biosx
New member
Vatikan ve maşası AB ile İsrail ve maşası ABD’nin; bu sömürü hırsı, her türlü insani hasletten mahrum politikaları devam ettikçe Dünya’da huzur olmayacaktır.
İnsanlar perişan, aç. Her tarafta kan gövdeyi götürüyor. Hiçbir yerde huzur ve güven yok. Soykırım politikaları, utanmazca sürdürülüyor. Hiç önemi yok. Yeter ki, bu şer dörtlüsü (daha doğrusu buraları yönetenleri yöneten karteller) daha fazla kazansın. Daha fazla sömürsün.
Siyonist-Evanjelist ittifakı, tüm Dünya’da, devamlı kaos politikasını sürdürüyor. Böylece, önlerinde engel kalmıyor. Astronomik silah satışları da işin cabası.
1-Tunus’ta olaylar başladı. Neticede, (tüm ailesi ve karısının sülalesi ile birlikte) Tunus’u soyan, her türlü zulmü uygulayan, halkı sefalet/kendisi sefahat içinde, din düşmanı, Fransız uşağı, Zeynelabidin Bin Ali, Cuma günü (büyük bir vurgunu da yaparak) kaçtı.
Kendisini; Malta, (uşaklık ettiği) Fransa ve İtalya kabul etmedi. (Aynı ibret sahnelerini, İran Şahı’nın kaçışında da görmüştük.) Neticede, S.Arabistan’a sığınabildi. Herhalde, müsrif ve hırsız karısı ile Dubai’de sürünecekler. Yedikleri haramlar boğazlarından gelecektir. 23 yıllık zulümleri, yanlarına kar kalmayacaktır. Devamlı korku ve endişe içinde olacaklardır.
2-Şimdi, herkes; 41 yıldır, Libya halkının başına musallat olmuş Kaddafi’nin; 29 yıldır Mısır’ı ezen (İsrail ve ABD kölesi) Mübarek’in; 12 yıldır Cezayir halkına kan kusturan, (Fransız kölesi) Abdülaziz Buteflika’nın, Ürdün ve Fas krallarının; diğer emir ve kralların akıbetini merak etmektedir. Domino etkisini tartışmaktadır.
3-Tunus olayı, içeriden mi doğmuştur? Dış mihraklarca mı tertiplenmiştir? Özellikle, ABD ve İsrail’in katkısı ne olmuştur? (Zira, bu ikili, Sudan’ı başarı ile bölmüşlerdir. Yemen’i de bölmek için uğraşmaktadırlar.) Afrika’da ve tüm Dünya’da süren Çin-ABD savaşının etkisi nedir?
Obama, pek memnun görünmektedir. Bu da, işin içinde başka işlerin olduğunun işaretidir. (Nitekim, ilk işaret fişeği, Wikileaks’in, ‘Leyla Trabelsi ve ailesi’ ile ilgili haberlerle atılmıştır.)
ABD/İsrail/AB ve Vatikan, sadece kendi çıkarını düşünür. Başka halkları önemsemez. Onlara, demokrasiyi layık görmez. Bu yüzden de, hep anti-demokratik rejimleri, uşak gibi kullandıkları diktatörleri desteklerler. (Böylece, halk desteği olmayan bu diktatörler, devamlı olarak, kendilerine muhtaç kalırlar. Gerçi, sonunda hepsi de kazığı yerler.)
Bu arada; bu diktatörlerin karıları, metresleri, dadıları hep yabancıdır. (Çoğu da, İsrail veya İngiliz ajanıdır.) Eğitimlerini, hep bu ülkelerde alırlar. Ayrıca, etrafları ajan doludur. Yedikleri her halt, anında tespit edilir, dosyalanır. Gerektiğinde, şantaj aracı olarak kullanılır. Halk sefalet çeker; diktatörler/aile mensupları ve yardakçıları, süper lüks bir hayat sürerler. Güya; kendilerini korumak için, astronomik silah harcamaları yapar, özel orduları beslerler.
