Evet arkadaşlar şimdi benim gibi yaradılışa inanan insanın topraktan gelip toprağa gideceğine inana içinde Allah korkusu olan arkadaşlara bulabildiim ayetleri toplu bişekile göndermek istedim bunları bulup bi araya getirmek bayağı bi zamanı mı aldı daha fazla ayetde vardır belki ama benim bulabildiklerim bunlar bunların yanında nuh suresi insan suresi kevser suresi daha öncede vermiş olduum zeburda yazan yaratılışla ilgili olan ayetler ve son olarakta Peygamber Efendimizin veda hutbesini sizinle paylaşmak istedim
not : Arkadaşlar bu konu kesinlikle tartışma konusu olmasın tartışmaya giricek arkadaşların by_ajanın açtıı konudan devam etmesini rica ediorum
http://www.hackhell.com/showthread.php?t=64513
Şimdi Surelerle Başlayalım
Araf Suresi
179-Andolsun ki, cin ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yarattık. Onların kalpleri vardır, onunla gerçeği anlamazlar, gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır ama onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvan gibidirler, hatta daha şaşkındırlar. İşte o gafiller ancak bunlardır.
Hicr Suresi
6-Gerçekten Biz, insanı kuru bir çamurdan, biçimlendirilmiş bir balçıktan yarattık.
27-Cini ise, daha önce zehirleyici şiddetli ateşten yaratmıştık.
28-Ve düşün o vakti ki, Rabbin meleklere: "Ben, kuru bir çamurdan biçimlendirilmiş bir balçıktan bir beşer yaratacağım.
29-Bunun için, Ben onu muntazam bir insan kıvamına getirip içine ruhumdan üflediğim zaman, derhal onun için secdeye kapanın!"
30-Bunun üzerine bütün melekler hep birden secde ettiler.
31-Ancak iblis, secde edenlerle beraber olmaktan kaçındı.
32-Allah : "Ey iblis, sen neden secde edenlerle beraber olmadın?" dedi.
33-İblis: "Benim, kuru bir çamurdan, biçimlendirilmiş bir balçıktan yarattığın bir insana secde etmem olacak şey değildir!" dedi.
34-Allah : "O halde çık oradan; çünkü sen, artık kovulmuşsundur!
35-Ve bu lanet ceza gününe kadar üzerindedir." dedi.
Taha Suresi
55-Sizi topraktan yarattık, yine ona döndüreceğiz ve yine sizi ondan bir kere daha çıkaracağız.
Müminun Suresi
12-Andolsun ki, Biz insanı süzülmüş bir çamurdan yarattık.
Hucurat Suresi
13-Ey insanlar, Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışanız diye sizi milletlere, kabilelere ayırdık. Haberiniz olsun ki, Allah katında en şerefliniz, en takvalınızdır. Muhakkak ki, Allah, bilendir, herşeyden haberdardır.
Nuh Suresi
1-Haberiniz olsun ki, Biz Nuh'u: "Kendilerine elim bir azap gelmeden önce kavmini uyar!" diye kavmine gönderdik.
2-Dedi ki: "Ey kavmim, haberiniz olsun, ben size açık bir uyarıcıyım!
3-Şöyle ki, Allah'a kulluk edin, O'ndan korkun ve bana itaat edin!
4-Günahlarınızı bağışlasın ve sizi belirti bir vakte kadar ertelesin. Kuşkusuz, Allah'ın takdir ettiği vakit gelince ertelenmez, eğer bilseydiniz!"
5-Dedi ki: "Ey Rabbim, ben kavmimi gece gündüz davet ettim.
6-Fakat benim çağırmam, sadece onların kaçmalarını artırdı.
7-Ve ben, onları bağışlaman için her davet ettiğimde onlar, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, direndiler ve kibirlendikçe kibirlendiler.
8-Sonra ben onları yüksek sesle çağırdım.
9-Sonra hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli söyledim.
10-"Gelin, Rabbinizin bağışlamasını isteyin, çünkü O, bağışlaması çok bir bağışlayandır!" dedim.
11-Bol hayır (yağmur) ile göğü üzerinize salsın.
12-Size mallar ve oğullarla yardım etsin ve sizin için cennetler yapsın, sizin için ırmaklar yapsın.
13-Neden siz Allah için bir vakar ummazsınız?
14-Oysa O, sizi bu aşamaya kadar aşama aşama yaratmıştır.
15-Görmediniz mi, Allah'ın yedi göğü nasıl uygun tabakalar halinde yarattığını?
16-Ayı içlerinde bir ışık, güneşi de bir lamba yapmıştır.
17-Ve Allah, yerden ot bitirir gibi, sizi yetişdirdi.
