Herkese kızgınım anne... sana... bana... dünyaya... şansıma...
Biliyorum sen benim için en iyisini istersin ve biliyorum ne pahasına olursa olsun benim mutlu olmam için her şeyini verirsin. Ama anne benim için en iyi olan ne gerçekten? Ben bilmiyorum sen nerden biliyorsun? En iyi eş kimdir anne? Ya en iyi iş? En iyi hayat?
Belki büyük şehirlerin birinde, büyük bir ofiste, büyük işler başarmak istiyorum anne... Belki de büyük buluşlar peşinde koşmak... Belki de büyük fırtınaların fotografını çekmek... Belki de sakin suların içinde küçük bir balık aramak... Belki de uçmak istiyorum anne, dağlara tırmanmak, vahşi hayvanların peşinde koşmak... Belki de hayat kurtarmak istiyorum anne... Hastanede, mahkemede, karakolda, savaşta... Belki de kitap yazmak istiyorum anne, senin benim komşunun hikayesini dökmek bembeyaz kağıtlar üzerine...
Bilmiyorum anne... Sen nerden biliyorsun?
Ama bırakamıyorum seni anne... Terkediyormuşum gibi geliyor... Suçlu hissediyorum...
Kanatlarımı indirdim, her gün bir tüy yoluyorum anne... Gidemeyim, gitmek istemeyim diye... Korkuyorum anne, gidersem beni affetmezsin diye... beni artık sevmezsin diye...
Ama şimdi kızgınım anne... Gittikçe sana öfkeleniyorum... Beni gerçekten sevseydi bırakırdı diyorum... Anlamıyorsun anne, senin uğruna ne büyük bir fedakarlık yaptığımı... görmüyorsun...
Ben özgürlüğümü verdim sana anne...
Ah niye kapıyı çarptığımı sorma, tavırlarımla uğraşma, saçıma başıma bakma, yemek yemiyorsam sebebi var anne, derslerimden zayıf almışım büyük iş... Hapisteyim yetmez mi? Senin için kendimden vazgeçtim anne...
Senden nefret etmek istemiyorum... ama kopamıyorum, tek başıma kalmak istemiyorum... korkuyorum anne... İçimden haykırmak geliyor...özgür kalmak istiyorum... ama gidemiyorum... kendimden nefret ediyorum...
Herkese kızgınım anne...sana...bana...dünyaya...şansıma...
Keşke bu kadar sevmesen beni... ama korkuyorum ya bu kadar sevmezsen beni...gitmek mi zor kalmak mı zor bilmiyorum anne... bir alacakaranlık kuşağında kayboldum kim olduğumu bilmiyorum...
Korkuyorum anne...
Biliyorum sen benim için en iyisini istersin ve biliyorum ne pahasına olursa olsun benim mutlu olmam için her şeyini verirsin. Ama anne benim için en iyi olan ne gerçekten? Ben bilmiyorum sen nerden biliyorsun? En iyi eş kimdir anne? Ya en iyi iş? En iyi hayat?
Belki büyük şehirlerin birinde, büyük bir ofiste, büyük işler başarmak istiyorum anne... Belki de büyük buluşlar peşinde koşmak... Belki de büyük fırtınaların fotografını çekmek... Belki de sakin suların içinde küçük bir balık aramak... Belki de uçmak istiyorum anne, dağlara tırmanmak, vahşi hayvanların peşinde koşmak... Belki de hayat kurtarmak istiyorum anne... Hastanede, mahkemede, karakolda, savaşta... Belki de kitap yazmak istiyorum anne, senin benim komşunun hikayesini dökmek bembeyaz kağıtlar üzerine...
Bilmiyorum anne... Sen nerden biliyorsun?
Ama bırakamıyorum seni anne... Terkediyormuşum gibi geliyor... Suçlu hissediyorum...
Kanatlarımı indirdim, her gün bir tüy yoluyorum anne... Gidemeyim, gitmek istemeyim diye... Korkuyorum anne, gidersem beni affetmezsin diye... beni artık sevmezsin diye...
Ama şimdi kızgınım anne... Gittikçe sana öfkeleniyorum... Beni gerçekten sevseydi bırakırdı diyorum... Anlamıyorsun anne, senin uğruna ne büyük bir fedakarlık yaptığımı... görmüyorsun...
Ben özgürlüğümü verdim sana anne...
Ah niye kapıyı çarptığımı sorma, tavırlarımla uğraşma, saçıma başıma bakma, yemek yemiyorsam sebebi var anne, derslerimden zayıf almışım büyük iş... Hapisteyim yetmez mi? Senin için kendimden vazgeçtim anne...
Senden nefret etmek istemiyorum... ama kopamıyorum, tek başıma kalmak istemiyorum... korkuyorum anne... İçimden haykırmak geliyor...özgür kalmak istiyorum... ama gidemiyorum... kendimden nefret ediyorum...
Herkese kızgınım anne...sana...bana...dünyaya...şansıma...
Keşke bu kadar sevmesen beni... ama korkuyorum ya bu kadar sevmezsen beni...gitmek mi zor kalmak mı zor bilmiyorum anne... bir alacakaranlık kuşağında kayboldum kim olduğumu bilmiyorum...
Korkuyorum anne...