Yobazlık Sınır Tanımaz

64general1

New member
HH Üyesi
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
'Uçağı kıbleye çevirin, namaz kılacağım'
Vahide YANIK DHA

ALMANYA'dan Türkiye'ye seyahat eden bazı yolcuların uçakta namaz kılmak istedikleri, bunun için de hostesten pilotun uçağın yönünü kıbleye çevirmesini istedikleri iddia edildi. Hosteslerin en çok karşılaştığı sorulardan birinin de kıblenin yönü ile ilgili olduğu belirtildi.
Uçuş harekat uzmanlarının kurduğu Dispeçerler Derneği (ACDA) Yönetim Kurulu üyesi Çağatay Uysal, uçuş sırasında kabin ekibinin yolcuların farklı talepleriyle karşılaştığını söyledi. Bunlardan en ilgincinin yolcuların, uçağın yönünün kıbleye çevrilmesi olduğunu kaydeden Uysal, şöyle devam etti:
“Bazı yolcular, namaz kılmak için hostesten, pilota uçağın yönünü kıbleye çevirmesini söylemesini istiyor. Bazı yolcular ise kıblenin ne tarafta olduğunu soruyor. Bu tabii ki mümkün değil. Hostesler ise genellikle ‘kıble kalbimizde’ diye yanıt veriyor. Bu sorular daha çok, Almanya'nın Köln, Düsseldorf, Hollanda'nın başkenti Amsterdam ve Avusturya'dan Türkiye'ye seyahat eden yolculardan geliyor.'' Uysal, genellikle namaz saatleri yaklaşınca bu soruların geldiğini belirterek, “Uçakta namaz kılmak isteyen yolcular kıbleye dönüp namaz kılmak istiyor, ama bunu saptamak mümkün değil. ‘Kıble ne tarafta’ diye soran yolcuya, ‘Kıble içimizde’ diyoruz. Kıbleyi soran ya da uçağın yönünü kıbleye çevirmek isteyen yolculara yardımcı olamıyoruz'' diye konuştu.

Apronda namaza inceleme


DİNÇER ŞEREF / Milliyet

İstanbul Atatürk Havalimanı'nın apronunda çarşaflı ve sarıklı bir çiftin namaz kıldığının ortaya çıkması üzerine İstanbul Valiliği inceleme başlattı. Vali Yardımcısı M. Ali Ulutaş, ihmali olanlar hakkında soruşturma başlatılacağını söyledi.
Atatürk Havalimanı'nda geçtiğimiz perşembe akşamı İzmir'e gidecek uçağın rötar yapması üzerine sarıklı cüppeli bir erkek ile çarşaflı bir kadın apronda namaza durdu. Hiçbir engellemeyle karşılaşmayan çiftin namaz kılma anı uçağın yolcularından biri tarafından görüntülendi. Çiftin THY'nin 338 sefer sayılı uçağıyla İzmir'e gittiği öğrenildi. Görüntünün basına yansımasının ardından havalimanından sorumlu İstanbul Vali Yardımcısı M. Ali Ulutaş olayla ilgili olarak inceleme başlatıldığını belirtti.
Ulutaş, ihmali belirlenen görevliler hakkında soruşturma açılacağını kaydetti. Atatürk Havalimanı apronunda deve kesilmesi tartışma yaratmış, yine apronda Irak'tan gelen Azmar Havayolları'na ait uçağın pilotları namaz kılmıştı.
 
yine moral bozucu bir haber. Gerici hareket nasılsa eline dizginleri geçirdi.
 
güncele taşınmıştır..
 
Suudi koca, TV’de erkeğe bakıyor diye karısını boşadı


Kasım CİNDEMİR/WASHINGTON

Suudi Arabistanlı bir adam, televizyon seyreden karısını "ekranda bir erkek bulunduğu" gerekçesiye boşadı.

El Şams Gazetesi’ne göre Suudi koca, TV ekranında olmasına rağmen karısının tanımadığı bir erkek sunucuyla "odada yalnız kalmasını" affetmedi. Adam, karısının bu davranışını "ahlaksız bir eylem" olarak niteledi. Suudi Arabistan’da, bir kadının "tanımadığı" bir erkek ile aynı ortamlarda bulunması (erkek televizyon ekranında olsa bile) boşanmak için gerekçe olabiliyor. Boşanmak için ise erkeğin sözü yeterli oluyor.
 