18-Sonra sizi onda geri çevirecek ve sizi bir çıkarış daha çıkaracak!
19-Allah, yeri sizin için bir sergi yapmıştır.
20-Ondan (açılan) geniş geniş yollarda gidesiniz diye.
21-Nuh dedi ki: "Ey Rabbim! biliyorsun onlar, bana isyan ettiler, malı ve çocuğu kendisine hasardan başka birşey arttırmayan kimsenin ardınca gittiler.
22-Büyük büyük hilelere giriştiler.
23-"Sakın ilahlarınızı bırakmayın; ne Vedd'i ne Suva'ı, ne Yağus'u, ne Yeuk'u ve ne de Nesr'i" dediler.
24-Çoklarını şaşırttılar. Sen de zalimlerin ancak şaşkınlıklarını artır!"
25-Bir çok günahları yüzünden suda boğuldular da ateşe atıldılar ve kendilerine Allah'tan başka yardımcılar bulamadılar.
26-Nuh demişti ki: "Ey Rabbim, yeryüzünde (yurt sahibi) hiç bir kimse bırakma!"
27-Çünkü Sen, onları bırakırsan, kullarını yoldan çıkarıyorlar ve nankör facirden başkasını doğurmuyorlar.
28-Ey Rabbim, beni, babamı, annemi, mümin olarak evime gireni, bütün inanan erkekleri ve inanan kadınları bağışla! Zalimlerin ise ancak helakını artır!"
İnsan Suresi
1-Gerçekten insan üzerinden öyle uzun bir süre gelip geçti ki o anılmaya değer bir şey bile değildi?!
2-Çünkü Biz insanı bir takım katkılarla karıştırılmış bir nutfeden yarattık; onu evire çevire deneyelim diye de onu işiten ve gören bir varlık yaptık.
3-Muhakkak Biz ona (doğru) yolu gösterdik; ister şükredici olsun, ister nankör kafir!
4-Çünkü Biz, kafirler için zincirler tomruklar, bir de çılgın ateş hazırladık!
5-Haberiniz olsun iyiler, kalkışı kafur öten dolu bir kadehten içeceklerdir.
6-Allah'ın kullarının içtiği bir çeşme ki güzel yollar ırak onu akıtırlar da akıtırlar.
7-Adaklarım yerine getirirler ve şerri salgın olan günden korkarlar.
8-Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirir.
9-"Size sadece Allah rızası için yediriyoruz, siz. ı ne bir karşılık isteriz ne de bir teşekkür!"
10-"Çünkü biz Rabbimizden korkarız, bir suratsız kara günden!" (derler.)
11-Allah da onları o günün şerrinden korur ve kendilerini bir parlaklık ve bir sevince erdirir.
12-Sabretmelerine karşılık onlara bir cennet ve ipek verir.
13-Orada koltuklar üzerine yaslanmışlardır. Orada ne güneş görürler, ne de şiddetli soğuk;
14-üzerlerine cennet gölgeleri sarkmış ve devşirimleri (meyveleri) de bol bol önlerine konmuştur.
15-Gümüş kaplar ve billur küplerle çevrelerinde dolaşılır,
16-gümüşten billurlar (ki hizmetçiler) onları türlü türlü biçimlere koymuşlardır.
17-Ve orada katkısı zencefil olan bir kadeh sürülür.
18-Selsebil denilen bir çeşme.
19-Etraflarında daima genç çocuklar dolaşır; görünce onları saçılmış inciler sanırsın.
20-Gördüğüm zaman orada bol bir nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
21-Üstlerinde ince ipekten ve kalın atlastan yem yeşil elbiseler vardır; gümüş bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri onlara tertemiz bir içki sunmaktadır.
22-"İşte bu, sizin bir mükafatınızdı, çalışmanız mükafat ile karşılandı."
23-Gerçekten Kur'an'ı Biz sana aşama aşama indirdik.
24-O halde Rabbinin hükmünü vermesi için de sabret. Onlardan bir günahkara veya nanköre itaat etme!
25-Rabbinin ismini hem (sabah) erken, hem de ikindi üstü an!
26-Gecenin bir kısmında O'na secde et ve uzun bir gece O'nu tesbih et!
27-Çünkü onlar peşini (geçici dünyayı) severler ve önlerindeki ağır bir günü (kıyameti) bırakırlar.
28-Onları Biz yarattık, kundaklarım da Biz bağladık. dilediğimiz vakit de kılıklarım değiştiririz.
29-İşte bu bir öğüttür, dileyen Rabbine bir yol tutar!
30-Şu da var: Allah dilemedikçe, hiçbirşey dileyemezsiniz; çünkü herşeyi bilen, hikmet sahibi ancak Allah' tır.
