Yok yaw :)

hellsoon

New member
_=Emeğe Saygı Lütfen=_

TEŞEKKÜR ETMEK SİZDEN PAYLAŞIMLAR BİZDEN



Banu Alkan, eski arabasini satisa çikarmis. Araba piyasasi zaten durgun. 250 bin kilometredeki külüstüre tek talip bile çikmamis..Savas Ay'a yalvarmis yakarmis, "Bana yardim et, ne olur" diye

Dayananamis Savas, "Sanayide su adrese git. Orda Ahmet ustaya benim selamimi söyle.. O bu isleri bilir. Kilometre saatini 10 bin kilometreye ayarlar."

Banu gitmis Sanayi Çarsisi'na.. Ahmet Usta'yi bulmus. Al takke ver külah, anlasmislar. Ahmet Usta, saati 10 bine ayarlamis. Aradan bir hafta geçmis.. Savas Ay, rastlamis Banu'ya Akmerkez otoparkinda.. Bakmis ayni külüstürden iniyor. "Ne o hala satamadin mi?" diye sormus. "Deli misin sen?" diye cevap vermis Banu..

"Daha 10 bin kilometredeki arabami satar miyim ben?."

------------
Temel'in on ikinci oglunu da askere cagirmislar, ondan onceki on bir tanesi askerde öldügü icin Temel itiraz etmis,

- Soyleyin padisahiniza penum seyime guvenip saga sola savas acmasun

------------

Uc bayan ve uc erkek is icabi trenle bir seyahate cikmalari gerekir. Tren garina giderler. Uc bayan 3 bilet aldigi halde erkekler
tek bilet alir. Bayanlar bunun sebebini sorduklarinda erkekler "bekleyin ve gorun" derler.
Trene binerler ve tren hareket ettikten bir sure sonra uc erkek kalkip hep beraber trenin tuvaletine girerler. Biraz sonra konduktor
gelir ve uc bayandan uc bileti alir. Tuvaletin onunden gecerken kapiyi tiklatip,
"bilet lutfen," der. Kapi acilir ve bir el bileti uzatir. Bayanlar bunu gorurler. Taktigi kapmislardir. Donus yolculugu icin yine gara
giderler. Bayanlar bu sefer tek bilet almislardir. Erkekler ise hic bilet almaz. Bayanlar yine sasirip sebebini sorduklarinda Erkekler
yine bekleyip gormelerini soylerler. Bir sure sonra yolculuk baslar. Once bayanlar kalkip tuvalete girer. Ardindan da erkekler
karsisindaki tuvalete. Konduktorun gelmesine yakin bir erkek cikip karsi kapiyi tiklar ve
"bilet lutfen," der.
Acilan kapidan bir el bileti uzatir. Bileti alan erkek diger tuvalete geri girer!..
 

hellsoon

New member
Bu fıkralar gerçekten de yaşanmış olsa acaba tanımak istermiydik o insanları :)

_=Emeğe Saygı Lütfen=_

TEŞEKKÜR ETMEK SİZDEN PAYLAŞIMLAR BİZDEN

New York`tan Los Angeles`e giden ucakta cingoz bir avukat ile sarisin aptal gorunuslu bir hanim yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanimla yakinlasmak hem de hosca vakit gecirmek icin bir oyun teklif ediyor. Kabul gorunce oyunu anlatiyor:
-Size bir soru soracagim, cevabi bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksiniz bilemezsem ben size 50 dolar verecegim.
Ve ilk soruyu soruyor:
-Ay ile dunya arasindaki uzaklik ne kadardir?
Kadin tek soz soylemeden cantasindan 5 dolar cikarip adama uzatmis.
Soru sorma sirasi sarisina gelmis:
-Tepeye 3 ayakla tirmanip 4 ayakla asagi inen sey nedir?
Adam dakikalarca dusunmus... Yaniti bulamamis... Cuzdanindan 50 dolar cikarip kadina uzatmis. Kadin parayi kibarca alip cantasina koyarken avukat merakla sormus:
-Cevap ne?
Kadin tek kelime etmeden cantasini acmis ve 5 dolar cikarip adama uzatmis...

-*-*-*-*-*-*-*-*-*

GERÇEKLER ACIDIR...

Günün birinde üç adam ormanda yürürlerken karşılarına büyük ve vahşi bir

nehir çıktı. Ama nehrin karşı kıyısına mutlaka geçmeleri gerekiyordu.