merak ettim de koca gün bunLarı nasıL birbiri iLe birLeştirir
bağdaştırır da burda insanLara kendimizi kepaze ederiz diye mi uğraşırsınız?
bunun saçmaLık oLduğunu yedi düveL biLirken
siz haLen yobazLığın şimdi de moda geri hareketin peşindesiniz
zamanınızı daha yararLı işLere harcayın bence
ömür sandığınız kadar uzun değiL :)
 
apronda namaz olayi oyle cok abartilicak bisey degil tek hata bildigim kadariyla ozel bir mescit bolumu var limanda,bunu kullanmayip acik alanin kullanilmis olmasi...suudi kocaya gelince evet abartili bir durum...da asil merak ettigim biz niye millet olarak hep assagilayacak kucumseyecek biseyler arariz insanlar olsun medyamiz olsun vs sonra da bunlar uzerine uzun dem vururuz iste bunu anlamiyorum,bunun icin firsat kolluyoruz nerdeyse,liseli genclerimiz uluslar arasi bilim yarismalarinda dereceler elde ediyor universitelerimizin dunya capinda takip edilen arastirmalari var [gunes arabalari,kesfettigimiz yeni canli(yilan turleri,bakteri turleri)] ne biliyim uzerinde cok durulmasi gereken bi suru ilgileinmesi gereken calismalarimiz,bunlarin disinda onemle egilip yaratici sekilde cozmeye calistigimiz bi dunya ciddi sorunarimiz varken bu enkaz edebiyeti cabalari neden bi turlu cozemiyorum,tv yi acip bakin neredeyse tv olayinin yarisi assagilama yarisinda kisileri kurumlari siyasetciler unluleri vs...gittikce daha hastalikli bir toplum haline geliyoruz herhalde...

[konuyu acan arkadas bunlarin hepsini sana itham olarak yazmadim ama konundan aklima geldi soyledim dusuncelerimi]
 
Yapılan haraketler dogru veya yanlış ona bi yorum yapmıcam ama inanan insana dindar insana yobaz dersen orda dur derim, sırf bir insana inanıyor veya dininin gereklerini yerine getiriyor diye yobaz diyenler ya aptaldır yada cahil...

Söz meclisden dışarı üstüne kimse alınmasın
 
Yobazlıkla,Dindarlık arasındaki farkı anlayamayan aymazlara ithaf olunur.
Oruç tutmayan gençlere dayak iddiası

Ümit TÜRK/İSTANBUL, (DHA)


KAĞITHANE'de üniversite öğrencisi 22 yaşındaki Güney Minik ile yeğeni 17 yaşındaki Coşkun Minik, iddiayla göre gittikleri bir internet kafede sigara içtikleri için çevredekiler tarafından ramazan ayında sigara içerek saygısızlık ettikleri iddiasıyla dövülerek hastanelik edildi.
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'ne bağlı Bartın'daki Mobilya ve Dekorasyon Bölümü 1'inci sınıf öğrencisi Güney Minik ile aynı mahallede oturan yeğeni Coşkun Minik, bilgisayar oyunu oynamak için Yahya Kemal Mahallesi’ndeki internet kafeye gitti. Bir süre internette oyun oynayan dayı yeğen daha sonra dışarı çıktı.
Oruç tutmayan Coşkun Minik internet kafe önünde sigara içerek Güney Minik'le sohbet etmeye başladı. Minik’lerin iddiasına göre bu sırada yanlarına gelen 5- 6 kişi, ramazan ayında sigara içilmeyeceğini ve kendilerine saygısızlık ettiklerini söyleyerek Minik’lere çıkıştı. Ne olup bittiğini anlamadıklarını söyleyen Güney Minik, gruptakilerin tekme tokatlarla üzerlerine saldırdıklarını belirterek “Daha sonra kendimi kaybettim beni hastaneye götürmüşler'' dedi. Sağ gözüne aldığı darbealan Güney Minik, kaldırıldığı Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki tedavisinin ardından gözü sargılanarak evine gönderildi. Olayı duyar duymaz internet kafeye gittiğini söyleyen Güney Minik’in annesi Remziye Minik, “Biz Atatürk’ün çocuklarıyız. Burası İran değil ki oğluma böyle yapıyorlar. İsteyen oruç tutar isteyen tutmaz'' diye tepki gösterdi. Dayak yiyen gençlerin şikayeti üzerine harekete geçen polis saldırganların yakalanması için çalışma başlattı.
2, ibretlik ithaf;