31-O dilediğini rahmeti içine kor; zalimlere ise acı bir azap hazırlamıştır.
Nebe Suresi
1-Neden soruşuyorlar?
2-O büyük peygamberlik haberinden
3-ki Onlar onda görüş ayrılığına düşüyorlar.
4-Hayır, ileride bilecekler!
5-Hayır, hayır, ileride bilecekler!
6-Biz, yeryüzünü bir döşek yapmadık mı?
7-Dağları da birer kazık (yapmadık mı)?
8-Sizleri çift çift yarattık.
9-Uykunuzu bir dinlenme yaptık.
10-Geceyi bir örtü yaptık.
11-Gündüzü bir geçim vakti yaptık.
12-Üstünüze yedi sağlam bina (gök) çattık.
13-İçlerine parıl parıl parlayan bir kandil astık.
14-O yoğun bulutlardan şarıl şarıl bir su indirdik.
15-Onunla taneler ve otlar çıkaralım diye.
Beled Suresi
4-gerçekten Biz insanı bir sıkıntı içinde yarattık.
5-O, kendisine karşı kimse güç yetiremez mi sanıyor?
6-O: "Ben yığın yığın mal telef ettim." diyor.
7-Onu bir gören olmadı mı sanıyor?
8-Vermedik mi Biz ona iki göz?
9-Bir dil ve iki dudak?
Tin Suresi
1-Andolsun o incire, o zeytine,
2-Sinin (Sina) dağına
3-ve bu güvenli beldeye ki,
4-Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
5-Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına kaktık.
6-Ancak iman edip yararlı işler yapan kimseler başka; onlar için kesilmez bir mükafat vardır.
7-O halde artık sana dini ne yalanlatabilir?
8-Allah hakimlerin hakimi değil mi?
İhlas Suresi
1 -De ki: "O Allah tek birdir.
2-Allah, o eksiksiz, Samed'dir (Her şey O'na muhtaçtır.)
3-Doğurmadı ve doğurulmadı.
4-O'na bir küfüv (denk) de olmadı!"
Zeburla Devam Edelim
Yar.1: 1 Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
Yar.1: 2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.
Yar.1: 3 Tanrı, "Işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu.
Yar.1: 4 Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.
Yar.1: 5 Işığa "Gündüz", karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.
Yar.1: 6 Tanrı, "Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın" diye buyurdu.
Yar.1: 7 Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı.
Yar.1: 8 Kubbeye "Gök" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.
Yar.1: 9 Tanrı, "Göğün altındaki sular bir yere toplansın, kuru toprak görünsün" diye buyurdu ve öyle oldu.
Yar.1: 10 Kuru alana "Kara", toplanan sulara "Deniz" adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
Yar.1: 11 Tanrı, "Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin" diye buyurdu ve öyle oldu.
Yar.1: 12 Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
Yar.1: 13 Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu.
Yar.1: 14-15 Tanrı şöyle buyurdu: "Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin." Ve öyle oldu.
Yar.1: 16 Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.
Yar.1: 17-18 Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
Yar.1: 19 Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.
Yar.1: 20 Tanrı, "Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun" diye buyurdu.
Yar.1: 21 Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan canlıları ve uçan çeşitli varlıkları yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.
Yar.1: 22 Tanrı, "Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın" diyerek onları kutsadı.
Yar.1: 23 Akşam oldu, sabah oldu ve beşinci gün oluştu.
Yar.1: 24 Tanrı, "Yeryüzü çeşit çeşit canlı yaratık, evcil ve yabanıl hayvan, sürüngen*fa* türetsin" diye buyurdu. Ve öyle oldu. D. Not-1:24 "Sürüngen": İbranice sözcük fare, böcek gibi öteki kara hayvanlarını da kapsıyor.
Yar.1: 25 Tanrı çeşit çeşit yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.
Yar.1: 26 Tanrı, "İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım" dedi, "Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun."
Yar.1: 27 Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.
Yar.1: 28 Onları kutsayarak, "Verimli olun, çoğalın" dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.
Yar.1: 29 İşte yeryüzünde tohum veren her otu, tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak.
Yar.1: 30 Yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara, sürüngenlere -soluk alıp veren bütün hayvanlara- yiyecek olarak yeşil otları veriyorum." Ve öyle oldu.
Yar.1: 31 Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve altıncı gün oluştu.
Son olarak VEDA HUTBESİ
Bismillahirrahmanirrahim
"Ey insanlar!
Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha bulusamiyacagim.
"Insanlar!
Bugünleriniz nasil mukaddes bir gün ise, bu aylariniz nasil mukaddes bir ay ise, bu sehriniz (Mekke) nasil
mübarek bir sehir ise, canlariniz, malariniz, namuslariniz da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden
korunmustur.