Peki bunu nasıl başaracaklardı? Birinci adam, dizlerinin üstüne çöktü ve

Tanrıya dua etti: "Tanrım, lütfen nehrin karşı kıyısına geçebilmem için

bana güç ver!"

Pppppfffffuuuuuffffff....

Tanrı ona uzun kollar ve güçlü bacaklar verdi. Böylece nehrin karşı

kıyısına geçebildi. Ancak bunun için 2 saat boyunca dalgalarla boğuştu ve

neredeyse 3-4 kez boğulma tehlikesi geçirdi. Ama başarmıştı!!!!

Bunu gören ikinci adam da Tanrıya dua etti: "Tanrım lütfen nehrin karşı

kıyısına geçebilmem için bana güç ve gerekli aracı ver!"

Pppppfffffuuuufffff.......

Tanrı ona bir tekne verdi ve o da nehrin karşı kıyısına geçmeyi başardı,

ancak birkaç kez teknenin alabora olma tehlikesiyle karşılaştı... Tüm bu

olan bitenleri izleyen üçüncü adam, dizlerinin üstüne çöktü ve Tanrıya

yalvardı: "Tanrım, lütfen nehrin karşı kıyısına geçebilmem için bana güç,

araç ve zekayı ver!"

Ppppppfffffuuuuffff.....

Tanrı adamı bir kadına dönüştürdü... Kadın haritaya baktı.... Nehrin biraz

yukarısına doğru yürüdü ve köprüden karşıya geçti....

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Temel Nato'da havacı olarak askerliğini yapıyormuş. Komutan askerlere
paraşütten nasıl atlanacağını öğretmiş.
- "Uçaktan atlayınca birinci ipi çekeceksiniz. Paraşüt açılmaz ise
ikinci ipi çekeceksiniz. Yine açılmadı, o zaman Meryem Ana'ya dua
edeceksiniz."
Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker paraşüt açılmaz,
ikinci ipi çeker yine açılmaz. O sırada yere yavaş yavaş süzülen
komutanının yanından geçerken sorar:
- "Komutanım, komutanım.. o karının adı neydi ?"

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Bir adam ucagiyla Afrika'nin uzerinde gezerken birden ucagi arizalanir ve ormanlik bir alana duser.Adam ne yapayim ne yapayim
diye dusunurken birden bir Afrika kabilesinin ona dogru yaklastigini gorur.Adam icinden "Iste simdi boku yedik" der.O anda
dusuncesinde Nur yuzlu dedenin sesini duyar.- Hayir evladim boku yemedin.- Peki ne yapmam gerek.- Suradaki mizragi goruyor
musun?- Evet.- Al onu ondeki renkli giysili adamin tam kalbine batir.Adam mizragi alir ve adamin tam kalbine batirir.- Evladim iste
simdi boku yedin.

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

İdam cezalarında mahkum istediği ölüm tarzını seçebiliyormuş. Temel, AIDS ile ölmek istediğini belirtmiş. Şırıngayla HIV virüsü zerkedip sonra salıvermişler. Temel sevinç icindeymiş.
-Aldattum onları, diyormuş. Kurtuldum sayılır. Şırınga yapılırken prezervatif kullandum.

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Yan yana iki villannın ilkokul birinci sınıfa giden biri kız, diğeri erkek iki çocuğu, kendi aralarında konuşuyorlardı :
-Büyüyünce benimle evlenirmisin?
-Hayır evlenmem!Bizim ailede akrabalar hep kendi aralarında evleniyorlar.Baksana, annem babamla evli, büyükannem, büyükbabamla ...Teyzemle eniştemle!...
 

hellsoon

New member
Koyacak başlık bulamıyorum artık :)

