Zeka

ZEKA NEDİR ?
Zeka insan beyninin karmaşık bir yeteneğidir. Daha açıkça söylemek gerekirse ; zihnin birçok yeteneğinin uyumlu çalışması sonucunda ortaya çıkan bir yetenekler bileşimidir. Zihin algılama ,bellek ,düşünme ,akıl yürütme ,öğrenme gibi birçok işlevi içerir. Buradan hareketle şöyle bir tanım yapılabilir: zeka ,zihnin öğrenme , öğrenilenden yararlanabilme ,yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneğidir. Dolayısıyla öğrendiğini değerlendiren ,yeni durumlara yeni çözümler getirebilen kişilere de zeki kişiler diyoruz. Zekanın kapsamında birçok yetenek olduğuna göre, aynı zeka düzeyindeki kişilerin yeteneklerinin farklı alanlarda olması doğaldır.
ZEKA TESTLERİ
Zeka testleri çocukların yapabilecekleri işlere ,becerilerine ,yanıltayabilecekleri sorulara ,yaşlarına uygun ,sayı, söz bilgisine ve biçim ilişkisine dayandırılarak hazırlanır. Benzerlikler ,tanımlar, ayrılıklar, biçim tamamlamalar,belli resimleri anlamlı bir sıraya göre dizme , parçalardan uygun bir bütüne varma ,belleği ve akıl yürütmeyi sınayan sorular kullanılır. Bu soruların ,belli yaştaki çocukların çoğunun başarabileceği nitelikte olması gerekir.
8 yaşındaki bir çocuk bu yaş için hazırlanış soruların hepsini yanıtladığını, işlemlerin hepsini yaptığını ama 9 yaşa ait soruları yanıtlayamadığını düşünelim. Bu durumda çocuğun normal yani yaşına uygun bir zeka seviyesinde olduğunu anlarız. Eğer 8 yaşında bir çocuk ,testte 12 yaşa ait soruları bilmişse ,zekanın yaşına göre çok üst bir seviyede olduğunu söyleyebiliriz. Aynı şekilde ,8 yaşında bir çocuk 4 yaşa ait soruların üzerine çıkamazsa zekası yaşının çok altında demektir. Başka bir deyişle zeka yaşı 4 dür.
Zeka katsayısı (IQ) denilen zeka birimini bulmak için zeka yaşı, gerçek yaşına bölünüp , yüzle çarpılır.

IQ (zeka katsayısı) = zeka yaşı X 100
Gerçek yaşı
Dünya sağlık örgütüne göre , zeka katsayıları şu şekilde sınıflandırılmaktadır:
0-20 derin mental retardasyon
20-34 ağır mental retardasyon
35-49 orta dereceli MR
50-70 hafif dereceli MR
71-80 sınırda MR
81-90 donuk normal zeka
91-109 normal yada ortalama zeka
110-119 parlak zeka
120-129 üstün zeka
130- ve üstü çok üstün zeka
bugün dünyada yaygın olarak kullanılan , geçerlilik ve güvenilirliği en azından diğer zeka ölçeklerine göre daha yüksek olan, standardize edilmiş iki zeka ölçeği vardır. Bunlar Stanford Binet Zeka Ölçeği ve Wecher Çocuklar için Zeka Ölçeği düzenlemesidir.(WISC-R)
Bir toplumda zekanın dağılımı çan eğrisine uygun bir biçimde olur . Üstün zekalılar eğrinin bir ucunda ,geri zekalılar da öteki ucunda yer alır. Ortalama zekalı çoğunluk ise ortada toplanır.
Zeka katsayısı bir kişinin neler başardığını değil neleri başarabileceğini belirtir. Zeka testleri elbette bize karşımızdaki kişinin zihinsel yetenekleriyle ilgili pek çok şey söyler ancak bazı noktalarına her zaman aklımızda tutmalıyız.:
Zeka ölçerleri zihnin bütün yeteneklerini ölçemez.
Zeka testlerinden elde edilen sonucun anlamlı olabilmesi için ,testlerin o toplumun kültür ve eğitim düzeyine göre uyarlanmış olması gerekir.
Öte yandan zaman içinde ,aynı toplumda dahi ,alınan cevaplarda farklılaşma - oluşabilmektedir.