"Ashabim!
Muhakkak Rabbinize kavusacaksiniz. O'da sizi yapti olayi sorguya cekecektir. Sakin benden sonra eski
sapikliklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayiniz! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar,
bulunmayanlara ulastirsin. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunlari daha iyi anlayan birisine ulastirmis
olur.
"Ashabim!
Kimin yaninda bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her cesidi kalidirilmistir. Allah
böyle hükmetmistir. Ilk kaldirdigim faiz de Abdulmutallib'in oglu (amcam) Abbas'in faizidir. Lakin
anaparaniz size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme ugrayiniz.
"Ashabim!"
Dikkat ediniz, Cahiliyeden kalma bütün adetler kaldirilmistir, ayagimin altindadir. Cahiliye devrinde güdülen
kan davalari da tamamen kaldirilmistir. Kaldirdigim ilk kan davasi Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin
Rabia'nin kan davasidir.
"Ey insanlar!
Muhakkak ki, seytean su topraginizda kendisine tapinmaktan tamamen ümidini kesmistir. Fakat siz bunun
disinda ufak tefek islerinizde ona uyarsaniz, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak icin bunlardan da
sakininiz.
"Ey insanlar!
Kadinlarin haklarini gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanizi tavsiye ederim. Siz kadinlari, Allah'in
emaneti olarak aldiniz ve onlarin namusunu kendinize Allah'in emriyle helal kildiniz. Sizin kadinlar üzerinde
hakkiniz, kadinlarin da sizin üzerinizde hakki vardir. Sizin kadinlar üzerindeki hakkinizi; yataginizi hic
kimseye cignetmemeleri, hoslanmadiginiz kimseleri izininiz olmadikca evlerinize almamalaridir. Eger
gelmesine müsade etmediginiz bir kimseyi evinize alirlarsa, Allah, size onlarin yataklarinda yalniz
burakmaniza ve daha olmasza hafifce dövüp sakindirmaniza izin vermistir. Kadinlarin da sizin üzerinizdeki
haklari, mesru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
"Ey mü'minler!
Size iki emanet burakiyorum, onlara sarilip uydukca yolunuzu hic sasirmazsiniz. O emanetler, Allah'in kitabi
Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin (a.s.m) sünnetidir.
"Mü'minler!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslümanin kardesidir ve böylece bütün Müslümanlar
kardestirler. Bir Müslümana kardesinin kani da, mali da helal olmaz. Fakat malini gönül hoslugu ile vermisse
o baskadir.
"Ey insanlar!
Cenab-i Hakk her hak sahibine hakkini vermistir. Her insanin mirastan hissesini ayirmistir. Mirasciya vasiyet
etmeye lüzüm yoktur. Cocuk kimin döseginde dogmussa ona aittir. Zina eden kimse icin mahrumiyet vardir.
Babasindan baskasina ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden baskasina intisaba kalkan köle, Allah'in,
meleklerinin ve bütün insanlarin lanetine ugrasin. Cenab-i Hakk, bu gibi insanlarin ne tevbelerini, ne de adalet
ve sehadetlerini kabul eder.
"Ey insanlar!
Rabbiniz birdir. Babaniz da birdir. Hepiniz Adem'in cocuklarisiniz, Adem ise topraktandir. Arabin Arap
olmayana, Arap olmayanin da Araap üzerine üstünlügü olmadigi gibi; kirmizi tenlinin siyah üzerine, siyahin
da kirmizi tenli üzerinde bir üstünlügü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadir. Allah yaninda
en kiymetli olaniniz O'ndan en cok korkaninizdir.
Azasi kesik siyahî bir köle basinza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'in kitabi ile idare ederse, onu
dinleyiniz ve itaat ediniz.
Suclu kendi sucundan baskasi ile suclanamaz. Baba, oglunun sucu üzerine, oglu da babasinin sucu üzerine
suclanamaz.
Dikkat ediniz! Su dört seyi kesinlikle yapmaycaksiniz:
• Allah'a hicbir seyi ortak kosmayacaksiniz.
• Allah'in haram ve dokunulmaz kildigi cani, haksiz yere öldürmeyeceksiniz.
• Zina etmeyeceksiniz.
• Hirsizlik yapmayacaksiniiz..
"Insanlar Lâilahe illallah deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri
zaman kanlarini ve mallarini korumus olurlar. Hesaplari ise Allah'a aittir.
"Insanlar!
"Yarin beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?"
Saheb-i Kiram birden söyle dediler:
"Allah'in elciligini ifa ettiniz, vazifenizi hakkiyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatta bulundunuz, diye
sehadet ederiz!"
Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.) sehadet parmagini kaldirdi, sonra da cemaatin üzerine cevirip indirdi ve söyle buyurdu:
"Sahid ol, yâ Rab! Sahid ol, yâ Rab! Sahid ol, yâ Rab!"
not : Arkadaşlar bu konu kesinlikle tartışma konusu olmasın tartışmaya giricek arkadaşların by_ajanın açtıı konudan devam etmesini rica ediorum
http://www.hackhell.com/showthread.php?t=64513
Şimdi Surelerle Başlayalım
Araf Suresi
179-Andolsun ki, cin ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yarattık. Onların kalpleri vardır, onunla gerçeği anlamazlar, gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır ama onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvan gibidirler, hatta daha şaşkındırlar. İşte o gafiller ancak bunlardır.
Hicr Suresi
6-Gerçekten Biz, insanı kuru bir çamurdan, biçimlendirilmiş bir balçıktan yarattık.
27-Cini ise, daha önce zehirleyici şiddetli ateşten yaratmıştık.
28-Ve düşün o vakti ki, Rabbin meleklere: "Ben, kuru bir çamurdan biçimlendirilmiş bir balçıktan bir beşer yaratacağım.
29-Bunun için, Ben onu muntazam bir insan kıvamına getirip içine ruhumdan üflediğim zaman, derhal onun için secdeye kapanın!"
30-Bunun üzerine bütün melekler hep birden secde ettiler.
31-Ancak iblis, secde edenlerle beraber olmaktan kaçındı.
32-Allah : "Ey iblis, sen neden secde edenlerle beraber olmadın?" dedi.
33-İblis: "Benim, kuru bir çamurdan, biçimlendirilmiş bir balçıktan yarattığın bir insana secde etmem olacak şey değildir!" dedi.
34-Allah : "O halde çık oradan; çünkü sen, artık kovulmuşsundur!
35-Ve bu lanet ceza gününe kadar üzerindedir." dedi.
Taha Suresi
55-Sizi topraktan yarattık, yine ona döndüreceğiz ve yine sizi ondan bir kere daha çıkaracağız.
Müminun Suresi
12-Andolsun ki, Biz insanı süzülmüş bir çamurdan yarattık.
Hucurat Suresi
13-Ey insanlar, Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışanız diye sizi milletlere, kabilelere ayırdık. Haberiniz olsun ki, Allah katında en şerefliniz, en takvalınızdır. Muhakkak ki, Allah, bilendir, herşeyden haberdardır.
Nuh Suresi
1-Haberiniz olsun ki, Biz Nuh'u: "Kendilerine elim bir azap gelmeden önce kavmini uyar!" diye kavmine gönderdik.
2-Dedi ki: "Ey kavmim, haberiniz olsun, ben size açık bir uyarıcıyım!
3-Şöyle ki, Allah'a kulluk edin, O'ndan korkun ve bana itaat edin!
4-Günahlarınızı bağışlasın ve sizi belirti bir vakte kadar ertelesin. Kuşkusuz, Allah'ın takdir ettiği vakit gelince ertelenmez, eğer bilseydiniz!"
5-Dedi ki: "Ey Rabbim, ben kavmimi gece gündüz davet ettim.
6-Fakat benim çağırmam, sadece onların kaçmalarını artırdı.
7-Ve ben, onları bağışlaman için her davet ettiğimde onlar, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, direndiler ve kibirlendikçe kibirlendiler.
8-Sonra ben onları yüksek sesle çağırdım.
9-Sonra hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli söyledim.
10-"Gelin, Rabbinizin bağışlamasını isteyin, çünkü O, bağışlaması çok bir bağışlayandır!" dedim.
11-Bol hayır (yağmur) ile göğü üzerinize salsın.
12-Size mallar ve oğullarla yardım etsin ve sizin için cennetler yapsın, sizin için ırmaklar yapsın.
13-Neden siz Allah için bir vakar ummazsınız?
14-Oysa O, sizi bu aşamaya kadar aşama aşama yaratmıştır.
15-Görmediniz mi, Allah'ın yedi göğü nasıl uygun tabakalar halinde yarattığını?
16-Ayı içlerinde bir ışık, güneşi de bir lamba yapmıştır.
17-Ve Allah, yerden ot bitirir gibi, sizi yetişdirdi.
18-Sonra sizi onda geri çevirecek ve sizi bir çıkarış daha çıkaracak!
19-Allah, yeri sizin için bir sergi yapmıştır.
20-Ondan (açılan) geniş geniş yollarda gidesiniz diye.
