Yoklugunun Son deminde

Jasmin

New member
Herkese kızgınım anne... sana... bana... dünyaya... şansıma...

Biliyorum sen benim için en iyisini istersin ve biliyorum ne pahasına olursa olsun benim mutlu olmam için her şeyini verirsin. Ama anne benim için en iyi olan ne gerçekten? Ben bilmiyorum sen nerden biliyorsun? En iyi eş kimdir anne? Ya en iyi iş? En iyi hayat?

Belki büyük şehirlerin birinde, büyük bir ofiste, büyük işler başarmak istiyorum anne... Belki de büyük buluşlar peşinde koşmak... Belki de büyük fırtınaların fotografını çekmek... Belki de sakin suların içinde küçük bir balık aramak... Belki de uçmak istiyorum anne, dağlara tırmanmak, vahşi hayvanların peşinde koşmak... Belki de hayat kurtarmak istiyorum anne... Hastanede, mahkemede, karakolda, savaşta... Belki de kitap yazmak istiyorum anne, senin benim komşunun hikayesini dökmek bembeyaz kağıtlar üzerine...

Bilmiyorum anne... Sen nerden biliyorsun?

Ama bırakamıyorum seni anne... Terkediyormuşum gibi geliyor... Suçlu hissediyorum...

Kanatlarımı indirdim, her gün bir tüy yoluyorum anne... Gidemeyim, gitmek istemeyim diye... Korkuyorum anne, gidersem beni affetmezsin diye... beni artık sevmezsin diye...

Ama şimdi kızgınım anne... Gittikçe sana öfkeleniyorum... Beni gerçekten sevseydi bırakırdı diyorum... Anlamıyorsun anne, senin uğruna ne büyük bir fedakarlık yaptığımı... görmüyorsun...
Ben özgürlüğümü verdim sana anne...

Ah niye kapıyı çarptığımı sorma, tavırlarımla uğraşma, saçıma başıma bakma, yemek yemiyorsam sebebi var anne, derslerimden zayıf almışım büyük iş... Hapisteyim yetmez mi? Senin için kendimden vazgeçtim anne...

Senden nefret etmek istemiyorum... ama kopamıyorum, tek başıma kalmak istemiyorum... korkuyorum anne... İçimden haykırmak geliyor...özgür kalmak istiyorum... ama gidemiyorum... kendimden nefret ediyorum...

Herkese kızgınım anne...sana...bana...dünyaya...şansıma...

Keşke bu kadar sevmesen beni... ama korkuyorum ya bu kadar sevmezsen beni...gitmek mi zor kalmak mı zor bilmiyorum anne... bir alacakaranlık kuşağında kayboldum kim olduğumu bilmiyorum...

Korkuyorum anne...
 

serselcuk

New member
Yüreğine sağlık jasmin
yazını okudum annem geldi aklıma
ben annemi özlemişim
 

Jasmin

New member
Şafak Türküsü
Beni burada arama
Arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne ağlama.
Kaç zamandır yüzün traşlı
Gözlerim şafak bekledim
Uzarken ellerim kulağım kirişte
Ölümü özledim anne.
Yaşamak isterseken delice
Ah.. verebilseydim keşke
Yüreği avcunda koşan herbir anneye
Tepeden tırnağa oğula
Ve kıza kesmiş
Bir ülkeye armağan
Düşlerimle sınırsız
Diretmişliğimle genç
Şaşkınlığımla çocuk devrederken sırdaşıma
Usulca acı verdi yanağımda tomurcuk
Pir Sultan'ı düşün anne, Şeyh Bedretinn'i
Börklüce'yi, Torlak Kemal'i
Insanları düşün anne
Düşün ki yüreğin sallansın
Düşün ki o an güzel günlere inanan
Mutlu bir Yusufcuk havalansın
Yani benim güzel annem
Ala şafağında ülkemin yıldız uçurmak varken
Oturup yıldızlar icinde kendi buruk kanımı içtim
Ne garip duygu şu ölmek
Öptüğüm kızlar geliyor aklıma
Bir açıklaması vardır elbet giderken dar ağacına
Geride masa üstünde boynu bükük
kaldı kağıt kalem.
Bağışlar beni güzel annem
Oğul tadında bir mektup yazamadım diye
Kızma bana.
Elleri değsin istemedim
Gözleri değsin istemedim
Ağlayıp kokluyacaktın
Belki bir ömür taşıyacaktın koynunda.
Yaşamak ağrısı asıldı boynumda
Oysa türkü tadında yaşamak isterdim
Ölmek ne garip şey anne
Bayram kartlarının tutsaklığından aşırıp bayramı
Sedef kakmalı bir kutu içinde
Vermek isterdim çocukların ellerine
Sonra, sonra benim güzel annem
Damdan düşer gibi vurulmak isterdim bir kıza
Gecenin kıyısında durmuşum
Kefenin cebi yok
Koynuma yıldız doldurmuşum
Koşun çocuklar koşun
Sabah üstüme üstüme geliyor
Kısacası güzel annem
Bir çiçeği düşünürken ürpermek yok
Gülmek umud etmek özlemek
Ya da mektup beklemek
Gözleri yatırıp ıraklara.
Ölmek ne garip anne
Artik duvarlari kanatırcasına tırnağımla
Şaşkin umutlu şiirler yazamıyacağım
Mutlak bir inançla gözlerimi tavana çakamıyacağım
Baba olamıyacağım örneğin
Toprak olmak ne garip şey anne.
Uçurumlar ki sende büyür
Dagdır ki sende göçer
Ben bayram derim çiçek derim
Çam diplerine açmış kanatlarını kozalak derim
Gül yanaklı çocuğa benzer
Yinede oğlunu yitirmek ne garip şey anne
Her kavgada ölen benim
Bayrak tutan çarpışan
Her kadın toprağı tırnaklıyarak
Doğurur beni
Özlem benim kavga benim aşk benim
Bekle beni anne.
Bir sabah çıkagelirim
Bir sabah anne bir sabah
Acını süpürmek için açtığında kapıyı
Adı başka sesi başka
Nice yaşıtım
Koynunda çiçekler
Çicekler içinde yeni bir ülke getirirler.
 