Dikkate alınması gereken diğer bir nokta da testi veren kişinin ustalığıdır. Testörün bu konudaki eğitiminin ve deneyiminin, test sonuçları üzerinde büyük bir etkisi vardır.
Ölçümlerin sağlıklı olması çocuğun yaşına da bağlıdır. Zeka testleri ,çocuğun yaşı ilerledikçe daha sağlıklı sonuç verir.
Ölçümün aynı uzmanca aralıklı olarak tekrarlanması daha sağlıklı bir sonuç verebilir.
Çocuğa ilişkin ruhsal özellikler , örneğin çekingen ,korkak veya kendine güvensiz oluşu ve fiziksel özellikler de (örneğin görme ,işitme bozuklukları gibi )sonucu etkileyebilir.


MENTAL RETARDASYON (ZEKA GERİLİĞİ)
Mental retardasyon ,hali hazırdaki işlevlerde önemli sınırlılıkları göstermektedir. Bu zihinsel işlevlerde önemli derecede normal altı , bunun yanı sıra uyumsal beceri alanlarından (iletişim ,özbakım,ev yaşamı,sosyal beceriler,toplumsal yararlılık,kendini yönetme , sağlık ve güvenlik , işlevsel akademik beceriler, boş zaman veiş ),iki yada daha fazlasında sınırlılıklar gösterme durumudur. Mental Retardasyonluları normallerden ayıran en belirgin özellik en belirginZeka özürü olan bir çocuğu tanımak için ,gelişim basamaklarına göre bir değerlendirme yapmak yararlı olur. Bunun için normal bir çocuğun gelişim aşamalarını da bilmek gerekir.
GELİŞİM AŞAMALARI
Anne baba ,normal bir çocuğun gelişim aşamaları hakkında bilgi sahibi olursa ,çocuğunun gelişiminde herhangi bir sorun olup olmadığını takip edebilir ve bir sorunla ilgili ilk işaretleri çok erken fark edebilir . dolayısıyla erken teşhis ve bunu izleyen erken eğitime başlamak çocuğun gelişimi açısından son derece yararlı olacaktır.
Nedeni ne olursa olsun mental retardasyonu olan çocukta en belirgin özellik, olması gereken dönemde konuşmanın başlamamış olması yada çok yavaş gelişmesidir. Bunun yanı sıra toplumsal uyum ve beceriler yaşın çok gerisinde kalır. Beden gelişmesi de yavaştır. Başı dik tutma , emekleme,yürüme ,oturma,koşma ,genellikle geç başlar. Örneğin 11 –16 aylar arasında yürümesi gereken bebek 1,5-2 yaşları arasında yada daha geç yürür. Ancak tabii ki , tek başına yürümede gecikme zeka geriliği belirtisi olmayabilir. Doğuştan kalça çıkığı ,kemik hastalığı ve başka nedenlerle de yürüme gecikebilir. Ancak 1,5 yaşından sonra yürüyen ve çok az söz söyleyebilen bir çocukta mental retardasyon dan kuşku duyabilir. 2 yaşına dek yürüyemeyen ,3 yaşında kısada olsa cümle kuramayan bir çocukta mental retardasyon olasılığı daha çok düşünülür. Ancak bu tanı ,evde anne –babanın koyabileceği bir tanı değildir. Başka olasılıkları da ( bedensel eksiklik ve sakatlıklar gibi) düşünmek gerekir. Bu tür gecikmeler anne baba için uyarıcı olmalı ve bir hekime başvurarak durumun ayrıntılı olarak incelenmesi sağlanmalıdır.
