atn42
New member
Yedi Düvel’in Yapamadığını Yapmaya Kalkışmak ve Bıktıran DTP Tehditleri…
Taylan Sorgun
16 Eylül 2009
Yedi Düvel’in Yapamadığını Yapmaya Kalkışmak ve Bıktıran DTP Tehditleri- Bir Tarihi Belge – DTP ve Üç Buçuk Oy- Siyasi İktidar ve “Açılım”- Anayasa ve Bahçeli- Türk Dünyası Gücü…
“Gizli oturumda ne konuşulacaktır?” “Açılımda kapılar açıktır” her açılım görüşmesinin ardından açık kapı önünde konuşulanlar açıklanmaktadır. Ama şimdi TBMM Genel Kurul Salonu kapıları kapatılacak, sağır salon görevlisi personel yerlerini alacaklar sonra da herhalde Başbakan “açılım açıklamaları” yapacaktır. Bunca şey açığa çıkmışken demek ki “açığa çıkmayanlar, ya da çıkması istenmeyenler” vardır ki “gizli oturum” söz konusu olmuştur.
1- “DURUMU” AÇIK KALANLAR”…
“Kürt sorunu açılımı” vardır. “Ermeni açılımı” vardır. Lakin durumu açık kalanlar için icab eden “açılım” yoktur. Emeklinin durumu açıktır. Memura yüzde ikibuçukluk “karikatürsel zam” söz konusudur. İşçi perişandır. Esnafın hali malümdur. Köylünün “durumu açıktır” “Açılım” derken endüstrinin fabrikalarının kapıları “kapanmıştır” İşsizlerin durumu “açıktır” Okullar açılmıştır, okulların kapısı açıktır, ama çocuklarını okullara göndereceklerin cüzdanları “deliktir” İşte “Açılımcılık modasından” bölümler de böyledir.
2- AŞİRET BAŞLARI NE DEDİLER?
Pazartesi akşamı, ekranlara, tabii bazı ekranlara bir haber düşmüştür. Güneydoğu Anadolu Coğrafi Bölgesi’nde ki bazı aşiret başları toplu halde bir açıklama yaparak “…DTP’de PKK’da Kürtleri temsil edemez…” demişlerdir. Ama, kimi medyada tek satır yoktur. Şimdi bakınız bunun tersim olsa idi yani o aşiret başları bunun tersini söyleselerdi. Ohoooo kimi medyada manşetler, ekranlarda birinci habelerden geçilmez olurdu. Bazıları herhalde o açıklamayı yapanlar için “pişmiş aşa su katıyorlar” diye kızmışlardır da.
3- DTP VE ÜÇ BUÇUK OY…
Taa başından beri bir iddiam vardır. O da şöyledir: 1- Benim parantezime göre “Güneydoğu Anadolu coğrafi bölgemizde yaşayan vatandaşlarımızın kahir ekseriyeti bu Vatan’a bağlı kederde ve sevinçte ortak olduğumuz vatandaşlarımızdır” 2- DTP’nin çok oy aldığı yerlerde seçim sandıkları mahalle bazında konulmasada, belli meydanlara konulsa bakalım sandıklardan ne çıkacaktır?
4- TERÖR TEHDİDİ VE SANDIK…
Daha önce de belirttiğim gibi, seçimlerde sandıklar “mahalle bazında” konulmaktadır. Yani seçimlerde o mahalleden nasıl oy çıktığı belli olmaktadır. Terörün yaşandığı yerlerde, Güneydoğu Anadolu Coğrafi Bölgemizde DTP’nin çok oy aldığı yerlerde sandıklar mahalle bazında değilde bazı “meydanlara” konulsa acaba DTP’ye çıkacak oy nedir? Çünkü geçen seçimlerde emperyalizmin tetikçisi PKK’nin mahalelerde “bu mahalle sandığından istendiği gibi oy çıkmaz ise hesap sorarız” tehditleri haberleri ulaşmıştı. Bir iddiaya göre Türkiye’de 13 milyona yakın Kürt varmış. Peki DTP’nin Türkiye genelinde aldığı oy ne kadardır? Bellidir. Ama, işte DTP’nin iddiası da ortadadır.
