Yola Titrek ve Ürkek Adımlarla Çıkılmaz

Elçibey

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
778
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
33
Konum
Sivas
Osman Pamukoğlu'nun Yeniçağ Gazetesi Yazarı Cazim Gürbüz'e Verdiği Röportaj - 3

"Tam bir siyasi irade ortaya konulursa, istihbarat adam gibi çalıştırılırsa ve eşkıyaya uygun
örgütlenmeyle mücadeleye girilirse, devletin terörü yok etmesi bir yılı almaz."


Efsane komutan Pamukoğlu, terörün üzerine kararlılıkla gidilmesi gerektiğini söyledi.

Bir zamanlar PKK'yı dize getiren efsane komutan Osman Pamukoğlu, terörle mücadelenin püf noktalarını anlatırken, "Bölgedeki PKK grupları oralarda her şeye hakim ve üstün durumdalar. Biz onları bulacağımıza onlar bizi buluyor" dedi. Pamukoğlu ile söyleşimize kaldığımız yerden devam ettik.

Silvan'da 13 şehit verdiğimiz son olayda, gerçekten de bir istihbarat, komuta, inisiyatif ve personel eğitimi zaafı var mı? Siz hep, askerlerinize "toprak biti gibi olacaksınız, varlığınız bilinecek ama sizi kimse göremeyecek" diyordunuz. Buna ordumuzda pek uyulmadığı gibi bir kanı ve algı oluşuyor, ne dersiniz?

Tam bir istihbarat garabeti

Silvan bir sonuç... Ötesine bakmak lazım. Silvan'da söylendiğine göre eylemi yapan grup 40-50 kişiden oluşuyor. Bu konuda sayı pek önemli olmamakla beraber, 20-30 kişi arasındaki bir askeri time özellikle de gündüz yapıldığı için 40-50 kişiyle saldırılması doğru gibi geliyor. Daha az sayıda olsalardı biliyorum buna cesaret edemezlerdi. Baskına uğrayan tim ve diğer timler ile baskından önce ayrı ayrı olsalar bile, baskın yeri ve saatinde bir noktada birleşen 40-50 PKK'lı da aynı bölgede. Bizim timin peşinde oldukları onları adım adım takip ettikleri belli. Gündüz gözüyle rahatlıkla kaçabileceklerine bile o derecede güvenliler. Bu şunu gösteriyor: Bölgedeki PKK grupları oralarda her şeye hakim ve üstün durumdalar. Burası Kuzey Irak'taki kamplar değil ki, daha güneydeki Irak topraklarına çekilsinler. Bu gruplar Nisan, Mayıs, Haziran aylarında da oralardaydılar. Başka türlü bölgeye bu derece hakim olamazlardı. Hangi taraftan bakarsanız bakın tam bir istihbarat garabeti. Biz onları bulacağımıza onlar bizi buluyor. PKK'nın elinde güçlü telsizler dışında teknoloji olarak klasik eski Sovyet üretimi silahlar var. Başka bir şey de yok. Bizde de olmayan yok. Peki ya sonuç?..

Genelde insanlarda yanlış bir kanı var: "Bu kadar yıllık tecrübe var." Bu laf skolastik mantığa uyan beş para etmez bir söz. Tecrübe, aynı şeyi yaşamış olsalar bile (ki herkes aynı yoğunlukta yaşamadı) onu yaşayan insanların kişilik ve zeka , düzeyleri kadardır.

Terörle mücadele ile teröristle mücadele arasında elbette fark var. Siz hep "coğrafya ve doğa teröristle mücadelede birçok kuralı zaten belirtiyor, onlar dün nerede yuvalanmışlarsa, gene orada olmak zorundalar. Mesele oraya gidebilmekte, giderseniz, o irade ve yürek varsa siz de, gider ve alırsınız" mealinde yaklaşımlar sergiliyorsunuz. Bu irade bugün yok mu? Özellikle şunu sormak istiyorum: Barzani'nin dediğini mi yapıyorlar şimdi başımızda bulunanlar? Yani "Kuzey Irak'a girmeyin, burası bizim topraklarımız, burada ne olursa olsun, sizi ilgilendirmez, terörist burada yuvalanmış olsa da sonuçta eylemi sizin topraklarınızda yapıyor, siz mücadeleyi orada yapın ve bu işi bitirebilirseniz orada bitirin." Barzani'nin arkasındaki gücün durumunu da belirterek cevap verirseniz çok memnun olurum.