Zeka geriliği oranının gelişmiş yada az gelişmiş ülkelere göre farklıklar gösterdiği ileri sürülmektedir. Pek çok ülkede bu orana ilişkin kesin sayılar bulunmamaktadır. Ancak çoğu araştırıcı tarafından mental retardasyon oranının nüfusun %2-3 ‘ü olduğu kabul edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde erken tanı , uygun tedavi ,ana-çocuk sağlığı hizmetlerinin yaygınlığı gibi nedenler mental retardasyon oranını düşürmekte ancak öte yandan bu tür engelli çocukların yaşam şanslarının artması ,gebelik sırasında annenin kullandığı ilaçlar ve maddeler gibi nedenlerin ise bu oranı yükselttiği düşünülmektedir. A.B.D. deki mental retardasyon oranı%3 olarak belirlenmiştir. Elde verilere göre , bu çocukların sadece %1’ okul öncesi çağda “ ağır mentol retardasyon “ grubuna dahil edilmektedir. %10-15 ‘i ise okul çağındandaki çocuklardır. Bunun nedeni de , mental retardasyonun okul döneminde daha yakından gözlenip , tespit edilebilmesidir. Yine A.B.D. de yapılan araştırmalara göre , bu ülkedeki mental retardasyonun okul döneminde daha yakından gözlenip , tespit edile bilebilmesidir. Yine A.B.D.’ de yapılan araştırmalara göre , bu ülkedeki mental retardasyon oranının % 87 si sınır yad hafif MR grubuna girmekte ,geri kalan %13ü ise ağır ve orta dereceli MR grubunu oluşturmaktadır.

MENTAL RETARDASYONUN GELİŞİM BASAMAKLARINA GÖRE ÖZELLİKLERİ
Derin MR ( I Q = -) :
Okul Öncesi Yaş (0-5 Yaş ) Olgunlaşma ve Gelişim:
Tam bağımlı çocuklardır. Grosa gerilik vardır. Duyusal –motor sahalarda çok az işlev kapasitesi vardır. Genellikle kurum ve hasta hanelerde sürekli bakım ve gözetim altında tutulurlar. Bu çocuklarda doğuştan gelen bedensel bozukluklar da sıklıkla görülür. Bu nedenle pek uzun yaşamadıkları ileri sürülür.
Okul yaşı (6-20 yaş ) öğretim ve eğitim :
Çok azda olsa bazı motor gelişimleri olur. Tek tek sözcüklerle açıklayabildikleri sınırlı gereksinim anlatıları vardır. Tuvalet eğitimi ve yeme gibi konularda çok azda olsa eğitime yanıt verebilirler.
Yetişkin Yaşı (21 Yaş ve Daha Yukarısı) Sosyal ve iş yeterlilikleri :
Bazı motor ve dil becerilerinde gelişme olabilir. Tuvalet ve yeme alışkanlıklarını sürdürebilirler. Kurum bakımı gerektirirler.
Ağır MR(IQ =20-34) :
Okul öncesi Yaş (0-5yaş ) olgunlaşma ve gelişim:
Zayıf motor gelişimi vardır. Konuşma çok az ve yetersizdir. Kendi gereksinimlerini kendileri karşılayamaz,bakım ve gözetim gerektirirler.
Okul yaşı (6-20 Yaş ) öğretim ve eğitim :
Konuşabilir yada ilişki kurmayı öğrenebilirler. Temel sağlık alışkanlıkları konusunda eğitilebilirler.
Yetişkin Yaşı ( 21 ve Daha Yukarısı ) Sosyal ve İş Yeterlilikleri :
Sürekli rehberlikle kısmen kendini idare edebilir. Kontrollü ortamlarda sınırlı düzeylerde kendini koruma açısından yararlı beceriler geliştirebilir.
Orta derecede MR (IQ=35-49):
a.)Okul Öncesi Yaş (0-5 Yaş ) olgunlaşma ve Gelişim :
Motor gelişimleri geridir. Konuşabilir ya da ilişki kurmayı öğrenebilirler. Sosyal ilişkileri azdır. Orta derecede rehberlik ile idare edilebilirler.
b.) Okul Yaşı (6-20) Öğretim ve eğitim :
Sosyal ve iş becerileri eğitiminden yararlanabilirler. 2. Sınıf öğrenciler i düzeyinde eğitim görebilirler. Alıştığı yerlerde gezmeyi öğrenebilirler.
c.)Yetişkin Yaşı ( 21 ve Daha Yukarısı ) Sosyal ve İş Yeterlilikleri :
Gözetimli ve korunmalı koşullarda , beceri gerektirmeyen yada az beceri gerektiren işlerde kendini idare edebilir. Çok azda olsa, sosyal yada ekonomik streslerde danışma ve rehberlik gerektirir.