21-Nuh dedi ki: "Ey Rabbim! biliyorsun onlar, bana isyan ettiler, malı ve çocuğu kendisine hasardan başka birşey arttırmayan kimsenin ardınca gittiler.
22-Büyük büyük hilelere giriştiler.
23-"Sakın ilahlarınızı bırakmayın; ne Vedd'i ne Suva'ı, ne Yağus'u, ne Yeuk'u ve ne de Nesr'i" dediler.
24-Çoklarını şaşırttılar. Sen de zalimlerin ancak şaşkınlıklarını artır!"
25-Bir çok günahları yüzünden suda boğuldular da ateşe atıldılar ve kendilerine Allah'tan başka yardımcılar bulamadılar.
26-Nuh demişti ki: "Ey Rabbim, yeryüzünde (yurt sahibi) hiç bir kimse bırakma!"
27-Çünkü Sen, onları bırakırsan, kullarını yoldan çıkarıyorlar ve nankör facirden başkasını doğurmuyorlar.
28-Ey Rabbim, beni, babamı, annemi, mümin olarak evime gireni, bütün inanan erkekleri ve inanan kadınları bağışla! Zalimlerin ise ancak helakını artır!"
İnsan Suresi
1-Gerçekten insan üzerinden öyle uzun bir süre gelip geçti ki o anılmaya değer bir şey bile değildi?!
2-Çünkü Biz insanı bir takım katkılarla karıştırılmış bir nutfeden yarattık; onu evire çevire deneyelim diye de onu işiten ve gören bir varlık yaptık.
3-Muhakkak Biz ona (doğru) yolu gösterdik; ister şükredici olsun, ister nankör kafir!
4-Çünkü Biz, kafirler için zincirler tomruklar, bir de çılgın ateş hazırladık!
5-Haberiniz olsun iyiler, kalkışı kafur öten dolu bir kadehten içeceklerdir.
6-Allah'ın kullarının içtiği bir çeşme ki güzel yollar ırak onu akıtırlar da akıtırlar.
7-Adaklarım yerine getirirler ve şerri salgın olan günden korkarlar.
8-Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirir.
9-"Size sadece Allah rızası için yediriyoruz, siz. ı ne bir karşılık isteriz ne de bir teşekkür!"
10-"Çünkü biz Rabbimizden korkarız, bir suratsız kara günden!" (derler.)
11-Allah da onları o günün şerrinden korur ve kendilerini bir parlaklık ve bir sevince erdirir.
12-Sabretmelerine karşılık onlara bir cennet ve ipek verir.
13-Orada koltuklar üzerine yaslanmışlardır. Orada ne güneş görürler, ne de şiddetli soğuk;
14-üzerlerine cennet gölgeleri sarkmış ve devşirimleri (meyveleri) de bol bol önlerine konmuştur.
15-Gümüş kaplar ve billur küplerle çevrelerinde dolaşılır,
16-gümüşten billurlar (ki hizmetçiler) onları türlü türlü biçimlere koymuşlardır.
17-Ve orada katkısı zencefil olan bir kadeh sürülür.
18-Selsebil denilen bir çeşme.
19-Etraflarında daima genç çocuklar dolaşır; görünce onları saçılmış inciler sanırsın.
20-Gördüğüm zaman orada bol bir nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
21-Üstlerinde ince ipekten ve kalın atlastan yem yeşil elbiseler vardır; gümüş bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri onlara tertemiz bir içki sunmaktadır.
22-"İşte bu, sizin bir mükafatınızdı, çalışmanız mükafat ile karşılandı."
23-Gerçekten Kur'an'ı Biz sana aşama aşama indirdik.
24-O halde Rabbinin hükmünü vermesi için de sabret. Onlardan bir günahkara veya nanköre itaat etme!
25-Rabbinin ismini hem (sabah) erken, hem de ikindi üstü an!
26-Gecenin bir kısmında O'na secde et ve uzun bir gece O'nu tesbih et!
27-Çünkü onlar peşini (geçici dünyayı) severler ve önlerindeki ağır bir günü (kıyameti) bırakırlar.
28-Onları Biz yarattık, kundaklarım da Biz bağladık. dilediğimiz vakit de kılıklarım değiştiririz.
29-İşte bu bir öğüttür, dileyen Rabbine bir yol tutar!
30-Şu da var: Allah dilemedikçe, hiçbirşey dileyemezsiniz; çünkü herşeyi bilen, hikmet sahibi ancak Allah' tır.
31-O dilediğini rahmeti içine kor; zalimlere ise acı bir azap hazırlamıştır.
Nebe Suresi
1-Neden soruşuyorlar?
2-O büyük peygamberlik haberinden
3-ki Onlar onda görüş ayrılığına düşüyorlar.