THY uçağındaki cübbeli yolcu, yanına kadın oturtmadı
Milliyet yazarı Meral Tamer'in dünkü yazısında yer verdiği olay bugün her yerde konuşuluyor. İşte THY uçağında yaşanan bir olayın ayrıntıları...
8 eylülde sabah saat 10.00'daki Ankara-İstanbul uçağında yaşanan tartışma, 22 Temmuz seçimlerinden önce herhalde düşünülemezdi Avukat Ayhan Erol -ki kendisi 1982 - 2005 arası tam 23 yıl Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu Başkanı olarak görev yapmıştır- 8 eylül sabahı THY'nin saat 10.00 uçağıyla İstanbul'a gelmek üzere Ankara-Esenboğa'da uçağa biner. Uçağın ortalarında, sağ tarafta, koridor üzerindeki yerine oturur. Aynı sıranın sol tarafındaki 3 koltuk da boştur.
Biraz sonra, taba rengi cübbesi ve başında takkesiyle gözlüklü-sakallı 70 yaşlarında bir bey, aynı sıranın sol pencere kenarındaki yerine yerleşir. Hemen ardından da 40 - 45 yaşlarında 2 hanım, o beyin yanındaki 2 boş koltuğa otururlar.
Ve kısa süre sonra o koltuklardan bir gürültü kopar. Cübbeli bey kadınlara "Siz burada oturamazsınız; benim yanımda erkek oturması lazım. Ben kadınlarla oturmam," diye bağırmaktadır.
Ayhan Erol'un ister istemez kadınların kıyafetlerine gözü takılır. Kesinlikle açık-saçık değildirler; bir yaz gününde giyilebilecek normal kısa kollu bluz, altına da pantolon giymişlerdir.
Bu bağrışma üzerine Erol'un bir sıra önünde orta koltukta oturan 25 yaşlarında delikanlı ayağa kalkar ve cübbeli beyin istediği şekilde yer değiştirmeye talip olur. Ancak Erol itiraz eder: "Ne münasebet; lütfen oturun kendi yerinize. Eski köye yeni adet mi getiriyorsunuz; uçakta erkek-kadın ayırımı olmaz!" Ve delikanlı yerine oturur.

Hostesin şaşkınlığı

Cübbeli bey bunun üzerine hostes hanımı çağırır ve "Ben kadınlarla oturmam. Ya bu kadınları benim yanımdan kaldırın, ya da beni" diye dayatır. Hayretler içinde kalan hostes, ne diyeceğini bilemez. Anlaşılan ilk kez böyle bir taleple karşılaşmaktadır.
Öndeki sırada oturan delikanlı, yeniden bir hamle yaparak "Tamam yer değiştirelim" der. Erol da delikanlıyı omzundan tutup yerine oturtur ve aralarında şu konuşma geçer:
Erol: Lütfen gitmeyin. Ya kendisine ait olan yerde oturacak, ya da kaptan onu uçaktan indirecek.
Genç delikanlı: Ama saygı duymak lazım bir yerde.
Erol: Neye saygı duyuyorsunuz? Adam yobaz, yanına kadın oturmasını istemiyor, olay çıkarıyor. Düşüncesini eyleme dönüştürüyor. Siz neye saygı duymaktan söz ediyorsunuz?
Ve herkes yerli yerinde otururken uçak havalanır. Birkaç dakika sonra yan koltuktaki hanımlardan biri "Ay ben burada oturamayacağım; mütemadiyen dırdır konuşuyor" diyerek ayağa fırlar. Delikanlı bu kez Erol'u dinlemez ve adamın yerine geçer. Adam da delikanlının yerine otururken Erol kendini tutamaz:
Osmanlı kıyafetiymiş.
Erol: Senin yaptığın ayıp değil mi?.
Cübbeli bey: Sen ne karışıyorsun?.
Erol: Bir kez senin kılık kıyafetin falso...
Cübbeli bey: Bu Osmanlı kıyafeti.
Erol: Osmanlı yıkılalı 80 yıl oldu. Kılık-Kıyafet Kanunu var...
O sırada bir el dokunur Ayhan Erol'un omzuna. Dönüp baktığında tam arkasındaki koltukta oturan türbanlı, orta yaşlı bir kadın "Hacı Amca çok yanlış yapıyor," der. Bu arada yer değiştiren delikanlının ön sırasındakiler de delikanlıya "Siz yanlış yaptınız; yerinizi değiştirmeyecektiniz," diye sitemde bulunurlar. Havada yaşanan bir başka olayla ilgili haber ise DHA muhabiri Vahida Yanık'ın imzasını taşıyor....
 
Nesil tohumunu çorağa dökünce uyanır, kendine gelir, hayalde ondan kaçar.
O rüyadan elde ettiği baş ağrısı, sersemlik beden pisliğidir. Ah, o zâhirde görünen, hakikatte görünmeyen, aslı olmayan hayalden!
Kuş havadadır, gölgesi yerde kuş gibi uçar görünür.
Ahmağın biri, o gölgeyi avlamaya kalkışır, takati kalmayıncaya kadar koşar.
O gölgenin havadaki kuşun aksi olduğundan; o gölgenin aslının nerde bulunduğundan haberi yok!

Mesnevi-MEVLANA
 
Geri
Üst