Hafif Derecede MR (IQ= 50-70):
a.)Okul Öncesi Yaş (0-5 Yaş ) Olgunlaşma ve Gelişim :
Duyusal motor sahalarda minimal gerilik vardır. Sosyal ve ilişki kurma becerileri geliştirebilirler.
b.) Okul Yaşı (6-20) Öğretim ve Eğitim:
adolesan çağlarında , ilkokul 5. Sınıf düzeyine ulaşabilirler. Sosyal uyum konusunda rehberlik yapılabilir. Ülkemizde bu gruba giren çocuklar, ilkokulların alt özel sınıflarda eğitim görebilmektedirler.
c.) Yetişkin Yaşı ( 21 ve Daha Yukarısı ) Sosyal ve İş Yeterlilikleri :
Biraz destekle genellikle sosyal ve iş becerileri kazanabilirler. Olağan sosyal ve ekonomik stresler karşısında rehberlik ve yardım gereksinimi vardır.
Sınır ve Donuk Normal Çocuklar (IQ=71-90):
Ağır öğrenen çocuklar olarak bilinirler. Bunlar için özel eğitim uygulanmakta ,ilkokul eğitimini 1-2 yıl geriden izlemektedirler. Bunlar geri zekalılık düzeyinde değillerdir,ama yaşıtlarından çok daha geç ve güç öğrenirler. Çabuk kavrayamaz , öğrendiklerini çabuk unuturlar. Çok yinelemeye ve dışardan sürekli yardıma gerek duyarlar. Bütün çabalarına karşın ağır öğrenir, sınıfın en gerisinden giderler. Bu tür çocuklar okulda ve evde kolay tanınamazlar tembel , dikkatsiz ve haylaz olarak damgalanırlar , itilirler,daha çok çalışmaya zorlanırlar . genellikle bu çocuklar , birinci sınıfta okumayı en geç sökebilen veya ikinci sınıfta okumayı söken çocuklardır. Zeka ölçeri uygulanınca ,bu çocukların ortalama zekanın biraz altında oldukları ortaya çıkar . Bütün yedek güçlerini harcayarak sınıf düzeyinde kalmaya çabalayan bu çocuklar anlayışsızlık karşısında ,doğal dır ki , çok bunalır,güvenini yitirir,okuldan soğurlar. Sonuç olarak , kendi yeteneklerinin çok altında başarı gösterirler . bu çocukların okul öncesi tanınmaları gerçekleşebilirse , okula 1-2 yıl geç başlamaları önerilmektedir.

NORMAL DOĞAN BİR BEBEKTE DAHA SONRA MENTAL RETARDASYON OLUŞABİLİRMİ?
Mental retardasyona ait özelliklerin tümü , 18 yaşına kadar olan gelişim dönemlerinden birisinde , beyinde oluşan bir hasara bağlı olarak ortaya çıkabilir. Beyin hasarı aşağıdaki faktörlerden herhangi birine bağlı olarak oluşabilir:
Çocuğun özellikle ilk iki yılında beslenmesindeki yetersizlik.
Çocuğun menenjit yada ensafalit gibi bir enfeksiyon geçirmesi .
Tekrarlayan epilepsi nöbetleri
düşme yada çarpma sonucu beyinin zedelenmesi.
Boğaza bir şey kaçması sonucunda ya da suda boğulma tehlikesi geçirerek uzun süre soluksuz kalmak yada duman solumak
Zehirlenme.
MENTAL RETARDASYONDA TANI KOYMA
Tanı konması oldukça özen isteyen bir işlemdir. Tanı koyarken izlenmesi gereken yollar şöyle özetlenebilir:
1.) Öykü Alma : genellikle anne – baba bu konuda ki tek baş vuru kaynağımızdır. Gebelik ve doğum öyküleri çoğunlukla ana-babanın kendi değerlendirmelerine göre aktarılmaktadır. Ailedeki kalıtsal bozukluklar bazen bilinmediği için , bazen de saklandığı için bildirilmemektedir. Çocuğun gelişimine ilişkin bilgilerde yine anne –babadan alınmaktadır. Burada tek kaynak anne-baba olduğu için bu bilgilerdeki subjektiflik payı göz ardı edilmemelidir. Aileden öykü alma sırasında ailenin sosyo –kültürel düzeyi ,duygusal yaklaşımları veya kendi mental yapıları hakkında pek çok gözlemde yapılabilecektir.
