Yeni Anayasayı Kim Yapsın???

ghuzz

New member
Bence Yeni Anayasa yı ERDOĞAN TEZİÇ ve ekibi yapsın.

Onlar zaten aşırmayı severler alsınlar bir Hıristiyan ülkenin Anayasasını Türkçe'leştirsinler sonra Başörtüsünü birde Anayasa da yasaklasınlar Tüm sorunu tamamen çözsünler.

Birde yaptıkları yasaklara değiştirilmesi bile teklif edilemez desinler. Teklif edeni içeri atarım desinler. Ohhbe ne mutlu olurlar

Gerçi onlara göre bir sorun yok ortada yasakla zaten çözmüşlerdi nereden çıktı bu AKP.

Tabii bu ANAYASA sadece Türban meselesinden oluşmuyorsa.
Başka eksiklikler yokmu ?
Anayasamızda en büyük sorunumuz ANAYASA daki Türban mı?.

Türbanla uzaktan yakından alakaları olmayanlardan Türban lehinde karar vermesini bekleyemeyiz herhalde. (Danıştay, Anayasa mkms, Avrupa İNSAN hakları mhkmsi vs vs )

Neyse konumuz AKP değil TÜRBAN değil. ANAYASA yı yapacak birilerini bulmak.
Başka önerisi olan varmı.....
 

sonersen

New member
zico,haluk bılgıner,zuhal olcay bıde yigit özgur yapsın.(derslerıme calısmam lazım benı mazur gorun)

yedekler;r.carlos ,polat alemdar,askın nur yengı ,ersın karabulut
 

Madness

Banned
arkadaşlar türkiye çok derin bir anayasacılık geçmişine sahiptir. Anayasa Akp nin yaptığı gibi yapılmaz. Asıl yöntem bir danışma kuruludur.
Toplumun değişik kesimleri (aklınıza ne gelirse Hükümet. muhalefet. sivil toplum örgütleri) bu konuda kendini ve uzmanlığını kanıtlamış kişiler arasından bir heyet üzerinde anlaşır. Bu heyet anayasayı yazar. Taslak metin de son halini almış şeklilde meclise sunulur. Bu kurallara (olması gereken) yanlış diyebilecek bir arkadaşımız var mı?
Akp'nin yeni anayasa konusundaki dayatmacı tutumunu nasıl desteklesiniz anlamak o kadar zor ki.
 

NeCcko

Altın Üye
Madness' Alıntı:
arkadaşlar türkiye çok derin bir anayasacılık geçmişine sahiptir. Anayasa Akp nin yaptığı gibi yapılmaz.
Dogru bi anayasa yazılacaksa darbe ile başlamalı dimi =)
 

Madness

Banned
neccko' Alıntı:
Dogru son 2 anayasada bildğimiz üzre bir darbe ile yapılır dimi =)
sevgili arkadaşım ben darbe ile yapılan anasayı öven bir söz mü söyledim. Tabiki doğru değil. Ama ben bir hukukçu olarak olması gerekeni açıkladım. Buna karşı bir tez açıklamanızı isterdim
 

sedapinar

New member
Türk Milleti yasama ve yürütme yetkisini Sapanca gurubuna değil parlementoya vermiştir. Başbakan Erdoğan , rektörlere, “Anayasayı Meclis yapar” dedi ama Meclisin önünde olan bir şey mi var. Sanki Meclis Anayasa üzerinde çalışıyor da, Rektörler Komitesi de Meclisin görev alanına giriyor.Anayasayı hazırlayan birkaç akademisyen kurucu meclisin görevlerini ve halkın iradesini üstlenemez.
Milletin kalbinin attığı parlamentoda değerlendirilmeyen bir anayasa çalışması yapma hakkını kim nerden elinde bulundurabilir. Anayasa değişikliğinin tartışma zemini parlamento olmalı. Bütün bilgiler burada alınmalı ve değerlendirilmeli. Milletin içinden çıkmayan bir anayasa nasıl millete maledilebilir

.
 

ghuzz

New member
Anladığım kadarıyla bazı arkadaslar Akparti yapmasında kim yaparsa yapsın diyorlar.