Neticede, bu kaos ortamından karlı çıkan, bu ortamın senaristleri olur. Zavallı halkın çilesi de, sürüp gider.
4-Şimdi; korkum, özellikle seçimlere kadar, Türkiye’yi de kaos ortamına sokma gayretleridir. Halkımızı bölme çalışmalarıdır. Nitekim;
a)Hepimiz biliyoruz ki, Laik-Antilaik/ Türk-Kürt/ Alevi-Sünni vb. ihtilafları gündeme getiren, devamlı kaşıyan, istismar eden; PKK/Hizbullah/KCK vb. tüm örgütleri ve terör eylemlerini planlayan ve destekleyen; Sivas/Kahramanmaraş vb. olayları tezgahlayan; hep dış mihraplar (İsrail-ABD-Vatikan-AB) ve içerideki maşaları (Ergenekon mensupları) dır.
b)Ne yazık ki, ideolojik ve politik saplantılar, ya da çıkar hesapları sebebiyle, bu senaryolara yurt içinden de önemli destekler gelmektedir. (Bir kısım Yargı, darbe heveslisi subaylar, dışa bağımlı holdingler, sermayesinin büyük bölümü ABD/İsrail ve Almanya’nın eline geçmiş medya grupları, ideolojik saplantılı bazı sendikalar ve meslek odaları, vb.)
Bu arada; Ergenekoncuların emrindeki TKP ve İşçi Partisi mensupları, öğrenci kisvesi altında, huzuru bozmak için her türlü provokasyona başvurmaktadırlar. 3,5 milyon -gerçek öğrenci- evladımızın huzurunu kaçırmaktadırlar.
c)Doğan grubu, mevcut iktidar ile bir kan davası gütmektedir. Bu sebepten devamlı olarak tahrik ve tahrip kampanyaları yürütülmektedir. (Gerçekten, bir halta benzemeyen bir heykele, ‘ucube’ denmesi istismar edilmektedir. “Okullarda, 45 cm. yasağı” gibi asparagas haberler düzenlenmektedir. Başörtüsü, içki, vb. konular, zaten klasik istismar maddeleridir.)
-Bu arada, hiç anlaşılmaz tarzda, terör örgütleri liderlerinin/uyuşturucu baronlarının/azılı katil sapıkların, tahliye edilmesi tesadüfi olamaz. (Fedakar polisimiz, şimdi, bunları tekrar yakalamak için, canını ortaya koymaktadır. Rabbim hepsini korusun.)
-GS’nin, Seyrantepe Stadı’nın açılışındaki büyük saygısızlık, organize bir harekettir. Ard niyetlidir. ( Her vatandaşın, birbirine ve özellikle belirli görevlere gelmiş kişilere,-sevmese de- saygı göstermesi şarttır. Yuhalamayı, ıslıklamayı, hele bir takım maddeler atmayı, hoş görmek mümkün değildir. Şüphesiz, başta genel başkanlar olmak üzere, herkesin de, kendi söz ve davranışlarını düzeltmesi; saygılı ve hoşgörülü olması, iyi örnek teşkil etmesi gerekmektedir.)
-Sn. Kılıçdaroğlu’nun birçok olayda, çok sağlıklı davranışlar sergilediğini görmek sevindiricidir. Provokasyonlara karşı uyanık davranmaktadır. İnşallah, CHP’de üst düzey görevlere gelmiş bulunan Doğan Grubu mensuplarının (Erdoğan Toprak, Süheyl Batum, Nebil İlsever, Hurşit Güneş, vs.) kendisini yanıltmasına da izin vermeyecektir.
-MHP, zaten tabiatı gereği, ihanet şebekelerine geçit vermeyecektir.
Ülkemiz için, hepimize ciddi sorumluluklar düşmektedir. Dikkatli olmamız, tuzakları bozmamız gerekmektedir…
Kırılgan, düşük kur/sıcak para ve yüksek ithalata bağlı ekonomimize karşı, yapılacak saldırılara da hazırlıklı olmalıyız.
Burhan Özfatura / Yine kaos senaryoları..