2.) Fizik Muayene : Özenli bir gözlem ve fizik muayene MR tanısını koymak kadar nedenleri konusunda da aydınlatıcı olmaktadır.
3.)Nörolojik Muayene : Nörolojik belirtilerin görülüş sıklığı ve ciddiyeti , MR konusunda çok önemli ipuçları verebilir. Ancak nörolojik anormallikler göstermeyen ama ağır derecede Mental Retardasyonu olan çocuklara da rastlanmaktadır. Ve bunun tersi olarak CP li çocukların yaklaşık %25 ‘i normal zekaya sahiptir.
4.)Lâboratuar İşlemleri : idrar , kan , kromozom Tetkikleri çok yararlı tanı koyucu işlemlerdir.
5.)İşitme ve Konuşma Değerlendirilmesi: Buda mutlaka yapılması gereken bir değerlendirmedir. İşitme özürü olan pek çok çocuk MR olarak değerlendirmedir. İşitme özürü olan pek çok çocuk MR olarak değerlendirilebilebilmektedir. Yada Mental Retardasyonu olan bir çocukta aynı zamanda işitme ve konuşma bozukluğa da ortaya çıkabilmektedir. Mental Retardasyona ek olarak ortaya çıkan bu ikinci özür ele alınmazsa , çocuklar olduklarından daha da geri bir duruma gelebilmekte ve eğitimleri güçleşmektedir.
6.) Psikiyatrik Muayene : mental Retardasyonu olan çocukların zeka yaşlarındaki açık açık göz önünde tutularak yapılacak bir psikiyatrik değerlendirmeden geçmeleri ,sosyal ve psikolojik gelişimlerinin değerlendirilmesi açısından önemlidir.
7.) Psikolojik Muayene : Buradaki en ağırlıklı konu çocuğun zeka yaşının , yetenek ve yeteneksizliklerinin saptanıp aileye rehberlik edilmesidir. Mental retardasyonu çocuğu olan pek çok aileye rehberlik edilmesidir. Mental retardasyonu çocuğu olan pek çok aile , çocuklarının gerçek kapasitelerini bilemediği için çocuklarına ya çok kollayıcı davranmakta ,yad aşırı beklentilerle çocukları üstesinden gelemeyecekleri bir yarışa sokmaktadır. Daha önce sözü edilen zeka testlerinin özenli uygulanışı ile çocukların gerçek yada gerçeğe yakın zeka düzeyleri nin belirlenmesi ,uygun eğitimin verilmesi açısından çok önemlidir.

TANI KOYMA SORUNLARI
Çok değişik koşullar, zeka geriliğini taklit edebilir. Yoksun ortamlardan gelen, yeterli uyarıcı alamamış çocuklar, motor ve mental geriliki gösterebilirler. Erken çocukluk döneminde, bu yetersiz koşulların düzeltilmesi durumunda, yeteneklerinde olumluya dönüş olabilir. Çok sayıda duyusal özürler, özellikle körlük ve sağırlık, hatalı olarak, zeka geriliği şeklinde değerlendirilebilir. Konuşma bozuklukları ve serebral palsy, çocuklar normal olduğu halde sıklıkla mental retarde izlenimi verebilmektedir. Kronik beyin sendromları, çocukların izolasyonlarına neden olabilmekte ve özürlü çocuk izlenimini daha kuvvetle verebilmektedir. Okumada başarısızlık (alexia), yazmada başarısızlık (agraphia), iletişimde başarısızlık (aphasia) ve diğer bazıları çocuk normal ve hatta üstün zekalı bile olsa, zeka gerisi izlenimi verebilmektedir. Duyusal güçlükler de görünümde mental retarde izlenimi verebilirler. Duygusal güçlüğü olan çocuk, okulda başarısız olabilir ve sıklıkla gerçek zeka düzeyinin altında davranır. En çok karışan tanılar ciddi mental retardasyon, beyin hasarları, erken bebeklik otizmi ve çocukluk şizofrenisidir. Bu tür durumlarda, ayrıntılı öykü alma, muayene gibi farklı tanı koyucu kriterlere göre değerlendirme yapıp, yeterli izleme çalışmaları gerekmektedir.

