redyellow2
New member
- Katılım
- 22 May 2010
- Mesajlar
- 728
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Yemin ile ilgili yargı kararları
CHP ve BDPden milletvekili seçilenler, yemin etmeden milletvekili sayılırlar mı?
CHP ve BDPlilere bakarsanız, çoktan milletvekili oldular bile.
Dahası, CHPliler, TBMM Genel Kuruluna girip, fiilen orada oturmaya bile başladılar.
Birkaç hukukçu profları, Yemin önemli değil. Yemin bir törenden ibarettir diyerek, adeta Yemin etmesek de, biz göreve başlamış sayılırız diyorlar.
Göreve başlamış iseler neyi boykot ediyorlar, ayrı bir tartışma konusu.
Ama yeminin o kadar önemsiz de olmadığını, yargı kararları ile ortaya koyalım. Takdir onların..
Hemen söyleyeyim, yeminin bugünkü şekli, içeriği ile ilgili benim ciddi itirazlarım var.
Ama, oyunun kuralını bize sürekli hatırlatanlar, yine kuralı kendi menfaatleri için çiğniyorlarsa, onlara kendi kurallarını hatırlatmak da, bizim boynumuzun borcu oluyor.
Nedir hatırlatacağımız kurallar ve o kurallar ile ilgili yargı kararları?
Önce Danıştaydan bir karar:
Danıştay 6. Dairesi, 1983/266 esas sayılı dosyadan verilen karar: Takdir komisyonunun üyelerinin yemin etmemesi, komisyon kararının iptaline sebeptir..
Danıştay, yemin etmeden takdir komisyonu üyeliği yapanların kararının, geçersiz olduğunu hatırlatıyor.
Bir başka karar..
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 1997/10266 esas sayılı dosyasından verilmiş: Görüşü hükme dayanak kabul edilen bilirkişiye yemin verilmemesi bozma sebebidir.
Bir karar daha...
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 1997/4257 esas ve 1998/1444 karar: Sanıklar R.U ve H.I için 6.9.1995 tarihli oturumda tercüman olarak tayin olunan Ö.Ma yemin verilmeden ifadeleri alınması suretiyle CMUK.nun 72 ve 252. maddelerine muhalefet edilmesi, ...
Bir başka karar:
Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 1998/3809 esas sayılı dosyasından: 5.4.1997 günlü celsede dinlenen ve beyanı hükme esas alınan tanık M.T.ye yemin verilmemesi, kanuna aykırı,...
Gördüğünüz gibi, Yargıtay da Danıştay da, kanunlarda yemin edilmesi gerektiğini belirten durumlarda yemin edilmemesini, şekli değil, esaslı bir eksiklik olarak görüyor.
Bilirkişi söz konusu ise, bilirkişinin raporu geçersiz oluyor.
Tanık ise söz konusu olan, tanıklığı geçersiz oluyor.
Tercümanlık söz konusu ise, tercüme raporu geçersiz oluyor.
Bu yönde, yüzlerce, binlerce yargı kararı var.
Ama ben, biraz daha geniş olarak, en meşhur ve tartıştığımız konuya en yakın olanını size aktarayım:
Merhum Turgut Özal, TBMM tarafından cumhurbaşkanı seçilmiş. Ancak henüz yemin etmemiş. İşte tam o ara dönemde, bir medya organında kendisine hakaret ediliyor.
Cumhurbaşkanına hakaretten dava açılıyor.
Hakaret eden kişi mahkum ediliyor. Ancak yargılamanın sonunda, karar bozuluyor..
Gerekçe mi?
Gerekçe, yemin ile cumhurbaşkanlığı görevi başlar, yemin etmeyen kişi, cumhurbaşkanı seçilmiş ise de, henüz cumhurbaşkanı değildir. Cumhurbaşkanı olmadığı için de, ona yapılan hakaret, cumhurbaşkanına hakaret sayılmaz.
Bu kararın da tarihi ve numarasını verelim..
Merak edenler incelesinler.
Yargıtay Ceza Genel kurulu, E. 1990/9-84, K. 1990/106, T. 2.4.1990..
Ne deniyor kararda?
Kısaca alıntılayalım: Hakaret suçu; seçimden hemen sonra, ancak and içmeden önce işlenmiştir. TCYnın 158. maddesindeki suçun unsurları bakımından oluşmadığı, isabetsizliğinden bozulmasına, ...
Yargıtay Başsavcılığı karara itiraz etmiş: Cumhurbaşkanı sıfatı seçimle kazanılmıştır. Bu sıfatın kazanılması andiçme şartına bağlanamaz. TCYnın 158. maddesinde Cumhurbaşkanının, görevlerinden söz edilmeksizin, sıfatı itibariyle korunduğundan ve yeni seçilen Cumhurbaşkanı seçimle bu sıfatı iktisap ettiğinden Cumhurbaşkanına hakaret suçu oluşmuştur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, itirazı reddetmiş.
Yani, Cumhurbaşkanlığı sıfatı, seçilmekle değil, yemin etmekle kazanılır demiş.
Şimdi CHPnin hukukçu kurmayları, alsınlar bu Ceza Genel Kurulu kararını, şöyle bir okusunlar. Ondan sonra kendilerine bir yol haritası çizsinler.
Yoksa, öyle sanıyorum ki, bu kafa ile giderlerse, iki Ergenekon sanığını kurtaralım derken, 135 milletvekilinden de olacaklar!