4-Hayır, ileride bilecekler!
5-Hayır, hayır, ileride bilecekler!
6-Biz, yeryüzünü bir döşek yapmadık mı?
7-Dağları da birer kazık (yapmadık mı)?
8-Sizleri çift çift yarattık.
9-Uykunuzu bir dinlenme yaptık.
10-Geceyi bir örtü yaptık.
11-Gündüzü bir geçim vakti yaptık.
12-Üstünüze yedi sağlam bina (gök) çattık.
13-İçlerine parıl parıl parlayan bir kandil astık.
14-O yoğun bulutlardan şarıl şarıl bir su indirdik.
15-Onunla taneler ve otlar çıkaralım diye.
Beled Suresi
4-gerçekten Biz insanı bir sıkıntı içinde yarattık.
5-O, kendisine karşı kimse güç yetiremez mi sanıyor?
6-O: "Ben yığın yığın mal telef ettim." diyor.
7-Onu bir gören olmadı mı sanıyor?
8-Vermedik mi Biz ona iki göz?
9-Bir dil ve iki dudak?
Tin Suresi
1-Andolsun o incire, o zeytine,
2-Sinin (Sina) dağına
3-ve bu güvenli beldeye ki,
4-Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
5-Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına kaktık.
6-Ancak iman edip yararlı işler yapan kimseler başka; onlar için kesilmez bir mükafat vardır.
7-O halde artık sana dini ne yalanlatabilir?
8-Allah hakimlerin hakimi değil mi?
İhlas Suresi
1 -De ki: "O Allah tek birdir.
2-Allah, o eksiksiz, Samed'dir (Her şey O'na muhtaçtır.)
3-Doğurmadı ve doğurulmadı.
4-O'na bir küfüv (denk) de olmadı!"
Zeburla Devam Edelim
Yar.1: 1 Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
Yar.1: 2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.
Yar.1: 3 Tanrı, "Işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu.
Yar.1: 4 Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.
Yar.1: 5 Işığa "Gündüz", karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.
Yar.1: 6 Tanrı, "Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın" diye buyurdu.
Yar.1: 7 Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı.
Yar.1: 8 Kubbeye "Gök" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.
Yar.1: 9 Tanrı, "Göğün altındaki sular bir yere toplansın, kuru toprak görünsün" diye buyurdu ve öyle oldu.
Yar.1: 10 Kuru alana "Kara", toplanan sulara "Deniz" adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
Yar.1: 11 Tanrı, "Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin" diye buyurdu ve öyle oldu.
Yar.1: 12 Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
Yar.1: 13 Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu.
Yar.1: 14-15 Tanrı şöyle buyurdu: "Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin." Ve öyle oldu.
Yar.1: 16 Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.
Yar.1: 17-18 Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
Yar.1: 19 Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.
Yar.1: 20 Tanrı, "Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun" diye buyurdu.
Yar.1: 21 Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan canlıları ve uçan çeşitli varlıkları yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.
Yar.1: 22 Tanrı, "Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın" diyerek onları kutsadı.
Yar.1: 23 Akşam oldu, sabah oldu ve beşinci gün oluştu.
Yar.1: 24 Tanrı, "Yeryüzü çeşit çeşit canlı yaratık, evcil ve yabanıl hayvan, sürüngen*fa* türetsin" diye buyurdu. Ve öyle oldu. D. Not-1:24 "Sürüngen": İbranice sözcük fare, böcek gibi öteki kara hayvanlarını da kapsıyor.
Yar.1: 25 Tanrı çeşit çeşit yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.
Yar.1: 26 Tanrı, "İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım" dedi, "Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun."
Yar.1: 27 Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.
Yar.1: 28 Onları kutsayarak, "Verimli olun, çoğalın" dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.
Yar.1: 29 İşte yeryüzünde tohum veren her otu, tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak.
Yar.1: 30 Yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara, sürüngenlere -soluk alıp veren bütün hayvanlara- yiyecek olarak yeşil otları veriyorum." Ve öyle oldu.
Yar.1: 31 Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve altıncı gün oluştu.
Son olarak VEDA HUTBESİ
Bismillahirrahmanirrahim
"Ey insanlar!
Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha bulusamiyacagim.
"Insanlar!
Bugünleriniz nasil mukaddes bir gün ise, bu aylariniz nasil mukaddes bir ay ise, bu sehriniz (Mekke) nasil
mübarek bir sehir ise, canlariniz, malariniz, namuslariniz da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden
korunmustur.
"Ashabim!
Muhakkak Rabbinize kavusacaksiniz. O'da sizi yapti olayi sorguya cekecektir. Sakin benden sonra eski
sapikliklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayiniz! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar,
bulunmayanlara ulastirsin. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunlari daha iyi anlayan birisine ulastirmis
olur.