ÖNLEME
BİRİNCİL ÖNLEME:
Mental retardasyon oranı, nüfusun %1-2’si olduğunu düşünürsek, ülke nüfusuna göre bir hesaplama yapılırsa, sorunun önemi ve ciddiyeti daha iyi anlaşılacaktır. Çocuğun özürü, sadece çocuğu etkilememekte, tüm ailesi de bundan ciddi biçimde etkilenmektedir. Sağlıklı çocukların bile eğitiminde önemli sorunlar yaşana ülkemize, engelli çocukların eğitimi konusunda yapılanlar da son derece kısıtlıdır. Bu nedenlerle birincil olaraka yapılması gereken, engelli çocuk doğumuna yol açan faktörleri ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Halkın eğitimi ile bu faktörlerin bir kısmı elimine edilebilir.
Ayrıca kan ve idrar ölçümlerinin gerekli kılınması da bu konudaki duyarlılığı arttırabilir.
Rh uyuşmazlığının zamanında tanınması, buna bağlı olarak gelişem mental retardasyonu öneleyecektir.
Genetik danışma, aile bilgileri bilgilendirerek genetik geçişli bozuklukları önleyebilir.
Gebeliğin ilk aylarında yapılabilecek tetkiklerle saptanabilen bozukluklar vardır. Gebelik sonlandırılabilir.

İKİNCİL ÖNLEME:
Burada da hastalıklların erken tanınması ve hasar yapmadan kontrol altına alınması önemlidir. Örneğin fenilketonüride de ilk haftada tanı koymak ve uygun tedaviyle en azından mental retardasyonun şiddetini azaltmak mümkündür. Hipotiroizm, memenjit, ansefalit, sürekli konvülsif nöbetler ve galaktosemia gibi mental retardasyona yol açan bozukluklar, erken ve uygun tedavi yaklaşımları ile hasar bırakmadan kontrol altına alınabilir.
Ayrıca görmeyen ve duymayan çocukları işlevsel zeka geriliğinden korumak için bu tür belirtilerin erken tanınması da son derece önemlidir. Genel olarak ele alacak olursak, erken girişimin temel ilkelerini şöyle özetleyebiliriz:
Son bilgiler göz önüne alınarak , erken girişimin önemi konusunda 8 ana neden belirlenebilir.
erken evrendeki deneyimler , gelişimin bütün alanlarını etkiler .Yapılan tüm araştırmalar insanın yeteneklerinin , genetik ve içinde bulunduğu ortamdaki etmenlerin etkileşiminin bir sonucu olarak geliştiğini göstermektedir., ve yine pek çok araştırma sonucuna göre özel erken girişim programlarına alınan çocukların zeka bölümünü puanlarında kalıcı bir artış görülmektedir.
Uzun süreli birkaç çalışmada gösterildiği gibi perinatal sıkıntılarla karşılaşan çocukların daha sonraki daha sonraki gelişmeleri büyük ölçüde içinde yaşadıkları ortamdan kazandıkları deneyimlere bağlıdır. En önemli etken çocuğun bulunduğu çevresel ve sosyo ekonomik ortamdır . içinde bulunduğu sosyal sınıfın etkisi zihinsel eksikliği azaltıcı ve çoğaltıcı yönde olabilmektedir.
Bazı becerilerin gelişmesi için yaşamın erken dönemlerinde kritik devreler vardır ve bu devreler daha çok yaşamın ilk dört yılında yer almaktadır. Beyin gelişimi ve merkezi sinir sistemi olgunlaşmasının en yüksek düzeyde olduğu bebeklik ve erken çocukluk devreleri zeka gelişiminin en önemli dönemleridir.
Erken devredeki uyarı eksikliği yalnız gelişiminin duraklaması ile kalmayıp , duygularda körelme ve gelişimsel gerileme neden olmaktır. Örneğin , erken devredeki şaşılık zamanla görme işlevinin kaybına neden olabilir. Erken girişimle çocuğun gelişimi mümkün olan en üst düzeye çıkarılabilir.