Ali Karahasanoğlu / Yemin ile ilgili yargı kararları - En Doğru ve Güncel Haber
CHP ve BDPden milletvekili seçilenler, yemin etmeden milletvekili sayılırlar mı?
CHP ve BDPlilere bakarsanız, çoktan milletvekili oldular bile.
Dahası, CHPliler, TBMM Genel Kuruluna girip, fiilen orada oturmaya bile başladılar.
Birkaç hukukçu profları, Yemin önemli değil. Yemin bir törenden ibarettir diyerek, adeta Yemin etmesek de, biz göreve başlamış sayılırız diyorlar.
Göreve başlamış iseler neyi boykot ediyorlar, ayrı bir tartışma konusu.
Ama yeminin o kadar önemsiz de olmadığını, yargı kararları ile ortaya koyalım. Takdir onların..
Hemen söyleyeyim, yeminin bugünkü şekli, içeriği ile ilgili benim ciddi itirazlarım var.
Ama, oyunun kuralını bize sürekli hatırlatanlar, yine kuralı kendi menfaatleri için çiğniyorlarsa, onlara kendi kurallarını hatırlatmak da, bizim boynumuzun borcu oluyor.
Nedir hatırlatacağımız kurallar ve o kurallar ile ilgili yargı kararları?
Önce Danıştaydan bir karar:
Danıştay 6. Dairesi, 1983/266 esas sayılı dosyadan verilen karar: Takdir komisyonunun üyelerinin yemin etmemesi, komisyon kararının iptaline sebeptir..
Danıştay, yemin etmeden takdir komisyonu üyeliği yapanların kararının, geçersiz olduğunu hatırlatıyor.
Bir başka karar..
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 1997/10266 esas sayılı dosyasından verilmiş: Görüşü hükme dayanak kabul edilen bilirkişiye yemin verilmemesi bozma sebebidir.
Bir karar daha...
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 1997/4257 esas ve 1998/1444 karar: Sanıklar R.U ve H.I için 6.9.1995 tarihli oturumda tercüman olarak tayin olunan Ö.Ma yemin verilmeden ifadeleri alınması suretiyle CMUK.nun 72 ve 252. maddelerine muhalefet edilmesi, ...
Bir başka karar:
Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 1998/3809 esas sayılı dosyasından: 5.4.1997 günlü celsede dinlenen ve beyanı hükme esas alınan tanık M.T.ye yemin verilmemesi, kanuna aykırı,...
Gördüğünüz gibi, Yargıtay da Danıştay da, kanunlarda yemin edilmesi gerektiğini belirten durumlarda yemin edilmemesini, şekli değil, esaslı bir eksiklik olarak görüyor.
Bilirkişi söz konusu ise, bilirkişinin raporu geçersiz oluyor.
Tanık ise söz konusu olan, tanıklığı geçersiz oluyor.
Tercümanlık söz konusu ise, tercüme raporu geçersiz oluyor.
Bu yönde, yüzlerce, binlerce yargı kararı var.
Ama ben, biraz daha geniş olarak, en meşhur ve tartıştığımız konuya en yakın olanını size aktarayım:
Merhum Turgut Özal, TBMM tarafından cumhurbaşkanı seçilmiş. Ancak henüz yemin etmemiş. İşte tam o ara dönemde, bir medya organında kendisine hakaret ediliyor.
Cumhurbaşkanına hakaretten dava açılıyor.
Hakaret eden kişi mahkum ediliyor. Ancak yargılamanın sonunda, karar bozuluyor..
Gerekçe mi?
Gerekçe, yemin ile cumhurbaşkanlığı görevi başlar, yemin etmeyen kişi, cumhurbaşkanı seçilmiş ise de, henüz cumhurbaşkanı değildir. Cumhurbaşkanı olmadığı için de, ona yapılan hakaret, cumhurbaşkanına hakaret sayılmaz.
Bu kararın da tarihi ve numarasını verelim..
Merak edenler incelesinler.
Yargıtay Ceza Genel kurulu, E. 1990/9-84, K. 1990/106, T. 2.4.1990..
Ne deniyor kararda?
Kısaca alıntılayalım: Hakaret suçu; seçimden hemen sonra, ancak and içmeden önce işlenmiştir. TCYnın 158. maddesindeki suçun unsurları bakımından oluşmadığı, isabetsizliğinden bozulmasına, ...
Yargıtay Başsavcılığı karara itiraz etmiş: Cumhurbaşkanı sıfatı seçimle kazanılmıştır. Bu sıfatın kazanılması andiçme şartına bağlanamaz. TCYnın 158. maddesinde Cumhurbaşkanının, görevlerinden söz edilmeksizin, sıfatı itibariyle korunduğundan ve yeni seçilen Cumhurbaşkanı seçimle bu sıfatı iktisap ettiğinden Cumhurbaşkanına hakaret suçu oluşmuştur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, itirazı reddetmiş.
Yani, Cumhurbaşkanlığı sıfatı, seçilmekle değil, yemin etmekle kazanılır demiş.
Şimdi CHPnin hukukçu kurmayları, alsınlar bu Ceza Genel Kurulu kararını, şöyle bir okusunlar. Ondan sonra kendilerine bir yol haritası çizsinler.
Yoksa, öyle sanıyorum ki, bu kafa ile giderlerse, iki Ergenekon sanığını kurtaralım derken, 135 milletvekilinden de olacaklar!
Ali Karahasanoğlu / Yemin ile ilgili yargı kararları - En Doğru ve Güncel Haber