_=Emeğe Saygı Lütfen=_

TEŞEKKÜR ETMEK SİZDEN PAYLAŞIMLAR BİZDEN


Allah bakmis ki her gelen cennete giriyor ve de artik kapasitesi dolmak üzere, meleklerini yanina çagirip, cennete girmeye hak kazananlarin ölüm hikayelerini dinleyin mantikli ve hakli bulduklarinizi içeri alin gerisini gonderin demis.
Cennetin kapisi ilk çalista bir adam görmüsler melekler karsilarinda. Anlat bakalim hikayen nedir demisler. Adam da - Ben Amerika da bir apartmanin 25. katinda oturuyorum demis, bir gün eve geldigimde karimi çirilçiplak yatakta gördüm ve beni aldattigini düsünerek hemen ortaligi aramaya basladim, karim da bir yandan arkamdan yapma nolur falan demekte, fakat hiçbir yerde adami bulamadim, en sonunda gözüm balkon demirine takildi, orada bir adamin demirlere tutunarak asagi sarktigini gördüm, hemen kosup parmaklarini ittiriverdim, adam asagi düstü,dallara falan çarpti sirtüstü yere yapisti fakat ölmedi. Ben de Buzdolabini adamin üstüne attim ve adam öldü, bende sevincimden kalp krizi geçirip öldüm demis.
Melekler bunun üzerine geç bakalim demisler, daha sonra cennetin kapisi tekrar alinmis, ikinci adam ayni soru sorulunca - Ben Amerika da bir apartmanin 26. katinda oturuyorum demis. Balkona çikip hava aliyordum dengemi kaybedip asagi düstüm tam bu anda 25. katin parmakliklarini yakalayabildim fakat manyagin biri önce beni asagi atti sonra da üzerime buzdolabi firlatti ve ben de öldüm demis.
Melekler bu adam da masum diyerek geç bakalim demisler.Cennetin kapisi üçüncü kere çaldiginda içeri Bill Clinton girmis, melekler onu görünce sasirmislar ve burada ne isi oldugunu sormuslar, Bill Clinton
- Simdi hikayem söyle, ben cirilçiplak bir buzdolabinin içindeydim...

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Kayseri"nin bir koyunde imece yontemiyle yol yapiliyor. Bunun icin de esekten yararlaniliyor: Esek hangi yolu izlerse, orasi
genisletip araba yoluna donusturuluyor.... Koye gelmis olan Amerikali Baris Gonullusu ne olup bittigini kavrayamadigi icin sorar:
- Ne yapiyorsunuz boyle?
- Yol yapiyoruz.
- Bu esek ne icin?
- O, yolun muhendizi. Yola uygun gecenegi o gosterir.
Baris Gonullusu katila katila guler:
- Ya esek bulamasaydiniz?
- Iste o zaman Amerika"dan muhendiz getirirdik!

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Bir Amerikali, bir Ingiliz ve bir Irakli kahvede oturmus cay iciyorlar.
Amerikali cayini bitirince bardagi havaya firlatmis, silahini cikarip
bardaga ates edip parcalamis:
- "Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere
cay icmeyiz" demiş.

Ingiliz de bunun üzerine cayini bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates
ederek bardagi parçalamis:
- "Bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam icin o kadar cok kumsal
vardir ki, ayni bardakla iki kere cay içmeyiz" demiş.

Bunun üzerine Irakli da çayini bitirmis, bardagi havaya firlatmis,
silahini çekip Amerikali ve Ingilizi vurup öldürmüs: -"Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar cok var ki, biz ayni
adamlarla oturup iki kere cay icmeyiz... demiş.

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar.Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar :
-Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim.
Delikanlının gözleri parlar.
-Göster canım göster.
Kız eliyle uzak bir yeri göstererek :
-Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun üçüncü katı...

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Bir gun profesorlerin aklina rahatsiz edici bir soru takilmis. Esleriyle olan cinsel hayatlari acaba bir zevk mi, yoksa angarya mi?
Dusunmusler, aralarinda tartismislar ama bir sonuca varamamislar.
Iclerinden biri "Docentlere danisalim, bakalim onlar ne dusunuyor
bu konuda?" demis. Gidip sormuslar. Docentler dusunmus ve "Siz bilirsiniz hocam" demisler proflara.

Proflar icin bu soru karin agrisi olmus. Gidip yardimci doc.lara
basvurmusar, onlar da bir sure dusunup "Siz daha iyi bilirsiniz hocam" demisler.

Proflar bir cevap bulamamanin sikintisi icinde bir de asistanlara soralim demisler. Neyse utana sikila sormuslar. "Sizce bizim eslerimizle olan cinsel hayatimiz bir zevk midir, yoksa angarya
mi?"

Asistanlar hep bir agizdan "ZEVKtir" diye bagirmislar. Proflar merak etmisler nasil bu kadar emin ve cabuk cevap verebildiklerini.

