Yürüyorum…İnsanlar görüyorum, başları dimdik, güleryüzlü..
Mağazaların tabelalarına bakıyorum… Hepsi ulus dilim Türkçe ile yazılmış.
Gazete manşetlerine şöyle bir bakıyorum. Sürmanşetten bir haber…
İNCİRLİK ÜSSÜ KAPATILDI. NATO’DAN ÇIKTIK..
Haberler devam ediyor…
Türkiye “İkiz Yasalar”, “Vakıflar Yasası” ve benzeri tüm AB Uyum yasalarını iptal etti..
Tüm ABD Büyük elçileri ve AB komserleri istenmeyen adam ilan edildi…
Türkiye’nin dış borcu SIFIR !
Ergenekon Davası nedeniyle tutuklu bulunan tüm yurtseverler özgürlüğüne kavuştu.
Ergenekon savcıları ” Atatürk’e Hakaret”ten mahkum oldu.
ADD yurt savunmasında “TARAF” olduğunu ilan etti.
Başbakan “AB emperyalist bir Haçlı kulübüdür. Türkiye AB’ye girmeyecektir” dedi.
Yabancılara toprak satışları durduruldu.
Tarım ürünlerindeki kota kaldırıldı.
Yabancılaştırılan bankalar Türkleştirildi…
Özelleştirmeye “DUR” denildi.
Yüce önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin yıl dönümü halkın katılımı ile büyük bir coşkuyla kutlandı. Geleneksel Garnizon Koşusu yapıldı.
Ulusalcılar kavga etmekten vazgeçti. Tüm Atatürkçüler ve yurtseverler bir araya gelerek “MİLLİ CEPHE’yi kurdular.
Kuvvacı CHP Parti Meclisi üyeleri, “Önceliğimiz Tam Bağımsız Türkiye” dediler.
TBMM’deki tüm vekiller ” DOKUNULMAZ”lıklarının kaldırılması için önerge verdiler.
Türkiye yolsuzluk ve işsizlikte dünya sonuncusu!..
Gazetelerde okuduğum haberlerle içim aydınlanıyor. Yüreğim hızla atıyor.
Önümde yürüyen bir kadın, yanındaki arkadaşına oğlu için Sümerbank’tan aldığı ayakkabıyı gösteriyor.
Vitrinlere bakıyorum. Tek bir yabancı marka yok..
Gördüğüm tüm arabaların markası DEVRİM..
Sokaklarda hiç kimse çöp toplamıyor. Sağlık ve eğitim milli ve ücretsiz. Kimse hasta hanelerde kuyrukta beklerken ölmüyor.
Bir kitapçı… Bakıyorum insanlar bir kitabı almak için kuyruk oluşturmuş. Yanaşıyorum. İzdiham var… Kitabın adı.. “CUMHURİYET- Türk Mucizesi”
Emekliler ülkenin en saygın insanları. Maaşları ile geçinebiliyorlar.
Basın özgür ve bağımsız. Patronlar devlet ihalelerine girmiyor.
Belediyelerde yolsuzluk yapılmıyor. Milletvekilleri ticaretle uğraşmıyor, ihalelere girmiyorlar.
Otobüse biniyorum. Bir genç kalkıp bana yer veriyor. Onlar birbirlerine by-by demiyorlar.
Cumhuriyet Meydanı’nda iniyorum. Atatürk Anıtı’nın önünde başım dik duruyor, Gazi Paşa’mın yüzüne utanmadan bakıyorum.
Güneş gökyüzünde parlıyor.. Antalya mis gibi turunç kokuyor.
Yılların verdiği tüm yorgunluğu üzerimden atıyorum. Geleceğe ümitle bakıyorum.
Çünkü Türkler tarafından Türk budunu için yönetilen tam bağımsız bir Türkiye’de yaşıyorum.
Sonra…
Sonra bir ses duyuyorum. Derinden ama endişeli bir ses..
“Anne, anne uyan… Sayıklıyorsun..”
Uyanıyorum. Pencereden bakıyorum. Bir kadın pazar artıklarını topluyor. “Medical Park” “Blue-Line” “SHE-Mall” tabelaları çarpıyor gözüme..
Bir gördüğüm rüyanın gerçek olmaması beni umutsuzluğa düşürüyor.
Sonra Mustafa Kemal’in söylemi beni içine düştüğüm umutsuzluktan kurtarıyor.
“Ülkenin ve milletin istiklali tehlikededir. Ülkenin ve milletin istiklalini gene milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”
Kızımın, Gökçe’min devrimcilik kararlılığıyla parlayan güzel, aydınlık gözlerine bakıyorum. İçim ısınıyor. Giyinip sokağa fırlıyorum. Acelem var.
Bugün sokak, sokak dolaşarak topladığımız “Füze Kalkanına Hayır” diyen binlerce imzayı TBMM’ne göndereceğiz Antalya’dan.
Türkiye “toprak üstündeki uykusundan” vazgeçiyor. Türkiye uyanıyor.
Hiç batmayan, hiç batmayacak bir güneş Mustafa Kemal’in güneşi aydınlatıyor Türkiye’yi..
Sevgili dostum, Suay Karaman’ı hatırlıyorum. ” KEMALİSTİZ-DEVRİMCİYİZ” diye sesleniyor bana…
Ben de siz sevgili dostlarıma 2011 yılında, Kemalist Devrim’in yeniden hayata geçirildiği, Devlet’in, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün güçlendirildiği, dili Türkçe olan TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE’de sağlık, huzur ve mutluluklar diliyorum.
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN ! - İlk Kurşun Gazetesi