5- BIKTIRAN TEHDİT…
DTP sözcülerinin kimilerinin “Çözüm olmaz ise ayrılırız haaa” tehditleri “Türkiye’yi bıktırmıştır” Milleti bıktırmıştır. Dün de belirttiğim gibi “ayrılmak dedi mi bir sınır” söz konusudur. Peki o sınırı PKK ve DTP mi çizecektir? Ve kimin Vatan’nı kimden ayıracaklardır. Yani akılları sıra masanın başına oturup, şurası Kürdistan, burası da Türkiye mi diyeceklerdir? El cevap “güldürmeyin milleti ve güldürmeyin bizi”…
6- YEDİ DÜVEL YAPAMADI…
1. Şark meselesi’nin ortaya çıkardığı emperyalizmin 1. Dünya Paylaşım savaşında zamanın deyimi ile “Yedi Düvel”, öteki deyimle “Düvel’i muazzama” en büyük orduları ile Anadolu topraklarına bu toprakları da parçalamak için çullanmışlardır. Ama güçleri yetmemiştir. En sonunda “mabatlarına bakarak” kaçıp gitmişlerdir. Fakat o emperyalizm boş durmamıştır. Zamanımızda tetikçileri PKK’yı ortaya çıkarmışlardır. Şimdi onun siyasallaşmış hali ile de aynı tezgâhtarlığı yapmaktadırlar. Ama sonunda göreceklerdir.
7- DTP VE GERGİNLİK SİYASETİ…
DTP durmadan bir “gerginlik kışkırtıcılık” siyaseti peşindedir. Bu vahim ve yanlış bir siyasettir. Bereket ki millet soğuk kanlıdır. O gerginlik siyasetine kaşlarını çatmaktadır. Öfkelenmektedir. Ama ağır başlılığını tarihsel bilinci ile sürdürmektedir. Tuzaklara düşmemektedir.
8- BİR TARİHİ BELGE…
Daha önce de sözünü etmiştim. Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’ya geçmeden önce Diyarbakır’dan İstanbul’a gelen bir heyet, Mustafa Kemal Paşa Atatürk ile bir görüşme yapmış ve o görüşme sonunda “biz sizin emrinizdeyiz” demişlerdir. Sonra da zamanın emperyalizmi ile işbirliği içinde olan “Kürt Teali Cemiyeti’nin (partisinin) Cağaloğlu’daki binasına giderek Kürt Tealicilere “siz bölücülük yapıyorsunuz” demiş ve onlarla çatışmışlardır. (Bak Taylan Sorgun: Mütareke Dönemi ve Bekirağa Bölüğü Belgeseli. O zamanları yaşayanların anlattıkları)
9- BAHÇELİ VE ANAYASA…
MHP Lideri Devlet Bahçeli “Gizli oturum yapılıyorsa ne konuşulduğunu millete ben bizzat açıklarım” demiştir. Açık sözlü bir siyasettir. Zaten genelde bakıldığında, böyle bir siyaset Bahçeli’nin siyasi karakteristiği ile de örtüşmektedir. Yani, kapalı kapılar ardında başka, açıkta başka ko-nuş-ma-mak-ta-dır. MHP Lideri Bahçeli’nin bu açıklamasının karşısına ise TBMM’deki gizli görüşmelerin açıklanmasının cezai hükümleri çıkartılmaktadır. Ancak, bu Bahçeli’nin hiç de umurunda değildir. Çünkü, sözlerini sürdürmektedir.
10- ANAYASA VE AÇILIM…
Başkalarının ve siyasi iktidarın deyimi ile “Kürt sorunu çözümünde” eğer üstü kapalı ya da açık “özerklik”ten başlayan açılım siyaseti varsa bu durum Anayasa’nın temel esaslarına aykırıdır. Böyle bir tarihsel hata “Anayasa ihlali”dir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş esasları ve Felsefesi, Milli Mücadele ve Anadolu ihtilali esaslarından ve felsefesinden kaynaklanmaktadır. Eğer açılımlar, Anayasa’da belirtilen esaslarla çakışacak ise o zaman “Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali Felsefesi ile de çatışmışlık” ortaya çıkacaktır. Yani tarihsel “reddi miras siyaseti” Böylesine vahim bir hataya düşmemek, tarihsel olarak da gerekmektedir. Ulus ve milli devlet, üniter devlet yapısına aykırı her hangi bir açılış Anayasa İhlali de olacaktır.
11- TÜRK DEVLETLERİ GÜCÜ…
Türkiye’den başlayan Uzak Asya’ya uzanan bir coğrafya mevcuttur. Bu coğrafyada Anadolu’dan başlayarak uzak Asya’ya sarkan Türk dünyası meselesi vardır. Batı emperyalizmi bu gücünün ortaya çıkmasından endişe etmiştir. Bunun üzerine bir siyaset kurulmuştur. Balkanlarda Türkiye’ye bel bağlayan Türkler vardır. Batı emperyalizmi bu gücü önlemek istemiştir. Onun için ilk siyaset Türkiye, üzerinde sorunlar yaratmakla başlamıştır. Türkiye üzerinde Ermenistan sınır kapısının açılması siyaseti yerine getirilirken iki hedef gözetilmiştir. 1- Ermenistan çıkarlarını sağlamak 2- Türkiye’nin Azerbaycandan başlayan Türk Dünyası ilişkilerini zayıflatmak. Bugün itibariyle durum böyledir. Ama kararı yine de siz veriniz. Ben anlattım.
