- Katılım
- 6 Mar 2007
- Mesajlar
- 5,674
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Ne zaman zıvanadan çıkar?
Ne zaman ki, zamanın kıymetini yele verirse o zaman…
Zaman fiziki varlıktan başka bir şeydir. Pek çok insanın alın teri, umudu, sevgisi, hepisinden önemlisi de inançlarıyla oluşturdukları bir değerdir…
Siz zamanı tek boyutlu savunmaya matuf hale sokar, müttefikler oluşturmak maksadıyla “sapı samana karıştırırsanız” o zaman, zaman biter.
Son zamanda buna zamandan örnekler çoğalmaya, zamanla meşhur olanlar zamanın kuyusunu kazmaya başladılar.
En son, Konstantinopolis-İstanbul tartışması ile bir türlü kendisini aşamayan, kısır döngüsünden kurtulamayan “eski ülkücü!”arkadaş buna numune teşkil etmektedir.
Hem de zamanın hilafına ırkçı bir mantık ortaya koyarak…
“İstanbul yerine Konstantinopolis desek ne olur diye soruyor ve kelimeleri etimolojik analize tabi tutarak her ikisinin de Türkçe olmadığını ortaya koyuveriyor.
Bu beyefendinin mantığıyla gidersek ortada ne Türk kalır ne de Türkçe…
Bu suretle sevimsiz bir mugalâta yapmış bulunuyorlar.
Böyle baktığımızda mezar Türkçe değildir. Belki de anlamı kuyu veya çukur demektir. Ama bizim medeniyetimiz bin yılı aşkın bir zamandır mevtalarını çukurlara, kuyulara değil “mezarlara” defnederler. Aynı hatayı yıllar önce Türk dilini katle soyunmuş sözde bir kurum da yapmış ve mezar yerine “gömüt” lafını ortaya atmıştır. Bu öylesine ruhsuz bir “tilcik” idi ki; ben hiç kimsenin ağzından mezar yerine gömüt lafını duymadım.
Şimdi gelelim “ne olurmuş canım “ havasında, İstanbul yerine Konstantinopolis denmesi tavrınıza.
Olacak şudur ki; siz başta Nedim olmak üzere, Yahya Kemal’i, Necip Fazıl’ı, Orhan Veli’yi, Münir Nurettin’i ve inci taneleri gibi dizilmiş binlerce İstanbul şiirini, bestesini, güftesini katletmiş olursunuz. Böylece dağa, taşa ruh veren Türk İslam Medeniyetini katle teşebbüs eder ve onun altında ibretlik bir hezimete uğrarsınız.
Biz Konstantinopolis'i, İstanbul yaptık. Bunu oldurmak için nelerin feda edildiğine tarih şahittir. Değiştirmek isteyenlerin akıbetine de…
Sen ve senin gibi sığ adamların böyle bir kudretlerinin olmadığı aşikârdır.
Lakin bir çuval inciri pisleterek; zamanı zıvanadan çıkartmış olacaksınız.
ABDULLAH KILIÇ
Ne zaman ki, zamanın kıymetini yele verirse o zaman…
Zaman fiziki varlıktan başka bir şeydir. Pek çok insanın alın teri, umudu, sevgisi, hepisinden önemlisi de inançlarıyla oluşturdukları bir değerdir…
Siz zamanı tek boyutlu savunmaya matuf hale sokar, müttefikler oluşturmak maksadıyla “sapı samana karıştırırsanız” o zaman, zaman biter.
Son zamanda buna zamandan örnekler çoğalmaya, zamanla meşhur olanlar zamanın kuyusunu kazmaya başladılar.
En son, Konstantinopolis-İstanbul tartışması ile bir türlü kendisini aşamayan, kısır döngüsünden kurtulamayan “eski ülkücü!”arkadaş buna numune teşkil etmektedir.
Hem de zamanın hilafına ırkçı bir mantık ortaya koyarak…
“İstanbul yerine Konstantinopolis desek ne olur diye soruyor ve kelimeleri etimolojik analize tabi tutarak her ikisinin de Türkçe olmadığını ortaya koyuveriyor.
Bu beyefendinin mantığıyla gidersek ortada ne Türk kalır ne de Türkçe…
Bu suretle sevimsiz bir mugalâta yapmış bulunuyorlar.
Böyle baktığımızda mezar Türkçe değildir. Belki de anlamı kuyu veya çukur demektir. Ama bizim medeniyetimiz bin yılı aşkın bir zamandır mevtalarını çukurlara, kuyulara değil “mezarlara” defnederler. Aynı hatayı yıllar önce Türk dilini katle soyunmuş sözde bir kurum da yapmış ve mezar yerine “gömüt” lafını ortaya atmıştır. Bu öylesine ruhsuz bir “tilcik” idi ki; ben hiç kimsenin ağzından mezar yerine gömüt lafını duymadım.
Şimdi gelelim “ne olurmuş canım “ havasında, İstanbul yerine Konstantinopolis denmesi tavrınıza.
Olacak şudur ki; siz başta Nedim olmak üzere, Yahya Kemal’i, Necip Fazıl’ı, Orhan Veli’yi, Münir Nurettin’i ve inci taneleri gibi dizilmiş binlerce İstanbul şiirini, bestesini, güftesini katletmiş olursunuz. Böylece dağa, taşa ruh veren Türk İslam Medeniyetini katle teşebbüs eder ve onun altında ibretlik bir hezimete uğrarsınız.
Biz Konstantinopolis'i, İstanbul yaptık. Bunu oldurmak için nelerin feda edildiğine tarih şahittir. Değiştirmek isteyenlerin akıbetine de…
Sen ve senin gibi sığ adamların böyle bir kudretlerinin olmadığı aşikârdır.
Lakin bir çuval inciri pisleterek; zamanı zıvanadan çıkartmış olacaksınız.
ABDULLAH KILIÇ