Bir duyu ile ilgili eksiklik diğer sistemlerde de kusura yol açmaktadır .bir sistemin diğer sisteme olan duygusal destek etkisi yıkıldığı için öncelikle var olan tek bozukluk sayısal olarak . örneğin yaşamın erken evresinde işitme kusuru olanların , görsel algılamasının da bozulmaktadır.
Mental retardasyon ve öğrenme güçlüğünün tanımı geciktiğinde , zamanla çocuğun gelişimin diğer çocuklara göre kaçınılmaz olarak kötüye gider. Bunun bir nedeni de ailenin , öğretmenlerin ve bakım veren kişilerin bu tür özürlü olan çocuğa gösterdikleri ilginin azalmasıdır.
Erken girişim , çocukların özürlerini azaltmak , geliştirmek konusunda etkilidir. Bazı araştırmalar erken girişimin , engelli bireylerin günlük işlevlerini artırıcı yöndeki etkisidir. Uzun sürekli izlemeler engelli çocukların üçte birbirinin eğitimlerini yaşıtları ile birlikte , sınıfta kalmadan sürdürebildiklerini göstermektedir.
Engelli çocuğun olan ailelerin özel , uyarıcı bir eğitime gereksinimleri vardır. Engelli çocukların aileleri çok defa şaşkınlık , fiziki yorgunluk içinde olup , bu konuda yetkili kişilerce yönlendirilmeleri gerekir. Erken girişim , ailenin üzüntü ve çaresizliğine yardımcı olabilir; çocuğa göstereceği ilgiyi olumlu şekilde yönlendirebilir.
Mental retardasyonu olan çocukta da , olumlu benlik imgesinin gelişmesi gerekir bunun için en temel yollardan biri , özürüne karşın ana babası tarafından kabul görme ve sevilmedir. Sosyal , akademik , iş ve motor beceriler öğrenip , geliştirebilmesi için iyi bir okul ortamı gereklidir. Mental retardasyonu olan çocukta da , olumlu benlik imgesinin gelişmesi gerekir. Bunun için temel yollardan biri , özürü ne karşın ana babası tarafından kabul görme ve sevilmelidir. Sosyal , akademik , iş ve motor becerileri öğrenip ,geliştirmesi için iyi bir okul ortamı gereklidir. Mental retardasyonun derece sine göre , bu tür çocuklarda kendi kapasiteleri çerçevesinde pek çok olumlu sosyal alışkanlıklar edinebilir ve bir miktar sorumluluk yüklenebilirler.
TEDAVİ VE YARDIM İLKELERİ
Tedavide zeka geriliğim gösteren çocukların , kapasitelerini , ulaşabilecekleri en üst düzeye çıkartmak , kendi gereksinimlerini karşılayabilecek hale getirmek , ailelerine ve topluma yük olmaktan kurtarmak ve toplum içinde özürlerine karşın uyumlu ve mutlu bireyler haline getirmek amaçlanmaktadır. Bunun için izlenecek yollar şöyle özetlenebilir:
1. Davranışsal ve kişilik güçlüklerinin tedavisi : Bu aşamada bireysel ve grup psikoterapileri uygulanabilmektedir. Grup tedavilerinin özellikle adolesanlarda etkili olduğu , ketlenmeyi azalttığı , duyguların ifadesini kolaylaştırdığı olumlu sosyal ilişkilerin öğrenildiği ileri sürülmektedir. Grupta öğrenilenler evde ve daha geniş çevrelerde de uygulandığı taktirde tedavinin amaca ulaştığı kabul edilmektedir.
2. davranış biçimlendirme ( behavior modification ): zeka özürlü çocuğun davranışları çok özenli ve dakik bir şekilde gözlenir, davranış sıklıkları kaydedilir. Hedef davranışların , olumlu yada olumsuz pekiştireçlerle görülme sıklıklarında artma yada azalmalar sağlanır . daha çok istendik
 

burakoksuz

New member
tesekurler arkadas..psıkojı de andersan modelı varmıs ısmını belkı yanlıs yazmıs olabılırım...havacılık psıkolojisi havkında bır bılgın var mı tesekkurler..
 

HTML

Üst