Yine Sav Yine Skandal!!!

bankacı60

New member
Sav'la ilgili bir skandal iddia daha
CHP Kırıkkale Merkez İlçe Üyesi Ergün Fersoy, CHP'de nelerin döndüğünü açık açık yazdı. Fersoy, seçimler sırasında Kırakkale'ye gönderilen yaklaşık 220 bin YTL'ye kimler tarafından el konduğunu ve diğer skandalları bir bir dile getirdi...
Deniz Baykal'a açık mektup
CHP Kırıkkale Merkez İlçe Üyesi Ergün FERSOY, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a uzun bir mektup yazarak Kırıkkale CHP'de nelerin döndüğünü açık bir dille yazdı. Fersoy, seçimler sırasında Kırakkale'ye gönderilen yaklaşık 220 bin YTL'ye kimler tarafından el konduğunu ve diğer skandalları bir bir dile getirdi.

İşte o mektup...

"Deniz Bey;
Partimin Kırıkkale merkez ilçe teşkilatı üyesiyim. Sıradan bir üye olarak, tüzüğün tanıdığı hakları kullanmayı, partili olmanın sorumluluğu çerçevesinde CHP’nin görkemli ve onurlu geçmişine ve bu geçmişinden esinlenerek bu günün ilkeli ve tutarlı siyasetini kendimce oluşturmaya çalıştım. Ülkemin içinde bulunduğu bu talihsiz sürecin Türkiye’nin asla kaderi olamayacağını, bunun Anadolu insanına yakışmadığını, çözümün dürüst siyaset ve siyasetçiyle mümkün olabileceğini haykıra durdum.

Deniz Bey;
CHP’yi yönettiğiniz uzun yıllardan beridir, hizipleşmeyi ve ekipçiliği kurumsallaştıran siyaset anlayışınızdan destek alan ve ekibinizin bir parçası olan Kırıkkale İl Başkanlığı görevini kaç dönemdir sürdüren, Aliye Gündüz’ü son genel seçimlerde hak etmediği bir şekilde, Önder Sav’ın da ısrarıyla Kırıkkale birinci sıra milletvekili adayı olarak atadınız. Sonrasında seçim sürecinde ve seçim çalışmalarında harcanmak üzere Kırıkkale il teşkilatına 220 bin YTL para gönderdiniz. Gönderdiğiniz paranın 120 bin YTL’si tüzüğe aykırı bir şekilde Önder Sav’ın sözlü talimatı ile birinci sıra adayımız Aliye Gündüz’e elden tutanak karşılığı teslim edilmiştir. Aliye Gündüz, bu parayı tüzük ve yasalara aykırı olarak zimmetine geçirmiştir. Seçim sonrasında o zamanın İl Başkanı ve İl Saymanının bütün uyarılarına rağmen zimmetine geçirdiği paranın hesabını cüretkar bir şekilde Önder Sav’a verdiğini sözlü olarak beyan etmiş ve olayı kapatmaya çalışmıştır.

Deniz Bey;
O dönemin İl Saymanı Hülya Tunç, bu çirkin durumu bana aktararak çözümü konusunda benden yardım talep etmiştir. O dönemin Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem Bey’e, Genel Sayman Mahmut Yıldız’a, Genel Sekreter Yardımcısı Fuat Çay’a, İl Saymanı Hülya Tunç ile birlikte bu zimmet suçunun bilgi ve belgelerini bizzat aktardık. Bunun üzerine Eşref Erdem Bey’in konuyu ilk MYK toplantısında gündeme getirmiş olmasına rağmen, konuya ilgi göstermeyip kapatılmasını sağladınız. Buna rağmen İl Saymanı Hülya Tunç, Kırıkkale Altıncı Noterliğinin 25 Eylül 2007 tarihli ve 07264 numaralı ihtar yazısıyla konuyu size resmi olarak aktarmış, bu konuda soruşturma başlatmanızı talep etmiş, aksi halde istemeyerek konuyu hukuka taşıyarak çözümü hukukta arayacağını belirtmiştir. Bu ihtarname üzerine konu Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem ve MYK Üyesi Fuat Çay tarafından MYK toplantısının gündemine tekrar getirilmiş ve toplantı sonunda Mehmet Ali Özpolat, Behlül Tamaylıgil ve Zekeriya Akıncı’dan oluşan soruşturma komisyonu oluşturulmuştur. Ancak komisyonun konu üzerinde uzunca bir müddet herhangi bir işlem yapmaması üzerine, Komisyon Üyesi Zekeriya Akıncı'ya nedenini bizzat sorduğumda, yanıt olarak; Önder Sav’ın bu konunun araştırılması üzerine olumsuz bir tavrı olduğunu, bu konuda yapabilecekleri fazla bir şeyin olmadığını söylemiştir. Ve gerçektende ilgili komisyon bu zimmet olayı ile ilgili üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen bugüne kadar hiçbir işlem yapmamıştır.

