- Katılım
- 11 Mar 2008
- Mesajlar
- 20,694
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
2011'deki başarılı tablo değişmeyecek, 2012 de bizim yılımız olacak. Öncelikli dileğim Başkan ve yöneticilerimizin aramıza katılması.
"BU TABLO DEĞİŞMEYECEK"
Transferim biraz sancılı oldu. Ancak Everton yöneticilerine net bir şekilde söyledim, Fenerbahçede oynayacağım dedim.
Takım arkadaşlarım beni Yobo dayı diye çağırıyor. Neden böyle dediklerini bilmiyorum, belki de çok sorumluluk aldığımdandır.
Şampiyonluk yolundaki en büyük rakibimiz Galatasaray gibi. Güçlü ve iyi bir takım. Yine de şimdilik konuşmak yersiz, daha çok maç var.
Sarı-Lacivertlilerin Nijeryalı yıldızı Joseph Yobo, arkadaşımız Can Gebetaşa 2011 yılında yaşadıklarını ve 2012den beklentilerini açıkladı... İşte Nijeryalı futbolcunun, Şike Soruşturmasından futbola, aile hayatından Türkiye hakkındaki düşüncelerine kadar bilinmeyen yönleri:
Yuvama döndüm
Ailem İstanbula yerleşmişti. Everton yöneticilerine; Fenerbahçede oynamak istediğimi söylemiştim. Bu düşüncemi onlarla Beni Fenerbahçeden başka hiçbir takıma yollamayın diyerek ifade ettim. Everton beni İspanya, İtalya
ya da başka bir ülkeye göndermek istemiş olabilir. Ancak, Fenerbahçede çok mutluyum ve başka yere gitmem diyerek tavrımı ortaya koydum. Fenerbahçenin karşılaştığı problemler benim için de ilk etapta sorun olacak gibiydi ve olayın nereye gittiğini bilmiyordum. Ancak yaptığım bir dizi telefon görüşmesinden sonra İstanbula döndüm. O zamanlar mental olarak benim için çok zor bir dönemdi. Fenerbahçe ile anlaşana kadar bana gelen tüm teklifleri reddetim ama sonunda tekrar yuvama döndüm..
Ne şikesi!
Benim için şike operasyonun yapılması büyük bir sürpriz oldu. Çünkü geçen sene biz sahada çok büyük mücadele verdik. 17 maçın 16sında 3 puan aldık ve her maçta son dakikaya kadar çok endişeliydik. Kariyerimin en zor sezonunu geçen sene geçirdim. Benim için hiç kolay değildi, çünkü üzerimizdeki baskı galibiyet üzerineydi ve en ufak bir hatada her şey mahvolabilirdi. Hele ki, bir defans oyuncusuysanız hatalar sizi daha fazla etkileyebiliyor. Bütün bu sebeplerden dolayı; bizlere yapılan şike yakıştırması beni çok şaşırttı.
Emenike kalmalıydı!
Emenikenin geleceğini duyunca takımın güçleneceğine olan inancım tamdı. Yaşı genç, çok yetenekli ve güçlü bir oyuncu. Bir defans oyuncusu olarak Emenikeye karşı asla oynamak istemezsiniz. Bu tarz oyuncular sahada hep başınıza beladır. Onun adına da çok mutluydum. Onun takımdan ayrılması çok garip bir olay. Bir yere transfer oluyorsunuz ve daha oynamadan başka bir takıma gitmek zorunda kalıyorsunuz. Ayrılmasına hak veriyorum. Kendisi gitme kararını alırken bana da danıştı. Kariyerinin her şeyin önünde olması gerektiğini söyledim. Kulübün onu göndermeyi kabul ettiğini kendisine söyledim. Şimdi milli takımda birlikte oynuyoruz. Keşke ayrılmasıydı diye hep söylüyorum. Fenerbahçede birlikte oynayamadığımız için hayal kırıklığına uğadım.