Asistanlar hep bir agizdan cevaplamislar:

"Angarya olsaydi bize yaptirirdiniz"

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Yaşlı adam, doktora derdini anlatıyor:
- Birinci normal. İkincide de idare ediyorum. Üçüncüde dizlerim kesiliyor. Dördüncü ölüm gibi bir şey...
- Olur mu o kadar, diye sözünü kesti doktor. Birden fazlası çok zararlı sizin için.
- Ne yapabilirim ki, doktor bey? Asansör olsa, bunlar olmaz. Ama beşinci kattaki daireme merdivenden çıkmak zorundayım.

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Afrika'da aslan avına çıkmak için akşamı bekliyorlardı. İki gencin bir gece önce avlanamadan döndüklerini işiten yaşlı avcı:
- Size bu avın püf noktasını öğreteyim. Korunaklı bir yere gizlendikten sonra, geceyarısını bekleyeceksiniz. Ortalık zifiri karanlık olunca, iki fosforlu göz belirir karşınızda. O iki gözün tam ortasına nişan alacaksınız.
Gençlerden biri gülümsedi:
- O eskidendi, usta. Artık aslanlar da bu yöntemi öğrenmişler. İkişer ikişer dolaşıp birer gözlerini kapıyorlar!

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

NASA uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel 3 aylık ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmışlar. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'e siki sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak ilk işi olmuş. Maymunun görevleri : "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak. Her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak. Füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek. Yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken okumaktan sıkılan Temel kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Birinci sınıf öğrencisi okuldan dönünce annesine :
-Bugün öğretmen bize atlardan söz etti.Ama ben atın ne olduğunu hala anlayamadım, dedi.
-Neden?diye sordu annesi.
-Öğretmen `Atın yavrusuna tay, dişisine kısrak, erkeğine aygır derler,
-Bunda anlaşılmayacak ne var çocuğum?
-Peki anneciğim, ne zaman ata at diyorlar?

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Uc adam barda icki icerken sarhos biri sendeleyerek yaklasir ve
ortalarindakine "Senin anan sehrin en iyi duzuseni" diye bagirir.

Herkes kavga cikacagini umarken adam aldirmaz,sarhossa amacsizca
uzak barin kosesine kadar kadar sendeleyerek gider oturur.

10 dakika sonra sarhos geri gelir ve ayni kisiyi gostererek "simdi
anani hallettim ve cok tatliydi" der.

Gene ayni kisi tahrik olmayi reddeder ve sarhos yerine geri doner.

10 dakika sonra geri doner ve bagirir "senin anani nerdeyse ben.."
sonunda adam sozunu keser,

"eve git baba, sen sarhossun "

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Cephedeki İzlandalıya karısından gelen mektupta şunlar yazılıydı:
"Erkeklerin hepsi askere alındı, yardım edecek tek kişi kalmadı. Bu yıl bahçeyi benim bellemem gerekiyor."
İzlandalı hemen cevap yazdı:
"Sakın bahçeyi kazma. Silahların hepsi orada gömülü."
Mektup askeri makamlarca okundu. Bir manga er gelip bahçenin her yerini kazarak silah aradı. Eli boş döndüler...
Cephedeki İzlandalı, ikinci mektubunda şöyle dedi:
" Bahçenin iyice bellenmiş olduğunu sanıyorum. Artık sebzeleri ekebilirsin
."
 

hellsoon

New member
Ya bunlara ne dersiniz!!!

_=Emeğe Saygı Lütfen=_

TEŞEKKÜR ETMEK SİZDEN PAYLAŞIMLAR BİZDEN


Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç
sevdirememişti.Ne yapsa makbule geçmiyor,
basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.Nihayet :
-Öyle bir şey yapayım ki,gazeteciler mat olsun, diye
düşündü ve ilan etti :
-Pazar günü saat 10`da bakan denizin üzerinden
yürüyerek geçeceğim.
Pazar sabahı saat 10`da tüm basın mensupları
toplandılar orada.Bakan geldi ve elinde bastonuyla
denizin üzerinde yürümeye başladı.Karşı kıyıya kadar
da yürüdü geçti.Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :
-Bakan yüzme bilmiyor!


-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Adam kizina Barbie almak ister ve bir oyuncakciya girer.
- "Vitrindeki Barbie bebek kac para ?" diye sorar.
Satici
- "Hangisi beyim ?" ve devam eder:
- "Barbie spora gidiyor 19.95 usd,
Barbie alisverisde 19.95 usd
Barbie discoda 19.95 usd
Barbie plajda 19.95 usd
Barbie bosandi 265 usd."
, Adam sasirir.
- "Neden hepsi 19.95 de, bosanmis olan 265 usd ?"
Satici cevaplar:
- "Cok basit bosanmis Barbie ile birlikte; Ken'in evini,
arabasini, mobilyalarini da aliyorsunuz."