Ama hemfikir olduğumuz şey sanırım artık ülkede birşeylerin değişmesi gerektiği ve bununda en temel dayanağı olan anayasa ile başlaması sanırım en doğal yöntem.

Herhalde bazı kurum kuruluş veya kendi alanlarında imparatorluk kurmus kesimler dışında kimse yeni bir anayasa ve devamında yeni bir Türkiye'ye karşı değildir.

Ama karşı çıkmaktansa Katılımcı olmak daha yararlı olacaktır. Hepimiz için ...

Tüm Dünya da daha etkin bir Türkiye olabilmemiz için öncelikle kendi içimizdeki sorunları halletmemiz öncelikle kendimizle barışık olmamız gerekiyor.

İnşallah hazırlanan anayasa da yıllar sürecek tartışmalara veya belirsizliklere yer verilmez ve sadece belirli bir kesimin hazırladığı anayasa diye algılanmaz.

Akparti'nin bu konuda oldukça hassas davranacağını düşünüyorum. Umarın bu hassasiyeti başkalarıda gösterir.

Ülkeyi Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ki gibi işi yokuşa süremezler.

Küsmüş bir CHP kime fayda getirir.
(kime küstüyse zaten barışık olmadığı millete mi)


***Bundan sonrasını bugün gördüğüm haberlere istinaden not olarak düşmek istiyorum***

BEN SADECE ŞUNU DİYORUM

VAYBEE

İşte Teziç'in anayasası


Liberal demokratik rejimlerde devletin resmî bir ideolojisi olmaz. Kemalizm ideolojisi anayasada yer almamalı.

'Atatürk milliyetçiliği' ifadesi kaldırılmalı. 'Devletin dili Türkçedir', yerine "Resmi dili Türkçedir" denilmeli.

Cumhurbaşkanı ile milletvekili yeminlerinde Atatürk ilkeleri ve inkılaplarına yer verilmemeli.

Devletin şeklinin cumhuriyet olması dışında Anayasa'da değiştirilemez hüküm olmamalı.



Sivil anayasa çalışmasının askıya alınmasını isteyen YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in, 1992 yılında TÜSİAD için anayasa taslağı hazırladığı ortaya çıktı.



Teziç'in bir grup akademisyenle kaleme aldığı taslak, dönemin TÜSİAD Başkanı Bülent Eczacıbaşı tarafından Meclis'e sunulmuş. Prof. Dr. Süheyl Batum ve YÖK üyesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu'nun da katkı yaptığı taslak, radikal değişiklikler içeriyor. Giriş bölümünde, askerî darbeden sonra kabul edilen 1982 Anayasası'nın katılımcı bir ortamda hazırlanmadığı ve demokratik sayılmayacak şartlarda halkoyuna sunulduğu belirtiliyor. Bu yüzden ulusal mutabakata dayalı yeni bir anayasa yapılması gerektiği vurgulanıyor.


1982 Anayasası'nın otoriter ve kutsal devlet anlayışını yansıtan başlangıç bölümü demokratik sistemle bağdaşmaz.

Anayasa'daki başlangıç bölümünün 'otoriter devlet' ideolojisini çağrıştırdığı, devlete 'kutsal' sıfatını ekleyen bu anlayışın özgürlükçü ve çoğulcu bir demokratik düzenle bağdaştırılmasının imkansız olduğu vurgulanıyor. Değişiklik tekliflerinden en önemlisi ise devletin nitelikleriyle ilgili. 4. maddede sayılan değiştirilemez niteliklerin 'cumhuriyet'le sınırlı tutulmasını isteyen Teziç, şu gerekçeyi ileri sürüyor: "Kurucu iktidarın asıl sahibi olan milletin ve onun temsilcilerinin özgür bırakılmalarında yarar vardır. İnsan aklının ve toplumların bu tür engellerden uzak tutulması, evrensel ve doğal değişim yasalarının mantıkî sonucudur. Hiçbir anayasa koyucu toplumun onlarca yıllık geleceğini ipotek altında tutma hakkına sahip olmamalıdır. 'Cumhuriyetin sürekliliği' dışında değişmez anayasa kuralı konulmasında yarar değil zarar vardır."