Deniz Bey;
Bütün bu ilgisizliğin ve parti içi hukuksuzluğun üzerine 22 Ekim 2007 tarihinde Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığına bu konu hakkında bizzat suç duyurusunda bulundum. Savcı Ramazan Ünal Bey, konu hakkında genel merkeze iki kez yazı yazmasına rağmen partimizdeki kirli ilişkilerin mimarı Önder Sav, hukuku hiçe sayarak resmi yazıya yanıt verme gereği hissetmemiştir. Sanki bu zimmet suçunu Aliye Gündüz’le birlikte ortak işlemişçesine hareket eden Önder Sav, bu partinin genel sekreterliğine yakışmayan basit ve kişiliksiz bir tavır tutunmaktan kaçınmamıştır. Savcı Ramazan Ünal Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına konuyu resmi olarak iletmiş ancak yine olumlu bir yanıt alınamamıştır.

20 Ağustos 2008 tarihli Kırıkkale Cumhuriyet Savcısı Ramazan Ünal imzasıyla suç duyurusuna cevaben takipsizlik kararı elime ulaşmıştır. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunun 74. Maddesi ve devamı hükümleri gereğince, siyasi partilerin denetiminin Anayasa Mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinin anlaşılması üzerine başsavcılığın soruşturma yetkisinin bulunmadığı gerekçe gösterilmiştir. Bu karara itiraz ederek Ankara Ağır Ceza Mahkemesine başvurup hukuksal mücadelemi devam ettirmekteyim.

Deniz Bey;
Siz ve meşhur genel sekreterinizin partinin içinde yaşanan bu çirkin olayın üstünün örtülmesi için gösterdiğiniz bu çabayı yadırgamıyorum. Kirli ilişkilerin ve delege oyunlarının cambazı Genel Sekreteriniz ile birlikte izlediğiniz kimliksiz ve art niyetli politik çizginizle, CHP’yi misyonundan ve kitlelerden uzaklaştıran, geçmişine ihanet eden bir duruma getirdiniz. Yukarıda belirttiğim hiçte ahlaki ve etik olmayan bu tablo siz ve genel sekreterinizin partiyi yönetme biçimini deşifre eden, hiçte yadırgamadığımız, alışık olduğumuz ve size çok görmediğimiz bir durumdur.

Deniz Bey;
Büyük usta Nazım’ın mısralarında ‘Yapı yeri bayram yeri değil. Orada ellerin kanar, yorulur, acı çekersin’ dediği yapı yeri, eğer bu ülkenin tam bağımsızlığı ve insanının onurluca yaşaması uğruna mücadele etmekse, Genel Başkanlığını üstlendiğiniz Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucu genel başkanının ve arkadaşlarının tüm yaptıklarının aksine siz hiç yorulmadınız. Hiç acı çekmediniz ve elleriniz hiç kanamadı. Siz Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanıyken, hizipçi, naylon delege doçenti, moon tarikatçısı, Tony Blair taklitçisi, Edebâli tarikatı müridi olarak anılmaktan hiç gocunmadınız.