Galatasarayı geçmeliydik
Aslında takım olarak ligde iyi bir konumdayız, ancak kişisel düşüncem olarak söylemeliyim; bulunduğumuz yerden de memnun değilim. Çünkü yaptığımız küçük hatalardan ötürü, Galatasarayın 5 puan önünde olabilecekken, şimdi onların 2 puan gerisindeyiz. Normalde şike olaylarının takımı demotive etmesi gerekirdi, ancak yaşadıklarımız bizi daha da güçlendirdi ve 2. sıradayız. Küçük hataları yapmasaydık çok daha iyi sonuçlar alabilirdik.
Kocaman faktörü...
Takımın, yaşanılan sürecin buhranını atlatmasının en büyük sebebi hocamızdır. Yönetimdeki insanlar da bize bu konuda destek oldular, ancak hocamızın üzerimizdeki etkisi çok büyük... Takım saha dışında da mücadele ediyorsa, aslında alt sıralara düşmeniz çok normal. Fakat biz bunu Aykut Kocaman sayesinde aştık. Aile olduk, aile gibi çalıştık. Hep beraber sevindik, hep beraber üzüldük. Yetenekliyiz, kaliteliyiz ve bu durumdan dolayı da hala zirveye ortağız. Ona çok büyük saygım var ve kendisiyle çok sık dertleşiyoruz...
'Burada çok şey öğrendim'
Takım arkadaşlarımızın bana neden Yobo Dayı dediğini bilmiyorum. Belki de çok sorumluluk aldığımdandır. Buraya gelmeden önce Nijerya Milli Takımının kaptanıydım ve yıllardır kaptanlık yapıyorum. Ama gerçek anlamda sorumluluk almayı, liderlik yapmayı burada öğrendim. Milli takımda ilk olarak yer bulduğumda, 7 yıldan beri birlikte oynayan oyuncularla iletişimimi geliştirmem gerekiyordu. İnsanlarla iletişimim bu şekilde gelişti. Belki de beni takımın dayısı yapan unsurlar bunlardı.
'Süper Lig hâlâ gelişiyor'
Türkiye Ligi hâlâ gelişmekte olan bir lig... Buradaki 4-5 takım Avrupada mücadele edebilir. İngiltere ise rekabetin üst düzeyde olduğu bir arena. Adada fiziksel olarak hazır değilseniz, dibe vurabilirsiniz. Fransa Ligi biraz daha teknik. Fransadan da çok şey öğrendim. Buraya gelmeden önce, işimin kolay olacağını düşünmüştüm ancak beklediğimden çok daha zor bir ligle karşılaştım. Fenerbahçeye gidiyorum dediğimde herkes eleştirdi ama buraya gelerek en iyisini yaptığımı anladım.
Yobo Vakfı Van için devrede
Kendi ismime kurduğumuz bir vakıf var. Bu vakfa belli oranlarda para aktarıp çeşitli yardımlarda bulunuyorum. Van depreminde de ismimi taşıyan yardım kuruluşu aracılığıyla, oradaki depremzedelere yardım ettim. Onlar için yapabileceğim ne varsa, hizmete her zaman hazırım. İnsanlar şunu anlamalı: Her şey para değil. Ayrıca Nijeryada maddi durumu iyi olmayan çocuklara futbol oynamaları için imkanlar sağlıyorum ve yardımlar yapıyorum. Bu amaca yönelik de ismime kurulmuş bir futbol akademisi var.
'Siz bir Londra'yı görün'
Buraya gelmeden önce yaşayacağım şehir hakkında çok fazla bilgi sahibi değildim. Takım arkadaşlarım da bana bu güzel şehirle ilgili birçok şey öğrettiler. Bu durum performansıma da yansıyor. İstanbula ve Fenerbahçeye geldiğim için hiçbir zaman pişman olmadım. Burada trafiğin çok fazla olduğu söyleniyor ama ben bu duruma zaten alışkınım. Hatta Londrada trafik daha fazla. İstanbul için, Dünyadaki en favori şehrim diyebilirim. Ailem iyice yerleşti buraya. Türk yemekleri ise bir harika.
http://fanatik.ekolay.net/Yine-sampiyon-olacagiz_3_Detail_34_248586.htm