrail"de mi oldu?
Bu ülkenin problemlerini milletvekili nerede çözecek?
“Olgun başak başını öne eğer” demişler. Bunlar hem ham hem de hodul.
A"dan Z"ye hepsi aynı kumaştan. Kaş yapayım derken, göz çıkarıyorlar.
Elimizi verdik, kolumuzu kurtaramıyoruz.
Neval Kavcar
http://www.aydinpost.com/author_article_detail.php?id=7756&interstitial=true&uniq_id=1229981783