kaynak
Taylan Sorgun
16 Eylül 2009
Yedi Düvel’in Yapamadığını Yapmaya Kalkışmak ve Bıktıran DTP Tehditleri- Bir Tarihi Belge – DTP ve Üç Buçuk Oy- Siyasi İktidar ve “Açılım”- Anayasa ve Bahçeli- Türk Dünyası Gücü…
“Gizli oturumda ne konuşulacaktır?” “Açılımda kapılar açıktır” her açılım görüşmesinin ardından açık kapı önünde konuşulanlar açıklanmaktadır. Ama şimdi TBMM Genel Kurul Salonu kapıları kapatılacak, sağır salon görevlisi personel yerlerini alacaklar sonra da herhalde Başbakan “açılım açıklamaları” yapacaktır. Bunca şey açığa çıkmışken demek ki “açığa çıkmayanlar, ya da çıkması istenmeyenler” vardır ki “gizli oturum” söz konusu olmuştur.
1- “DURUMU” AÇIK KALANLAR”…
“Kürt sorunu açılımı” vardır. “Ermeni açılımı” vardır. Lakin durumu açık kalanlar için icab eden “açılım” yoktur. Emeklinin durumu açıktır. Memura yüzde ikibuçukluk “karikatürsel zam” söz konusudur. İşçi perişandır. Esnafın hali malümdur. Köylünün “durumu açıktır” “Açılım” derken endüstrinin fabrikalarının kapıları “kapanmıştır” İşsizlerin durumu “açıktır” Okullar açılmıştır, okulların kapısı açıktır, ama çocuklarını okullara göndereceklerin cüzdanları “deliktir” İşte “Açılımcılık modasından” bölümler de böyledir.
2- AŞİRET BAŞLARI NE DEDİLER?
Pazartesi akşamı, ekranlara, tabii bazı ekranlara bir haber düşmüştür. Güneydoğu Anadolu Coğrafi Bölgesi’nde ki bazı aşiret başları toplu halde bir açıklama yaparak “…DTP’de PKK’da Kürtleri temsil edemez…” demişlerdir. Ama, kimi medyada tek satır yoktur. Şimdi bakınız bunun tersim olsa idi yani o aşiret başları bunun tersini söyleselerdi. Ohoooo kimi medyada manşetler, ekranlarda birinci habelerden geçilmez olurdu. Bazıları herhalde o açıklamayı yapanlar için “pişmiş aşa su katıyorlar” diye kızmışlardır da.
3- DTP VE ÜÇ BUÇUK OY…
Taa başından beri bir iddiam vardır. O da şöyledir: 1- Benim parantezime göre “Güneydoğu Anadolu coğrafi bölgemizde yaşayan vatandaşlarımızın kahir ekseriyeti bu Vatan’a bağlı kederde ve sevinçte ortak olduğumuz vatandaşlarımızdır” 2- DTP’nin çok oy aldığı yerlerde seçim sandıkları mahalle bazında konulmasada, belli meydanlara konulsa bakalım sandıklardan ne çıkacaktır?
4- TERÖR TEHDİDİ VE SANDIK…
Daha önce de belirttiğim gibi, seçimlerde sandıklar “mahalle bazında” konulmaktadır. Yani seçimlerde o mahalleden nasıl oy çıktığı belli olmaktadır. Terörün yaşandığı yerlerde, Güneydoğu Anadolu Coğrafi Bölgemizde DTP’nin çok oy aldığı yerlerde sandıklar mahalle bazında değilde bazı “meydanlara” konulsa acaba DTP’ye çıkacak oy nedir? Çünkü geçen seçimlerde emperyalizmin tetikçisi PKK’nin mahalelerde “bu mahalle sandığından istendiği gibi oy çıkmaz ise hesap sorarız” tehditleri haberleri ulaşmıştı. Bir iddiaya göre Türkiye’de 13 milyona yakın Kürt varmış. Peki DTP’nin Türkiye genelinde aldığı oy ne kadardır? Bellidir. Ama, işte DTP’nin iddiası da ortadadır.