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Barda uzun süre tek başına içki içen adam bir süre sonra barmene "Biliyor musun, ben sol gözümü ısırabilirim" demiş Doğal olarak barmen buna inanmamış. 1,000,000 Lirasına iddiaya girmişler. Adam, takma olan sol gözünü çıkarmış; ısırmış ve barmenin hayret dolu bakışları arasında parayı cebine atmış. Bir kaç kadeh daha içtikten sonra adam gene barmene dönmüş ve "Biliyor musun" demiş; "ben sağ gözümü de ısırırım!" Adamın tavırlarından kör olmadığını; dolayısıyla öbür gözünün de takma olamayacağını düşünen barmen, parasını kurtarabilmek umuduyla hemen 1,000,000 sına iddiaya girmiş. Adam sakin sakin takma dişlerini çıkarıp sağlam olan sağ gözünü de ısırmış. Aradan bir kaç saat geçince, müşteri barmene "İki milyonunu kurtarmak için sana bir fırsat vermek istiyorum" demiş. "İki milyonuna iddiaya girerim ki bu oturduğum yerden taaa öbür köşeye yerleştireceğin bir bira şişesinin içine, bir damla bile etrafa sıçratmadan işeyebilirim." Barmen uzun uzun bu işin altında nasıl bir üç kağıt olabileceğini düşünmüş; bulamamış ve iddiayı kabul etmiş. Salonun en uzak köşesine bir şişe yerleştirmişler ve adam işemeye başlamış. Değil etrafa bir damla damlatmamak; ortalığı tam anlamıyla berbat etmiş. Barmen paralını kurtarmanın sevinciyle olduğu yerde zıplamaya başlamış. Biraz sakinleşince adama dönüp "Kesinlikle kaybedeceğini bile bile neden böyle bir iddiaya girdin?" diye sormuş. "Kaybettiğimi de nerden çıkardınız?" demiş adam; "Şu karşı masada oturan iki asık suratlı adamı görüyor musunuz? İşte onlarla ""barın orta yerine işerim, barmen de sevinçten zıplar"" diye 5'er milyon lirasına iddiaya girdim".

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

80 yasinda bir adam doktora gider.doktor adamin sagligini sordugunda adam "harika,18 yasinda bir karim var ve benden hamile" der.

Doktor birkaç dakika düsündükten sonra adama döner ve "sana bir hikaye anlatacagim" der.

"avlanmaktan çok hoslanan bir adam varmis.her gün tüfegini alarak ava gidermis. fakat bir gün dalginlikla tüfek yerine semsiyesini almis. ormana gitmis. agaçlarin arasinda yürürken karsida bir geyik görmüs. hemen semsiyeyi çikarmis ve nisan almis ve....pat....geyik yere yigilmis."

adam sasirmis ve doktora dönerek

"olamaz......baska birisi vurmus olmali" demis.

Doktor

"Kesinlikle !"

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Başçavuş, karargahtaki erlerin teftişiyle meşguldür, aniden üçüncü katın penceresinde hava almakta olan bir çift iri kalça gözüne çarpar.Merdivenleri dörder dörder çıkar, hışımla odanın kapısını açar ve bağırır :
-Hangi sersem kıçını pencereye çıkardı!
-Ben başçavuşum, der genç bir asker.Hava o kadar sıcaktı ki...
-Ulan eşşoğlueşşek, ya general yoldan geçseydi.N`pardın?
-Ama geçti başçavuşum.
-Peki , bir şey demedi mi ulan!
-Dedi, başçavuşum, günaydın Başçavuşum, dedi.

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

6-0 biten Galatasaray Fenerbahçe maçından sonra galatasaray'lı arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bir cafe ye gider. Cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve :
-Naber Arif, der.
Bunun üzerine Arif delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır Arifin yanına yine
-naber Arif.
3. gün Arif cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine:
- Naber Arif.
Arif dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.
Yaşlı teyze :
- Olum ben Bülent len.


