Amerika’daki Kuzey Kaliforniya Üniversitesi’nde, hayatını insanları Tanrı inancından vazgeçirmeye adayan bi felsefe profesörü varmış. Bu herif bütün bi dönem boyunca öğrencilerine Tanrı’nın olmadığını kanıtlamaya çalışırmış. Her sömestr sonunda da, “Eğer aranızda hala Tanrı’ya inanan varsa hemen ayağa kalksın” diyerek bitirirmiş dersini. 20 yıl boyunca onun tersi düşünen pek çok öğrenci olmasına rağmen kimse ayağa kalkmaya cesaret edememiş. Çünkü hoca sözlerini bitirdikten sonra cebinden bir yumurta çıkarıp, “Afferin! Zaten eğer Tanrı gerçekten olsaydı işte bu yumurtanın kırılmasını önlerdi” diyerek yumurtayı yere doğru bırakırmış. Sonra da yumurtanın kırılmasını zevkle seyreder, kahkahalar atarmış. (pis adam) Ve maalesef, pek çok öğrenci bu gösteriden etkilenir, Tanrı’nın varlığı konusunda şüpheye düşermiş.
Ancaaak, 20 yılın sonunda “mümin” bir öğrenci, profesörün nasıl bi kişiliğe sahip olduğunu duymuş olmasına rağmen felsefe dersi zorunlu olduğundan bu sınıfın öğrencisi olmuş. Hocanın garip mantığından korktuğu için de üç ay boyunca bütün herşeyi itiraz etmeden dinlemek zorunda kalmış. Derken son gün gelip çatmış. Adet olduğu üz’re hoca son gösterisini yaparak dönemi bitirecekmiş. Fakat, “Aranızda hala Tanrı’nın varlığına inanan varsa şu an ayağa kalsın” dediği anda sınıftaki 300 öğrenciden biri olan koyu hıristiyan genç ayağa kalkmış, “Yanlış yapıyosunuz sayın hocam. Ben bütün kalbimle Tanrı’nın varlığına inanıyorum” demiş. Zaten bu, hocanın da yıllardır beklediği anmış. Yumurta testi çok daha keyifli olacakmış böylelikle. Hemen cebinden yumurtayı çıkarmış, “İyi o zaman, hadi Tanrın bu yumurtayı kırılmaktan kurtarsın da görelim bakalım” diyerek yumurtayı yere doğru bırakmış.
Sınıftaki herkes nefesini tutmuş. Herşey ağır çekim gibiymiş. Yumurta yere doğru düşmüş düşmüş düşmüş ve yere çarpıp zıplamış, or’dan bi daha gerisin geri aynı hızla yere çarpmış ama KIRILMAMIŞ! Bunu gören felsefe profesörü ne yapacağını bilemeden, sararmış suratını öğrencilerden gizlemeye çalışıp sınıftan koşarak kaçmış. Kalan öğrenciler, “koyu katolik” gencin önderliğinde o gün ve o gece, sabaha kadar ilahiler söylemiş sınıfta.
Ancaaak, 20 yılın sonunda “mümin” bir öğrenci, profesörün nasıl bi kişiliğe sahip olduğunu duymuş olmasına rağmen felsefe dersi zorunlu olduğundan bu sınıfın öğrencisi olmuş. Hocanın garip mantığından korktuğu için de üç ay boyunca bütün herşeyi itiraz etmeden dinlemek zorunda kalmış. Derken son gün gelip çatmış. Adet olduğu üz’re hoca son gösterisini yaparak dönemi bitirecekmiş. Fakat, “Aranızda hala Tanrı’nın varlığına inanan varsa şu an ayağa kalsın” dediği anda sınıftaki 300 öğrenciden biri olan koyu hıristiyan genç ayağa kalkmış, “Yanlış yapıyosunuz sayın hocam. Ben bütün kalbimle Tanrı’nın varlığına inanıyorum” demiş. Zaten bu, hocanın da yıllardır beklediği anmış. Yumurta testi çok daha keyifli olacakmış böylelikle. Hemen cebinden yumurtayı çıkarmış, “İyi o zaman, hadi Tanrın bu yumurtayı kırılmaktan kurtarsın da görelim bakalım” diyerek yumurtayı yere doğru bırakmış.
Sınıftaki herkes nefesini tutmuş. Herşey ağır çekim gibiymiş. Yumurta yere doğru düşmüş düşmüş düşmüş ve yere çarpıp zıplamış, or’dan bi daha gerisin geri aynı hızla yere çarpmış ama KIRILMAMIŞ! Bunu gören felsefe profesörü ne yapacağını bilemeden, sararmış suratını öğrencilerden gizlemeye çalışıp sınıftan koşarak kaçmış. Kalan öğrenciler, “koyu katolik” gencin önderliğinde o gün ve o gece, sabaha kadar ilahiler söylemiş sınıfta.