"Ashabim!
Kimin yaninda bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her cesidi kalidirilmistir. Allah
böyle hükmetmistir. Ilk kaldirdigim faiz de Abdulmutallib'in oglu (amcam) Abbas'in faizidir. Lakin
anaparaniz size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme ugrayiniz.
"Ashabim!"
Dikkat ediniz, Cahiliyeden kalma bütün adetler kaldirilmistir, ayagimin altindadir. Cahiliye devrinde güdülen
kan davalari da tamamen kaldirilmistir. Kaldirdigim ilk kan davasi Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin
Rabia'nin kan davasidir.
"Ey insanlar!
Muhakkak ki, seytean su topraginizda kendisine tapinmaktan tamamen ümidini kesmistir. Fakat siz bunun
disinda ufak tefek islerinizde ona uyarsaniz, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak icin bunlardan da
sakininiz.
"Ey insanlar!
Kadinlarin haklarini gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanizi tavsiye ederim. Siz kadinlari, Allah'in
emaneti olarak aldiniz ve onlarin namusunu kendinize Allah'in emriyle helal kildiniz. Sizin kadinlar üzerinde
hakkiniz, kadinlarin da sizin üzerinizde hakki vardir. Sizin kadinlar üzerindeki hakkinizi; yataginizi hic
kimseye cignetmemeleri, hoslanmadiginiz kimseleri izininiz olmadikca evlerinize almamalaridir. Eger
gelmesine müsade etmediginiz bir kimseyi evinize alirlarsa, Allah, size onlarin yataklarinda yalniz
burakmaniza ve daha olmasza hafifce dövüp sakindirmaniza izin vermistir. Kadinlarin da sizin üzerinizdeki
haklari, mesru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
"Ey mü'minler!
Size iki emanet burakiyorum, onlara sarilip uydukca yolunuzu hic sasirmazsiniz. O emanetler, Allah'in kitabi
Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin (a.s.m) sünnetidir.
"Mü'minler!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslümanin kardesidir ve böylece bütün Müslümanlar
kardestirler. Bir Müslümana kardesinin kani da, mali da helal olmaz. Fakat malini gönül hoslugu ile vermisse
o baskadir.
"Ey insanlar!
Cenab-i Hakk her hak sahibine hakkini vermistir. Her insanin mirastan hissesini ayirmistir. Mirasciya vasiyet
etmeye lüzüm yoktur. Cocuk kimin döseginde dogmussa ona aittir. Zina eden kimse icin mahrumiyet vardir.
Babasindan baskasina ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden baskasina intisaba kalkan köle, Allah'in,
meleklerinin ve bütün insanlarin lanetine ugrasin. Cenab-i Hakk, bu gibi insanlarin ne tevbelerini, ne de adalet
ve sehadetlerini kabul eder.
"Ey insanlar!
Rabbiniz birdir. Babaniz da birdir. Hepiniz Adem'in cocuklarisiniz, Adem ise topraktandir. Arabin Arap
olmayana, Arap olmayanin da Araap üzerine üstünlügü olmadigi gibi; kirmizi tenlinin siyah üzerine, siyahin
da kirmizi tenli üzerinde bir üstünlügü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadir. Allah yaninda
en kiymetli olaniniz O'ndan en cok korkaninizdir.
Azasi kesik siyahî bir köle basinza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'in kitabi ile idare ederse, onu
dinleyiniz ve itaat ediniz.
Suclu kendi sucundan baskasi ile suclanamaz. Baba, oglunun sucu üzerine, oglu da babasinin sucu üzerine
suclanamaz.
Dikkat ediniz! Su dört seyi kesinlikle yapmaycaksiniz:
• Allah'a hicbir seyi ortak kosmayacaksiniz.
• Allah'in haram ve dokunulmaz kildigi cani, haksiz yere öldürmeyeceksiniz.
• Zina etmeyeceksiniz.
• Hirsizlik yapmayacaksiniiz..
"Insanlar Lâilahe illallah deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri
zaman kanlarini ve mallarini korumus olurlar. Hesaplari ise Allah'a aittir.
"Insanlar!
"Yarin beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?"
Saheb-i Kiram birden söyle dediler:
"Allah'in elciligini ifa ettiniz, vazifenizi hakkiyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatta bulundunuz, diye
sehadet ederiz!"
Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.) sehadet parmagini kaldirdi, sonra da cemaatin üzerine cevirip indirdi ve söyle buyurdu:
"Sahid ol, yâ Rab! Sahid ol, yâ Rab! Sahid ol, yâ Rab!"