-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Günün birinde Bill Clinton, Fidel Castro ve Bill Gates kendilerini tanrinin yaninda bulmuslar. Tanri bunlara dönmüs " Sizi buraya çagirdim çünkü 2000 yilinda kiyametin kopacagini cemaatlerinize haber vermenizi istiyorum" demis. Daha ne oldugunu anlayamadan bi de bakmislar ki evlerindeler... Clinton, hemen ülkenin bütün televizyonlarina haber vermis ve canli yayina çikmis. " Sayin vatandaslarim, size bir iyi bir de kötü haberim var. Iyi olani, In god we trust harbi harbi var. Yani bunca zaman bosuna inanmadiniz. Kötü olan ise 2000 yilinda kiyamet kopacak..."

Kastro'da bos durmamis hemen insanlarinin karsisina geçmis.

"Yoldaslar üzgünüm ama size iki kötü haberim var. Birincisi, bunca zaman kendimizi kandirmisiz, tanri gerçekten de varmis! Ikincisi ise daha kötü, daha tanriya inanamadan hepimiz ölecegiz, çünkü 2000 yilinda kiyamet kopuyor."

Bu arada Gates'de bütün kurmaylarini toplamis havadis veriyor. "Baylar size iki iyi haberim var. Birincisi, tanri beni dünyanin en önemli üç kisisinden biri olarak görüyor. Ikincisi ise artik "2000 yili" problemini çözmemize gerek kalmadi..."

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Bir adam tanrinin dogasini anlamak istiyormus ve ona sormus:
"Tanrim, 1 milyon yil senin icin ne kadar bir suredir?"
Tanri soyle cevaplamis:
"1 milyon yil benim icin 1 dakika kadardir."
Adam sormaya devam etmis:
"Peki,tanrim 1 milyon dolar senin icin ne kadardir?"
Tanri cevaplamis:
"1 milyon dolar benim icin 1 pennydir."
Adam dayanamamis, "Tanrim bana bir penny verir misin?" demis.
Tanridan soyle bir cevap gelmis:
"1 dakika."

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Seksoloji profösörü, konuşmasının sonunu şöyle bağladı :
-Gördüğünüz gibi, insanların duydukları cinsel istek herkeste aynı şiddette ve aynı zamanlarda olmuyor.Örneğin kimi kişiler bu isteği her gün duyuyorlar.İçinizde bu durumda olanlar elini kaldırsın lütfen.
Hemen hemen salonun yarısı elini kaldırdı.
-Güzel, dedi profesör.Görüyorum ki çoğunluk bu gruptan.Bazıları ise gün aşırı cinsel birleşme isteği duyarlar.
Yine epeyce el havaya kalktı.
-Bazıları, artık iyice yaşlanmış olanlarımız ayda bir cinsel istek duyarlar...
Sekiz el kalktı havaya.
-Artık bu isteğin bitmek üzere olduğunu duyanlar senede bir heyecanlanırlar, diye devam etti sözlerine profesör...Ama nedir bu haliniz, telaşınız kuzum?...
El sallayan adam, gözlerinin içi sevinçten gülerek seslendi :
-Bugün, bugün!...

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Üç yaşlı dost, gazinoda eski günleri anarak söyleşiyorlardı. İçlerinden biri:
- Uzağı göremiyorum artık, diye dertlendi. Dans eden şu güzelleri seçemiyorum.
İkincisi:
- Ben de müziği duyamıyorum. Oysa ne çok severdim...
En yaşlıları atıldı:
- Bir de bana sorun yaşlılığı. Geçenlerde yirmi yaşındaki metresimi sevip okşadıktan sonra yatağa götürmeye çalıştım. Ne dese beğenirsiniz? "Daha yarım saat önce sevişmedik mi, bunak sevgilim" deyiverdi.

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

Eve geç saatte zilzurna sarhoş gelen Temel, yatmadan önce tuvalete gider.Daha sonra yatak odasının ışığını yakar kapıya dayanır.Gözleri kamaşarak uyanan Fadime`ye :
-Ula kari der, sana helal olsun.Sen Trabizon`un en iyi karisusun.
İltifata alışık olmayan Fadime :
-Ne oldi herif nereden icabetti bu laflar?
-Daha ne olsun.Biraz önce tuvalete su dökmeye gittum.Tuvaletin kapisuni ne güzel yaptirmişsun öyle, kapiyi açunca elekturuk kendiluğundan yanayi, deyince, Fadime yataktan fırlar ;
-Ula herif sen buzdolabuna işedun ya!
 

HTML

Üst