5- BIKTIRAN TEHDİT…
DTP sözcülerinin kimilerinin “Çözüm olmaz ise ayrılırız haaa” tehditleri “Türkiye’yi bıktırmıştır” Milleti bıktırmıştır. Dün de belirttiğim gibi “ayrılmak dedi mi bir sınır” söz konusudur. Peki o sınırı PKK ve DTP mi çizecektir? Ve kimin Vatan’nı kimden ayıracaklardır. Yani akılları sıra masanın başına oturup, şurası Kürdistan, burası da Türkiye mi diyeceklerdir? El cevap “güldürmeyin milleti ve güldürmeyin bizi”…
6- YEDİ DÜVEL YAPAMADI…
1. Şark meselesi’nin ortaya çıkardığı emperyalizmin 1. Dünya Paylaşım savaşında zamanın deyimi ile “Yedi Düvel”, öteki deyimle “Düvel’i muazzama” en büyük orduları ile Anadolu topraklarına bu toprakları da parçalamak için çullanmışlardır. Ama güçleri yetmemiştir. En sonunda “mabatlarına bakarak” kaçıp gitmişlerdir. Fakat o emperyalizm boş durmamıştır. Zamanımızda tetikçileri PKK’yı ortaya çıkarmışlardır. Şimdi onun siyasallaşmış hali ile de aynı tezgâhtarlığı yapmaktadırlar. Ama sonunda göreceklerdir.
7- DTP VE GERGİNLİK SİYASETİ…
DTP durmadan bir “gerginlik kışkırtıcılık” siyaseti peşindedir. Bu vahim ve yanlış bir siyasettir. Bereket ki millet soğuk kanlıdır. O gerginlik siyasetine kaşlarını çatmaktadır. Öfkelenmektedir. Ama ağır başlılığını tarihsel bilinci ile sürdürmektedir. Tuzaklara düşmemektedir.
8- BİR TARİHİ BELGE…
Daha önce de sözünü etmiştim. Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’ya geçmeden önce Diyarbakır’dan İstanbul’a gelen bir heyet, Mustafa Kemal Paşa Atatürk ile bir görüşme yapmış ve o görüşme sonunda “biz sizin emrinizdeyiz” demişlerdir. Sonra da zamanın emperyalizmi ile işbirliği içinde olan “Kürt Teali Cemiyeti’nin (partisinin) Cağaloğlu’daki binasına giderek Kürt Tealicilere “siz bölücülük yapıyorsunuz” demiş ve onlarla çatışmışlardır. (Bak Taylan Sorgun: Mütareke Dönemi ve Bekirağa Bölüğü Belgeseli. O zamanları yaşayanların anlattıkları)
9- BAHÇELİ VE ANAYASA…
MHP Lideri Devlet Bahçeli “Gizli oturum yapılıyorsa ne konuşulduğunu millete ben bizzat açıklarım” demiştir. Açık sözlü bir siyasettir. Zaten genelde bakıldığında, böyle bir siyaset Bahçeli’nin siyasi karakteristiği ile de örtüşmektedir. Yani, kapalı kapılar ardında başka, açıkta başka ko-nuş-ma-mak-ta-dır. MHP Lideri Bahçeli’nin bu açıklamasının karşısına ise TBMM’deki gizli görüşmelerin açıklanmasının cezai hükümleri çıkartılmaktadır. Ancak, bu Bahçeli’nin hiç de umurunda değildir. Çünkü, sözlerini sürdürmektedir.
10- ANAYASA VE AÇILIM…
Başkalarının ve siyasi iktidarın deyimi ile “Kürt sorunu çözümünde” eğer üstü kapalı ya da açık “özerklik”ten başlayan açılım siyaseti varsa bu durum Anayasa’nın temel esaslarına aykırıdır. Böyle bir tarihsel hata “Anayasa ihlali”dir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş esasları ve Felsefesi, Milli Mücadele ve Anadolu ihtilali esaslarından ve felsefesinden kaynaklanmaktadır. Eğer açılımlar, Anayasa’da belirtilen esaslarla çakışacak ise o zaman “Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali Felsefesi ile de çatışmışlık” ortaya çıkacaktır. Yani tarihsel “reddi miras siyaseti” Böylesine vahim bir hataya düşmemek, tarihsel olarak da gerekmektedir. Ulus ve milli devlet, üniter devlet yapısına aykırı her hangi bir açılış Anayasa İhlali de olacaktır.
11- TÜRK DEVLETLERİ GÜCÜ…
Türkiye’den başlayan Uzak Asya’ya uzanan bir coğrafya mevcuttur. Bu coğrafyada Anadolu’dan başlayarak uzak Asya’ya sarkan Türk dünyası meselesi vardır. Batı emperyalizmi bu gücünün ortaya çıkmasından endişe etmiştir. Bunun üzerine bir siyaset kurulmuştur. Balkanlarda Türkiye’ye bel bağlayan Türkler vardır. Batı emperyalizmi bu gücü önlemek istemiştir. Onun için ilk siyaset Türkiye, üzerinde sorunlar yaratmakla başlamıştır. Türkiye üzerinde Ermenistan sınır kapısının açılması siyaseti yerine getirilirken iki hedef gözetilmiştir. 1- Ermenistan çıkarlarını sağlamak 2- Türkiye’nin Azerbaycandan başlayan Türk Dünyası ilişkilerini zayıflatmak. Bugün itibariyle durum böyledir. Ama kararı yine de siz veriniz. Ben anlattım.
kaynak