RomeoMAD

JusT B€
Safak türküsünü yazmasaydın ıyı olurdu,Cunku galıba Ahmet kaya soluyodu :mad::mad:

yınede emegıne saglık
 

serselcuk

New member
Şafak Türküsü idam cezasına çarptırılan bir mahkumun annesine yazdığı mektuptur arkadaşlar.Mektup yanlış hatırlamıyorsam 8 sayfadan ibaret
 

MAJESTE

Kadim Dost
valla Şafak türküsü hariç Perfectsin Jasmin ;) ama diğer gerçekten güzel olmuş emeğine sağlık
 

Jasmin

New member
bilmiorum ama ön yargılı olmasak iiyidi hani.... ahmet kayayı bende sevmem. ama anlamlı gelmiştiii. tamamını okusaydınız keşke...:(
neyse ahmet kayanın diilmiş işte
 

allmoon

New member
oy oy oy akıllara zarar bir yazı yaa.. tam da sorunlarım vardı üzerine cuk die oturdu bu yazı.. yüreğine sağlık jasmin..
 

RomeoMAD

JusT B€
jasmın safak türküsü ahmet kayanın sarkısı ayrıca,

onyargılı olmadım,olsam tsk etmem,sınırlenıp bagırı cagırırım :p:p

tekrar emegıne saglık
 

osiris_cemo

New member
Eline sağlık şafak türküsü neymiş öğrendik bölece :D
 

Jasmin

New member
Yüreğindeydim yüreğimin yangınıyla. Hayatımın son demindeyim belki son haykırışlarımla.. İçimdeki tarifsiz acıyı anlatma mümkün değil. Sensizliği sana anlatmak, imkansız…
Derin bir nefes alıyorum,kalbim yaşlandığını anlıyorum. Aslında sensiz hayatımda bile her şeyin sen olduğunu anlıyorum. Yemek yesem aklımda sen,uyusam,yürüsem… Yağmurda bile sen varsın. Hayatımın her deminde, bedenimin her hücresinde sen varsın. Atamıyorum seni içimden.. Söküp fırlatamıyorum bir kenara.
Gece yatağıma uzanıyorum… Korkuyorum yalnız yatmaktan. Gece lambasını yakıyorum ve sol yanıma bakamıyorum. Baktığım zaman yokluğun bir kez daha yakıyor içimi.. Sensizlik yine acıtıyor yüreğimi. Yorgana sarılıyorum ama senin tenin gibi kokmuyor. Uyuduğum uykuda sen hariç her şey var anlayacağın. Kabuslar,huzursuzluk… Bir sen yoksun,bir tek sen…
Artık yemek yemiyorum. Yediğim hiçbir yemek senin yaptıkların kadar lezzetli değil. Yaptığım hiçbir yemekten de zevk almıyorum. Eğlenceli gelmiyor artık bana. Yine yokluğunu hissediyorum. Bir kez daha yanıyorum yokluğunda…
“ Biz aşkı meleklerden çaldık..” diye bağırıyor dışarıdan biri. Senin olmayacağını bildiğim halde penceremden bakıyorum. Yoksun. Halbuki lisede biri öyle bağırsa bilirdim ki o sendin. En çok dinlediğimiz şarkıydı diyorum ve dinlemeye başlıyorum. Sadece hoş bir melodi doluyor kulaklarıma. Yine bulamıyorum seni.
İşten geldikten sonra evi toplu halde buluyorum. Her şey bıraktığım yerde. Bu ev aslında benim değil farkına varıyorum. İçinde yaşayan insanlar sana hiç benzemiyor. Odama kaçıyorum. Duvarlara bakıyorum çeşitli posterler asılı ama hani bizim geçen yaz çektirdiğimiz resim? Kitaplığıma yöneliyorum bunlar senin kitapların değil.
Derin bir nefes daha alıyorum, yaşlı kalbim ağrıyor. Gözlerimde yağmur bulutu ve bir efkar sigarası. Hani seninle de içerdik ya hani Sezen abla söylerdi biz dinlerdik. Sonra bizde eşlik ederdik ona.
Yokluğuna alışmak zor be Bebişim. Sensiz bir evde yaşamak çok zor. Sensiz bir ömür çürütmek bi o kadar acı. Yağmurun yağması bile anlamsız geliyor artık. Islanmak gelmiyor içimden sen olmadan. Gittiğinden beri iki kalp iki ruh taşıyorum bedenimde. Ağırlığında eziliyorum aşkın.