Her şey var, yapacak adam yok

Bilerek ve bilmeyerek bazı kişiler "bu iş silahla çözülemez, başka seçenekler geliştirmek lazım" gibi sözler ediyorlar. Eğer işbirlikçi değillerse bu kişiler gerçekten bu mesele bağlamında sığ ve yavan beyine sahipler. Şu basit şeyi anlayıp kavrayamamakta ısrar ediyorlar. PKK siyasi bir örgüt. Bunun amacı derece derece Türkiye'den toprak kopararak burada bir devlet kurmak. Ama Türkiye'nin diğer bölgelerindeki nimetlerden de uzak kalmamak. Peki neye güveniyor? Anadolu ve Kuzey Irak'taki 5000 kişilik siyasi kadrolarına. Ne zaman ki siyasi taleplerini parça parça ileri sürdüğünde baktı ki olmuyor, hemen savaş ve şiddet tehdidine başlamıyor mu? Bu ne demek! Her şeyde tek dayanağı bu güç. Dağdakilerin varlığı onun en büyük yeteneği. Bölge insanını da bunlarla tehdit ve şantaj halinde tutuyor.

Sonuç: Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu gücü yok etmesi bir yılı almaz. Yeter ki tam bir siyasi irade ortaya konsun. İstihbarat adam gibi çalıştırılsın ve eşkıyaya uygun örgütlenmeyle mücadeleye girilsin. Bir şey eksik ya da noksan olur da hadi yapamadık dersiniz. İnsan para, silah, araç her şey var ama yapacak adam yok. İnsan kayıplarımız Kurtuluş Savaşı'ndaki kayıplardan fazla.(Kurtuluş Savaşı kayıplarımız 10 bin 500 şehittir.)

Kandil'de masa kuruyorlar

Dediğiniz gibi adamlar Kandil'de masalar kurup yiyecekler ikram ederek basın toplantıları düzenliyorlar. Bu gazeteciler aracılığıyla doğrudan veya dolaylı silahlı ve siyasi eylemler ileri sürerek kabadayılık yapıyorlar ve herkes de bakıyor. Barzani'nin toprağıymış, gidilemezmiş... Bu kamplara nasıl gidilmeli, kaçına gidilmeli, neyle gidilmeli orası da ayrı konular. Şubat 2008'de en yakın kamp olan Çukurca altındaki Zap (Shive) Kampına gidip de bir sürü saçma sapan beyanattan sonra ABD'nin üçüncü günkü talimatından sonra kaçarcasına geri çekilmek tam bir fiyaskodur. Şimdi gazeteciler soruyor o günkü genel kurmay başkanına: " Niye böyle acele ve ters yüz olup geri çekildik?" Cevap, ceddine rahmet okutacak düzeyde: "Çekilme çok zor bir iştir, bizi takip ederler, en çok zayiat o zaman verilir, onun için hızla döndük." Tanrım sen aklımızı muhafaza eyle. Hani o kamp yerle bir edilmişti, hani hepsi ya öldürülmüş ya da Kuzey Irak içlerine kaçmıştı? Şubat soğuğu ve derin karda mekap ayakkabılı PKK'lılar bizi takip edemeyeceklerine, üstelik sizin ifadenize göre hepsi yok edilmiş ve derinliklere kaçmış olduğuna göre, sizin peşinize Yecüc- Mecücler mi takılacaklar?

Artık "Bitirin şu PKK terörünü, temizleyin şu dağları" denmiyor. "Silahla çözüm olmaz, analar ağlamasın, bitirin artık şu terörü" deniyor. Halkın mücadele azmi böylece, PKK'nın orada üstün ve belirleyici güç olduğu algısı yerleştirilerek kırıldı mı artık? Bu ağız ve söylemle mücadele olur mu? Olursa nasıl olur? O bölgede görev yapan TSK mensuplarının moral ve motivasyonlarını etkiler mi, etkiliyor mu?