Erdoğan Teziç, AK Partili Prof. Dr. Zafer Üskül'ün bir süre önce gündeme getirdiği ve büyük tartışmalara yol açan 'ideolojisiz anayasa' fikrini de 15 yıl önce taslağına almış. "Liberal demokratik rejimlerde devletin resmî bir ideolojisi olmaz." ifadesini kullanan Teziç, yeni anayasanın ideolojik hükümlerden arındırılması gerektiğini savunuyor. Cumhurbaşkanı ve milletvekili yeminlerinden 'Atatürk ilkeleri ve inkılaplarına bağlılık' vurgusunu çıkaran Teziç, 'Türk milliyetçiliği' ya da 'Atatürk milliyetçiliği' şeklindeki kavramların da anayasada yer almamasını istiyor. Teziç'in önerilerinden biri de genelkurmay başkanının milli savunma bakanına bağlanması.

YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, sürpriz anayasa taslağını dönemin TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nın talebi üzerine hazırlamış. 1982 Anayasası'nı antidemokratik bulan Teziç ve 8 arkadaşı, bu talep üzerine işe koyularak, "Yeni Bir Anayasa İçin" adlı anayasa taslağını kaleme almış. Kısa sürede hazırlanan taslak, anayasa önerisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na sunulmuş.

Taslak, Teziç ve arkadaşlarının o dönemde, bugün savundukları görüşlere taban tabana zıt fikirlere sahip olduklarını ortaya koyuyor. Taslağın giriş bölümünde, darbe sonrasında kabul edilen 1982 Anayasası'nın demokratik ve katılımcı bir ortamda hazırlanmadığı belirtilerek, ulusal mutabakata dayalı yeni bir Anayasa yapılması isteniyor.

Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki bilim kurulunun hazırladığı bugünkü taslakta başlangıç kısmı ve değiştirilemez nitelikteki ilk 3 maddede yapılan bazı kelime değişiklikleri rejim sorunu haline getirilirken, TÜSİAD'ın taslağında değiştirilemeyecek maddelerin de değişmesi öneriliyor. Konuyla ilgili olarak taslağın giriş bölümünde, "TBMM, 1982 Anayasası'nın 'değiştirilemez hükümler' arasında saydığı hükümleri yok saymak ya da değişik formülasyonlara büründürmek hak ve yetkisine sahip midir?" sorusuna cevap aranıyor. "Türkiye devletinin cumhuriyet" olduğu yönündeki hükmün değiştirilemezliğinin Türk anayasa geleneğinin temel unsuru olduğu belirtilen taslakta, bunun dışındaki maddelerin değiştirilmezlik kapsamına 12 Eylül rejimi şartlarında hazırlanan 1982 Anayasası'yla alındığı kaydediliyor. Bu hükümler arasında değiştirilebilecek kurallar da olabileceği belirtilirken, şu açıklama yapılıyor: "Bu konuda asli kurucu organ yetkisini kullanan bir meclisin kendini bağımsız hissetmesi doğal ve gereklidir. Bu açıdan önerilebilecek ideal formül, yeni bir anayasa hazırlama girişiminin başında, TBMM'nin bir anayasa değişikliği yaparak, değişmezlik hukukunu daha önceki Cumhuriyet Anayasalarında olduğu gibi 'Cumhuriyet' ilkesi ile sınırlı tutması olacaktır. Sonuç olarak çalışma grubumuz, TBMM'nin yeni bir anayasa taslağını oluşturma aşamasında kendisini 'cumhuriyet hükümet şekli'nin değişmezliği dışında özgür ve bağımsız hissetmesi gerektiğine inanmaktadır."