Deniz Bey;
Siz ABD’nin SSCB’ye karşı Yeşil Kuşak Projesini oluşturmaya çalıştığı bir dönemde, 1973 Genel Seçimlerini sonrasında CHP-MSP koalisyon hükümetini kurulmasını sağlayan kişi olarak, dinci kadroların devletin bürokrasisine yerleşmesine ve karşı devrim sürecinin yeşerip büyümesine katkı sunarken,
Siz Türkiye’yi büyük bir ekonomik zarar sürecine sokan, Bağımsız Cumhuriyet’e en büyük saldırılardan birisi olan Gümrük Birliği Anlaşmalarını imzalarken,
Siz IMF’nin tetikçisi, ABD’nin Truva atı, sömürgecilerin maaşlı çalışanı Kemal Derviş’i CHP’ye transfer ederken,
Siz Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık yolunu açan Anayasa değişikliklerine evet derken,
Siz Türkiye’nin yolsuzluk ve yoksulluk ekonomisini adım adım gerçekleştiren AKP hükümetinin özelleştirme uygulamalarına sessiz kalırken,
Siz PKK ile kontr-gerilla arasına sıkışıp kalan Doğu ve Güney Doğu halkımızı CHP’den uzaklaştıran ırkçı politikaları bir bir uygularken,
Siz oligarşik ve faşist bir yönetim anlayışıyla parti içi muhalefete karşı şahin kesilirken, ana muhalefet partisinin lideri olarak iktidar partisinin yanlış ve haksız politikalarının karşısında oportunist ve korkak bir tavır almaktan zul duymazken,
Siz asla tam bağımsızlıkçı, siz asla Atatürkçü, siz asla solcu ve asla devrimci olmadınız.
Siz ideolojisizliğinizle, korkaklığınızla, güvensizliğinizle, hukuksuzluğunuzla, anti-demokratik uygulamalarınızla Mustafa Kemal’in CHP’sini, küresel güçlerin ve AKP hükümetinin payandası haline getirmeyi maalesef başardınız.

Deniz Bey;
Hiç umudum olmasa da;
Bu mektuba konu olan zimmet olayının failleri olan Genel Sekreteriniz ve Kırıkkale İl Başkanınızın görevlerine son vermenizi, işledikleri bu suçtan dolayı yargı önünde hesap vermelerini sağlamanızı, bir asgari ücretlinin yirmi yıllık maaşına karşılık olan 120 bin YTL’nin partinin kasasına tekrar iadesi için gerekli hukuki çalışmaları başlatmanızı bekliyorum. Aksi halde bu konuda geçmişteki gibi gelişme sağlanmaması halinde sizin ve genel sekreteriniz hakkında suç duyurusunda bulunacağımı ve konuyu kamuoyuyla paylaşacağımı bildiririm."

Kaynak
 

LOOPUSED

Altın Üye
(Deniz Bey;
Büyük usta Nazım’ın mısralarında ‘Yapı yeri bayram yeri değil. Orada ellerin kanar, yorulur, acı çekersin’ dediği yapı yeri, eğer bu ülkenin tam bağımsızlığı ve insanının onurluca yaşaması uğruna mücadele etmekse, Genel Başkanlığını üstlendiğiniz Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucu genel başkanının ve arkadaşlarının tüm yaptıklarının aksine siz hiç yorulmadınız. Hiç acı çekmediniz ve elleriniz hiç kanamadı. Siz Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanıyken, hizipçi, naylon delege doçenti, moon tarikatçısı, Tony Blair taklitçisi, Edebâli tarikatı müridi olarak anılmaktan hiç gocunmadınız.)

harika bir yazı satır satır okudum,,her satırında solun dalga dalga her usulsüzkten nemli olduğunu,bu gidişatla zaten 2050 dede iktidarının zor olduğunu kendi mensubu tescilli kapak yapmış.önder sav ı seviyoruz,baykalı da..:)
 

Diablozi

New member
Bu ülke için her bir vatandaşı sadece "iyi" birşey yapmayacaksa, ülkenin gidişatı böyle günden güne kötüye gider. . .
 

HTML

Üst