Jasmin


Ben o eski ben değilim,
Çok değiştim elde değil..
Ben o eski ben değilim,
Yüzüm gülse içim zehir..
Ayrılığın sürükleyip kıyılara vurdu beni,
Kaybedenler kumsalında her gün ağlıyorum..
Akan yıllar sürükleyip kıyılara vurdu beni ,
Kaybedenler kumsalında seni bekliyorum..
Esti rüzgarlar bir şiir oldun dudaklarımda,
Tarih olmuş şarkılarda hep seni söylüyorum...
Adı konmuş ayrılığın çok iyi biliyorum ,
Seni hala seviyorum!!!
Günü geçmiş bir sevdayız çok iyi biliyorum,
Senı hala seviyorum!!!
 

gamshe_Lee

New member
Gittiğinden beri iki kalp iki ruh taşıyorum bedenimde. Ağırlığında eziliyorum aşkın.



sen naptın yaa zaten zor toparladım kendimi öldürdü beni bunlar eline saglık be çok güselmişh :'(
 

Jasmin

New member



Bir gece vakti...
Normalde hiç adetim değilken, masamda bir fincan Türk kahvesi, bir bardak su; ışığını aydan, manzarasını koca bir şehirden alan balkonumda, telaşsız yudumluyorum kahvemi hem de bu saatte!

Bir yerlerden hafif bir müzik sesi geliyor, caddeden arada sırada geçen arabaların gürültüsü rahatsız etmiyor; ama bazen huzur, bazen tedirginlik veren bir sessizlik de yok gecede. Sıcak bunaltmıyor, gece gündüz kadar insafsız değil, pırıl pırıl bir gökyüzü ve hafif bir esinti var; serin serin yüzümü okşayan. Yine gözlerim yıldızlarda...

Şimdi mavi adaya demirlenmiş bir geminin üst katında, minderlere uzanıp alabildiğine yakın olmak vardı onlara. denizin ve karanlığın ortasında, yalnızca başını kaldırmakla ulaşabileceğin bambaşka bir dünya. Kederini boğan binlerce umut. Her biri bir şiir, her biri bir türkü; ezgiler yanık, dizeler ahenkli, hayat hiç olmadığı kadar güzel. "İşte Yaşamak!" dedirten binlerce ateşböceği; hummalı bir sevdayla yanıp, hasretle titreyen ve vuslatı düşleyen gökyüzünde.

Bir gece vakti ölmeliyim ben, mevsimlerden yaz olmalı!

Çöp kamyonları gittikten ve sarhoşlar bir yerlerde sızdıktan sonra gelmeli ecel!
Bahçeyi sulamayı bırakmış olmalı görevliler. Ay ışığı vurmalı yatağıma, tavanda annemin el emeği tül perdenin gölgesini görmeli, esintiyle oynaşını izlemeliyim! kalbimin atışlarını ve ateşböceklerinin sesini duyabileceğim kadar sessiz, yıldızları alabildiğine parlak gösterecek kadar karanlık olmalı ortalık; elektrik kesilmeli ben ölmeden az önce. Annemin bir yandan söylenip, bir yandan mum aramak için yerinden kalktığını, babamın, kardeşlerimin ve dostlarımın kim bilir kaçıncı uykusunda olduğunu düşünüp gülümsemiliyim!

Dünya gözüyle gördüğüm son manzara olmalı yıldızlar!
Baş ucumda olmamalı sevdiklerim; tanığı olmamalıyım ne dualarının, ne göz yaşlarının. Vedalar önceden edilmiş, öpücükler verilmiş olmalı son kez...
Hissetmeliyim son nefesin ciğerlerimden çıkışını, alabildiğine yavaş akmalı zaman, bilincim açık olmalı herşeyi düşünecek, her ayrıntıyı fark edecek kadar. Yıldızlar bakmalı gözlerime, ellerimden tutmalılar ki; aklımda bir dize, kulağımda yanık bir türkü, yüreğim yaşamaya hiç olmadığı kadar sevdalanmış olsun!

Bir gece vakti ölmeliyim ben, mevsimlerden yaz olmalı!

Gözlerim açık ve içinde binlerce umut varken gelmeli ecel. Yaşamımdan intikam alırcasına, koynumda yıldızlarla ölmeliyim, alabildiğine mutlu!











iyiyde bu konuları birleştirdiniz yer açtınızda hiç bi alaka yok kii. neysee
 

HTML

Üst