Resmî ideoloji olmamalı

Erdoğan Teziç ve arkadaşlarının, AK Parti Mersin Milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül'ün 'ideolojisiz anayasa' fikrine 15 yıl önce hazırladıkları TÜSİAD'ın anayasa taslağında yer vermeleri de dikkat çeken noktalardan biri. "Liberal demokratik rejimlerde devletin resmî bir ideolojisi olmaz." denilen taslakta yeni anayasanın ideolojik hükümlerden mümkün olduğu kadar arındırılması gerektiği savunuluyor. Buna örnek olarak da Türk milliyetçiliği ya da Atatürk milliyetçiliği şeklindeki ideolojik anlam verilebilecek kavramların anayasadan çıkarılarak bunun yerine hukuki bir deyim olan 'milli' sıfatının konulması isteniyor. Anayasa'da resmi ideolojinin yer almamasına ilişkin önerinin gerekçesi ise şöyle: "Atatürk'ün nihai hedefi Batı tipi liberal demokrasidir. Liberal demokratik rejimlerde ise devletin resmî bir ideolojisi olmaz. Türkiye de 1946 seçimleri ile Atatürk'ün nihai hedef olarak belirlediği çoğulcu demokratik rejime yönelmiştir. Bu aşamadan sonra gerçekleştirilmesi gereken liberal demokratik toplumların ilkeleri olan çoğulculuk, özgürlük ve eşitlik olmalıdır."

Bu çerçevede Anayasa'da başlangıç bölümüne de gerek olmadığı, böyle bir bölüm olacaksa bile bunun çok temel hukuk ilkelerine ayrılmasının gerekli görüldüğü vurgulanıyor. Dolayısıyla, "1982 Anayasası'nın ideolojik yönü ağır başlangıç bölümünün bağlayıcı sayılmadığı" ileri sürülüyor. Bir hukuk kuralı olmaktan çok, ideolojik bir yapıya sahip olan başlangıç kısmının 1961 ve 1982 anayasalarında sorun çözmek yerine sorun ürettiğinin altı çiziliyor. Bu konuda şu görüş dile getiriliyor: "Üslup açısından son derece ağır ve bir tek cümleden oluşan ve anayasanın dayandığı temel görüş ve ilkeler yığınını içeren 1982 Anayasası başlangıç metni otoriter bir devlet ideolojisi çağrıştırır biçimde düzenlenmiştir. Nitekim yargı organlarınca da böyle yorumlandığı olmuştur. Devleti soyut bir varlık olarak yücelten, ona 'kutsal' sıfatını ekleyen bir anlayışla, özgürlükçü ve çoğulcu bir demokratik düzenin bağdaştırılması imkansızdır."

Genelkurmay, Milli Savunma'ya bağlansın

TÜSİAD'ın taslağında bir diğer önemli değişiklik de Genelkurmay Başkanlığı'nın statüsünde göze çarpıyor. Taslakta, bütün NATO ülkelerinde genelkurmay başkanının başbakana değil, Milli Savunma bakanına bağlı olduğu belirtiliyor. Bu sebeple ilgili maddenin, "Genelkurmay başkanı Milli Savunma bakanına karşı sorumludur." şeklinde değiştirilmesi teklif ediliyor.


Teziç'in milletvekili yemininde Atatürk yok
Anayasa'daki milletvekili yemin metni: Devletin varlığı ve bağımsızlığını vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyet'e ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma, toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim. Taslaktaki milletvekili yemini önerisi: Milletin kayıtsız şartsız egemenliğine, vatan ve milletin bölünmez bütünlüğüne, devletin bağımsızlığına ve laik Cumhuriyet'e bağlı kalacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim.