Kendilerini asker gibi hissetmeliler

Bu bilerek yürütülen planlı bir psikolojik hareket. Bilinç geliştirmek suretiyle Türk milletinin "Yeter artık, ne istiyorlarsa verilsin, bırakın mücadeleyi, verin kurtulun" denilecek noktaya getirmeyi amaçlıyorlar. Tabii bu sadece milleti değil mücadelede görev alan asker, polis tüm insanlarımızı da olumsuz etkiler. Biliyorsunuz, insan psikolojik bir varlıktır.

Bugünkü yasal mevzuatta, Türk Silahlı Kuvvetleri insan hakları ihlallerine yol açmadan terörle etkili mücadele yapabilirler mi? Sözgelimi, her operasyondan önce vali ve kaymakamdan yazılı onay almak nasıl bir etki yapar? Olağanüstü hal ya da sıkıyönetim gerekiyor mu? Terörist cesetleri bile artık o bölgede törenlerle defnedilir oldu, bu durum nasıl bir zaaf oluşturur?

Benim önerdiğim "Eşkıya Takip Kuvveti" kendi yasası dışında yeni bir yasa istemez. Olağanüstü hal ve sıkıyönetim dünyada demokrasinin öncüleri olan devletlerin anayasalarında da var. Şartlar daha da ağırlaşır ve vahim bir hal alırsa ki bugün öyle görünüyor bu tedbirleri istemeseler de almaya mecbur kalacaklar.

Basında çıktı, Başbakan, Genelkurmay Başkanını çağırıyor ve "Bizim PKK'yı kısa zamanda bitirebilecek gücümüz var mı? Buna evet diyebilir misiniz?" diye soruyor, o da "Hayır" diyor. Bunun üzerine "Kürt açılımı" nın düğmesine basılıyor. Bir Genelkurmay Başkanı nasıl böyle konuşur, bu doğru mu sizce? Komutanın savaş yüzü olmalı

Gerçekten söylendiyse ve bu söz doğruysa (Hayret, incir çekirdeğini doldurmayan sözlere bile balıklama dalan kişi ve kurumlardan en ufak bir tepki gelmiyor bu vahim ve kepazelik söze) o zat kimse, milletçe suratına tükürmek bile ona verilecek en basit ceza olur. Cazim Bey, bu meselede bizim durumumuz, biraz Ömer Hayyam'ın o dörtlüğüne benzedi:

"Ben gençliğimden beri her zaman
Çok şey dinledim hekimden, evliyadan;
Hangi konuda olursa olsun
Çıktım hep girdiğim kapıdan"

Hükümetin teröristlerle mücadele konusunda kafası hala karışık mı? Hükümetin ABD ile istihbarat paylaşımı ve teröristle mücadelede işbirliği söyleminin ardında ne var? Son aylarda "çuvalcı general" başta olmak üzere çok sayıda (bunların içinde CIA başkanları da var) üst düzey ABD yetkilisi gelip, bizim yetkililerce günlerce konuşuyorlar ve biz her geçen dize gelmiş bir pozisyona düşüyoruz. ABD'nin onayı olmadan bir şey yapılamayacağına askerlerde mi inanıyor artık?

Ben kimsenin bir şey bilmediğini sanmıyorum. Hala anlamadılarsa şaşarım. ABD'ye söylenecek tek söz var, Diyojen'in o ünlü sözü: "Gölge etme başka ihsan istemem". Hükümet ve ordu bu cesareti gösterebilsin yeter.
 
kendisi neden yapamdı ki bunu diye sormazlarmı adama
 
kendisi neden yapamdı ki bunu diye sormazlarmı adama


1993-95 yıllarında terörle mücadeleye bakarsan Pamukoğlu'na sitem etmeyi bırakır,gurur duyarsın.Terör sadece terörist mi? Ha sen illa Irak,İran,Yunanistan,Avrupadaki kampları ve dernekleri kapatsın,meclisteki partiyi bitirsin istiyorsan.O zaman da bu adamın partisi var,yetki ver.Terörün dağdakileriyle mücadeleyi kazandı,yerdekilerle de kazanmak için parti kurdu.Daha ne yapsın? Sen ne yapıyorsun?
 
Geri
Üst