TBMM, yeni anayasa konusunda 'asli kurucu organ' yetkisine sahip
Meclis'in yeni bir anayasa yapma konusundaki yetkisinin de tartışıldığı taslakta "Anayasa değişiklikleri yapmaya yetkili bir organın yeni bir anayasa yapma konusunda da yetkili olduğu hususunda kuşku yoktur." deniyor. Ayrıca Meclis'in yeni bir anayasa yapmaya yetkili olduğu konusunda Atatürk döneminde kabul edilen 1924 Anayasası örnek gösteriliyor. 1924 Anayasası'nın bir kurucu Meclis tarafından değil olağan bir yasama meclisi tarafından üstelik halk oyuna sunulmadan kabul edildiğine dikkat çekiliyor.

Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun kısa bir süre önce öne sürdüğü Meclis'in yeni bir anayasa yapamayacağı yönündeki iddiasıyla ilgili olarak Teziç ve ekibinin 15 yıl önce hazırladığı taslakta şu değerlendirme yapılmış: "Kısacası, bugünkü TBMM bir "Kurucu Meclis" sıfatıyla seçilmiş olmadığı halde , yeni bir anayasa yapmaya yetkili bir "asli kurucu organ" yetkisi kullanabilir. Zaten bunun aksini düşünmek, anayasa yapıcılığı yetkisini yalnız kurucu meclislere ya da ihtilal sonrasının olağanüstü iktidarlarına tanımak olur ki; bu tarihsel gerçeklerle uzlaşmadığı gibi, şiddet yolunu önermek anlamına dahi gelir. Oysa, pek çok ülkede yeni anayasalar, normal zamanlarda ve olağan yasama meclisleri tarafından hazırlanabilmiştir."


Dokuz kişilik ekipte Süheyl Batum da var
TÜSİAD'ın 1992 yılında hazırlattığı "Yeni Bir Anayasa İçin" adlı anayasa taslağını yazan Erdoğan Teziç başkanlığındaki çalışma grubunda AK Parti'nin taslağını eleştiren isimlerden Prof. Dr. Süheyl Batum ile halen YÖK üyesi olan Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu da yer almış. 9 anayasa hukukçusunun yer aldığı çalışma grubunda ayrıca Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Anayasa Mahkemesi üyeliğine atadığı Prof. Dr. Fazıl Sağlam, Prof. Dr. Bülent Tanör, Prof. Dr. Sait Güran, Prof. Dr. Yıldızhan Yayla, Prof. Dr. Köksal Bayraktar, Prof. Dr. Devrim Ulucan isimleri var. Dönemin TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nın talebi üzerine hazırlanan taslak yeni bir anayasa önerisi olarak TBMM Başkanlığı'na da sunulmuş.

Değiştirilemeyecek hükümlerin kapsamı daraltılıyor
Teziç'in taslağında Anayasa'nın birinci kısmında yer alan değiştirilemez hükümler, 'devletin cumhuriyet' niteliğiyle sınırlı tutulmuş. Değişiklikler şöyle:

2. madde:

Mevcut metin: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Taslaktaki metin: Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına dayanan, milli, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

3. madde:

Mevcut metin: Devletin dili Türkçedir.

Taslaktaki metin: Devletin resmi dili Türkçedir.

4. madde:

Mevcut metin: Anayasa'nın 1'inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2'nci maddesindeki Cumhuriyet'in nitelikleri ve 3'üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Taslaktaki metin: Türkiye devletinin bir Cumhuriyet olduğuna ilişkin hüküm değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez
 

M_Ce

New member
ya bırakın tartışmayı getirin bakim şu anayasayı kimse ses çıkarmasın ben yapacam anayasayı:biggrin:biggrin:biggrin benden başkası yapamaz:durdurun:durdurun​
 

esfanu

New member
Teziç-Evren-Baykal yapmasındakim yaparsa yapsın.
Kimin yapacağı belli,Cumhurbaşkanını seçenler!!!!!
Boşuna kafanızı yormayın.
 

sram

New member
Kod:
[B]düşüncelerimizi başkalarını aşşağılamadan yazalım lütfen..![/B]
 

HTML

Üst